Ekşi sözlükten bir yazı. Özgecanın katillerinin öldürülmesi onlar için ödüldür. Bu şekilde içeri girenlere mapusta nelerin yapıldığını anlatan bir yazı, okumanızı tavsiye ederim. Küfür içerir.
kahreden bir cinayete kurban gitmiş genç kızımız. çağ üniversitesinde pgiboloji bölümü öğrencisi. vahşi bir biçimde katledildiği ilçe'de, yani tarsus'ta büyüdüm. bunlar yeni yetme bebeler, ben ağa babalarını tanırım. bu bölgenin insanı ikiye ayrılıyor: ülkücüler ile diğerleri. diğerleri millettir, ülkücüler ise çete. çete üyesi olmadan arkadaş bile edinemezsin bu ilçede. çete dediğim şeyin resmiyeti yok. ya ideolojik ya da mahalleden bağ kurmuş olmak gerek.
fatih gökçe adlı şahıs fotoğraflarında bozkurt işareti yaparak poz kesmiş. yani ülkücü. suphi altındöken de kuyumculuk ile uğraşan bir aileye mensup. onlar da ülkücü. burada kimseyi zan altında bırakmak gibi bir niyetim yok ama çocuğunu yetiştirmeyi bilmiyorsan sen de batacaksın yerin dibine. bu işler böyle.
2008 yılında çatalburun operayonuyla alındı bunların ağabeyleri. süleyman. davanın konusu çetecilik. ağabeyleri dediğim kaplama müebbet yedi. cezayı veren merci: adana ağır ceza (öym). dava hala sürüyor, yargıtayda. bu süreçte ne oldu? önce tarsus c tipi kapalı cezaevinde yattılar. sonra kürkçüler, osmaniye, nevşehir, erzurum...
şimdi onlardan bu soyu kuruyasıcalara geçiyorum. bunlar da tarsus c tipi'ne alınacaklar. dava adana ağır ceza mahkemesine gönderilecek. dava "canavarca hisle cinayet işlemek" ile açılacak. kısa bir süre sonra adana kürkçüler cezaevine nakledilecekler. böylelerini, uyuşturucuyu, çeteyi oraya gönderirler; yani cehenneme. dedim ya, bunlar yeni yetme bebeler. mapus ddıbını ağalık yapabilecekleri bir yer sanıyorlar. bu yüzden belde silahla geziyor, öldürmekte beis görmüyorlar. işte bunların ağababaları, yani en "erkek"leri o cezaevinde, aile görüşlerinde hüngür hüngür ağlıyordu. öyle bir şiddet, öyle bir dehşet var ki orada, tutuklular nakil olmak için bin takla atıyor da nakletmiyorlar. etseler de ya nevşehir ya erzurum. yani sürgün yerleri. o da ruhunu öldürüp seni bitkiye çevirdikten sonra.
merhumenin akrabaları, tanıdıkları okuyorsa ilk basamak için müsterih olsunlar. öyle koğuşa bavulu bırakıp yataklarına geçmiyorlar. gördüm, biliyorum. önce karşılama salonuna alınacaklar. kapalı, kulaktan ırak bir mekan. 10-15 görevli ölmeyecekleri şekilde dövecek bunları önce. sonra sürüyerek avluya alacaklar. soyunun diyecekler. çömeltip, domaltıp onurlarını gibecekler önce. sonra vücut taraması yapacaklar. yani makatına bile bakacaklar. işlem bitince koğuşlarına alacaklar. önce izole bir koğuşa alınırlar, sonra normale. normal deyince burada yatanlar, etkili olanlar çoluk çocuk değil. tecavüzcü, çocuk ve kadın katili (namus davası addettikleri kavram dışında) ancak hanımlık yapar.
ilk altı ay yerde yatacaklar. altlarında sadece bir battaniye olacak. kaidedir bu. içerisi nemli, soğuk ciğeri delip geçiyor. hızla kilo kaybediyorsun, gözlerinin altı yeşile çalıyor. her gece maltayı siliyorsun kısa saplı paspas ile. durur ya da kalkarsan dayak yiyorsun. hani ışıklar kapanınca gözlerini kapıyorsun ya karanlığa, bu gün de ölmedim anne diyorsun hani. o an malta'dan çığlıkları gelen adamlar böyleleri işte. sabahlara kadar canı sıkılan her memur dövüyor bunları. duymuyor kimse, bilmiyor. kimse anlatamıyor. morluklar vücut içinde. görüşlerde gardiyanlar cirit atıyor. tek bir şey söyle, öldürürler seni. basit, intihar etti derler. çok oldu hani, ondan söylüyorum.
bıçaklamışlar önce. sonra ormanlık alanda yakmışlar. vücudunun bir kısmı yanmış, tanınmaz hale gelmiş. acımadan bıçaklamış kahpeler. o bıçağı gardaş, validenin dıbına sokacaklar. şöyle karşısına dikip ananın amından bahsederken tükürük saçan ağzıyla gardiyan, öldürseler keşke beni diyeceksin. bir hamle ölmek için saldırırsın. öldürmezler seni. beklete beklete döverler. ruhunu giberler. günebakan çiçeği oluverirsin iki ay içinde. sonra koğuşunda kalkmış bütün yarakları indirmek olur işin.
özgecan kızımızın mekanı cennet olsun. katilleri "burada allah yok" yazılı kapıdan içeri girerken bin defa kapanacaklar özgecan'ın ayaklarına. af dileyecekler. ama geri akmayacak zaman. hatta hiç akmayacak.
katillerinden biri olan suphi altındöken yakalanmamış daha. ama yakalanır, kimse korumaz senin gibi kahpeyi. elleriyle teslim edecekler seni. üstelik olay henüz aydınlanmadı. olur ya, burayı okursun koğuş huursu. iyi oku bak bu satırları: bileklerini kes oğlum, söyleyeyim sana. vallahi orada fırsat bulursan barsaklarınla boğarsın kendini. müebbet alacaksın, benden iyi biliyorsun. sizi koğuş oğlanı yapacaklar, demedi deme. öldür kendini. süleyman'ı da (tanırsın sen) ali'yi de ersin'i de gördüm. o ali, beni öldürün diye çığlık atıyordu maltada. süleyman kadın gibi hıçkırarak ağlıyordu. ortama hakimim yani, ayıktın? mersin cezaevinde mehdi kızıl, silifke'de silvanlı mehmet.
öldürmek diyenlere, ölsünler isteyenlere. siz bu canilerin kurtuluşunu mu istiyorsunuz? tezgah kurulu, siz duymuyorsunuz çığlıkları. öldürmek, öldürtmek, idam etmek kolay, kestirme yol. kurtuluş o. belinde silah taşıyıp alemin bitirimi olmak isterken adanalı hırsızın, gaspçının, cononun, çetecinin her gece üç posta bu parlaklara kaydığını düşünürsen, şahısların ölmemesi gerektiğini sen de onaylarsın.
allah annesine babasına sabır versin. gönüllerini ferahlatsın, acılarını dindirsin. ne kadar üzüldüğümü tarif edemem. ne kadar kahrolduğumu anlatamam. senaryo ne olursa olsun, olay nasıl gelişirse gelişsin cezaları hafiflemeyecek. tek kurtuluşları af olacaktır ki o zaman da iş kızın ailesindedir. ben derilerini yüzerdim, allah kimseye vermesin böyle bir mükellefiyet, böyle bir acı.
bunlar daha düşmemiş içeri, nezaret görmüşler abisi.
dileğim, sonunuz çevrenizdeki kahpelere örnek olur.
--
katillerine linç girişimi:
https://www.youtube.com/watch?v=jxdhwlnz4xe
--
gelen yoğun sorular üzerine edit:
yukarıda yazılan her şey rutin uygulamalardır. aşağılık suçlar işleyen kimselere birebir uygulanır. daha hafif ve onursuzluk addedilemeyecek suçlar işleyenlere ise kısmi uygulanır ve korkutularak sindirilirler. kürkçüler e tipi diye geçer. f de olmak üzere iki bölümden oluşur. burada yatmış, yakınını yatırmış ya da arkadaşını ziyaret etmiş herkes yazdıklarımın beterini bilir. evet, beteri de var. zaten devlet müdahale etmiyor buraya. disiplin seviyesi çok yüksek. kafalarına estiğinde karşılarına dikip (hazır ol'da durmak, gözlerini yerden ayırmamak, sadece sorulan soruya cevap vermek zorundasın) dayı mısın? diye soruyorlar. tabii 10-15 kişilik gruplar halinde alırlar aralarına. "bak buranın allahı benim" cümlesini duymamış tutuklu/hükümlü yoktur. ve nakledilenlerin hepsi "burada allah yok" yazılı kapıdan girer.
öfke ile yazılmış şeyler değil yani bunlar. bu cezaevi ile 2 yıl muhatap oldum. birçok kere yazdım buraya da. 2008 yılında kardeşim bir telefon görüşmesi gerekçe gösterilerek "17 yaşında" özel yetkili mahkeme (adana 7. ağır ceza) tarafından çete üyesi olmak suçlamasıyla yargılandı. ve aynı şekilde tarsus'tan buraya nakledildi. iki yıl boyunca bir şeyler döndüğünü seziyorduk, ama hiçbir şey söylemiyordu. en son "beni buradan kurtarın, demeyin bir şey demeyin" diye fısıldadı. araya vekil filan sokup ancak kurtarabildik oradan. çete reisi diye tutuklanan mafyatik ali ... ile ersin ... görüşlerde kız gibi ağlıyordu. nakledildiği yerde anlattı her şeyi. meğer her gece dayak, işkence, küfür, malta temizliği. uyuyamıyorlarmış ali'nin çığlıklarından. öldürün beni kurban olayım öldürün diye bağırıyormuş o milleti tehdit edip haraç kesen adam.
evet, ceza evlerinde işkenceyi kınıyoruz insani olarak. ama o kadar da insani değil. iskandinav suyu da içtik, vicdanımızı da kaybetmedik. ama kardeşim beni affetsin. iyi ki var öyle bir yer. iyi ki.
not: cinayet işlemiş kimseyi damat koğuşuna almazlar. adli'ye alırlar.