1. 68.
    0
    مپراتوری عثمانی
    از ویکی‌پدیا، دانشنامهٔ آزاد
    پرش به: ناوبری, جستجو
    Right
    برای اثبات‌پذیری کامل این مقاله به منابع بیشتری نیاز است یا منابع ارایه‌شده به‌درستی ارجاع داده نشده‌اند.
    لطفاً با توجه به شیوهٔ ویکی‌پدیا برای ارجاع به منابع با ارایهٔ منابع معتبر این مقاله را بهبود بخشید.
    مطالب بی‌منبع در آینده مردود و حذف خواهندشد.
    خلافت عثمانی
    1299 - 1924
    دولتْ علیّه عثمانیّه
    Devlet-i Âliye-yi Osmâniyye
    پرچم و نشان Ottoman Flag.svg Osmanli-nisani.svg
    شعار خلافة إلى الأبد

    دولت ابد مدت
    سرود ملی
    نقشه OttomanEmpireIn1683.png
    زبان رسمی ترکی عثمانی
    پایتخت سوگوت (1299 – 1326)
    بورسا (1326 – 1365)
    ادرنه (1365 – 1453)
    استانبول (1453 – 1922)
    دین اسلام
    مذهب سنی
    مذهب رسمی مذهب حنفی
    نظام حاکم خلافت
    دوره حکومت 625 سال
    عنوان رییس دولت سلطان
    دعداد سلاطین 40 سلطان
    تاسیس 1299
    اولین سلطان عثمان اول (1299 - 1326)
    آخرین سلطان عبد الحميد ثاني (1922-1924)
    اولین صدر اعظم علاء الدين پاشا (1320-1331)
    آخرین صدر اعظم احمد توفيق پاشا (1920-1922)
    دولت جایگزین تركيه
    مساحت 7.500.000 (سال 1689)
    جمعیت 35.350.000 (سال 1856)
    پول ليره عثمانی

    امپراتوری عثمانی یک قدرت سیاسی امپراتوری بود که از ۱۲۹۹ تا ۱۹۲۲ میلادی در منطقه مدیترانه حکومت می‌کرد. این امپراتوری در اوج قدرت خود (قرن ۱۶ میلادی) مناطق آسیای صغیر ، اکثر خاورمیانه، قسمت‌هایی از شمال آفریقا، قسمت جنوب شرق
    ···
  2. 67.
    0
    elele verip silâhçı ustasına gittiler.
    ustalar oturup birbirleriyle danıştılar.
    büyük baltalar dövdüler. üç okkalık nacaklar dövdüler.
    yalımı iki okkalık büyük kılıçlar dövdüler.
    kabzaların başı on beş okkalık,
    kılıçların kını on beşer okkalık; altından.
    gılgamış ve engidu, her biri 300 okkalık silâhlar taşıdılar.
    adamlar, uruk kentinin yedi sürgülü kapısına vardılar;
    halk bir araya birikti; uruk sokaklarına neşe saçıldı.
    gılgamış, uruk sokaklarında halkın neşesine tanık oldu.
    o, karşısında oturan halka seslendi:
    "ben, ejder yapılı humbaba'ya gitmek istiyorum.
    o söylenen şeyi, ben gılgamış, görmek istiyorum!
    onun adı ülkelere yayılmıştır.
    katran ormanına koşmak istiyorum.
    uruk çocuğunun nasıl güçlü olduğunu bütün ülkeye anlatayım.
    katranları devirmek için elimi bulaştırayım.
    kendim için sonsuzlaşacak bir ad yapayım!"

    uruk mahallesinin yaşlıları dönüp gılgamış'a dediler:
    "gılgamış, sen genç olduğundan,
    gönlün seni böylesine ileri zütürdü.
    sen burada ne yaptığını bilmiyorsun.
    bizim işittiklerimiz, humbaba'nın çok acayip olduğudur.
    onun silâhının karşısına çıkacak olan kimdir?
    orman iki kez on bin saat uzaklık çekiyor.
    yukarı çıkıp onun içine girecek olan kimdir?
    humbaba, onun böğürtüsü tufandır, evet,
    onun soluğu ateş, onun saldırısı ölüm.
    neden dolayı böyle şeyleri yapmaya heves ediyorsun?
    humbaba'nın oturduğu yer için savaşan hiçbir kimse ona dayanamaz!"

    gılgamış, öğütçülerinin sözünü dinledikten sonra,
    gülümseyerek gözlerini arkadaşına dikti. (40)
    (dokuz satır ekgib)

    "korucuyu meleğin seni sıkıntılardan kurtarsın;
    barış içinde uruk kıyısına (41) dönmen için sana kılavuz olsun!"

    gılgamış, diz çöküp elini kaldırdı:
    "söyledikleriniz yerini bulsun. şimdi gidiyorum.
    şamaş!.. ellerimi sana kaldırıyorum:
    oraya varınca canım sağ esen kalsın!
    beni uruk kıyısına geri döndür! gölgeni üstümden ekgib etme!"

    bundan sonra gılgamış, arkadaşını çağırdı,
    falına onunla birlikte baktı. (42)
    (yedi satır ekgib)

    gılgamış'ın gözlerinden yaşlar boşandı:
    "hiç gitmediğim bir yol. sonu belli olmayan bir yolculuk.
    burada sağ esen kalırsam seni gönlüme göre sevmiş olurum.
    kendimi senin zevkine kaptırmak isterim,
    seni tahtlara geçirmek isterim."
    artık köleler silâhlarını getirdiler.
    büyük kılıçları, yayı, sadağı eline teslim ettiler.
    baltaları aldı, sadağı ve anşan (43) yayını bir yanına astı,
    kılıcı kemere taktı. yolda yürümeye başladılar.

    i̇nsanlar gılgamış'a sordular:
    "sen ne zaman kente geri döneceksin?
    Tümünü Göster
    ···
  3. 66.
    0
    özet geçin binler.!
    ···
  4. 65.
    0
    gilgamiş destani
    i̇ki̇nci̇ tablet
    engidu fahişenin karşısına oturdu. o, onun sözcüklerini dinledi
    ve anlattıklarına kulak verdi. kadının öğüdü yüreğine işledi.

    kadın bir giysi çıkardı: birini ona giydirdi,
    öbürünü kendisine alıkoydu.
    kadın onu bir ana gibi elinden tutup çobanların sofrasına,
    hayvanların ağılına zütürdü.
    onun, yurdu dağlar olan engidu'nun,
    önceleri ceylânlarla ot yiyen adamın,
    kalabalığın sütünü emenin, şimdi önüne yemek koydular.

    o, utanarak gözünü dikiyor, bakıyordu.
    engidu ekmek yemesini bilmiyor, içki içmesini anlamıyor!
    fahişe ağzını açıp engidu'ya dedi:
    "engidu, ekmek ye! bu, yaşamın koşuludur!
    i̇çki iç! bu, ülkenin göreneğidir!"

    engidu, doyuncaya dek ekmek yedi. yedi küp içki içti.
    i̇çi açıldı, neşe buldu. yüreğine açıklık geldi, yüzü parladı.
    kıllı, pis gövdesini sıvadı, kendi kendini yağladı (29), i̇nsana döndü.
    sonra bir giysi giydi, artık adam oldu.
    arslanların üstüne yürümek için silâhını aldı.
    çobanlar geceleri uykuya daldı.
    kurtları yakaladı, arslanları kovaladı.
    eski bekçiler rahat ettiler.
    o, güçten üstün insan, o erkeklerin bir tanesi engidu,
    bunlara bekçi oldu.
    (14 satırlık boşluk... engidu fahişeyle birlikte)

    engidu, huur ile eğlenirken gözlerini kaldırdı
    ve bir adam gördü. fahişeye seslendi:
    "yosma! adam buraya gelsin! o ne diye geldi?
    söyleyeceğini dinlemek isterim!"
    fahişe adamı çağırıp ona yaklaştı, ona dedi:
    "adam, nereye acele ediyorsun? yorulman neye yarar?"
    adam ağzını açıp engidu'ya dedi:
    "benimle birlikte kız evine (30) gel!
    nişanlı seçmek için herkesin evi uruk kralına daima açıktır.
    nişanlı seçmek için herkesin evi,
    uruk kralı olan gılgamış'a daima açıktır.
    o, evlenecek olanlarla önce kendisi yatar, sonra da koca. (31)
    tanrısal yasaya göre bu, tanrının bir buyruğudur.
    bu buyruk kendisine göbeğinin bağı kesilir kesilmez verilmiştir." (32).
    adamın sözü üzerine benzi sarardı...
    (dokuz satırlık boşluk)

    engidu önden gidiyor, huur onun arkasından.
    o, uruk'a girince halk çevresine toplandı.
    uruk'ta caddenin ortasında durunca, insanlar başına biriktiler
    ve ondan şöyle söz ettiler:
    "o, aşağı yukarı gılgamış'a benzer. bedence daha ufaktır;
    ama, kemikleri onunkinden daha güçlüdür.
    (bir satır ekgib)
    ülkede en güçlü odur. güçlüdür. o, kalabalığın sütünü emmiştir."
    (bir satır ekgib)
    zayıf yavrucuklar gibi ondan korkmalarına karşın, adamlar rahatladılar,
    "o yiğite karşı, gösterişi yaman bir yiğit alandadır.
    gılgamış'a karşı tanrıya benzer, onun (33) bir eşi alandadır!
    i̇şhara'ya (34) özgü bir yatak hazırlanmıştır.
    gılgamış'ın onun yanında kalması için.
    bu gece onunla 'allahın emri' olacaktır" (35)
    gılgamış yaklaştığında, engidu caddenin ortasına dikildi.
    gılgamış'a yolu kapamak isteyip, onu yatak odasına bırakmadı.
    (yedi satır ekgib)

    gılgamış kırda büyüyen, gür saçlı, ele avuca sığmaz engidu'ya baktı.
    kendi kendisine yol açtı ve üstüne yürüdü.
    kentin alanında birbirleriyle karşılaştılar.
    engidu kapıyı ayağıyla kapayıp gılgamış'ı içeri bırakmadı.
    bunun üzerine boğalar gibi böğürerek kapıştılar:
    kapının direklerini paramparça ettiler. duvar yerinden sarsıldı!
    gılgamış ve engidu,
    evet, boğalar gibi böğürerek birbiriyle kapıştılar.
    kapının direklerini paramparça ettiler. duvar yerinden sarsıldı!
    gılgamış diz üstü yere düşünce, öfkesi indi ve göğsünü geri çekti.
    gılgamış göğsünü çeker çekmez, engidu ona, gılgamış'a dedi:
    "anan olan, ağılın yabanıl ineği, tanrıça ninsun (36),
    seni bir tane doğurdu.
    başın adamların tepesini aşmıştır!
    enlil senin alnına insanların krallığını yazmıştır!
    gücün evrenin beylerinden üstündür."
    (on satırlık boşluk)

    birbirini öptüler ve arkadaş oldular.
    (görünüşe bakılırsa bundan sonraki 14 satırlık boşluğun sonuna doğru,
    gılgamış'ın engidu'yu, bir oğul olarak kendi anasına zütürmüş
    olmasından söz ediliyor. gılgamış, engidu'dan şu biçimde söz ediyor:)

    "ülkede en güçlü odur. güçlüdür.
    gökten inen yoğun cevhere benzer, gücü büyüktür!
    kimse karşısında duramaz. ona lûtfunu göster."
    gılgamış'ın anası oğluna dedi,
    ninsun, yabanıl inek, gılgamış'a dedi: "oğlum...
    (üç satır ekgib)
    (engidu'nun hep korumakta olduğu biçiminden ötürü, ninsun'un
    şaşkınlığını belli ettiği anlaşılıyor. bundan sonraki beş satırsa,
    gılgamış'ın yanıtlarını oluşturabilir.)

    "onunla yukarı, aile ocağının kapısına gitti.
    o, bana karşı pek çok kışkırtıldı.
    engidu'nun babası ve anası yoktur.
    onun incin saçları hiç kesilmemiştir.
    o, kırda doğduğundan kimse onu eğitmemiştir."
    engidu orada durdu ve onun söylediklerini dinledi.
    gözleri yaşla doldu.
    söylenenler kendisine pek dokunduğundan acı acı içini çekti.
    gılgamış, yüzünü ona çevirip,
    oturdukları yerde birbirleriyle kucaklaştılar;
    âşıklar gibi eller birbirinin üstüne kondu
    ve gılgamış, engidu'ya dedi:
    "dostum, neden gözlerin yaşla dolu?
    söylenenler sana dokunduğu için mi acı acı içini çektin?"
    engidu ağzını açıp gılgamış'a anlattı:
    "dostum, bir acı boğazımı sıkıyor. kollarım uyuştu, gücüm azaldı."
    gılgamış, ağzını açıp engidu'ya dedi:
    (altı satır ekgib)

    "ejder yapılı humbaba ormanda oturuyor.
    sen ve ben onu öldürüp şu belâyı ülkeden kaldıralım.
    kendimize katran ağaçları devirelim."
    (dört satır ekgib)

    engidu, ağzını açıp gılgamış'a dedi:
    "dostum, ben dağlarda deneyimliyim;
    yabanıl hayvanlarla oralarda dolaştım.
    ormanın uzaklığı iki kez on bin saat çeker.
    yukarıya, onun içine dalacak kimdir? humbaba...
    onun böğürtüsü tufandır, evet,
    onun soluğu ateş, saldırısı ölüm.
    neden ötürü böyle şeyleri yapmaya yeliyorsun? (37)
    humbaba'nın oturduğu yer için
    savaşan hiçbir kimse ona karşı dayanamaz!"

    gılgamış, ağzını açıp engidu'ya dedi:
    "katransa, ben bunun dağına çıkmak istiyorum.
    bu dağ geniş ormanın ortasında bulunuyor.
    (üç satır ekgib)
    humbaba'nın bulunduğu ormana gitmek istiyorum.
    savaşta bir balta bana yeter. sen burada yalnız kal,
    ben oraya gideceğim."

    engidu, ağzını açıp gılgamış'a dedi:
    "oraya nasıl gidebiliriz... katran ormanına?
    gılgamış, onun bekçisi bir savaşçıdır. hiçbir zaman ımızganmaz. (38)
    (i̇ki satır ekgib)
    enlil onu, katranları korusun diye i̇nsanların başına belâ kılmıştır.
    her kim yukarı, ormana çıkarsa, kötürüm olur."

    gılgamış, ağzını açıp engidu'ya dedi:
    "... " (39)
    "güneş gökyüzünde durdukça tanrılar sonsuza dek yaşarlar.
    ancak, insanın günleri sayılıdır.
    onların ettikleri hep havadır.
    sen daha buradayken ölümden korkuyorsun.
    yiğit ruhundaki gücün sana yararı ne?
    öyleyse, seni ben zütüreyim de, ağzın bana:
    'i̇leri git! korkma' diye çağırsın.
    kendim ölürsem adımı yükseltirim,
    'ejder yapılı humbaba'nın düşmanı gılgamış ölmüştür,' derler."
    (sekiz satır ekgib)

    "katran devirmek için elimi bulaştırmak istiyorum.
    kendim için bir ad bırakmak istiyorum.
    şimdi dostum, silâhçı ustasına gitmek istiyorum.
    silâhlar gözümüzün önünde
    Tümünü Göster
    ···
  5. 64.
    0
    bunu okuyanın anasını gibeyim ben.
    ···
  6. 63.
    0
    "gel, bırak gidelim. o, senin yüzünü görsün.
    sana gılgamış'ı göstereyim.
    onun nerede olduğunu çok iyi biliyorum.
    engidu, uruk'a gel.
    süslü kemerler kullanan insanların yanına!
    her gün orada bir bayram kutlanır.
    neşe yaratan genç oğlanların,
    görülmeye değer genç kızların oldukları yere.
    zevk onlardadır; tam neşe içindedirler."
    (bir satır ekgib)

    "engidu, sana yaşamı seven,
    acıdan zevk alan gılgamış'ı göstermek isterim.
    onu gör, onun yüzüne bak: o, erkek güzelidir.
    tam güçlüdür; senden güçlüdür. gece gündüz dinlenmesi yoktur.
    engidu, kıskançlığını bırak!
    ona, gılgamış'a, sevgiyi şamaş (25) gösterdi.
    onun aklını düşüncesini anu, enlil ve ea (26) genişlettiler;
    sen o dağdan gelmezden önce, gılgamış seni düşünde gördü;
    düşünü yorarak kalktı, anasına anlattı:
    'aman ana, ben bu gece bir düş gördüm.
    bütün gücümle adamların arasından geçip ileri gittim.
    orada gökyüzünün yıldızları birdenbire yere döküldüler.
    göktaşı gibi yukardan aşağı üstüme düştü.
    onu kaldırmak istedim. bana ağır geldi,
    kımıldatmak istedim, kımıldatamadım.
    uruk halkı oraya toplandı.
    erkekler onun ayaklarını öptüler ve ben,
    o bir karıymış gibi, üzerinde ondan zevk aldım (27).
    orada kendi kendime zorladım. onlar bana yardım ettiler.
    onu kaldırdım ve sana getirdim.'
    her şeyi öğrenen gılgamış'ın anası, gılgamış'a anlattı:
    'gılgamış, bu açık bir şeydir.
    kırda sana benzer biri doğmuştur. onu dağlar yetiştirmiştir.
    senin onu görür görmez, bir karıymış gibi üzerinde
    ondan zevk aldığın adam, senden asla ayrılmayacaktır.
    adamlar onun ayaklarını öpecektir. sen onu kucaklayacaksın.
    onu bana getireceksin! o, güçlü engidu'dur.
    dar zamanda arkadaşa yardım eden bir yoldaştır.
    ülkede en güçlü odur. güçlüdür.
    gökten inen yoğun cevhere benzer. gücü büyüktür.
    senin, karı gibi, üstünde zevk aldığın o adam,
    senden hiç ayrılmayacaktır.'
    gılgamış uyumak için yattı ve başka bir düş gördü.
    anasına anlattı:
    'aman ana, başka bir düş gördüm.
    karışık şeyler gördüm.
    uruk'ta yolun ortasında bir balta yatıyordu.
    bunun çevresine toplanmışlar; halk da oraya zorluyordu.
    bu baltanın görünüşü şaşırtıcıydı.
    ona baktığımda sevindim.
    onu severek, bir karıymış gibi,
    onun üzerinde ondan zevk aldım ve yanıma koydum.'
    bilge, bütün bilimleri bilen ninsun (28), oğluna dedi:
    'gılgamış, senin o adamı görmenin,
    o bir karıymış gibi onun üzerinde, ondan zevk almanın anlamı,
    onu sana denk tutacağımı gösterir.
    bu, yine güçlü engidu'dur,
    dar zamanda arkadaşa yardım eden bir yoldaştır.
    ülkede en güçlü odur. güçlüdür.
    gökten inen yoğun cevhere benzer, gücü büyüktür!'
    gılgamış bir daha anasına dedi:
    'bu, bana büyük bir pay olarak düşsün!
    bir arkadaş kazanmak isterim, bir yoldaş!'
    (bir satır ekgib)
    ve gılgamış düşleri yordu.
    'gel bakalım, yaş yerden kalk!'

    fahişe böylece engidu'ya anlattı.
    hayvanların su içtikleri yerde ikisi yalnız kal
    Tümünü Göster
    ···
  7. 62.
    0
    @62 benden copy paste yapmışsın bin

    yerin dibindeki suyun kaynağını görenin öyküsünü dinle, yurdum!
    dünyada her şeyi bilen adamın adını ünlendireyim:

    onun görmediği hiçbir şey yoktur.
    dünyanın bütün bilgeliklerini bilip,
    torunlarına bırakan bir adamdır.
    gizleri görüp bunların perdesini yırtan bir adamdır.
    tufandan önce olanın haberini getirdi.
    uzun yoldan gelip yorgun düştü; ama gücünü yitirmedi.
    bütün çektiklerini bir anıt taşına kazıdı.
    uruk'un dört bir yanına duvar çektirdi.
    kutsal e-anna'nın (3) ve temiz hazinenin duvarına bak!
    o duvar, didilmiş yünden örülen bir urgan gibidir.
    onun köşe burçlarını da gözden geçir!
    onun eşini hiç kimse yapamaz.
    ta öteden beri orada duran taş merdivenden yol alıp
    i̇ştar'ın oturduğu e-anna tapınağına yaklaş!
    sonradan gelen hiçbir kral onun eşini yapmadı.
    uruk duvarının üstüne çık! i̇leri yürü!
    temeli gözden geçir! tuğla duvarı incele.
    acaba bunun tuğlaları pişmiş (4) değil midir?
    temeli yedi bilge kurmamış mıdır? (5).
    (burada 25 satır ekgiblik vardır. bu ekgiblik etice yazmadan
    aşağıdaki biçimde tamamlanabilir.)

    ulu tanrı gılgamış'ı en yetkin biçime soktu.
    bütün tanrılar, ona en iyi erdemleri vermek için birbirleriyle yarış ettiler.
    güneş tanrısı ona, erdemin en yükseğini,
    yeraltındaki tatlı su okyanusunun tanrısı ea, bilgeliği bağışladı (6).
    büyük tanrılar gılgamış'ı şu ölçüde yarattılar:
    boyunun uzunluğu on bir endaze, göğsünün genişliği dokuz karış (7).
    (gılgamış'ın bedeninin betimlemesini, son yeni babil yazmasında korunmuş
    olan ufacık bir parçadan, aşağıdaki gibi tamamlamaya çalışabiliriz.)
    adımlarının genişliği ... idi. sakalı yanaklarından aşağı uzamıştı.
    güzel bıyıkları vardı. başındaki saçlar gürdü.
    bedeni her bakımdan ölçülüydü.
    onda üçte iki tanrılık, üçte bir insanlık vardı.
    gövdesi pek iriydi.
    (altı satır ekgib)

    bütün ülkeleri dolaştıktan sonra uruk kentine vardı.
    uruk caddelerinde kurumundan kafasını dik tutuyordu.
    caddelerde yabanıl bir boğa gibi böğürürdü. eşsizdi.
    silâhları kalkıktı.
    i̇nsanlara dirlik vermemek için eli durmazdı.
    dirliksizliği yüzünden uruk halkı gittikçe eksildi.
    gılgamış, oğulu babaya bırakmaz, gece gündüz kudurup sağa sola çatardı.
    gılgamış ağılı bol (8) uruk'un ne biçim çobanıdır? (9)
    öylesine güçlü, üstün, bilgiç, bilge olan bir kral,
    oğulu babaya, sevileni sevene, kocayı karıya hiç bırakır mı?

    gılgamış'ın savaşçılarının kızları, erlerin karıları,
    bundan ötürü tanrıların huzurunda ağlayıp sızlandılar.
    bunların ağlayıp sızlanmalarını tanrılar dinlediler.
    gökyüzünün tanrıları da,
    uruk kentinin baştanrısı anu'ya başvurarak şöyle dediler:
    "sen, ipe gelmez, yabanıl, vahşi boğayı,
    uruk halkını tedirgin etmek için mi yarattın?
    eşsizdir. silâhları kalkıktır.
    i̇nsanlara dirlik vermemek için eli durmaz.
    gılgamış, oğulu babaya bırakmaz.
    gece gündüz kudurup sağa sola çatar.
    gılgamış ağılı bol uruk'un ne biçim çobanıdır?"
    öylesine güçlü, üstün, bilgiç, bilge olan bir kral
    oğulu babaya, sevileni sevene, kocayı karıya hiç bırakır mı?

    gılgamış'ın savaşçılarının kızları, erlerinin karıları
    bundan ötürü ağlayıp sızlandılar.
    bunların ağlayıp, sızlanmalarını büyük gök tanrısı dinledi. (10)
    büyük tanrıça aruru (11) çağırıldı:
    "ey aruru, sen büyük anu'yu yarattın. şimdi onun rakibini yarat!
    o istediği denli gılgamış'a karşı dursun.
    bu iki yiğitin birbirlerine karşı güçlerini ölçmelerinden
    uruk şehri soluk alsın!"

    tanrıça aruru bunu duyar duymaz
    gök tanrısının rakibini kalbinde yarattı.
    aruru ellerini yıkadı; bir parça çamur koparıp yazıya attı.
    ve yazıda yiğit engidu'yu yarattı.
    çamurdan yaratılan engidu, demir gibi sertti (12).
    bütün gövdesi kıllarla kapkara olmuştu.
    kadın gibi uzun saçları vardı.
    saçının lüleleri tıpkı buğday başağı gibi filizlenmişti.
    o, insan ve kent yüzü görmemişti.
    üzerinde, yazının hayvanları gibi bir giysi vardı.
    bu durumda ceylanlarla ot yiyor,
    yabanıl hayvanlarla itişe kakışa suvata (13) iniyor;
    suyun kalabalığıyla (14) gönlü açılıyordu.

    günün birinde suvatın karşı yakasında bir avcıya,
    bir tuzak (15) kurana rasgeldi.
    birinci, gün, ikinci gün
    ve üçüncü gün suvatın karşısında ona rasladı.
    onu gören avcının yüzü dondu;
    hayvanlarıyla olduğu yerde saklandı;
    korkudan titremeye tutuldu; sesi soluğu kesildi,
    i̇çini sıkıntı bastı; çehresini bulut kapladı;
    gönlünü gam, üzünç sardı;
    yüzü uzun yolculuk yapan bir yolcunun yüzüne döndü.

    avcı, konuşmak için ağzını açıp babasına dedi:
    "baba, dağdan bir adam geldi. bu yörenin en güçlüsüdür.
    gökten inen yoğun cevhere (16) benzer.
    gücü büyüktür, hep dağda dolaşıyor.
    her zaman yabanıl hayvanlarla ot yiyor.
    ayağı suvatın karşı yakasından hiç eksilmiyor.
    korkudan ona yaklaşamıyorum. açtığım çukurları (17) doldurdu.
    gerdiğim ağları yerden koparıp çıkardı.
    kırın kalabalığını, (18) avı elimden kaçırıyor,
    kırdaki işime engel oluyor."

    babası konuşmak için ağzını açıp avcıya dedi:
    "biliyor musun oğlum, gılgamış uruk'ta oturuyor.
    onu yenecek kimse yoktur. gökten inen yoğun cevhere benzer.
    gücü büyüktür. ona, krala yüzünü dön!
    güçlü adam hakkında ona bilgi ver.
    o sana bir fahişe versin. onu kıra zütür.
    o kadın, bu adamı orada, güçlü bir adam gibi yensin.
    yabanıl hayvanlar suvata yaklaştıklarında,
    o kadın giysisini atsın ve o da zevke dalsın.
    kadını görür görmez, ona yaklaşacaktır:
    fakat kırlarda onunla birlikte yürüyen hayvanlar,
    onu yadsıyacaklardır."

    babasının öğüdü üzerine kalkıp, avcı yaya olarak gılgamış'a gitti.
    yolunu tuttu, uruk'un ortasında durdu:
    "gılgamış, beni dinle ve bana öğüt ver!
    dağdan bir adam geldi.
    bu, ülkenin en güçlü adamıdır.
    gökten inen yoğun cevhere benzer; gücü büyüktür.
    her zaman dağda dolaşıyor, hep yabanıl hayvanlarla ot yiyor,
    ayağı suvatın karşı yakasından hiç eksilmiyor.
    korkudan ona yaklaşamıyorum.
    açtığım çukurları doldurdu.
    gerdiğim ağları yerden çıkarıp kopardı...
    kırın kalabalığını, avı elimden kaçırıyordu.
    kırdaki işime engel oluyordu!"

    gılgamış, ona, avcıya dedi:
    "ey avcı, git; yanında bir fahişe, bir huur görür!
    yabanıl hayvanlar suvata yaklaştıklarında,
    kadın, giysisini atıp şehvetini kabartsın;
    kırlarda onunla büyüyen hayvanlar, onu yadsıyacaklardır."

    avcı gidip yanına bir fahişe, bir huur aldı.
    bunlar doğru gidecekleri yerin yolunu tuttular.
    üçüncü günde belli yere vardılar.
    avcı ve fahişe yerlerine oturdular.
    bir gün, iki gün suvatın karşısında beklediler.
    hayvanlar gelip suvatta su içtiler.
    su kalabalığı geldi (19) ve yüreği rahatladı.
    ne de olsa engidu, dağda yaşadığı için,
    ceylânlarla ot yiyor, su kalabalığıyla yüreği rahatlıyordu.

    huur bunu, bu yabanıl adamı,
    kırda dolaşan bu cellat (20) herifi gördü.
    "huur! i̇şte budur. göğsünü gevşet,
    kucağını zevkine aç, dalsın! korkma!.. onun saldırısını karşıla.
    bir kez seni görür görmez sana yaklaşacaktır.
    üstünde yatması için giysini aç.
    o yabanıla kadınlık becerini göster.
    kırlarda onunla büyüyen hayvanlar onu yadsıyacaklardır.
    onun tutkusu (21) senin üstünde zevke doyamayacaktır."

    huur, göğsünü gevşetti. kucağını açtı.
    ve o, kadının zevkine daldı.
    kadın korkmadı. onun saldırısını karşıladı.
    üstünde yatması için giysisini açtı.
    yabanıl adama kadınlık becerisini gösterdi.
    onun tutkusu kadının üstünde zevke doymadı.
    engidu, altı gün, yedi gece uyanık kalarak
    nefsine uyarak huuryla bir oldu.(22)
    ... (23)

    engidu'yu gören ceylânlar mertleyip (24) kaçtılar.
    artık kırın hayvanları onun yanından uzaklaştılar.
    hayvanların ondan uzaklaştığı sırada, engidu,
    bedeni bağlanmış gibi ürperdi. dizleri tutmadı.
    engidu zayıf düştü. yürüyüşü eskisi gibi değildi.
    sonra aklı başına geldi; işi anladı.
    geri dönüp huurnun dizlerine oturdu,
    onun yüzüne bakarak sözlerine kulak verdi.

    huur ona, engidu'ya dedi:
    "engidu sen bilgesin, sen bir tanrı gibisin!
    neden bu kalabalıkla kırda dolaşıyorsun?
    gel, seni uruk'a, anu'nun, i̇ştar'ın evi olan
    görkemli tapınağa zütüreyim. gılgamış'ın olduğu yere,
    gücü tam olan adamın, yabanıl boğa gibi
    i̇nsanlara zorbalık eden yiğitin yanına."
    fahişenin bu sözleri engidu'nun hoşuna gitti;
    bilge gönlü bir arkadaşa gereksinim duydu.

    engidu ona, huurya dedi:
    "gel huur, beni birlikte zütür!
    anu'nun, i̇ştar'ın evi olan görkemli tapınağa;
    gılgamış'ın olduğu yere, gücü tam olan adamın,
    yabanıl boğa gibi insanlara zorbalık eden yiğitin yanına.
    ben ona meydan okumak istiyorum.
    yiğit gibi konuşmak istiyorum.
    uruk'a gidince uruk'un yazgısını değiştiririm.
    kırda doğanın gücü yamandır!"
    Tümünü Göster
    ···
  8. 61.
    0
    a
    a
    a
    a
    a
    a
    a
    a
    a
    a
    a
    a

    aaaaaaaa

    aaaaa

    aaaaaaaaaaa

    aaaaaaaaaaaaaaaaaaa

    aaaaaaaaaaa
    ···
  9. 60.
    0
     拙ブログの読者様にはおなじみのエピソードが大半かもしれませんが、これを地上波で放送したことに大きな意義があると思います。
     木曜深夜11時台の放送にもかかわらず、2桁の視聴率をとるという関西の人気番組です。

     例によって、番組の中身をざっくりとですがまとめてみました。
    【当日のテレビ欄より】
    日本は世界から尊敬されてる▽日本人だけが知らない感動秘話

    【番組公式サイトより】
    日本は自分たちが思う以上に世界から愛されている!世界は知っている“愛される日本”のエピソードを紹介!
    「ハテナの自由研究」は、ブラックマヨネーズの「はじめての日本」第5弾。

    【出演者】
    ハイヒール(リンゴ・モモコ)
    筒井康隆、江川達也、たむらけんじ
    ブラックマヨネーズ(小杉・吉田)
    澤山璃奈、岡元昇(abcアナウンサー)
    井沢元彦(ゲスト。作家。歴史をテーマにフィクション、ノンフィクション問わずに幅広く活動。『逆説の日本史』『言霊』など著書多数。大正大学文学部客員教授)

    ※一部進行を変えて再構成しています。
    ※「ハテナの自由研究」コーナーはカットしました。
    ※画像は読者様にご提供いただいた動画からキャプチャさせていただきました。
     (私の使っているmacos9でついにyoutube視聴ができなくなりました。
      裏技使ってキャプチャしたので画像が粗いですがご容赦下さい)

     大ざっぱな内容紹介ここから_________________________

     こんな調査をご存知だろうか?
     「世界に良い影響を与える国」第1位、日本。

     これは世界の主要30数カ国を対象とした世論調査で、嬉しいことに日本は2006年から3年連続でトップの座を獲得している。

     「金儲け」「アメリカの腰ぎんちゃく」……。
     我々日本人は世界からマイナスのイメージを持たれていると何となく思いがちだが、実は自分たちの思う以上に世界から愛されているのだ。

       ………………………………………………………………………

    ■プロローグ~リトアニアのユダヤ難民を救った杉原千畝~

     オスカー・シンドラーは第二次大戦中、ナチスの強制収容所から1200人のユダヤ人の命を救ったドイツ人。
     その正義の姿は世界中で知られ、スティーブン・スピルバーグによって映画化もされた。

     しかし、そのシンドラー以上に多くのユダヤ人を救い、世界から高く評価されている日本人がいる。

     杉原千畝。
     実に6000人ものユダヤ人を救い、その勇気ある行為から「東洋のシンドラー」と呼ばれている人物である。

     1940年、リトアニアの日本領事館にいた杉原。

     当時、ナチスに迫害され逃げてきた多くのユダヤ難民は、さらなる迫害から逃れるため、国外脱出を望んでいた。

     どこの国もビザの発給を拒む中、杉原は本国外務省の指示にそむき、ユダヤ人を国外へ逃すため、独断でビザを発給。

     しかし戦後、命令に背いたことを理由に、杉原は外務省から追放され、その行いは一切日本では語られなかった。

     彼の名が広く世間に知られたのはその45年後。
     ユダヤ人の国イスラエル政府が、ノーベル平和賞に匹敵するとされるヤド・バシェム賞(諸国民の中の正義の人賞)を授与した時だった。

     リトアニアの首都では、彼の功績を称え、スギハラ通りと名付けられた道が、今も残されている。

     そんな、我々日本人は知らないが世界は知っている、愛すべき日本の歴史を紹介してくれるのが、作家の井沢元彦。
     「逆説の日本史」シリーズで知られる、歴史探究のプロフェッショナル。

    井沢元彦
    「日本人は私たちが思っている以上に、世界の人たちから愛されています。それには当然愛されるだけの理由があるんですが、その理由となる歴史や物語も、意外と日本人は知らないでいるんです」

     今夜の「ビーバップ!ハイヒール」は、世界が忘れない日本の物語。
     これを見ればもっと日本が好きになる!

    〈スタジオトークより〉

    井沢元彦
    「杉原千畝は、形式的には外務省の本省の命令に逆らったわけでしょ。だからずっと外務省としてはあいつは悪い奴だってことになってて、ひどい扱いを受けてたんです。外国から評価されて初めて、外務大臣が謝りに行ったという」
    「他にもこういう人の話はたくさんあるが、今の日本人というのは、ひとつは教育の場で教えられないこともあるし、日本人自体も、これはいいことでもあり悪いことでもあるんですが、人に悪いことしても忘れちゃうし、いいことしてもみんな忘れちゃう。つまり過去にこだわるのは悪いことだという感覚があるので、いいことも悪いことも忘れる」

    リンゴ
    「日本人は、いいことしたのを『いいことした、いいことした』って言うのを、ちょっと恥ずかしいと思う国民性じゃないですか。『それほどでも…』みたいな(笑)」

       ………………………………………………………………………

    ■世界が忘れない日本の物語1~トルコの「恩返し」~

     「今から48時間後、イランの上空を通過する全ての飛行機を攻撃対象とする」

     イラクのフセイン大統領の爆弾宣言が世界を混乱に陥れたのは1985年。
     イラン・イラク戦争の真っ只中のことだった。

     この時、200人以上もの日本人がイランに取り残されていたのだ。

     外務省はなかなか決断ができず、ついにタイムオーバー。
     日本から救援機を飛ばしても間に合わなくなった。
     もうあきらめるしかないのか……。

     しかしその時、意外なところから救いの手が差し伸べられた。
     トルコのオザル首相が、事態を知ってこう言ったのだ。

     「ok。我が国が飛行機を出そう。我々は日本人に恩返しをしなければいけないからね」

     翌日、日本のマスコミは、タイムリミットまであと3時間という、トルコ航空の奇跡の救出劇を大々的に報じた。
     だが、オザルの言う恩返しの意味を知る者はほとんどいなかった。

     なぜトルコが日本を助けてくれたのか?
     全ては95年前に遡る。

     1890年(明治23年)9月16日。
     この日、和歌山県・大島を大型台風が直撃。
     嵐の樫野崎灯台には宿直担当が二人。

     「かなりの雨だな」
     「そうですね、今夜がピークですかね」

     その時、部屋に入ってきたのは傷を負った大男。
     彫りの深い顔立ちに、びしょぬれの身体。
     一目で海難事故だと分かった。

     「おい、大丈夫か!」
     「どこの国の船だ?!」

     いくら問いかけても、言葉が全く通じない。

     「これならどうだ。分かるか?!」

     宿直が差し出したのは世界地図。
     男は震える指でひとつの国旗を指さした。

     ……トルコ!!

     「とにかく先に怪我の手当をしましょう」

     そうこうしていると、次々に怪我人がなだれ込んできた。

     「もう俺たちの手には負えない」
     「とりあえず村の人たち全員に知らせましょう!」

     知らせを聞いた村の男たちは、海岸で悲惨な光景を目にした。
     おびただしい数の船の破片と、倒れた男たち。

     わずかに息をしているが、ほとんど体温は感じない。
     一人でも多くを救いたい。

     ある者は自らの体温で体を温め、またある者は潜って生存者を捜索。
     持てる力を振り絞って救出にあたった。

     一夜明けて、事故の全容が分かった。

     遭難したのはトルコの軍艦エルトゥールル号。
     乗組員は総勢650名。うち生存者69名。
     つまり581名が死亡するという大惨事だった。

     大島村の人々は村をあげて寝ずの救護にあたった。
     しかし、ここは半農半漁の貧しい村。
     69人もの遭難者に与えるには、着る物も食べる物もない。
     さらに台風で村の食料はほとんど底をついた。

     「もう限界よ…。もう食べさせてあげる物がないのよ」
     「俺たちの分をあいつらに食わしてやろう。俺たちはまだ食わなくたって生きられる」

     自分たちの生活をなげうち、一心不乱に救護にあたる村民たちの姿は、不安と心細さでいっぱいだった乗組員たちの心に深く刻み込まれた。

     事故は全国に新聞報道され、義援金が募られた。
     その後、乗組員たちは神戸の病院に移され、手厚い看護を受けて順調に回復。
    Tümünü Göster
    ···
  10. 59.
    0
     拙ブログの読者様にはおなじみのエピソードが大半かもしれませんが、これを地上波で放送したことに大きな意義があると思います。
     木曜深夜11時台の放送にもかかわらず、2桁の視聴率をとるという関西の人気番組です。

     例によって、番組の中身をざっくりとですがまとめてみました。
    【当日のテレビ欄より】
    日本は世界から尊敬されてる▽日本人だけが知らない感動秘話

    【番組公式サイトより】
    日本は自分たちが思う以上に世界から愛されている!世界は知っている“愛される日本”のエピソードを紹介!
    「ハテナの自由研究」は、ブラックマヨネーズの「はじめての日本」第5弾。

    【出演者】
    ハイヒール(リンゴ・モモコ)
    筒井康隆、江川達也、たむらけんじ
    ブラックマヨネーズ(小杉・吉田)
    澤山璃奈、岡元昇(abcアナウンサー)
    井沢元彦(ゲスト。作家。歴史をテーマにフィクション、ノンフィクション問わずに幅広く活動。『逆説の日本史』『言霊』など著書多数。大正大学文学部客員教授)

    ※一部進行を変えて再構成しています。
    ※「ハテナの自由研究」コーナーはカットしました。
    ※画像は読者様にご提供いただいた動画からキャプチャさせていただきました。
     (私の使っているmacos9でついにyoutube視聴ができなくなりました。
      裏技使ってキャプチャしたので画像が粗いですがご容赦下さい)

     大ざっぱな内容紹介ここから_________________________

     こんな調査をご存知だろうか?
     「世界に良い影響を与える国」第1位、日本。

     これは世界の主要30数カ国を対象とした世論調査で、嬉しいことに日本は2006年から3年連続でトップの座を獲得している。

     「金儲け」「アメリカの腰ぎんちゃく」……。
     我々日本人は世界からマイナスのイメージを持たれていると何となく思いがちだが、実は自分たちの思う以上に世界から愛されているのだ。

       ………………………………………………………………………

    ■プロローグ~リトアニアのユダヤ難民を救った杉原千畝~

     オスカー・シンドラーは第二次大戦中、ナチスの強制収容所から1200人のユダヤ人の命を救ったドイツ人。
     その正義の姿は世界中で知られ、スティーブン・スピルバーグによって映画化もされた。

     しかし、そのシンドラー以上に多くのユダヤ人を救い、世界から高く評価されている日本人がいる。

     杉原千畝。
     実に6000人ものユダヤ人を救い、その勇気ある行為から「東洋のシンドラー」と呼ばれている人物である。

     1940年、リトアニアの日本領事館にいた杉原。

     当時、ナチスに迫害され逃げてきた多くのユダヤ難民は、さらなる迫害から逃れるため、国外脱出を望んでいた。

     どこの国もビザの発給を拒む中、杉原は本国外務省の指示にそむき、ユダヤ人を国外へ逃すため、独断でビザを発給。

     しかし戦後、命令に背いたことを理由に、杉原は外務省から追放され、その行いは一切日本では語られなかった。

     彼の名が広く世間に知られたのはその45年後。
     ユダヤ人の国イスラエル政府が、ノーベル平和賞に匹敵するとされるヤド・バシェム賞(諸国民の中の正義の人賞)を授与した時だった。

     リトアニアの首都では、彼の功績を称え、スギハラ通りと名付けられた道が、今も残されている。

     そんな、我々日本人は知らないが世界は知っている、愛すべき日本の歴史を紹介してくれるのが、作家の井沢元彦。
     「逆説の日本史」シリーズで知られる、歴史探究のプロフェッショナル。

    井沢元彦
    「日本人は私たちが思っている以上に、世界の人たちから愛されています。それには当然愛されるだけの理由があるんですが、その理由となる歴史や物語も、意外と日本人は知らないでいるんです」

     今夜の「ビーバップ!ハイヒール」は、世界が忘れない日本の物語。
     これを見ればもっと日本が好きになる!

    〈スタジオトークより〉

    井沢元彦
    「杉原千畝は、形式的には外務省の本省の命令に逆らったわけでしょ。だからずっと外務省としてはあいつは悪い奴だってことになってて、ひどい扱いを受けてたんです。外国から評価されて初めて、外務大臣が謝りに行ったという」
    「他にもこういう人の話はたくさんあるが、今の日本人というのは、ひとつは教育の場で教えられないこともあるし、日本人自体も、これはいいことでもあり悪いことでもあるんですが、人に悪いことしても忘れちゃうし、いいことしてもみんな忘れちゃう。つまり過去にこだわるのは悪いことだという感覚があるので、いいことも悪いことも忘れる」

    リンゴ
    「日本人は、いいことしたのを『いいことした、いいことした』って言うのを、ちょっと恥ずかしいと思う国民性じゃないですか。『それほどでも…』みたいな(笑)」

       ………………………………………………………………………

    ■世界が忘れない日本の物語1~トルコの「恩返し」~

     「今から48時間後、イランの上空を通過する全ての飛行機を攻撃対象とする」

     イラクのフセイン大統領の爆弾宣言が世界を混乱に陥れたのは1985年。
     イラン・イラク戦争の真っ只中のことだった。

     この時、200人以上もの日本人がイランに取り残されていたのだ。

     外務省はなかなか決断ができず、ついにタイムオーバー。
     日本から救援機を飛ばしても間に合わなくなった。
     もうあきらめるしかないのか……。

     しかしその時、意外なところから救いの手が差し伸べられた。
     トルコのオザル首相が、事態を知ってこう言ったのだ。

     「ok。我が国が飛行機を出そう。我々は日本人に恩返しをしなければいけないからね」

     翌日、日本のマスコミは、タイムリミットまであと3時間という、トルコ航空の奇跡の救出劇を大々的に報じた。
     だが、オザルの言う恩返しの意味を知る者はほとんどいなかった。

     なぜトルコが日本を助けてくれたのか?
     全ては95年前に遡る。

     1890年(明治23年)9月16日。
     この日、和歌山県・大島を大型台風が直撃。
     嵐の樫野崎灯台には宿直担当が二人。

     「かなりの雨だな」
     「そうですね、今夜がピークですかね」

     その時、部屋に入ってきたのは傷を負った大男。
     彫りの深い顔立ちに、びしょぬれの身体。
     一目で海難事故だと分かった。

     「おい、大丈夫か!」
     「どこの国の船だ?!」

     いくら問いかけても、言葉が全く通じない。

     「これならどうだ。分かるか?!」

     宿直が差し出したのは世界地図。
     男は震える指でひとつの国旗を指さした。

     ……トルコ!!

     「とにかく先に怪我の手当をしましょう」

     そうこうしていると、次々に怪我人がなだれ込んできた。

     「もう俺たちの手には負えない」
     「とりあえず村の人たち全員に知らせましょう!」

     知らせを聞いた村の男たちは、海岸で悲惨な光景を目にした。
     おびただしい数の船の破片と、倒れた男たち。

     わずかに息をしているが、ほとんど体温は感じない。
     一人でも多くを救いたい。

     ある者は自らの体温で体を温め、またある者は潜って生存者を捜索。
     持てる力を振り絞って救出にあたった。

     一夜明けて、事故の全容が分かった。

     遭難したのはトルコの軍艦エルトゥールル号。
     乗組員は総勢650名。うち生存者69名。
     つまり581名が死亡するという大惨事だった。

     大島村の人々は村をあげて寝ずの救護にあたった。
     しかし、ここは半農半漁の貧しい村。
     69人もの遭難者に与えるには、着る物も食べる物もない。
     さらに台風で村の食料はほとんど底をついた。

     「もう限界よ…。もう食べさせてあげる物がないのよ」
     「俺たちの分をあいつらに食わしてやろう。俺たちはまだ食わなくたって生きられる」

     自分たちの生活をなげうち、一心不乱に救護にあたる村民たちの姿は、不安と心細さでいっぱいだった乗組員たちの心に深く刻み込まれた。

     事故は全国に新聞報道され、義援金が募られた。
     その後、乗組員たちは神戸の病院に移され、手厚い看護を受けて順調に回復。
    Tümünü Göster
    ···
  11. 58.
    0
    @34 taşak geçiçek yermi arıyorsun bin
    ···
  12. 57.
    0
    özet geçmedende gibeceler zaten
    ···
  13. 56.
    0
    گسترده زیست محیطی و اثرات منفی سلامت انسان حاصل می شوند. [
    همچنین در بخش های دیگر کشاورزی مانند اقتصاد کشاورزی هم تعداد قابل ملاحظه ای مشغول به کار اند. [۳]
    با این که بیش از یک سوم جمعیت جهان در این بخش مشغول اند ولی این بخش تنها ۵٪ از سود خالص جهانی را به خود اکشاورزی به تولید مواد غذایی و کالا از راه زراعت و جنگل داری و دامداری است.کشاورزی همان چیزی است که به ظهور تمدن منجر شد. مطالعه کشاورزی به نام علم کشاورزی شناخته می شود.
    کشاورزی شامل طیف وسیعی از تخصص ها و فنون ، از جمله راه هایی برای گسترش زمین های مناسب برای زراعت گیاه ،حفر کانال ها و فرم های مختلف آبیاری می باشد.
    در دنیای امروز با نگرانی های موجود و کمبود منابع نیاز است تا کشاورزی را به سوی کشاورزی پایدار (مثلا کشاورزی زيستي) یا کشاورزی فشرده (مثلا صنعتی) پیش ببریم تا بتوانیم نیاز ها را در آینده برطرف نماییم.
    زراعت مدرن ، اصلاح نباتات ، سموم ،دفع آفات و کود و پیشرفت های تکنولوژیک به شدت باعث افزایش بازده محصول می شوند ولی باید در نظر داشت که این محاسن در کنار عیوبی چون آسیب گسترده زیست محیطی و اثرات منفی سلامت انسان حاصل می شوند. [۱]
    شیوه های مدرن در دامپروی نیز به همین گونه است یعنی با افزایش تولید گوشت ما مشکلاتی چون ستم به حیوانات و طبعات بهداشتی ناشی از آنتی بیوتیک ها ، هورمون رشد ، و سایر مواد شیمیایی که معمولا در تولید گوشت های صنعتی استفاده می شود را داریم. [۲]
    محصولات کشاورزی را می توان به صورت عمده به غذاها ، الیاف ، سوخت ، مواد اولیه ، دارو و زینت آلات تقسیم نمود.
    غذاهای عبارتند از غلات ، سبزیجات ، میوه ها ، و گوشت. الیاف عبارتند از پنبه ، پشم ، کنف ، ابریشم و کتان. مواد خام مانند چوب.
    مخدره عبارتند از تنباکو ، الکل ، تریاک ، کوکائین. از دیگر مواد مفید توسط گیاهان ، از رزین می توان نام برد. سوخت های زیستی شامل متان از زیست توده ها ، اتانول و بیودیزل.
    در سال ۲۰۰۷ ، حدود یک سوم از کارگران جهان در بخش کشاورزی شاغل بودند. اگرچه در سال ۲۰۰۳ تعداد کمتری در بخش کشاورزی مشغول بودند اما به دلیل آگاهی کشاورزی در سال ۲۰۰۸ این آمار به سرعت افزایش یافته.
    همچنین در بخش های دیگر کشاورزی مانند اقتصاد کشاورزی هم تعداد قابل ملاحظه ای مشغول به کار اند. [۳]

    کشاورزی به تولید مواد غذایی و کالا از راه زراعت و جنگل داری و دامداری است.کشاورزی همان چیزی است که به ظهور تمدن منجر شد. مطالعه کشاورزی به نام علم کشاورزی شناخته می شود.
    کشاورزی شامل طیف وسیعی از تخصص ها و فنون ، از جمله راه هایی برای گسترش زمین های مناسب برای زراعت گیاه ،حفر کانال ها و فرم های مختلف آبیاری می باشد.
    در دنیای امروز با نگرانی های موجود و کمبود منابع نیاز است تا کشاورزی را به سوی کشاورزی پایدار (مثلا کشاورزی زيستي) یا کشاورزی فشرده (مثلا صنعتی) پیش ببریم تا بتوانیم نیاز ها را در آینده برطرف نماییم.
    زراعت مدرن ، اصلاح نباتات ، سموم ،دفع آفات و کود و پیشرفت های تکنولوژیک به شدت باعث افزایش بازده محصول می شوند ولی باید در نظر داشت که این محاسن در کنار عیوبی چون آسیب گسترده زیست محیطی و اثرات منفی سلامت انسان حاصل می شوند. [۱]
    شیوه های مدرن در دامپروی نیز به همین گونه است یعنی با افزایش تولید گوشت ما مشکلاتی چون ستم به حیوانات و طبعات بهداشتی ناشی از آنتی بیوتیک ها ، هورمون رشد ، و سایر مواد شیمیایی که معمولا در تولید گوشت های صنعتی استفاده می شود را داریم. [۲]
    محصولات کشاورزی را می توان به صورت عمده به غذاها ، الیاف ، سوخت ، مواد اولیه ، دارو و زینت آلات تقسیم نمود.
    غذاهای عبارتند از غلات ، سبزیجات ، میوه ها ، و گوشت. الیاف عبارتند از پنبه ، پشم ، کنف ، ابریشم و کتان. مواد خام مانند چوب.
    مخدره عبارتند از تنباکو ، الکل ، تریاک ، کوکائین. از دیگر مواد مفید توسط گیاهان ، از رزین می توان نام برد. سوخت های زیستی شامل متان از زیست توده ها ، اتانول و بیودیزل.
    در سال ۲۰۰۷ ، حدود یک سوم از کارگران جهان در بخش کشاورزی شاغل بودند. اگرچه در سال ۲۰۰۳ تعداد کمتری در بخش کشاورزی مشغول بودند اما به دلیل آگاهی کشاورزی در سال ۲۰۰۸ این آمار به سرعت افزایش یافته.
    همچنین در بخش های دیگر کشاورزی مانند اقتصاد کشاورزی هم تعداد قابل ملاحظه ای مشغول به کار اند. [۳]
    با این که بیش از یک سوم جمعیت جهان در این بخش مشغول اند ولی این بخش تنها ۵٪ از سود خالص جهانی را به خود اکشاورزی به تولید مواد غذایی و کالا از راه زراعت و جنگل داری و دامداری است.کشاورزی همان چیزی است که به ظهور تمدن منجر شد. مطالعه کشاورزی به نام علم کشاورزی شناخته می شود.
    کشاورزی شامل طیف وسیعی از تخصص ها و فنون ، از جمله راه هایی برای گسترش زمین های مناسب برای زراعت گیاه ،حفر کانال ها و فرم های مختلف آبیاری می باشد.
    در دنیای امروز با نگرانی های موجود و کمبود منابع نیاز است تا کشاورزی را به سوی کشاورزی پایدار (مثلا کشاورزی زيستي) یا کشاورزی فشرده (مثلا صنعتی) پیش ببریم تا بتوانیم نیاز ها را در آینده برطرف نماییم.
    زراعت مدرن ، اصلاح نباتات ، سموم ،دفع آفات و کود و پیشرفت های تکنولوژیک به شدت باعث افزایش بازده محصول می شوند ولی باید در نظر داشت که این محاسن در کنار عیوبی چون آسیب گسترده زیست محیطی و اثرات منفی سلامت انسان حاصل می شوند. [۱]
    شیوه های مدرن در دامپروی نیز به همین گونه است یعنی با افزایش تولید گوشت ما مشکلاتی چون ستم به حیوانات و طبعات بهداشتی ناشی از آنتی بیوتیک ها ، هورمون رشد ، و سایر مواد شیمیایی که معمولا در تولید گوشت های صنعتی استفاده می شود را داریم. [۲]
    محصولات کشاورزی را می توان به صورت عمده به غذاها ، الیاف ، سوخت ، مواد اولیه ، دارو و زینت آلات تقسیم نمود.
    غذاهای عبارتند از غلات ، سبزیجات ، میوه ها ، و گوشت. الیاف عبارتند از پنبه ، پشم ، کنف ، ابریشم و کتان. مواد خام مانند چوب.
    مخدره عبارتند از تنباکو ، الکل ، تریاک ، کوکائین. از دیگر مواد مفید توسط گیاهان ، از رزین می توان نام برد. سوخت های زیستی شامل متان از زیست توده ها ، اتانول و بیودیزل.
    در سال ۲۰۰۷ ، حدود یک سوم از کارگران جهان در بخش کشاورزی شاغل بودند. اگرچه در سال ۲۰۰۳ تعداد کمتری در بخش کشاورزی مشغول بودند اما به دلیل آگاهی کشاورزی در سال ۲۰۰۸ این آمار به سرعت افزایش یافته.
    همچنین در بخش های دیگر کشاورزی مانند اقتصاد کشاورزی هم تعداد قابل ملاحظه ای مشغول به کار اند. [۳]
    Tümünü Göster
    ···
  14. 55.
    0
     拙ブログの読者様にはおなじみのエピソードが大半かもしれませんが、これを地上波で放送したことに大きな意義があると思います。
     木曜深夜11時台の放送にもかかわらず、2桁の視聴率をとるという関西の人気番組です。

     例によって、番組の中身をざっくりとですがまとめてみました。
    【当日のテレビ欄より】
    日本は世界から尊敬されてる▽日本人だけが知らない感動秘話

    【番組公式サイトより】
    日本は自分たちが思う以上に世界から愛されている!世界は知っている“愛される日本”のエピソードを紹介!
    「ハテナの自由研究」は、ブラックマヨネーズの「はじめての日本」第5弾。

    【出演者】
    ハイヒール(リンゴ・モモコ)
    筒井康隆、江川達也、たむらけんじ
    ブラックマヨネーズ(小杉・吉田)
    澤山璃奈、岡元昇(abcアナウンサー)
    井沢元彦(ゲスト。作家。歴史をテーマにフィクション、ノンフィクション問わずに幅広く活動。『逆説の日本史』『言霊』など著書多数。大正大学文学部客員教授)

    ※一部進行を変えて再構成しています。
    ※「ハテナの自由研究」コーナーはカットしました。
    ※画像は読者様にご提供いただいた動画からキャプチャさせていただきました。
     (私の使っているmacos9でついにyoutube視聴ができなくなりました。
      裏技使ってキャプチャしたので画像が粗いですがご容赦下さい)

     大ざっぱな内容紹介ここから_________________________

     こんな調査をご存知だろうか?
     「世界に良い影響を与える国」第1位、日本。

     これは世界の主要30数カ国を対象とした世論調査で、嬉しいことに日本は2006年から3年連続でトップの座を獲得している。

     「金儲け」「アメリカの腰ぎんちゃく」……。
     我々日本人は世界からマイナスのイメージを持たれていると何となく思いがちだが、実は自分たちの思う以上に世界から愛されているのだ。

       ………………………………………………………………………

    ■プロローグ~リトアニアのユダヤ難民を救った杉原千畝~

     オスカー・シンドラーは第二次大戦中、ナチスの強制収容所から1200人のユダヤ人の命を救ったドイツ人。
     その正義の姿は世界中で知られ、スティーブン・スピルバーグによって映画化もされた。

     しかし、そのシンドラー以上に多くのユダヤ人を救い、世界から高く評価されている日本人がいる。

     杉原千畝。
     実に6000人ものユダヤ人を救い、その勇気ある行為から「東洋のシンドラー」と呼ばれている人物である。

     1940年、リトアニアの日本領事館にいた杉原。

     当時、ナチスに迫害され逃げてきた多くのユダヤ難民は、さらなる迫害から逃れるため、国外脱出を望んでいた。

     どこの国もビザの発給を拒む中、杉原は本国外務省の指示にそむき、ユダヤ人を国外へ逃すため、独断でビザを発給。

     しかし戦後、命令に背いたことを理由に、杉原は外務省から追放され、その行いは一切日本では語られなかった。

     彼の名が広く世間に知られたのはその45年後。
     ユダヤ人の国イスラエル政府が、ノーベル平和賞に匹敵するとされるヤド・バシェム賞(諸国民の中の正義の人賞)を授与した時だった。

     リトアニアの首都では、彼の功績を称え、スギハラ通りと名付けられた道が、今も残されている。

     そんな、我々日本人は知らないが世界は知っている、愛すべき日本の歴史を紹介してくれるのが、作家の井沢元彦。
     「逆説の日本史」シリーズで知られる、歴史探究のプロフェッショナル。

    井沢元彦
    「日本人は私たちが思っている以上に、世界の人たちから愛されています。それには当然愛されるだけの理由があるんですが、その理由となる歴史や物語も、意外と日本人は知らないでいるんです」

     今夜の「ビーバップ!ハイヒール」は、世界が忘れない日本の物語。
     これを見ればもっと日本が好きになる!

    〈スタジオトークより〉

    井沢元彦
    「杉原千畝は、形式的には外務省の本省の命令に逆らったわけでしょ。だからずっと外務省としてはあいつは悪い奴だってことになってて、ひどい扱いを受けてたんです。外国から評価されて初めて、外務大臣が謝りに行ったという」
    「他にもこういう人の話はたくさんあるが、今の日本人というのは、ひとつは教育の場で教えられないこともあるし、日本人自体も、これはいいことでもあり悪いことでもあるんですが、人に悪いことしても忘れちゃうし、いいことしてもみんな忘れちゃう。つまり過去にこだわるのは悪いことだという感覚があるので、いいことも悪いことも忘れる」

    リンゴ
    「日本人は、いいことしたのを『いいことした、いいことした』って言うのを、ちょっと恥ずかしいと思う国民性じゃないですか。『それほどでも…』みたいな(笑)」

       ………………………………………………………………………

    ■世界が忘れない日本の物語1~トルコの「恩返し」~

     「今から48時間後、イランの上空を通過する全ての飛行機を攻撃対象とする」

     イラクのフセイン大統領の爆弾宣言が世界を混乱に陥れたのは1985年。
     イラン・イラク戦争の真っ只中のことだった。

     この時、200人以上もの日本人がイランに取り残されていたのだ。

     外務省はなかなか決断ができず、ついにタイムオーバー。
     日本から救援機を飛ばしても間に合わなくなった。
     もうあきらめるしかないのか……。

     しかしその時、意外なところから救いの手が差し伸べられた。
     トルコのオザル首相が、事態を知ってこう言ったのだ。

     「ok。我が国が飛行機を出そう。我々は日本人に恩返しをしなければいけないからね」

     翌日、日本のマスコミは、タイムリミットまであと3時間という、トルコ航空の奇跡の救出劇を大々的に報じた。
     だが、オザルの言う恩返しの意味を知る者はほとんどいなかった。

     なぜトルコが日本を助けてくれたのか?
     全ては95年前に遡る。

     1890年(明治23年)9月16日。
     この日、和歌山県・大島を大型台風が直撃。
     嵐の樫野崎灯台には宿直担当が二人。

     「かなりの雨だな」
     「そうですね、今夜がピークですかね」

     その時、部屋に入ってきたのは傷を負った大男。
     彫りの深い顔立ちに、びしょぬれの身体。
     一目で海難事故だと分かった。

     「おい、大丈夫か!」
     「どこの国の船だ?!」

     いくら問いかけても、言葉が全く通じない。

     「これならどうだ。分かるか?!」

     宿直が差し出したのは世界地図。
     男は震える指でひとつの国旗を指さした。

     ……トルコ!!

     「とにかく先に怪我の手当をしましょう」

     そうこうしていると、次々に怪我人がなだれ込んできた。

     「もう俺たちの手には負えない」
     「とりあえず村の人たち全員に知らせましょう!」

     知らせを聞いた村の男たちは、海岸で悲惨な光景を目にした。
     おびただしい数の船の破片と、倒れた男たち。

     わずかに息をしているが、ほとんど体温は感じない。
     一人でも多くを救いたい。

     ある者は自らの体温で体を温め、またある者は潜って生存者を捜索。
     持てる力を振り絞って救出にあたった。

     一夜明けて、事故の全容が分かった。

     遭難したのはトルコの軍艦エルトゥールル号。
     乗組員は総勢650名。うち生存者69名。
     つまり581名が死亡するという大惨事だった。

     大島村の人々は村をあげて寝ずの救護にあたった。
     しかし、ここは半農半漁の貧しい村。
     69人もの遭難者に与えるには、着る物も食べる物もない。
     さらに台風で村の食料はほとんど底をついた。

     「もう限界よ…。もう食べさせてあげる物がないのよ」
     「俺たちの分をあいつらに食わしてやろう。俺たちはまだ食わなくたって生きられる」

     自分たちの生活をなげうち、一心不乱に救護にあたる村民たちの姿は、不安と心細さでいっぱいだった乗組員たちの心に深く刻み込まれた。

     事故は全国に新聞報道され、義援金が募られた。
     その後、乗組員たちは神戸の病院に移され、手厚い看護を受けて順調に回復。
    Tümünü Göster
    ···
  15. 54.
    0
    copy paste manyağı bin
    ···
  16. 53.
    0
    کشاورزی به تولید مواد غذایی و کالا از راه زراعت و جنگل داری و دامداری است.کشاورزی همان چیزی است که به ظهور تمدن منجر شد. مطالعه کشاورزی به نام علم کشاورزی شناخته می شود.
    کشاورزی شامل طیف وسیعی از تخصص ها و فنون ، از جمله راه هایی برای گسترش زمین های مناسب برای زراعت گیاه ،حفر کانال ها و فرم های مختلف آبیاری می باشد.
    در دنیای امروز با نگرانی های موجود و کمبود منابع نیاز است تا کشاورزی را به سوی کشاورزی پایدار (مثلا کشاورزی زيستي) یا کشاورزی فشرده (مثلا صنعتی) پیش ببریم تا بتوانیم نیاز ها را در آینده برطرف نماییم.
    زراعت مدرن ، اصلاح نباتات ، سموم ،دفع آفات و کود و پیشرفت های تکنولوژیک به شدت باعث افزایش بازده محصول می شوند ولی باید در نظر داشت که این محاسن در کنار عیوبی چون آسیب گسترده زیست محیطی و اثرات منفی سلامت انسان حاصل می شوند. [۱]
    شیوه های مدرن در دامپروی نیز به همین گونه است یعنی با افزایش تولید گوشت ما مشکلاتی چون ستم به حیوانات و طبعات بهداشتی ناشی از آنتی بیوتیک ها ، هورمون رشد ، و سایر مواد شیمیایی که معمولا در تولید گوشت های صنعتی استفاده می شود را داریم. [۲]
    محصولات کشاورزی را می توان به صورت عمده به غذاها ، الیاف ، سوخت ، مواد اولیه ، دارو و زینت آلات تقسیم نمود.
    غذاهای عبارتند از غلات ، سبزیجات ، میوه ها ، و گوشت. الیاف عبارتند از پنبه ، پشم ، کنف ، ابریشم و کتان. مواد خام مانند چوب.
    مخدره عبارتند از تنباکو ، الکل ، تریاک ، کوکائین. از دیگر مواد مفید توسط گیاهان ، از رزین می توان نام برد. سوخت های زیستی شامل متان از زیست توده ها ، اتانول و بیودیزل.
    در سال ۲۰۰۷ ، حدود یک سوم از کارگران جهان در بخش کشاورزی شاغل بودند. اگرچه در سال ۲۰۰۳ تعداد کمتری در بخش کشاورزی مشغول بودند اما به دلیل آگاهی کشاورزی در سال ۲۰۰۸ این آمار به سرعت افزایش یافته.
    همچنین در بخش های دیگر کشاورزی مانند اقتصاد کشاورزی هم تعداد قابل ملاحظه ای مشغول به کار اند. [۳]
    با این که بیش از یک سوم جمعیت جهان در این بخش مشغول اند ولی این بخش تنها ۵٪ از سود خالص جهانی را به خود اکشاورزی به تولید مواد غذایی و کالا از راه زراعت و جنگل داری و دامداری است.کشاورزی همان چیزی است که به ظهور تمدن منجر شد. مطالعه کشاورزی به نام علم کشاورزی شناخته می شود.
    کشاورزی شامل طیف وسیعی از تخصص ها و فنون ، از جمله راه هایی برای گسترش زمین های مناسب برای زراعت گیاه ،حفر کانال ها و فرم های مختلف آبیاری می باشد.
    در دنیای امروز با نگرانی های موجود و کمبود منابع نیاز است تا کشاورزی را به سوی کشاورزی پایدار (مثلا کشاورزی زيستي) یا کشاورزی فشرده (مثلا صنعتی) پیش ببریم تا بتوانیم نیاز ها را در آینده برطرف نماییم.
    زراعت مدرن ، اصلاح نباتات ، سموم ،دفع آفات و کود و پیشرفت های تکنولوژیک به شدت باعث افزایش بازده محصول می شوند ولی باید در نظر داشت که این محاسن در کنار عیوبی چون آسیب گسترده زیست محیطی و اثرات منفی سلامت انسان حاصل می شوند. [۱]
    شیوه های مدرن در دامپروی نیز به همین گونه است یعنی با افزایش تولید گوشت ما مشکلاتی چون ستم به حیوانات و طبعات بهداشتی ناشی از آنتی بیوتیک ها ، هورمون رشد ، و سایر مواد شیمیایی که معمولا در تولید گوشت های صنعتی استفاده می شود را داریم. [۲]
    محصولات کشاورزی را می توان به صورت عمده به غذاها ، الیاف ، سوخت ، مواد اولیه ، دارو و زینت آلات تقسیم نمود.
    غذاهای عبارتند از غلات ، سبزیجات ، میوه ها ، و گوشت. الیاف عبارتند از پنبه ، پشم ، کنف ، ابریشم و کتان. مواد خام مانند چوب.
    مخدره عبارتند از تنباکو ، الکل ، تریاک ، کوکائین. از دیگر مواد مفید توسط گیاهان ، از رزین می توان نام برد. سوخت های زیستی شامل متان از زیست توده ها ، اتانول و بیودیزل.
    در سال ۲۰۰۷ ، حدود یک سوم از کارگران جهان در بخش کشاورزی شاغل بودند. اگرچه در سال ۲۰۰۳ تعداد کمتری در بخش کشاورزی مشغول بودند اما به دلیل آگاهی کشاورزی در سال ۲۰۰۸ این آمار به سرعت افزایش یافته.
    همچنین در بخش های دیگر کشاورزی مانند اقتصاد کشاورزی هم تعداد قابل ملاحظه ای مشغول به کار اند. [۳]
    با این که بیش از یک سوم جمعیت جهان در این بخش مشغول اند ولی این بخش تنها ۵٪ از سود خالص جهانی را به خود ا
    Tümünü Göster
    ···
  17. 52.
    0
    bitkileri toprağa ekerek devamlı olarak yerleşik halde besin elde edebileceğini farketti. bu keşif tüm toplumlarca farklı dönemlerde bulundu. öncelikle anadolu ve orta doğu'da rastlanan tarımsal etkinlikler, toplumsal etkileşimler aracılığıyla dünyaya yayıldı. tarımı daha erken keşfeden toplumlar daha önce yerleşik yaşama geçti ve günümüz uygarlıkları oluştu.
    hindistan'da m.ö. 7000'lerde rastlanılan tarım, yaklaşık 2000 yıl sonra da diğer asya ülkelerinde görüldü.[25] yine bu dönemlerde nil nehri çevresinde tarımsal yapılara rastlanmaktadır. mısır ve çevresindeki önemli su kaynakları ve ılıman iklimin mevcut olması tarımın burada daha üretken olmasını sağladı. yine aynı dönemlerde mısırlılar nil'in taşma dönemlerini hesapladı ve ürünlerinin telef olmaması için çeşitli matematiksel formüller ve geometrik hesaplamalara başvurdu. tarım bu bağlamda günümüz bilim ve teknolojisine farklı yollar aracılığıyla etki bıraktı.[26]
    mezopotamya'da ise şatt-ül-arap ve basra körfezi çevresinde uygulanan tarımsal faaliyetler, ilk kez sümerler tarafından yapıldı. m.ö. 5000'lere denk gelen bu süreç, zamanla diğer mezopotamya uygarlıklarına yayıldı. yapılan araştırmalarda fırat ve diclen, enginar, şeker pancarı gibi tarımsal ürünler yetiştirildi. yine araplar, i̇spanya'da emevi devleti'nin yer aldığı dönemde, avrupa'ya limon, badem, incir, portakal, pamuk ve muz gibi ılıman tarım ürünlerini getirdi. aynı dönemlerde çin'de sabanın kullanılması tarımsal alanda asya'daki önemli değişikliklerdendir.
    yine kavimler göçü sonrasında batı avrupa'da roma egemenliğinin sona ermesiyle beraber; bu alanlardaki nüfus hızla arttı. bu insanların beslenmesi için de daha çok toprağın işlenmesi gerekliydi. bu süreçte, ormanlar ve bataklıklar, tarıma elverişli arazi durumuna getirildi. bu geniş toprakları sürebilmek içinse ağır sabanlar taşıyan öküzler kullanıldı. zaman geçtikçe 8-10 öküz kullanılarak işlenmesi zor killi topraklar da işlenmeye başladı. romalılar bu dönemde bir yıl tahıl ekip, ertesi yıl da bu alanları bekleterek (nadasa bırakarak) pratik bir ekim nöbeti uyguladı. bu dönemde, avrupa'daki halklar zamanla yulaf, çavdar ve arpa ekmeyi öğrendi. böylece, bir yıl kış, öbür yıl bahar döneminde yapılan ekimler, üç[27]
    800 yılı ve sonrasında avrupa'da açık tarla sistemi uygulandı. bu yönteme göre her çiftçi dar ve uzun tarlalara bölünen topraklarında çeşitli tarım ürünü yetiştiriyordu. bu tür tarlalar genelde eğimli yamaçlara kurulmuştu. bu da fazla suyun derin hendekten aşağı boşalmasını sağlıyordu. açık tarla sistemi sayesinde her çiftçi kendi tarlasını işler ve ailesini geçindirirdi. ancak gübreleme ve tarla sürme gibi işler iş bölümüyle paylaşılırdı. bu sistem avrupa'da 20. yüzyılın başlarına kadar devam etti. orta çağ'da tarımdaki hemen hemen her işlem el aletleriyle yapılıyordu. bu da verimi çok daha düşürüyor, ürünlerin hasat zamanının geç kalması neticesinde ürünlerin bir bölümü ziyan oluyordu.
    14. yüzyılda avrupa'da yaşanan veba salgınları yüzünden avrupa'da birçok insan hayatını kaybetti. yine bu dönemde çıkan yüzyıl savaşları yüzünden avrupa genelinde nüfus hızla azaldı. tarımsal olayların bu olaylar yüzünden asgari seviyeye düşmesiyle halklar kendini yeterince besleyemedi. sonrasında başta i̇ngiltere olmak üzere tarlalar çevrildi ve bu çevrili tarlalarda ticari ekim yapılmaya başlandı. bu üretim sonucunda avrupa kentlerinde tarımsal pazarlar kuruldu. bu da, kentlerde yaşayan ve tarımsal ürünlere rahatça erişebilen insanlar için büyük kolaylık oldu. bu süreçte kentlerin nüfusunda belirgin ivmeli artışlar gözlendi.[28]
    tarımda çağdaşlaşma [değiştir]
    tüm tarih çağlarında, geniş tarımsal üretimin önünde büyük engeller mevcuttu. bunlardan ilki tarımsal bitkiler için sağlanması zorunlu olan besinlerdi. i̇nsanlar bunun önüne geçmek için hayvan dışkılarını gübre olarak kullandı; topraklarını nadasa bıraktı ve her yıl farklı bir bitki ekti. 18. yüzyılda i̇ngiltere başta olmak üzere batı dünyasında büyük bir devrim yaşandı. şalgam ve üçgül ekiminin başlamasıyla toprakların nadasa bırakılma zorunluluğu ortadan kalktı. şalgam; hayvansal üretimde hayvanların kış yiyeceği olarak önemli bir yer tuttu. şalgam sayyvansal üretim arttı; hem de daha çok hayvan beslenebildi. yine hayvanların sayısında görülen artışla beraber hayvansal gübrelerde ivmeli bir artış gözlendi.

    endonezya'da hayvan gücünden yararlanılan tarımsal üretim.
    bir başka önemli gelişme de, norfolk'ta yaşayan i̇ngiliz çiftçiler vikont charles tsabanlarda silindirlerde ve tırmıklarda kullanıldı. farklı toprak ve gübre türlerinin tarımdaki verimi arttırdığı anlaşıldı. 1840'ta alman kimyacı justus von liebig, potasyum, fosfor ve azotun bitkilerin gelişiminde önemli bir yer tuttuğunu tespit etti. yine i̇ngiltere'de john lawes ve henry gilbert, fosfat bakımından zengin kayaları sülfürik asit ile tepkimeye sokarak yapay gübre elde etti. bu, günümüz yapay gübre kullanımının başlangıcıdır. yine 1843'te kil akaçlama boruları bulundu ve sonraki yıllar boyunca büyük tarlalar ucuz ve basit yöntemlerle akaçlandı. tüm bunlar, tarımda yeni bir dönemi açtı. artık tüm dünyada ortaklaşa yapılan tarım faaliyetleri, pazarlarda satılmak üzere ekonomik bir gelir olmaya başladı.
    buna karşılık avrupa'nın bazı ülkelerinde gidişat daha farklı biçimlendi. özellikle fransa'da soylular, kendi toprakları yerine saray çevresinde yaşamaya başlayınca, zamanla topraklar köylülerin tekeline geçti. 1789'a gelindiğinde fransa topraklarının %40'ı köylülerin elindeydi. tarımdaki bu gelişmeler toplumsal yaşamı da kökten değiştirmeye başladı. tüm dünyada tarımda görülen gelişmeler, özellikle avrupa'daki kırsal sistemi d
    (guru buraya gelsin chabuk, 30.06.2010 17:17)
    geçmesen de gibsinler.
    (slidingtackle, 30.06.2010 17:17)
    günümüzde tarım [değiştir]
    günümüzde tarım, büyük oranda ticari amaçlarla yapılmaktır.[29] özellikle ulaşımdaki kolaylıklar, tarım ürünlerini çok uzaktaki yerleşimlere bile hem ucuz hem de hızlı bir şekilde taşınmasını sağlamaktadır. 19. yüzyılın sona ermesinden önce amerika'dan avrupa'ya tahıl, süt ürünleri ve tuzlu et zütürülmekteydi.[30] saklama ve soğutma yöntemleri geliştikçe, avrupa birçok ülkeyle tarımsal ticaret yapmaya başladı. i. dünya savaşı sıralarında ulaşım güçleşince, dünyanın dört bir yanındaki çiftçiler, ürünlerini pahalı olarak avrupa'ya sattı.[31] avrupa bu dönemden sonra amerika ile büyük rekabete girdi. ancak başta i̇ngiltere olmak üzere avrupa ülkeleri tarımsal alanda yeteri ilerlemeyi gösteremeyince mandıra ve süt üretimine gitti. bu alanda besili evcil hayvanlarını çaprazlayan bilim adamları verimli üretim sağladı. özellikle danimarka ve hollanda'nın dış dünyaya süt ürünleri satması, avrupa'yı bu alanda öne geçirdi. ancak yine ii. dünya savaşı, bu rekabete bir darbe daha vurdu. avrupa'da üretim çok geriledi ve avrupa ile ilişk. bitki ve hayvanların genlerinde yapılan değişiklikler sayesinde belli türlerin karşı karşıya olduğu hastalık riskleriyle savaşılabilm beraber et ve süt üretiminde, hayvanlar küçük koğuşlarda aşırı beslenerek ve gün ışığına çıkarılmayarak verim arttırıcı etki oluşturulmaktadır. ancak bunlar da yine ürün kalitesini düşürmekte ve doğallığı azaltmaktadır. özellikle gelişmiş aşılama teknikleri, hayvan ve bitki türlerinin karşı karşıya olduğu hastalık riskleriyle savaşmaktadır. ayrıca çoğu batılı toplum başta olmak üzere organik tarıma dönüş dikkat çekmektedir.
    üretim [değiştir]

    dünya üzerinde yapılan tarım ve tarımsal verim, coğrafyadan coğrafyaya değişiklikler g
    tarım üretiminde artış sağlayan tarlalar
    dünya üzerindeki birçok yerde coğrafi koşullar ve iklim tarımsal üretime uygun değilere devam edilir. verim çok azaldığında da yeni ormanlar tahrip edilir. eski tarım alanı da birkaç yıl boyunca terkedilir. eski alan tekrar doğal düzenine kavuşunca; bu eski alana tekrar dönülür. bu sayede tarımsal süreç devam eder. bu uygulama ilkel yöntemlerle yapıldığı sürece çevreye kalıcı zararlar vermez. ancak büyük şirketler ve kurumlarca açılan teknolojik dönüşümlü tarım; genelde çevreyeşmiş milletler gıda ve tarım ögütü'nün (fao) milyon ton olarak üretim grafikleri yer almaktadır;
    en çok üretilen tarım ürünleri(milyon ton) 2004 verileritahıl 2,263kavun & karpuz 866köklü ve yumrulular 715süt 619meyve 503et 259bitkisel yağ 133balık 130
    yumurta 63bakliyat 60kaynak:
    gıda ve tarım örgütü (fao)[38]en çok üretilen tarım ürünleri(milyon ton) 2004 verilerişeker kamışı 1,324mısır 721
    buğday 627
    çeltik 605patates 328
    şeker pancarı 249soya fasulyesi 204arpa 154domates 120
    kaynak:gıda ve tarım örgütü (fao)[38](guru buraya gelsin chabuk, 30.06.2010 17:17)
    Tümünü Göster
    ···
  18. 51.
    0
    beyler hepsini okudum sizin yüzünüzden evden gidiyorum kendimi dağa taşa vurucam uzun sakal burakp dünyanın sırrını araştırıcam dıbına kodumun evlatları
    ···
  19. 50.
    0
    @ananı domaltayım özet geç bin :@
    ···
  20. 49.
    0
    земјоделството е процес на производство на храна, храна за животни, влакна и други потребни производи преку одгледување на одредени растенија и домашни животни. со поимот земјоделие се означува голема група аграрни науки, кои ги проучуваат и иследуваат различни држави на ниво на културно растение- абиотични еколошки услови- биотични еколошки услови.
    околу 9 000 години п.н.е. жителите на средниот исток почнале да ги садат првите посеви. оттогаш се испробени многу начини на одгледување на растенија, животни и ловење на риба. денес земјоделството е важен фактор за економскиот раст на една земја.
    најголемиот број на луѓе во светот се вклучени во земјоделството како нивна примарна економска активност, но и покрај тоа, тоа сочинува само четири проценти од светскиот бдп.земјоделството е процес на производство на храна, храна за животни, влакна и други потребни производи преку одгледување на одредени растенија и домашни животни. со поимот земјоделие се означува голема група аграрни науки, кои ги проучуваат и иследуваат различни држави на ниво на културно растение- абиотични еколошки услови- биотични еколошки услови.
    околу 9 000 години п.н.е. жителите на средниот исток почнале да ги садат првите посеви. оттогаш се испробени многу начини на одгледување на растенија, животни и ловење на риба. денес земјоделството е важен фактор за економскиот раст на една земја.земјоделството е процес на производство на храна, храна за животни, влакна и други потребни производи преку одгледување на одредени растенија и домашни животни. со поимот земјоделие се означува голема група аграрни науки, кои ги проучуваат и иследуваат различни држави на ниво на културно растение- абиотични еколошки услови- биотични еколошки услови.
    околу 9 000 години п.н.е. жителите на средниот исток почнале да ги садат првите посеви. оттогаш се испробени многу начини на одгледување на растенија, животни и ловење на риба. денес земјоделството е важен фактор за економскиот раст на една земја.
    најголемиот број на луѓе во светот се вклучени во земјоделството како нивна примарна економска активност, но и покрај тоа, тоа сочинува само четири проценти од светскиот бдп.земјоделството е процес на производство на храна, храна за животни, влакна и други потребни производи преку одгледување на одредени растенија и домашни животни. со поимот земјоделие се означува голема група аграрни науки, кои ги проучуваат и иследуваат различни држави на ниво на културно растение- абиотични еколошки услови- биотични еколошки услови.
    околу 9 000 години п.н.е. жителите на средниот исток почнале да ги садат првите посеви. оттогаш се испробени многу начини на одгледување на растенија, животни и ловење на риба. денес земјоделството е важен фактор за економскиот раст на една земја.земјоделството е процес на производство на храна, храна за животни, влакна и други потребни производи преку одгледување на одредени растенија и домашни животни. со поимот земјоделие се означува голема група аграрни науки, кои ги проучуваат и иследуваат различни држави на ниво на културно растение- абиотични еколошки услови- биотични еколошки услови.
    околу 9 000 години п.н.е. жителите на средниот исток почнале да ги садат првите посеви. оттогаш се испробени многу начини на одгледување на растенија, животни и ловење на риба. денес земјоделството е важен фактор за економскиот раст на една земја.
    најголемиот број на луѓе во светот се вклучени во земјоделството како нивна примарна економска активност, но и покрај тоа, тоа сочинува само четири проценти од светскиот бдп.земјоделството е процес на производство на храна, храна за животни, влакна и други потребни производи преку одгледување на одредени растенија и домашни животни. со поимот земјоделие се означува голема група аграрни науки, кои ги проучуваат и иследуваат различни држави на ниво на културно растение- абиотични еколошки услови- биотични еколошки услови.
    околу 9 000 години п.н.е. жителите на средниот исток почнале да ги садат првите посеви. оттогаш се испробени многу начини на одгледување на растенија, животни и ловење на риба. денес земјоделството е важен фактор за економскиот раст на една земја.земјоделството е процес на производство на храна, храна за животни, влакна и други потребни производи преку одгледување на одредени растенија и домашни животни. со поимот земјоделие се означува голема група аграрни науки, кои ги проучуваат и иследуваат различни држави на ниво на културно растение- абиотични еколошки услови- биотични еколошки услови.
    околу 9 000 години п.н.е. жителите на средниот исток почнале да ги садат првите посеви. оттогаш се испробени многу начини на одгледување на растенија, животни и ловење на риба. денес земјоделството е важен фактор за економскиот раст на една земја.
    најголемиот број на луѓе во светот се вклучени во земјоделството како нивна примарна економска активност, но и покрај тоа, тоа сочинува само четири проценти од светскиот бдп.земјоделството е процес на производство на храна, храна за животни, влакна и други потребни производи преку одгледување на одредени растенија и домашни животни. со поимот земјоделие се означува голема група аграрни науки, кои ги проучуваат и иследуваат различни држави на ниво на културно растение- абиотични еколошки услови- биотични еколошки услови.
    околу 9 000 години п.н.е. жителите на средниот исток почнале да ги садат првите посеви. оттогаш се испробени многу начини на одгледување на
    Tümünü Göster
    ···