lan açtım bi kız hafif ince bi sesle
(arayan kız-o ben-b)
o-sen misin?
b-kimi aramıştınız?
o-tamam sensin
b-ne var siz kimsiniz?
o-ben mi ben senin platoniğinim gerçi söyledim
bi şey diyemedim bi sessizlik oldu sonra
o-2 ay falan önce seni gördüm sanki saçımın tellerini tek tek koparıyolarmış gibi hissettim anlamadım başta sonra durup dururken aklıma gelmeye başladın sürekli evde otururken kitap okurken birden aklıma geliyodun en yakın arkadaşıma seni anlattım sen aşık olmuşsun dedi şaşırdım ilk kez aşık oluyodum dedi sonra arkadaşım git açıl dedi yapamadım başta ama sonra açılmadan yapamayacağımı anladım sürekli aklıma geliyodun saçların özelliklede gözlerin sonra seni bulmaya karar verdim okulunu öğrendim(ilçe de yaşıyorum ayrıca amık liselisiyim) okuluna geldim yapamadım gittim eve ağladım sonra çarşıda yakalamak için uğraştım evini öğrendim takip ettim

..çarşıda yakaladım bi cafeye girdin sonra tam yanına gelcektim bi kız geldi yanına oturdu başımdan kaynar sular döküldü sevgilin herhalde biraz izledim sonra eve gittim ağlayamadım ama bilmiyorum çok kötüydüm işte şimdi de arayım dedim.
b-ben.. ben özür dilerim.
o-kendine iyi bak
dedi kapattı. Bi kötü oldum fazla çarşıya çıkmam fazla cafeye falanda girmem ne zaman olduğunu anladım o cafeye gelen kız benim 2 yıldır platonik sevdiğim kızdı ama nebilim işte bi ben böyle seviyorum diye düşünüyodum.

Size biraz cafede buluştuğum kızı (benim sevdiğim) anlatıyım böyle simsiyah saçlı simsiyah gözlü adı hatice. Okula ilk geldiğim günden beri bi çocuğun annesini sevdiği gibi seviyorum onu hani annesi çocuğa kızar vurur da çocuk yine anne diye ağlar annesine sarılır ya aynısı. Tam iki yıldır seviyom onu ve 1 kez bile bi umut vermedi bana ama o umut vermedikçe yada kalbimi kırdıkça ben daha çok bağlandım ona bilmiyorum belki de takıntı yaptım kendime. Hatta bi gün okulda basket oynuyordum bilen bi arkadaşım beni yanına çağırdı knk bişi göstercem ama üzülme bak dedi aniden görürsem daha çok üzüleceğimi düşünmüş. Bi gittim okulun arka tarafına sevdiğim kızın sevgilisi gelmiş cidden yaşadığım en kötü andı. Bide okuldan çıkarken o çocuğun benden çakmak istemesi cabası. Neyse asıl olaya dönelim.

işte o gün hatice yle ilk yakınlaşma günümdü o beni seven kız biraz daha kalsaymış daha 4 kişi daha geldi o gittikten sonra yoksa ben nerde hatice yle baş başa buluşmak nerde. Neyse geyik muhabbet yapıldı kahve, çay içildi herkes gitti hesap benle yakın dostum ercana kaldı. Yeri gelmişken ercanı da anlatim. Uzun boylu kalıplı ama kalıbının hakkını veremeyen bi çocuk. Onun da bi hikayesi var ama. O da benim hatice nin (hemen de benim dedim) en yakın arkadaşı beyazı seviyo. isminin garip olduğuna bakmayın kıvırcık saçlı tatlı bi kız. Biraz düşük çaplı ama ercan da beyaz da benim benzerim şeyleri yaşadı. Anlıyacağınız kader yoldaşım.

(okuyan varsa) mobil den yazıyorum şarj yok kusura bakmayın. geceniz hayır olsun. gerçi gece mi kaldı mk.

bi hafta falan geçti. gittikçe yakınlaşıyodum hatice ye. okulda sürekli yanımıza geliyolar yada biz onların yanına gidiyorduk. beyaz ben hatice aynı sınıfta ercan ayrı sınıftaydı. ha bide bizim sınıfta ferhat diye bi panpamız var bana inciyi gösteren. onu da söylemeden geçemedim. neyse git gide yakınlaşıyoduk onlarla. okulun bitmesine 20 gün kala bi ws grubu açılmış. hatice ercan ben beyaz. oradan konuşuyoduk. bayada iyiydi aslında komik videolar, korkunç hikayeler falan. ama hiç birisi umrumda deildi sadece onun yüzü gülsün diye gezmediğim komik video sitesi kalmıyodu. bulduğumda da sadece bi gülücük atması yetiyordu o gece huzurlu uyumama. biraz daha zaman geçtikten sonra hatice okulun son günü bi lokantada beraber yemek yiyelim dedi. yani beraber derken beyaz ile ercanda olcak. olur dendi yer falan ayarladık. gideceğimiz günden önceki gece heyecandan uyuyamadım. bayramı bekleyen bi çocuk gibiydim. o gün geldi karne falan umrumda deildi. aldım attım eve hemen dolmuşa bindim. buluşacağımız yere gelip beklemeye başladım.

ilk ercan geldi sonra haticeyle beyaz. aga hatice yi gördüğüm an kalbim birden hıphızlı atmaya başladı. yeminle söylüyom bayılcam sandım. üzerinde mavi bi elbise vardı. zaten teni bembeyaz abi cidden çok güzeldi ya. böyle güzel oldukça ben daha da üzülüyodum. ona tam ulaştım derken o dahada yükseliyordu gözümde. biraz dolaştıktan sonra lokantaya geçtik. yemekler söylendi. yemek masasında ben baş köşedeydim o ise hemen yanımda bi an onu karım gibi gördüm. kafamda kurduğum o aile tablosunda ben çerçeve bile olamıycak çirkinlikteydim. yemeğin sonuna doğru talha aradı. talha belki de ercanla birlikte en yakın arkadaşım. knk lokantanın karşısındayım yemek bitince yanıma bi uğra dedi. yemek bitti hesap alman usulü ödendi dışarı çıktık. talhanın yanında ganide vardı. oda sevdiğim bi arkadaşım. talha biliyordu haticeyi sevdiğimi bayadırda anlatıyodum. oda sürekli knk açıl ya diyordu. o gün de onun için gelmiş. baya bi zorladılar beni yapamam falan dedim. ya en azında böyle görebiliyorum dedim. açılsam kabul etmezse yüzüne bile bakamam dedim. ama gani nin bi fikri vardı.

hatice ve beyaz gani yi tanımıyodu. en fazla 2 kere görmüştür. gani ws profilini kuzeninin resmi yapcak(kuzeni yakışıklı baya) o numaradan hatice yle konuşcak ona yavşıycak falan. mecbur tamam dedim yoksa beni gibe gibe kızla konuşturcaklardı. neyse kızları evine bıraktık.ben o gün ganigile kalmaya gittim 20.00 gibi mesaj attık. selam naber falan tanıştık. gani nin baya yazma kabiliyeti vardı. tamam belki benim de vardı ama haticeye karşı konuşamıyordum. baya bi konuştu samimi oldular yarın konuşuruz dediler. bi sonraki gün yavşamaya başladık işte çok güzelsin falan. kız anladı tabi fazla mesaj atmamaya başladı. gani biraz daha uğraştıktan sonra bastı çıkma teklifini. 5 dk msj gelmedi. sonra hayır dedi. neden dedik hemen tabi. başka birini seviyom dedi. aha tam aradığımız cevap. kim dedi. cevap vermedi sonra gani:
-ben seni çok sevmiştim. bu gece senin yüzünden uyuyamadım. çarşıda gördüğün andan beri kalbim senin için atıyor..
gibi baya bi klagib laf söyledi sonra ben seni bu kadar sevmeme rağmen sen beni sevmedin canın sağolsun dedi. bari benden kimi sevdiğini esirgeme dedi. kimmiş bu benden iyi si dedi. sonra hatice bizim okuldan biri ya boşver napcan dedi. daha fazla bilgi alamayacağımı anlayıp engel attık. mission complate. bizim okul diyince benim kayışlar koptu tabi. baya bi umutlanmıştım. 2-3 gün sonra hatice ercanı çağırdı bi cafeye. biz hemen ercan la bi kritik yaptık herhalde utandığından ercana diyecek dedik. ercan gitcekti bende gizli bi yerden bunları izliycektim. plan bu.

aga bindik dolmuşa gittik cafeye 1 saat önceden. ayarladık herşeyi ben şurda dururum siz şöyle geçin falan. beklemeye başladık. beklerken amık şu yaptığımız şeylere bi bak diye düşünmeden de edemiyodum. hatice geldi oturdular dinleme şansım yoktu tabide izliyodum. aslında ercanın teli gizliden arayıp kenara bırakıp dinleyebilirmişim de neyse orda aklıma gelmedi. baya bi konuştular 30 dk falan sonra hatice ercana biraz yaklaştı 5-6 saniye daha bekledik ten sonra yapıştı dudaklarına.. herşey ortadaydı hatice ercanı seviyomuş. en fazla 45 saniye izlemişimdir. kalktım yürümeye başladım. dümdüz yürüyodum. sanki boynuma bir sürü iğne sokuyolarmış gibi hissediyodum. biraz yürüdükten sonra taktım kulaklığımı bi sigara yaktım. çok kötüydüm. kimi suçlayacağımı şaşırıyodum. beni sevmeyip ercanı seven haticeyi mi, kız öpünce geri çekilmeyen ercana mı, yoksa ercana bu kadar güvenen hatice yi ölümüne seven kendimi mi? yaklaşık 1 saat dümdüz nereye gitdiğimi bilmeden yürüdükten sonra bi banka oturup bi sigara daha yaktım. öylece etrafı izlerken kafamdan geçen düşünceleri anlatmaya kitaplar yetmez.