0
merhaba panpalarım.
son 2-3 aydır garip bir süreçten geçtim. duygularım tamamen körelmiş ve tamamen mantığımla yaşıyormuş gibiydim. mesela bir olay oluyor içimden diyorum ki 'acaba burada şaşırmalı mıydım ? burda gülüyor muyduk ? diyorum ve gülüyorum. gülerken rol yapıyorum. hatta son 2-3 aydır tamamen rol yapıyorum.ben eskiden çok duygusal olan, biraz sosyal fobisi olan ve kendi dünyasında basit olayları bile trajediye dönüştüren birisiydim. biranda böyle çevreye karşı bu kadar duyarsız olmam ne kadar ironik değil mi ? insanlar bu durumumun boşluktan olduğunu, gerçek bir kız arkadaşım olmadığıma ve üniversiteyi kazanamama bağladılar.bu durumumun bu kadar basite indirgenmesinden rahatsız oldum. şuan en güzel kızıda elde etsem,en kral üniversiteyide kazansam bir duygu hissetmeyecekmişim gibi geliyordu. duygudan kastım gerçek anlamda hissedebilmek.
bu hissizlik sorunumla ilgili bir sürü insanla muhabbete girip bu sorunuma çözüm aradım. aslında insanlara sorduğum soruların cevabını merak etmiyordum. acaba kaçırdığım bir nokta var mı diye soruyordum.
kendime devamlı hastalık aradım. acaba benim sorunum ne ? dedim. duygusuzluk var apati olabilir dedim. depresyon dedim ama depresyonda en azından insan üzgün halde oluyor değil mi ? o da yok.
kendimi devamlı birşeye inandırmak isteğindeydim.şu durumum hastalık hastası olarakta yorumlanabilir ve bu yorumada saygı duyarım.bu dönemimde insanlarla girdiğim muhabbetlerde bir kişinin lafı aklıma kazınmıştı resmen.'düşünceyle duygu aranmaz'.gerçekten doğru olan bu.fakat sorunda hayata dair herşeyi idrak edebilmeye rağmen hayatı yaşayamamak değil miydi ?
benim gibi mantıklı bir insan prozac gibi mucizevi bir ilaca inanmayı çözüm olarak gördü. sonra bunun 'plasebo' gibi karizma bir ada sahip pgibolojik etki olduğunu anladım.2.hafta attım ilacı.
.insanlarla bu muhabbetlere girince bana 'çok derin düşünüyorsun, çok zekisin' diyorlardı.'kurduğun cümleler senin yaşındakilerin kurabileceği tarzda değil' diyorlardı.'sen çok kitap okumuşsundur kesin 'diyorlardı.ben hayatımda kitap okumamış adamımdır.bir ara game of thrones romanından başlıyım dedim üşengeçlikten okumadım bile.
tabi zeki bir insan normalde hayattan keyif almayı becerebilir değil mi ? şu geçirdiğim dönemde sadece zekanın yetmeyeceğini anladım. önemli olan zekayı doğru kullanabilmek. potansiyel durup dururken göstermez kendini onu kullanman gerekir..
şimdiki zaman dönüyorum. şimdi gerçekten hissediyorum ve hayattan keyif alıyorum.bu sorundan mensup olan insanlar tekrardan nasıl düzeldiğimi merak ediyordur. çünkü kendimi irdelemeyi bıraktım. icraata geçtim.
o kadar çok insanla muhabbet ettim ki kendi potansiyelimin farkına vardım. sizce gerçekten bir insan hissiz bir durumda olabilir mi ? yoksa yaşadığımız acıları bir daha yaşamak istemediğimiz için bu hissizlik kimliğine mi bürünüyoruz ? kendimi neye inandırırsak o olmuyor muyuz hayatta ?