1. 1.
    +1
    PART PART YAZIYORUM PiÇLER 2.NCi PART GELCEK

    Güneş gene tepeden parlıyordu o sabah ve daha da sıcaktı. Gözlerimi yavaş yavaş açarken göz kapaklarımın buna izin vermediğini anlamıştım. Gene aynı şey oluyordu ve başlıyoruz.Bir anda yatağımda titremeye ve terlemeye başlamıştım gözümden yaş geliyordu.Bir kaç dakika geçtikten sonra ellerimi ayaklarımı hissetmemeye başladım.
    içerden koşarak gelen babamın sesini duymuştum. Kapıyı açar açmaz yanıma gelerek iyileşiceksin oğlum merak etme dediğini duydum.Ama artık buna inanmıyordum
    her seferinde aynısı oluyordu. Babam sağ elimi bileğimden sıkarak damarıma enjekte ettiği ineyi gördüm ve bayılmıştım. Babam baş ucumda bana sevgi dolu gözleriyle bakıyordu.
    Babamın 'geçti canım oğlum' dediğini duyuyordum.Ama maalesef ben çok kötü hastaydım. Daha 17 yaşında bir eroin bağımlısı olmuştum. Babamı ne kadar cok sevsemde ilaç bulamayınca dövüyordm saldırıyordum ama kendimde olmuyordum. Kendime geldiğim zaman babamın ayaklarında morluklar görüyordum özür diliyordum her seferinde oda
    o sen değildin o içindeki seni kötüYe sürkleyen sen değldin dedi sen iyi birisin dedi. Tabi ben bunları dinlerken acı içinde yaptıklarımın ne kadar kötü bir şey olduğunu biliyordum.
    Beni bu yola sürükleyen kişilerden artık nefret ediyor ama bir yandan da bırakamıyordum.Ne yapıcagımı bılmıyorum.O arkadaşlarımla nasıl tanıştığımı ve nasıl bu yola bu insanı öldüren yola geldiğimi anlatacağım.

    Bu yol çok kötü bir yol sadece bir arkadaşının senin için bu kadar kötü olaylara katlanmasını sağlar nasıl bir arkadaş senin ölmeni ister ki
    Evet olayımın başlangıcı 26 Şubat Gecesi başlamıştı saat 2 sularında evimizin ziline biri basmıştı yatağımda uyurken bir anda sersemleyerek uyandım. Odamın kapısını açtım ve merdivenlerden aşağı indim fakat babamın benden önce kapıya doğru yöneldiğini gördüm. Kapıyı açtı ve
    kapıda duran geçen sene tanıştığım arkadaşım duruyordu. Yüznden solgun üzgün bir görünüşü vardı. Aşağı inerek hemen yanına geldim ona ne olduğunu sordum. Annem hasta lütfen gel bana yardım et dedi. Bende babamdan izin aldım fakat babam ilk başta biraz izin vermesede olay ciddi olduğu için izin vermişti hatta kendiside gelmek istiyordu ama arkadaşımın biz zaten orda oluck merk etmnize gerek yok efendim dediğini duydum. Babama ben işim bitince hemen eve gelirim merak etme dedim. Kapıyı kapatarak evden çıktım. Arkadaşımla koşmaya başladık 10 dakika boyunca koşmuştuk. Daha gelmedik mi sizin ev arka sokakta kaldı dedim. Arkadaşım ise yok annem arkadaşının evinde fenalaştı dedi. Bende onu onaylıyarak koşmaya devam ettim. Aradan 1-2 dakika geçmeden yıkık sökük küçücük dışı tahtadan yapılmış bir eve gelmiştik. Hemen içeri girdim ve içerden gülüşmeler geliyordu evin ufak salonuna gelince gördüklerime şok olmuştum.

    içimden bir anda burda olmamalıyım diye bir his doğdu. Etrafa şaşkın şaşkın bakarken arkadan arkadaşım omzumu sıkarak Nasıl? Begendin mi ortamı? Dedi. Bende sen bana yalan söyledin annen hasta değilmiydi durumu kötü demiştin diye sinirli bir şekilde bağırdım. Arkadaşım ise tavırları gayet normal birşeymiş gibi tahatlıkla sıkma canını o yaşlı bunaktan seni kurtardım biraz ortam yapalım dedi. Bende yok gitmem lazım benim dedim ve arkamı dönüp kapıya doğru yöneldim. Kapıya yaklaşmıştım elimi kapının koluna zütürdüğümde arkadan sert bir darbe alarak yere düşmüştüm. Yarı baygın yarı normal bir şekilde eteafa kısık gözlerimle bakınıyordum bir yere sürükleniyordum.Bir sandalyeye oturttular beni.
    Sana bunu iyiliğin için yapıyoruz çok güzel birşey dediler.Ben ise elimi ayaklarımı sağ sola çırpıp onları etrafımdan uzaklaştırmaya çalısıyordum.
    Ağlamaya başladım lütfen yapmayın size yalvarıyorum diye ama nafile kararları kesindi. Benide zehirlemek istiyorlardı.Ben sakinleşmeyince
    elimi ayaklarımı bağLdılar. Ağzımı kapattılar bağırmak istiyordum bağramıyordum. Ağlamaktan artık halim kalmamıştı gözlerim şişmiş bir şekilde
    etrafa bakıyordum.Bir anda arkadaşmın yanında 2 kişi daha belirdi bulabık görüyordum ama genede seçebiliyordum.Bir anda beni evimden alan arkadaşım sandalyenin arkasına geçip bağlı olan ellerimi çözdü.Bir arkadaşınıda yanına çağırarak sol elimi tutmasını istedi. Diğer arkadaşmda sağ elimi tuttu ve hiç acımadan elindeki şırıngayla bileğime sapladı. Ağlayarak bağırmaya çalışıyordum.Ama ağzım bağlı lduğu için fazla sesimi çıkaramıyordum, kimse duymadı beni.Bir anda başım dönmeye başladı ve artık sonumun geldiğini anlamıştım.

    Evet sonum gelmişti galiba , nefes almam zorlaşmıştı gittikçe artık nefes alamıyordum evet boğuluyordum bağırıyordum. Nefes alamıyorum yardım edin... Lütfen... ve artık gözüm kapanmış ellerimi ayaklarımı oynatamıyordum.Bir anda gözümü açmaya çalıştım çok zor olsada kısık bir şekilde açmıştım gözlerimi bir yatakta bağlı olarak yattığımı gördüm. Kimse yokmu diye seslenmeye çalıştım ama ağızımı açıcak gücüm yoktu sanki
    dudaklarımın arasını biri dikmişti. Burnumdan hızlı hızlı nefes alamaya başladım. Sakinleşemiyordum ellerimi azda olsa hareket ettirmeye çalıştım
    ama başaramamıştım. Kendimi çok halsiz hissediyordum. Bütün gücümle bir kez daha denedim ellerimde bağlı olan kalın ipler arasında çıkarırken
    bileğimi kesmişti. Sanki ip bileğimin üstündeki bir jiet gibi kesiyordu. Kanama durmadan devam ediyordu.Ama bunu yapmak zorundaydım başka carem yoktu. Ordan çabucak kurtulmalıdım. Elimin yarısını sert ipten çıkarmıştım bile ama yattığım yatağın üstü neredeyse kanlarla dolmuştu.
    Biraz daha durup son gücümle elimi çıkarmaya başarmıştım. Elimi çıkardığım için birazda olsa sevinmiştim. Sağ elimle , sol elimi çözmüştüm bile.
    Yatakta oturmayı başarmıştım. Ellerimle ayaklarımı çözdüm. Yavaşça ayağa kalktım fakat başım hala dönüyordu. içerden sesler gelmeye başlamıştı.
    2 kişi aralarında konuşarak geliyordu. Kapıya çok yaklaşmışlardı. Hemen acil kacmam lazımdı ve kapı acılmıştı.
    Kapı açıldığı anda yatağın yanındaki cama doğru yönelmiştim.2 kişi beni gördüğü anda ilk başta şaşırmıştı sonra beni yakalamak için koşmaya başladılar. Camın yanına
    geldiğim anda camın kilitli olduğunu anladım. Sonra sert bir şeklilde cama yumruk attım cam çatlamıştı tam arkama bakarken kolumdan tutan adamı gördüm sonra beni geri çekmeye çalıştı bende bütün gücümle ileri atıldım ve adamdan kurtuldum ve cama doğru atıldım bir kere daha sertçe vurdum ve cam paramparça olmuştu. Elim iplerden dolayı
    kesildiği için artık cam kırıklarının elimin içinde hissetmiyorum. Yere düşen bir cam parçasını elima alıp adamlara doğru yönelttim ve sağ sola sallamaya başladım.
    Öndeki adam bir anda üstüme atıldı diğeride arkasından gelmişti.Üzerime düşen adam karnıma sert bir şekilde tekme attı ve yüzüme yumruk atmıştı.
    Sersemlemiştim ama içimden bunu başaramazsam bidaha asla kurtulamam burda ölmek zorunda kalırım diye düşündüm. Sonrasında elimde duran cam parçasıyla iki kere
    üstümdeki adamın kafasına vurdum ve üzerimden ittim. Arkadaki adamda arkadaşının yaralandığını görünce bir anda şaşırmıştı. Bende çok korkmuştum ve tek çarem olan camdan atmalamayı düşündüm. Karşımdaki adamın sinirli bir şekilde kalkınca bende ayağa kalkıp cama koşmaya başladım ama camda hale yere düşmeyen kırılmayan büyük
    cam parçaları vardı.Ama ne olursa olsun bunu başarmak zorundaydım. Camın yarım metre uzaklığındayken cama doğru zıpladım ve ellerimi camdan geçirdikten sonra ayağımın
    camdaki bir parçasına takılıp dizimin altına saplandığını hissettim. Diğer ayağımla ayağıma saplanan camı kırıp aşağı düşmüştüm. Yüksek bir yer olmadığı için kemiklerim kırılmamıştı. Ayağımdaki cam parçasının hala düşmediğini gördüm. Ayağa kalktım ve koşmaya çalıştım.Ama ayağım yaralandığı için düşmüştüm. Sürüklenerek bahçenin kapısının önüne geldim. Kapının demirlerine tutunup ayağa kalktım tam o sırada evin önünden geçen babamı gördüm. Bağırmaya başladım. 'Baba burdayım yardım et' diye seslendim. Fakat duymamıştı. Babam gitmişti.O sırada tahta evin dış kapsının açıldığını duydum ve arkadaşım ve yanındaki bir adamla üstüme doğru koşuyorlardı. Yaraladığım adam yanların yoktu.Onu öldürme korkusu içimi kaplamıştı.Ama şimdi sırası değil bunları düşünmemeye başladım. Evin demirliklerine tutunarak yürümeye başladım. Ayağımdaki yaradan dolayı koşamıyordum. Arkamda 10 metre kadar mesafe kalmıştı. Canım acısada koşmaya çalıştım. Ayağımdaki kanama daha da çok artmıştı.
    Arkadaki sokaklara gidince bir evin önünde gri bir araba görmüştüm. Gördüğüm araba babmın arabasıydı. Herhalde beni merak etmişti. Arabaya doğru koşmaya başladım. Baba diye bağırdım. Arabadan kimse inmeyince yanına gitmeye çalıştım ama arkamdaki ses beni durdurmuştu.Dur kıpırdama yoksa ateş ederim diye bir ses duydum. Arkamı dönünce arkadaşımın bana silah doğrulttuğunu gördüm.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    0
    Arkadaşım bana hiç acımadan o silahı doğrultuyordu bu sefer kaçıcak yerim kalmamıştı. Nereye gitsem beni vururdu. Bende artık bu olaylardan bıkmış bir şekilde gözlerimi
    kapadım ve yere çöktüm.Vur bitsin artık bu işkence kanımda damarında bu zehirle yaşamak istemiyorum vur artık diye bağırdım. Başımı öne eğdim ve silahın tetiğini çekmişti
    ve bir el patlama sesi duydum ama gözümü açınca vurulan ben değil arkadaşım olmuştu. Arkasından vuran da babamdı. Arkadaşımın yanındaki adam ise korkudan kaçmıştı. Babam onu yakalamaya giderken 'gitme nolur korkuyorum' dedim.Oda hemen koşarak yanıma geldi. Beni kucağına alarak hemen arabasına bindirdi. Arabada arka koltuğuna uzanmıştım. Bazı yaralarım hala kanamaktaydı ve acısını hissediyordum. Babam da geçiçek merak etme herşey iyi olucak dedi.Bu zaman içinde arka koltukta
    halsizlikten bayılmıştım. Uyanınca karşımda bir doktor ve babam bana sevgi dolu gözleriyle bakıyordu.ilk başlarda bulanık görsemde sonrasında düzelmişti. Ayağımı oynatamıyordum. Doktora sorunca geçer ayağından ve bileklerinden çok kötü yara almışsın dedi.Şuan bütün yaralarını temizledik ve dikiş attık dedi.Ama korkulucak bir yanı yok diye ekledi doktor. Bazı kan testlerinin sonuçlarında aşırı dozda eroin aldığım görünüyor. Asıl seni etkileyen hastalık buydu , biraz daha geç kalsaydın ölebilirdin dedi.
    Doktora dönerek ben zaten artık ölüyüm bu hastalıktan bu bağımlılıktan kurtulamam artık vücüdumu zehirlemiş durumdayım dedim. Babamda tedavi olucaksın hersey yoluna
    giricek sen bunu istiyerek yapmadın dedi. Bende babama bakarak sen benim yanımdasın ya o bana yeter dedim. Doktor babama kenara çekip birşeyler fısıldadı ama ben
    duymuyordum. Sonra biraz sinirlenerek ne konuştuğunuzu banada söyleyin benimde bilmek hakkım dedim. Galiba dün vurulan çocuk hakkında babanı almaya polisler gelmiş.
    Hayır olamaz onu o vurmadı dedim. Kalkmaya çalıştım kalkamamıştım. Babamda en kısa sürede gelicem dedi daha babamın ellerini tutamadan polisler içeri girip babamın ellerine kelepçelerini takmıştı. Sadece arkada ona soyledıgım nolur gitme yalvarıyorum sözleriyle kalmıştı ve oda ağlayarak odadan çıkmıştı.


    Babamın gidişini sadece arkasından ağlayarak izlemiştim. Babamın daha ellerin tutup öpmeden gene gitmişti ve bu sefer erken gelemeyebilirdi.
    Babamın benim için kendi canını tehlikeye atıp benim için hapiste kalmayı göze alıyordu. Aslında bütün olan olaylarda benim suçum vardı.
    O gece o evden cıkmasaydım herşey daha iyi olabilicegini düşündüm ama nerden bilebilirdim ki benim değer verdiğim önem verdiğim arkadaşımın
    acımasızca canmı tehlikeye atarak uyuşturuya zorlayarak ölmemi isterdi.Ben bunları düşünürken kapı açılmıştı. Kapıdan gelen kişiler doktorum ve yanında da bir polis vardı. Polis hemen öne atılıp rahatsız etmiyorsam size olay anıyla ilgili bir kaç soru sorabilir miyim? Dedi. Bende itiraz etmeden kabul ettim. Yatağın yanındaki sandalyeye oturdu. Polis daha soruları sormadan babamın ne durumda olduğunu merak ettim ve polise hemen sordum. Polis ise şuan nezarethanede tutuluyor daha sorguya almadık demişti. Bende hemen bu durumu fırsat bilerek şahısı öldüren kişi bendim dedim. Korkmamıştım babam için canımı bile verebiliceğimi biliyordum. Polis ise şaşkın bakışlarıyla şahısı öldüren gerçekten sen miydin? dedi.
    Bende tekrarlıyarak kararlı bir şekilde evet bendim dedim ve ben iyileşene kadar odamın kapısının önünde polisler bekletiiyordu. Doktordan başka
    gieiş çıkışlar yasaktı. Doktorun verdiği ilaçlarını kullanmaya başlamıştım. Günden güne daha iyileşiyordum. Arada gene aynı titremeler oluyordu ama hemen müdahale ediliyordu. Artık bu hastaneden çıkmama sadece 1 gün kalmıştı. Kendimi toparlamıştım artık titremeler olmuyordu. Artık o gün gelmişti doktorun bana yazdığı ilaçları polislerle aldım ve nezarethanede bişi olursa revirde bunları içecektim. ilaçları aldıktan hemen sonra polis
    aracıyla en yakın emniyet müdürlüğüne zütürülmüştüm. Beni nezarethanede 1 gün beklettikten sonra sorgu odasına almışlardı.Bu arada babamında sorgusu bugündü.Ben suçu üstlendiğim için önce beni almışlardı. Nezarethanede sandalye de oturup beklerken kilitli kapı açılmıştı ve
    dışardan baş komiser gelmişti. Karşıma oturmuştu. Sorduğu ilk soru neden yaptın olmuştu. Bende yapıcağım birşey yoktu tehtit ettiler zorla alıkoydular beni dedim. Silahı nerden buldun diye sordular. Bende babamın evinden aldım babamın silahıydı aslında dedim. Baş komiser ise parmak izi için gönderildi dedi. Benim bundan korkum yoktu çünkü evde her zaman babamın silahıyla oynardım. Babamda gördüğü yerde elimden alırdı.
    Bir kaç soru sonra nezarethaneye geri gönderilmiştim. Babamın sorgusuda bitince babamıda nezarethaneye alındığını öğrendim. Burda 2-3 gün bekletildikten sonra. Duruşma günü gelmişti.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    0
    vet duruşma günü gelmişti. Nezarethanede hiç zorluk çekmemiştim. Yemeğimi ihiyaçlarımı çok iyi bir şekilde karşılıyorlardu. Günde 3 defa revire gidip ilaç kontrollerimi yaptırıyorum. Artık titremeler baya azalmıştı. Rahatlıkla nefes alabiliyordum.Ben bunları düşünürken nezarethanemin kapısı açılmıştı.2 polis memuru almaya gelmişti. Kapının kilidini açıp içeri girdiler. Ellerime kelepçeleri takıp nezarethaneden çıkmıştık uzun bir koridordan geçiyorduk.Bir kaç mee sonra karşımda duran babamı görmüştüm. Benimle aynı şekilde elleri kelepçelerle kilitli. Yüzü askın üzüntülü bir şekilde
    bakıyordu. Galiba babam buraya alışamadı çünkü babam bu zamana kadar hiç nezarethaneye girmemişti. Alkol-Bağımlılık yapan maddeler hiç kullanmamıştı. Sabıkası yoktu bile burda durmayı haketmiyordu. Polis memurlarıyla yürümeye devam ettik. Babamın yanından geçerken herşey güzel olucak baba dedim ve ardından koridorun sonundan döndüğümüzde büyük tahta kapının önüne gelmiştik bile bu zamana kadar pek tırsmadım ama içerideki yoğunluk beni daha da çok germişti ve kapılar açılmıştı. içeri girdim etrafıma baktım. Tanıdık tanımadık çok kişi vardı.
    Her halde öldürülen çocuğun tanıdıkları diye düşündüm.Ama yanılmışım bunlar gazetede çıkan haberi gören kişiler gelmişti. Babamla yaşadığım bu olay aslında bütün gazetelerde çıkmıştı. Arkadan memurlar omuzumdan ittiriyorlardı. Beni en öne zütürdüler etrafı tahtalarla sarılı ortasında sandalye olan bir yere oturttular. Karşımda büyük bir makam görmüştüm ve 3 koltuk vardı ama orada kimse yoktu. Aradan 5 dakika geçince arkamdaki tahta kapı açılmıştı. Arkadan gelen kişi babamdı onu tekrar görmek heyecanlaştırmıştı beni. Yüzüne bakarak gülümsedim ama o bana
    bakamıyordu galiba hayatında böyle birsey yaptığı için utanıyordu. Onuda yanımdaki sandalyeye oturttular. Sarılmak istedim ama ellerim kelepçeli olduğu için sarılamıyordum.Ben babama bakarken Üst kapıdan önce Savcı sonra Yargıc sonrada Avukat girmişti.Bir anda herkes ayağa kalktı. Sonra onlar oturucna bizde oturmuştuk. Yargıc teker teker isimlerimizi doğduğumuz yerleri suçlarımızı sormuştu bende suçumu kabul etmiştim. Babamın bu olaydan haberi olmadığı için şaşırmıştı. Hayır o yapmadı ben yaptım dediğini duydum. Yargıc onu susturmuştu. Aynı soruları babamada sordu. Babamda kendinin aptığını açıklamıştı. Sonra yargıc önünde duran dosyaları incelemişti.1-2 dakika dosyaya baktıktan sonra Karar dedi. Herkes ayağa kalkmıştı. Kararı açıklarken çok heyecanlanmıştım bir nevi korkmuştumda.Tc . Mahkemesinde dosyalar incelenip
    bakıldı.Çocuğun silahtan çıkan parmak izinden dolayı adam öldürmek suçundan 9 yıl cezaya çarptırılmasına karar verilmiştir. dedi.
    Ben bu kararı beklememe rağmen üstüme gelen memurlardan birazda olsa tedirgin olmuştum. Babam hemen ayağı kalkım bana sarılmak tutmak istedi ama başaramamıştı.
    Ellerimi kelepçeyle kilitlemişti. Omuzumdan tuturak büyük Devlet evinden çıkmıştık bile. Kapının önünde bir ekip aracı duruyordu. Kapıya doğru gelmiştim. Kapıyı açtılar ve
    başımı eğerek beni arka koltuğa oturttular.Ben hala olayın bilmeme rağmen o şoku atlatamamıştım.10 dakika geçtiğin demir kapılı büyük cezaevine gelmiştim.
    beni arabadan indirip gardiyana kapıyı açmasını söyledi. Kilitli kapı bir anda büyük cızırtılı bir sesle açılmıştı. Arkamda iterek beni içeri almışlardı.Önce küçük revir odasına
    zütürdüler. Bazı doktorlar çağırıp testler yaptırmıştı.Bir hastalığım olup olmadığını kontrol ettirmek için. Sadece vücüdumda zehir hala dolaştığı için bazı ilaçlarımı günlük içirmek
    için revire teslim edilmişti. Artık hergün ilaçlarımı revirin gözetiminde içiyor olucaktım.Son testler yapıldıktan sonrada beni koğuşuma zütürmüştüler. Demir kapıdan içeri doğru adamımı atmıştım herkesin gözü bendeydi. Koğuştaki erkeklerin bir kaçı bulaşık yıkıyordu bazılarıda yataklarında uzanıp yatıyordu. Sonra arkadan demir kapının kapandığını
    duydum. Sonra içerdeki herkes Allah kurtarsın , geçmiş olsun gibi sözler söylediler. Bende herkesi önümde teşeşkkür ederek. Yatıcağım yeri sordum. Yerimi gösterdiler
    bende oraya ufak tefek eşyalarımı koydum. Biraz uzandıktan sonra , eşyalarımı yatağın yanındaki dolaba yerleştirdim. Akşam olmuştu. Herkes yemek için büyük masada
    toplanmışlardı. Bende onların aralarındaki bir tane sandalyeye oturdum. Yemekleri hazırlayan kişi ortaya tencereyi koydu ve tabakları dağıttı birer tanede ekmek verdiler.
    Babamın yemeklerine benzemesede aç kalmaktan iyidir diye düşündüm ve yemeğimi yemeye başladım. Aslında yaptıkları çorba hiçde kötü değildi. Yemeğimizi bititdikten
    sonra herkese afiyet olsun diyerek masadan kalktım.Tam yatağıma doğru giderken koğuşun en büyüğü nereye diye sordu. Bende uyuyacağımı söyledim. Sert bir şekilde
    burası otelmi istediğini yapıcaksın dedi. Artık sabah ve akşamları sen yıkıyacaksın kirli tabakları dedi. Bende sesimi çıkaramadım bütün herkesin emeğinin bitmesini bekledim.
    Herkes yemeğini yemeğinibitirince tabakları hepsini teker teker toplamaya başladım. Hepsini yıkamaya başladım.Su çok soğuk olduğu için zor yıkıyordum. Herkes uyumaya başlamıştı. Bende işimi daha cabuk bitirmek için elimi sudan hiç çekmeden temizlemeye başladımYıkama işini bitirince elim çok kötü donmuştu. Elimi artık hissetmekte zorluk çekiyordum. Elimi cebime koyarak ısıtmaya çalıştım. Sonra arkadan bir anda elime bir şey tutuşturdu. Baktığımda beyaz bir toz. Adam sana şimdilik bedava tadına bak sonra
    gerisini alırsın benden dedi.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    0
    an çok şaşırmış ve korkmuştum.Ne yapıcağımı bilemiyordum. Bende hayır ben bunu alamam dedim. Elini arka cebine atarak küçük boyutta ama bir o kadarda keskin
    bir bıçak çıkarmıştı. Bacağıma dayadığı bıçak dokunduğu anda cok kötü acıtıyordu.Ben ise sesiz bir şekilde ayağıma dayalı olan bıçağa bakıyorum. Adam bana ser bir
    şekilde sana son kez söylüyorum. Bunu al kullan beğeneceğini zannediyorum dedi. Bende sesimi çıkaramadım. Adam arkasını dönerek kendi yatağına yatmıştı.Ben hala
    olayın şoku içindeydim. Elimdekibi bir yere bırakamazdım.Çünkü koğuştakiler veya gardiyanlar bunu görürse herkes suçu bana atardı. Sonuçta orda herkes orda bana
    karşı kötüydü. Bununla ne yapıcağımı bile bilmiyordum. Yavaşça koğuşun en sonundaki yatağıma doğru gittim. Uzanmıştım kimse bana bakmıyordu. Galiba kimsenin haberi yoktu bu olaydan. Yatağıma geçip uyumuştum. Sabah 6 gibi kalkmıştım. Bazı kişiler daha uyuyordu bazıları ise yerleri temizliyordu. Gözlerimi açtığımda dünkü olay gelmişti
    bunları bir rüya olduğunu sanmıştım ama elimi cebime atınca bunların hepsinin gerçek olduğunu öğrendim. Kimseye göstermemeye çalıştım.Bu tozu verenin hala uyuduğunu gördüm. Elmi yüzümü yıkadım lan Sabah kahvaltısı için masaya oturmuştum meğerse Aradan 1-2 dakika geçince koğuşun büyüğü sen neden oturuyorsun kalk yemekleri getir dedi.
    Ben sesmi çıkaramadan ayağa kalkıp yemekleri dağıtmaya başladım. Herkese yemeklerini dağıtım. Kendimede bir tabak koyup sandalyeye oturdum. Yemeklerimizi
    bitirince herkesin tabağını toplayıp yıkadım. Gardiyan ilaçlarımı revirde içmem için beni almaya gelmişti. Kapıya doğru giderken dün gece bana tozu veren adam elimden
    tutup durdurmuştu beni. Sakın o ilaçları içme içermiş gibi yap sonra benim sana verdiğim tozu çek dedi. Bende bir şey demeden gardiyanın yanına gelip ben hazırım dedim.
    Revirin kapısının önüne geldik. Gardiyan ben kapıda olucam işin bitince kapıyı çalarsın dedi. Kapıyı açıp içeri geçtim. Revir bana ilaçlarımı gösterdi. Suyumu verip ilaçlarımı
    teker teker içmemi istedi. Benimde kağuştaki adamın dediği sözleri aklıma geldi. Eğer dediğini yapmazsam beni öldürücekti bende bunun olmamasını istiyordum.
    içeceğim iki tane ilaç vardı. ikisinide ağzıma attım ama yutmamıştım. Dilimin altına koymuştum ve ardından suyumu içtim. Kapıyı çalıp gardiyanın almasını istedim.
    Kapıyı açtı ve beni kağuşuma zütürmüştü. Demir kapıdan içeri geçtim ilaçlarımı dilimin altındaki ilaçları adamın gözüne bakarak çöpe atmıştım. Adam benim kolumdan çekerek
    gardiyandan tuvalete gitmek istediğimizi söyledi. Gardiyen izin verip tuvalete gitmiştik. Tuvalette cebinden çıakrdığı tozun kabını yırtmıştı. Lavobonun üstüne birazını döküp
    burnumdan çekmemi istemişti. Aslında bu tür olayların hap , şırıngayla yada sıvıyla yapıldığını zannetmiştim. Korku içinde kafamı aşağı indirip burnumdan az bir şekilde
    çekmiştim. Adam daha hızlı dedi ve kafamdan tutup sert bir şekilde yere doğru eğmişti. Burnumdan sert bir şekilde çektikten sonra doğrulup baktığım zaman herşey normaldi.
    Ama 10-15 saniye sonrasında etrafımda herşeyin döndüğünü farkettim.Bir anda yere doğru düşüp kafamı mermere vurmuştum. Adama doğru baktığımda ayağımı iteleyip
    dışarı çıkmıştı. Bende ayağı kalkmaya çalıştım ama başaramamıştım. Başım daha fazla ağrımaya başladı ve arkadan gelen gardiyanın seslerini duydum.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    0
    Gardiyan içeri koşarak geldi. Bana ne olduğunu sordu fakat ben daha cevap veremeden baygınlık geçirmiştim. Gözüm kapalı sadece benimin
    içinde gardiyanın bana seslenişlerini duydum. Gözümü açtım baş ucumda duran babamı gördüm. Halsizliğimde olsa ona tam sarılıcakken bir anda
    gözümden yaş gelerek uyandım. Yaşadığım şey bir rüyaydı sadece aslında baş ucumda gardiyan ve revirdeki doktor duruyordu. Bana nasıl
    olduğumu sordu. Bende halsiz olduğumu başımın hala ağrıdığını söyledim. Gardiyan senin ne yaptığını biliyorum sakın burda olan olaları dışarı
    çıkarmayacaksın. Burda yaşadığın aldığın şeyleri dışarda yapmayacak vea yakınlarına bahsetmeyeceksin. Yoksa bir gece sen uyurken içerden birisini
    seni öldürmesi için görevlendirip işim bitiririm dedi. Bende bu olaylardan şok olmuştm. Burdaki toz uyuşturucu işini herkes biliyordu demek.
    Revirin yatağından kalkarak gardiyanla beraber koğuşuma doğru yürümeye başladık.Bu zamanda beni birkaç kere daha uyarmıştı bende her seferin de korktuğum için onaylamıştım. Koğuşumun demir kapısı açıldı. içeri girdiğim de sanki ilk defa koğuşa girdiğim zaman herkes bana dikkatlice bakıyor ama burda fazla olan şey korkuydu. Kağuştaki herkes bana korku dolu gözlerle bakıyordu. Bunun sebebini anlamıştım.
    Eğer ben bu tozu fazla kullanıp ölseydim. Burdakilerin gardiyanın bile sonu olabilirdi herkes ortaya çıkabilirdi. Bende herkese bir şeyim yok
    iyiyim ben dedim. Artık burdan her zaman toz almak zorundaydım ilaç yerine toz kullanıp kendimi sakinleştiricektim ve artık kafamda toz olayı
    hoşuma gitmeye başladı. Artık tamamiyle zehirlenmişti. Artık ben bu olayın tam ortasındaydım.
    ···
  6. 6.
    0
    içeri geçtim yatağıma uzanıp uyumaya çalştım.Ara sıra gözleriöi kısık bir şekilde açarak etrafa bakınıyordum. Hala bazıları beni süzüyor bazıları
    ise artık bakmaktan vazgeçmişti. Biraz başım ağrıdığı için hemen uyumuştum.Çok fazla uyumamıştım çünkü bana verdikleri ilaç beni ayakta
    tutuyordu. Gözlermi yavaşça açmaya başladım. Karşımdaki yatakta bana bakan bir adam gördüm. Gözlerimi iyice açıp onu süzünce kim olduğunu
    anlamıştım. Dün bana tozu veren kişiydi. Biraz doğrulup sırtımı duvara yasladım ve ne istediğini sordum. Adam ise istediğim şey belli bana paramı
    ver bende sana bu güzel tozu vericeğim sana eminim ki memnun olursun dedi. Bende param yok suan alamam dedim. istem
    Yorum diye inkar edemezdim. Bunu söylediğim anda beni öldürürdü. Gardiyanada söyleyemezdim oda işin içindeydi.Bu sebeple istediklerini
    yapmak zorundaydım. Adam bana bu akşama kadar babandan para al dedi. Eğer alamazsan benim öldürmeme gerek kalmadan toz ihtiyacından
    yavaş yavaş acı çekerek ölüceksin , revire de gidemezsin çünkü o zaman ağzın kapanmış bağlı bir şekilde yatıcaksın dedi. Bende tamam babamdan
    para alıcağım dedim. Koğuşun demir kapısına gidip , kapıya vurdum.Ne var diyerek kapının üstündeki küçük sürüklemeli yeri açtı. Babamı aramam
    lazım dedim. Sakın düşündüğüm şeyi yapma kimseye söylemeyeceksin dimi dedi.Ben daha hayır demeden arkadaki adam on ben gönderdim. dedi.
    Gardiyanda kilitli demir kapının kilitlerini açıp beni koğuştan aldı. Koridorlardan geçerek bir odaya geldik. Burda arama ve görüşme yapılan yer
    olduğunu anladım. içeri girerek telefona doğru yürüdüm. Gardiyan sana son kere söylüyorum eğer bu konuda başka birine bahsedicek olursan
    sonuçlarına katlanırsın dedi. Bende tamam dedim. Telefondan babamın numarasını çevirdim.3-4 saniye geçince telefon açılmıştı çoktan Arkadan gelen tiz
    bir sesle babam alo demişti. Onun sesini duyduğum için çok sevindim. Baba ben oğlun nasılsın seni çok özledim dedim. Bugün buraya gelebilir misin? diye sordum. Babamda abiki oğlum senin için her yere gelirim dedi.ilk başta sesi kötü olsada benim sesimi duyunca sevindiğini ses tonundan anlamıştım. Tamam bugün saat 18.30 da bekliyorum seni dedim. Gardiyanın bana yaptığı işaret kapat artık olmuştu. Bende kapatmam lazım artık diye ekledim. Baban daha bir şey söyleyecekken ben kapatmıştım. Gardiyan afferin hep böyle akıllı olursan herşey senin için iyi olur
    dedi. Koğuşuma geçip beklemeye başladım.Her bir saat yaklaştığında kalbim daha da çok hızlı atmaya başlamıştı heyecanlanmıştım. Saat 18.30
    olmuştu. Gardiyan hiç gecikmeden kapıyı açıp beni çağırdı. Hemen onun yanına gidecekken aklıma ne kadar almam lazımdı bilmiyordum.
    Adamın yanına yaklaşarak ne kadar lazım dedim. Adamda kulağıma yaklaşarak 50 lira demişti.Bu bizim bütçemiz çok pahalıydı.Ama burda
    bu kadar zor durumdayken bunu yapmam lazımdı. Babama ne kadarda haksızlık yapsamda oda benim yerimde olsaydı oda böyle yapardı. Benimde
    zarar görmemi istemezdi.Öğrendikten sonra gardiyanın yanına gidip arama yaptığım odaya gittim. içeri girdiğimde kimse yoktu. Babam nerde diye
    sordum.Oda birazdan gelicek dedi. Ordaki bir sandalyeye oturup beklemeye başladım. Kapı açılımıştı orada duran babamdı vayh annasını
    Babamı gördüğüm anda çok sevinmiştim. Babam da kapıdan bana doğru koşarak hemen sarıldı bana hastaneden sonra hiçbir zaman sarılmamıştı.
    Onun o sıcak kollarının arasında kendimi güvenli hissediyordum. Babamla 2 dakika hiç bırakmadan sarıldım.Onu çok özlemiştim.Hir anda
    koğuştakilerin dediklerini unutmuştum. Babamla sohbet ediyordum. Gardiyana baktığım zaman söyle gibisinde sinirli bir baktı. Bende babamdan
    biraz para istedim. Burdakiler bana yetmiyor yemek almak zorunda kalıyorum. dedim.Oda tabiki oğlum senin için herşeyimi veririm demişti.
    Cebinde 100 lira cıkarıp elime tutuşturdu.Bu çok para baba yarısın versen yeter dedim.Oda olsun sana lazım olur dedi. Bende çekinerek parayı
    aldım. Biraz daha sohbet ettikten sonra gardiyan görüşme bitmiştir dedi. Babamla son bir kere daha sarılmıştım. Ayağa kalkarken babamın
    kulağına gelip sakın korkma yarın tekrar el burdan beni kurtarmalısın sakın gardiyana belli etme dedim. Kağuşa gittim karşımda adamki adam
    aldın mı dedi. Bende evet 100 lira dedim oda ver bir kaç günlük yeter sana dedi ve bütün paramı almıştı. Tozumu cebime sıkıştırdı. Simdi
    git bunu tuvalette çek dedi. Bende dediklerini yaptım ve artık ilaç kullanmıyordum tedavi yoktu. Tuvalette burnumdan tozu soluduğum zaman
    ene eski halime geldiğimi anladım ve gene başlıyoruz dedim beyler
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    0
    Begendiniz mi? Hergun devdıbını getırıcem acık kalması için kotu yada ıyı yorumlarınızı esirgemeyin teşekkürler.
    ···
  8. 8.
    0
    up up up up up
    ···
  9. 9.
    0
    up up up up up
    ···
  10. 10.
    0
    up up up up up
    ···