Küçük şeymayı öldürdüm; çünkü kendime ve dünyaya borçluydum bunu. iki erkek çocuğu öldürmüştüm döngü her şeydi eşitlemem gerekiyordu.

Siz de birini öldürdünüz mü? Bir cana son vermek, bir hayvan öldürmek.
Ben öldürdüm.
Sahi sizde öldürdünüz içinizdeki hayvanı.
Öldürmemiş olsanız benle aynı olurdunuz.
Tek onu öldürmedim tek ona gücüm yetmedi.
Neden bu kadar itaatkarsınız; sanki herkes emre uyar gibi gece olunca eve koşturuyor, sabah ilk ışıklarla dışarı çıkıyor. Siz buna denge mi diyorsunuz. Dengeler bozmak içindir.

Ah Ahmet dayım dolu dolu yaşamak istemiştir. Köyüde bu yüzden terk etti. Dolu dolu yaşadımı bilemem ama ölümünü biliyorum. Gazı sonuna kadar açıp evde öylece beklemiş. Üzüntü ve yogun düşünce sebebiyle unutup cebinden çıkardığı uzun malborayı yakmış sonra bumm alev almış her taraf. Bağıra bağıra dışarı atmış kendini canının acısından nereye gittiğini bilmiyormuş. Yoldan geçen kamyon dayıma çarpmış parçalar her bir yere dağılmış sonra.

Rezzzzzleri alın başlıyorum...

ilk öldürdüğüm ismail di. Orusbu çocuğu hiç sevmezdim onu. Her yaz bizim köye gelir hep beni hırpalar dalga geçerdi. Benden büyük ve güçlüydü. Ama son yaptıgı bardağı taşınmıştı. Ne zman bu bin gelse ben köpeğimle oynar bundan uzak dururdum. Ama hep gizli gizli bizi izler gözlerinde nefret belirirdi. Bütün gün köpeğimle oynadım hiç yokmuş gibi davrandım ismaile. Sabah uyandığımda ise köpegi yerde yatıyordu ağzından beyaz beyaz şeyler çıkıyordu zehirlenmişti. Bizimkiler bir şey yemiştir diyip önemsemediler. Ama ben biliyordum orusbu ismail yapmıştı

Bu arada ben ufak bir köyde sakin sessiz bir yerde büyüdüm. in cin top oynayan üç beş evden ibaret. Köyün en güzel yanı orman olmasıydı. Avlara giderdik domuzz avlar onla eğlenirdim. ilk öldürdüğüm canlı onlar olmuştu zaten. Neyse ismail bu yaz yine gelecekti. Onu kimsenin benden şüphe duymadan öldürmeliyimdim. Okullar bitmişti ve tatil zamanı gelmişti. Ben daha 17 Yaşındaydım. ismail gelmesi için sabırsızlıkla bekliyordum nasıl öldüreceğime dair planım yoktu ne yapacaktım bilmiyordum tek düşüncem onu öldürmekti...

Okuyan var mı la belli etsin kendini

Yaz gelmişti hava yine sıcak ve boğucuydu. Akşama dogru araba sesi duyuldu baktım onlar gelmişti ismail gelmişti. Samimi davrandım ismaile bana güvenmesini sağlamalıyıydım. Nihayetinde sağladım da. O gün epey konuştuk bana okulda neler yaptıgından bahsetti yine mal mal şeyler kısaca öldüreceğimi bilse benle böyle konuşurmuydu. Neyse kendimi açık etmemeliydim. Yarın ormana gidek mi dedi ismail adeta bana şans vermişti olur dedim bir sevinçle. Yarın onu öldürecektim bu şansı kaçıramazdım. Sabah erkenden yola çıktık yarım saat sonra ormana vardık baya bir dolaştıktan sonra güzel bir yer bulup yanımıza aldığımız yemegi yedik. Sonra orda uzanmaya karar verdik. ismail uyumuştu ya da numara yapıyordu önemi yoktu nasılsa ölecekti birazdan. işemek için ayaga kalkıp ağacın yanına gittim bir yılan kıvrılmış yatıyordu. Hemen geri dönüp yanımızda getirdiğimiz çuvalı aldım binbir zorlukla yılanı soktum. Baya yorulmuştum dogrusu hemen alttan bağladkm alışana kadar yılanın orda kalması gerekiyordu. Üstten tutarak ismailin yanına geldim saf ismail cidden uyumuştu bana nasılda güvenmiş. Çuvalın ipini çözdüm ismail diye seslendim...

Lan yazdım hata verdi sözlük tekrar yazdım sonra. K. Bakman telden yazıyorum birde yazım yanlışı varsa af ola

ismail başını kaldırdığı anda çuvalı başından geçirdim boynunun ordan çuvalı sımsıkı tuttum. ismail bana vurmaya başladı bir yandan çığlık atıyordu. Yılan sokuyor demek oluyor bu orda biraz çebelleştik sonra serbest bıraktım çuvalı yılan görevini yapmış çekip gidiyordu. ismailin yüzü mosmor olmuştu bana şişik suratı ile dik dik baktı. Ayaga kalmaya çabaladı ama tekme atıp yere düşürdüm bir şeyler diyordu ama anlaşılmıyordu. Demek yılın dilinden sokmuştu. Ağzı ile mi öldürmek istemişti yılanı acaba salak ismail aklı hiç çalışmadı zaten. ilk cinayetim böyle basit ve sıradan olmuştu. Boğarak da öldürebilirdim ama her şey üstüme kalırdı. Koşarak eve gittim cebelleşme yaralı hala belliydi zaten belli olmalıydı yoksa plan çöpe giderdi. Bizimkilere ismail ile kavga ettiğimizi, dövüştügümüzü söyledim. Sonrada ayrıldım yanından dedim. ismail boynundan tutarken baya sıktım o boynundaki izleri nasıl açıklayacabilirdim ki başka. Akşam oldu hala ismail yoktu millet telaşkanmaya başladı ve ormana dogru aramaya koyuldu.

ismail cansız bedenini buldular ve şans mıdır bilmem başında domuzlarda vardı cesetle baya uğraşmışlar. istemsizce güldüm içimden. Tabi ailede herkes üzgün herkes şaşkın dayım özellikle çok severdi oğlunu onun ölmesine de dolaylı olarak katkım var ama o bir cinayet sayılmazdı. Polisler geldi bana abuk subuk sorular sordular. Şüphelendiler mi benden bilmiyorum, şüphelenselerde ellerinde delil yoktu ismail uyurken yılan yüzünden sokmuştu boğuşma izleri ise belliydi. Her şey kitaba uygundu yani. Cenaze için keçi kesti bizimkiler çok gelen giden yoktu ama adettendir kesilir buralarda. O an ilk defa insan etini düşündüm acaba tatı nasıl bir şeydi? Ekşi mi yoksa tuzlu mu iyice kontrolümü kaybediyordum. Babam seslendi ordan pw gel şunları gelenlere zütür diye. Misafirlere yemek verilecekti koşarak gittim lakin aklımdaki düşünce beni terk etmiyordu. insan eti, insan eti...

Okuyan varsa ses etsin şuku falan atsın. kendime anlatıyormuşum gibi hissediyorum lan.

Düşünce beynimde yankılanıyor beni deli ediyordu. Allahım çıldırıyorum galiba nasıl kurtulacaktım bu düşüncelerden. Tek yolu vardı o da tatına bakmaktı. Kararımı vermiştim birini öldürüp tadına bakacaktım. Peki kimi ve neden. Sebebsiz kimseyi öldüremezdim benimde prensiplerim vardı. Öldürdükten sonra ya insan eti nasıl yiyecektim hangi bölgede daha çok et vardı. Nasıl ayıracaktım hayvan yüzmeye benzemez herhalde insan yüzmek. Off çok acemiyim ama ögrencektim
Bu arada insan etine bir ad lazımdı böyle seslenmek hiç hoşuma gitmemişti.

Kahvaltı yapıp geliyorm beyler. istek olursa anlatırım.

Gerçek nedir gerçeği nasıl yorumlarsın. Kokulardan, tatlardan,acılardan mı öylese biz beynimizin algıladıgı kadar gerçeğiz. Bence gerçek insanın algılama şekliyle alakalı. Siz çocukluktan beri insan eti yemiş olsaydınız bundan sonra da yersiniz. Nefret ediyor olabilirsiniz çok uçuk düşünceler dimi. Neyse ikinci cinayetime geçeyim ikincisi Aliydi. Uzun boylu, iri yapılı siyah saçlı ve keskin bakışlı biri. Üstünde beyaz çizgili kazak vardı ayağında ise eskimiş dizleri sararmış mavi bir kot pantolon giyiyordu. Ona garezim yoktu öncelerde taki bizim evi basana kadar. Zaten üç beş ev vardı buna rağmen kavga her zaman vardı insan doğası böyleydi sanırım hep bir şeyle mücadele içindeydi. istedigi mücadeleyi verecektim ve akıl almaz bir ölüm sağlayacaktım. Tek gerekli olan şey bizimkilerin dayımlara gitmesi gerekti ve gideceklerdi cenaze vardı gitmek zorundaydılar onlar gidince gönül rahatlığıyla etimin tatına bakacaktım. Zaman akıp giderken bizimkilerde kapılıp evden gitmeye karar verdiler dayımgile yani 3 gün gelmeyeceklerdi. Bana düşen görev alttam da duran hayvanları yemlemek olacaktı basit bir işti.