1. 1.
    +11 -3
    hayat hikayemi anlatıyorum beyler. çoğunuz bilirsiniz yaşamayıp nefes almayı. ondan isim böyle, bir kaç kişi takip edicekse eğer..
    Edit: sadece benim yazdıklarımı okumak isteyenler için http://ccc.incisozluk.cc/...at-hikayesi/@updullahinho
    ···
  2. 2.
    +7
    şizofrene bağladı :(
    ···
  3. 3.
    +4
    liza - eliza - elizabet
    ···
  4. 4.
    +3
    o ilk gün haricinde bir kaç kez daha gelmisti eve. eve geldiğinde
    cinsellik acısından max aşk acısından min bi gün yaşıyoduk.
    dışarda sadece dudaklarından alıyordum hırsımı. o da okulda ne kadar öpebilirsen
    bir 30 dakika sonra aynı yatakda ellerimi denizin bedeninde buldum.
    sonra birden irkildim. geri çekildim.
    msn de ki e, el ele tutuşması, bacaklarını atması, tugay demesi
    seni seviyorum dediğimden sonrası gitmesi..
    bi garip geldi herşey bana.
    - ne oldu dedi
    - birşey yok. sanırım dedim
    o an ki ortamın anasını gibtiğim için kıyafetini kapatıp shortunu cekip
    yatmaya başladı bende arkasına yattım
    elimi uzattım karnına. bu sefer bacaklarının arasına aldı ellerimi.
    bende yavastan oksamaya başladım. ben yavaş okşadıkca kastı kendini.
    o kastıkca ben daha cok gaza geldim amk.
    aklımın bir köşesinde de vay be kız seni istiyor olm. diyorum
    tekrardan döndü bana. belinden tutup cektim kendime.
    tek elimle alttarafla ilgilenirken tek elimle göğsünü,
    dudaklarımla da dudaklarıyla ilgileniyorum
    (okuyan kızlar varsa çok marifetliyimdir.)
    sonradan çekti yorganı üstümüze. bende elimi alttarafdan çekip südyenini kaldırdım.
    bekle bir saniye acıyor dedi.
    ne acıyo lan? birşey yapmadım ki amk
    ···
  5. 5.
    +3
    bana baktı. konusucak gibiydi.
    tam konuşmaya yelteniyodu durdu.
    kafasını da çevirdi.
    telefonu elime alıp oynamaya başladım
    seslere gelip mesaj melodimi açtım yalandan yere.
    açtım mesajları. mesaj yazıyormuş gibi yaptım
    ilgisini çekmek için ama yok amk.
    aklıma bi fikir geldi sonradan
    - yanında oturuyorum diye mesaj attım kıza.
    onunda melodisi çaldı ama yeltenmedi telefona.
    - mesajın geldi sanırım dedim
    - fark ettim dedi
    - bakmıycak mısın dedim
    - hayır dedi
    - ben ne yaptıgımı bilmiyorum, gerçekten dedim
    - birşey mi yaptın ki dedi
    ee birşey yapmadıysam ne oldu 3 gün önceki deniz?
    - bilmiyorum dedim
    aldı telefonu baktı mesaja. sırıttı
    - kimmiş dedim
    - önemsiz biri dedi
    kısa ve net; çöktüm.
    ···
  6. 6.
    +2
    aramızda genç arkadaşlarımız varsa ailelerin verdiği tavsiyelerin
    biraz daha farklısını vericem.
    en sevdiğim spor futbol. 15 yaşında daha ciğerlerim olmamıs iken
    sigara içmeye başladım. cocukluk hevesi, özentilik, aşık genç triplerinde iken
    içebildikce cok içtim. belki bu zamanlarda içtiğimden daha cok iciyodum
    ciğerleri tükettik. birde cok fazla kaliteli sigaralar içmiyordum.
    kömür içiyodum bildiginiz eskiden amk.
    çok hızlı koşarım. futbolda da koşunun önemi tartışılmaz amk.
    ama ciğerleri tükkettiğimiz için artık en fazla 3 dakika depar atıp
    5 dakika dinleniyorum. oyun bensiz sürüyor, yaşıtlarımdan
    azar yiyorum. koşsana amk diyenleri çekiyorum
    velhasıl kelam; siz siz olun, bırakın sigarayı.
    bir kez daha bir çok kişiyle aldatıldım.
    bir kez daha üzülüyorum.
    bir kez daha aynı yatakta, aynı yastığa sarılıp ağlıyorum
    herşey hüzündü.
    duvarlarımın bilekleri de benimle beraber kesildi,
    beraber kanadık ilk kez bir başkasıyla
    ağlıyordum. çok ağlıyordum.
    gözlerimden akan yaşın haddi, hesaba dönüşse.
    herhalde 2006 yılından şu ana kadar dayak yerdim hayatın en elit restorantlarından birinde
    sonra o geldi.
    liza.. gözleri elaya yakın, saçları düz, uzun bir yol gibi adeta.
    yüz kıvrımları aşkın elinde binbir asır bekletilmiş,
    bekledikce güzelleşmişti.
    kokusu yoktu.
    ailesi, yoktu.
    telefonu, yoktu.
    adresi, yoktu.
    ama bir sarılması vardı, bir hissettirmesi vardı kendini
    işte o da hiç kimse de yoktu.
    hiç yadırgamadım kim oldugunu. hiç sormadım
    hiç şaşırmadım geldiğine.
    sanki cok uzun bir yoldan gelmiş bir misafiri bekliyor gibiydim
    ve o misafir gelmişti.
    artık kaderimi yazarken tanrı, pastel kalemle değil,
    fosforlu kalemle yazıyor gibiydi.
    artık karanlık değil, heryer adeta parlıyordu.
    özellikle gülüsü.
    ···
  7. 7.
    +2
    - tugay arkadaşca el ele tutusuyoduk bişey yok dedi.
    - arkadaşca elini bacağına atmalar, elini tutmalar. çok cekicem arkadaşlarından sanırım dedim
    - ya cocugun sevgilisi var zaten dedi
    - nasıl üzüldüm senin adına anlatamam. neyse geri dön sen dedim
    - sen nereye dedi
    - eve dedim
    - geliyim mi dedi
    ya amk. o yaşlarda beynimde kalbimde gibimde olmasa çoktan terk edip gibtirip gitmiştim ama..
    - bırakabilcen mi enesi dedi
    - ya tugay ne enesi dedi
    beyler tugay demesi hic hosuma gitmemisti. cünkü hic
    tugay demedi. ya aşkım sevgilim gibi iltifat cümleleri kurdu
    ya da onları da kullanmadan boş bi cümle kurdu.
    - bilemiyorum dedim
    - tamam yollarım onu dedi
    - tamam dedim.
    yolladı vedalastı.
    bende görüşürüz birader dedim.
    görüşücez biraderim dedi. ama kafamızı tokustururken dedi onu kulağıma.
    denizin yanında olay cıkmasın diye pek birşey söylemedim.
    gitti cocuk yoluna. bizde eve vardık
    ···
  8. 8.
    +2
    öyle yaptı böyle yaptı allem etti kallem etti ikna etti beni
    sadece benim olduguna. ama ben iyice süpheleniyordum.
    birgün haftasonuydu sanırım. enesle olduklarını
    şurda şurda olduklarını söyledi
    gittim. el ele tutuşuyolardı. sırıtıyolar birbirlerine
    yanlarına gittim.
    -nabersiniz dedim
    cocukla tokaslamadım. denizi de öpmedim
    ikiside mal gibi kaldılar. ne iyi yapmısım amk
    - iyiyiz dediler
    - sen neden geldin gelceğini söylemedin dedi deniz
    - söylemem mi gerekiyordu dedim
    - haber verseydin keske dedi
    - süpriz yapmak istedim dedim
    aslında süprizle alakası yoktu. zütüm tutustu bişeyler yapıcaksınız diye
    denizi çektim. bi gelir misin dedim.
    masada cocuk var nasıl gelim dedi
    - biz 2 dakkaya geliyoz birader dedim
    okeyledi cocuk. denizide kaldırdım çıkardım cafenin önüne
    - el ele tutuşuyodunuz böldüm mü sizi dedim?
    ···
  9. 9.
    +2
    ellerim göğsünde iken ne acıyor dedim.
    - konuya baya hakimsin dedi.
    şimdi bu espiri yapılır mı amk? utandım
    cektim ellerimi.
    - ne acıyor dedim
    - askısı acıyor sen yukarı cekince dedi
    bu koltuk altından giyilen südyenlerdendi.
    - müthis bi fikrim var dedim
    - neymis dedi
    -cıkarabilirsin dedim. sırıttım amk,
    - yapma ya dedi.
    yorganın altında terliyorum bi de amk.
    - bir fikrim daha var dedim.
    yapıstım dudaklarına o sırada tekrardan göğüslerine yöneldi ellerim
    koltugunun altındaydı askısı ellerimi oraya sokup katladım südyenini.
    - bak acıyor mu dedim
    - hyır dedi
    ama bir yandan o askıyı tutarken,
    göğüsleriyle uğraşamıyordum amk
    - benim daha iyi bi fikrim var dedi
    - nedir demeye kalmadan cıkardı südyenini.
    aşağı yukarı nasıl bir gün gecirdiğimi anlamışınızdır.
    yaşımdan daha olgundum. ben bunu pek söylemem fakat,
    cevremdekiler söylerdi. daha zeki oldugumu
    genelde hep itiraz ederdim aptalım diye.
    o günü hayatımda yasadıgım ilk göğüs deneyimiyle bitirdim.
    yine alttakine ulaşamadım
    ···
  10. 10.
    +2
    Kurban bayrdıbınız kutlu olsun beyler, iyi tatiller. akşam başlarım anlatmaya
    ···
  11. 11.
    +2
    hemen sol tarafımda 3 tane amlı ve bir yaşlı teyzem çıktı
    bizimkilerde salondan dışarı fırladı
    ve bir sürü insan evladı dışarı çıktı. ayı mı düştü
    yazlığa diye bakmaya
    yan taraftaki teyzem hemen atladı
    - evladım birşey oldu mu diye
    - yok teyzem ayağımı çarptım dedim
    bakamıyorum da ama elimle ayagımı sıkıyorum kanıyor
    elimde kan vardı. acayip acıyordu amk.
    teyzem çıktı. o sırada amlıların annesi midir neyse artık
    sandalye cıkardı oturtturdu beni. amlılar kapıya
    boy sırasında dizilmişlerdi.
    sevcan bile cıkmıstı kapıya. zaten cıkıcak mı lan acaba
    diyede aklımın bir köşesinde yatıyordu o "?" işareti
    - noldu dedi teyzem
    - ayağımı çarptım dedim
    tentirdiot getirdiler (ilacın adının okunuşu)
    - yakacak mı canımı dedim
    - zaten yanmıyor mu dedi
    vay amk. o gece ilk defa güldüm ne yalan söyliyim
    tentirdiotu bir pamuga bastırıp ayağıma koydu
    - teyze dedim
    - efendim dedi
    - ayagımın altına da bişey battı sanırım dedim
    - kaldır bakayım dedi
    kaldırdım. diken batmış amk.
    - gel içeri dedi
    teyzeye teşekkür ettim
    amlılarda iyi geceler, geçmiş olsun
    dedikden sonra
    içeri geçtim.
    zaten herkes ne oldugunu öğrendiği için içeri girmişlerdi
    benim kücük kuzenler uyuyodu.
    - sessiz ol dedi
    - niye dedim
    - sessiz ol dedi
    iğne çıkardı dikiş malzemelerini koydugu kutusundan
    ısıtmaya başladı. anladım ki gibi tuttuk bu gece
    ···
  12. 12.
    +3
    msn de benim adımın oldugu yeri, bir başkası çalmıştı..
    gönlündeki tahtım, imparatorlugum, krallığımı bir başkası fethetmişti.
    peki benim dokundugum gibi dokunabilir miydi tenine?
    öperken sırf gözlerimden korkmasın diye gözlerini kapatır mıydı..
    ağlamadım. ağlıyamadım.
    lanetler okudum, tanrı önce bize bir armağan sunuyor..
    biz onu açıyoruz ve içinden tam bizelayık bir bıçak çıkıyor...
    saplanıyor kalbimizin tam ortasına...
    eskiden varlığıyla neşeyle dolan kalbim, şimdi yokluğuyla hüsran...
    ölmek çare değildi elbet. toparlanmak lazımdı. ama nasıl?
    napıyo, enesi öptü mü, enesle mi yatıyo aynı yatağa?
    enesi de aldatır mı? diye düşünürken. selin mesaj attı bana
    - gecmis olsun diye.
    - sağol biliyor muydun dedim
    - hayır yeni öğrendim dedi
    - sağol dedim
    - ee napıcaksın dedi
    - dönmem ona geri dedim
    - belalı eski sevgiliyi oynamıcak mısın dedi
    - hayır dedim
    - ben burdayım istersen dedi.
    - biraz yalnız kalayım belki bende gelirim yanına dedim
    - bekliyorum dedi.
    birden bire selin bana doğru yamulmustu ama ben denizin acısından
    o mesajlardan bi anlam çıkaramadım. uyumaya çalışıyodum.
    uyuyamıyodum.
    bi sözüm vardır benim;
    kadınlar ve erkekler arasındaki farklardan en büyüğü
    onlar uyur, sen düşünürsün..
    ···
  13. 13.
    +2
    neden ona süpriz yapmadıgımı sordu.
    - denize yaptım da ne oldu gitti dedim
    - ben deniz değilim, gitmem dedi.
    - onu zaman göstericek dedim
    - onu hiç unutmadın mı dedi
    konusmadım
    - unutturamadım dimi onu dedi
    - unutmamıs olsaydım suan konustugum o olurdu dedim
    - o aklımda dimi dedi
    yersiz kıskanclık yapıyodu. sevdiginin göstergesi miydi, elbette.
    içten içe hoşuma gidiyor muydu, elbette.
    ama çekilmicek noktalara sürüklemesi..
    - hayır dedim
    - ne yaptıysam başaramadım tugay dedi
    kadınlar aşkım canım değil de adınızla hitap ediyorsa, sıçtınız. bunu anladım ben amk
    - neyi dedim
    - onu unutturamadığımı dedi
    - unutturdun dedim
    - gözlerin o yüzden mi o nerdeyse o tarafa kayıyo ayakların o tarafa yöneliyo
    - istemsizcedir dedim
    - ara verelim mi? dedi
    - gitmiyceğini söyliyen kız mı söylüyo bunu dedim
    ara vermek ne demektir? ben senden ayrılacam buna alışma sürecidir. ara vermek
    - onu hatırlıyosun hala. benimle değilsin ki dedi
    - seninleyim dedim
    - ara verelim mi tugay lütfen dedi?
    ···
  14. 14.
    +2
    - sana bir sır veriyim mi dedi
    - ver dedim
    - aslında biliyordum dedi
    - neyi dedim
    - deniz senden başka bir kaç kişiyle daha çıkıyodu dedi.
    bir değildi. bir kaç kişi? not found birkaç kişi amk
    - anlamadım dedim
    - cengiz ve erhanla çıkıyordu. enesle de cıkcağını söyledi ama sana söylememem için bana söz verdirtti dedi
    bi dakka ya? kız ordu kurmus amk diye iç geçirdim
    acım bir kac kisiyle daha aldatılmakdan dolayı biraz daha katlandı
    - denizin bize geldiğini biliyor muydun dedim
    - evet dedi
    - onlarada gidiyor muydu dedim
    gelebilcek mesajın "evet" olma ihtimalinden korkup
    - neyse tamam söyleme dedim
    yine de o mesajı gördüm..
    "EVET"
    ardından pardon görmedim mesajını..
    ···
  15. 15.
    +2
    günler günleri kovaladı.. okul bitmek bilmedikce
    denize olan sevgim, onu gördükce ve beni aldattığını düşündükce
    yaptıklarına orantısız bi şekilde artıyordu.
    azalması gerekmiyo muydu lan? neden gittikce canım yanıyo
    ve gittikce ona daha cok bağlanıyodum
    oturuyordum okuldaki banklardan birinde
    deniz geldi karsıdan.
    sessiz sakince bakıyorum ona. ürperticek derecede belli etmemeye çalışıyorum
    ama kesiyorum kızı amk
    bana yakınlaştı, yaklaştı
    - arkadaş kalabiliriz dedi
    - gibtir git dedim
    yanlış yapma ihtimalim? olabilirdi.
    belki arkadaş olsaydık, yaptıgı iğrençliklere şahit olup ondan daha çok tiksinebilirdim.
    ya da özlemimi birşekilde atabilirdim kafamdan, gönlümden..
    selinle konuşmalarımız daha samimileşiyodu fakat sigara içiyordu
    beni baya itti bu huyu. 15 yaşındayım sigara içmedim hiç.
    denemedim bile dumanı oldugu yerden uzaklaştım
    ama birayı birkaç kez denedim. tabi çocukluk oldugundan
    asitine fazla dayanamadı midem ve denemelerimin sonucu hep fiyasko oldu
    kustum yani anlıcağınız
    15 günlük okul tatil gittikce yaklasıyodu
    o sıralarda kar yağardı, şimdiki gibi değil amk
    karın yağmış oldugu ve üstünden bir kaç gün geçip, bazı yokuşların buzlaştığı
    üstünde çocukların snowboard yaptıgı günlerden birgün. yağan karı izlerken
    - sigarayı bıraksana dedim seline
    - sen başla dedi
    ···
  16. 16.
    +1
    düşündüm. yeni bi hayat mecburi idi, başka kızlar gelicekti
    aslında teselli için bir çok büyüğüme, abime gittim.
    hepsi ne kızlar gelip geçicek dedi.
    en sevmediğim şey bu amk. dıbına kodugumun salakları gelip geçicek de
    suan bu var. bunun acısını çekiyorum. neyin kafasındasınız.
    bide burç özelliğinden olsa gerek geçmişte pek inanmazdım ama
    yengeç burçları daha mozasist bir burç. kendine acı cektirmeyi
    pessimistliği hayat felsefesi edinmiş bir burç.
    yani diğer cocuklar gibi bir kızdan ayrıldıkdan hemen sonra
    "cokta gibime" diyip gezinen bir burç değil
    hafta sonu elbet bi şekilde bitirip, okulda kendimi düzeltirim.
    kızlar var falan diye kandırdım kendimi. gece mesaj geldi
    deniz mesaj atmıstı kendine iyi bak. yazıyordu
    kendine iyi bakmış. ulan huur cocuğu gidiyon
    hiç beklenmedik bir anda bir yumruk atıyon yüzümün tam ortasına
    sonra kendine iyi bak.
    bakıcam zaten diye yanıt verdim
    güzel dedi.
    yazmadım. ardından selin mesaj attı
    -gelmiyorsun sanırım dedi
    - yalnızsan gelirim dedim
    - yalnızım. dedi
    - geliyorum o zaman dedim.
    - bir kaç birada al öyle gel bari amk. dedi güldü
    - benimle konusurken küfür etme yahut benimle konusma dedim
    - etmem dedi
    ···
  17. 17.
    +1
    - sorun değil bildigim daha iyi oldu sanırım dedim
    - üzgünüm dedi.
    huur seni. nesine üzgünsün lan? seni mi sevgilin bir orduyla aldatıp onları öptükten sonra
    senin eve gelip seninle öpüsüyordu? ve bundan habersizdin.
    - bende dedim.
    - yarın okula gelicek misin dedi
    - evet dedim
    - tamam ben yatıcam dedi
    iyi geceler dicektim. ama demedim
    - tamam dedim
    - iyi geceler dedi
    - sana da dedim
    uyudu. konustugum hiç bir kıza iyi geceler veyahut günaydın yazmamıstım.
    yazmamaya kararlıydım da.. (nedenini açıklıcam ilerki zamanlarda)
    chatroulette bir adamın arkası dönük südyenle yaptıgı striptize kanmıs gibi salak hisseddiyodum kendimi
    ertesi gün okula gittim.
    denizden kaçmaya calıstıkca hep gözümün önüne geliyodu
    istemsizce gözlerimi onu ararken yakalıyodum
    beyin bu amk kızamazsın ki
    selin geldi okulun bahçesinde arkamdan
    - ne yapıyosun bakim burda dedi
    her zamankinden farklıydı. normalde etek üstünde gömlek olurdu.
    makyaj yapıp saçlarını yapmazdı ama
    o sefer saçlarını maşalamıştı. hafifde makyaj yapıp
    üstünü başına da biraz ceki düzen vermişti
    10 numara 5 yıldız bi kız olmustu amk
    ···
  18. 18.
    +1
    @32 lafı sanki ben yedim amk bi' intahar edip geliyorum.
    ···
  19. 19.
    +1
    bir mesaj bekliyorsunuz. bir mektup fakat ya da bir zil sesi.
    her zamankinden farklı bir zil sesi bekliyorsunuz.
    kapıyı açtığında sadece, tüm güzel duygularıyla
    tüm saf duygularıyla "seni seviyorum" diyebilcek birini bekliyorsunuz.
    hepimiz yapıyoruz bunu.
    kimseye bekaretini vermemiş bir kız ararken,
    bu düşünceyi başka bir kadının yatağında,
    yastığında kafa izini bırakmışken yapıyorsunuz..
    yahut bir barda başka bir kıza bira ısmarlarken..
    çok geçmeden annem taktan halimi fark etti
    - birisi mi var tugay üzülüyor musun diye sordu
    - birisi yok. kimsem yok, birisi olsa böyle olur muyum? dedim
    uzun uzun konuştuk.
    nasiyatlar verdi beynime kazınan.
    kimse senden değerli değil dedi.
    ama bazıları değerliydi işte. elimden birşey gelmiyordu ki anne
    bazıları gülüyordu herşeye inat, ben gülemiyordum.
    şarkılar dinliyip, bir sigara yakıp üzülüyorsunuz.
    fakat ne için? kimin için?
    bundan önceki sevgiliniz için mi?
    yoksa ondan önceki mi?
    yokas ondan da önceki için mi?
    gelmeyen insanları sorguluyoruz. ama bizde gitmiyoruz.
    konusmanın sonu annemin yüreğime işlenen bir sözüyle bitti.
    - bazı insanların ruhu yarımdır. yarım kalmıştır bir şekilde. Allah onu istemiştir. sen ne yaparsan,
    ruhunun diğer yarısı da yapar onu... bir kız için üzülürsün. o da başka bir erkek için üzülür.
    seninle aynı düşünceleri paylaşmaz. kavga edersiniz. ayrılırsınız. belki budur en hayırlısı.
    ayrı kalmaktır bir süre. ama bilmelisin ki, o kavgalar görebilceğin en tatlı kavgalar.. dedi
    ve kalktı gitti yanımdan cevabımı beklemeden.
    bir bakıyosunuz, yatağınızda yalnız başınıza cürüyorsunuz yalnızlıktan
    bir bakıyosunuz, yatağınızda başka bir kadının üstünde ter atıyorsunuz..
    ···
  20. 20.
    +1
    -ara verelim mi tugay lütfen dedi?
    bunu derken gözlerinde hırsı gördüm, kar, kış, kıyamet artık bitmişti
    ve bizden geriye sadece yokuşta bıraktığımız anılarımız kalmıştı.
    araydı bu, belki ayrılık olmucaktı. kafa dinliyip geri dönücektik.
    - tamam diye yanıtladım
    yanağıma bir öpücük kondurdu.
    - keşke beni sevseydin dedi
    cevap vermedim. veremedim. gerçekten seviyor muydum ki?
    kız haklıydı bir bakıma.
    kendisini sevmiyen biriyle çıkmayı
    üstelik kendinden 2 yaş küçük biriyle çıkmayı kim ister ki?
    murat kekillinin bir şarkısı var bu akşam ölürüm.
    onun kasedi vardı bizde. onu taktım
    evde kimse olmadığı için bir pakette sigara aldım.
    (reklam yapmıyorum hiç bir şekilde) ama şimdinin en pahalı sigaralarından biri
    dediğim gibi sigaralar bu kadar pahalı değildi.
    dinledikce ağladım. ağladıkca çektim dumanı.
    dumanı çektikce öksürdüm öküz gibi
    öksürdükce canımın yandığını fark edip,
    fiziksel acının ruhani acıyı gecirebilir mi? sorusuyla daha cok abandım sigaraya
    daha çok öksürdüm. öksürdükce ölüyor gibiydim.
    ilk kez sigara içiyorum amk.
    her zaman oldugu gibi günler günleri kovalıyor zaman geçiyordu.
    sordum kendime; ben zaman olsam, kronos olsam ( zaman tanrısı, titanların kralıdır, yunan miteolijisi sorunuz varsa cevaplarım kalmasın aklınızda)
    tanrı olsam,
    zaman olsam geçer miydim?
    siz bir kızı seviyorsunuz. öpüyorsunuz.. ama hiç düşünmüyorsunuz
    o kızın sadece elini tutmak için ölücek insanları.
    cektiği acıları görmüyorsunuz insanların.
    ağlarken hıçkırıklarını duymuyorsunuz. rahatsınız.
    geceleri kimler kayboluyor
    kimler içiyor
    kimler zil zurna sarhoş
    kimler bir köşede canına kıyıyor.. bilmiyorsunuz
    sevgilinizi öpmek, onunla beraber olmak çoğunuz için büyük bi şaka.
    dokunmanın kıymetini bilenlere söylemiyorum bunu.
    bunu sevdiği kızı nasıl gibtiğini gidip arkadaşlarına anlatan
    dudaklarında bıraktığı hazzı gidip ortalıkta
    hava olsun diye kankalarıyla paylaşan.
    zütü şöyleydi. göğüslerini şöyle yaladım
    aldım şöyle zıplattım diye anlatıyorsunuz.
    fakat hiç biriniz bilmiyosunuz dönüp dolaşıp bunların onun için ağlıyan,
    onun için canını feda edicek çocugun kulağına gidiceğini..
    ···