1. 32.
    0
    rezörvıd çalıntıysa bile sürükleyici
    ···
  2. 31.
    0
    mehmet amca sesli şekilde kurandan ayetler okuyordu.
    adam bildiğin yerde yılan gibi sürünüyor, kıvranıyordu.

    kendi kendine bağırıyor, değişik hareketler yapıyordu.
    mustafa'ya el ile işaret ettim. üstüne çıktık saçma bir hareket yapmasın diye.

    bu arada iklime teyze de dibinde, başına zemzem gibisinden bir su sürüyor
    dua ediyor, aradan da bize açıklama yapıyordu.

    "iremgilin evinin içindeki kokuyu fark ettiniz mi?" dedi bi anda.

    benim şalterlerim attı. "lağım kokusu iklime teyze, evet."
    mustafa tasdik etti "evet leş gibi kokuyordu." dedi ablasına sert bi mizaçla bakarak.

    iklime teyze devam etti. "bunların bulunduğu yerler böyle kokar yavrum, ondandır ki bu kokuyu aldığınız yerde hemen ayet'el-kürsi ve nas surelerini okuyun. başınıza iş açılmasın"

    o kokunun kaynağı buydu demek ki, şok olmuştum...
    ···
  3. 30.
    0
    Mustafagilin kapısının önüne geldik. adam yine garip hareketler sergilemeye başladı, dilini dışarı çıkartıyor köpek gibi nefes alıyor ve yüzü kıpkırmızı olmaya yüz tutuyordu. ben yine içimden "bismillah bismillah" diyorum. kapıyı çaldılar, meryem abla açtı.

    meryem abla, mustafa'nın en küçük ablası.

    hasan abinin kolundan tuttuk, kapıdan içeri soktuk.

    http://vocaroo.com/i/s0wYkS7rYMAH

    şeklinde sesler çıkartmaya başladı. kusacak gibi ses çıkartıyordu. biraz daha içeri zütürdük. mehmet amca olaydan haberdardı, elinde kuran tekli koltukta oturuyordu.

    salona sokar sokmaz, hasan abi yere düştü. o anı size nasıl anlatırım, nasıl gösteririm bilmiyorum. yeniden kalktığında şok olduk. adeta yılan gibi.

    bir insan iskeletinin, o şekli alması namümkün. şekli çizebildiğim kadarı ile.
    olayı gerçekten hissedebilmeniz için.

    http://sketchtoy.com/62339797

    ayaklar penguen gibi sağa sola bakıyor, vücut yılan şeklini alıyordu.
    adam çarpılmıştı...

    bu sesler eşliğinde mehmet amcaya kilitlendi resmen...

    http://vocaroo.com/i/s05iYtPohY2K
    ···
  4. 29.
    0
    reserved
    ···
  5. 28.
    0
    onlinesın ama yazmıyon bunun sonu hayır deıl
    mubarek
    ···
  6. 27.
    0
    rezervuar köpekleri 01

    yazmazsan gelırım cankayaya
    ···
  7. 26.
    0
    ara bilgi geçelim.

    ankaralılar bilir. narquilla pub vardır, çayyolu üzerinde.
    bir tür gece kulübü, bar tarzı bir işletme. hasan abi orada barmenlik yapıyor.
    içki ile içli dışlı ister istemez. sürekli bu işlerin içinde diye mi rahatsız ettiler acaba diye düşünüyorum;
    mustafagilin evine çıkan merdivenleri tırmanırken.

    sol koluna girmişim adamın, çıkıyoruz eve doğru...
    ···
  8. 25.
    +1
    mustafa arabayı sürüyor. sağında ben varım, arkada iklime teyze, irem abla ve hasan abi.

    içim tedirgin... adamın ne olduğu belli değil ve arkamızda oturuyor. adam mustafaya bir saldırsa, araba yuvarlanacak. 130-140'la gidiyoruz. arapça'dan her zaman korkarım, iklime teyze de arkamda arapça bir şeyler fısıldayıp duruyor. muhtemelen dua ediyordu. kafamı hafiften çevirip hasan abiye baktım. hani birisi senden nefret eder de, kin dolu bir bakış atar ya? kaşları çatık bana bakıyordu. hemen kafamı çevirdim. dua da fazla bilmiyorum, fatiha'yı biliyorum sadece. korkudan onu okuyuverdim. içimden sürekli bismillah deyip duruyorum.

    sonunda mustafagilin evinin önüne geldik... saat 03.30'tu...
    ···
  9. 24.
    0
    demetin neresine gittin lan
    ···
  10. 23.
    +1
    iklime teyze konuşmaya girdi. "bize zütürelim, baban baksın bir."
    irem abla kafa salladı. geçtik tuvaletin oraya, kapıyı tutuyor sıkıca içeriden.

    "aç hasan abi biziz" dedi mustafa. yavaşça kafayı uzattı.
    gayet normal şekilde "oo mustafa hoşgeldiniz, hayırdır bu saatte?" deyiverdi.

    dumur olduk iyice.
    yarı burada, yarı değildi diye düşündüm.

    girdik koluna, salona doğru zütürüyoruz.
    ama zütüm yok yani, yusuflamaktan yerinden çıkıp yuvarlanıp gitti bir yerlere, bilmiyorum.

    iklime teyzeyi görünce bağırmaya başladı "onu zütürün burdan" diye.
    iklime teyze "tutun sıkıca tutun!" dedi ve mustafayla biz sıkıca kollarından tuttuk.

    arapça bir şeyler söyleyerek hasan abinin sırtını okşadı, adamın sesi kesildi.

    "hemen bize gidelim." dedi iklime teyze.

    çıktık demetevlerden, çankaya'ya doğru yola. gece saat 03.00...
    ···
  11. 22.
    +1
    tutar bu devam
    ···
  12. 21.
    0
    tutmaz bu
    ···
  13. 20.
    +1
    evet, görüyordum...

    tavanda tırnak izleri vardı. bildiğiniz tırnak izleri...
    hasan abinin anlattığı gibi, tavana kaldırılma olayı gerçekti.

    gözlerimle gördüm ve inandım.
    aklımın bir ucu "kendisi çıkıp tırmalamıştır." dese de;
    tavan boyunun 2.5 metre olması, yatağın üstüne çıksan dahi (1.85 olmama rağmen) boyunun o tavanı tırmalamaya yetmeyeceği kesindi, hem de çok...

    içim buz kesti korkudan, "hasan abi nereye gitti?" deyiverdim korkudan.

    irem abla "annemi görünce tuvalete kaçtı"

    adam tuvalette, akıbetinin ne olduğu belli değil
    biz evde dolaşıyoruz, içimi iyice korku sardı.

    mustafa zaten bembeyaz, eve girdiğinden, hatta beni kapının önünden aldığından beri neredeyse hiç konuşmamıştı.
    ···
  14. 19.
    +1
    hasan "benim yükseklik korkum var, gelemem." cevabını verince
    "o zaman ne yapıcaz?" diyerek kahkaha atmaya başlamış. o sırada beni uyandırmaya çalışmış, dürtmüş dürtmüş kalkmamışım. adam yine konuşmuş "uyandıramazsın, uğraşma boşuna." ve daha yüksek hışımla devam eden kahkaha...

    daha sonra yavaş yavaş duvarların kenarları dikkatini çekmiş, her duvarın köşesinden siyah bir hüzme yükselmeye başlamış ve kahkahalar artmış. yeni sesler eşliğinde...

    bunu tavana kadar kaldırmışlar, korkudan her yeri tırmalamış.

    "bırakın peygamber'in aşkına bırakın." diye bağırıyormuş, kahkahalar devam ediyormuş.
    daha sonra "siz de allah'In kulusunuz ben de, allah aşkına bırakın" dediklerinde her şey eski haline dönüvermiş, oynayan çerçeveler, uçuşan perdeler, duvar kenarlarındaki siyah hüzmeler... "

    şimdi bana inanmayacaksınız, diyeceksiniz ki "pgibolojiktir o, karabasan gelmiştir."

    benle gelin."

    irem abla bizi yatak odasına zütürdü.
    parmağı ile işaret etti tavanı...
    ···
  15. 18.
    0
    reserved
    ···
  16. 17.
    0
    reserved
    ···
  17. 16.
    0
    hmm sapan demek. anlat bakalım.
    ···
  18. 15.
    +1
    "gece yaşadıklarına rağmen sabah gayet iyiydi,
    öğlen tuvalete girdi; çıktı bir tuhaf oldu."

    mustafa sordu "ne oldu ki gece?"

    irem ablanın ağzından:

    "sabah uyandığında 1.5 saat boyunca ağladı, korkudan saçlarının büyük bir kısmı dökülmüştü. bir avuç saç topladım yastıktan. anlattığına göre, gece saat 3 gibi uyanmış. daha doğrusu uyandırılmış. ben uyuyormuşum. kafasını bir kaldırmış siyahlara bürünmüş, yüzü kırmızı iri yarı bir adam. tavana değiyormuş boyu. "haydi gidiyoruz... " demiş buna. korkmuş istemsiz şekilde "ben bir yere gidemem benim karım, çocuğum burada." demiş. bu sefer adam "fazla uzağa değil, çatıya çıkacağız." diye cevaplamış.
    ···
  19. 14.
    0
    rezerved huur çocuğu gel ailemizin özelini burada anlat. bizde sana güvenip derdimize ortak edelim evmimizi açalım.
    ···
  20. 13.
    +1
    içeri girdiğimde burnuma gelen pis bir lağım kokusu hissettim.
    iyi de irem abla temiz insandı, bu evin pis kokusu da neydi? yadırgadım kendimce.

    "hem leş gibi sarhoş olmuş, hem de şu evin kokusuna bak." dedim kendi kendime.

    oturduk, irem abla anlatmaya başladı...
    ···