+5
-3
1 ay boyunca sürgüne gönderilmiş, tek satır yazamadan kenarda beklemiş bir yazar olarak geri döndüm.
Çaylak olma sebebim hâlâ tartışmaya açık, verilen cezanın ağırlığı ise ayrı bir muamma. insan kendi evinde, kendi mahallesinde kapının önüne konmuş gibi hissediyor... Sanki bunca yıl yazdıkların, kattıkların hiçbir şey ifade etmiyor da, tek bir hareketinle bütün geçmişin siliniyor...
Burada biriktirdiğimiz anılar, tartışmalar, muhabbetler var. Ama sözlük dediğin yer de insana aynı zamanda yabancılaşmayı tattırıyor. Çaylak yiyince fark ediyorsun ki en sevdiğin yer, bir anda seni dışarıda bırakabiliyor. Bi kırgınlık kalıyor insanda, kolay kolay da geçmiyor.
Ama insan en çok kırıldığı yere en çok bağlanıyor. Uzak kalınca anladım; burada yazdığım her kelime aslında benden bir parça. Ve parçaların ekgib kaldığında, insan tamamlanamıyor.
Geri geldim ama eskisi gibi miyim? Sanmam. içimde hâlâ bir kırgınlık, içimde hâlâ ekgib kalan bir şey var. Sözlük bazen evin gibi, bazen de seni kapının önünde bırakan bir yabancı gibi…