1. 1.
    0
    Kumlar yakarken bedenimi, tanrı benim için bir su damlasıydı. öyle ki tüm geçmişimi silecek ; dudaklarıma değdiği an beni kendimden geçirecek. işkencelerden büyüğünü seçmiştim... çadırımda dans eden kadınlar varken, gecenin karanlığındaki sesi takip etmiştim. Ah dostlarım... O ve sizler, kadınlar ve sıcak kokuları... Lakin birisi vardı ki, saçının kızıllığında gölgem eridi. Parfümü beni esir alıyor, saatlerce işkence ediyordu. Bilinmez yerlerde bilinmez hayatlar yaşıyoruz hepimiz. Eğer tanrı varsa , o an , gözlerimin içine doğan güneşte buldum ben onu.
    ···
  2. 2.
    0
    beğendin mi panp
    ···
  3. 3.
    0
    yaz panpa okuyorum ben ama beyin amcıklaması geçirdim bi an
    ···
  4. 4.
    0
    uplayın amk
    ···
  5. 5.
    0
    yok mu lan okuyan
    ···
  6. 6.
    0
    -uyan!
    1,2,3
    -uyan
    1,2,3

    gözünü açmıyor, adrenalin iğnesini hazırlayın, biraz da dietil morfin getirin, krize girebilir!
    4,5,6..

    sonu merak edenler... gözlerinin içindeki korkuları atmayın... gitmeyin çok uzaklara, dönmeyin geri.

    -anomali! ameliyathaneyi hazırlayın, elektroşok cihazını şarj edin!

    hepimizin sonu bir gün soğuk bir çelik üzerinde yatmak, sonraki gün toprakğa karışmak mı? olabilir... sonu söyleyemem size...
    - doktor bey, ailesinin bu kağıtları imzalaması gerekiyor, iyileşince amateme yatıracaklar.

    ne derler arkamdan? sevdim, üzüldüm , ağladım, yemek yedim , sıçtım... hiç mi farklı değildim?

    7,8,9..

    -ailesi siz misiniz?
    -malesef hastayı..

    tek birşeyi bilerek ayrılıyorum. sevgi özgürlüktü, su gibi parayla da satılmıyordu.
    fakat, çok ötesini aradım.

    dünyaya bir potasyum kaynağıydım...
    10.
    ···
  7. 7.
    0
    sıcak... vantilatörün yanına gidiyorum, gürültülü döndürüyor başını, 150 derecelik bir açıyla tarıyor odayı. tanrım çok sıcak! güneşe küfredip üstümü giyiyorum. biraz hava almalıyım..
    oldum olası mutlu olmayı anlayamamışımdır. nasıl mutlu oluyorum, neye bağlanırım? aklımdaki düşünceler yığınından uzaklaşıp önümdeki gazete yığınına bakıyorum. bir kahve içmek için Ozan'ın kafesine uğredım, doğru ya... yolda insanların kaçak bakışlarını yakalamya çalışmaktan buraya nasıl geldiğimi anlayamadım...

    bir yudum kahve ağzımdaki dumana karışıyor, sonra, kahve içeri duman dışarı.. kafamı usulca kaldırıyorum, sonrası kaynar sular..
    -hayır!
    -o kız?
    -bordo askılı giymiş..
    üstünde sakin bir fontta peace yazıyor! tanrım.. bazen gerçekten de bazı şeyleri sadece senin yaratabileceğine inanıyorum. tamam bir kaç bin çocuğun yok yere öldürülmesine göz yumabilirsin, ama bu kızı yaratmak ?

    bir yudum kahve ağzımdaki dumana karışıyor, sonra, kahve içeri duman dışarı..

    kız hızlı adımlarla hiçliğe karışıyor..

    Diyorum ki:
    - zaten inanmamıştım. güzel çocukları yaratıp, siyah çocukları öldürdüğüne..
    ···
  8. 8.
    0
    bi ben okuyorum heralde ama devam panpa
    ···
  9. 9.
    0
    dedim ya...
    ···
  10. 10.
    0
    lütfen tuzu uzatır mısın, dedim. isteksiz baktı... biliyor. tuzluk elimden kayarcasına aktı masaya. denizin tuzları, zamanın temsilcileri gibi. 1 tuz tanesi, 2 tuz tanesi geçiyoruz köprüden. ondan ayrılmalıydım. biz erkekler ayrılmalıyız. hepimiz ayrı birer tuz tanesi gibiyiz. birimizin aktığı tuzluğa giriyor birilerimiz... ve sonra, yeniden, deniz.
    nedenlerimle beraber açıkladım ayrılığı. pişman olacağım.
    kadınlarımızı bırakırken pişmandık. ve yenılerını bulurken. içimizdeki boşluk onu bulana kadar...
    ···
  11. 11.
    0
    çok gürültülü burası! ve lanet olsun kafamı toparlayamıyorum. Önümde kartları dağıtan adama bakıyorum, bir an, gözlerimiz buluşuyor. yanımdaki adama kayıyor bakışları... öyle ya ben erkeklere oyunlarında, yatak odalarında eşlik ederim. ve iyi adamlar hayatta sadece kartları dağıtır... en güzel el , en kötü kullanıcısına gider. ve biz kadınlar dedim onu öperken. yavaşça, sıcak... biz oyuncak olmaktan çıktığımız zaman buluruz siz iyileri. kızgın bakmayın, doğadaki güç dengesi değil bu... keşke bırakmasaydı insanoğlu avcılığı, keşke dedim, bulunmasaydı elektrik.
    ···
  12. 12.
    0
    Gözlerim hiç görmemişti sanki... başımı kaldırdım hızla hareket eden bulutlara baktım. bu kalabalığın içinde, bu kadar insanın içinde nasıl bulabilirdik birbirimizi. uyuyanlar vardır şimdi, lakin sonu olmayan bir sabaha doğru, hepimiz hareket ediyoruz. her an ölüme doğru koşuyoruz. fakir mahallelerin hayatını satmış bağımlılarında bulun ölümü. yalnızca onlar bilir, hayattan feragat etmenin yitik acısını. ne aile, ne aşk ... insanoğlu sadece tanrısını arar burada. ve dostlarım bilmiyorsanız gerçeği, kapatın gözlerinizi. ölene kadar, yarı ölü, uyuyun.
    ···
  13. 13.
    0
    iyi yazıyosun panpa harcanma buralarda
    ···