"bu eserde sistemin taktanlığını anlatıyor" diyen huur çocukları . pipeline'ı "petrol boru hattı" sanan huur çocukları . scouting'i bilmeyen cahil huur çocukları . gitarla ananı cezalandırmakla bahsedileni anlamayan huur çocukları .okula gitmemeyle kimsenin foolu olmamakla bahsedileni anlamayan huur çocukları . düşlenen yıldızı anlamayan huur çocukları . steak bar'dan lüks restoran manası çıkaran huur çocukları . Jaguar'ı araba sanan huur çocukları . siz bu eserin son saniyelerindeki sesleri duyulan cahil huur çocuklarındansınız .

özet : pc'de sadece ferre izlemeyi bırakın da nasıl çalışır onu öğrenin ki eserin neyi anlattığını anlayın.

ben gidiyom . geri döneni gibsinler

474

https://www.youtube.com/watch?v=AwzaifhSw2c

The-Thirteenth-Floor-

Müziksiz dumanlamada hangi trip lazım sana .

sevgilin ölmüş tribi var bende iyidir ben öyle takılıyorum ;
antimatter - epitaph
him - gone with the sin live
Bittersweet: Apocalyptica feat. Ville Valo & Lauri Ylonen
brazzaville - bosphorus
Nightwish - While Your Lips Are Still Red
Motorcycle Diaries - De Usuahia a la Quiaca - G. Santaolalla
Travis Happy to hang around

bide bu trip var her kafaya gider ; gözlerini kıs içerken , az kafanı salla çok az ama . öyle dinle .
velvet underground - venus in furs
devics - here she comes

hangi tribe gircen ona göre müzik söylerim .

?

stupid man suit ?

bak arkadaşım, ben keresteyim.. evet yanlış duymadın; bildiğin kereste.. beşe on.

zor bi hayatım oldu. dünyaya gözlerimi bir meşe palamudu olarak açtım. sonra toprağa karıştım, çürüdüm, binbir güçlükle o kara toprağı delerek filizlenmeye durdum. güneşin kavurucu sıcağına tahammül ettim. tırnaklarımla o zifiri topraklardan su çektim kılcal damarlarıma... ve büyüdüm, kocaman bir meşe ağacı oldum. serin bir sonbahar günü hain bir oduncunun balta darbeleriyle kesildim, devrildim, yıkıldım..! vurulduk ey halkım unutma bizi! artık bir ağaç değil tomruktum. akabinde kereste fabrikasına zütürüldüm. testerelerle önce ikiye sonra dörde sonra sekize ve onaltıya bölündüm. planyaya yatırıldım. ve nihayetinde beşe on bir kereste oldum.

geri kalan hayatımı yaşamayı umduğum fuat emminin yeni yapmakta olduğu sevimli bir dağ evinin çatı katındaki odanın 135 derece meyilli tavanına çatıldım. bu odayı fuat emminin ortanca kızı güzeller güzeli köylü dilberi kezban'a tahsis etmişlerdi. herşey iyi güzel giderken kezban dersleri için araştırma yapma gerekçesiyle babasını bilgisayar aldırmaya ikna etti. kezban internette dolaşırken bu siteye denk geldi ve üye oldu. kezban için ilk başlarda endişelensem de sonra baktım yazarlar bilgisayar karşısına geçmiş şakalaşıyorlar, eğleniyorlar birbirlerine şuku veriyorlar. tam ortam beni de eğlendirmeye başlıyordu ki senin bu saçma sapan entrylerinle karşılaştım.

bu kadar çileli, ızdıran yüklü hayatımda hiçbirşey senin bu saçmasapan entrylerin kadar bana giran gelmedi. ve sonunda isyan ettim. yeter ulaaaan diyerek tavana tutturulduğum çivilerden kendimi kurtardım. bizim kezban, uff snne be slk yavşamalarıyla serkan'ın nazar-ı dikkatini celbederek mod olmuştu. onun sayesinde ip adresini buldum, adresin elimde. fuat emminin çifte su verilmiş çelikten mamül, yeni bileylenmiş nacağıyla tepemi sivrilttim ve senin zütünü parçalamaya geliyorum. kolla kendini kötü kadının çocuğu!!!

bak arkadaşım, ben keresteyim.. evet yanlış duymadın; bildiğin kereste.. beşe on.

zor bi hayatım oldu. dünyaya gözlerimi bir meşe palamudu olarak açtım. sonra toprağa karıştım, çürüdüm, binbir güçlükle o kara toprağı delerek filizlenmeye durdum. güneşin kavurucu sıcağına tahammül ettim. tırnaklarımla o zifiri topraklardan su çektim kılcal damarlarıma... ve büyüdüm, kocaman bir meşe ağacı oldum. serin bir sonbahar günü hain bir oduncunun balta darbeleriyle kesildim, devrildim, yıkıldım..! vurulduk ey halkım unutma bizi! artık bir ağaç değil tomruktum. akabinde kereste fabrikasına zütürüldüm. testerelerle önce ikiye sonra dörde sonra sekize ve onaltıya bölündüm. planyaya yatırıldım. ve nihayetinde beşe on bir kereste oldum.

geri kalan hayatımı yaşamayı umduğum fuat emminin yeni yapmakta olduğu sevimli bir dağ evinin çatı katındaki odanın 135 derece meyilli tavanına çatıldım. bu odayı fuat emminin ortanca kızı güzeller güzeli köylü dilberi kezban'a tahsis etmişlerdi. herşey iyi güzel giderken kezban dersleri için araştırma yapma gerekçesiyle babasını bilgisayar aldırmaya ikna etti. kezban internette dolaşırken bu siteye denk geldi ve üye oldu. kezban için ilk başlarda endişelensem de sonra baktım yazarlar bilgisayar karşısına geçmiş şakalaşıyorlar, eğleniyorlar birbirlerine şuku veriyorlar. tam ortam beni de eğlendirmeye başlıyordu ki senin bu saçma sapan entrylerinle karşılaştım.

bu kadar çileli, ızdıran yüklü hayatımda hiçbirşey senin bu saçmasapan entrylerin kadar bana giran gelmedi. ve sonunda isyan ettim. yeter ulaaaan diyerek tavana tutturulduğum çivilerden kendimi kurtardım. bizim kezban, uff snne be slk yavşamalarıyla serkan'ın nazar-ı dikkatini celbederek mod olmuştu. onun sayesinde ip adresini buldum, adresin elimde. fuat emminin çifte su verilmiş çelikten mamül, yeni bileylenmiş nacağıyla tepemi sivrilttim ve senin zütünü parçalamaya geliyorum. kolla kendini kötü kadının çocuğu!!!

bak arkadaşım, ben keresteyim.. evet yanlış duymadın; bildiğin kereste.. beşe on.

zor bi hayatım oldu. dünyaya gözlerimi bir meşe palamudu olarak açtım. sonra toprağa karıştım, çürüdüm, binbir güçlükle o kara toprağı delerek filizlenmeye durdum. güneşin kavurucu sıcağına tahammül ettim. tırnaklarımla o zifiri topraklardan su çektim kılcal damarlarıma... ve büyüdüm, kocaman bir meşe ağacı oldum. serin bir sonbahar günü hain bir oduncunun balta darbeleriyle kesildim, devrildim, yıkıldım..! vurulduk ey halkım unutma bizi! artık bir ağaç değil tomruktum. akabinde kereste fabrikasına zütürüldüm. testerelerle önce ikiye sonra dörde sonra sekize ve onaltıya bölündüm. planyaya yatırıldım. ve nihayetinde beşe on bir kereste oldum.

geri kalan hayatımı yaşamayı umduğum fuat emminin yeni yapmakta olduğu sevimli bir dağ evinin çatı katındaki odanın 135 derece meyilli tavanına çatıldım. bu odayı fuat emminin ortanca kızı güzeller güzeli köylü dilberi kezban'a tahsis etmişlerdi. herşey iyi güzel giderken kezban dersleri için araştırma yapma gerekçesiyle babasını bilgisayar aldırmaya ikna etti. kezban internette dolaşırken bu siteye denk geldi ve üye oldu. kezban için ilk başlarda endişelensem de sonra baktım yazarlar bilgisayar karşısına geçmiş şakalaşıyorlar, eğleniyorlar birbirlerine şuku veriyorlar. tam ortam beni de eğlendirmeye başlıyordu ki senin bu saçma sapan entrylerinle karşılaştım.

bu kadar çileli, ızdıran yüklü hayatımda hiçbirşey senin bu saçmasapan entrylerin kadar bana giran gelmedi. ve sonunda isyan ettim. yeter ulaaaan diyerek tavana tutturulduğum çivilerden kendimi kurtardım. bizim kezban, uff snne be slk yavşamalarıyla serkan'ın nazar-ı dikkatini celbederek mod olmuştu. onun sayesinde ip adresini buldum, adresin elimde. fuat emminin çifte su verilmiş çelikten mamül, yeni bileylenmiş nacağıyla tepemi sivrilttim ve senin zütünü parçalamaya geliyorum. kolla kendini kötü kadının çocuğu!!!

bak arkadaşım, ben keresteyim.. evet yanlış duymadın; bildiğin kereste.. beşe on.

zor bi hayatım oldu. dünyaya gözlerimi bir meşe palamudu olarak açtım. sonra toprağa karıştım, çürüdüm, binbir güçlükle o kara toprağı delerek filizlenmeye durdum. güneşin kavurucu sıcağına tahammül ettim. tırnaklarımla o zifiri topraklardan su çektim kılcal damarlarıma... ve büyüdüm, kocaman bir meşe ağacı oldum. serin bir sonbahar günü hain bir oduncunun balta darbeleriyle kesildim, devrildim, yıkıldım..! vurulduk ey halkım unutma bizi! artık bir ağaç değil tomruktum. akabinde kereste fabrikasına zütürüldüm. testerelerle önce ikiye sonra dörde sonra sekize ve onaltıya bölündüm. planyaya yatırıldım. ve nihayetinde beşe on bir kereste oldum.

geri kalan hayatımı yaşamayı umduğum fuat emminin yeni yapmakta olduğu sevimli bir dağ evinin çatı katındaki odanın 135 derece meyilli tavanına çatıldım. bu odayı fuat emminin ortanca kızı güzeller güzeli köylü dilberi kezban'a tahsis etmişlerdi. herşey iyi güzel giderken kezban dersleri için araştırma yapma gerekçesiyle babasını bilgisayar aldırmaya ikna etti. kezban internette dolaşırken bu siteye denk geldi ve üye oldu. kezban için ilk başlarda endişelensem de sonra baktım yazarlar bilgisayar karşısına geçmiş şakalaşıyorlar, eğleniyorlar birbirlerine şuku veriyorlar. tam ortam beni de eğlendirmeye başlıyordu ki senin bu saçma sapan entrylerinle karşılaştım.

bu kadar çileli, ızdıran yüklü hayatımda hiçbirşey senin bu saçmasapan entrylerin kadar bana giran gelmedi. ve sonunda isyan ettim. yeter ulaaaan diyerek tavana tutturulduğum çivilerden kendimi kurtardım. bizim kezban, uff snne be slk yavşamalarıyla serkan'ın nazar-ı dikkatini celbederek mod olmuştu. onun sayesinde ip adresini buldum, adresin elimde. fuat emminin çifte su verilmiş çelikten mamül, yeni bileylenmiş nacağıyla tepemi sivrilttim ve senin zütünü parçalamaya geliyorum. kolla kendini kötü kadının çocuğu!!!

@7 calimin kim amk

@5 halit sazayinin çocukluğunu buldum beyler mi kim ?
seni anlamakta güçlük çekiyom panpa .

halit sazayi işte çocukluğu

bak arkadaşım, ben keresteyim.. evet yanlış duymadın; bildiğin kereste.. beşe on.

zor bi hayatım oldu. dünyaya gözlerimi bir meşe palamudu olarak açtım. sonra toprağa karıştım, çürüdüm, binbir güçlükle o kara toprağı delerek filizlenmeye durdum. güneşin kavurucu sıcağına tahammül ettim. tırnaklarımla o zifiri topraklardan su çektim kılcal damarlarıma... ve büyüdüm, kocaman bir meşe ağacı oldum. serin bir sonbahar günü hain bir oduncunun balta darbeleriyle kesildim, devrildim, yıkıldım..! vurulduk ey halkım unutma bizi! artık bir ağaç değil tomruktum. akabinde kereste fabrikasına zütürüldüm. testerelerle önce ikiye sonra dörde sonra sekize ve onaltıya bölündüm. planyaya yatırıldım. ve nihayetinde beşe on bir kereste oldum.

geri kalan hayatımı yaşamayı umduğum fuat emminin yeni yapmakta olduğu sevimli bir dağ evinin çatı katındaki odanın 135 derece meyilli tavanına çatıldım. bu odayı fuat emminin ortanca kızı güzeller güzeli köylü dilberi kezban'a tahsis etmişlerdi. herşey iyi güzel giderken kezban dersleri için araştırma yapma gerekçesiyle babasını bilgisayar aldırmaya ikna etti. kezban internette dolaşırken bu siteye denk geldi ve üye oldu. kezban için ilk başlarda endişelensem de sonra baktım yazarlar bilgisayar karşısına geçmiş şakalaşıyorlar, eğleniyorlar birbirlerine şuku veriyorlar. tam ortam beni de eğlendirmeye başlıyordu ki senin bu saçma sapan entrylerinle karşılaştım.

bu kadar çileli, ızdıran yüklü hayatımda hiçbirşey senin bu saçmasapan entrylerin kadar bana giran gelmedi. ve sonunda isyan ettim. yeter ulaaaan diyerek tavana tutturulduğum çivilerden kendimi kurtardım. bizim kezban, uff snne be slk yavşamalarıyla serkan'ın nazar-ı dikkatini celbederek mod olmuştu. onun sayesinde ip adresini buldum, adresin elimde. fuat emminin çifte su verilmiş çelikten mamül, yeni bileylenmiş nacağıyla tepemi sivrilttim ve senin zütünü parçalamaya geliyorum. kolla kendini kötü kadının çocuğu!!!

bak arkadaşım, ben keresteyim.. evet yanlış duymadın; bildiğin kereste.. beşe on.

zor bi hayatım oldu. dünyaya gözlerimi bir meşe palamudu olarak açtım. sonra toprağa karıştım, çürüdüm, binbir güçlükle o kara toprağı delerek filizlenmeye durdum. güneşin kavurucu sıcağına tahammül ettim. tırnaklarımla o zifiri topraklardan su çektim kılcal damarlarıma... ve büyüdüm, kocaman bir meşe ağacı oldum. serin bir sonbahar günü hain bir oduncunun balta darbeleriyle kesildim, devrildim, yıkıldım..! vurulduk ey halkım unutma bizi! artık bir ağaç değil tomruktum. akabinde kereste fabrikasına zütürüldüm. testerelerle önce ikiye sonra dörde sonra sekize ve onaltıya bölündüm. planyaya yatırıldım. ve nihayetinde beşe on bir kereste oldum.

geri kalan hayatımı yaşamayı umduğum fuat emminin yeni yapmakta olduğu sevimli bir dağ evinin çatı katındaki odanın 135 derece meyilli tavanına çatıldım. bu odayı fuat emminin ortanca kızı güzeller güzeli köylü dilberi kezban'a tahsis etmişlerdi. herşey iyi güzel giderken kezban dersleri için araştırma yapma gerekçesiyle babasını bilgisayar aldırmaya ikna etti. kezban internette dolaşırken bu siteye denk geldi ve üye oldu. kezban için ilk başlarda endişelensem de sonra baktım yazarlar bilgisayar karşısına geçmiş şakalaşıyorlar, eğleniyorlar birbirlerine şuku veriyorlar. tam ortam beni de eğlendirmeye başlıyordu ki senin bu saçma sapan entrylerinle karşılaştım.

bu kadar çileli, ızdıran yüklü hayatımda hiçbirşey senin bu saçmasapan entrylerin kadar bana giran gelmedi. ve sonunda isyan ettim. yeter ulaaaan diyerek tavana tutturulduğum çivilerden kendimi kurtardım. bizim kezban, uff snne be slk yavşamalarıyla serkan'ın nazar-ı dikkatini celbederek mod olmuştu. onun sayesinde ip adresini buldum, adresin elimde. fuat emminin çifte su verilmiş çelikten mamül, yeni bileylenmiş nacağıyla tepemi sivrilttim ve senin zütünü parçalamaya geliyorum. kolla kendini kötü kadının çocuğu!!!

ıhı http://tinyurl.com/cwdbkhy

vuhu vuhu vuhu vuhu voha haaaaaaaaaıııııııııığğğğğğğğğğğğ

http://tinyurl.com/yzl8gpq ahanda bu parça beyler.

hikaye çocuğun babaya inanılmaz ayarıyla son bulur...

herif çocuğuyla tren yolculuğu yaparken çocuk aralıksız binlik yapar . baba şapkayı alır pencereden atarmış gibi yapar ve saklar . çocukta mal ayağına yatar . bida binlik yapcan mı lan der baba . yapmıcam baba valla ekmek kuran çarpsın der . baba şapkayı vermesiyle çocuğun şapkayı pencereden atması bir olur ve . hadi baba gene yap der ve efsane @2 lerimizden olur .

özet : banada bi arkadaş anlattı çok hoşuma gitti .

sfsdfsdfsdfds

fizy playlistlerimden biri
[04:16] richard ashcroft - a song for the lovers
[04:12] antimatter - epitaph
[05:45] moody blues -- melancholy man
[04:46] the alan parsons project - old and wise
[05:28] blackmore's night - home again
[03:48] radiohead - no surprises
[03:57] sting - desert rose
[03:24] old boy ost - the last waltz
[02:39] amelia - la valse d'amelie (piano)
[04:33] it's a lovely day - erica jennings
[05:03] big eyed fish lyrics
[05:00] garbage - the world is not enough
[19:30] uaral - sounds of pain... (full song)
[05:01] cirrus-she kills
[06:19] mohsen namjoo - zolf (rare original album version)
[04:35] meadow island - friends
[03:10] gary jules - mad world
[04:21] white lion - when the children cry (lyrics)
[01:19] dolores oriordan - ordinary day live 20.05.2010
[04:26] dolores oriordan zucchero - pure love live at the royal albert hall.flv
[03:38] dolores oriordan human spirit madrid
[05:35] dolores oriordan moscow b1 maximum
[03:59] dolores oriordan when we were young madrid
[03:45] gipsy kings - gypsy king maria dolores
[04:03] dolores o'riordan - stay with me
[03:46] monica molina - oh amores
[04:28] dolores o'riordan - in the garden
[04:47] dolores o'riordan - 05. stupid (no baggage)
[03:51] dolores o'riordan - 04. the journey (no baggage)
[04:30] dolores o'riordan - 10. lunatic (no baggage)
[04:13] mor karbasi - la galana i la mar
[03:24] kansas - dust in the wind
kapat

mouse tutan elimin bileğin sağ tarafında bi nasır gibi bişey oluyor amk .

http://tinyurl.com/75bxw3g pisiform denen yerde . dota oynayanları burdan tanıyabilirsiniz ayrıyeten .

noobların yaptığı bişiy amk . sabah sabah dotamı atılır .

saat 11 de oturulur pcye 12ye kadar playlist hazırlarsın . ekibi toplarsın .

12 de başlarsın saat 5 e kadar . sonrada bi blog tv bakarsın 1 saat . sora ferre , duş ve uyku