YOZGAT NASIL PANPA?

lan aq kaç para öderim peki?

cevap verin şerefsizler

okul kütüphanesinden 3 yıl önce aldığım kitabı geri zütürmedim kaydı sildirmek için de borç yoktur belgesi gerekiyormuş. ben ne tak yiyecem ne kadar kilitlerler?

nasıl bölüm lan? 2 yıldır okuduğum bölümü bırakıp yazdım geldi de tam şey değilim ben.

inananı gibsinler

updullah gül

aq ilk entry boş gitmiş

up up up

@7 asosyal adamım telefon neyime lan
@6 öğrenci kartına başvurdum zati
@5 ben de arayacaz falan demediler direkt başvuruyu aldılar 15-20 güne gel al kartı dediler

huur çocukları cevap verin

acele lan hadi

şimdi benin önceden işte üniversiteli kartım vardı. bu borcundan dolayı kapatıldı idari işleme falan düşersiniz dediler de borcunu falan kapattım onun. düşümüş de olabilir tam emin değilim. geçen gün vakıfbank'tan kart başvurusunda bulundum. dün de istanbul'dan bir sabit hat beni aramış ulaşamamış tabii. bu kartla ilgili olabilir mi? kart verilmesinde sıkıntı çıkar mı? not: numarayı ara diyen arkadaşlar telefonum bozuk arama falan yapamıyorum.

beyler taşşak geçmeyin ya da geçin çok da gibimde ama durum böyle lan. dıbına koduğumun dünyasında zerre değerim yokmuş gibi geliyor. sevdiğim herkesten soğumaya başladım. kendimden nefret ediyorum. herkes bir şeyler yaparken ben sadece çürüyorum dıbına koyayım. etrafımdaki hava sanki kafes lan. dışarı çıkıp kalabalık bir yere girince boğulacak gibi oluyorum oradan hiç çıkamayacam sanıyorum, aynaya her baktığımda midem bulanıyor. telefonun çalmasından korkuyorum çünkü hiçkimseyle konuşmak istemiyorum. arkadaşlarımı, ailemi öldürmeyi düşünüp mutlu oluyorum. ki sadece bundan dolayı mutlu olabiliyorum. ne tak yiyicem lan?

yolla panps

ecdadı gibilesi insan beyanı

insanın kötü ve iğrenç olarak gördüğü kısımlarını dışlamasının topluma yansımasıdır. evin bütün odalarında lambanın düğmesi ait olduğu odadadır ama tuvaletlerinki dışarıdadır. böyle yaparak tuvaletlerin normal oda kapsamından çıktığını düşünülür. çünkü tuvaletler iğrençtir, diğer odalarla bir olamaz, içinde iğrenç şeyler olur. insanoğlunun düşündüğü budur. aslında burada yabancılaşan şey insanın pislik olarak gördüğü şey değil de bunun kendisine ait olması durumudur. insan kendisini o kadar mükemmel sanar ki çirkin olarak gördüğü bu hareketi yaptığını kendisine unutturmak ister bu yüzden tuvaleti dışlar. çünkü insanın o yüce egosuna sıçamk gibi aşağılayıcı bir kısım yakışmaz bu kutsala hakarettir. ama ne kadar da kopmaya çalışırsanız çalışın o sizin benliğinizin bir parçasıdır. hiçbirinizin içi kelebeklerle dolu değil. tak ve sidikle dolu bağırsaklarınız var. sıçmak sizin parçanızdır ve sıçamaya yabancılaşırsanız kendinize yabancılaşırsınız. ve o iğrenç eylemi göz önünden kaldırırsanız bile o iğrenç eylem sizinle birlikte var olacaktır. rtük'ün bir cesedi sansürlemesi gibi. o cesedi blurlamak o cesedin varolduğu gerçeğini ortadan kaldırmayacaktır. yarattığınız kötülük ve iğrençlikler sizinle beraber var olacaktır. eğer bundan rahatsız oluyorsanız ya kötülük yargılarınızı ortadan kaldırın ya da kendinizi.

hepsi anlamamak için direniyor. herkes kendi bildiğini dikte etmek için direniyor. herkes bilgisinden o kadar emin ki, herkes tavırlarını o kadar doğru buluyor ki hiçbiri eleştiriyi kabul edemiyor. hepsi zihinlerini dışarıya kapatmış, o zihinlerinde kendi fikirleriyle ya da başkasından kopyaladığı fikirlerle mutlu mutlu yaşıyor. farklı olana hiçkimse tahammül edemiyor. herkes kafasında iyi ve kötüyü o kadar kolay bir şekilde ayırmış ki herkes kimin iyi kimin kötü olduğunu çok iyi biliyor. hiçkimse kendisinin diğerleri gibi olduğunu kabul edemiyor. kimse sıradan olduğunun farkına varamıyor. hepsi kendisini mutlak doğru sanıyor, hepsi kendisinde diğer insanları yargılama hakkını görüyor. kimse bir avuç taktan farksız olduğunun ayırdına varamıyor. ve tüm bu tak yığınları birleşerek toplum denen lağımı oluşturuyor. bu tak çukuruna her gün başkalarını çekmek istiyorlar. eğer reddedersen dışlanırsın. eğer reddedersen kötüsün. eğer reddedersen senin dıbına koyayım huur çocuğu! bilmiyorum belki ben de bu tak yığınından kurtulup farklı bir tak yığınına girmek istiyorumdur. ama insan doğruyu bildiğini düşünür ve kendini o kadar da yüce sanar ki kendi küçük taktan dünyasının tanrısıdır. bu kadar çok dinin ve mezhebin olmasının sebebi belki de her insanın kendisini tanrılaştırmasındandır.

da tek mutsuz benmişim gibi lan. bölük pörçük gibik uykumdan öğlene doğru iğrenç bir şekilde uyanıp kahvaltı etmeye üşenip okuluma gidiyorum. hiç sevmediğim insanların arasında 2-3 saat sıkıla sıkıla duruyorum. ardından birkaç metrekarelik odama tıkıyorum kendimi müzik-oyun-dizi 3lüsüne sarıyorum bilgisayar başında. her günümü aynı geçiriyorum. başka bir şey de yapmak istemiyorum. zaten gördüğüm, duyduğum her şey maziyi hatırlatıyor durduk yere canım yanıyor. sonra acıkıyorum saate bir bakıyorum gibeyim her yer kapalı bu saatte. buz gibi makarnayı ısıtmaya üşenip yiyorum. hayattan ve gelecekten hiçbir beklentim yok. kaldı ki olsa bile ben beceremem hiçbirini. hepsi elime yüzüme bulaşır daha da mutsuz olurum. hayal falan da kurmuyorum gerçek olmadığını anlayınca çok pis koyuyor çünkü adama. kendimi bu ufak dünyaya hapsettim takılıyorum öyle. ama bir düşününce şu an çoğu herkes çok mutlu lan. insanlar birbirini seviyor herkes birbirine tahammül ediyor. belki o yeni sevgilisini bulmuş da şu anda koynunda uyuyor. benim onu hiç edemeyeceğim kadar mutludur lan belki. tüm o nefret ettiğim insanlar birbiriyle o kadar mutlu ki midem bulanıyor. herkes yalanlarla ördüğü ilişkilerinde kurallar neyi gerektiriyorsa öyle yaşıyor. ya içine katılırsın ve mutlu olursun ya da sevmezsin, reddedersin, direnirsin de böyle kendinden ve herkesten tiksinen kimsesi kalmamış, çekilmez, depresif bir angut olursun.

özet mözet yok lan size içimi döktüm. okumayın gibtirin gidin!

eğer seviyorsanız hayatınızın içine sıçabilir lan. karşılıksız aşk bile daha iyidir, onda en azından kesin bir şey vardır sevmediğini bilirsiniz. ama bu durumda sevip sevmediğini bilemezsiniz. insana sevilmemek bile daha az koyar. sizin çok sevdiğiniz kişi sizi sadece seviyorsa dünyanın en ağır yükünü taşıyorsunuzdur bir nevi zaten. bir türlü kopamazsınız. kopmayı her denediğinizde mazideki tüm güzel anlar gelip dıbınıza koyar. birlikteyken de paranoyalar beyninizi kemirir. mazideki yamuklarını bir türlü kafanızdan çıkarıp atamazsınız. onla olurken de acı çekersiniz o olmadan da. ama tak var gibi onu seviyorsunuz ya işte o acıdan bile zevk alırsınız. sonra her şeyi sorgulamaya başlarsınız. lan bende olmayan ne var diğer insanlarda dersiniz. onu elinizde tutmak istersiniz ama ekgib olduğunuzu düşünüp kendinizden günden güne tiksinirsiniz. her gece hayvan gibi kusana kadar içersiniz. onu umursamadığınızı sanarsınız. ama arkadaşlarının ağzını sürekli ararsınız. gibik bir facebook profilini adım adım takip edersiniz en küçük şeyde binbir anlam çıkarırsınız. zaman geçer siz yine her gece hayvan gibi içersiniz, yine sevmeye devam edersiniz ama o artık sizi umursamaz. sizi unutmuştur. ondan size kalan mazideki acı veren ve güzel anılardır ve her gece içtiğiniz o kadar alkolün zararı. tam unuttum lan artık mutlu olacam dersiniz dıbına koduğumun huursu yine çıkıp gelir yine her gece içmeye başlarsınız. giber atar hayatınızı. sırf gibmek için bile olsa yanaşmayın oynak karılara. çünkü koskocaman dünyaya egemen olmuş bu dıbına koduğumun insanı duygularına egemen olamıyor.

anan babanla konuş ergenliğin getirdiği isyankarlığı kullan git bi dershanede adam gibi çalış istediğin bir bölümü kazan

sizin ben dıbınıza koyayım