• 7 / 59 / 129 entry
  • 37 başlık
  • 1,392.21 incipuan

tanrinin bir turk kulu "Tanrı Türkü Korusun! Türk Irkı Sağolsun!"

  • 0
    ulan bi silik atın dedik
    modlardan çok muallakler merak saldı entrye
    ···
  • 0
    silik atın abna
    Eyvallah
    ···
  • +1
    silik atın abna
    Kim bilir nasıl başlık açıcan verir miyin
    ···
  • +1
    silik atın abna
    başta abna yazmışım silemiyok kalsın aminiyüm bana silik atın please
    ···
  • 0
    beyler büyük bir devlet kuruyorum katılın sizde
    Devletin birliği ve bütünlüğü adına, gaflet dalalet ve hatta hıyanet içerisine giren dockaci vlajna yüzünde inci devletine bütünüyle el konulmuştur.

    Bu bildirinin okunması genelkurmay başkanının bir emridir
    ···
  • 0
    beyler büyük bir devlet kuruyorum katılın sizde
    Panpa senin devleti yıkmışlar amk
    ···
  • 0
    beyler büyük bir devlet kuruyorum katılın sizde
    Üşenmeden rütbeleri yazmışın da onunla uğraşaman
    ···
  • +4
    eskiden türk olduğumuzu bilmezdik
    Orhan Karavelli ve Doğan Egmont'un Atatürk ve Babam adlı kitabından bir alıntıdır. Çalıntı demeyin amk.

    "Annem, kendini eşine ve çocuklarına ve evine adamış, melek gibi bir insandı. Atatürk'ü de çok severdi.

    Yaşlılığında bir gün, 'Oğlum, biz eskiden Türk olduğumuzu bilmezdik.' demişti.

    'Anlamadım!'

    'Evet, bilmezdik! Biz Ankaralıların çoğu Müslüman'dı. Bir de azınlık gayrimüslimler vardı ki onlardan, yeri geldikçe Yahudi, Ermeni, Rum diye söz edilirdi de bize kimse Türk diye söz etmezdi. Önce Müslüman, sonra da Osmanlıydık! Türk sözü hemen hemen hiç geçmezdi. Okullarda bile! işte bu nedenlerle o zamanlar Türk olduğumuzu ne öğrendik ne bildik. Mustafa Kemal Paşa, Ankara'ya geldikten sonra anladık ki Müslümanlık sadece dinimizdi, ayrıca bir de milliyetimiz vardı Türktük. Oysa önceleri Türklük bilincimiz yoktu. Çevremizde kimi insanlar Arapların 'kavm-ül necip' yani 'soylu millet' olduğunu söylerlerdi. Onlara göre Türkler ise 'bila idrak' insanlardı. Yani idraksizdirler. Anlamaktan, kavramaktan, yoksundular... "

    Dipçe: Burada amaç Osmanlıyı kötülemek değildir. Sonuçta Osmanlı bir imparatorluktu. imparatorluk birçok milleti tek millet altında toplamakla ve ortak bir nokta bulmakla yükümlüdür.
    ···
  • +2
    bu vatanı sevmek cezasız kalmaz
    Sadece dört tane örnek vericem panpalar.

    4- Topal Osman Ağa:

    https://encrypted-tbn3.gs...Fn3gYp9Y30SZ8xSKVRo8nWGig

    Hiç hak etmediği halde canını vermeye her daim hazır olduğu devleti tarafından (içerde yuvalanmış birkaç dengesiz yüzünden) başı kesilmiştir ve üstüne yıkılan Ali Şükrü Bey cinayeti yüzünden o kahraman insanın naaşı başı kegib halde meclisin önünde sallandırılmıştır.

    RUHU ŞAD OLSUN

    3- Hekimoğlu ibrahim:

    https://lh4.googleusercon...e1zTVrorlW6s=w250-h167-nc

    Sırf şu fotoğraf yeter onun haksız yere öldürüldüğüne. Şehit eden şebeke baştan aşağıya hain. Yanlarında amerikalı bile var. Yıllarca Karadenizin başı dumanlı dağlarında halkı için mücadele etmiş bu kahraman vatan millet sevgisinin karşılığını içimizdeki şerefsizler tarafından öldürülerek almıştır.

    RUHU ŞAD OLSUN

    2- Enver Paşa:

    https://encrypted-tbn1.gs...pIoSq8FOgaNUVUZCTy7WfprOP

    Attığı her adımda bu milletin geleceğini düşünen bu kahraman subay günümüzde hain olarak anılmaktadır. Ne yazık ki o bu sıfatı hiç haketmemiştir. Bu millet uğruna gözünü kırpmadan canını vermesi bunun en büyük işaretidir.

    RUHU ŞAD OLSUN

    1- Mustafa Kemal Paşa:

    https://lh6.googleusercon...yL_fpFaXh4Tg=w186-h209-nc

    Bu devletin kurmak için büyük çabalar harcayan, milletini en uygar düzeye çıkarmak için gecesini gündüzüne katan, işgal altındaki bir memleketin özgürlüğüne kavuşmasına önderlik etmiş bu insan günümüz birçok insanı tarafından ingiliz Ajanı olmakla itham ediliyor.

    RUHU ŞAD OLSUN
    ···
  • +4
    rumların samsunda yaptığı katliamlar
    1914-1923 yıllarında Karadeniz'deki Rumlar ve Ermeniler Sinop'tan Artvin'e kadar uzanan bölgede Türk köylerine saldırıyor yağma ve gasp yapıyorlardı. Samsun da tıpkı komşuları Sinop Amasya ve Ordu gibi Rum-Ermeni vahşetini yaşamıştı.Özellikle Bafra, Alaçam, 19 Mayıs, Atakum, Çarşamba, Terme, Havza, Vezirköprü, Asarcık, Kavak köylerinde Rum ve Ermeni çeteleri yoğun katliamlar yapmışlardı...

    ( 1914-1923 Karadeniz'de Rum-Ermeni Vahşeti )
    ···
  • +6 -2
    yazık lan bu ülkeye
    Atatürkü sevmemenin moda olduğu bir dönemde yaşıyoruz panpalar. Nasıl bir millet olduk biz. Önceden bizi refaha çıkartan kurtaran komutana minnettar kalırdık. Yolunda ölmeye and içerdik.

    Ya şimdi?

    Bizi derlemiş toplamış bir komutana yunan diyecek kadar huur çocukları çıkıyor karşımıza. Yok soyağacı çıkarılamıyormuş falan. gibik açıp baksa genelkurmay yayımladı. Askerliğini bu konular üstünde geçirmiş olan emekli bir Albayımız Atatürkün Seceresi kitabını yazdı. Açıp okumak bu kadar mı zor

    Ne yazık ki yeni neslin olayı bu. Eski toprakların hepsi sever sayar Atatürkü. Onlar zulüm görmediği kimseye karşı çıkmaz ki. Belki de kara budunun özelliği bu. Ama böyle

    Yazık bize. Her şey bu vatan bu millet bu din içiyoruz. Vatan ve din için ne yapsak az da bu azıcık beynini kullanmak istemeyen millet için ne yapabiliriz bilmiyorum.

    Yazık gerçekten çok yazık
    ···
  • -1
    müthiş bir savunma
    "Beni beraat ettirin demeyeceğim. Çünkü benim için suç olarak gösterilen şey bu toprakları, bu ırkı sevmekten başka birşey değildir.

    Yurdumu ve ırkımı seviyorum, onun içindir ki Türk ırkçısıyım.

    Bu sevginin manasını anlamayanlara sözüm yok.
    Eğer bu günahsa beni mahkum ediniz. bu mahkumiyeti övünçle kabul ederim, şeref sayarım.

    Sizden adalet bekliyorum da demeyeceğim. Çünkü bu mahkeme adil değilse, o zaman büsbütün manasızdır.
    En büyük mahkeme olan tarihin huzurunda alnı açık bir türk oğlu olarak, hiç endişem yok.
    On ayı doldurmakta olan ve büyük kısmı tahta masalarda yatmakla geçen hürriyetsizliğimi, millet yolunda çekilmiş, şerefli bir felaket olarak sayıyorum.

    Duvarlar, ezilmiş hayvanların kan lekeleri ve rengini kaybetmiş, köpeklerin bile yatmayacağı pis hücrelerde geçen haftalarım içinde bir ışık sızacak kadar küçük deliği olmayan, tavanı basık bir inde, hayır bir in değil, mezarda, ışığa güneşe ve hayata hasret çekerek geçirdiğim günlerim, uykusuz gecelerim, yarın benim için acı fakat övünçlü hatıralarım olacaktır.
    bunlardan yılmış değilim. Bilakis bahtiyarım.

    Yuvamın dağıtılmış olmasına, eşimin bir türk anası olmak şerefini kazanacağı günlerde çektiği dayanılması güç ızdırapları ve akıttığı gözyaşlarını unutmamış olmama ve bugün hayat kavgasında minimini yavrusuyla tek başına kalmış olmasının ruhunda yarattığı fırtınalara rağmen bahtiyarım.

    TÜRKÜ SEVDiM, SEVECEĞiM.
    Ama bunun sonunda ızdıraplar varmış, felaketler varmış, hatta karşılaşılacak türlü kahpelikler doluymuş.
    Hepsi kabul!

    TÜRK IRKI SAĞOLSUN!"
    ···
  • +1
    allahverdi bağırov
    Allahverdi Bağırov, Karabağ futbol takımının kaptanı ve teknik direktörü olmuştur. 1988 yılında Karabağ'ın maçı bittikten sonra Karabağ'da ilk askeri birliklere katılmıştır. Allahverdi Bağırov'un ilk askeri başarısı 12 Haziran 1992'de Aranzemin Savaşı'nda olmuştur. Aranzemin Köyü üzerine yapılan savaşlarda 100 ermeni askeri öldürülmüş ve 10 düşman tutsak alınmıştır. Kendisinin en büyük kahramanlığı ise Hocalı'da tam 1003 esiri ermenilerin elinden kurtarmak olmuştur.

    Allahverdi Bağırov herkesten önce giden tek komutan idi. Çok ciddi, titiz bir askerdi. Bir köyü işgalden kurtarınca dedi ki:

    "Kim köydeki halkı yağma ederse veya evlerden bir şey çalarsa, doğma oğlum olsa bile öldüreceğim. Biz hırsızlığa gitmiyoruz, toprak almaya gidiyoruz."

    Ocak 1992'de Allahverdi Bağırov'un komutanlık yaptığı birlik Nahçıvanlı Köyü'nde işgalcilerin tüm canlı kuvvetini ve askeri araçlarını darmadağın etmiş, 150 savaşçı ile Askeran Kalesi'ne kadar ilerlemiş, Pircamal Köyü'ndeki tüm yükseklikleri ele geçirmiş, Ketük Köyü ile karşılıklı pozisyon kurmuştu. Bu işlerin tamamlanması ve ermeni bayraklarının Azerbaycan bayrakları ile değiştirilmesi 2 saat sürmüştür.

    14 Haziran 1992'de acil görev için geri, Ağdam'a çağırılan Bağırov'un olduğu askeri araç mayına bastı. Araçta bulunan diğer üç asker sağ kalsa da, kendisi, şoförü ve nizami doktor şehit olmuştur.

    Tankçı Sevvil Abbasova'ya göre 'onu ancak belgelerinden tanıyabildiler'
    ···
  • +20 -5
    kara kuvvetlerinin kullandığı hafif silahlar
    Yavuz 16: 9 mm çapında yarı otomatik tabanca.
    Standart hizmet tabancası. Baretta 92 adıyla MKEK tarafından lisans altında üretilmektedir.

    Kılınç 2000: 9 mm yarı otomatik tabanca.

    Standart subay tabancası. Çek yapımı CZ 75' in Türk versiyonu.

    Kobra: 12 kalibre yarı otomatik tüfek.

    Standart ordu tüfeği. Türk yapımı

    Baba: 12 kalibre yarı otomatik tüfek.

    Standart ordu tüfeği. Türk yapımı

    MP5: 9 mm hafif makineli silah.

    MKEK tarafından lisans altında üretilmektedir. MKP5 kullanımdadır.

    MKEK MPT-76: 7.62 mm muharebe tüfeği.

    MKEK tarafından üretilen milli piyade tüfeğidir. Türk yapımıdır. Silahın dağıtımı devan etmektedir.

    HK G3A7: 7.62 mm muharebe tüfeği.

    Eski standart hizmet tüfeğidir. MKEK tarafından lisans altında üretilmiştir. MPT-76 ile yer değiştirmektedir.

    HK 33: 5.56 mm saldırı tüfeği.

    ikincil Askeri Hizmet Tüfeği. MKEK tarafından lisans altında üretilmektedir.

    HK416: 5.56 mm saldırı tüfeği.

    Özel Kuvvetler tarafından kullanılmaktadır. MKEK tarafından lisans altında üretilmektedir.

    M16A4: 5.56 mm saldırı tüfeği.

    Özel Kuvvetler tarafından kullanılmaktadır. Amerikan yapımıdır.

    M16A2: 5.56 mm saldırı tüfeği.

    ikincil Askeri Hizmet Tüfeği. Amerikan yapımı.

    M4A1: 5.56 mm karabina.

    Özel Kuvvetler tarafından kullanılmaktadır. Amerikan yapımı.

    KNT-308: 7.62 mm keskin nişancı tüfeği

    Türk yapımı.

    JNG-90: 7.62 mm keskin nişancı tüfeği.

    Bora-12 olarak bildiğimiz yerli üretim nişancı tüfeği

    MSG-90: 7.62 mm yarı otomatik keskin nişancı tüfeği

    Standart yarı otomatik keskin nişancı tüfeği. MKEK tarafından lisans altında üretilmektedir.

    Dragunov SVD: 7.62 mm yarı otomatik keskin nişancı tüfeği

    Irak ve Rusya' dan alınmış, bazı yakalanan teröristlerden çıkan tüfekler. Sovyetler üretimi.

    Accuracy international PM: 7.62 mm keskin nişancı tüfeği.

    Birleşik Kırallık üretimi

    Sako TRG 42: .338 Lapua keskin nişancı tüfeği.

    Finlandiya üretimi

    EDM Arms Windrunner: 7.62 mm keskin nişancı tüfeği

    Envanterimizde düşük sayıda bulunmaktadır. Bordo Bereliler tarafından kullanılır. Amerikan yapımı.

    Gepard: .50 BMG Anti-materyal keskin nişancı tüfeği

    Macaristan yapımı.

    Barrett M82: .50 BMG Anti-materyal keskin nişancı tüfeği.

    Deniz Kuvvetleri tarafından kullanılmaktadır. Amerikan yapımı.

    istiglal: 14.5 mm Anti-materyal keskin nişancı tüfeği

    Azerbaycan ile ortak üretim

    McMillan Tac-50: .50 BMG Anti-materyal keskin nişancı tüfeği.

    Amerikan yapımı

    MG3: 7.62 mm hafif makineli tüfek.

    Standart hafif makineli tüfek. MKEK tarafından lisans altında üretilmektedir.

    PKM: 7.62 mm genel amaçlı makineli tüfek.

    Sovyetler üretimi eski silah.

    Browning M2: 12.7 mm ağır makineli tüfek.

    Amerikan yapımı.

    M60 Makineli Tüfeği: 7.62 mm genel amaçlı makineli tüfek.

    Deniz Kuvvetlerinde UH-1 helikopterlerine kapı silahı olarak kullanılır. Amerikan yapımı

    M249 SAW: 5.56 mm genel amaçlı makineli tüfek.

    Bordo Bereliler tarafından kullanılır. Amerikan - Belçika ortak yapımı.
    ···
  • +4
    ordumuzda rütbeler
    Er ve Erbaşlar

    Er
    Onbaşı
    Çavuş
    Uzman Onbaşı
    Uzman Çavuş

    Astsubaylar

    Astsubay Çavuş
    Astsubay Kıdemli Çavuş
    Astsubay ÜstÇavuş
    Astsubay Kıdemli ÜstÇavuş
    Astsubay Başçavuş
    Astsubay Kıdemli Başçavuş

    Asteğmen

    Subaylar

    Teğmen
    Üsteğmen
    Yüzbaşı
    Binbaşı
    Yarbay
    Albay
    Tuğgeneral
    Tümgeneral
    Korgeneral
    Orgeneral

    Genelkurmay Başkanı

    Mareşal

    Üsteğmen - Yüzbaşı: Bölük Komutanı
    Binbaşı - Yarbay: Tabur Komutanı
    Albay: Alay Komutanı
    Tuğgeneral: Tugay Komutanı
    Tümgeneral: Tümen Komutanı
    Korgeneral: Kolordu Komutanı
    Orgeneral: Ordu Komutanı
    ···
  • +7
    verdiğim sözü yerine getirmediğim için yaşayamam
    "VERDiĞiM SÖZÜ YERiNE GETiREMEDiĞiM iÇiN YAŞAYAMAM!"

    57. TÜMEN KOMUTANI REŞAD BEY

    Günlerce süren savunmaları sonucu Yanya’yı teslim ederken Reşad Bey ağır yaralıydı. 33 yaşındaydı. istanbullu’ydu.

    iyileşince hemen cepheye koştu.

    17. Alay Komutanlığı görevindeyken Muş'un Rus işgalinden kurtarılmasında önemli rol oynadı. Bu cesur atılımıyla Kolordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa'nın takdirini aldı ve taltif edildi.

    Ardından 53. Tümen Komutanlığı'na getirilerek Suriye cephesinde görevlendirildi. Buradaki muhaberelerde ön cephede savaşırken 1918'de ingilizlere esir düştü.

    Reşad Bey ağır geçen esaret günlerinden kurtulur kurtulmaz 1919'da millî mücadeleye katıldı.

    Hayatı savaşarak geçmişti. Harp Okulu’dan çıkalı 27 yıl olmuştu ve ancak iki kez gidebilmişti evine, doğduğu istanbul’una…

    Bu kez boyunduruk altındaki ülkesinin bağımsızlığı için savaşmaya gidiyordu.

    Mustafa Kemal tarafından hemen 11. Kafkas Tümeni Komutanlığı’na getirildi.

    Kurtuluş Savaşı’nda inönü ve Sakarya muharebelerine iştirak etti. Olağanüstü başarı göstererek 57. Tümen Komutanlığı görevine atandı.

    Bu görev yeri Büyük Taarruz’un ve dolayısıyla ülkenin kaderini etkileyecek en kritik mevkii idi…

    Büyük gizlilik içinde yürütülen son hazırlıklar bitmiş, 26 Ağustos, yani Büyük Taarruz günü gelmişti. Şimdi beklenen taarruz saati idi.

    Miralay Reşad Bey’in 57. Tümeni’ne, Çiyiltepe, Kızıltaş, Kızlaryaylası adlı birbirinden sarp ve yüksek üç tepe düşmüştü. Bu tepeleri alacak ve Mehmetçik’in Akdeniz’e ulaşacak en önemli engellerini ortadan kaldıracaktı.

    Ama kolay değildi.

    Bu tepeler önceden düşman tarafından ağır silahlarla donatılmıştı. ingiliz kurmay subaylarına göre bu tepelerin aşılması imkansızdı.

    Ve sabaha karşı Mehmetçik “Allah Allah” sesleriyle taarruz başladı.

    Topçular bütün ateşi bir tepeye yöneltmişti. Diğer iki tepe pek ateş almıyordu. Piyadeler birinci tepeyi hemen zapt etti.

    Fakat topçu ateşi almayan tepeler dayanıyordu. Üstelik topçuya mermi yetiştirmek güç şartlarda zorlukla başarılıyordu.

    Cephe Komutanlığı’ndan yazılı telefon alındı:

    “57. Tümen Komutanı Miralay Reşat Bey’e; umumi vaziyete tesir ediyorsunuz, harekâtınızın yavaşlığı bütün harekâtı geciktirmektedir.”

    Başkomutan Mustafa Kemal, I. Dünya Savaşı’ndan beri tanıdığı ve hep güvendiği Miralay Reşad Bey’in iki tepeyi alacağına inanıyordu. Ancak zaman azalıyordu. Tepelerin alınması gecikiyordu. Topların tepelere ulaşamaması düşmana dayanma gücü veriyordu.

    Reşad Bey kıtalarının önünde hücuma kalkıyor, ilerliyordu. Ama tepeleri ele geçiremiyordu.

    Kafası hep telefon yazısında idi; evet, Başkomutan haklıydı. Emir Subayı Refik Selimoğlu ile Başkomutana haber yolladı; yarım saate kadar emri yerine getirilecekti. Sözü sözdü.

    Tepelerde dayanan 7. Yunan Tümeni’ne haddini bildirilecekti.

    Ardı ardına hücumlar yaptı...

    Yarım saat geçti…

    iki tepe alınamadı…

    Miralay Reşat Bey şerefli bir askerdi. "Verdiğim sözü yerine getiremediğim için yaşayamam" diyerek beylik tabancasıyla intihar etti.

    Ardından bir veda yazısı bıraktı:

    “Verdiğim sözü tutamadığımdan dolayı artık yaşayamazdım.”

    Miralay Reşad Bey’in ölümünden kısa bir süre sonra Mehmetçik tüm engelleri aştı; artık ilk hedefi Akdeniz’di…

    Reşad Bey, Türk askerinin onuruna ne derece düşkün olduğunun ne ilk örneğiydi, ne de son örneği…

    Vatan onun gibi haysiyetli askerlere minnettardır…

    Düzenleme: Alıntı falan okuyun amk şuku da vermeyin önemli değil
    ···
  • +2 -7
    enver paşaya yazılmış marş
    Hoş gelişler ola, kahraman Enver Paşa
    Bir emir ver orduna, Kafkas Dağı'nı aşa
    Askerin, milletin, bayrağınla çok yaşa
    Arş arş arş ileri ileri, dönmez geri, Türk'ün askeri
    Sağdan sola, soldan sağa Al da Bayrağın düşman üstüne

    Cephede mitralyöz, ayna gibi parlıyor
    Türkistan Türkleri bayrak açmış bekliyor
    Arş arş arş ileri ileri, dönmez geri, Türk'ün askeri
    Sağdan sola, soldan sağa Al da Bayrağın düşman üstüne
    ···
  • 0
    sevmediğim kızlar beni seviyor
    Güldürdün bin
    ···
  • +1
    serkan duy sesimi yeni altınci
    istiyoruz Türk Dünyası adıyla haber paylaşırız ortak şeyler paylaşırız bizi de unutmayın amk
    ···
  • 0
    neden sadece osmanlı sizi tatmin ediyor
    Olabilir tabi ki ama biz romanın zütünü ağzında attırmış bi milletiz Osmanlıdan da önce Osmanlıyı bilsinler ama daha önce ne yaptığımızı da bilsinler
    ···
  • +1
    400 bin ak genç savaşa hazırdır
    Hatırlarsanız sılho iti köpeklerini sokağa salmadan önce giymiştiler bu kefeni ama nedense o hdp li itlerin karşısında elleri bozkurt olanlar vardı rabia olanlar değil

    Dipçe: Herkes için demiyorum birisi yırtık dondan fırlamasın
    ···
  • 0
    uyan artik mumin kardesim
    Yazık sana kardeşim şu olanlara rağmen MHP karşı diyorsun ya ne diyelim. Allah akıl fikir versin
    ···
  • +1
    neden sadece osmanlı sizi tatmin ediyor
    Eyvallah
    ···
  • 0
    neden sadece osmanlı sizi tatmin ediyor
    Mesele utanma meselesi değil ben osmanlıyım derken. Artık yanlışa doğru gidiliyor. Geçen gün bir Osmanlı Tarihçisi (!) -ki bence tarihçi falan değil buna sittiri çekecekler- Osmanlıyı anlatırken birden şu cümleyi kullandı: "Bana Türkten cumhuriyetten bahset diyenler bunlsrı bilmiyor." dedi. Bir şey anlatıyordu fetihle alakakı. Hatta daha sonra çıktı ermenilerin bize isyan etmesini bile cumhuriyete bağladı. Ne yazık ki Türküm demezsek bu tür değişikler çoğalacak. Yoksa gocunmak değil olay
    ···
  • 0
    neden sadece osmanlı sizi tatmin ediyor
    Ben demek istediğini anladım ama ben Türk kelimesini Hunlardan beri var olan bir ırk için kullanıyorum. Maalesef ki Anadolu Türkleri ne devlet adından dolayı Türk denmiş gibi algılanıyor. Türk dediğind öyle anlaşılıyor dediğin doğru. Ama bu yanlışı kırmamız gerekiyor
    ···
  • daha çok