• 0 / 0 / 11 entry
  • 5 başlık
  • 2 trend
  • 307.26 incipuan

steelseriesrival100 oybirinci nesil normal

  • 0
    insanları nasıl köleniz yaparsınız üşüşün
    hmm ilgonç
    ···
  • 0
    sözlüğün gelmiş geçmiş en iyi arşivi
    Çok yararlı rezzzzz
    ···
  • 0
    büyük karakol baskını 1984
    rez devam edilecek
    ···
  • 0
    afrika da nasıl zengin olduğumu anlatıyorum
    okunacak
    ···
  • +1 -1
    1 türk 1 kürt 1 laz 1 ermeni 1 yunan
    1 arap 1 fransız 1 ingiliz 1 siyahi 1 ateist 1 müslüman 1 yahudi 1 hristiyan birbirine eşittir.Din dil ırk farketmezsizin tüm insanlar eşittir. Unutmayınız ki insanlar değil devletler düşmandır.
    ···
  • 0
    film indirmek için hangi siteyi kullanıyorsunuz
    bi kenarda dursun lazım olur
    ···
  • 0
    ülke yönetip eğlenebileceğiniz oyunlar
    rezrezrezre
    ···
  • 0
    yabancı dizi öneriyorum buyrun
    rez bakıcam
    ···
  • +5
    türk askerini güldürmek isteyen ölümle korkutsun
    el-bab bölgesinde 16 askerin şehit olduğu çatışmalarda yaralanan askerlerden konyalı komando uzman çavuş osman şen'in söylemi. karakter sınırı olmadan "türk askerini güldürmek istiyorlarsa ölüm ile tehdit etsinler".

    saldırı sonucu kulak zarı patlayan ve vücudunun çeşitli yerlerinden hafif yaralanan şen, gazi olmanın gururunu yaşıyor. kalıcı işitme kaybı ihtimali bulunan şen'in, tedavisi memleketi konya'da sürüyor.

    "abdullah" isminde 1,5 yaşında oğlu olan şen, birliğine dönüp silah arkadaşlarına destek vereceğini günü sabırsızlıkla bekliyor.

    yaklaşık bir yıldır çocukluk hayali olan, kahramanlığını tüm dünyanın bildiği türk ordusunda görev yaptığını ifade eden şen, başarıları dilden dile dolaşan bir ordunun neferi olduğu için hep şükrettiğini söyledi.

    olay günü el-bab'ta yoğun çatışma bilgisi gelince takviye için bölgeye gittiklerini aktaran şen, "el bab'ın en kritik yeri olan hastane tepesi'nin deaş'tan temizlenmesi isteniyordu. burası her noktayı gördüğü için önemi çok büyüktü. özel kuvvetler ve kayseri komando birliği buraya yöneldi. biz de geri planda emniyetini aldık. yoğun çatışmaya girildi. biraz kar, tipi ve sis vardı. türk askeri her zaman her yerde kendini gösterdiği gibi orada da gösterdi. ilerlemeye devam ettik" diye konuştu.

    - "şahadet şerbeti içmek herkese nasip olmaz"

    şen, soğuktan ve silah atışlarından korunmak için güvenlik tedbiri alarak kısa süreliğine zırhlı aracın içerisine girdiklerini, bir süre sonra saldırıya uğradıklarını belirterek, şöyle devam etti:

    "atılan roketatarın delici ve ısı yayan mühimmatı içinde bulunduğumuz zırhlı aracın önünden girip arkasından çıktı. 10 kişinin olduğu aracın içerisi bir anda karanlık ve duman oldu. göz gözü görmüyordu. yöneldiğimiz kapıyı açamadık. 'kapıyı açın, yoksa boğulup öleceğiz' diye bağırdım. hüseyin arkadaşımız allah'ın da izniyle kapıyı tekmeleyerek açtı. diğer arkadaşlarım kapıyı görmüyordu. 'kapı açıldı, dışarıya çıkın' diye bağırdım. kendimizi bu şekilde zehirlenmekten koruduk. hepimiz yaralandık. dışarıya çıktığımızda durumu ağır olan kardeşimize yardım için bağırdık. hemen destek geldi. şahadet şerbeti içmek herkese nasip olmaz. peygamber efendimize komşu gidiyorsunuz. herkes şehit olmayı ister. içimizde korku yok. türk askeri hiçbir zaman korkmaz. türk askerini güldürmek istiyorlarsa ölüm ile tehdit etsinler. birlik beraberliğimiz olduğu sürece, hiçbir terör örgütü karşımızda duramaz. biz de allah inancı var."

    - "biz ölümden korkmayız"

    birlikte yemek yediği, su içtiği arkadaşlarının yanlarında olmayı çok arzuladığını vurgulayan şen, allah devlete ve millete güç verdikçe hiçbir askerin kanının yerde kalmayacağını bildirdi.

    "bizim kahramanlığımız bitmez. bir osman gider bin osman gelir, bir ahmet gider bin mehmet gelir. ne kadar terör örgütü olursa olsun biz her zaman karşılarında olacağız. allah'ın izniyle de hepsinin üstesinden geleceğiz" ifadelerini kullanan şen, şunları kaydetti:

    "biz ölümden korkmayız. ölürsek biliriz ki şehadete erişiriz. bu inançla yaşıyoruz. 15 temmuz darbe girişiminde tankların, topların, mermilerin önünde duran bu millet, allah'ın izniyle darbe girişimini önledi. böyle bir devlet, millet ve orduya sahibiz. tüm zorluklara göğüs geriyoruz. dört bir yanımız düşmanlarla dolu. buna rağmen hiçbir zaman yılmadık, sonuna kadar da yılmayacağız. bizim bayrağımız kanla çizildi. hiçbir güç, düşman unsuru, terör örgütü, bayrağımızı yere indiremeyecek. indirmeye kalkan olursa biz onu indiririz."

    böyle düşünen aslanlarımız olduğu sürece bu vatan ilelebet payidar kalacaktır.
    ···
  • +10
    bir avuç süt tozuna giden memleket
    zaten alıntı olduğunu belirttim.
    ···
  • +693 -41
    bir avuç süt tozuna giden memleket
    Sene 1948…
    ikinci dünya savaşı sona ermiş, ABD kesenin ağzını açmış, ekonomisi çöküntüye giren ülkeleri Sovyetler'e kaptırmamak için Marshall planını devreye sokmuştu. Türkiye dahil 16 Avrupa ülkesine hibe şeklinde gönderilen yardımların en önemli kalemi süt tozu'ydu.

    Sadece hibe etmiyorlar, ilkokul çocuklarına içirilmesini şart koşuyorlardı. Teneke kutularda gönderilen süt tozu, öğretmenler odasındaki gaz ocaklarında suyla karıştırılıyor, kaynatılıyor, çocukların evlerinden getirdikleri bardaklarla servis ediliyordu. Tadı sütten biraz farklıydı, ağır bi kokusu vardı, 1960'lara kadar zorla içirildi.

    Raf ömrü uzundu, o dönemlerde buzdolabı filan olmadığı için sayın ahalimiz tarafından pek takdir edildi. E madem bu kadar beğendiler, hadi bakalım, sayın ahalimize süt tozu satılmaya başlandı. Amerikalılar bizi öz kardeşi gibi sevdiği için (!) kâr amacı gütmeden, sevabına sattılar. Sütün litresi 100 kuruş, süt tozunun kilosu 30 kuruştu, sayın ahalimiz üstüne atladı, adeta bağımlısı oldu.

    Ucuz olmasına rağmen, Amerikan malı olduğu için “kaliteli” kabul ediliyordu. Süt tozu yerine süt kullanmak, ilkel bi davranıştı!

    Bu arada süt üreticisi ölmüş, mandıralar iflas etmiş, amaaan bana ne'ydi.

    Yardımlar sadece süt tozuyla sınırlı değildi. Para verildi, bisküvi verildi, margarin verildi, Amerikan bezi verildi, hurda savaş gemileri, dandik tanklar verildi. Bunların karşılığında incirlik gibi askeri üsler alındı, petrol arama faaliyetlerimiz durduruldu, emekleme aşamasındaki uçak fabrikalarımız kapatıldı, yerli demiryolu hamlemiz takozlandı, tarım bağımsızlığımızda ilk gedik açıldı.

    “Siz zahmet edip üretmeyin, yorulmayın, ben hepsini beleşe veririm” deniyordu. Yardım ayağıyla, açları besliyor, tembelliğe alıştırıyor, yerli üretimi durduruyor, kendine bağımlı hale getiriyor, üstüne “sempatik” görünüyordu. Allah ABD'ye zeval vermesin diye dua ediliyordu.

    Böyle böyle, avantayı görünce yelkenleri suya indiren bir toplum yaratıldı, milli çıkarların yerini “beleş” aldı.

    Sonuç olarak Abd "radyasyonlu" olduğu için kendi halkına yedirmediği şeyleri halkımıza yedirdi.
    Bu tarihlerden sonra anadolu tarihinde ilk kez çocuk felci vakaları görüldü ve de sonraları çocuk felci aşısı ‘rutin aşılar’ arasına sokuldu.
    Bu aşılarda bizlere büyük paralarla satıldı.

    Koskoca memleket bi avuç süt tozuna gitti.

    -A- (Alıntı)
    ···