merak ettiniz mi? gibimizde bile değil. fakat anlatıyoruz. çünkü, biz geliyoruz!
bildirime başlamadan önce, olanları ilk olarak ben biraz daha hikaye gibi anlatmak istiyorum. (liseliler ve okumak isteyenler için)
tarih: belirsiz
yer: inci laboratuarları seviye 4, nobrain/danimarka
saat: 12.30
ılık zütlerden biri olan ve bütün bu sosyal hareketin führer'i olan inci odasında kara kara düşünmekteydi. aslında sosyal düzenin beşinci yılı, onun için bir umut yılıydı. çünkü ilk iki yıl çok iyi geçmişti, aralarına katılanlar bu düzenin maddi ve manevi değerlerini sağlam bir şekilde temeline oturtmak için çabalamıştı. fakat zaman ilerleyip, üçüncü yıla gelindiğinde ise alt ve geçiş formlarını kapsayan varlıklar topluluğu olan 'liseliler', vaad edilmiş topraklarda kurulmuş bu düzeni muallak barbarlar gibi yağmalamaya, kendileri için kullanmaya ve bu düzeni çökertmeye, çatlatmaya başladılar. bu o kadar tehlikeli bir hâl almaya başlamıştı ki... ardından dördüncü yıla girildi bu süre içerisinde. üçüncü yılda sarsılmaya başlayan sistem, görevini yerine getirmeyi başaran yerel @2 toplulukları ve 'zaaaaaa xd xd-savar'ları vaad edilmiş topraklara bilinmeyen yollarla getiren
feta sayesinde çökmekten kurtulmuştu. ancak dördüncü yılın gelip çatmasıyla, z.a.a virüsü taşıyan 'zütüncü' ırkı bu topraklara akınlar ederek sisteme çok büyük yaralar verdi. vaad edilmiş topraklar üzerindeki yaşam alanlarında çok az birinci-ikinci nesil ve olumlu değişimler gösteren üçüküncü nesiller kalınca, bunların hepsi araştırma birimi ile birlikte en üst düzey korumaya sahip, ar-ge niteliği taşıyan inci laboratuarlarına alındı. fakat şöyle bir gerçek vardı ki, laboratuarın dışında kalan nesillerin çoğu ölmemişti. hepsi z.a.a virüsü kapmış haldeydi ve dışarıda kalanların tahmini olarak yüzde doksanı üçüküncü nesildi. ve bu zombileşmiş nesiller dışarıda sürekli geziniyor, virüslerini yayacak ve beslenecek nesil mensuplarını arıyorlardı. zombi üçüküncüler ve zütüncüler derken, aradan bir yıl geçti. beşinci yıla gelinmişti, artık yeni bir umut vardı. yeni oluşan nesil laboratuar görevlileri tarafından kontrolle bu dünyaya getiriliyor, döl israfı olan am feryatları ise imha ediliyordu. fakat her umudun bir engeli olduğu gibi bu sürecin de bir engeli vardı.. z.a.a virüsüne sahip zütüncüler ve aynı virüsü taşıyan diğer nesiller. bunlar, sonunda inci laboratuarlarının yerini bulmuş ve dev, metal bir yarım küreden oluşan(yarısı toprak altında) laboratuar'a saldırmaya başlamışlardı. hemen ardından bu inci'ye bildirilmişti. inci ise, en kararlı suretini takınarak "artık zamanı geldi." dedi. artık zamanı gelmişti alarmı vermenin.
uzun saçlarını savurdu bir kere sağa, ardından sola. zamanı gelmişti. odasıyla diğer birimlerin bütün irtibatını tek tuşla kesti. 'inci'nin odası' ile diğer birimler arasında bütün bağlantılar kopmuştu şimdi. odasındaki masanın arkasında bir kitaplığı vardı, ve orada onlarca kitap. fakat bunlardan sadece biri zamanı gelenlere ulaşıyordu. uzun, ince parmaklara sahip ellerini kitaplığın orta rafındaki o kitaba uzattı. 'ingilizce iş çıkışı adama am günü yağ'. o kitabı çekmesinin hemen ardından "in ci we trust" diye fısıldadı, ardından kitaplık yanlara doğru huur amı gibi genişleyerek yerini bir asansöre bıraktı. asansörde iki tuş vardı, biri inci'nin odasının bulunduğu seviye dördü gösteriyor, diğeri ise inci hariç varlığından kimsenin haberdar olmadığı seviye beşi. fazla uzatmadan, elini 'seviye 5' yazan tuşa dokundurdu ve asansör dakikalar boyunca aşağı indi. seviye beş'e geldiğinde ise, etraf toprak derinliğinden dolayı biraz daha sıcaktı, fakat kapıdan içeri girinci ortamdan dolayı üşüdüğünü hissetti. buraya nden gelmişti? buraya gelmesinin sebebi, zamanı gelenleri almaya gelmesiydi. zamanı gelenler.. mehdiler.. kendi içinde onlara 'düzenin mehdileri' diyordu, fakat bu hiçbir zaman dinsel bir şey olmamıştı. sadece anlam açısından. bu iki varlığı düşündü. ikisi de tamamen zıt kutuplara ait olan iki varlık. bunları, herhangi bir tehlike anında ortaya çıkarmak üzere, bu düzeni oluşturmadan önce mistik yollarla oluşturmuştu. ne olursa olsun onların herhangi bir nesli yoktu, onlar bir nesle ait değildiler. ve bir tehlike anında gelip düzenin tekrar sağlanması üzere inci'ye yardım edeceklerdi. ya da onun umduğu sadece buydu. fakat umduğunu bulamayacak, bulduğunu yiyecekti. düşüncelerinden sıyrıldıktan sonra seviye beş boyunca ilerlemeye devam etti. seviyenin sonlarına geldiğinde, o çok şaşıracağı manzara ile karşılaştı. normalde, bu iki varlık dört katmanlı bir tüp içerisindeki soğuk bir sıvıda, donmuş hâlde duruyor olmalıydılar. inci onları bir tehlike anında kendi kendine erimeye programlamıştı. ve inci asıl tehlikenin şimdi başladığını düşünüyor, onları ısıtmaya gelmiş bulunuyordu. fakat erime çok daha önce, zütüncü nesiller saldırdığı zaman başlamıştı. ve bu iki varlığın eksi kutbu olan 'seri eksi veren ibine' öyle büyük bir hızla eritmişti ki bulunduğu kabı, yerinde yoktu. ve bir not bırakmıştı. "sevgili inci. tehlike zamanının geldiğinin farkındayım. ve yerimden çıkıyorum. ait olduğum yere, dışarıya gidiyorum. kaderimi gerçekleştirmeye. ve şu yanımdaki amk salağı hâlâ donmuş bir hâlde. geldiğinde beni burda bulamazsan, sakın ondan medet umma. o justin bieber dinleyen bir muallak, göreceksin. eksilerle, seri eksi veren ibine" inci ise biraz şaşkınlıkla mektubu okudu, ve ardından yandaki tüpün erime işlemini hızlandırdı.
seri eksi veren ibinenin asıl bildirisi
gibinizde bile değiliz, gibimizde bile değilsiniz. bakın muallakler. size sesleniyorum. üçüküncü ve zütüncü nesiller. hepinizin dıbına koyayım. neden mi? sözlüğü bahçelievler belediyesi gençlik ve spor parkına çevirdiniz amın feryatları. yaktınız, yıktınız lan. bir zamanlar bir onur, bir gurur olan @2'liği darmaduman ettiniz. üçüküncü nesiller, aranızdan dört elin parmaklarını geçmeyecek sayıda olumlu değişim gösterenler oldu. fakat kalanlarınız.. intikam günleri geliyor. inci'nin yeni bir sayfa açıp eski günlerine dönebileceği bu sezonu sizin batırmanıza izin vermeyeceğim. vermeyeceğiz. ve bu kadar küfürden sonra, size seri eksi veren ibine'yi açıklamak isterim. biz inci sözlük'ün mehdileriyiz, ama dini manâda değil. dinle alâkası yok. sadece anlamsal olarak. ve adetin yerini bulması için, sözlüğe ilk inen mehdi kötü olanınız, yani ben. maddelerle size hareketimin felsefesini anlatayım.
-s.e.v.i üçüküncü ve zütüncü nesillere ve bu ruha sahip olan diğer nesil mensuplarına karşı içten ve samimi bir isyandır.
-s.e.v.i bu sözlük içinde asla şuku vermeyecektir.
-ve liseli tespit edildiği anda hedefe kilitlenilir. zaman=eksi oy formülünden, eğer zaman varsa tespit edilen liselinin başlık altı da dahil olmak üzere yazdığı her şey eksilenir. fakat zaman yoksa istediğiniz gibi eksileyebilirsiniz. ve içinde saçmalık, döl israflığı barındıran herhangi bir başlığa özel, o başlığa yazan herkes eksilenir. ben buna "parti" derim.
-benim inci sözlük yönetimiyle hiçbir zorum yok. sorunum liselilerle.
-üçüküncü ve zütüncü nesiller değişemiyorsa sözlükten uçurulmalı, yok edilmelidir.
dipnot:gece gece yazdığım herşey bu kadar. daha sonra genişletecek ve daha iyi bir şekilde size bunu açıklayacağım.
okuyamayan muallakler için özet geçersek, kısacası yapacağım şey şudur. saçma bulduğum herşeye eksi vereceğim. tabi işin normali de bu fakat burada liseli muallakleri eskilerimle gibeceğim. umarım anlamışsınız.
eksilerle,
seri eksi veren ibine