Ne diyordu? heh buydu amacı. Son entrysi derken şaka yapmıyordu. Sözlükteki son entryrisi olacaktı. Buraya neden geldiğini anlamıştı ama artık o amaca ihtiyacı kalmamıştı sanki. Kendisini 23 yaşında ve erkek göstererek karışmak istemişti bu mecraya ama 18nde bir amlıydı neticede. Şuana kadar bunu gizleyerek takılmıştı sözlükte. Kimlik kazanmıştı, başka biri oluvermişti şimdi veda zamanıydı diye düşündü. "Ben buyum ve olduğum şeyden mutluyum" diyebiliyordu. Mutlu olması için 23 yaşında erkek olması gerekmiyordu, anlamıştı. Silik yemek için namika mesaj atıcaktı birazdan. Sözlükte son dakikalarını geçiriyordu. Herkese bu başlıkla veda etmişti. Entrysini şunla bitirdi:
"SON"

Düşündü, sözlüğe neden kaydolmuştu ki? Eğlenceli? Yoo uzun zamandır kolay kolay mizah çıkmıyordu. Başka neydi ki burda aradığı? Am züt meme değildi onu da biliyordu. Farketti yavaş yavaş. Baştan beri bi amacı vardı burda. istediklerini söyleyebilmek, istediği kişi olabilmekti. Sona yaklaştığını anladı. Son entrysini yazmak üzere entrysini sonlandırdı.

Nickaltısına gitti. Son iki entryi daha önce görmemişti. Yüzü gülmüştü. Hemen entrysini girdi "annem yaşındaki komşumu nasıl becerdim onu anlatıyorum" şeklinde. Sonra orjinal başlığı kontrol etti ve "yaşımdaki" değil "yaşındaki" yazdığını farkedip entrysini editledi. Başlığına döndü, gazozundan bir yudum daha aldı. Ne kadar amaçsızdı şu yaptığı. Biliyordu bu başlığın sözlüğün tozlu sayfalarına karışacağını, kafasına koymuştu ama bi kere yazacaktı. Yazmaya devam etti.

(bkz: annem yaşımdaki komşumu nasıl becerdim anlatıyorum)

Birazdan kendine nickaltı girecek ve başlığını bknz. Olarak verecekti ( tabi bu da giblenmeyecekti.) Çay içmeden önce şimdi gazoz canı çekmişti birden ve gazozunu yudumluyordu. Gönder tuşuna basıp nickaltısına gitti.

Baktı ama bi tak anlamamıştı. Ayrıca başlığını yenileyince bir çugu aldığını farketti. Nedendi ki şimdi? Başlığa mı aldanışmıştı, yanlış bir başlık mı seçmişti? Üstelik bi altında da " Yeter amk" entrysi gözüne ilişti. Sonra neden insanları takıyorum ki,dedi. Bir çay içmek istemişti şimdi. Burayı bitirdiğinde kendine çay yapacaktı. Ama bazı planları vardı.

Başlığını 3 4 kez yeniledi ama tık yoktu. Yine böyle olacağını anlamıştı aslında. En son tamamen kendi kendisine yazmaya karar verdi. Ekrandaki yansımasına acıyarak baktı. Kendi kendine "sanal alemde bile giblenmiyosun lan" dedi ve gülümsedi. "Nasıl toplumda dikkat çekerim?" Diye düşündü ve trend başlıklara göz atmak üzere 3. Enrtyi bitirdi.

Helada kuzu kuzu bırakırken bir yandan düşündü. "Ya kimse rez almazsa"diye. Ama sonra kimse rez almasa da devam edeceğine karar verdi. Taharetini alıp ellerini sabunla güzelce yıkadıktan sonra telefonunu aldı. Yazarken düşüncelere daldı. Şimdi bir hikaye uydurmalıydı, hayali ciksi bir komşu edinmeliydi. Milf olacaktı böyle. Niye yapıyordu ki bunu, bi anda sorguladı kendini. 2 3 liselinin takdirini kazanmak için miydi? Yoksa gerçek hayatta bi şey anlatırken göremediği rezleri görmek için mi? Diye düşünürken "guzzibuzzi" nickli yazarın entrysini gördü ve ona hak verdi. Üçüncü entrysini yazmak üzere noktaladı.

diye başlık açtı. Ne yazacağını düşünüyordu şimdi. Ekrana baktı mal mal 3 dakika falan. Komşu fantezisini bırak hayatında hiç milli bile olamamıştı halbuki. Bu başlığı da "yeter ki biri uğrasın başlıklarıma" diye açmıştı. Sıçmak üzere telefonunu masaya kaldırıp helaya gitti. Usulca eşofmanını-donunu indirdi. Başlığına yazacağı ikinci entryi düşünmeye başladı.
En son ilk entrysini şu cümleyle sonlandırmıştı:
"2 3 reze anlatıyorum."

"Sevişti bir bakir ile bakire, erkeğine milli dediler kadınına fahişe" dizesindeki dişi muhattabındır.
(bkz: ahlak)
(bkz: töre)

Modern dönemde baya çığır açmış şey olsa da şimdi aklı olmayıp fikri olanların fikirlerini sistemleştirip sindirmeden yuttuğudur.

muallakler niye sadece filmi yazmışsınız filmini gibiyim asıl kitabını okuyun zütler ben böyle şaheser görmedim

Büyüme sancıları çeken liseli bir kardeşimiz bu Holden. Büyümüş hali Aylak Adamdaki başkarakter. Bittim ben buna.

Breaking Bad .avi

Sırf starbuckstan içmiyor diye kendini kapitalist düşmanı , kahraman gibi hisseden de tıpkı sırf adı var diye starbuckstan içenler kadar maldır.

Sensual giflerin cirit attığı bi yer. Çok özgün sanatsal çalışmaları olan insanlar da var ama genel olarak depresif, ergen,aşk acılı, anorekgib, intahara meyilli, muallak,huur barındıran bi yer

Tespitin anasına tenis topu yerleştirmişsin

Akşam güneş hafif batarken, gökyüzü hafif tozpembeye çalkalanmış, yollar bomboş , araba sürüyorsun sağında ay çiçeği tarlaları kalıyor ve sen sürmeye devam ediyorsun ıssız yerlere doğru.
işte bu onun müziğidir.

Çizgi filmlerde hani kovalamaca sahneleri oluyo ya hah işte onun müziği bu

(bkz: barok müziği)
(bkz: sarabande)

Ford arabalarının sahibi Henry Ford'un yahudilerin karanlık gizli kalmış yüzlerini ortaya çıkaran kitabıdır. Kitap ilk yayınlandığında kitaplar toplatılıp yakılmıştır. Döneminde nazi almanyasında çok tutmuştur.
Okuyun yani zütverenler

Rez alın.

Medeni olmanın önündeki engel. Yasaksız bir şey yapamayan insanlar üretir. insanlar kendilerine ortak bir otorite yaratır. Birbirleriyle anlaşmak için. Halbuki bunun için birbirleriyle aynı şeyleri düşünmeleri gerekir. Devlet aynı -ya da en azından yakın- düşünen bireyler üretmeye başlar. Suni bir mutlak gerçeklik yoktur oysaki ve bu yüzden bireyler ebedi mutluluğu asla bu dünyada bulamayacaklar.

Henüz izlemedim. içinde bir çok türden eleştiri barındırıyor gibi -özellikle siyasi-. Ama baştaki sufi atasözü dikkatimi çekti.
"Hiçbir çölde taş yemenin yasak olduğu yazmaz."
Normal olan hiçbir insan taş yemez çünkü. insana yasakların neden olduğunu ve varlığının gereksizliğini düşündürtüyor.

Yiyin gari