- 0 / 0 / 29 entry
- 2 başlık
- 140.47 incipuan
sdage north önüncü nesil normal
-
0
aslında seninle
Belki bir gün tekrardan birbirimizin gözlerinin içine bakıp eş zamanlı ağlarız, öyle normal ağlamakta değil. Acı böyle, nefesi kesen, ama biliyorum bu dünyada imkansız. Hoş ola, gibtir et. -
+24 -1
ilk sigaraya nasıl başladınız
Yaklaşık 10 yıl önce, zamane sevgilimden sigarayı bırakma sözünü aldıktan sonra ne kadar ciddi olduğumu belirtmek için onun tekrar başlaması benim de başlayacağım anldıbına geldiğini belirtmiştim. Tutmadı sözünü, nur içinde yatsın. -
0
peki ya siz ne yapardınız
"Pour y poser tes peines
Et ton corps porcelaine"
"to put your penalties and your porcelan body* -
0
peki ya siz ne yapardınız
https://www.youtube.com/watch?v=2j3weXr6Q7Y
"Pour toi, j’aimerais construire
Un château blanc de neige" -
0
peki ya siz ne yapardınız
hala aklımda o olay vardı, anlam veremiyordum. aylar önce bu dünyadan kopmuştum ben de oyuna yöneldim. bambaşka bir dünya ve bambaşka biri olduğum bir oyuna. pazartesiye bağlanan bu gecede güneşin yavaş yavaş doğmasıyla bugün okula gideceğimi farkettim. hep böyle oluyordu, okula gideceğimi güneş doğunca farkediyordum. bir önemi yoktu, daha fazla uyku saati sağlıyordu bana sadece. aradan bir yarım saat sonra bilgisayarı kapatıp üstümü giymeye yelteniyordum ki babam odaya girdi bana alışkan olduğu yüz ifadesiyle bakıp hızlı olmamı gözleriyle anlattı. beni kafasına göre okulda uyuyan, dersleriyle ilgilenmeyen ve arada kaybolup, gelen birisi olarak görüyordu. herkes öyleydi, gerçeği ben bile algılayamıyor iken onlara nasıl anlatabilirdim? -
0
peki ya siz ne yapardınız
https://www.youtube.com/watch?v=HMbCVK7kPcA
"and now i watch you fall away from me" -
0
peki ya siz ne yapardınız
kalktım, mutfağa doğrulup babamın paketinden bir dal sigara alıp yaktım, ciğerlerime çektim. perdenin köşesinden içeriye sokak lambasının ışığı giriyordu. sigaranın pamuğun ucuna gelip sönmesini izledim, bu gecenin de geçen herhangi bir geceden farkı yoktu, bilinçsiz, gereksiz ve en önemlisi amaçsız. sıfır kelimesi çok hoştur aslına bakıldığında, sıfırdım. -
0
peki ya siz ne yapardınız
peki ya kendime ne kadar güvenebilirdim? aklıma?
o otobüste olduğum gerçeği ne kadar doğru? peki ya olmadığım? bilmiyordum...
düşünüyordum birçok olasılığı ama hala bilmiyordum, bilemiyordum. kendimi kaybetmiştim. otobüs durağına oturup beklemeye başladım, otobüsüm geldiğinde kulaklığı tekrar kulağıma taktım eve doğru giderken yolları izledim. son 3 aydan bu yana hiçbir şey değişmemişti aslen, güvenemediğim bilincimin bana oynadığı oyun ve ilk defa mezarının yanına gitmiş olmamın dışında. anahtarı deliğinde çevirirken çıkan o sesten hala nefret ediyordum, kulak tırmalıyordu. bugün pazardı, sabah saatleri. yatağa yatıp tekrar doğrulduğumda ise pazartesi gecesiydi. -
0
peki ya siz ne yapardınız
otobüs durağına tekrar yürümeye başladım, elimi istemsizce cüzdanıma zütürüp ne kadar olduğuna bakmak istedim. 4.5 tl vardı, önce farketmedim, anlam veremedim. sonra aklıma su aldığı geldi cüzdanımı tekrar cebime koyarken suya 50 kuruş verdiğimi hatırladım. evet cebimde 8 lira vardı ve 3 tl ekgibti. umrumda değildi o 3 tl ama içimden bir şey gerçekliği yüzüme vuruyordu sanki. o 3 tl için endişelenmemin tek sebebi otobüsün 3 tl olmasıydı. dünden beri perdelediğim gerçek yüzüme vuruyordu. -
0
peki ya siz ne yapardınız
yakından geçen kimsenin bile umrunda olmadığımı sabah onun mezar taşının yanında uyandığımda farkettim. güneşin sol gözüme yavaşça vurmasıyla gözlerimi açmam bir oldu. telefonda hala o bankta otururken kulağıma fısıldadığı şarkı çalıyordu kulaklıktan kısık bir şekilde, melodiyi anımsıyabiliyordum. kim bilir kaç saattir ardarda çalıyordu... kulaklığı kulağıma taktığımda şarkı bilmem kaçıncı kez başa sardı ve sol cebimdeki paketten son sigaramı da çıkartıp yaktım. ayaklarımı birleştirip onun mezar taşına yaslandım ve daha önce onunla hiç birlikte uyumadığımız gerçeğini hatırladım. tekrar gözlerim doldu, kafamı yukarıya kaldırdım ve güneş gözlerimi yakarken sigarayı tekrar içime çektim. şarkı bittiğinde de kalkmıştım zati. -
+1
peki ya siz ne yapardınız
dinleyen bir yandaş var mıdır? şarkı önerisinde bulunacağım da o taktirde. -
+1
peki ya siz ne yapardınız
ilk defa onu gördüğümde hissettiğim o yanmayı hissediyordum. uzaktan gözlerime netleştikçe artan o yanmayı. yavaşça beyninden vücuduna doğru bir lav misali dökülüyor, terletiyor. acı veriyor. hayalle gerçeği algılayamayacak kadar dağılmıştım ve bu duruma şuanda hiçbir mantıklı açıklama getiremiyordum. yanlış duymuşumdur diye kendimi inandırmaya çalışarak otobüs durağına gittim ve oranın sorumlusuna birdahaki otobüsün saat kaçta geleceğini sorduğumda otobüs saatlerinde kaza nedeniyle aksama olduğunu söyledi. mantıklı hareket edemiyordum. yapabileceğim tek bir şey vardı, geri döndüm. -
+1
peki ya siz ne yapardınız
cumartesiler... uzun zaman önce benim yaşama sebebim olan günler. onca sağlıksız düşünceler içinde boğulurken her cumartesi kendimi onun yanına atardım. ve şimdi, onun sesini birkez daha duyamayacak olmanın acısıyla mezarının yanına yığılmıştım, ağlıyordum. burada durduğum her saniye beni daha da fazla onun yanına sürüklüyordu ama benim lanetim buydu. ölemezdim, gidemezdim yanına. bunu haketmiyordum. doğruldum ve bacaklarımda acıyla otobüs durağının yolunu tuttum. saatlerin geçtiğini ve susadığımı hissettim, en yakın bakkala adımım atıp suyumu alırken yan tarafta konuşulanlara kulak misafiri oldum. bir otobüsün kaza yaptığından ve 23 kişinin patlama sonucu hayatını kaybettiğinden bahsediyorlardı. -
+1
peki ya siz ne yapardınız
bunu kaldıramadım, çok fazla gelmişti bu duygular bana ve bunlar saliseler içinde yaşanıyordu. bir anda gözlerimin karardığını biliyorum ve sonra tekrar aynı mezarın başındaydım, yere yığılmıştım ve en garip tarafı ise hala kalbim delice çarpıyordu ama o sıkışma hissi gitmişti. bunaltı gibiydi, aşırı derecede bir bunaltı gibi. mezar taşının köşesine oturdum ve sessizce tekrardan ağlamaya başladım. kimseler yoktu, hava bulutluydu ve bugün cumartesiydi. -
+1
peki ya siz ne yapardınız
o anlara dair son hatırladığım şeylerden birisi gözümü yakarcasına bana yansıyan ışıktı. korna sesi kulağımda çınlarken vücudumda bir anda ansızın bir titreme hissettim, kalbimin ritimleri kulaklarıma ve beynime baskı yapıyormuş gibi hissettiriyordu. kendimi tarif edilemez bir bunaltı içinde buldum, sanki klostrofobim vardı ve ben sadece benim boyutumda olan kapkaranlık bir kutuya sıkışmıştım, üzerimde ağır derece bir baskı vardı ve terler döküyordum. -
+1
peki ya siz ne yapardınız
hiçbir zaman sağlıklı bir insan olamadım, tenezzül dahi etmedim. kendi düşüncelerim ve fikirlerim doğrultusunda boğuluyordum ve bunları bastıran ergenlik etkeni vardı. her şey allak bullak oluyordu, düşüncelerim ve davranışlarım, hal hareketlerim birbirine uymadığı her saniye kendimle kavgaya tutuşuyordum. mezarın başından ayrıldığımda paramparçaydım. ayaklarımdaki son dermanla otobüse bindim köşeye geçtim ve eve giderken oturduğum yerde gözlerim yavaşça kapanıyordu. gözlerim acıyordu, hissiz bir acıydı, boş. o kadar fazla ağlamıştım ki gözlerim her ışık gördüğünde daha da fazla acıyordu. -
+4
peki ya siz ne yapardınız
pek fazla süre geçmemişti üzerinden. 3 ayın sonunda mezarının başında bulmuştum kendimi, yine elbette ki bir cumartesi günüydü. 3 ay varamamıştım oraya. haraptım, elimdeki sigarayı dudaklarıma zütüremeyecek kadar bitap. mezar taşında yazıyor ismi, doğum ve ölüm tarihi ama tek sorun ben algılayamıyordum. 3 ay önce gecenin bir saatinde gelen telefondan sonra ne oldu bilmiyorum, 3 ay geçmişti ve ben... ben buradaydım. - daha çok