CHUCK NORRiS

konu kilit

söyle panpa

bir tanede benden

temel ingiltereye kafeye gitmiş,

hesabı almaya mini etekli taş gibi bir kız geliyor, diyor ki "six peni"

temel anlıyor "gib beni" kızı tuvalete zütürüp başlıyor pompaya,

kız bağırıyor: "no fuck, no fuck!"

temel: "ufak mufak idare edicen artık."

eyvah johnny hoca!

900

liseliler bilmez.

konular ürolojiye gelince tekrardan ısınırsın sen.

efendim anneciğim?

up beyler

sanki geri kalanında dünyayı kurtarıyordun amk

geçenlerde prezervatif lazım oldu, utanıyorum öyle her yerden de alamıyorum neyseki süpermarketler satıyo, bindim topkapı bağcılar tramway hattına, mahaleden uzaklaşıp tanınmayacağım durakta indim. baktım karşıda market var şimdi ismini vermeyeyim reklam olmasın amk.

ulan bu seferde mağaza hayvan gibi kalabalık amk turluyırum içerde bi saat oldu bir buçuk saat oldu derken tenhalaştı mağaza hemen prezoyu kapıp kasaya gidicem, bi tane kız vardı şişe dibi gibi gözlüğü var bu önünü bile göremiyordur amk dedim birde bir çirkin tövbe estağfurullah burnu var kanca gibi bir nefeste havadaki oksijenin yarısını sömürüyordur kesin, böyle siyah saçlı birşey, kafanızda canlandırın ya da canlandırmayın daha iyi amk.

neyse beyler tam prezoyu aldım kasaya doğru ilerlyorum arkamdan hayvanın biri bir geçirdi yere yığıldım ulan noluyo amk derken herif yerde kolumu tuttu sus lan sapık diyo tam kurtulucam elinden izbandut gibi bi tane daha geldi tuttular beni bırakın lan falan diyorum, kasiyer kız ayy diye çığlığı kopardı.

birden gözüm kasiyer kıza takıldı içim acıdı beyler zavallı korkudan elini yüzüne kapatmış, elini bir çekti var ya içim parçalandı kız korkudan burnunu koparmış amk nasıl bağırıyo acıdan galiba, çok sinir oldum nasıl küfrediyorum gibecem ulan sizi falan derken beni yaka paça dışarı attılar üzerime kapıyı kilitlediler. herkes toplandı amk.

kapıyı yumruklayıp küfrettim bu iş burada bitmez diye. bi baktım mahalleli habercileri çağırmış kameraman geliyo, çek bunları kardeş çek! dedim, tramwaya bindim ve gittim.

o iki yarmayı halen arıyorum beyler dava açıcam, o çirkin zavallı kasiyer kızı bulursam ikna edip dava açtırıcam, en azından estetik parası çıkar zavallı düşen burnunu yaptırır.

uzun bir aradan sonra devam etmeye hazır mısınız amk

up beyler, üşüyoruz jon snow reyizz

ayık olun ;)

http://imgim.com/o-game-o...hrones-promo-facebook.jpg

Nicki Amuda kalkmış bir gib
Birde Onuncu nesilmiş gibik
Yazmış yazmasına ama beyni ekgib
işte Seni bir daha böyle yazma diye gibtik

adam kör olduğu için istanbulu kudüs sanmış galiba amk

okuyan yoksa yazmıyorum amk

ufak bir mola

var mı okuyan beyler?

johnny, yalan dedi inanmam.

jayden; o zaman yarın seninle buluşmaya gelirken jenny'nin elindeki lüks çantaya iyi bak çünkü o justin'in hediyesi dedi.

johnny içten içe kızmaya başladı, bu şüphe onu içten içe kemiriyordu. bir yanı jenny bunu kesinlikle yapmaz derken diğer yanı aksini idda ediyordu. tam da bu kaosun pençesindeyken jayden bedenini johnny'e yaklaştırdı. göğüslerini ona sürttü elini bacaklarından kasıklarına doğru gezdirirken kulağına şehvetle; herkesin bir sırrı vardır johnny, dert etme dedi.

johnny birden kendine geldi ve jaydeni iterek ardına bile bakmadan hızla ortamı terk etti.

jayden, onun arkasından tebessümle; sanırım değerli arkadaşım jenny'e artık küçük bir sürpriz yapmanın vakti geldi diye düşündü. En sevdiği çantayı ona hediye edersem ne kadar sevinir kimbilir, diyerek mağazanın yoluna koyuldu.

artık yeter dedi, johnny. senin derdin ne? ne istiyorsun benden, biliyorsun. Niye beni zor durumda bırakıyorsun.

jayden yıllanmış kaşarların geleneksel taktiğini kullandı ve anlayamadım? diye cevapladı, yapmacık ve yalan bir ifadeyle.

johnny; nasıl anlayamazsın jayden? jenny ile ikimizi kastediyorum. niye bizi zor durumda bırakmaya çalışıyorsun. görmüyor musun ben onun için her şeyi göze aldım. dişimle tırnağımla geleceğimiz için çalışıyorum. anlamıyorum mu sanıyorsun laf arasında soktuğun tamirci imalarını dedi.

jayden; madem gizlin saklın yok niye ona gerçeği söyleyemiyorsun johnny dedi?

johnny; araba tamircisi olmamın onun için sorun olmayacağını biliyorum, zamanı gelince bunu ona da anlatacağım dedi.

jayden dalga geçerek güldü, sence günümüzde jenny gibi güzel bir kızın bir tamirci ile ilişkisinin sürebilmesi mümkün mü dedi.

johnny sesini yükselterek yeter dedi. bu senin anlayamayacağın bir şey, paradan, hayattan, aldığımız nefesten daha da öte, ve jenny ile aramızda.

jayden'in yeşil gözleri sinsice parıldadı ve gülerek ve aşk karın doyurmuyor bebeğim dedi.

Johnny; aç kalırım, susuz kalırım, fakir kalırım, hasta olurum ama ölmem çünkü bana jenny'nin aşkı yeter, dedi.

jayden; sen yokken kuzenim justin ile beraber buluşmalarımızda jenny'nin aklına hiç gelmiyordun dedi.

johnny beyninden vurulmuşa döndü. çünkü henüz bu ucuz yalana inanacak kadar saf ve temiz duyguların insanıydı.

johnny'nin hesaba katmadığı tek şey jenny'nin, üniversitenin değiştirdiği her saf genç kız gibi özentilik ve tikilik vasıfları kazanmasıydı. jayden bunu gayet güzel biliyordu. herşey onun için sona ermişken artık johnny'nin iplerini ellerinde tutuyordu.

jenny ve johnny ile arkadaş ortamında her buluşmalarında sürekli imalarda bulunuyor, johnny'i gizliden zor durumda bırakıyordu. johnny, durumu elinden geldiğince kotarmaya çalışıyor ancak gidişatın kötü olduğunu sezebiliyordu. jenny'i kaybetmek şu hayatta en son isteyeceği şeydi artık, hemde her ne pahasına olursa olsun.

jenny'nin onu her haliyle kabul edeceğine inanıyordu, çünkü onu seviyordu. bu dünyada aşktan daha önemli bir bahane olabilir miydi onlar için? aksini düşünemiyordu.

jayden'in kendini sıkıştırmasından bıktığında onunla özel olarak konuşması gerektiğini düşündü johnny, ve jaydeni kenara çekti.

garaja girdiklerinde jayden gördüklerine inanamamıştı. johnny'nin gizlediği yüzünü gördü ve aklından geçen binlerce fesatla birlikte yeşil gözleri ışıl ışıl parıldadı.
sessizliği michael bozdu; kolay gelsin kardeşim, bayanın arabası yolda arıza yapmış, bizim johnny onu eskisinden daha da iyi yapar dedim, bu arada... Jayden; johnny demek bizden gizlediğin o meşhur işin buymuş diyerek michael'in sözünü kesti.

michael, demek tanışıyorsunuz ne kadar güzel dedi, sanırım marş motorunda sorun var ben yedek parçacıya gidiyorum sormaya diyerek dükandan ayrıldı.

jayden hemen; burada çalıştığından jenny'nin haberi var mı? dedi. gayet ilgi çekici bir iş.

johnny, en kısa zamanda söylemeyi düşünüyordum diye konuyu geçiştirmeye çalıştı. ancak karşısındaki profesyonel kaşarın bu yemi yutmayacağını bilmiyordu.

(bkz: johnny sins in yürek burkan gerçek hikayesi)

başlıyorum biraz toparlıyim amk baya uzak kaldık

beyler başlıyorum var mı dinlemek isteyen