Şırnak/uludere 2.komando taburuna bağlı olan Taşdelen sınır Jandarma komando karakolu bölük komutanlığı teröristler için stratejik öneme sahip, ıraka kaçış istikameti olan Uludereye bağlı taşdelen mezrasında kurulmuş olan ve bölgedeki Asıl faaliyeti kaçakçılığı ve Bölgedeki Aşayişi önlemek için kurulan jandarma karakoludur...

Tarihler 14 Mayıs 1992 gösterir
Taşdelen mezrasına bir gelin alayı gelir...
Bu gelen gelin alayının içinde gelin tarafının Ailesindenmiş gibi görünen pkk lı teröristler ve çeyiz sandıklarına gizlenmiş keleşler rpg7 ler bixi ler, havanlar vardır...
Teröristler Düğünün verdiği hareketlilikten yararlanarak köylülerin evlerine dağılıp saldırı emiri gelene kadar evlere mevzi alırlar..

Tarihler 15 Mayıs 1992 gösterir...
ilk şok ateşi köyün içerisinden gelir...
Köyün içinden karakolu adeta mermi yağmuruna tutarlar...
Mehmetçikler köyden gelen ateşi fark edip Ateş etmekte tereddüt ederler...
Verilen şehitlerin bir kısmı burda verilir

2.saldırı karakolun diğer karakollarla ve tabur merkeziyle irtibat kurması için hakim tepede bulunan Telsiz Rölesine Gelir...
Telsiz rölesi ağır hasar alır
Karakolun diğer birliklerle iletişimi kesilir
Mehmetçik destek çağıramaz artık...
Sabaha kadar 90 mehmetçik 600 teröriste karşı kahraman gibi Taşdelen jandarma karakolunu savunur...
Tabur merkezi hatlarda arıza olduğu için taşdelen karakoluna sabaha kadar çağrı yapar...
Karakolun telsiz rölesi ağır hasar aldığı için karakol çağrıya cevap veremez tabur merkezi durumu şüpheli görür ve oraya helikopter desteğiyle beraber bir keşif kolu yollarlar...
Helikopter pilotları karakolun kanlı bir çarpışmada olduğunu telsiz rölesinin ağır hasar aldığı bundan dolayı karakolun iletişiminin koptuğunu anlarlar ve acil destek isterler...
Destek gelene kadar Aslan gibi direnir karakoldaki mehmetçikler...
Çatışma öğleye kadar sürer...
Karakol komutanıyla beraber 32 mehmetçik şehit olur 22 yaralı ve 2 kayıp verirler...
Rabbim şehadetlerini kabul etsin
Biz onları bedenen öldü bilsekte...
Onlar gökyüzünde Bayrak Nöbetine devam ediyorlar...

Hayat her zaman insana ikinci bir sans verir, hayatın karşına neler çıkaracağını bilemezsin...
Senden başka kimse değerli değil bu dünyada senin değerini anlamayan üzülsün...

Belki bunları okuduktan sonra umarım hayatınızda birşeyleri değiştirmeye başlar ve hayatınızı ona göre şekillendirirsiniz...

1)iyi tanımadan hiçbir insana bağlanma...

2)Yalanını Yakaladığın insanın Düzeleceğini düşünme...

3) insanlara Doğru değer ver Hak etmeyeni sil...

4)Asla Dönüpte Arkana bakma...

5)Hak Ettiğin sevgiyi Alamadığın zaman üzülme sorun sende değil...

6)Seni Sevenlerle Kullananları iyi Ayırt et...

7) kafanda bitirdikten sonra iki damla göz yaşıyla bir tatlı söze yumuşama, Acı ceken sen olursun

8)seni dinleyip Anlama niyeti olmayanlarla gereksiz tartışmaya girip acıklama yapmaya kalkışma...

9)sorunun olduğu zaman seni dinleyen insanları asla gözardı etme...

10)insanlarahak ettiğinden fazla değer yükleme...

11)kendine saygını yitirecek olan hiçbir şeyi yapma...

12)gidenin ardından bakma

13)kendinin Herkesten daha önemli olduğunu unutma...

1)Kayseri komando tugayı Türkiyenin en köklü komando birliklerinden biridir
Kıbrıs barış harekatına katılmış ve beş parmak dağlarına havadan indirme yaparak savaşın seyrini değiştirmiş önemli bir birliktir

2) ayrıca bu birlik Türkiyenin ilk Komando ve Hava indirme Tugayıdır Ayrıca bununla beraber burda Tsk Personeline subay, astsubay, uzman erbaşlara ve erlere paraşüt ve hava indirme kursu verilir

3)birliğin merkez komutanlığı kayseridede olsa 1993-1995 yılları arasında. Osman pamukoğlu döneminde hakkari dağ ve komando Tugayına Destek birlik olarak gönderilmiş ve hala orada konuşlu güneydoğuya kaydırma birlik olarak giden Kayseri komando Tugayına bağlı üç tabur şırnak uludere, hakkari derecik, hakkari şemdinlide konuşlu seyyar taburları vardır
Bu taburlar Neredeyse şırnak-hakkari arasında ayak basmadık yer ve girmedik çatışma bırakmamışlardır

4) 1992 den günümüze kadar bu Tugay terörle mücadelede aktif kahramanlıklar göstermiş ve hala gösteren terör örgütüne ağır kayıplar verdirmiş olmakla beraber sınır ötesi operasyonlarda kendinden başarıyla söz ettirmiş şüphesiz Türkiyenin en iyi komando Tugayıdır

5) ayrıca Tugayın Göstermiş olduğu kahramanlıklarından dolayı Tugay Sancağına verilmiş 3 Üstün cesaret ve refagat madalyası ve 2 Tsk Şeref madalyası almış " TÜRKiYENiN EN ENDER BiRLiKLERiNDENDiR "...

Aynen dayıcım

Saol dayıcım amacım öyle yok teyzemin kızını yok ablamı yok halamı bilmem ne yaptım gibi entrylerle değilde insanların Milli ve Tarihi olarak bilgi vermek ve bu konu hakkında insanları aydınlatmak...

Töh
(Tirrek Özel harekat )

Doğrudur dayıcım
Hatta bazıları için değersiz gibi görünsede mesele bazıları istesede istemesede ordaki kardeşlerimizle Tarihten gelen bir bağımız var...
Bu saygısızlığı yapmak Anadolunun bir bölgesinden savaşmaya gelmiş ve Memleketinden km lerce uzakta birilerinin ada parçası dediği yer için Şehit olmuş 1200 Vatan evladını Görmezden gelmek demektir...
Ayrıca kıbrıs konusunda bu kahramanlarıda göz önünde alarak taviz vermemeli ve sahiplenmemiz gerekir...

Amin dayıcım
Allah bütün şehitlerimize rahmet eylesin sonuçta gurbette olsa onlar vatan toprağı ve Türkün namusunu ve onurunu korumak için savaştılar...
Hepsinden Allah razı olsun...
Umarım bu kahramanlarında degeri bilinir...

Bunu ilk defa sana söylüyorum. Bazı entryler varki yok kürdü dövdüm,yok teyzemin kızını gibtim, sınıftaki kızı gibtim gibi öyle boş ve saçma sapan entryler görüyorumki bu ve bu tür seyleri okumak bile zaman kaybı en azından Böyle kültür tarih hakkındaki şeyleri yazıyorumki gençlerimiz bilinçlensin ve milli kimliklerini yitirmesin diye...
Okuduğun için tesekkür ederim *

Valla dayı en fazlabu kadar özet çıkarabildim onuda parça parça kestim

1962 yılında herşey kıbrıstaki rumların adadaki Türklerden kurtulmak için akritas planını ortaya koymasıyla yani adadaki Türkleri yok ederek rumların adanın tamdıbını ele geçirmeye çalışması ayrıca kıbrısın hellen toprağı olduğunu ve adanın tamamen yunanistana bağlanmasını amaçlayan planı ortaya koyarlar...
bu tarihten sonra kıbrıslı rumlar yunanistandan silah,para,cephane yardımı alırlar bu yıldan sonra adada ne yazıkki Türklerin aleyhinde gelişmeler olur...
tarihler 21 aralık 1964 yılını gösterir...
rumlar bir gece Tüm Dünyanın şahit olacağı barbarlık ve vahşilikle Adadaki Kıbrıslı Türkleri kadın,çocuk,yaşlı demeden tarihte eşi az rastlanacak bir katliamla Kıbrıslı Türkleri şehit ederler...
ne yazikki adada Türk barış gücü alayında doktor olan yzb nihat ilhanın eşi ve çocuklarıda vahşice öldürülerek şehit edilirler...
ve bu facia tarihe 'kanlı noel' olarak geçer...
http://www.anamurunsesi.c...tindeki-cocuklar-anne.JPG (yüzbaşı nihat ilhanın eşinin ve çocuklarının cesetleri )

http://file2.npage.de/012113/47/bilder/arp1.jpg (katliamda şehit edilen türkler )

yine bu tarihlerde Türkiye Cumhuriyeti kıbrıstaki Türklere yapılan katliamları gerekçe göstererek ve konuyu natoya taşır ancak oy çoğunluyla natoda bu karar kabul edilmez
ancak Türkiye cumhuriyeti hiç olmazsa kıbrıs Türkünün yanında olduğunu göstermek için kıbrısa havadan müdahale etme kararı alır...
emir dönemin eskişehir 1.ana jet üssü komutanı olan tümgeneral ihsan aksoleye verilir
ihsan paşa,hv plt yzb cengiz topelinde başında bulunduğu 5 kişilik pilot grubuna görevi verir...
göreve göre gece jetler eskişehirden kalkarak rum hava sahasına girerek rum topraklarında kritik görülen hedefler vurulacaktır...
görev kabul edilir verilen kısabir brifing sonrasında yüzbaşı cengiz topelin komutası altında 5 Türk jeti rum hava sahasına doğru hareket ederek kritik olan hedefleri başarıyla vururlar ne yazikki karadan gelen bir füzeyle cengiz topelin uçağı vurulur ve uçağının yara almasına rağmen diğer uçakların zaman kazanması ve üsse dönebilmesi için rumları oyalarak büyük bir kahramanlık göstererek uçağının düşmesine yakın rum cephaneliğini hedef alıp kamikaze dalışı yaparak uçaktan atlayıp kurtulur ve rumlar tarafından bulunarak çeşitli işkenceler sonucu
şehit edilir...
http://www.imgim.com/cengiztopelsm.jpg (şehit hava pilot yüzbaşı cengiz topel )
http://www.imgim.com/topel8.jpg (yüzbaşı cengiz topel f100 super sabre isimli jetin kokpitinde )
1968 yılında bıçak kemiğe dayanmıştır Türkiye Adaya Müdahele kararı almıştır ne yazikki yeterli miktarda tank çıkarma gemisi ve personel çıkarma gemisi olmadığından harekat yapılamaz
bu tarihten sonra ecevitin emriyle kocaeli/gölcük tersahanesinde tank çıkarma ve personel çıkarma gemilerinin yapımı kararlaştırılır...
yine bizde askeri hastane gemisi olmadığından istanbul deniz işletmelerinden 4 vapur alınarak ve çeşitli modernizasyondan geçerek askeri hastane gemisi olur...
http://www.imgim.com/ordu6.jpg
(vapurdan bozma askeri hastane gemisi )
Bu sırada erbakan önderliğinde bir mühendis grubu alman hecker koch firmasından lisans alarak g3 piyade tüfeğinin mermilerinin üretilmesi için kırıkkale fişek fabrikasını kurar...
tesizler rumlar tarafından dinlendiği için harekatın başlama şifresi dönemin dış işler bakanı olan turan güneşin kızı 'AYŞE TATiLE ÇIKSIN'' şifresiyle harekat başlar
bu arada adada Rumlar, çatışma yıllarında, özellikle Mücahitleri etkilemek için, mevzilere yakın yerlerde, radyolardan, 'Bekledim de gelmedin' şarkısını çalarak, Türkiye'nin müdahalesini bekleyen Kıbrıs Türkünün moralini bozmaya çalışır, 1974 yılı 19 temmuzu 20 temmuzu bağlayan gece nihayet kayseri hava indirme tugayı kıbrıs semalarından paraşütlerle kıbrıs topraklarına inerler bu sırada Bayrak Radyosu kanalından, 'Bu kadar yürekten çağırma beni/Bir gece ansızın gelebilirim' şarkısıyla karşılık verir...
http://www.haberkktc.com/galeriler/2/29331.jpg (dönemin haberi MEHMETÇiK KIBRISTA )
http://www.aljazeera.com...._471337.jpg?itok=WSrltNgi (türk askeri paraşütle indirme yapıyor) bolu komando tugayına bağlı birlikler beş parmak dağlarının eteklerine kadar ilerlerken bu sırada Askerlerimiz denizden karaya iki noktadan çıkarma yaparlar verilen şehit ve yaralıların büyük çoğunluğu çıkarma esnasında oluşur ( sahil şeridinin ve kumsalın 6 metre kandan dolayı kıpkırmızı olduğu söyleniyor ) Adaya çıkan ilk bölüğün komutanı daha yıllar genelkurmay başkanlığı yapacak olan piyade kurmay yüzbaşı i.başbuğ ve bölüğüdür...
https://s-media-cache-ak0...b7aa06907a1dbecde980e.jpg (Türk askeri denizden çıkarma yaparken )
yapılan bu harekatta genelkurmay arşivinde kimliği belli olan ve belli olmayanlarla beraber toplam 1200 askerimiz kıbrıs Türkün şerefini ve namusunu korumak için şehit olmuşlardır...
ruhları şad olsun...
TARiHiNi VE MiLLETiNi BiLMEYEN NESiLLER TARiHiN KARANLIK SAYFALARINDA KAYBOLMAYA MAHKUMDUR... ( GAZi M.KEMAL ATATÜRK )

O adam bilmem farkındamısın ama devleti dolandırdı ve gibtir olup turt dışına çıktı araştır istersen

Tarih 30 ağustos 1922 yılını gösterir...
30 ağustos sabahı Mazisi Şanla ve şerefle dolu Türk ordusu adeta Yunanın üstüne şimşek gibi çakmış ve geriye Yunanlılardan afyon ovasında bıraktıkları mağlubiyetin ağır izleri kalmıştır...
memleketin dört bir yanından ve kumandanlıklardan M.kemalin akşehirdeki karargahına tebrik telgrafları gelir...
o sırada Atatürkün yaveri salih bozok gelir ve yunan ordusu başkomutanın esir alındığı ve karargahta olduğunu huzura çıkmak için bekletildiğini söyler...
-içeri alınmasını emreder Atatürk...
az sonra tedirgin ve korkulu bakışlarla yunan ordusu başkomutanı trikopis gelir
esir bir askerdir, hayatı Mustafa kemalin iki dudağının arasındadır artık...
aklından Türklere yaptıkları katliamlar ve barbarlıklarları geçirerek kendi sonununda böyle olacağını düşünür...
o korkuyla içeri girer birde bakarki mustafa kemal Atatürk hafif tebessüm ederek yanına gelir elini sıkar ve trikopisin silahını nazik bir şekilde isteyerek alır (ordu geleneğinde esir alınanın rütbesi neyse onun rütbesine denk biri silahını alabilir )
trokopis gördüğü manzara karşısında şaşkınlıkla tam subay kılıcınıda verecekken Mustafa kemal Atatürk reddeder ve ona bir subay kılıcının o subayın şerefini ve onurunu temsil ettiğini ve kılıcını alamayacağını söylerek eliyle masasın yanında bulunan tabureye oturmasını nazik bir şekilde teklif ederek halini hatırını sorduktan sonra teselli ederek kendisine kahve söyler ardından Mustafa kemalin ağzından tebessüm ederek yunanlı komutana karşı şu cümleler dökülür...
-SiZ BiZiM ESiRiMiZ DEĞiL MiSAFiRiMiZSiNiZ RAHAT OLUNUZ...
O gün bir kez daha Mustafa kemal Atatürk savaş Meydanında ve kahramanlıklarıylada olduğu gib düşmanına bile güleryüzle yaklaşarak bir kere daha centilmenliğiylede ve zafer kazanmıştır...

Beyler bundan yaklaşık 5 yıl önce vatani görevimi jandarma komando olarak şırnak/beytüşebap 6.jandarma komando taburunda yaptım...
Meselenin aslına gelecek olursak o zamanlar Tunceli soğukpınar jandarma karakoluna bir grup oç tarafından yapılan taciz atışında karakolun sağlam bir şekilde karşılık vermesiyle pkk lı binler arkalarında 6 leş bırakarak kaçmışlar...
Tabi bu 6 leşten 2 sinin bizim oraya defin için gelineceği için olası bir provakasyon ihtimaline karşı müdahale için şırnak il jandarma Alay komutanlığı ilk önce bizim tabura,ilçe jandarmaya ve ilçe emniyet müdürlüğüne olası tedbirleri almamız için gerekli bilgileri verdiler...
iki üç gün sonra 2 leş belediyeye ait cenaze araçlarıyla bir beraber bir kalabalığın toplandığı pkk paçavralarıyla birlikte slogan atıldığı bilgisi ilce jandarma ve ilçe emniyet müdürlüğü tarafından bizim tabura bildirilince gerekli tedbir ve önlemlerimizi alarak
Bir kısım Toplumsal olaylara müdahale ekipmanlarımızı giyerek bir kısımda silahlı destek unsur timi olarak zırhlı araclarla beraberilçe emniyetten toma desteği alıp mevzunun cereyan ettiği yere vardık...
Olayın cereyan ettiği yerde Kalabalık grubun slogan atarak ve kırmızı yeşilli sarılı çaputlarla ve ellerine ne geçtiyse alıp slogan atarak bzim tarafa geldiklerini gördük ilginçtir bacak kadar çocuğun bizim tarafa taş attığını gördüm (o.ç larının amacı taş atarak ve küfür ederek askeri tahrik ettirmek ve askerin ordaki imajını zedelemek ) oç ları örgüt leyhinde slogan atarak ellerine ne geçtiyse almış kaldırım taşımı demessin, kürekmi demessin ele geçecek ne varsa bizim tarafa atıp çöpleri fln yakıyolardı...
şükürki tahrik oyunlarına flngelmedik.
bardağı taşıran son damla ise bizim bölüğe zimmetli bir otokar cobranın dere yatağından sivil kişilerce keleşlerle araca ateş ettiği telsizlerden bildirilince http://www.imgim.com/1175252_oed8d.jpg (keleşle taranan otokar kobranın ön kısmı 28 mermi izi mevcut ) bizzat tabur komutanımızın emriyle tüm istasyondan tüm sorumluluğun kendisinde olduğunu elinde silah olan kim varsa direk indirmemizi ve araçlara binilmesini ve araçların bu bin kurularının üzerine sürülmesi emrini ve sert müdahale emrini verdi bunlar üstlerine gelen kirpiyi kobrayı görünce az önce taş ve havai fisek atıp bize küfür eden binler çil yavrusu gibi dağıldılar polislerde sağolsun ellerine kim geçtiyse jopu tekmeyi tokatı suyu,gazı hiç ekgib etmediler o gün polislerle beraber ellerindeki çaputları ve o çaputları taşıyan, slogan atan kim varsa hepsini yatırıp 4 otobüs dolusu gözaltı aldık...
o Tuncelide gebertilip gelen 2 o.ç leşide kimse yaklaştırılmadan belediye görevlileri biz ve polislerin kontrolu altında gömüldü...

Prezervatifin önemiyle ilgili kamu spotusun amk...

Ayrica Guneydoguda kritik noktadaki Karakol, tabur gibi birliklerdeki mevzilerde ve ozellikle uç mevzilerde hava karardiktan sonra sigara icmek, lamba ve benzeri igib sacan aletler kullanmak,ay isiginda parlayan cisimleri getirmek kesinlikle yasakti sebebi ise nobet yerini belli edip goruntu verdigin an hem kendi hayatini hemde arkadasinin hayatini tehlikeye atarsin ...
Nobet yerinde sadece sen ve arkadasin yoksun o bolgeden sorumlu zma veya zpt ler gece olunca devriye atip arac icindeki isiya duyarli termal kameralarla ve gece gorus kamerasiyla arac icinden izliyolar olagan bir durum varsada telsizle size bildiriyolar...

dotum aslında harekat daha önce yapılmak için planlanmış fakat elimizde yeterli çıkarma gemisi ve tank çıkarma gemisi bulunmadığından ayrıca denizden çıkarma esnasında yaralı askerlerin tedavilerinin yapılması için askeri hastane gemisi olmadğından bizimkiler trajikomik bi şey istanbul deniz işletmelerinden
4 vapuru askeri hastane gemisine dönüştürmüşler ( vapurdan dönme askeri hastane gemisi http://imgim.com/ordu6.jpg ) bu yoklukla biz bu herakatı kazanmışıız

kadir mısırlıoğlunu gibeyim

kırk tane orosbu olsa senin gibi bi orosbu çocuğunu dünyaya getiremez...
edit :kendi lafım

senin ananı kim gibtiyse orosbu çocuğu olmuşsun baksana...

hayat sanalda değil hayatın sahasında öğrenilir dostum...

amk kahpesi...
gene bir genci hayattan kopardılar...

titreyerek boşaldım...

Bu gördüğünüz sofra Fakirlere şükretmeyi ögretenlerin sofrası...
fotoğrafta gördüğünüz semiz danalar ise adıyamanda bulunan menzil denilen tarikatın lideri ve şeyhleri...
ondan bundan aldıkları paralar ve himmetler sayesinde
sofralarında bir kuş sütü ekgib...
üstelik tekinin elinde ıphone 6s plus...
hayır adı altında yapılan soygunlardan bahsetmiyorum bile...
bu dini kullanıp insanlara azla yetinip şükretmesini öğreten ve din adı altında milletin sırtından geçinen bu vampirleri önlemek amacıyla anadolu halkının en zayıf noktasının 'DiN ' olduğunu bilen M.Kemal Atatürk savaştan çıkmış ve varını yoğunu cumhuriyete harcamış,yoksul bitap halde bulunan anadolu insanın birde bu din tüccarlarına elinde kalan son şeyi din adı altında yalancı şehy ve peygamberlere kaptırılmasını istememiş ve aydın kesiminin büyük bir çoğunu savaş meydanlarında şehit verdiğimiz için ne yazikki bazı liselerimiz mezun dahi verememiştir
kaynaklar : http://www.milliyet.com.t...niversite-gundem-2030117/
http://www.haberler.com/l...ni-sinifi-2598162-haberi/
bundan dolayı bu yalancı peygamber ve şeyhlerin milleti sömürmemesi için Atatürk tekke ve zaviyeleri kapatmış dinin tarikatlarla veya cemaatlerle bağlı olarak yaşanmayacağını e bunun sadece insanlığa gönderilen kuranı kerimle olacağını savunmuştur...
http://www.imgim.com/yazi3(1) .jpg
http://odatv.com/images/resimler/el_yaz.jpg
( kendi el yazısından din hakkındaki görüşleri)
bununlada yetinmemiş kuranı insanların arapçanın yanında türkçede okuması için elmalılı hamdi yazıra türkçe olarak tefsirinin yapılması için bizzat emir vermiştir..
ayrıca Türk milletinin din konusundaki hassasiyetini bildiği için cahil ve dünyadan yoksun nesiller yerine cumhuriyetçiliğe bağlı,laik ve bilime önem veren kendisini sürekli yenileyen bir nesil için çabalamış ve bu çabasını 'gençliğe hitabe ' olarak yazmış ve Türk gencinin bilimin izinden giden araştımacı bir nesilin kurulmasına öncülük etmiştir...