Ulan anlamıyorum sizi, para mı verdiler size bunları yazmanız için. Kadın kuantum fizikçisiyim diyor, hakkındaki kaynaklara ulaşmak çok zor. bu şahıs, bir bilim insanı değil. internetten cv'sine ulaşmak mümkün değil, eğitim durumu hakkında net bir bilgiye ulaşmak zor, ancak posta gazetesine verdiği bir röportajda fizik öğretmeni olduğunu, kuantum fiziği ile öğretim tekniği üzerine yüksek lisans yaptığını söylemiş. bu türden bir eğitim yaşamı bir insanı ne fizikçi yapar ne bilim insanı ne de kuantum fizikçisi.
bugün katıldığı programda, sadece 5 dakika içerisinde, elektronlar, atomun yapısı, madde-enerji dönüşümü, fotonlar hakkında tamamen yanlış ya da eskimiş/değişmiş bilgiler verdi.
elektronları bir madde formu olarak kabul etmedi, enerji formu olarak kabul ettiğini ima etti, ancak sonra dedi ki, elektronu 40 kat hızlandırarak (?) enerjiye dönüştürülebileceğini söyledi. yani sayın başkan gibi cümlenin başında dediğini cümlenin sonunda yalanladı. fotonun bağımsız kendi halinde gittiğini, maddeyle alakası olmadığını beyan etti. bu noktada kendisine -biliyorsa- sorulmasını istediğim şey çift oluşumudur. kendisine yöneltilen elektronların spini hakkındaki soruyu tamamen yanlış cevapladı, aşağı ve yukarı spinleri sağ ve sol spin olarak değiştirdi, pauli dışlama ilkesini de elektronların bilincine bağladı. sunucunun elektronun yörüngeleri hakkındaki sorusuna ise tamamen yanlış, 100 yıl önce geliştirilen atom teorileri ile aynı mantık çerçevesinde bir cevap verdi. her şeyi birbirine katıp sorulara düzgün ve doğru cevaplar veremeyince ağzından anlamsız karmaşık söz dizileri çıktı. diğer konuklar çok karışık diye tepki gösterdi, bu hanım abla da evet karışık konular dedi. konu karışık değil, konu yıllardır biliniyor, sen bilmiyorsun, sen karıştırıp bıraktın.
buradan deniz bayramoğlu'na sesleniyorum, lütfen konu hakkında uzman olan kişileri çağırsın, konukların cv'sini incelesin, iddia ettikleri şey olup olmadığına iyi baksın.
elçin tün, öğretmensen lütfen önce git kütüphaneye, konunu düzgünce çalış ve öğren, sonra git sınıfa öğrencilerine öğret. sen bilim insanı değilsin, lütfen öyleymiş gibi davranma, insanları aldatma.
ekleme 1:canlı yayında cevap verdi güzelim, öğretmen olduğunu saklamıyormuş ve mesleğini çok seviyormuş
hanım kızımızın özgeçmişinde bazı tutarsızlıklar bulunmaktadır, arz ediyorum:
1984 doğumlu, yani şu anda 33 yaşında. iddiasına göre dokuz eylül üniversitesi eğitim fakültesi'nde "matematiksel fizik" adlı hayali bölümü bitirmiş (
http://bef.deu.edu.tr/en/departments-2/ ), üzerine aynı üniversitede yüksek lisans ve doktora yapmış, hangi bölümlerde yaptığı belli değil. sayalım;
üniversiteye girdiği yaş 18 olsun,
lisans, 4 sene
yüksek lisans, 2 sene
doktora, 4 sene (iyimseriz, gerçekçi değiliz, doktora kağıt üzerinde 4, gerçekte 5-6 senelik bir maceradır)
28 yaşında genç doktorumuz mezun oluyor. bu arada yök bünyesindeki ulusal tez merkezinde, yazar adında elçin geçen, dokuz eylül üniversitesi'nde sunulmuş, bu kızımızın çalıştığı konularda yayınlanmış, ne yüksek lisans tezi ne de doktora tezi bulunmaktadır. neyse hesaba geri dönelim, kadının beyanı esastır, doktora yapmış olsun ancak doktoranın son senesi tez teslim ve savunma hengamesinde öss'yi ihmal etmiş olması beklenir. ayrıca mezun olur olmaz öğretim görevlisi olarak çalıştığını söylemiş, ders yüküydü idari iş yüküydü bunları da bir kenara bırakıp, o sene öss'ye çalıştığını varsayalım;
doktora mezuniyeti ve sonraki dönem öss'ye giriş: 1 sene
ikinci lisans, 4 sene
yani şu anda, 33 yaşındayken, bu iddia ettiği mühendislik fakültesindeki ikinci lisansının son senesinde, tv'de yalan yanlış bilgiler vermek yerine finallere çalışması gerekiyordu.
hadi çok süper ve üstün yetenkli bir bacımız olduğunu varsayalım, doktoranın son senesi bir yandan tez teslim edip bir yandan savunmaya hazırlanırken, öte yandan da gelecek planı çizip bir kez daha üniversite sınavına girmeyi kafasına koymuş olsun. o zaman da 32 yaşında mezun olmuş olmalı. yani eğitim kurumlarını açıp, sistem kurup, bunu uygulaması için 1 seneden daha kısa bir süresi oluyor. zira bu hesapla bile dersanesi ilk dönem aldığı öğrencileri halen sınavlara hazırlıyor olmalı. bu durumda ne vasıfla televizyonlara çıktığı ayrı bir tartışma konusu.
özgeçmişindeki tutarsızlıkları, özellikle zaman üzerine olan tutarsızlıkları belki limitlerde açıklayabilir, yok efendim ben 3 sene de bitirdim iki okulumu da, yüksek lisansı bir yılda yaptım, doktorayı 3 senede verdim, ben akıllıyım sizin gibi mal değilim falan diyebilir. ama bu bacımızın doğru olmayan* beyanda bulunduğu kesin iki nokta var: doktorası da yüksek lisansı da yok.