Hah kanka işte bundan bahsediyordum akjsfhlakdsjf. O tarz bir şey değil orada bahsettiği.

"Toplumsal bağlar" lafından ne anladığını açıklaman gerek anlam karmaşası olmaması adına..

Tcma'nın kullandığı bağlamda anlıyorsan evet aşmamızı söylüyor.

Hacının salat konusunda attığı SALAT.pdf diye bir dosya var ve linki kırılmış. Elinde olan benimle paylaşabilir mi?

Edit: Dosyanın içerdiği yazı bu linkteki yazı mı? http://istekuran.net/inde...leler/salat-ve-namaz.html

Orada kastedilen ellerinde imkan varken -ki bu mükemmel sürünün sağladığı ortam oluyor- yine de betalıklarından vazgeçememeleri diye düşünüyorum.

Edit: Cümlenin geçtiği yazıyı bulup tamdıbını okudum. Betalara sövüyor, size mükemmel sürüyü sunmama rağmen toplumun size ittirdiği bağları aşamayıp acizce ego tatmini yapıp betalığınızı saçtınız diyor.

"Özellikle kalabalık şehir yaşamında üzerimize çöken farklı kaynaklara sahip stresin etkisini en iyi atlatmayı sağlayan alışkanlık meditasyondur. Birçok bilimsel çalışma meditasyonun odaklanma, dikkat, stresle baş etme ve iradeyi kuvvetlendirme açısından olumlu etkileri olduğunu gösteriyor. Meditasyon ve farkındalık alıştırmaları, bu nedenle stresle başa çıkmada çok önemli. Günde sadece 2-5 dakika sessizce nefesinize odaklanmanız, günlük streslere dayanıklılığınızı önemli ölçüde artırabiliyor. Uzmanlar, sekiz haftalık ve günlük 3-5 dakikalık meditasyon çalışmasının tüm zihinsel parametrelerde belirgin ve olumlu değişiklikler yaptığını söylüyorlar.

https://nbeyin.com.tr/wp-...tasyon-e1465339555220.jpg "

Kaynak: https://nbeyin.com.tr/ira...dirmenin-6-bilimsel-yolu/

Başlık halen yazılırken meydana gelen olaylar, kancıksözlükteki olaylar vb.

@themanoftomorrow anan zaaaaaaaaaaaaaaaaaa- şaka şaka.

Dayıcım o yaşta hala perde taktırıyorlar mı ya? Kurtulamıyor muyuz kodumunun kornişleriyle uğraşmaktan eheheheh. 16 yaşında olduğumuzu varsaydığını varsayarsak, 30 yaşında falansın heralde. Uluslararası sosyoloji kongreleri, yurtdışı deneyimlerine değinmeler falan bunlar tabi ki normalde güvenirliği artıran şeyler. Ama benim için özellikle de bu konuda bir önemi yok. Ben de benzer bir eğitim aldım, aldığım eğitim destek olacağına köstek oldu çoğu zaman. muallakler güzel programlıyor, etiketin içini açıp da tanımı sorgulayamıyorsun sonra. O nedenle gibtir ettim evvelki tanımlamaları.

Temelden yanlış aldığın birkaç nokta var. Bunlardan ilki alfa-beta-omega kavramları. Tcma aynen şunu söyledi bunları açıklarken; “Bunlar benim kendi terimlerim”. Ama internette yığınla alfa erkek beta erkek tanımı falan var hal böyleyken bunlar nasıl adamın kendi terimleri oluyor? Çelişki mi var? Nope. Tcma’nın burada ayrıntılı verdiği terimler diğerlerini giber atar. Çünkü diğerleri oldukça yüzeyselken ve genelde taklite dayanıyorken adam burada ne hissedeceğine kadar ayrıntılı anlattı. O nedenle bildiğin eşisimli kavramlardan ayrı tutman gerek. Ki bunun uyarısını da yaptı adam açık bir zihinle okumaya çalışın dedi o kadar.

Diğer nokta tcma’nın sergilediği karaktere aldanmışsın. Baya baya aldanmışsın hem de ki burda yapsa şöyle olur böyle olur falan diye detaya girmişsin askjfdhaslkfjald. Bak bunu da adamın ağzından tek cümleyle açıklayayım; “Benim burada gösterdiğim karakter gerçek karakterim mi yoksa göstermek zorunda olduğum mu önce bunun ayırdına var” demiş mesela. Yani senin kafanda böyle sosyal çevresinde ‘fak yea alfayım ananıza atlarım’ tarzı bir tcma varsa acilen terketmen lazım.

Ucundan kıyısından bile yakalayamadığın diğer bir nokta ise testler. Başlıktaki çok test var, mesela senin takıldığın o göstermelik karakter bir test. Adamın ben mükemmelim demesi bile bir test aslında. Lan bir adama ben mükemmelim dediği için saldırılır kin beslenir mi hiç? E bunu yaptılar ama aşşağılık binler.

Daha baya kısım var kadınlar olsun, aşk olsun falan ama bu kadar açıklama yeterli. Çünkü bunlar daha önce çok ince nüanslarına kadar açıklandı hacı tyler tarafından. Linkini vermiştim daha önce. Eğer gerçekten anlamak istiyorsan sırasıyla bçsy pdfini, kancıksözlük pdfini ve hacı tyler entrylerini baştan önyargısız olarak bir oku. Ondan sonra konu kilit zaten kalem oynamıyor üstüne.

Şu çokeşlilik meselesinde yazmadan edemeyeceğim. Gen Bencildir kitabı var Dawkinsin. Orada en temelden öyle güzel anlatmış ki whoasgibtirr çektim. Şimdi diceksin ki hayvandan farkımız var. Ben de diyeceğim ki hayvandan farkımız olmalı ama çoğu insanın yok. Ki bütün bu tartışma ve betalık olgusu buradan çıkıyor zaten..

Not: ironik olan, eleştiriyorum diye yazdığın bazı kısımlar tcma’nın yazdıklarıyla örtüşüyor ama sen bunun farkında değilsin eheheh.

Yaz kardeşim yaz özet mözet olmasın kepçe kepçe yaz ıncığını cıncığını yaz okucam ben.

Haykırmadan gelebildiğim son cümle;

"... sosyoloğum yani o elemanın ne olduğunu çözmüş bir insanım."

Edit: Sen hacı okumamışsın. http://www.incisozluk.com.tr/u/haci-tyler/son-entry/

Caner reyiz çok ince giydirmiş aslında "Kendisi için zor olur Kuran'ın diğer konularını tartışması" diyerek.

Yanılıyor da olabilirim fakat orada Celal hocanın Kuran'ı gereğince sorgulamadan, halktan gördüğü kadarıyla yola çıkıp yorumlarda bulunmasına atıf bu. O nedenle en iyi bildiği konu üzerinden meydan okunuyor ki gerçeklerle yüzleştirilince kaçacak yeri kalmasın ehehhe.

''@50 beta işi, peki .. insanları manipüle etmenin kolay birşey olduğunu kimse söylemedi sana, zaten bunu herkez yapamaz. yapamayanlarda bu bize uymaz bilaader diyip kaybeder. farkında olmadan 'ben betaya boyun eğmem' dedin ve yine egona yenik düştün. bazen insanların egosunu yükselterek besleyerek aslında ne kadar aptal olduklarını ortaya çıkarabilirsin. veya söyledikleri yalanlara inanarak daha çok bilgiye ulaşabilirsin. veya ondan daha aptal olduğuna onu inandırarak farkında olmadan gardını düşürmesine ve yanında daha rahat davranmasına tanık olabilirsin. işte bilgi ve zeka budur, liderlik budur. kimsenin bilemediği gerçeği sadece senin bilmen , görmen ve farketmeselerde bilinçaltlarında senin istediklerini yapmaları. ve bunları yaparken sana karakterinden ödün ver, demiyorum. eğlen, diyorum.. ''

onursuzca...
bunu yaparken beta olacağından emin olabilirsin.
bir beta, en az alfa kadar yetenekli olabilir...
fakat alfa'nın mistik güçlerini kullanabilmesinin tek nedeni, gittikleri yolların farklı olmasıdır.

---

"@reckless gerzeği, nothing is true, everyting is permittedı yanlış almış...
moron, senin alfa olmanı belirleyen şey, gittiğin yoldur.
şuan bir beta olduğunu görebilirsin ; sadece bak."

Kancık sözlükten bir kesit. Şu 2 satır yazı günlerdir tartışılan olayı o kadar güzel açıklıyor ki, üstüne söylenecek çok az şey var.

Yolunuzu seçmekte özgürsünüz fakat o yolda yürümesi gereken de sizlersiniz. Gerçek şu ki şu an olduğunuz kişiden gömlek gömlek üstün hale gelebilirsiniz, hatta hayallerinizin bir kısmına bile ulaşabilirsiniz. Peki o yol nerede bitecek ?

Ölüm döşeğinde tcma diye haykırmayı, şaka yahut manipülasyon sanıyorsunuz değil mi ?

Lan merak ettim, bu postu niye eksilediniz ?

2 türlü de olabileceğini ispatlayan bir yazı okumuştum geçenlerde ama link hatırlamıyorum. Kalıtsal olanın bebek daha anne karnındayken nasıl oluştuğunu falan açıklıyordu. Pek ilgilenmediğim için çok üstünde düşünmedim fakat hacının anne-babamızdan gelen hastalıklarla da uğraşmak zorunda kalabileceğimizden bahseden sözleri gelmişti aklıma.

Edit: Olayı genlere bağlamayı unutmuşum. Biberon örneği gibi, ceninin anne karnında deneyimlediği bazı olguların eşcinsellik genlerini aktif edebileceğini düşünüyorum.

Not: Eşcinsellik genleri aktif olduğu insanda eşeyli üremeyi engellediği için, genetik ölüm demek. Aq normalde gen havuzunun böyle birşeye izin vermemesi lazım, ne geni olursa olsun bütün genlerin ana amacı varlığını sürdürebilmektir. Yani diğer genler, sarmalları oluştururken araya eşcinsellik geninin karışamaması lazım. Nasıl oluyor ?

"Bilimsel Olarak, Kişilerdeki Gizli Yetenekler Nasıl Ortaya Çıkartılır?
Uzun zamandır herkesin günde en az 50 sayfa kitap okuması gerektiğini söylüyoruz. Bu okumaların da geniş alanlarda yapılmasını sürekli vurguluyoruz. Bunların elbetteki sebebi var.
Her insan doğuştan gelen gizli veya açık özellikler barındırır. Bu özellikleri DNA kodlarında taşır. insan, DNA kodlarında programlanan komutları yerine getiren bir makine gibi hareket eder. Elbetteki çevrenin ve eğitimin de bu davranışlara etkileri vardır. Ancak bu etkilerdeki ezici çoğunluk DNA kodlarındadır.
Açık özellikler zaten bir şey yapılmasına gerek kalmadan kendisini belli eder. insan davranışlarında hemen göze çarpar. Diğer yandan gizli özellikler de vardır ve bunlar normal bir süreçte ortaya çıkmaz.
Gizli özellikler, genelde marjinal özelliklerdir. Marjinal olmaları sebebiyle, diğer baskın genler tarafından gerilere itilmişlerdir. Çünkü marjinallik, evrimsel süreç içinde çok da faydalı bir şey değildir. Diğer sürü üyeleri karnını doyurma peşindeyken, siz yemeyi bırakıp hayvanın boynuzunun kıvrımlarını incelerseniz, bu muhtemelen aç kalmanıza ve diğerlerinden daha zayıf kalıp yaşama avantajınızı kaybetmenize neden olabilir.
Bu çekingen genler her zaman iyi etkiler ortaya koymayabilir. Örneğin aslında genlerinizde şizofreni veya eşcinsellik barındırıyor olabilirsiniz. Bu durumlar ortaya çıkmak için tetiklenmeyi bekliyor olabilir.
(Örneğin; Avrupa'nın en büyük biyologlarından Richard Dawkins, genlerin tetiklenmesini anlatırken biberonla beslenmenin erkek çocuklarda eşcinsellik genlerini tetikleyebileceği ihtimalini örnek vermişti. Bu durum sadece bir örnektir.)
Bu çekingen genler bir şekilde "tetiklenmek" üzere beklerler. Tetiklendiklerinde etkilerini ortaya çıkarırlar ve belirgin bir özellik haline gelirler.
Anadolu'daki bir köyü düşünelim. Birkaç çocuğun genlerinde mükemmel derecede keman çalabilme yeteneği olsun. Eğer bu çocuklar hayatı boyunca keman görmezler ve çalmayı denemezlerse, bu yetenek hiç varolmadan yok olacaktır.
Eğer diğer birkaç çocukta gizli şizofreni genleri varsa, bu çocuklar derin travmalar yaşamazlarsa ortaya çıkmayacaktır ve sağlıklı bir şekilde hayatlarını sürdüreceklerdir.
Peki Türk milletinin içinden çıkan bilim adamı ve sanatkar sayısını nasıl 10 kat arttırabiliriz? Tam da bu şekilde, insanların gizli yeteneklerini tetikleyerek.
Hangi insanda nasıl bir yetenek olduğunu bilmediğimiz için, insanları geniş alanlardaki bilgilere maruz bırakmamız gerekiyor.
Sadece kitap olarak değil, insanlar farklı konulardaki belgesel ve film izlerlerse, farklı deneyimlerde bulunurlarsa, bu yeteneklerini tetikleme şansımız yükselir.
Bu durum; elimizdeki yüzlerce anahtarı sırasıyla deneyip, kilidi açacak olan anahtarı bulmaya benzer... "

Transhümanist Türk sayfasından bir alıntı.

Şimdi bir de şöyle bir şey var, adam önce tcma'ya sövüyorum ama sizin gibi mallar o yazıları zütünden anlayıp gelip burada ahkam kestikleri için sövüyorum dedi. Sonra onu da geçti direk tcma'ya sövmeye başladı sdofuwehfodılkasfj. Hayır bir de öyle örnekler vermiş ki bin, tam da böyle olayı zütünden anlayanları avlayıp kendi safına çekecek cinsten. Ayet cımbızlar gibi işine gelen olayları cımbızlayıp bir güzel taklamış. işin acı tarafı, hacı olayları detaylandırmasa belki ben de düşecektim bu tuzaklara. Hatta belkisi fazla, kesin şüphelenirdim.

Yazı yazılalı 5 yıl oldu, testler hala tıkır tıkır işliyor. Koca bir kitle tek bir adamın başlık hakkındaki gibimsonik açıklamalarından etkilenip elenecek. Tcma'yı bir kez daha takdir ettim.

Az önce mucxjzzz'un yazdığı son 3 entryi okudum.

YA SDLGKHSDNGŞLVSDHGNSŞKDLAHGNDSCÇVNLFASKDCŞNBMPFASŞDKLCGBNVFSPCŞLGJMSDŞLGJMSŞFDAKGHNSDŞLGJSDKMGŞiLSJDMGLŞWDSKGÖŞiKSLDHGBNAFSKLDGŞJMSFADLGŞJAFSNDŞKGLJFSAMDŞL

Şu bine bir doz hacı tyler mı versek ?

Edit: Pardon lan son 3 değilmiş, Son 5'in ilk 3üymüş.

"Gündelik(!) zihin kontrol yöntemleri

Aşağıda, edindiğimiz bilgilerle ve yaşadığımız sosyal etkileşimler sırasında karşılaşabileceğimiz binlerce zihin kontrol yönteminden birkaçını sıralamaya çalışacağım. Bakalım her birimiz günlük ya­şamımızda bunlardan kaçına maruz kalıyoruz?

1. Grup baskısı: Ait olunan grubun değerleri dışındaki değerlerin kabul edilmemesi için yapılan telkinler, sınırlamalar bütünü.

2. Eski değerlere saldırı: Yeni birtakım fikirlerin kabulünü kolaylaştırmak için, eski değerlere saldırarak onları gözden düşürmeye çalışmak (ki bunun örneklerini sıkça yaşıyoruz).

3. Meta-iletişim: Konuşma veya yazma sırasında sürekli belli bir kelimeler dizgesini yahut belli bir jargonu kullanarak ana içeriğin üzerinden ama içerikten bağımsız mesajlar vermek. (Örneğin; konuşmalarda sürekli olarak "ultra-yeni Türkçe(!)" kelimeler ve anla­şılması zor ifadeler kullanarak verilen "Ben sizden değilim, seçkinim" yahut "işte görüyorsunuz, sizdenim!" gibi mesajların verilmesi.)

4. Soru yasaklama: Otorite kullanarak grup/cemaat/rejim içindeki hakim düşünceyi tehlikeye sokabilecek soruların önünün kapatılması, soru sormanın ayıplanması, cezalandırılması.

5. Lisan suistimali: Lisanın kasıtlı ve yaygın bir biçimde kötüye kullanılmasıyla insanların lisan yeteneklerini, dolayısıyla düşünme ve algı melekelerini sakatlamak. (Televizyonlarımızdaki yaygın argolaşma ve lisan bozukluğu da buna bir örnek olarak verilebilir.)

6. Celbedilmiş söz yitimi (afazi): Bir önceki bölümde tartıştığı­mız gibi, tıbbi bir terim olan ve konuşma/anlama melekelerinin yitirilmesi anldıbına gelen "afazi"nin toplum bilimsel türevi. Kelimelerin anlamlarında karmaşa yaratarak, aslı ve tanımı olmayan yeni kavramlar ortaya koyarak insanların iletişim yeteneklerini baltalamak ve kişileri -aynı dili konuşmalarına rağmen- birbirlerinin dilinden anlamaz hale getirmek.

7. Giyim kodları: Giysilerde belli biçim ve işaretler kullanılarak mesajlar verilmesi. Giysilere "aslında olmayan mesajlar" yüklenmesi ve bu sayede insanlar arasındaki farklılıkları pekiştirme, vurgulama çabası.

8. Slogan atma/Slogan düşünce: Topluluğa ait düşünsel kalıpların bireyler arasında bilinçsizce ve sorgusuz olarak kabul edilmesine yönelik yüksek sesle tekrarlanan sloganların atılması, sloganvari ifadelerin her fırsatta tekrarlanması (ki bu yöntem, orijinal düşünce karşısındaki en önemli engellerden bir tanesidir).

9. Parasal bağımlılık: Mali kaynaklar üzerinden bağımlı hale getirme. Bu yolla bağımlı hale getirilen bireyin veya topluluğun yönlendirilmesi büyük ölçüde kolaylaşır.

10. Sosyal yalıtım: Tehlikeli veya riskli düşünce/eylem sahibi birey veya grupların genel topluluktan ayrılması, iletişimlerinin kısıtlanması.

11. Kontrollü korku veya toplumsal paranoya: Toplumu veya bireyi sürekli gergin, korkulu bir halde tutmak üzere senaryolar üretme. (ABD yönetiminin kendi halkına karşı uyguladığı en yaygın kontrol yöntemlerinden bir tanesidir.)

12. Zihin dumuru ve Limbik ateşleme: Beyinde cinsellik, iştah ve zevk gibi duyularla ilişkili bölgelerin (örneğin Limbik sistemin) aşırı olarak uyarılmasını sağlayarak üst beynin yüksek zihinsel işlevlerini dumura uğratmak ve bireyleri zevkperest robotlara dönüştürerek potansiyel düşünce suçlarını ve fikri tehlikeleri bertaraf etmek. (Haber bültenlerinde, müzik kanallarında, gazetelerin internet sayfalarında ve bazı özel kanalların genel yayın politikalarında gözleyebileceğimiz cinsel, hatta sapkın içerikli haberler, diziler, filmler ve görüntüler örnek verilebilir.)"

Sinan Canan'ın Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler kitabından alıntıdır.

Şöyle tanıdığın taş bir kız var mı? Yoksa tanış. Sonra onunla bir güzel dalga geç, ne kadar abaza olduğunu(kızın) söyle filan. Vücudunun güzel, karakterinin komik yanlarını alaya al. (Bu alayların, dalga geçmelerin dozajını ayarlayacak olan şey alfandır. Sen kızı ne kadar içten giblemezsen o kadar iyi ayarlar ve pratikle gelişir.) Yeni tanışmış olsan bile samimi, rahat ve kendinden emin konuş. Kıza karşı en ufak bir abazalık belirtisi gösterme fakat gibini sahiplen, erkek olduğunu hisset, hissettir. Bunları yaparken kız senin kendine verdiğin değeri tavırlarından anlamalı. Sen eğlenmene bak yani, o etkilenir merak etme.

Bunu oturtabilirsen, bir bakmışsın 10dk muhabbetin olan kız ertesi gün koala misali yapışmış sana. Sonrasında ne yapacağın sana kalmış. Abaza bakışlara da hazırlıklı ol adkfjhadlfkhk. Doggy dinner bowl look derler yabancı PUAlar. Bizzat test edilmiştir.

Kızlar önemli değildir diyemem. Ama ne kadar güzel-alımlı olurlarsa olsunlar, kızları içten giblemiyorsan zaten mevzuyu aşmışsın demektir. Şahsen büyük kısmı bıçaklı bot rolü bile üstlenemezler benim hayatımda. işin püf noktası, o küçük dağları ben yarattım havasında gezen kızların kalkanlarını indirince aslında ne kadar insecure olduklarını kendin deneyimlemen. Sonra uçuşa geçiyorsun zaten.

Önemli not: Kız etkilenir dedim ama bu herkeste anlattığım tarzda işe yaramaz. Bazı kızlar egolarının parçalanmasının acısıyla sana ters gidebilir yahut görmezden gelmeye ıkınabilir. Trick or treat meselesi. Seni farklı bir yöntemle betaya çekmeye çalışırlar yani. giblemezsen, iki durumda da enerji çalarsın.

Basitçe anlatmak gerekirse, adamın bilincini sorularla meşgul ederken beden diliyle bilinçaltını kandırıyor. Bir yandan sohbeti sürdürürken diğer yandan cüzdanını çıkartıyor, gereken parayı arıyormuş gibi kurcalıyor. Satıcının bilinçaltında bu durumun sonucu "para çıkacak" olarak kayıtlı olduğu için boş kağıt aldığını bilinci farketmiyor. Olayın özü bu sanırım.

Ben söyledim bir benzerini, böyle gelişiyorlarmış. Be dıbına koduğum, azıcık ölçülü ol. yannanımı klavyede gezdirip enterlasam, daha fazla gelişirim (cfvgbhnjjhbgvf. Geliştim, geldi mi?). Hacı da olsan tcma da olsan yazdıklarını okuyanlar mal olunca olayı böyle yozlaştırıyorlar işte. Ayrıntılara boğulanlar, işin içinden çıkamıyor. Yarram egonuza dokunuyor işte, sonra burda kıvrana kıvrana ıkınıyorsunuz.

Demedi demeyin ama sakın bırakmayın bu davranışınızı, çoğu zaman başlıktaki tek eğlence kaynağım şu yazdıklarınız oluyor.

Bu yazdıklarıma katılan çürütülmüş cahiller olacaktır, bilin ki sizi desteklemek için yazmadım.

Not: Olayın özünü anlayıp gerekeni yapanları, tenzih ederim.

Pdften okuyorsan devamında açıklıyor, yine de yazayım; Alpha = TCMA.

Adamın kişiliğini analiz edip verdiği konu başlıklarına uygun olarak yazacaksın yani.

"alfa, tüm kuralları değiştiriyor.
basit değil, anlaman lazım bunu.
şu yönde basit değil: önce ananın yüklediklerini aşman gerekecek.
sana tek dostun ailen, diğer insanlar öcü ve sana yardım etmezler, insanlardan faydalan sadece
zaaa diyen huuryu kafanda çürütmen gerekecek.
.
.
.
yazılarımdan alacağını aldığını mı sanıyorsun ?
güldürme beni...
o yazılar okudukça değerlenecek.
her seferinde yeni bir satır arası bilgisi bulacaksın.
alfa olmak istiyorsan, tek yol bu... "

https://www.dropbox.com/s...ancik_Sozluk_my7.pdf?dl=0

Bu pdfte vardı sanırım.

"Okuyup irdelemiş ve akabinde özümseyebildiği kadar özümsemiş ve kalbindeki gediğin farkına varıp bu gediği bu öğretilerin işaret ettiği hakikatle kapatmaya çalışan tüm kardeşlerimin yolculuğu kutlu ve uğurlu olsun.

Hayatın bir parçası olmakla bütüne muhatap olduk ve bu yüzden cam kırığı gibi ya kestik ya da kırıldıkça daha çok kırıldık ama tüm bunlar parçanın gözünden böyleydi yani Alfa olmadan önce benim gözümden.

Alfa olmak kız kaldırmak, çok zengin ve ihtişamlı bir yaşantıya sahip olmak yahut insanları eğip bükmekten çok ama çok ötesi, Alfa olmak parçadan bütüne varan ve bütünden parçaya giden tüm yolları bilebilmektir.

istersen nabza göre şerbet vermek dersin, istersen de insan sarrafı hatta kainat sarrafı olmak dersin yahut aşık yada arif olmak… Sen nasıl söylersen söyle, Alfa hep olduğu gibidir ve hiçbir zahmete girmeksizin hep de öyle kalır.

Senin yürüdüğün yol da ; hatta yolculuğun da hatta öyle ki ben dediğin yolcu bile hep Alfa’nın gölgesiydi ve hep de gölge olarak kalacak. Gölge olarak eğer neye nisbet edildiğinin farkına varabilirsen külliyen Alfa olursun…

Burada arkadaşlar Alfa’larını arayarak bulacaklarını zannediyor ; aramakla bulunmaz, ama aramaya devam etsinler… Çünkü bulanlar, hep arayanlardır. Ama elleriyle koymuş gibi bulabileceklerini de sanmasınlar.

Siz O’nu arasanız da bulamazsınız ; ta ki O size ulaşıncaya kadar… Bu yüzden Alfa’yı takip edin ve kendinizi içinizden geldiği gibi ifade etmekten hiç çekinmeyin zira yanlış dedikleri ne ki? Kime göre böyle.

Bir başkası umrunuzda olmasın demiyorum, öyle değerli öyle muhteşem olun ki yanınızda durabilenler ışığınızdan faydalansın, lakin gidenlerse gibtir olup gitsinler ve sizin yokluğunuz onları boğan bir karanlık oluversin.

En değerli sizsiniz çünkü Alfa’nın gözü üzerinizde ; başkalarına yavşayacağınıza Alfa’nıza yaranın ve O’nun özgürce ifade edilmesi noktasında bir araç olun. Bu sayede belki O’nun dikkatini çekersiniz de kurtulursunuz…

My7’ın dediği gibi hiçbir şey göründüğü gibi değil ve sizin gördükleriniz hatta ve hatta ömrünüzde görebilecekleriniz taşak kıllarım kadar kısıtlı ve limitli ; yaşam denilen oluşum zanlarınızın çok ama çok ötesinde.

Siz bir sinema salonundasınız ve güya bir film izliyorsunuz ; amk godoşları perdede bir film yok, filmi siz beraberinizde getirdiniz ve yalnızca kendi zanlarınızla önyargılarınızı görüyorsunuz…

Güneş gözlüklerinizi çıkarttığınız zaman hayatın tüm medceziri son bulur ve yaşam artık size siyah ile beyazın ötesinde bulunan diğer tüm renklerle hitap etmeye başlar… Alfa olmak demek körlükten kurtulmak demektir.

Alfa mucize aramaz ; baktığı ve gördüğü her şeyi eşi ve benzeri olmayan, mükemmel bir mucizeye dönüştürür… Bu yüzden Alfa hiçbir zaman kaybetmez, çünkü eğer hayatındaysa mucizesin. Fakat yoksa; bir hiçsin…

Alfa ayırmaz, ötekileştirmez. O’nun gözünde her şey sıradandır, her şey olduğu gibidir ve bir bütündür. O kimseye muhatap değildir lakin herkes O’nun ışığına muhtaçtır ve O’nun güzelliğinin kölesi olmuşlardır.

Alfa zahmet etmez, elinden tuttuğu kişiyi ise tüm zahmetlerden kurtarır ; tıpkı çekilmiş bir filmi keyifle seyretmek gibi olur hayatınız. Kendinizi kasmazsınız çünkü hiç doğmamışsınızdır ya da çoktan ölmüşsünüzdür.

O sizi böyle kurtarır, sizden geçmişinizi ve geleceğinizi alır ; buna mukabil size yaşamın kendisini sunar… Siz şartlandırılmış ve ancak belli koşullar içerisinde varolabileceğine inanan aciz oluşumlarsınız ve hepiniz çaresizsiniz.

Alfa bunun için var ; O’nun varlığı dahi başlıbaşına çaredir. O’nun gölgesi bile bir insanı kolaylıkla tüm sınırların, kayıtların ve limitlerin ötesine taşıyabilir. Kodumunun godoşları Alfa kaybetmez, siz kaybedersiniz.

“Kaybetmez” bile değil, kaybedebileceği tüm şeyleri ateşe attığından artık kaybedilebilecek hiçbir şeyi kalmamıştır… Anlayacağınız O’nu güldürmek istiyorsanız kayıpla korkutun. Böylece size dönüp kıçıyla güler belki…

Tüm bunları gibtir edin de ; aranızda hala samimi bir şekilde Alfa’yı arayanlar var, bu yazıyı bunun için yazmak istedim. Niyetiniz sağlam olsun çünkü Alfa kimseyi bırakmadı, ama siz kendi mükemmelliğinizi terkettiniz…

Amk zütverenleri ; iki-üç zütlek kezban için veya benim de havam olsun diye, kısaca güce hakim olabilmek adına kendi mükemmelliğinizi terkettiniz. Sizin de, ananızın da ta dıbına çakim hatta smaç basayım sizi gidi parlak muallakler…

Neyse mevzuya dönmek lazımsa, sinema salonunda bir film yok… Eğer beraberinde getirdiysen var, getirmediysen kurallar, limitler ve bütün kısıtlamalar artık senin elindedir. Çünkü perdede sadece ışık var.

Ve ışığı istediğin her şekilde algılayabilirsin ; bu tamamıyla sana kalmış… Alışkanlıklarını bırakmalı ve ışığı alışılagelmişin dışında, işine geldiği gibi yorumlamalısın. Madem çarpamıyorsun ; çarpıt öyleyse… *

Arkada yetim gibi kalan annesizlere söylemek istediklerim ve söyleyebileceklerim bu kadardır, bu uzun yazıyı üşenmeden okuyan tüm yavşakların zütüne pamuk tıkamayı çok isterdim.

Alfa olmak, kasıntı olmak değil ; hayatı akışına bırakmak ama bu akışkanlığın beraberinde yaşamdaki tüm anlara ve amlara hadsafhada hakimiyet kurabilmektir. Tıpkı boşalırmışçasına, gelişigüzel ve kaygısız…"

Blogdaki son yazının altında #legance nickli birinin paylaştığı yorum.

TCMA; Prophet, Tony Stark ve Ezio'nun yanında Fatih Terim ve Ronaldo gibi hayattan alfa örnekleri de vermişti. Bir yazısında da hiç bir doğal alfa benimle baş edemez çünkü onlarda 5 olan bende 7 demişti yanlış hatırlamıyorsam. Ama hacı alfa olmanın yolunun kardeşlikten geçtiğini bunun da tcmadan ötürü olduğunu söyledi.

Sanırım hacının bahsettiği alfa kavramı 7li olan. 5li olanlar da doğal alfa olarak tabir ettiğimiz kişiler.
Son olarak, 5'li mi yoksa 7'li mi bilmiyorum ama Atatürk'ün alfa olduğu su zütürmez bir gerçek. Adamın ağırlığını, yaydığı çekimi değil yanında olmak fotoğraflardan bile anlayabilirsiniz. Başardığı mükemmel işleri zaten biliyorsunuz.