Buzdolabıda çalışmıyo kanka hiç akıl edemedinmi bunu :D

Eyv moruk sende

Bitti beyler hadi iyi geceler dilerim ben yatıyorum

Uyandığımda gazlambası sönmüştü telefonun flaşını açıp gazlambasını tekrar yaktım ve mutfağa gidiyordum koridorun sol tarafında bi kapı gördüm kapı açıktı ve evin alt katı varmış aşşağıya inmeye başta cesaret edemedim ve içeri gidip oturdum fakat çok merak etmiştim yarım saat , bir saat sonra felan aşağıya indim çok soğuktu etrafta kanlar vardı ama kurumuştu yolda gördüğümüz dayı sandalyeye bağlanmış bir şekilde ağzı kapalı oturuyordu hemen çözdüm bana ilk söylediği şey hemen kaç ve kurtul demesiydi arkamdan ses geldi arkama döndüm hiç birşey yoktu tekrar önüme baktığımda dayı kaybolmuştu elinde silah vardı hemen silahını yere bırak ve otur sandalyeye otur demişti silahı bırakıp oturdum ellerimi bağladı ağzımı bantlarken ayaklarını gördüm ayakları arkaya dönüktü yüzüne baktığımdaysa gözleri kırmızıydı yüzü simsiyahtı dışarıdan babamın sesini duydum kapıyı kırmıştı aşşağıya indi beni kurtardı sabaha kadar babamla etrafı gözledik sabah aklıma o hikaye gelmişti kulübenin arkasına gidip babamla beraber kazmaya başladık bir ceset bulduk anlattıkları hikaye doğruymuş insanların o gün bu gündür yaylaya çıkmıyorum

Bende karnım acıktımı uyuyamayan insanlardanım karnım çok açtı uyku tutmadı buzdolabı aklıma geldi gaz lambası ve silahımla mutfağa gittim buzdolabını açtım abi karşımda hiç unutamayacağım bir görüntü vardı tahta bir kasenin içinde bir insan kalbi vardı hemen o kulübeden kaçmaya çalıştım ama kapı açılmıyordu o odunuda dışarıda bırakmıştım hemen içerideki pencerelerin yanına gidip pencereyi açtım pencerelerde demirlik vardı çıkamıyordum aklıma o benim inanmadığım hikaye aklıma geldi ya gerçekse ya o hırsızın kalbiyse diye düşündüm ama kendimi kötü hissetmemek için bir hayvan kalbi olduğunu aklıma sokmaya çalıştım o korkudan ve yorgunluktan uyuya kalmışım saat gece 3de uyandım ...

Bizim yayladada hırsızlık olayları vardı ve birde benim inanmadığım bir cin olayı anlattıklarına göre o olay bir eve hırsız girmiş ve o evde üç harfliler yaşıyormuş hırsız onların eşyalarını çalınca üç harfliler onu öldürmüş ve kulübenin arkasına gömmüşler belki bu notta hırsız girerse evi soymaltan korkup kaçsın diye yazılmış bir nottu kağıdı alıp yırttım ve tezgahın üstüne koydum içeri gidip kanepeye yine uzandım telefonum çekiyormu diye kontrol ettim ama hala şebeke yok diyordu telefonunda şarjı %47di yarına kadar dayanabilirmi bilmiyordum ekran parlaklığını felan kıstım ve yattım

Devamı var moruk daha bitmedi yazıyorum

Uykuma dalar gibi olmuştum ama içeriden bir ses geldi hemen silahımı elime aldım o sesin ne olduğunu tanımlayamıyorum çok garip bir sesti acayip korkmuştum ama silahım var diyede gaza gelmiştim emin adımlarımla sesin geldiği yöne doğru gittim mutfaktan gelmişti sanırım mutfağa gittiğimde kimse yoktu buzdolabının üstünde büyük harflerle kırmızı renkle yazılmış BURAYI TERKET yazıyordu o notu benim içinmi bıraktılar yoksa eskiden beri orda duran bir notmu bilmiyordum

Kulebenin kapısını kırmaya çalıştım ama cılız birşeyim pek güçlü değilim kapı yıpranmış olmasına rağmen kıramadım kulübenin arkasında odunlar diziliydi gidip sağlam bi odun aldım onunla en son gücümle kapıya vurdum ilk deneyişimdi açılmadı üçüncüde kapı dayanamayıp açılmıştı fakat kapıda hiç iz yoktu o kadar vurmama rağmen bu arada kapı benim vurmamlamı açıldı kendiliğindenmi açıldı bilemiyorum ama keşke açılmasaydıda girmeseydim o kulübeye ama dışarıda korkudan kalmak yerine en azından dört duvar arasında hayvanlardan korunabileceğim bir alan var diye girmiştim kapının kırılmadığını içeri girip kapıyı kapattığında anlamıştım korkudan altıma sıçıcaktım o gerçeği öğrenince belki bir hayır vardır deyip geçtim içeriye güneş tam batmamıştı çok az bir ışık vuruyordu içeriye gaz lambası gördüm yanındada kibrit vardı gaz lambasını yaktım ve bi kenara koyup kanepeye uzandım

Cevap gelmeyince ilköbce etrafa bakayım dedim kulübenin etrafını dolaştım yerde kırmızı boncukumsu şeyler vardı elime aldığımda sıvıya dönüştü elim kıpkırmızı oldu yerden toprak alıp elime sürüp temizledim yavaştan hava kararmaya başlamıştı ve hala babamı bulamamıştım silahımdada 7mermi kalmıştı ve akşam olmadan ya babamı bulmam gerekiyordu yada kulübenin sahibini bekleyip ondan yardım istemeliydim kararsız kaldım ama çok yorulmuştum nereye gideceğimi bilmiyordum kulübeden sanki o dayının mırıldanış sesi gibi bir şey duyar oldum ama aldırmadım kulübenin kapısında 45dakka felan bekledim ama kimse gelmemişti bende içeriye girmenin bi yolunu bulmak zorundaydım hava kararmıştı kurda kuşa yem olmak istemiyordum

Beyler şukuları ekgib etmeyin yazmaya devam ediyorum *

1saat boyunca ormanın içinde av bulmaya çalıştık 1tane tavşan görümüştük baam bane sessiz olmam için işaret etti sonrada silahını doğrultup ateş etti ama babam ıskalamıştı ve tavşan kaçmaya başladı bende onu kovalamaya çalıştım arkasından hızlıca koştum ama benden çok daha hızlıydı ateş etmeme rağmen kaçmayı başardı etrafıma baktığımda babam yoktu bi an telaşlandım sonra aklıma telefonum geldi telefonumu çıkarttım babamı aramaya çalıştım ama telefonum çekmiyordu aha sıçtım dedim içimden sonra geldiğim yönden geri gitmeye karar verdim ama tavşanı kovalarken nereye gittiğimi bile bilmiyordum saate 4olmuştu saat 6da hava kararıyordu zaten nereye gideceğimi bilmiyordum ormanda saçma saçma dolaşmaya başladım babama sesleniyordum fakat cevap gelmiyordu bi yarım saat sonra felan ileride bir kulübe gördüm yanına gittim kapısını çaldım evde kimse varmı dedim ama kimse cevap vermiyordu...

Bu olay 4ay önce yaşandı bunu size anlatmak istedim hala etkisindeyim bu olayın neyse başlayayım anlatmaya.
Babam birgün durduk yere oğlum gel yaylaya av'a çıkalım dedim bende olur baba dedim bizim yaylada ankaradan 1-1.5saatlik mesafede bir yer aldık silahlarımızı koyulduk yola, yaklaşık yaylaya bir km kala otostop çeken bir amca gördük babam durdu ve amcaya nereye gidiyosun dayı dedi amcada ne tesadüfse bizim yaylaya gidicekmiş babam gel dayı bırakalım senide dedi ama ben bu amcayı ne şuana kadar görmüştüm nede duymuştum dayı yol boyunca ağzını açmadı birşeyler mırıldanıyordu sessizce anlamıyordum dediklerini yaylaya geldiğimizde yol başında dayı beni burada indirebilirmisin oğlum dedi babm arabayı durdurdu dayı arabadan indi teşekkür etti dikkatli olun buralar çok tehlikeli dedi ve gitti biz arbayla giderken aynaya bakmıştım dayı kaybolmuştu açık bi alanda indirmiştik oysaki o kadar kısa bir zamanda oradan gitmesi imkansızdı zaten yaşlanmış yürüyemiyordu bile biraz tuhafıma gitti bu olay neyse devam edeyim evimize gelmiştik yiyecek birşeyler hazırlayıp yedik babamla ve ormana doğru yola koyulduk ...
ilgi olursa devamı gelir

Hem onu hemde kendimi mutsuz etmek istemiyorum reyis :D

Yolla gelsin