- 1 / 1 / 440 entry
- 141 başlık
- 1 trend
- 2,618.20 incipuan
poseydonzzz "İnce Düşünene Kalın Girer"
-
0
buna bakınca
Kemal Kılıçdaroğlu sırf bir spor takımının forması ve yöneticileri ile fotoğraf çekildiği için teröristlikle suçlanmış o arkadaşları bu fotoğrafa bakınca ne gördüklerini söylemelerini istiyorum (bkz: kandırıldık) -
0
zamlara tepki vermeyen halkın zeka durumu
Age of Empires'daki adamların yapay zekası bizim ülke vatandaşına kıyasla daha gelişmiş aq. -
+3
herkes fm serilerinden yaşadığı anıları anlatıyor
Ben başlıyorum beyler . Lorient takımıyla Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Newcastle'la eşleştim Deplasmanda as kadromla 5-0 yenilmem. Rövanşta zaten elendik diye gençleri oynatmam ve 4-0 yenmeme rağmen elenmem. Oradan UEFA kupasında yoluma devam etmem. Blackburn'ü evimde "5"lik yapıp göndermem. Deplasmana gençlerle çıkmam ve 6-0'la Avrupa defterini kapatmam. -
+3 -1
camii de fuhuş rezaleti
Habertürk’ten Zafer Samancı’nın haberine göre cemaat, Kur’an kursuna giden çocukların ihbarıyla durumdan haberdar oldu.
Bazı cemaat üyeleri müezzini, kadınları camiye alırken cep telefonlarıyla görüntüleyip olayı müftülüğe bildirdi.
Müftülüğün, fuhuş yaptığı iddia edilen Y.Y.’nin müezzinlik yapmasına yasak getirildiği öğrenildi.
Camiden uzaklaştırıldığını kabul eden Y.Y. ise “Bir şey söylemek istemiyorum. Uzaklaştırıldım, 1 aydır camiye girmiyorum. Şimdi umreye gideceğim, bunlarla kafamı meşgul etmek istemiyorum” dedi.
60 yaşındaki Y.Y.’nin biri resmi nikahlı iki eşi ve 6 çocuğu var.
Not : dayı kesin Akpli -
0
saraylar saltanatlar çöker
Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler... Şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey her şey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
https://www.youtube.com/watch?v=h1mZ2QE5E1g -
+1 -1
serkan inciye ithtafen
Bu fotoğrafa cuk diye oturan bir köşe yazısıdır; http://imgim.com/BrgX6M.png
GAZETENiN adı Yeni Akit...
Yazarı almış son referandum haritasını önüne, güya analiz yapıyor.
Şimdi gözünüzü dört açıp dikkatli okuyun.
“Evet” veren iç Anadolu illeri neymiş biliyor musunuz?
“Milli bir duvarmış”...
Ardından gelen cümlesi de daha felaket:
“iç Anadolu Bölgesi, hem bu memleketin, hem de Müslüman Türk milletinin içidir.”
Ya Batı Anadolu? Akdeniz, Marmara, Trakya...
Yani “hayır” oyu veren bölgeler?
Onu da şöyle tarif ediyor:
“Hatırlayın: Yunanlılar, neredeyse ellerini kollarını sallayarak, Ege Bölgesi’nden Anadolu’ya doğru ilerlemişlerdi.”
Ne anlama geliyor anladınız değil mi?
Ha bu arada “Evet” veren Erzurum da, Trabzon ve Erzincan da gürültüye gitmiş.
“Aynı şekilde Birinci Dünya Savaşı’nda Ruslar, Trabzon’dan Erzurum’a, Van’dan Erzincan’a uzanan geniş bir bölgeyi işgal etmişlerdi. Fakat Sivas’a girmeye cesaret edememişlerdi. Böyle bir şeye yeltenselerdi, onlar da bu duvara toslayacaklardı.”
Yani diyor ki, Batı’dan Rumlar, Doğu’dan Ruslar elini kolunu sallaya sallaya Sivas’a kadar geldiler.
Ondan sonra bugün “evet” çıkan “milli duvar”a çarpmışlar.
Anadolu’nun geri kalan kısmı “dış kaleymiş... ”
Bu kafayla dış kalede oturanlar kim oluyor?
Düşman gelince kaçıp iç kaleye sığınanlar...
Koskoca bir Milli Mücadele’nin Akit kafasıyla hülasasını gördünüz mü...
işte AKP bu kafayı, 2002’deki gönülleri fetheden iç kalesine soktuğu için, bu ülkenin büyük şehirlerinde demokrasi duvarına çarptı.
Demokrasi duvarına çarpan AKP’nin kuruluş felsefesini savunan iç kalesi değil, kendisine yamanan bu iç kafadır
Ertuğrul Özkök - Hürriyet -
+1
atamdan yugoslav kralına ayarı
Atatürk her ortamda Türk milletinin onurunu temsil ettiği bilinç ve sorumluluğuyla hareket etmiştir. Türk milletinin onuru söz konusu olduğu durumlarda gerekeni yapmaktan asla kendini alıkoymamıştır. Aşağıdaki anekdottaki söz bu konuda ne ölçüde hassas olduğunu yansıtması açısından son derece önemlidir. Güya sözleriyle jest yaptığını düşünen Yugoslav Kralı'na, Yunanlıların başına gelen felaketi işaret ederek öyle bir bilgelikle ders vermiştir ki Kral söyleyip söyleyeceğine sanırım bin pişman olmuş olsa gerek. Yugoslavya Kralı Alexander Atatürk'ü ziyarete gelmişti. Atatürk kralla odalarına çıkarlarken, Kral Alexander: - Size bir sırrımı söyleyeceğim, dedi. Biraz sonra misafir odasında koltuklara oturdular. Kral: - Eğer, bazı Avrupa devletlerinin vaadlerine inanmış olsaydık, Yunanlıların yerine Anadolu'ya biz çıkacaktık... Atatürk gülerek Kralın elini sıktıktan sonra: - Geçmiş olsun Kral Hazretleri siz gelseydiniz sizide gönderirdik
Kaynak: http://www.estanbul.com/a...-238472.html#.WOaGgjc8XqA -
+1
bu fotoğraf her şeyi anlatıyor aslında
Kimileri var sadece "çöpten" çıkan atıklarla karnını doyurmaya çalışıyor kimileri ise 1000 odalı sarayında keyif çatıyor.
Kimileri var sadece evine ekmek zütürmek için gece gündüz çalışıyor günde 4 saat yatıyor 3 kuruş daha fazla kazanmak için kimileri ise 5 senelik milletvekiliği dönemi boyunca 5 kere mecliste bulunmamış ama yattığı yerden 8 bin lira maaşını almış
Kimisi var bırak gemiciği kendi makam aracının parasını kendi cebinden öder (Celâl Bayar)
Kimisi var bağımsızlık yemini etmiş bir başkan devletin imkanları ile evet propagandası yapar
Kimisi var fetöcülerle hiç bir alakası olmamasına rağmen sırf bankasından para çekti diye vatan haini ilan edilir
Kimisi var sadece kaldırıldım diyip bütün suçu üstünden atar
Ey güzel memleketim Türkiyem nasıl bir yer oldun sen
Kendini bile tanıyamaz hale geldin -
0
bir de türkiyeyi böyle düşünün
1. Atatürk ilkeleri layıkı ile ülkeye uygulanmak için tekrardan gündeme getirildi.
2. imam hatiplerin sayısı %70 oranında düşürüldü
3. Vergiler %3 oranında azaltıldı
4. Tüm işyerleri denetlendi işçiye sigorta yapmayan iş yerleri mühürlendi ( mühür açma cezası 100.000 TL ödenmemesi halinde devlet mühür vurulan mekana el koydu)
5. Ülkede tek ve yek dil olan ulu önder Atatürk'ün layık gördüğü Türkçe eğitimi daha kapsamlı hale getirildi
6. Türkiye topraklarıda Arap, amerikan, kürt ve türk olmayan diğer her ırk sınır dışı edildi
7. Diyanet bir daha açılmamak üzere kapatıldı yerine islam'i devlet kurumuna bağlı olmayan fakat atamaların ve gözetimlerin devlet tarafından yapıldığı islam öğretip & tefsir çeviri yapan kurum açıldı hocalar tamamen devlet tarafından atandı
8. Laiklik ilkesine yeni tasarı getirildi mecliste din hakkında konuşmak, kendi lehine dini kullanmak idam cezasına çarptırılması kararı alındı
devamı gelecek -
0
türkiye nin ütopyası
9. Eğitim sistemi kökünden değiştirildi tüm sınavlar kaldırıldı yerine 3 sınav sistemi getirildi atamaların kolaylaşması için ( ilköğretim) her il'e 50 okul açıldı) 3 sınav sistemi ilk öğretimden liseye geçiş ,liseden yüksek öğretime kolaylaştırılmış yüksek öğretim sınavı getirildi. Puan sistemleri düzenlendi 5 yanlış 1 doğruyu zütürücek şekilde değiştirildi . ilk öğretimden itibaren tarih ve dil dersleri yoğunlaştırıldı.
10. Ülkede ulu önder Atatürk'e hakaretin cezası idam olarak değiştirildi
11. Bedelli askerlik kaldırıldı askerlik 10 aya düşürüldü
12. Terör sorunu bir daha karşıya çıkmasın diye 75.000 özel kuvvetler alımı yapıldı tüm askerler doğu bölgelerine yeni bölüklerine atandı
13. Asgari ücret 1850 tl olarak değiştirildi ülke ekonomisi ve alım gücüne göre ayarlandı
14. Ülke çapında ki tüm cemaatler kapatıldı baş kaldıran hoca ve sözde muminler tek tek asıldı
15. Ülkede kürt türk sorunu çözüldü kürtlük tamamen pkk ile bağımsız hale getirildi baş kaldıran herkes asıldı
16. Ülkede en fazla 3 çocuk olarak 1-3 yaş içerisinde aylık 250 tl maaş bağlandı (3 çocuk için 750 tl )
17. Basın özgürlüğü tamamen bağımsız hale getirildi
18. Türk ceza kanunu maddeleri değiştirildi yüz kızartıcı suçların cezasının mutlak idam olması kararı alındı.
19. Sendikalar tekrar tam anlamıyla faaliyete geçirildi -
+4 -4
türkiye nin ütopyası
1. Atatürk ilkeleri layıkı ile ülkeye uygulanmak için tekrardan gündeme getirildi.
2. imam hatiplerin sayısı %70 oranında düşürüldü
3. Vergiler %3 oranında azaltıldı
4. Tüm işyerleri denetlendi işçiye sigorta yapmayan iş yerleri mühürlendi ( mühür açma cezası 100.000 TL ödenmemesi halinde devlet mühür vurulan mekana el koydu)
5. Ülkede tek ve yek dil olan ulu önder Atatürk'ün layık gördüğü Türkçe eğitimi daha kapsamlı hale getirildi
6. Türkiye topraklarıda Arap, amerikan, kürt ve türk olmayan diğer her ırk sınır dışı edildi
7. Diyanet bir daha açılmamak üzere kapatıldı yerine islam'i devlet kurumuna bağlı olmayan fakat atamaların ve gözetimlerin devlet tarafından yapıldığı islam öğretip & tefsir çeviri yapan kurum açıldı hocalar tamamen devlet tarafından atandı
8. Laiklik ilkesine yeni tasarı getirildi mecliste din hakkında konuşmak, kendi lehine dini kullanmak idam cezasına çarptırılması kararı alındı
devamı için +1 -
+1
son yüz yılın en iyi fakesi
Bugün 30 Ağustos'u Zafer Bayramı olarak kutlayabiliyorsak eğer bu başarının en büyük kahramanı hiç şüphesiz Mustafa Kemal Atatürk'tür. Bu başarının arka planında ise pek fazla bilinmeyen bir olay gizli.
Büyük Taarruz'un Arka Planındaki Kritik Olay: Atatürk'ün Düzenlediği 'Fake' Çay Partisi
26 ağustos büyük taaruzun başladığı tarihtir.
30 ağustos için sevdiğim bir olayı alıntılayacağım, atatürk taaruz öncesi haber salınması diye çay partisi haberi yayıp, cephede birlik kaydırmıştı, yunanlılar ise atatürk bu gece partide bu gece asla saldırmaz diyordu, ama o gece saldırıya geçtik.
yani çay partisiyle bile düşmana "fake" atan lider.
"büyük taarruz için atatürk öyle bir plan yapmıştır ki, bu plan o zamanki akil insanları rahatsız etmiştir. bunun çok ama çok tehlikeli bir kumar olduğu söylenen mustafa kemal’in söz konusu planı şudur: yunan’ın en büyük gücü afyon civarında ve güneyde trikopis’in emrindeki kuvvetlerdir. atatürk’e göre burası o kadar güzel tahkim edilmiş ki, belli ki yunanlılar burayı bir kuvvet merkezi yapma niyetindeler. atatürk, “burayı düşürürsek bütün cephe düşer, dolayısıyla burayı vuracağız,” der.
bu plan türk kurmay heyetini oldukça endişelendirmiştir. onların düşüncesiyse şöyledir: “yunan’ı en güçlü olduğu yerden vurmaktan söz ediyorsun, o halde bizim de bütün gücümüzü buraya toplamamız gerekecek.” “evet” der atatürk.
yakup şevki paşa, bunu duyunca küplere biner. “nasıl yaparız. böyle yaparak beni, kuzeydeki orduyu neredeyse çıplak bırakıyorsun. karşımda general digenis var. bize saldırdığı takdirde ankara’ya kadar elini kolunu sallaya sallaya gider. biz afyon’a gidelim derken digenis ankara’ya girer” der. atatürk de “girmez paşam” diye karşı çıkar.
anlaşıldığı kadarıyla atatürk, digenis ile trikopis’in akıllarını başarılı bir şekilde okumuştu. yunan ordusu’nun halet-i ruhiyesini iyi biliyordu. orduda venizeloscular gitmiş, kralcılar gelmişti. politik olarak bölünmüş olan yunan subayları birbirlerini yiyorlardı. yunan ordusu içinde ciddi bir siyasi kavga vardı. yunan ordusu rahat değil, aldıkları son yenilgiyle zaten zafere olan inançlarını da kaybetmişlerdi. askerlerin pek çoğu “bıktık, artık evimize gidelim” diyorlardı. fakat bizimkiler öyle değildi, çünkü kendi vatanlarını savunuyorlardı ve yenmenin tadını tatmışlardı.
atatürk diyordu ki, “paşam, biz büyük bir gizlilik içerisinde kuvvetlerimizi kaydıracağız.” şevki paşa, “nasıl olur, şuradan şuraya bir tabur kaydırıyorum, yunan’ın haberi oluyor” diye cevap verirken atatürk de, “paşam birliklerinizi gündüz kaydırırsanız haberleri olur, biz hareketimizi gece yapacağız, gündüz ise birliklerimizi saklayacağız” diyordu.
yakup şevki paşa bu hareket planına bir türlü anlam veremiyor, “ben bu mesuliyeti alamam” diye ısrar ediyordu. mesuliyet sözünü işitince atatürk hemen şunları söyler: “bir dakika arkadaşlar, hiçbirinizde bir mesuliyet yok. bütün mesuliyet bana ait, millete karşı ben sorumluyum.”
mustafa kemal, bütün gücü güneyde topladı. bu arada ingiliz mareşali charles vere ferrers townshend yunan müstahkem mevkilerini gezer. o kadar beğenir ki, “türkler burayı altı ayda geçerlerse, altı günde geçtik desinler” der.
yunanlılar vaziyetten çok memnundur, o kadar eminlerdir ki kendilerinden, istihbaratı da boş verirler. bu sırada bizimkiler ise bütün gayretleriyle güneyde toplanmaktadırlar.
atatürk, taarruz tarihini ankara’da hiç kimseye bildirmez, hatta kendi arkadaşlarına dahi bilgi vermez. sadece güvendiği ve kendisine güvenmesini istediği ruslara haber verir. “birkaç gün sonra saldırıya geçiyoruz” der. ruslardan çıt çıkmayacağını, ingiliz ve yunanlıların mağlubiyetini dört gözle beklediklerini biliyordur.
ardından, mustafa kemal’in ankara’da büyük bir çay partisi vereceği haberi yayılır. davetliler var, çay partisi var, ama ev sahibi ortalıkta yok, cephede. bir tür oyalama ve dikkati başka yöne çekme hamlesidir bu.
son kontroller yapıldıktan sonra atatürk cepheye gelir, anadolu’nun dış dünya ile bütün telgraf bağlantılarının kesilmesini emreder. anadolu birdenbire suskunluğa bürünür. hemen ardında da ankara’da mustafa kemal’e karşı bir isyan başladığı yönünde sahte bir haberin yayılması sağlanır. istanbul, mustafa kemal’e karşı bir hareket başlamış haberini alır ama anadolu’da aynı zamanda tüm telgraflar da susmuştur. kimse duruma bir mana verememektedir. atatürk, daha arazide silahlar konuşmaya başlamadan istihbarat savaşını kazanmıştır.
o sabah büyük taarruz başlar. sabah 04.30’da tanzim atışı açılır, 5.50’de de tahrip atışına geçilir, saat 07.00’de ise yunan topçusu susar ve türk ordusu 14 gün sonra izmir’e, kordon’a varır. büyük taarruz’dan evvel atatürk, 15 gün sonra izmir’de olacağını söylemiştir yakın çevresine. sonra birlikte kordon’da yürürken de salih bozok’a “kaç gün oldu?” diye sorar, “14 gün” paşam cevabını verir bozok. “bir gün yanıldık o zaman” der atatürk."
celal şengör dahi diktatör kitabından -
0
sikimsonik komünist yalanları
Güzel kardeşim bunların hepsi gayet normal ambargo uygulanan bir devletten bahsediyoruz Sovyetleri örnek versen daha mantıklı olurdu bence -
+7
madem suadayı istiyor bizde
Osmanlıdan ve dedesinin yaptığı ve ödemeden bir ingiliz gemisine binip kaçtığı ve Türkiye Cumhiuriyeti nin borçları 52 boyunca ödediği paraları geri istiyoruz .
Ayrıca daha dedesinin doğum yılını ve napolyonun ölüm tarihini bilmeden bir televiziyon da
1821’de ölen Napolyon’un 1842 doğan dedesi için “Benden sonraki ikinci zengindir Abdülhamid Han” dediğini iddia etti.
aha buda kaynak ( http://t24.com.tr/haber/i ... edem-icin-demis-ki,386685 )
ayrıca başka bir salaklık kardeşim elinde AMERiKAN , JAPON malı son model telefonun var aç iNGiLiZ ŞiRKETi olan internetini bak vikipediye napolyon kaç yılında ölmüş deden kaç yılında doğmuş
Ya milletin zekası ileoyun oynuyor ya da hakikatten bir aptal ile karşı karşıyayız - daha çok