hortlamaz panpa

Güney Amerika ülkesi Şili'de 8,3 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Amerikan Jeolojik Araştırmalar Merkezi, depremin merkez üssünün başkent Santiago'nun yaklaşık 250 kilometre kuzeyi olduğunu duyurdu.
Yetkililer, kıyıya 130 kilometre uzakta meydana gelen depremin ardından Şili, Peru, Ekvador ve Hawai Adası'nı tsunaminin vurabileceği konusunda halkı uyardı. Şili hükümeti, kıyı bölgelerinin boşaltılmasını istedi.

kaynak: (bkz: ntv)

Selam gençler nassınız

(bkz: icloud)

kafayı yedim amk

Türkiye'deki kullanıcılar Twitter'a erişemiyor. Reuters'a göre, Suruç saldırısı sonrası alınan yayın yasağı çerçevesinde Twitter erişime kapatıldı.

senin dede çok film izliyor galiba. Antensiz telefon mu olur lan güldürdün he

uykunu getiriyor değil mi

yok kanka ya yandex diye bir arama motoru gelir hepsini giber atar

Keşke hiçbiri olmasa, sadece insanlar olsa, bütün dünya buna inansa hayat bayram olsa...

Bombalı saldırı kabul edilemez bir olay çünkü orada kimin olduğunu bilemezsin. Bana üzüldün mü diye sorarsan şahsen hiç üzülmedim, neden bilmiyorum ama hiç umurumda bile olmadı. Dediğim gibi bombalı saldırılar hiçbir zaman kabul edilemez. Oraya gezmeye gitmiş masum insanlar da olabilirdi.

edit: Aralarında tıp, hukuk, pgiboloji gibi güzel bölümler okuyan insanlar da varmış. Anlamıyorum sen bu ülkenin geleceği olacaksın lakin gidip en olmayacak işlerle uğraşıyorsun. Bunları gerçekten hiç ama hiç anlayamıyorum.

(bkz: ilginç takıntıları olanlar var mı) bari resmi çalmasaydın amk :ASDAS:ASD

edit:Yunus Karaca'yı bulduk beyler

Türk, Kürt, Alevi kim olursa olsun önce insan olmak önemli. Müslüman aleminin bayramı mübarek olsun. Gidin en sevmediğiniz, küstüğünüz, kavga ettiğiniz insanların bayrdıbını kutlayın. Bu dünyaya bir kere geliyoruz unutmayın.

(bkz: ilginç takıntıları olanlar var mı)

Asansöre düğmesine bastık gelmesini bekliyoruz. Kenan bana"neden burayı terk etmiyoruz, bırakalım cesetler burada kalsın?"ben de ona"daha önce de söylemiştim buradan gidersek cesetleri bulurlar sonra da bizi.."diye cevap verdim. Bindik asansöre en alt kata ineceğiz. Asansör aniden durdu, iki kişi içeride kaldık. Bağırmaya başladık ama nafile sesimizi kimse durmuyordu. Elektrikler de kesilmişti.Bu kadar aksilik neden gelip bizi bulur hala anlamış değilim.Çaresizce düşünmeye başladık. Yardım da çağıramıyoruz ne yapabilirdik ki.Kenan"buradan kurtulmamızın tek yolu asansörden çıkmak" dedi.Ben de "yapma ya ciddi olamazsın"dedim. Kenan da"ya bırak şimdi gırgırı.Bak asansörün üstündeki kapağı açarsak merdivenlerden tırmanıp kaçabiliriz."dedi. Başka çaremiz yoktu. Asansörün üstündeki kapağı zar zor açmayı başarabildik.ilk Kenan çıkmaya başladı, hemen arkasında da ben vardım. Kenan bana"kıçıma bakmıyorsun değil mi lanet olası adamım"dedi.Ben de ona"senin taklu kıçına neden bakayım Kenan"dedim. Tırmanmaya devam ettik.En sonunda bir çıkış kapısı bulduk tam sona gelmiştik ki Kenan birden dengesini kaybetti ve aşağıya sarktı.Tam arkamdan düşecekken bir elimle merdivenleri bir elimle de Kenan'ı yakaladım."merak etme sıkıca tutuyorum sen sadece benim altımdaki merdiven demirlerine tutunmaya bak!"dedim. Kenan da "tamam beni kendine çek hadi"dedi. Sıkıca onu son bir güçle çekmeyi başardım ve dışarıya çıktık. Kenan "bundan sonra gibsen asansöre falan binmem"dedi.Ben de"aynen, personellerin olduğu kata merdivenle inelim bir de içeri girmek için personel kartı isteyebilirler bunu nasıl yağacağız bilmiyorum ama birilerinden kartı temin etmeliyiz"dedim. Merdivenlerden aşağı inmeye başladık.

Yağmur da arkamızdan geldi. Aynı şekilde o da ağlamaya başladı. Bir odadayız ve iki tane cesedi ne yapacağımızı mı düşünelim yoksa en yakın arkadaşımızı kaybettiğimize mi bilemiyorum, sürekli düşünüyorum. Oda servisi geldi ve bize gürültülerden misafirlerin şikayetçi olduğunu söyledi.Kem küm ederek "yoo eee! biz sadece film izliyorduk sesini fazla açmışız özür dileriz"dedim ve servisi postaladım. Merve'nin ailesi bu haberi alınca çok üzülecektir ama elden gelen bir şey yok sadece neler yapabileceğimizi düşünmeliyiz. Kenan, ağlamaklı bir şekilde "ıhııhııhı! belki bu çarşaflara cesetleri sararak ortadan kaldırabiliriz ıhıhıhıhı!"diyerek sayıkladı. Bunun önce iyi bir fikir olduğunu ama çarşafa sardıktan sonra dışarıya nasıl çıkaracağımızı sordum. Yağmur da ağlamaklı bir şekilde atıldı "ühühühü! en alt katta personel odası var.Oda servisinin yemekleri getirmek için kullandıkları araçları kullanarak dışarı çıkarabiliriz. ühühühü!"dedi. "Hay aklınla bin" yaşa diyerek cevap verdim. Yağmur girişte, içeriye kimsenin girmemesi için nöbet beklerken biz personel dairesinin bulunduğu en alt kata inmek için asansöre yöneldik.

Halbuki ben adamın yüzünü tam görememiştim yani adamın yüzünü tam gösterseler tanımazdım o kadar uzaktı. Neyse yavaş yavaş sabah oluyordu. Yeni bir gün başlayacaktı. Hiç şüphe çekmeden normal hayata devam etmemiz gerekiyordu. Sadece bir sorunumuz vardı o da odamızdaki cesetin burayı temizlemeye gelen görevliler tarafından bulunma ihtimaliydi. Aramızdaki uzun konuşmalar sonucu Merve "ben burada kalırım ama içeri girmem dışarıdan gelenleri geri gönderirim" dedi. Tamam dedik ve biz normal bir şekilde tatilimizi yapmaya devam ettik. Yağmur endişelendiğini ve içerideki ceseti ne yapıcaz diye sordu bana. Ben de "bilmiyorum zaten buradaki son gecemiz yarın bu lanet olası yerden ayrılacağız, akşam çaresine bakarız" dedim.Bir taraftan da Merve'nin yanına gidip birilerin gelip gelmediğini öğreniyordum. Orası gayet sakindi, Merve'de kitap okuyordu. Yavaş yavaş akşam olmaya başladı.Biz de çok yorulmuştuk. Kafaları dağıtmak için bara gittik.Bu sefer Kenan'ı sigara içmeye ben çağırdım. Morali biraz bozuktu sanki. Gözlerim bir yandan da odamızın pencerelerindeydi. Yine bir adamı, bir kadını boğarken gördüm. Sigarayı elimden atıp hızlı ve endişeli bir şekilde koşmaya başladım. Kenan "dur nereye beni de bekle" diye arkamdan bağırdı. Ben hemen odaya çıktım koridorda arkası dönük bir adam hızlı bir şekilde koşmaya başladı.Şöyle bir baktım paltosu dikkatimi çekti. Aynı palto babamda da vardı. Sadece babamda olacak hali yok ya diyip titredim ve içeriye girdim. Yatağın üzerinde Merve'nin ölü bedeni yatıyordu. Şok geçirdim hemen arkamdan da Kenan geldi. Ben ellerimi başıma koyup "hayır hayır! ne bunlar şaka mı he" diyerek ağlamaya başladım. Kenan da bağırmaya başladı sarılıp"yo yo olamaz" diye hıçkırarak ağlamaya başladı.

Kapıyı tıkladım Kenan açtı.Üzerinde sadece boxer vardı.Ben hala nefes nefeseydim. Kenan'a "Kenan acilen bizim odaya gel gördüklerine inanamayacaksın" dedim. Apar topar koşarak odaya geldiler. Yağmur da çırılçıplaktı, o da hemen üzerini giyindi. Neyse ben hemen dolabı açtım ve boğazı morluklarla dolu kadını gösterdim. Merve hemen çığlık attı "aaaaa o ne!" diyerek Kenan'ın boynuna sarıldı. Sakin olup bağırmaması gerektiğini söyledim. Kenan, ölü kadının cebinden bir cüzdan buldu. Cüzdanın içinde de bir not yazıyordu. Galiba kadını öldürem adam bu notu koymuştu. Notu neden bilmiyorum ama açmadık. Geri yerine koyduk başımıza kalır korkusuyla, o anın verdiği korkuyla notu cüzdana geri koyduk. Kadını da tekrar dolaba geri soktuk. Odamıza bir ceset vardı ve biz ne yapacağımızı düşünüyorduk. Eğer ceset burada kalırsa otel yetkilileri buldukları zaman başımıza kötü işler gelebilirdi. Düşünüp dururken odanın telefonu tekrardan çaldı. Ben "daha önce de çalmıştı ama kimse konuşmadı"dedim onlara. Kenan "katil arıyor olmasın sen yine de cevap ver" dedi. Ahizeyi kaldırdım "alo!"dedim. Bunu uzun bir süre tekrarladım. Sonra bir adam bana cevap verdi "hahaha siz o kadının neden öldüğünü biliyor musunuz? masum mu sanıyorsunuz o kadını ? o kadının bana neler yaptığını bilseniz bunu siz de yapardınız. Biliyorum onu öldürmem gerekmezdi ama o kadın bunu hak ediyordu. Peki sizi neden arıyorum he istesem ortadan kaybolur giderdim. O barın önündeki adam sen miydin ? sen beni görmüştün göz göze geldik. Şimdi burayı terk edemem. Ya seni tek öldüreceğim ya da hepiniz öleceksiniz!" dedi ve telefonu kapattı.

En samimi arkadaşlarım Kenan, Merve ve Yağmur olmak üzere 4 arkadaş kayak yapmak için bir kayak merkezine gittik. Burada sadece iki gece kalıp evimize geri dönecektik. Otele geldiğimizde Merve "burası sizce de biraz ürpertici değil mi?" diye sordu, ben de Merve'ye "korkma zaten iki gün kalıp gideceğiz" diye cevap verdim. Merve, Kenan'ın sevgilisi olur, çok iyi anlaşırlar. Yağmur'da benim sevgilim olur aynı sınıfta olmasak da aynı okuldayız.

Neyse biz kayak için her şeyimizi hazırladık. Eşyalarımızı da kalacağımız otelin odasına yerleştirmiştik. Aynı odalarda kalmıyorduk, her çiftin ayrı odaları vardı. Odalarımız da yan yanaydı. Neyse kayak yapmak için her şey hazırdı artık. Yağmur bana "sen çok iyi kayıyormuşsun ben fazla bilmiyorum bana da kaymayı öğretsene" dedi. Kenan neden bilmiyorum ama hafiften gülümsedi. Buna biraz dengede durmayı falan öğrettim sonra hep birlikte kaydık. Zaman da hızla ilerliyordu nasıl geçtiğini anlamıyorduk. Baya kayak yaptıktan sonra akşam olmuştu.ilk gecemizin yavaş yavaş sonuna geliyorduk. Otelin hemen önünde bir bar var. Bara girip burada biraz kafa dağıttık bilirsiniz işte kafalar güzel olunca geceler de uzun geçecek. Barda oturmuş canlı müzik dinlerken Kenan sigara içmek için beni dışarıya çağırdı. Sigaralarımızı içerken otelin penceresindeki gölgeler dikkatimi çekti. Bir adamı, kadını boğarken gördüm hatta göz göze bile geldik ben hemen gözlerimi oradan başka bir yere çevirdim. Kenan'a "benim gördüklerimi sen de gördün mü bak bak!" diye gizlice bakmasını söyledim ama Kenan kafasını çevirdiğinde hiçbir şey yoktu. Bu benim çok kafama takıldı iyice tırsmıştım. Kızlara bu konudan bahsetmedim. Zaten iki gece kalacaktık sorun olmaz diye düşündüm. Bara geri döndük kızları alıp kalacağımız odalara gittik. Kızların kafası baya güzel olmuştu. Yatağa uzanmış yatıyorduk ben yavaşça öpmek için yeltendim tam sevişmeye başlıyorduk ki lanet olası otelin telefonu çaldı. Biraz bekledim kapatsın diye ama baya çaldı ben de açtım. Uzun bir süre sadece "alo kimsiniz" dedim. Karşıdaki her kimse cevap vermedi ben de kapattım. Sevişmeye devam ettik. Yağmur "Ah ah yavaş ol acıtıyorsun" diye inliyordu. Tam zevkin doruklarına çıkmıştık ki telefon yine çaldı, evet sadece çaldı yine kimse cevap vermedi. iyice şüphelenmeye başladım. Yan odadan da "bastır haşin erkeğim oh yes" diye inleme sesleri geliyordu. Kenan iyi iş çıkarıyor demek. iş bittikten sonra üzerimi giyinmek için dolabın kapağını açtım ve gördüklerim karşısında şoka düştüm. Boynunda derin morluklar olan bir kadın, ne yapacağımı bilemedim hemen geri çekildim. Bağırmadım, yardım istemedim çünkü başıma kalabilirdi. Odadan çıktım ve Kenan ve Merve'nin kaldıkları odaya gittim.

--spoiler--
Titanik filmin sonunda batıyor
--spoiler--

Ne zaman doğdun?

hemen unutmuşsun o geceyi

ne var ne yok ?

beni bilen bilir

vay anasını be