Hatırlıyorum bundan 3-4 yıl önce lise yıllarındayken nasıl mayına bastığımı. Yolda arkadaşlarla yürüyoduk futbol muhabbeti yapıyoduk her zamanki gibi. Mutluyduk lan günümüz güzel geçiyodu. Herkes evine gitmek için farklı yollara sapmıştı. Aslında çok da tenha bi cadde değildi be. 2-3 serseri yerdeki mayınlara güvenip benden para istedi. Tabi hemen verdim parayı çalıştım zaten amk. Yanında arkadaşları olmasına rağmen korkmadım lan. Tabi tek derdi para almak bally çekmek. Birazdaha istediler. Koşmaya başladım kovaladılar beni biraz. inanır mısınız o kadar kişi görmesine rağmen hiç biri durmadı yardım etmedi. Koşarken kekoların yere koyduğu mayına basmışım.
Bip diye bises ardından büyük bir ısı ve gürültü. Kırımızı ve yeşil rengin birleşimi bir perde indi gözümün önüne.
Çok garip bişey lan mayına basmak. ister istemez korkmak istemesende korkarsın. Sen korkmasanda bedenin korkar aslında. Titrersin. Binbir düşünce geçer kafandan. Sinir ve korkuyla karışık garip bi his kaplar içini. Bedenin ürker. Bi soğuklukla sıcaklık karışımı gibi bişey hissedersin. En son hatırladığım mini etekli bi kadın ambulansı arıyodu. Uyandığımda çoktan ameliyat olmuştum. Ailem başımdaydı. Ağlamışlardı anlayabiliyordum. O gün çok şey öğrendim aslında. Hayatın ne kadar acımasız olduğunu
(bkz:
Bıçaklanmak nasıl bi his)