Rüyada bulunduğum yerin kütahya olduğunu bilincindeyim -kütahyada
okuyorum- fakat mevcut yerlerin hiçbiri kütahyayla alakası yok. rüyamda baraj çevresinde kaybolmuştum ve ben barajlardan acayip derecede korkarım (rüyalarda sadece) barajın suyu çoktu ama onu besleyen kaynaklar az miktarda su taşıyordu -nehir yatağını doldura biliyordu fakat yerde bulunan karın erimiş bir vaziyette bulunması mevsimin bahar olduğunun gösterir ki bu da suyun çok yetersiz olduğunu kanıtlar bir. sıkıntı var burada
* - daha sonra barajın setinin bulunduğu tarafa doğru yürümeye başladım sağ tarafım bir tepe solumda ise baraj kalıyordu tepenin bir kısmı suyun altında kalmış yolu ise tepeyi kazarak açılmıştı suyla benim bulunduğum patika arasında pek bir mesafe yoktu ben suya düşme korkusuyla emekleyerek ilerliyorum bir arabanın rahatlıkla geçe bileceği bir yerde suya baktığımda ise küme küme balık sürülerini fark ettim ve sayıları hayli fazla durumda idi. balıkların büyüklüğünü tespit etmek için yerden biraz toprak alıp suya attım yem sandıkları için su yüzüne çıktılar karın kısımları kırmızı üst sırt bölgeleri ise siyahtı yanları ise iki rengin açık tonlarından mevcuttu. bir süre daha oyalandıktan sonra yürümeye devam ettim bu sefer sudan o kadar da korkmamaya başladım rahat yürüyebiliyordum. suyun ve tepenin son bulduğu yerde bir nehir daha vardı bunun ise üstünde iki tane köprü mevcuttu bunlardan birincisi demirden yapılmıştı fakat çok zayıf görünüyordu diğeri ise odunlarla yapılmış tahta değil bildiğiniz ağaç dallarıyla yapılmıştı ama sağlam duruyordu. köprülerle aramda 15, 20 metre kadar bir mesafe vardı o anda bulunduğum yerde sol tarafımda iki üç tane ev ve bahçe vardı sağ tarafımda ise bir sedir ağacı ve büyük çalılarla kapatılmış bir yer etrafımı izlerken yanımdan yaşlı bir çift geçti dedenin elinde bu abdest almak için içine su konulan testilerden var nenenin elinde ise bir bohça var yürüyorlar o sıra bir tane daha yaşlı kadın geldi ve o da köprüye doğru ilerledi bende hızlandım dedeye yetiştim yaşlı adam kütüklerle yapılmış köprüden geçerken çok temkinli bir şekilde geçti bende geçmek istedim fakat ayağım kayıp suya düştüm su o kadar derin değildi hatta nehir o kadarda büyük değildi akar su gibiydi neyse ben düştüğüm yerden kalkmaya çalışırken iki kadında yanıma geldi birisi kocam çok huysuz ve çabuk sinirleniyor diğer kadın ise *yaşlı adamın hanımı olan* benim kocamda çabuk sinirlenir fakat efendiliğinden yoldayken ses etmez eve gidince çok kızar bu iki kadın ben düştüğümde hiç alakası olmayan bir biçimde bunları söyledi ama işin tuhaf yanı ilk kadının anlattığı kişi babamın özeliklerine benziyordu ikinci kadının anlattığı özelikler ise bana benziyordu bende sudan çıktığım gibi dedenin yanına koştum köprünün diğer tarafı yem yeşildi sağında ve solunda bahçeler vardı hepsinde yeni mahsul ekilmiş ve bunlarda meyve vermişti dede hafif eğimli bir yolun başındaydı yanına gittim ve selam verdim yüzüme baktı gülümsedi çok nurlu bir yüzü vardı boyu benden uzundu zayıftı fakat çok zayıf değildi boyuna göre zayıftı beyaz kısa bir sakalı vardı başında ise beyaz takkesi aleyküm selam dedi yaşını sormak için fırsat kollarken Allahı'ın cezası alarm çaldı.
ben hatırladığım bütün rüyaları yazmaya çalışırım bu rüya beni çok düşündürmüştü ve çokta ayrıntılı görmüştüm