• 0 / 0 / 2773 entry
  • 240 başlık
  • 8.09 incipuan

otostopcu genc bebişinci nesil normal

  • 0
    3d printer
    yakın bir zamanda yapmayı planlıyorum
    ···
  • +1
    bursada forever alone takılmalık yer
    emirsultan mezarlığı
    ···
  • +1
    ofis tayfa nick6laşması
    bilimum patronların amk.

    neymiş tasarım yetişmiyormuş cumarteside gelmemiz gerekiyormuş.
    ···
  • +1
    sakaryada nezih bir otel lazım piçler
    özele yazdım
    ···
  • 0
    süpriz evlenme teklifi
    gözlerini takip ederek okumasını bitirmesini bekledim. sarıldı.bende sarıldım ama mantık olarak evet demesi gerekmiyormuydu. bu sarılmak nedir. herhalde evet anlamında sarılmıştır. hayır olsa çeker giderdi diyerekten izin verirsen şu yüzüğü takayım diyerek elini uzatmasını istedim. daha önceden almış olduğum yüzüğü parmağından çıkarmaya çalışıyordum ki sol bacağımın heyecandan çok fazla titrediğini fark ettim ve yüzüğü çıkarmayı bırakarak direk tek taşı taktım. camlardan balkonlardan izleyen ailesi ve komşularının alkışları eşliğinde hadi gidelim bir yerlerde birşeyler içelim dedim. annesine arabanın anahtarını vermesini rica ettim ve balkondan uçan balonları annesine verdik. gülleri arka koltuğa koyduğumuz gibi mekana birşeyler içmeye çıktık. yolda ikimizde şaşkın ikimizde mutlu ikimizde düşünceli giderken evet demedin dedim. sende benimle evlenirmisin demedin dedi.
    ulan onca şey yap o 2 kelimeyi illa söyleyeceksin demek ki. o olmadan olmuyor anlaşılmıyor demek. arabada da benimle evlenirmisin diyerek evet cevabını aldım.
    gökten üç elma düşmüş. nereye düştüğü önemli değil anlatacaklarım bitti hepsi bu. şuan ilişkimiz rolantide gidiyor, önümüzdeki günler ne süprizler gösterir bilinmez dimi mufittin.
    ···
  • 0
    süpriz evlenme teklifi
    arabadan indik. balonları aldım sağ bileğime bağladım. fakat aldığım ip bu balonlara biraz fazla ağır gelmiş. bunuda öngöremedim. yapacak birşey yok. bagajdan gül buketini aldım. sağ kolumla göğüsüme yaslayarak tuttum. sitenin bahçesinde birileri vardı. araçtan iniyorlardı. onların uzaklaşmasını bekledim. o ara abim bi kaç poz çekti. abimle kafa selamı vererek hazırız dedik ve girdim sitenin bahçesine o ara telefonla hatunu aradım. bi yandanda abim videoya çekiyor.
    canım ne yapıyosun
    iyiyim annemlerle balkonda oturuyoruz.sen ne yapıyorsun
    iyiyim bende. şeyyy odana geçsene bişey dicem de annenler duyar falan duysun istemiyorum.
    tamam geçiyorum bi saniye dedi.
    -- telefonda sessizlik ikimizde konuşmuyoruz arkadan sesler geliyor nereye gidiyorsun dur gitme gel odama gidiyorum be çekilin önümden anne hatunu odaya sokmamak için cebelleşiyor belli. odanın ışığı yandı odaya girdi belli.
    inanmıyorummmmmm
    aşkımmm... aşkımmmm aşkımmmmm
    ses yok
    aşkımmm
    ses yok
    aşkımmm
    efendim.
    şimdi balkona çıkmanı istiyorum.
    o ara balkon kapısının hareketlendiğini gördüm abime balkonu çekmesi için işaret verdim.
    kapı açıldı. hatun balkona çıktı. gülümseyerek bana bakıyor. eliyle hey allahım ya gibi bir işaret yaptı. korkuluklara dirsekleriyle dayanıp kafasını kollarının üzerine gömdü. hala telefonda iletişimdeyiz ama. aşağı gelmesini rica ettim. anası teyzesi kardeşi evde kim varsa camlarda yetmezmiş gibi sitenin diğer sakinleride balkondan camdan izliyor. sanki pandomim yapıyoruz. hatun indiği aşağıya karşıdan salına salına geliyor. bileğini uzat dedim. kendi bileğimden çıkardığım balonu hatunun bileğine taktım. buket gülü verdim. 1 sn diyerek cebimden telefonu çıkarıp aşağı inmesini beklerken hazırladığım görseli gösterdim.
    bi elimde telefon diğer elimde yüzük cevap bekliyorum. enteresan bir durum. kerameti bir kaç saniyelik süre fakat akıldan o an geçenler asırlık oluyor. aklından geçenler kafana sığmıyor.
    görselde
    boşver sen babanı
    evet dersen eğer
    bir ömür boyu
    taramak isterim
    saçlarını
    yazıyor.
    ···
  • 0
    süpriz evlenme teklifi
    japonya'da atom bombası atıldığında iki yaşında olan bir kız oniki yaşına geldiğinde, maruz kaldığı radyasyon nedeniyle kansere yakalanmış. savaşta öksüz ve yetim kalan zavallıcık hastaneye yatırılmış. ancak durumu ümitsizmiş. hastanedeki tüm doktorlar küçük kızın ölümü için gün sayarken, küçük japon kızı hayat doluymuş. koridorda koşuyor, oynuyor ve diğer hastalara yardım ediyormuş. hastaların arasında en sevdiği kişi ise ciksen yaşlarında, kendisi gibi kanser olan yaşlı bir kadınmış. küçük japon kızı, ölüm döşeğindeki bu yaşlı kadını hiç yalnız bırakmamış. kadın ölmeden hemen önce "benim için çok geç ama bizim inanışımıza göre, eğer bir kişi kâğıttan bin tane turna kuşu yaparsa, her istediği kabul oluyor. ben yapamadım, sen yap ve kurtul!" demiş ve son nefesini vermiş. küçük japon kızı çok üzülmüş ama hayatta kalma arzusuyla, geleneksel japon sanatı olan origamiyle kâğıttan turna kuşları yapmaya başlamış. neşe içinde çalıştığından ilk başlarda çok hızlı yapıyormuş. bin tane turna kuşu yapması işten bile değilmiş. fakat bu sırada da sağlığı bozuluyormuş. bu hazin öykü önce yerel, sonra da uluslararası basında yer almış. dünyanın dört bir yanından insanlar kıza binlerce turna kuşu göndermeye başlamışlar. ancak küçük japon kızı, haberler basında elini kıpırdatamaz hale gelmiş. hayattaki son saatlerini altı yüz yedinci kuşu yaparak geçirmiş. kuşu bitirmiş; gözleri kapanırken hemşireler ve hastabakıcılar postadan çıkan yüzlerce origami turna kuşuyla odasına girmişler. küçük japon kızı, yüzünde bir tebessüm yatağında cansız yatıyormuş. postacılar aylarca turna kuşu taşımışlar hastaneye. sayısı milyonlara ulaşan turna kuşları japonya'da bir müzede sergilenmektedir. bu hikaye japonya'da 1943-1955 yılları arasında yaşayan sadako sasaki'nin hikayesidir. arkadaşları, ekgib kalan 356 turnayı katlayıp onunla birlikte gömerler. turna kuşu, o zamandan beri barışın ve nükleer silahsızlanmanın simgesidir. küçük kızın hayatı "sadako ve kağıttan bin turna kuşu" adıyla 1977 yılında eleanor coerr tarafından kaleme alınmıştır. ayrıca hiroşima ve abd'de anısına heykel ve anıt bulunmaktadır.
    kızın ölmesine üzüldü biraz. yerimden kalktım sol tarafında dizlerimin üzerine çöktüm.gel birlikte yapalım birer tane dedim masaya zulaladığım kağıtları çıkarıp birini hatuna uzattım. ben yavaş yavaş yapıcam sende beni takip et diyerek ağır ağır yavaş yavaş yaptık. ilk denemesi benim ilk denememden daha iyiydi. onlarıda koyduk masaya.
    yemekler bitti ne konuştuğumuzu bilmiyorum tatlıya geçelim mi dedim. ama verdiğimin hepsini yiyeceksin diye uyarımı yaptım ki yeterince hata ile karşılaştım sekteye uğramasını istemem. gittim dolaptan ahşap kalp kutuyu alıp önüne koydum.
    kutuyu açtı. içinden süpriz yumurtayı çıkardı. folyosunu açtı oyuncağı yapma hevesi ile yumurtayı ikiye böldü oyuncak kutusunu açarken masaya doğru çevirdi ki parçalar masaya dökülsün. lapppssss diye bi yüzük düştü ama tek taş falan değil takı setinin yüzüğü belli yani. tekliflik bir durum yok. bunu nasıl buraya soktun diye sordu ama cevap beklemenin yersiz olduğunu anladı. onca şey olmuş bunumu irdelesin. hafif bir tebessüm edip geçtim. dolaba dönüp beğenmediğim meyve tabağını aldım koydum önüne. o ara bende yerime geçtim. baktım kaşık elinde tabakla cebelleşiyor. herhalde doydu öylesine oynuyor diye düşündüm. o ara bende kaşığı tabağa bir daldırdım ki kalıp buz olmuş mübarek ahanda bir başka ofsayt dolabın derecesini değiştirdiydim eski haline getirmeyi unutmuştum haliyle tabağın içinde ne varsa donmuş. hatuna bırak istersen yeme diyorum. inatla yemek istiyor uzunca bir süre cebelleşti. erisin ondan sonra yerim diyerek kenara koydu. biraz daha sobet ettik. baktım saat 11e geliyor. dedim yavaştan kaçalım. kalkalım da burası ne olacak dedi. yapacak bir şey yok toplayıp gidicez serdar'a ayıp olur dedim. onca emek ver saatlerce hazırlamaya uğraş 30 dakika sürmedi toplaması. yaprakları poşede koyduk saklamak istiyormuş. mmumları çöpe attık bir daha kullanılacak hali kalmadıydı. baktım hatun hala meyve tabağına göz dikmiş yemeye çalışıyor nasıl donduysa erimemişte. zorla bıraktırdım. bulaşıklar yıkandı yere dökülen mumlar temizlendi kanepeler yerlerine kondu. eve ilk girdiğim hale gelmişti. kapıyı kapayıp evden çıktık. arabasına bindik aracı ben kullanıyorum. arada suratına bakıyorum mutluluk mu var burukluk mu var çözemiyorum. konuşa konuşa gidiyoruz. dediğim istasyona ( k.sanayi istasyonu ) yaklaştığımızda canım geç oldu ben burda ineyim eve git boşuna oralara kadar gitme dedim istasyonu biraz geçince sağa çektim. istasyonu geçme sebebim eve gidebilmek için mecbur yolu uzatması gereksin ki vakit kazanayım. istasyonda durursam ilk aradan döner eve çabuk gider. sarılıp ayrıldık.. araç hareket ettiği gibi telefonu çıkardım abimi aradım. istasyonun arkasında büfelerin oraya park etmiş beni bekliyor. ayaklarım zütüme vura vura nasıl koştum bilmiyorum.
    abim arabadan inmiş beni beliyor uzaktan el salladı fark edeyim diye. nasıl geçti diye sordu. sorun yok sende dedim. abimde de problem çıkmamış. geçtim arabaya içeride hareket edemiyorum gidene kadar üzerimi değişmek ölüm olacak abi dur 2 dakika dedim indim arabadan soyunmaya başladım. kıçımda donla sokak ortasında kaldım. gömleği giydim ardından pantalonu ve ayakkabıları sonrasında kemeri taktım ceketi giydim o ara abim kravatı boynumdan geçirdi. son düzenlemeyi yapıyordu. arka koltukta balonlar duruyor... o ara gitmeye başladık. dedim ev nasıl hallettinmi? hallettim hallettim annesiyle falan oturduk biraz dedi. bi kaç tanede balon şişirip attım ortaya dedi. iyi akıl etmişin dedim. o ara hatunun evine geldik zaten. arabayı evden gözükmeyecek bir yere park ettik.
    ···
  • 0
    süpriz evlenme teklifi
    cüzdanı bulamadım canım sıkkın geçte oldu gelmeyim ben çocuklara selam söylersin.
    ( ettiğim küfrün haddi hesabı yok. hani doğuşun saydırdığı bi video varya aynen öyleyim ama belli etmemek için elimden geleni yapıyorum )
    güç bela ikna ettim geliyorum dedi.
    alnımdan akan terleri silerek şöyle bi etrafı kestim. mumlar bi hayli erimiş ulan söndüreyim yaklaştığında yakayım diyorum ya yetişemezsem. gibtir ettim sonra sönerse söner sonuçta kabahat hatunun...
    tabağa 2 adet roka üzerine kızartttığım etten 2 parça bi köşesinede makarnayı koydum. öyle peçetelerini ayıklayamadıklarımı kendime aldım. kenarına 2 tane yarım çeri domatesi.
    hay amk. makarnanın sosunu unuttum lan. hemen tavaya az biraz yağ döküp biberleri attım. biberlerin rengi keskinleşmeye başladığı gibi rendelediğim domatesi döktüm. üstüne evde bulduğum baharatlardan biraz serpiştirdim. hooppp servis tabaklarında makarnanın üzerine birer kaşık.
    nihayet tabaklarda hazır ve masada yerini aldı. yaklaşık 10 dakika geçti. hatundan mesaj kapıdayım. teyid etmek için balkondan baktım evet aşağıdaydı. saf saf merdivenleri çıkarken benim kalbim aydan marsa dolmuş şöförlüğü yapıyordu. hemen televizyondan listeyi en başa aldım. şarkı çalmaya başladı. sezen aksu hoşgeldin.
    hemen lambaları kapayıp kapının çalmasını bekledim. bekleyemiyorum zütümde havai fişekler patlıyor. delikten gözetlemeye başladım. tam zile basacakken kapıyı usulca açtım. kapı sağ tarafımda kaldı. onun açısından baktığımızda kadrajın sol tarafını kapı ile ben paylaşıyorum. ortada muhtemelen o an kavrayamadığı ortam. içeri girdi ayakkabılarını çıkardı. hoşgeldin faslı. fazla laçkalaşmadan yerine oturttum. karşısına geçtim hemen bi yandan ortamı kesmeye çalışıyor bi yandan açtığım cüzdan muhabbetine dail olmaya çalşıyor. gözleri şiire takıldı. okudu okudu okudu.
    hatun şiiri okuyor ben etten aldığım parçayı çiğnerken ehh pişmiş biraz daha durabilirmiş. biraz soğumuş gibi kendi kendime konuşuyorum. dedim balonu ver tam zamanı. kalktım ayağa yanına gittim bir el uzatımlık mesafede olan balonu el yordamıyla buldum. daha önceden patlatmak için koyduğum kürdanı buldum. balonu hatunun eline tutturdum. ne olduğunu çözmeye çalışır gibi suratıma bakarken kürdanla balonu patlattım. irkilmesini fark etttim ama irkilme kısa sürede donup kalmaya dönmüştü. şansıma gül tam önüne tabağa düşmüştü. istesem denk gelmez yani eline aldı kokladı. küpeler dikkatini çekti. ipi çözdü ve küpeleri taktı teşekkür etti. o ara ben yerime geçtim. odanın içerisinde puştluk pelerinini giymiş bana yaverlik ediyor hatun birşeyler yakalamaya çalışıyor işkilleniyor ama sonuç sıfır.
    balonu neden patlattığımı kortuğunu söyledi. yapacak birşey yok benim kıçımdan terler akmış daha yeni başlıyoruz bi zahmet birazcık kork diyemiyorsun tabi. yemek biraz tussuz tuz nerde dedi. evet gözden kaçırdığım 2. ayrıntı. ben tuz kullanmadığım için yemekleri tuzsuz yapmıştım ve bir ekgibti bu benim için unutmamam gerekirdi. kaptım hemen bi tuzluk o ara aklıma kola geldi. kaptım dolaptan kolayı doldurdum bardaklara. geçtim yerime hatun bunları senmi yaptın diyor inanmıyor herhalde ben bukadar yapamam iltifatlarını birdaha hep isterim sözleri takip ediyor. 1 saniye diyip yanından ayrıldım diğer odaya geçip nazar boncuklarının olduğu kutuyu aldım. uzattım şaşkınlık almış başını gidiyor eee bitmemişmiydi der gibi. usulca açtı yüzü öne eğik kutuya baktığı için tam ifadesini seçemedim belki de beğenmemiştir bu kadar boncuğu ne yapıcam da demiş olabilir. bir de nazar boncuklarının en üstünde kocaman bir tane nazar boncuğu vardı. buda zarife için dedim. ne alaka dedi. zarife hatunun arkadaşı oluyor ne zaman telefonda konuşsalar arkasından ben hatunla tartışmaya başlıyorum. kızda nasıl bir gudubetlik varsa bize nazar değdirdiğine inanıyorum. ( koca nazar boncuğu bile etkili olmadı hala tartışıyoruz düşünün kızdaki potansiyeli)
    kapağından kolyeyi çıkardı. takmam için ayağa kalktı. o ara ben ayakta şef garsonlar gibi neden dikiliyorsam döndü arkasını usulca takamadım tabiki kolyeyi. kanca ağızı darmış halkayı bir türlü sokamadım. buda gözden kaçırdığım bir diğer ayrıntı önceden kontrol etmem gerekirdi. hazır ayaktayız müzikte altan alta geliyor kısa bir dans faslınıda aradan çıkardık tabi. usulca yerine oturttum bende yerime geçtim. ben tabağı silip süpürdüm hatun anca yarısını yemiş.
    baktım hatundan tık yok yavaştan muhabbeti masaya getirdim. hiç turnalarımı görmüyorsun gördüm gördüm dedi. kendim katladım biraz uğraştırdı ama olsun dedim. çokta güzel bir hikayesi var biliyormusun dedim. cevap vermesini beklemeden başladım anlatmaya.
    ···
  • 0
    süpriz evlenme teklifi
    dalı soktum yapraklarını temizlediydim küpeleri kısmen geçirdim tomurcuk kısmı balonun ağız kısmına sıkıştı gitmiyor. güle zarar vermekte istemiyorum.o şekilde şişirmeye başadım. balonla gül yaprakları birbirine yapışmış arasından hava geçmiyor. kabakulak olucam zannettim kulak altlarım şişiyor balonda tık yok. son bi gayret edip biraz hava aldırdım içine gül balonun içine düştü. şişirip düğüm attım. hatunun oturacağı yerin arkasında sakladım.
    nazar boncuklarını koyduğum kutu diğer odada uygun bi anda gidip alıcam. yüzüğün olduğu kinder süpriz dolapta.
    bi yandan saate bakıyorum yetişememe kaygısı var bi yandan abimle iletişim halindeyim bi sıkıntı yok. bi yandan hatunla konuşuyorum.eve önemli bi misafir gelicekmiş annesi temizlik yaptırıyormuş kim olduğunuda söylemiyormuş meraktan kuduruyor. tabiki misafir abim ama annesi söz verdiği üzere söylemiyor. yemeklerin sıcak olması için önce meyve tabağını yapmaya karar verdim. aldığım kayısı kivi kiraz şeftali ve elmaları bir güzel yıkayıp çekirdeklerini çıkardım. hepsini küp küp doğrayıp uygun gördüğüm tabaklara koydum üzerlerine aldığım dondurmayı paylaştırdım. aldığım fıstıklı çıkolatayı eritip üzerinde gezdirdim. nerde hayal ettiğim meyve tabağı nerde bu yaptığım bi ara bunun üzerine biraz daha çalışmam lazım. yapacak birşey yok beğenmiyorsa yemesin. dondurmayı dolaptan çıkardığımda biraz erimişti. dolabın soğutucusunu yükselttim. meyve tabaklarını buzluğa attım. tekrar ve tekrar masaları gözden geçirme. aklımın bir köşesinden birşeyin ekgib olduğu düşüncesini silemiyorum. birşey ekgib ama ne.bi taraftan eksiğimi düşünürken bi taraftan yemek için alt yapıyı oluşturuyorum. yeşillikleri doğradım domatesleri doğradım. hazır olsun ki zahmet çekmeyim. makarna sosu için domates rendeleyip biber dilimledim. makarna suyunu tencereye koydum hazır dursun. sonra atlarım falan gerek yok.
    herşey hazır yetişti. sadece hatunun gelişine göre yemekleri hazırlaması kaldı. telaşlandığım kadar olmadı yetişti çok şükür.
    tamam millet toplanmaya başladı gel istersen dediğimde gelmesi 15-20 dakika sürer. o arada yemekleri hazırlar ve mumları yakarım. sıcak sıcak yeriz.
    hasgibtir etler için yumurtaları kırıp çırpmayı unuttum. sonra kırmaktan vazgeçtim beklerken bozulur falan sıcağı sıcağına kırarım garanti olsun.
    saate 6ya geliyordu yavaştan hatunla sohbete başladım. yavaştan çık istersen diye bi taraftanda mutfakta hazırlıklara giriştim. hatundan tamam 10 dakikaya çıkıyorum teyidinide aldık sıknıtı yok. yumurtaları kırıp çırpmaya başladım. bu hızla yemek yarışmasına girsem birinci olamasamda derece alırım. boru değil lan sevdiğim insana evlenme teklif edicem ve onun için hazırlık yapıyorum.
    etleri bi tabağa aldım. sütü boşalttım bi güzel. kadayıfları balkondan getirip ufayalarak bi tabağa döktüm. sadece sırayla sokup kızartma işlemi kaldı. makarna suyu kaynamaya başladı. makarnaları suya ttım. üzerini yarım kapattım.
    başladım mumları yakmaya. biraz sıkıcı iş ama sonucu insanı tatmin ediyor. mumluk içerisindeki mumları yakması zor olur diye yanımda kürdan getirdiydim. tahmin ettiğim gibide oldu. kürdanları yakarak o mumlarında üstesinden geldim.
    bi taraftan makarnaların suyun içerindeki şekilsiz hareketlerini izliyorum bi yandan eti sırasıyla yumurtaya sokuyorum ardından kadayıfa oradanda kızgın yağın içine. etler 2 postada pişecek belli. ilk postayı kendim alırım ikinci postayı hatuna koyarım. sıcak yesin.
    o ara hatundan mesaj geldi. cüzdanımı bulamıyorum. lan ne cüzdanı cüzdanı nabıcan gibtir et.
    pazara gittiydim orda kaybettim herhalde.
    boşver cüzdan olmasın yanında paraya ihtiyacın yok ki. olursa hallederiz.
    yaa içerisinde ehliyet var polis çevirirse ne olacak.
    orta şeritten usul usul gellll bişey olmaz. ( deli oluyorum lan )
    ben bi pazara bakmaya gideyim. ( ebenin çay tabağına kadar yolun var )
    neyse gitti bu pazara bakmaya. o ara etler pişti. makarna pişti.
    makarnayı bi güzel süzdüm. üzerine yağ gezdirdim. yağın ayarı biraz fazla kaçtı. makarna fazla yağlı oldu. süper zekam yetişti ve üzerlerine peçete bandırarak yağlarını alma fikri geldi. açtım dolabı mavi peçeteyi aldım tabağa serdim. üzerine makarnayı döktüm. üzerine bi kat daha peçete ohhh misss hepsini emer valla. peçeteyi bi kaldırdım. peçete makarnalara yapışmış. süper zekamı gibeyim küçük bi parti deneme yapsana diye kendime söverken iş işten geçti yapacak birşey yok diyerek tek tek makarnadan peçeteleri ayıkladım. vakit yaklaştığı için narı dolaptan çıkarıp daha önceden öngördüğüm yere koydum ve masanın simetrisi ister istemez bozuldu.
    o ara hatundan mesaj geldi.
    ···
  • 0
    süpriz evlenme teklifi
    müziksiz olmuyor evde hazırlayıp flash belleğe attığım müzikleri dinlemek adına taktım televizyona hem dinlerim hemde sıralamayı gözden geçirmiş olurum bi sıkıntı çıkmasın. ilk şarkı çalmaya başladı.
    aklıma kadayıflar geldi. tam kurumamış hemen bi gazete üzerine döküp balkona koydum. güneşte kurusunlarki kıtır kıtır olsun.
    girdim içeri masaya şöyle bi baktım. çalışmaya devam.
    karşılıklı 2 tane sandalye. tabakları yerleştirdim. ortaya büyük mumları koydum.
    beğendiği mumlukları tabaklara yakın yerleştirdim.
    evde katladığım kalp peçeteleri tabağın sağ tarafına yerleştirdim. üzerine bir çatal ve kaşık.
    sol tarafa şiiri yazdığım peçete üzerine bıçağı koydum.
    benim peçetelerde aynı şekilde lakin şiir yok. şiirli peçetenin hemen önüne sarı bir tane origami turna. benim peçetenin önünede sarı origami turna. ortadaki koca mumlar ile hatunun tabağının arasına narı koyucam ama akşama kadar bozulur diye tırsıyorum. yerini ayırdım akşam koyucam. hatun masaya oturduğunda sol tarafında görmeyeceği şekilde masanın altnına 2 adet kare şeklinde kağıt koydum. bi şekilde muhabbeti origamilere getirdiğimde birlikte katlayalım ki ne kadar zahmetli olduğunu az buçuk anlasın.
    elimde kalan kalp kartlarıda masanın üzerine düzgün bir şekilde yerleştirdim. yere yapay gül yapraklarını döktüm. masanın üzerine gerçek gül yapraklarını serpiştirdim. kalan gerçek yapraklarıda yerlere dağıttım hepsi birbirine girdi gerçek sahte anlaşılmıyor.
    o ara aklıma geldi. etleri süte yatırmam lazım ki yumuşasın. hemen sütü bi kaba boşaltım içerisine etleri attım .
    bi taraftan birayı yudumluyorum bi taraftan masanın üstüne küçük mumlardan diziyorum. mumlar sade ve limonlu. limon kemirmeyi çok sevdiğine göre kokusunuda seviyordur nede olsa. belki de yanlış tahmindir o yüzden ortadaki büyük mumlar gül kokulu. belkide kokuların hepsi birbirine girer değişik bi koku olur akşama ak koyun kara koyun belli olacak.
    yere duvar dibine masa kenarlarına paralel şekilde mumları dizmeye başladım. giriş kapısına kadar gidiyor. kapıdan girdiğinde masaya kadar mum koridorundan geçiyorsun. yerdeki yaprakların hepsi koridor içerisinde kalıyor. incin durupta göz yormasın. masaya üstten baktığında şiirli peçeteyi saymassak simetri oldu. güzel duruyor güzel. inşallah sonuda güzel olacak.
    sigaradan bi fırt bi yudum bira derken balonun içine gülü sokma işlemine geçeyim dedim. ince bir iple 2 küpeyi gülün tumurcuğuna yakın bi şekilde bağladım. ulan bunu balona sokarken balon yırtılır. önce dalını sonra tomurcuğu olacak şekilde balona sokmaya karar verdim tersi şekilde sokarsam tomurcuğun yaprakları kopmaya başlar elimde başka tomurcuk gül yok almaya zaten vaktim yok. ne olur ne olmaz diye fazladan yanıma balon aldım.
    ···
  • 0
    süpriz evlenme teklifi
    bu kodların ne anldıbına geldiğini öğrenmemiz için doğum günü süprizine gitmemiz gerekiyor. çünkü onunla bağlantılı. kısaca anlatalım onuda.
    doğum gününe yaklaşık 15 gün varken dağcılıktan bi arkadaş ben ve hatun bi yerde oturuyoruz. arkadaşa daha önceden yapması gerekenleri anlattım. muhabbeti dönüp dolaşıp tırmanışa getirdik. önümüzdeki hafta ballıkayalar'a tırmanışa gidelim dedi. düşündüm düşündüm bu hafta doluyum haftaya gidelim dedim ( hatunun doğum günün olduğu gün ) ben müsaitim olur dedi. hatunun yanında konuştuk gideceğimi biliyor ama doğum gününe geldiğini fark etmedi. arkadaşla beni arabasayla bir yere bırakıcak yolda gidiyoruz. neden yedek anahtarda anahtarlıkta takılı diye çemkirdim hatuna, ver bende kalsın senin kullandığın kaybolursa buda kaybolmamış olur gibisinden aldım anahtarı neyse işte o gün gelene kadar zaten hafiften trip üzerine trip atıyor sebebini soruyorum ses etmiyor neyse.o gün şehirde olmayacağım hissiyatını verdim.
    daha önceden arabanın cdıbının ölçülerini aldıydım. hesaplarıma göre 800 tane postit kağıdı arabanın camlarını kaplıyor. her bir postite güzel sözler yazmam gerekiyor ve iki hafta sürem var. güzelce sözleri öncelikle bilgisayarda düzenledim gerek aklımdan gerekse netten faydalanarak bi hayli söz buldum. daha sonra bilgisayardan postitlere aktarırken karışıklık olmaması adına bilgisayarda her söze bir kod verdim ve o kodu postitin sağ alt köşesine yazdım. beklenen gün geldiğinde benim ballıkayalar'da olduğumu düşündüğümden rahatım. çalıştığı yere gittim araba otoparkta duruyor arabaya binicem bütün camlara postitleri yapıştırıcam plan bu.
    arabaya anahtarı soktuğum gibi arabanın alarmı ötmeye başladı. lan ben nereden bileyim arabayı kumanda ile kilitlediysen kumanda ile açılması gerektiğini. hemen otoparktan uzaklaştım elimde poşetler hatunun sesi duyup gelmesini bekliyorum. herşeyi tak ettim ufak bi detayı gözden kaçırdım olan oldu. verecem poşeti eline doğum günün kutlu olsun dicem tamam işte yeter. yapacak birşey yok böyle kısmetmiş. yaklaşık 1.5 dakika sonra alarm sustu gelen giden yok. zannedildiği kadar da şansız biri değilmişim. kafayı çalıştırmaya başladım bir daha arabayı açar içine girerim 1.5 dakika sonra zaten yine surar yakalanırsakta yapacak birşey yok. girdim arabanın içine alarmın susmasını bekliyorum allahtan gelen gidende olmadı. başladım postitleri gelişi güzel yapıştırmaya. ufak bi hesaplama hatasından dolayı yaklaşık olarak postitlerin yarısına yer kalmadı onlarıda öndeki yolcu kolduğunun üzerine öbek şeklinde koydum. yanınada tek gül bıraktım. şöför koltuğunun arkasındaki cebede kutusuyla birlikte altın kolye koydum. arabadan uzaklaştım sote bir yere geçtim. işten çıkmasını bekliyorum. işten çıktı uzaktan arabayı gördü görmesiyle donup kalması bir oldu. arabaya bindi biraz vakit geçti. telefonum çaldı hatun arıyor hangi ara yaptın bunu diyor az önce yaptım diyorum inanmıyor ballıkayalar'a gideceğimize fazlasıyla inanmış sabah yapıp gitmişindir diyor. üzerindeki şoku atlattıktan sonra kısmen arabayı kullanmayı engelleyecek yerdeki postitleri topladı sonra sote yerimden geldi beni aldı. akabinde kolye faslı falan derken böyle bir doğum günü atlattık. vel hasıl kodların sebebi buraya dayanıyor. o koda ait postiti bulup ilk harfini alacak kartın arkasında hangi numara yazıyorsa o numaranın hizasına koyacak bütün kodları yerleştirdiğinde ortaya benimle evlenirmisin yazısı çıkacak. tabi ki bunları teklif esnasında çözmesini bekleyemem.
    gelelim teklif gününe...
    cumartesi 10 gibi kalktım. midemde kelebekler bildiğin grup ciks yapıyor. acayip bir durum şimdiye kadar hayatıma bir çok kız girip çıktı ama şuan bulunduğum durum çok farklı. hayatımın geri kalanına bodozlamadan etki ediyor. boru değil her sabah göreceğin surat için adım atıyorsun. hastalandığında kimin çorba yapacağına karar veriyorsun. çocuğunun kime anne diyeceğini tastiklemeye çalışıyorsun. yoğun bir gün beni bekliyor alışveriş yapmam lazım. yemek için kadayıf, antrikot, yeşillik baharat, süt almam gerek. bunları bizim mahalleden hallederim. alışveriş yaptığımız kasabın eti güzel oluyor. alışverişi yaptıktan sonra buket çiçeğin kalan ödemesini halleder son bi gözden geçirme yaparım. narı alır görükleye geçer hazırlıklara başlarım.
    yanıma almam gerekenleri son kez gözden geçiriyorum ekgib yok. abim eve uğrayıp takım elbiseyi, yüzüğü, origamileri balonları, balon iplerini ve balona bağlanacak kartları alacak onlarıda hazırlıyorum bi sıkıntı yok.12 gibi evden çıkıp dolmuşa biniyorum. çiçekçiye gidip selam veriyorum ne oldu abi hazırmı falan diye sorarken adam gardaş sen ne diyorsun gibi suratıma bakıyor. adam nerden hatırlasın beni bi kendini tanıt bakalım jeton sonradan düşüyor. abi diyorum böyle böyle 134 güllü buket vardı ahanda buda verdiğin kartvizit. hehhh şimdi hatırladım. şimdimi alacaksın diyor.yok ben şimdi parayı vericem akşam 7 gibi abim almaya gelicek ona verirsin diyorum. ama şimdi bana bir tane tomurcuk gül vermen lazım bir de gül yaprağı ayarla diyorum. adamın verdiği gül yapraklarını görünce gözlerim yerinden fırladı. keşke yapay yaprak almasaymışım bile okadar fazla verdi. gül yaprakları ile tomurcuk gülüde poşede atıp doğru tahtakale'ye manava gidiyorum. abi nar lazım, kaç kilo, 1 tane ver yeter abi, borcum ne kadar 20 lira. oha amk bi nar 20 lira olur mu? gibtir et en azından yazın nar buldun ses çıkarma. şehreküstünden metroya binip görükle'ye doğru gidiyorum. metroda tekrar gözden geçirmeler başlıyor. kafam duvara vurmuş gibi dannnnnn ediyor. hasgibtir mahalleden alışveriş yapmayı unuttum. herşeyi geç antrikotu nabıcam. başka yerden aldığım pişmesse sıçtık. metrodan inip minibüse binip görükle'ye geçtim. marketten tel kadayıf, yeşillik, süt, çikolaya, meyve ve dondurma aldım. kasaba gittim baktım bonfileler daha canlı abi dedim ver ordan yarım kilo bonfile 2 kişiye yeter. bi güzelde döv sen onları incelsin. gerçi etin kerameti kalmayacak ama ya pişmezse.. akabinde 2 tanede bira aldım kendime hazırlık yaparken soğuk soğuk iyi gider. elde poşetler yavaş yavaş eve çıkmaya başladım.. elimden poşetleri bıraktım önce ortayı boşaltmam lazım halıları kaldırdım kanepeleri bi köşeye yığdım ortalık açılsın. masayı ortaya çektim.
    ···
  • 0
    süpriz evlenme teklifi
    telkari takımın yüzüğünü kinder süpriz yumurtanın içerisine koyucam. yumurtayıda ahşap kalp kutunun içerisine.
    karton kutu içerisine nazar boncuklarını koyucam ve takı setinin kolyesini kapağının iç kısmına tutturucam. küçükte bir not her günümüze 1 tane...
    hediye verme ve yemek faslı bittikten sonra evi toparlayıp çıkıcaz ve herkes evine gidecek.
    ben yıldırım'da oturuyorum hatun üçevler'de oturuyor. serdar'ın ev görükle'de. hatunun arabası var beni normalde zaferplazanın oraya bırakıyor. ama o gün bi bahane ile beni bıraktıttırmayıp onun evine yakın metro istasyonuna bıraktırmam gerekiyor ordanda eve geçsin. indiğim yerden abim beni alıcak. hatunun eve giderken arabada üzerimi değişip takımları giyicem. o arada hatun eve varmış olacak. annesinden rica edeceğim üzere odasına girmesini bi şekilde engelleyecek. evine gittiğimizde bi elimde uçan balonlar bi elimde gül buketi odasında bulunan balkonun altına geçicem telefon edicem ve odasına geçmesini söylicem odasına geçtiğinde origamileri görecek onun şaşkınlığını yaşarken balkona çıkmasını söyliyeceğim balkona çıktığında aşarıda beni görücek aşağı çağırıp teklifi gerçekleştiricem.
    teklif gününe gelmeden hatunun annesini aradım. kendimi tanıttım şu gün izninizle kızınıza evlenme teklif edicem. dedim sağolsun anlayışla karşıladı hayırlısı olsun dedi. birde sizden bir ricam olacak teklif için siziden yardımınıza ihtiyacım var eğer kabul ederseniz abim size gelip hatunun odasında küçük bir hazırlık yapacak dedim. onada olur dedi. ne iyi kadın yaaa.
    balonun içine gülü serdar'ın evinde koyucam.
    kolyeyi ve nazar boncuklarını koyacağım kutuyu hazırladım.
    3 tane kinder süpriz yumurtayı ortadan açmaya çalışırken kırdım 4. denemede muradıma erdim ve oyuncakları çıkarıp yüzüğü koyup tekrar geri kapadım ve kalp kutunun içine koydum.
    peçeteleri kalp şeklinde katladım. başka bir peçete üzerine nazım ustadan aşağıdaki satırları yazdım. sağ tarafta uygun bir yere c16 yazdım. ( kod açıklaması birazdan )
    kitap okurum içinde sen varsın
    şarkı dinlerim içinde sen
    oturdum ekmeğimi yerim karşımda sen oturursun
    çalışırım, karşımda sen
    en güzel deniz, henüz gidilmemiş olandır
    en güzel çocuk henüz büyümedi
    en güzel günlerimiz henüz yaşamadıklarımız
    ve sana söylemek istediğim en güzel söz
    henüz söylememiş olduğum sözdür
    o şimdi ne yapıyor? şu anda şimdi, şimdi, şimdi
    evde mi, sokakta mı? çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı?
    kolunu kaldırmış olabilir mi, hey gülüm
    beyaz kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu hareketi
    o şimdi ne yapıyor şu anda şimdi, şimdi, şimdi
    belki dizinde bir kedi yavrusu var, okşuyor
    belki de yürüyordur, adımını atmak üzeredir
    her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren sevgili
    canımın içi ayaklar ve ne düşünüyor, beni mi?
    yoksa ne bileyim fasulyenin neden
    bir türlü pişmediğini mi? yahut insanların çoğunun neden böyle
    bedbaht olduğunu mu? o şimdi ne düşünüyor
    şu anda şimdi, şimdi ...
    turnaların kanatlarına seni seviyorum yazsam mı diye düşündüm ama okadar vaktim yoktu iptal ettim.
    uçan balonlar için tuttuğu takım renginde ip aldım. almış olduğum kalp kartlarıda iple balonlardan sarkıtıcam. ve her bir kartın bi tarafına c21 b25 gibi kodlar yazıcam. diğer tarafına 1den 21e kadar rakamları yazıcam. yani
    1 b24
    2 c11
    3 a04
    gibi olacak
    ···
  • 0
    süpriz evlenme teklifi
    yemek
    tel kadayıflı bonfile
    domates soslu makarna
    süs için biraz yeşillik
    kola
    dondurmalı meyve tabağı
    origamileri nasıl vereceğim konusunda daha fikir sahibi değilim. masa süslemesi için gül yaprağı almam lazım şerefsizler 5 liraya 1 tane gül alacaksın onun yapraklarını koparacaksın diyor. maliyet artıyor nette yapay gül yaprağı buldum. 600 tane 25tl gibi bir fiyat. ondan sipariş verdim.
    teklif tarihi kesinleştiği için buketteki gül sayısıda belli oldu 134 tane kırmızı gül her günümüze 1 tane ve ortasında 1 tane beyaz gül gelecek günlerimiz için. aklıma gelen çiçekçileri dolaştım netten bulduklarımı aradım. en sonunda bursa kızılay kan bankasının orada 150 liraya anlaştım. gül yaprağıda veririm abi dedi. allah razı olsun. bi miktar kapora bırakıp kart vizite kapora miktarını yazdırıp aldım. kartviziti gömleğin cebine koydum. ertesi akşam yine aynı gömlek üzerimde hatunla buluştuk. bir yerde bişeyler yerken eli birden cebime gitti kart viziti çıkardı. o an kafamda şimşekler çaktı lann gördü sıçtık falan derken ani bi hamle ile elinden aldım. ne olduğunu anlamadığını söyledi. bende üstelemedim konu kapandı.
    küçük mumlardan aldım uzun mum aldım bir kaçının üzerine oyma ile kalp yaptım.
    zamanında yeşil türbenin orda bi mumluk beğendiydi onları aldım.
    bi yerde keçeden yapılma nazarlık beğendiydi onu aldım.
    ahşaptan kalp şeklinde kutu aldım.
    karton kutu aldım.
    küçük ahşap yapışkanlı uğur böceği aldım.
    her güne 1 tane olmak üzere 134 tane nazar boncuğu aldım.
    balonları uçan balon yapıcam ve helyum gazını çözmem gerekiyor maliyetli birşey. netten almak daha maliyetli cumhuriyet caddesinde bir mekan buldum tanesini 2.5 liraya şişiriyorlar. 30 tane kalp şeklinde balon aldım. balonları evde kullanıp kullanmama konusunda kararsızım.
    yapay gül yaprakları ile birlikte yaklaşık 4cm çapına tekabül eden bi tarafı kırmızı bi tarafı beyaz kalp kartlardanda sipariş ettiydim. onlarda geldi.
    mardin'den aldığım takı seti elde zaten.
    bu hazırlık aşamasındayken bi muhabbet olduydu tek taş istediğine kanaat getirdim.
    gittim bitanede tektaş yüzük aldım.
    narı bi köşeye yazdıydık tahtakalede aşerenler için buzhanesi olan bi manav varmış ordan narı alırım.
    3-4 tane kinder süpriz yumurta aldım.
    yüzüğü koymak için kutu aldım...
    herşey kafamda hazır sadece teklif sözleri kaldı.
    ne yapıyoruz şimdi.
    cumadan ben serdar'lara gidiyorum. ( sözde gidiyorum tabi öyle birşey yok maksat doğum gününe beraber gidelim demesin). cumartesi vakitlice kalkıp serdarlara gidicem ortamı hazırlıcam vakti geldiğinde doğum günü için gelebilirsin diye haber vericem ve eve gelicek. içeri girdiğinde masa hazır mumlar güller yemek falan biz yemeğimizi yudumlarken abim balonları şişttirecek origami turnaları ve yüzüğü yanına alacak. benim için bir tane takım elbise alacak. biz hala evde iken abim hatunun evine gidecek ( bunun için ailesinden izin almam lazım ) odasına origami turnaları dizecek. ve hatunun evine yakın bir yerde beni bekleyecek. biz yemeğimizi yerken ara ara hediyeleri vericem.
    hediyeleri nasıl vereceğime gelince aklımdaki plan şöyle..
    kalp balonun içerisine tomurcuk bir gül sokucam ve o gülün üzerine telkari takımın küpelerini bağlıcam. balonu vericem elindeyken balonu patlatıcam.
    ···
  • 0
    süpriz evlenme teklifi
    origamileri katlarken gözlerim kapanıyor bakmadan katlıyorum artık. elim alıştı 3 dakikanın altında katlıyorum. ( 1000 tane bittiğinde 1 tanesini 1 dakikada katlar olmuştum )
    katlarken bi yandan hala ince detayları düşünüyorum. çiçekte vermem lazım bütçe kısıtlı tek gül versem iyi olur. sonra vazgeçiyorum çocukluktan beri birine koca bir buket gül verme gibi hayalim vardı. bi şekilde bütçe oluşturup bu buket işini halletmek lazım. 101 gülün bi anlamı var 1001 gülün bi anlamı var. gülün tanesi 5 lira cepte para yok kafamda deli sorular. sonunda karar buldum. ilişkimizin başlamasından teklif gününe kadar kaç gün geçtiyse okadarlık bir buket yaptırıcam. teklif hedefim 7 haziran ama olmama ihtimaline karşı o yüzden buketteki gül sayısı belirsiz. gemlik'te çalışıyorum iş yerinde öğle yemeği firmaya gelmiyor. biz dışarı gidiyoruz istediğimiz yerde yiyiyoruz. öğle vakti yemeğe gitmek için dışarı bi çıktım hatun arabayla gelmiş beni bekliyor süpriz yapmış. gitti bir yerlere birşeyler yedik benim öğle paydosum doldu beni işe bıraktı. ama o 1 saat boyunca acayip trip atıyor ayrıldık hala tribe devam ediyor sonunda patladı. ben senin için bursa'dan gemlik'e geliyorum süpriz yapıyorum senin umurunda değil mutlu olmuyorsun. lan saçmalama mutlu oldum yorgunum biraz fiziksel olarak mululuğumu dışarı vuramamışımdır diyorum anlatamıyorum. he he diyip geçiştiriyor. diyemiyorum ki origami katlamaktan 2 saat uyku ile işe gelip gidiyorum. böyle olunca daha çok çıldırıyorum. lan ben senin kaç gündür uykusuzluktan ölüyorum ondan halsizim senin attığın tribe bak giberim teklifi meklifi lannnn diye isyan edesim geliyor zor zapt ediyorum kendimi. güç bela sakinleştim. öyle bi deli gün geçirdik.
    elimizdekiler
    yemek.
    balon.
    telkari.
    origami.
    buket gül.

    biraz daha ekleme yapılabilir. aklımdan geçen teklif gününe 3 gün varken hem kafamdakiler tam oturmadığından hemde şehir dışından arkadaşlar geldiğinden teklifin temel direği origamilerin yetişmeyeceğini düşünerek teklifi bir sonraki haftaya 14 hazirana erteledim.en azından 1 haftalık zaman zarfı hem fiziksel hemde zihinsel olarak beni bir hayli rahatlatacak.
    gerçi turnalar 8 hazirana yetişti ama kafamdakiler tam oturmamıştı. hatuna serdar'ın çocuğunun d.günü 14 haziranmış ona göre plan yapma diye söyledim. 1 hafta önceden haberi var artık.
    turnaların bitmiş hali
    son taslağı gözden geçirecek olursak eğer
    14 haziran cumartesi günü teklif gerçekleşecek. 14 haziran koca gün hazırlık yapacağımdan 14 haziranı hiç bir şekilde saymıyorum. şayet evde hazırlığı ben yapacaksam benim önceden gitmem lazım. ben önden gideyim dediğimde birlikte gideriz derse risk yaratmış olurum. evi başkasıda hazırlasın istemiyorum.. 13 haziran cuma günü ben serdar'lara içmeye gidicem ve serdar'larda kalıcam ertesi günde hatun doğum gününe gelecek. böylelikle bende hazırlığımı yapabileceğim.
    ···
  • 0
    süpriz evlenme teklifi
    yemek masasında mumlar olmalı. peçeteler özel katlı ve olmazsa olmaz gül yaprakları. odanın kenarlarında da mum olursa güzel olur. hatta gül yaprakları odanın her yerinde olsun..
    masayı başka nasıl süsleyebilirim diye iş yerinde avel avel düşünürken aklıma 2 tane origami turna yapıp koymak geldi. biri onun önüne biri benim öneme aynı zamanda masanın simetriğinide bozmamış olucam.iş yerinde netten nasıl yapıldığını araştırıyordum ki origami turnanın ne anlama geldiğini okudum..
    özet geçersek ( ilerleyen satırlarda detayına giricem )
    japon kültüründe 1000 tane origami katlarsan 1 dilek dileme hakkın olurmuş ve dileğin kabul olurmuş. evlenecek kızlar ve akrabaları evlenecek çift için 1000 tane turna katlarmış ve mutlu huzurlu bir evlilik geçirirlermiş. daha sonra bu turnaları düğün günü salon süslemesinde kullanırlarmış.bir de iç burkan bir hikayesi var.
    bu origami anlamı bayağı kafama yattı. kerameti 1000 tane hem milletten yardım almak makbulmüş. iş yerinde küçük not kağıtlarından 1-2 tane deneme yaptım. yapılabilecek birşey ilki birşeye benzemesede 3-4 tane yaptıktan sonra birşeylere benzemeye başladı.bu not kağıtları 7cm x 7cm ebatlarında ve katladığımda turna biraz küçük oluyor. hem beyaz renkli. evet beyaz olabilir saflık temizlik anlamındadır ama küçük oluyor ve köşesinde eşantiyon olarak dağıtan firma ismi var. içime sinmedi. derken aklıma farklı renklerde yapmak geldi. akşam iş çıkışı gezebildiğim bütün kırtasiyeleri gezdim. 9cm x 9cm veya 10cm x 10cm ebatlarında not kağıdı arıyorum ama malesef bulamadım. istediğim ölçülerde kağıt yoksa kendim yaparım dedim . 100 yaprak civarı farklı renklerde a4 a3 arası bir boyutta kağıt aldım. bunların hepsini istediğim ölçülerde kare şeklinde parçalara bölmem lazım. önce kağıttan 4 parça çıkacak şekilde yaptım. turna biraz büyük oldu içime sinmedi. uzun uğraşlar sonucu bir kağıttan 12 tane büyük 4 tane biraz daha küçük olmak üzere 16 parça çıkardım. yaklaşık olarak 9cm x 9cm ölçülerinde... işin kötü kısmı bir taraf yarım mm uzun olsun katlama aşamalarında sıkıntı yaratıyor ve ne yaptıysam tam ölçüde kesemedim. belirli bi miktar yaprağı parçalayıp küçük karaler oluşturdum daha sonra bu oluşturduğum kareleri sol üst köşe ile sağ alt köşe uc uca gelip üçgen yapacak şekilde birleştirdim ve kenarlardaki gözüken artıkları tekrar makasla düzelttim. daha sonra diğer ucları birleştirip bir daha artıkları düzelttim ve istediğim kareyi oluşturmuş oldum. daha sonra katlamaya başladım. ilk katladığım turna için süre tuttum 3 dakika sürüyor.
    3*1000= 3000dk
    3000/60= 50 saat
    evet sadece katlama işlemi 50 saat sürüyor bir de bunun kesme ve artık temizleme kısmı var.
    sabah 8de işe gidiyorum akşam 6da çıkıyorum h.içi bazı akşamlar hatunla buluşuyorum. uyumam lazım günde 8 saat uğraşsam sadece katlaması 6 gün sürüyor bu arada aklımdan geçen süreye yaklaşık 10 gün var. hedefim 7 haziran 2014.
    bi şekilde başladım. gece 3-4 gibi yatıyorum sabah kalkıp işe giderken serviste katlıyorum iş yerinde her bulduğum fırsatta katlıyorum tuvalette katlıyorum. arkadaşlarla buluştuğumda katlıyorum. sokakta yürürken katlıyorum. katlarken sonuna kadar katlama işlemini yapmıyorum ki kanatlar zarar görmesin belirli bir aşamaya geliyorum ve devdıbını evde yapıyorum. katlama işlemleri sürerken bir yandan diğer detayları oluşturma çabasındayım yemek nasıl olacak başka ne hediye versem gibi şeyler.
    2010 yılında mardin'e gittiğimde o zaman tanımadığım ilerideki eşime telkari takı seti aldıydım. onu vermeye karar verdim. yüzük kolye küpeden oluşuyor. direk kutusuyla versem olmaz bunada bi şekilde ayar vermem gerek.
    ···
  • 0
    süpriz evlenme teklifi
    bunların hepsini kafamdan sildim. ne yapmam gerektiğini tekrar tekrar düşünüyorum. kafama saçma sapan şeyler geliyor gidiyor. temel olarak ne olacak.
    klagib ama etkili yemek gerekli. bi mekanda mı olmalı yoksa evde mi? eğer imkan varsa evde hazırlamak daha iyi. onun için seve seve emek verdiğimi görür.hep gözlerden uzak daha rahat oluruz.
    yemekte ne yapmalıyım? alkol olacak mı? masa dekoru nasıl olacak? servisi nasıl yapıcam?
    sadece yemek kısmı için kafamda bir çok soru dallanıp budaklanmaya başladı... bunu bi kenadarda düşünmeye devam ediyorum.
    başka ne yapmam gerekli... yemekten sonra teklif edersem ilk başta bahsettiğim hayal kırıklığını pek yaşatamam. teklifi yemekten sonra yapmalıyım...
    elimde iki madde var...
    yemek olacak.
    teklif yemekten sonra olacak...
    ama yeterli değil. bi gün hatunla parkta dolaşıyoruz uçan baloncunun önünden geçerken biliyomusun çocukken annem balon aldıydı aldığı gibi elimden kaçırmıştım. öyle mal gibi arkasından baka kaldım içimde uhde'dir o atamıyorum bir türlü dedi.
    hemen attım hafızaya elimde artık 3 madde var. bi şekilde balonları da kullanmalıyım.
    teklifi çok uzatmak istemiyorum ama iyi olsun istiyorum daha doğru düzgün birşey yok. kafamda takribi tarihi belirledim 2-3 hafta sonra olacak şimdilik yemek, yemek sonrası teklif ve balonlar kullanılacak. yemek için serdar'ın bekar evini kullanıcam. ama hatuna zamanı geldiğinde hadi serdar'ın eve gidiyoruz demek olmaz yanlış anlayabilir veya bir şeylerden işkillenebilir... dediğim gibi aklımdaki teklif tarihine 2-3 hafta var.
    bi gün buluştuğumuzda dedim ki
    aşkım serdar'ın çocuğunun doğum günü varmış. biliyosun serdar eşinden ayrı çocuk ağlıyormuş neden benim doğum günüm kalabalık olmuyor diye serdar'da herkese söylüyor bizde gideriz dedim. olur gideriz ne zaman dedi. tam hatırlamıyorum 2-3 hafta sonra dedim. kesin tarih vermeme sebebim aksi durumlara göre kendimi tekrar hazırlamam gerekebilir. tamam serdar'lara gitme bahanesini böylece aştım. çocuğun doğum gününe gidiyoruz diyip gidicez.

    osmanlı zamanında eleman evlenmek istediği kıza nar yollarmış.. tarihi bir anlamı var aynı zamanda da ata yadigarı bi olay. ( narın başka anlamıda var. ilerleyen satırlarda ) bu geldi aklıma nasıl geldiyse. kızın eline nar versem anlamaz muhtemelen, zaten kaç kişi biliyordur bu olayı. hem yaz mevsimindeyiz narı nerden bulucam..
    neyse dursun bakalım kenarda. bi şekilde kullanmaya çalışırız.
    ···
  • 0
    süpriz evlenme teklifi
    bu tip romantiklik oyunlarına organizasyon işlerine az çok kafam basar. çevremde bir çok kişiye yardımım dokunmuştur. kendimi övmek için söylemiyorum.ama teklifimi gayet sade bir şekilde etmeyi düşünüyordum. bursa'lı olanlar bilirler bakacak diye bir yer var. bakacakta pek kimsenin bilmediği sote manzaralı bi yer var.
    oraya zütütürüp muhabbet arasında benimle evlenirmisin diyip yüzüğü takmayı düşünüyordum. abimin nasıl teklif edeceksin demesi üzerine böyle böyle diye anlattım abim senden hiç beklemezdim böyle birşey diyince kafama dank etti. ulan milletin sevgilisi için onca kafa patlat şimdi hayatında olmayan kızlara birşeyler yap kendi evleneceğin insana bir ömür boyu birlikte olacağın kişi için sade birşey yap. ben de kendime yakıştıramadım. başladım kafa patlatmaya...
    önce kafada taslak çalışmalarına başladım... benim beklentilerim neler hatunun beklentileri neler. benim beklentim.
    çıkan işin kendi ustalık eserim olması ve karşı tarafı evlenme teklif edecek hissiyatı verip etmeden dumur etmek ama sonunda ederek acayip bi duruma sokmak...
    hatunun beklentilerini pekte irdelemedim açıkçası...
    klişe yüzük muhabbeti illa teklifte olmazsa olmaz değildir. kafamda zerre yüzük yok daha farklı birşeyler olması lazım.
    ihtimaller doğrultusunda kafamda 40 türlü fikir dolaşıyor ama hiç biri tam olarak kafamda yer etmiyor...

    aklıma gelen bir kaç fikri paylaşayım öncelikle...
    1- kendim dağcılık ile uğraşıyorum... kamplı olarak uludağ zirveye gidilecek. bilenler için kilimli gölün orada kamp atılacak. akşam bir bahane ile hatunu alıp zirveye çıkacağız.biz zirveye çıkarken kilimli gölün orada arkadaşlar gazlı bezler ile benimle evlenirmisin yazacak. zirveye çıktığımızda benden sinyali aldıklarında yakacaklar. işin sıkıntı kısmı kilimli gölden zirveye en ideal yoldan gitmek adına daha önceden gidip güzergah belirleyerek gerekli işaretlemelerin yapılması gerekli.bir de bir hafin 5metreye 5 metre olacağını düşünürsek onca bez ve gazı oraya zütürme kısmı var. arkadaşlara yazık.. ( yaklaşık 4 saatlik yürüme mesafesi )
    bu sebepten zirvede teklif işinden vazgeçtim..

    2- bir başka teklif...
    bakacağın oradaki sote yere gidicez. şehrin ışıkları ayaklarımızın altında bi hacker arkadaş uedaş sistemine sızıp şehrin bazı kesimlerini benimle evlenirmisin olarak söndürecek. ohaaa amk ohaaa işin takunu çıkardım... okadar daşşaklı hacker nerde. tamam belki hacker okan'dan yardım istesem olur ama ışık sönen yerlerde hastane karakol gibi kritik yerler varsa sıkıntı birine birşey olur falan vebali büyük. tamam haberlere falanda çıkar olay ama yakalanırsak adamın zütünden şırıngayla kan alırlar...
    bundan da vazgeçtim...

    3-şöyle anlatayım. "benimle evlenirmisin" 19 harften oluşuyor ve 1 boşluk var toplamda 20 oldu.20 tane mektup yazıcam ve her mektupun ilk harfi benimle evlenirmisin harfleri ile başlayacak. yani ilk harfleri topladığında benimle evlenirmisin olacak. mektup içeriği kendi aramızda geçen şeyler olur ne bileyim içimden geçenler falan... eeee 20 tane mektubu eline verip al oku demek olmaz. biraz süslemek lazım.1. mektubu kızın evine göndericem. diğer her mektubu gittiğimiz mekanlara ve arkadaşlara dağıtacağım.her mektubun sonunda bir sonraki mektup neredeyse onun adresi yazacak ve oraya gidip diğer mektubu alması gerekli. millet teklifi bilecek ama hatuna birşey söylemeyecek.son mektupta bi mekana yönlendiricem ve orada yemek eşliğinde mektuptaki başharfleri birleştiricem.
    dediğim gibi fazla dolanması gerek o yüzden bundanda vazgeçtim...
    ···
  • 0
    evlenme teklifinin bokunu çıkarmak capsli
    @3 panpa bire bir kullanmasan bile ufkunu ebesinin dıbına kadar açacağına garanti veririm
    ···
  • -1
    250gram için neler yaparsınız
    250 gram domates için 1 tl veririm.
    250 gram döner için at etiyse 2 lira veririm.
    250 gram bor için bi gib vermem bi işime yaramaz.
    ···
  • 0
    beyler telefon alıcam bakar mısınız bi
    lg g2 kliksa ya bak
    ···
  • 0
    yolda izlenecek film önerisi
    sağolsun beyler.

    süper ot izledim
    sabotage konusu sarmadı
    one week sıraya aldım indiricem
    interstate 60 sıraya aldım indiricem

    catch me ıf you can izledim.
    wolf of the walstreet izledim.
    hurricane konusu sarmadı
    the way back sıraya almıştım.
    ···
  • 0
    yolda izlenecek film önerisi
    yarın 10 saatlik yola çıkıcam sıkılmadan izleyeceğim filmler arıyorum...

    into the wild, in the road yarzı filmler olabilir

    veya harbi gülmekten otobüsü ters çevireceğim komedi filmide olur...

    the earth gibi olabilitesi olan filmlerde olur.
    ···
  • 0
    uzunca bir hikaye
    reserved
    ···
  • 0
    ıstanbuldan daha güzel bir sürü şehir
    batman amk..

    vergiden muaf memleket

    http://www.batman.gov.tr/...a%20Yat%C4%B1r%C4%B1m.pdf
    ···
  • 0
    tolga çeviğe nasıl ulaşabilirim
    var mı bir fikri olan
    taşak geçenin dıbına koyayım
    ···
  • daha çok