+8
gündüzcü onbaşıydım askerde.. genelde nöbet değişimlerini yapar askerleri nöbet yerlerine getir zütürürüm falan. gececi onbaşı ertesi gün çarşı izni olunca ben 24 çekerdim benim çarşı iznim olunca da o 24 çekerdi. neyse.. yine 24 çektiğim günlerden birinde bizim birliğe yeni katılan askeri nöbet yerine zütürüyorum saat gece 2-3 gibi falan. adına hasan diyelim askerin..
bu hasan biraz panikli bir çocuktu. aman komutanlardan azar yemeyeyim her işi bir tamam yapayım diyen konyalı bir elemandı. o aralarda yine terör arttığı zamanlar ve askerliği yaptığımız bölgede terör bölgesi olduğundan gündüzleri bölük komutanı veya diğer komutanlar sıkça gelip eğitim veriyorlardı bize. o yüzden biraz gergindik zaten ama bu hasan biraz olayı abartıp bütün gün şöyle bir şey olursa böyle davranacam şu olursa bunu yapacam gibi kendi kendine bir nevi ders çalışıyordu. aslında saf temiz iyi bir çocuktu. neyse..
gece 3 gibi hasanı nöbet yerine zütürdüm kolay gelsin kardeşim dedim. daha sonra geri geldim nöbetçi astsubay ile beraber oturuyoruz. 1-2 saat geçtikten sonra bizim hasan nöbet yerindeki telefon ile bizim merkezi aradı. astsubay açtı telefonu
+komutanım burda xx albay olduğunu iddaa eden birini yakaladım. yere yatırdım.. bi yandan da bağırıo yere yat laaaan sıkarım beynine diye
hasanın dediği albay gerçekten de bizim birliğin sert ve disiplinli olması ile tanınan kurmay albayı. o gece birliğe gelmiş kuleleri bir denetleyeyim diye tek başına. sivilde olunca olanlar olmuş bizim hasan tanımıyor zaten..
askerliği yapmayanlar için dip not; kurmay albay demek paşanın bir altındaki rütbedir. törenler dışında uzaktan bile görebilme şansınız yoktur.
astsubay ile ben 3-4 saniye birbirimize southpark sessizliği şeklinde bakıştıktan sonra astsubay;
+dur ulan sakın ateş etme biz hemen geliyoruz silahını indir dedi. bana dönerek çabuk koş dedi.
ben astsubay herhalde olimpiyat rekoru kırmış olabiliriz o koşu esnasında. bir yandan da astsubay koşarken söyleniyor. yannanı yedik onbaşı yannanı yedik diye. neyse nöbet yerine vardığımızda manzarayı aynen söylüyorum;
çamur deryası içerisinde yatan üstü başı batmış albay elleri başının üstünde. bizimki doğrultmuş buna tüfeği elide tetikte.
hemen astsubay indir olm gerçektende albay o falan dedi. bizimki o an sıçtığını anladı. hemen albayın koluna girip kaldırdık üstü başı çamur olmuş. bizimkisi de ne diyeceğini bilemedi.. albay, sizinle yarın görüşecem diyerek sinirli bir şekilde çıktı gitti.
ertesi gün.. hasan ben ve astsubay üçümüzde kara kara düşünüyoruz. ulan diyorum şafak 14-15 kala başıma gelen olaya bak kesin yannanı yedik diye düşünüyorum. hasan zaten dünyadan koptu ruh gibi astsubayda kara kara düşünüo. sabahleyin albay haber yollamış üçüde odama gelsin diye. bölük komutanı da yanımızda odasına gittik kapıda bekliyoruz.. sinirli bir şekilde odadan çıktı bütün taburu toplayın içtima alacam dedi. aha dedim bari herkesin içerisinde olmasa falan diye :(
bütün tabur toplandı belki var 150-200 asker. albay geldi önce kısa bir hal hatır konuşmasından sonra dün geceki bu vaka ile ilgili asker astsubay ve onbaşı öne çıksın dedi. çıktık öne. artık tabi ben hayal alemindeyim.. 15 gün kala 6 ay uzatma yermiyim diye düşünüyorum.
derken albay omzumuza elini koyarak alkışlanacak tabur diye bağırdı.. alkışla! bütün tabur başladı alkışlamaya. biz ne olduğunu anlamadık tabi. albay dedi işte böyle davranacaksın asker diye bizim hasana aferim oğlum dedi. bölük komutanına dönerek askerlere ödül verin dedi.
aslında tabi hasan doğrusunu yapmıştı ama biz rütbeli biri olduğu için ceza verir diye düşündük aksine ödül verdi. sonuç olarak hasana askerliği bitene kadar çift çarşı, bana da çift çarşı zaten 2 haftam kalmıştı. astsubaya da tebrik verildi.
valla askerlik de gerçekten komik, güzel, ilginç anılarım oldu. başlık tutarsa diğerlerinide bir ara yazarım.