insandaki vehim, evham iblisler aleminden gelir.
insandaki vesvese, kuruntu şeytanlar aleminden gelir.
insandaki pgibolojik rahatsızlar ifritler aleminden gelir.
insandaki kötü düşünceler cinler aleminden gelir.
insandaki tüm kötü duygular da karanlık alemlerin sonuncusudur.

Not: "Allah karanlığı ve aydınlığı yaratmıştır. " (Enam suresi - 1)

Allah'tan karanlık (zulmani) ve aydınlık (nurani) olmak üzere iki farklı sûdur gerçekleşti. Aydınlık alemler yukarıda izah ettiğimiz beş alemdir. Karanlık alemlerinse hiyerarşik sıralaması şöyledir:
1 - Alemi iblisiye (Vehim, evham, yeis)
2 - Alemi Şeytaniye (vesvese, kuruntu)
3 - Alemi ifritiye (buhran, pgibolojik illetler, kara büyü)
4 - Alemi Cinniye (musallat olma, karabasan, intihar)
5 - Alemi Nasut (haset, kin, nefret, egoizm gibi duygular.) Not: alemi nasut, insanlık alemi demektir.

Allah'tan sûdur eden beş alemin hiyerarşik sıralaması şöyledir:
1- lahut alemi (akıl)
2- ceberut alemi (zeka)
3- melekut alemi (bilinç)
4- misal alemi (hayalgücü)
5- şehadet alemi (beş duyu)

Melekut alemi ruhani ve cismani veya nurani ve zulmani olarak ikiye ayrılır. Eski medeniyetlerde bu, yeraltı dünyası ve gökler diye anılırdı. işin aslı bunların bilinçaltı ve bilinçüstümüz olmasıdır. insandaki bu özellik melekut aleminden gelmiştir.

Zeka, özellikle de ileri zeka insana mahsus bir özellik olup insan bununla doğaya hükmeder. Ceberut, cebir (yani zorlama) kelimesinden gelip bir şeyi bir başkasına zorla yaptırma veya o şeyi boyunduruğu altında tutma anldıbına gelir. insan gelişmiş zekası sayesinde doğadaki her şeye hükmedebilmektedir. insandaki bu özellik ceberut alemindendir.

Akıl düzen kurucudur, kozmosu o idare eder. Aklın hükmü altında kaos yaşanmaz. Evrendeki tüm tabii ve beşeri yasalar aklın ürünüdür. Ve saf aklın ürünü olan her yasa ilahi nizamdır. Akıl, lahuti bir güç olup insanı Allah'ın halifesi kılar. Çünkü insan aklı sayesinde ilahi nizamı tanır ve kabul eder. Akıl, insana özgür iradesini vermiş ve ilahi imtihanın konusu yapmıştır.

Not: Saf akla (kozmik akla/lahuta) ulaşmak için duygulardan arınmak ve duyulara esir olmamak gerekir.

4 milyon. Finlandiya, Norveç, izlanda gibi daha bir çok ülkeden fazla tranciksüel yaşıyor dünyada. Cinsiyet değiştirenlere lütfen saygılı olun.

Devletlerin, ulusların savaşı diye bir şey yok artık. Bunun yerine iç savaşlar, etnik ve mezhepsel terör var. Yeni savaş konsepti budur.

Her ikisi de nükleer güç olduğu için asla savaşmazlar. Arkadaşlar çağımızın silah teknolojisi öyle bir noktaya geldiki savaşların kazanan bir tarafı olmayacaktır.

Cinler sorumlu ama aztek ve aborjinler sorumlu değil. Ve muhafazid alemlere gönderilmiş. Daha amerika kıtasından haberi yok adamın

muhafazid, cinlere islam'ı anlatabilmişken (bkz: cin suresi) Aztekler'e veya Aborjinler'e islâm'ı anlatamadan gitti. Aztekler ve aborjinler islam'ın varlığından bin yıl sonra haberdar oldu. Düşünün bir insan ben alemlere rahmet olarak gönderildim diyor ama dünyadaki kıtaların yarısında yaşayan insanlar onun varlığından asırlar sonra haberdar oluyor. muhafazidi cinlerle temas ettiren Allah onu neden azteklerle temas ettiremedi acaba!

muhafazid, cinlere islam'ı anlatabilmişken (bkz: cin suresi) Aztekler'e veya Aborjinler'e islâm'ı anlatamadan gitti. Aztekler ve aborjinler islam'ın varlığından bin yıl sonra haberdar oldu. Düşünün bir insan ben alemlere rahmet olarak gönderildim diyor ama dünyadaki kıtaların yarısında yaşayan insanlar onun varlığından asırlar sonra haberdar oluyor. muhafazidi cinlerle temas ettiren Allah onu neden azteklerle temas ettiremedi acaba!

muhafazid, cinlere islam'ı anlatabilmişken (bkz: cin suresi) Aztekler'e veya Aborjinler'e islâm'ı anlatamadan gitti. Aztekler ve aborjinler islam'ın varlığından bin yıl sonra haberdar oldu. Düşünün bir insan ben alemlere rahmet olarak gönderildim diyor ama dünyadaki kıtaların yarısında yaşayan insanlar onun varlığından asırlar sonra haberdar oluyor. muhafazidi cinlerle temas ettiren Allah onu neden azteklerle temas ettiremedi acaba!

Bu kavimler mavi tüylü yılana tanrı diye taparken muhafazid Alemlere rahmet peygamber olduğunu ilan etmişti bile. Ne varki muhafazid'in mesajı o kıtalara bin yıl sonra gitti. Cinlere islamı anlatan muhafazid mavi tüylü yılana tapan azteklere islamı anlatamadan gitti.

Hz isa MS 33'de peygamberdi, Hz Isa'dan muhafazid'e kadar (MS 611) hiç peygamber gelmedi. muhafazidse son peygamberdi. Yani Mayalara ve Aborjinlere bir peygamber geldiyse en geç M.Ö 20'de falan gelmiştir. Ondan sonra bir peygamber gelemez Kuran'a göre.

Son peygamber Hz muhafazid ise o kıtalara nasıl peygamber gitsin. Adamlar Kuran ve islamın varlığından 1000 yıl sonra haberdar oldu

Allah son peygamberini 611'de gönderdiğinde Kuzey ve Güney Amerika kıtaları ve Okyanusya ile Antarktika kıtaları henüz keşfedilmemişti. Antartika hariç (ki orada insan yaşamıyordu) diğer kıtalarda yaşayan insanlar Kuran'la bin yıl sonra tanışabildi. Dükkanı kapatmak için sizce de erken değil miydi?

Allahın huzuruna damsız giriliyor muydu?

dinsiz ol

(bkz: bruce almighty)
(bkz: morgan freeman)

güzel bir paylaşım

Okunacak hiç bir şey yok, sadece bir resim

evet ne olmuş

Aşağıdaki yedi ülkede hiç müslüman yaşamadığını tahmin ediyorum. Yine de bu konuda kesin bilgisi olan biri bizi aydınlatırsa sevinirim.
Nauru
Yeni Kaledonya
Samoa
Antigua
Granada
Kuzey Kore
Sao Tome

islam şeriatında bunun yeri var mı bilmiyorum ama insanlık adına tebrik edilecek bir uygulama.

Din bu hissiyatlar üzerine kuruldu ve zamanla kanun, nizam gibi anlamlara kavuştu. Din bu haliyle Bilimsel devrime (iS 1500) hatta sanayi devrimine kadar tarım toplumlarında biricik otorite kabul edildi. Fakat bilimsel devrimden sonra dinin otoritesi sarsıldı. Dinin hayatta bir işlevi kalmamıştı. Bugün itibariyle Din, sadece ergen ve genç beyinleri meşgul eden geçici bir uğraşıdır.

insan doğanın mutlak egemen canlısı haline gelince hayatın zorluklarıyla daha az yüzleşir hale geldi. Kişisel yükü ve acıları hafifledi. Somut şeylerden yana bir korkusu kalmamıştı. Böylece içimizde tuttuğumuz bazı soyut hissiyatlar gün yüzüne çıkma fırsatı buldu. Vicdan azabı ve varolus sancısı gibi soyut hissiyatlar...

Hayatın içine girince vicdan azabı duymayı ve varoluş sancıları çekmeyi unutacaksınız. Kişisel acılarınız bunları bastıracak. O zaman din kendiliğinden hayatınızdan çıkacak.