(bkz: sözlük modları hesabımı silin lütfen)

4 Hesabım silinmişti, iyi ki de silinmiş. Sizin Türkçülüğünüz, anarşistliğiniz, özgürlüğünüz birilerinin rüşveti, yalaması veya faydalanması sonucu zedelenmiş bulunmakta. inci sözlük, özgürlük değil; bir yere bağlı kalmakmış meğer. Kifayeten de olsa bir şeyler yaptınız kendinizi kanıtladınız. Ama kim bilebilirdi ki sisteme karşı gelen aslında sistemin içinde olanmış. Siz artık bağımsız değil, Ülkedekilerin zihnini değiştirmeye çalışmaya başlamış, zihinlerini boş beleşe alıştırmaya, karıştırmaya, oyalamaya, zamanlarını çalmaya başlamış bulunmaktasınız. Siz almayacak yaralar aldınız, inci Sözlük evvelden bitmişti, siz onun küllerini yok ettiniz. iyi geceler.

bir ülke vardı. Geceleri herkes bir fener ve levye ile silahlanıp komşularının evine girerdi. Tan ağarırken çuvalını doldurmuş geri döndüğünde kendi evinin de soyulmuş olduğunu görürdü.
Böylece herkes uyum içinde yaşardı, kimsenin durumu çok kötü değildi. Biri birini, o öbürünü soyar, böylece son insana kadar gelinir, sonuncu da o birinciyi soyardı. Bu ülkede ister sat, ister al sahtekârlık demekti.
Hükümet insanlardan çalmak için kurulmuş bir suç örgütüydü, insanlar da bütün zamanlarını hükümeti aldatarak geçirirlerdi. Yaşam hiçbir sorun çıkmadan sürüyordu; orada yaşayanlar ne zengindiler ne de yoksul. Sonra bir gün – nasıl olduğunu kimse bilmiyor – dürüst bir adam çıkageldi.
Geceleri çuvalını alıp hırsızlık etmek için dışarıya çıkmak yerine evde oturuyor, piposunu tüttürüp roman okuyordu. Hırsızlar oraya gelip de ışık görünce geriye dönüyorlardı. Ama bu böyle gitmedi. Dürüst adama böyle rahat bir hayat yaşamakla havanın ona göre hoş olabileceğini, ama kimseyi çalışmaktan alıkoymaya hakkı olmadığını söylediler. Evde oturduğu her gece bir aile aç kalıyordu. Dürüst adam verecek yanıt bulamadı. O da tuttu tan yeri ağarana kadar geceyi dışarıda geçirmeye başladı, ama hırsızlık etmeye eli varmadı.
Dürüsttü işte o kadar. Köprüye kadar yürüyor, altından suyun akışını izliyordu. Sonra evine geliyor evini soyulmuş buluyordu. Bir hafta geçmeden dürüst adamın beş parası kalmadı, yiyeceği tükendi; ev soyulup soğana çevrilmişti. Ama kendinden başka kimseyi suçlayamazdı. Sorun dürüstlüğüydü; düzeni alt üst etmişti. Karşılığında kimseyi soymadan kendini soymalarına izin vermişti. Böylece her sabah birisi geri döndüğünde evini soyulmamış buluyordu – dürüst adamın bir gece önce soyması gereken ev-. Çok geçmeden evleri soyulmayanlar kendilerinin öbürlerinden daha zengin olduklarını gördüler elbette, onun için çalmak istemediler, öte yandan dürüst adamın evini soymaya gelenler elleri boş döndüler, yoksullaştılar. Zenginleşenler köprünün üzerinde dürüst adama katılmaya, onunla birlikte akan suyu seyretmeye başladılar.
Bu karışıklığı daha da arttırdı. Zenginleşenlerin de, yoksullaşanların da sayısı arttı. Bu kez zenginler geceleri köprünün üzerinde geçirirlerse yoksullaşacaklarını gördüler.
“Neden yoksullara biraz para verip bizim için çalmalarını sağlamıyoruz” diye düşündüler. Sözleşmeler imzalandı. Maaşlar, yüzdeler belirlendi. Her iki taraf da pek çok sahtekarlıklar yaptı elbette; insanlar hâlâ hırsızdılar. Ama sonuçta zenginler daha zengin, yoksullar daha yoksul oldular.
Zenginlerin bir kısmı öylesine zenginleştiler ki, artık çalmaları ya da kendileri için çaldırmaları gerekmiyordu. Ama çalmayı bırakırlarsa çok geçmeden yoksullaşacaklardı; yoksullar bunu sağlardı. Onun için yoksulların en yoksullarına mallarını öbür yoksullardan korumak için para verdiler.
Böylece polis kuvvetleri kuruldu, hapishaneler açıldı. Dürüst adamın oraya gelişinden birkaç yıl sonra kimse çalmaktan, soyulmaktan söz etmez oldu, artık yalnızca ne kadar zengin ya da yoksul olduklarını konuşuyorlardı. Gene de bir miktar hırsız kalmıştı. Bir de dürüst olan o bir tek adam vardı, o da zaten çok geçmeden açlıktan öldü.

http://www.incisozluk.com.tr/e/186197442/

hadi eyvallah.

ya zaman bizi bırakıyorsa?

aranan, özlenen, sevilen, beklenen ben değilim.

Bir şey demeyeceksen gidiyorum dedi. Gelmemiş birine git demek, dilsize Konuş demek gibiydi. Sustum. Ve tarih, gelmemiş birinin gidişine şahit oldu.

her defasında sana tekrar tekrar güvenmek yalnızca benim hatamdı. Bu defa kendime kırgınım

gidene gelme demenin, hiçbir anlamı yok.

sıkıldım, bıktım. Değmeyenlere zaten üzülmem. Üzüldüğüm şey; değmeyenlere, yüreğimin değmiş olması.

Sorun o ki, hiçbir şeyim.

yaşamak istedim, insanların yalancılığını, sahteliğinden uzak yaşamak istedim. Kaçtım ama hep ben gitmeden ordaydılar.

yaşamaya çalışmışız, doğru hayalimizi bulamayacaz galiba.

içimde kırıldığını hissedince, ölümün fazla bir şey olmadığını anlıyorsun.

kalbimi göstererek. O ise benim yerim değil mi istediğimi yaparım diyerek yaptı istediğini.

Geceye doğru iştah geliyor kafamı kaldırınca gırtlağımı hissediyorum artık batıyor derime.

Zaten zayıftım, git gide daha zayıf oluyorum günlük bir öğün yiyorum nerdeyse. Sabah kalkınca iştahım olmuyor, en az bi 2-3 saat geçmesi lazım oluyor. Onu yedikten sonra akşama doğru acıksamda bir iki lokma aldıktan sonra doyuyorum. Neredeyse her gün kilo veriyorum. Balık yağı, iştah şurubu her türlü gibim sonik ilacı içtim fayda etmiyor. Ne yapmam gerek. (dahililye gidip hastalığıma baktım hastalıkta yok, sağlıklı zayıflama diyor ama sokayım böyle zayıflamaya)

Ezel dizisinde verilmişti zaten. Siz ne kadar evet deseniz, siz ne kadar hayır deseniz de yukarıdaki büyük adamlar sonucu belirlemiştir zaten. Sizler biz seçtik, onlar seçti diye ayrım yaparken, yukarıdakiler zaten ayrımı yapmış sizin hamlenizi bekliyordur. Sizler kendi aranızdaki kavgayı sürdürürken, yukarıdakiler o kavganın galibini seçmiştir zaten. Sizler kendi aranızdaki çıkmazlığı, ırkçı ayrımı, grupçu ayrımını tartışırken onlar neyin ne olduğunu söylemiş ama size anlatamamışlardır. Onlar sizi cahil bir toplum olarak yetiştirme çalışmaları başlamış, başarılı da olmuşlardır zaten. Sizin artık yapmanız gereken sadece izlemek. çünkü yukarıdakiler her şeyi hazırlamıştır zaten.

Bu kardeşimi kim üzdüyse , kim aşkı yaşama şansı tanımadıysa onunla derdim var.
Onunla ömür boyu kavgalıyım. Hani beraber kavgalıydık, hani birlikte çıkmıştık bu yola. Nerdesin? Neredesin? Kavgamız devam edecekti hani. gel iki konuşalım, dertleşelim. Tamam belki ben de aksatıyorum burayı, girmiyorum işim oluyor çıkıyorum bla bla bla. Mazaretler işte n'aparsın.

özürlü galiba beyler, fazla sıkıntı çıkarmamak gerek eksileyip geçelim.

Komik mi amina koyduğumun züppesi

Yaşadım. Kız ile kavga ettik 4 gün önce bu konusmayalim dedi falan (bizim kavgalarda böyle çok oluyor) tamam dedim iyi gceler dedi gitti. 22 dakika sonra sevgili yapmış ben ne bileyim 4 gün oldu az önce beni instagrmadan takipten çıkartmış drdim hayırdır falan geveledi geveledi biraz araştırma yaptım sevgili yapmış. 3 yılımı heba ettigim kız bunu bana yaptı ve onun icin benden vazgecti. Olum içim acıyor lan

hayal edecek bir şeyin kalmaması; içler acısı.

Evet, hayatımı yönetiyorum.

Sana kendimi verdim.