• 5 / 6 / 59 entry
  • 20 başlık
  • 569.45 incipuan

nekrokinezist oybirinci nesil normal

  • 0
    ta ha süresi
    128. Bizim, onlardan önce nice nesilleri helâk etmiş olmamız kendilerini yola getirmedi mi? Halbuki onların yurtlarında gezip dolaşırlar. Bunda, elbette ki akıl sahipleri için nice ibretler vardır.

    129. Eğer Rabbinden, daha önce sâdır olmuş bir söz ve tayin edilmiş bir vâde olmasaydı, (ceza onlar için de dünyada) kaçınılmaz olurdu.

    130. (Resûlüm!) Sen, onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et; gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafında (iki ucunda) da tesbih et ki, sen, Allah'tan hoşnut olasın, (Allah da senden!).

    131. Sakın, kendilerini denemek için onlardan bir kesimi faydalandırdığımız dünya hayatının çekiciliğine gözlerini dikme! Rabbinin nimeti hem daha hayırlı, hem de daha süreklidir.

    132. Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz; (aksine) biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takvâ iledir.

    133. Onlar: (muhafazid) bize Rabbinden bir mucize getirmeli değil miydi? dediler. Önce gelen kitaplardakinin apaçık delili (Kur'an) onlara gelmedi mi?

    134. Eğer biz, bundan (Kur'an'dan) önce onları bir azapla helâk etseydik, muhakkak ki şöyle diyeceklerdi: Ya Rabbi! Bize bir elçi gönderseydin de, şu aşağılığa ve rüsvaylığa düşmeden önce âyetlerine uysaydık!

    135. De ki: Herkes beklemektedir: Öyle ise siz de bekleyin. Yakında anlayacaksınız; doğru düzgün yolun yolcuları kimmiş ve hidayette olan kimmiş!
    ···
  • 0
    ta ha süresi
    113. (Resûlüm!) Biz onu böylece Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onda ikazları tekrar tekrar açıkladık. Umulur ki onlar (bu sayede günahtan) korunurlar; yahut da o (Kur'an) kendileri için bir ibret ortaya koyar.

    114. Gerçek hükümdar olan Allah, yücedir. Sana O'nun vahyi tamamlanmazdan önce Kur'an'ı (okumakta) acele etme ve "Rabbim, benim ilmimi artır" de.

    115. Andolsun biz, daha önce de Âdem'e ahit (emir ve vahiy) vermiştik. Ne var ki o, (ahdi) unuttu. Onda azim de bulmadık.

    116. Bir zaman biz meleklere: Âdem'e secde edin! demiştik. Onlar hemen secde ettiler; yalnız iblis hariç. O, diretti.

    117. Bunun üzerine: Ey Âdem! dedik, bu, hem senin için hem de eşin için büyük bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra yorulur, sıkıntı çekersin!

    118. Şimdi burada senin için ne acıkmak vardır, ne de çıplak kalmak.

    119. Yine burada sen, susuzluk çekmeyecek, sıcaktan da bunalmayacaksın.

    120. Derken şeytan onun aklını karıştırıp "Ey Adem! dedi, sana ebedîlik ağacını ve sonu gelmez bir saltanatı göstereyim mi?"

    121. Nihayet ondan yediler. Bunun üzerine kendilerine ayıp yerleri göründü. Üstlerini cennet yaprağı ile örtmeye çalıştılar. (Bu suretle) Âdem Rabbine âsi olup yolunu şaşırdı.

    122. Sonra Rabbi onu seçkin kıldı; tevbesini kabul etti ve doğru yola yöneltti.

    123. Dedi ki: Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan (cennetten) inin! Artık benden size hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz.

    124. Kim de beni anmaktan yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacak ve biz onu, kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.

    125. O: Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Oysa ben, hakikaten görür idim!, der.

    126. (Allah) buyurur ki: işte böyle. Çünkü sana âyetlerimiz geldi; ama sen onları unuttun. Bugün de aynı şekilde sen unutuluyorsun!

    127. Doğru yoldan sapanı ve Rabbinin âyetlerine inanmayanı işte böyle cezalandırırız. Ahiret azabı, elbette daha şiddetli ve daha süreklidir.
    ···
  • 0
    ta ha süresi
    97. Musa: Defol! dedi, artık hayatın boyunca sen: "Bana dokunmayın!" diyeceksin. Ayrıca senin için, kurtulamayacağın bir ceza günü var. Tapmakta olduğun tanrına da bak! Yemin ederim, biz onu yakacağız; sonra da onu parça parça edip denize savuracağız!

    98. Sizin ilâhınız, yalnızca, kendisinden başka ilâh olmayan Allah'tır. O'nun ilmi her şeyi kuşatmıştır.

    99. (Resûlüm!) işte böylece geçmiştekilerin haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Şüphesiz ki, tarafımızdan sana bir zikir verdik.

    100. Kim ondan yüz çevirirse, şüphesiz ki kıyamet gününde o, ağır bir günah yükünü yüklenecektir.

    101. Bu kimseler, onda (o günah yükünün altında) ebedî kalırlar. Onlar için kıyamet gününde bu ne kötü bir yüktür!

    102. O günde Sûr'a üflenir ve biz o zaman günahkârları, gözleri (korkudan) gömgök bir halde mahşerde toplarız.

    103. Aralarında birbirlerine gizli gizli şöyle derler: "Dünyada sadece on gün kaldınız."

    104. Aralarında konuştukları konuyu biz daha iyi biliriz. Onların en olgun ve akıllı olanı o zaman: "Bir günden fazla kalmadınız" der.

    105. (Resûlüm!) Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak.

    106. Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.

    107. Orada ne bir iniş, ne de bir yokuş görebileceksin.

    108. O gün insanlar, dâvetçiye (israfil'e) uyacaklar. Ona karşı yan çizmek yoktur. Artık, çok esirgeyici Allah hürmetine sesler kısılmıştır. Bu yüzden, fısıltıdan başka bir ses işitemezsin.

    109. O gün, Rahmân'ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığından başkasının şefaati fayda vermez.

    110. O, insanların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. Onların ilmi ise bunu kapsayamaz:

    111. Bütün yüzler (insanlar), diri ve her şeye hakim olan Allah için eğilip boyun bükmüştür. Zulüm yüklenen ise, gerçekten perişan olmuştur.

    112. Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.
    ···
  • 0
    ta ha süresi
    83. Seni acele ile kavminden ayrılmaya sevkeden nedir, ey Musa!

    84. Musa: işte, dedi, onlar da benim peşimdeler. Ben, memnun olasın diye sana acele ile geldim Rabbim.

    85. Allah buyurdu: Senden sonra biz, kavmini (Harun ile kalan israiloğullarını) imtihan ettik ve Sâmirî onları yoldan çıkardı.

    86. Bunun üzerine Musa, öfkeli ve üzüntülü olarak kavmine döndü. Ey kavmim! dedi, Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmamış mıydı? Şu halde size zaman mı çok uzun geldi, yoksa üstünüze Rabbinizin gazabının inmesini mi istediniz ki, bana olan vâdinizden döndünüz?

    87. Dediler ki: Biz sana olan vâdimizden, kendi kudret ve irademizle dönmedik. Fakat biz, o kavmin (Mısır'lıların) zinet eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiş, sonra da onları atmıştık; aynı şekilde Sâmirî de atmıştı.

    88. Bu adam, onlar için, böğürebilen bir buzağı heykeli icat etti. Bunun üzerine: işte, dediler, bu, sizin de, Musa'nın da tanrısıdır. Fakat onu unuttu.

    89. O şeyin, kendilerine hiçbir sözle mukabele edemeyeceğini, kendilerine ne bir zarar ne de bir fayda vermek gücünde olmadığını görmezler mi?

    90. Hakikaten Harun, onlara daha önce: Ey kavmim! demişti, siz bunun yüzünden sadece fitneye uğradınız. Sizin Rabbiniz şüphesiz çok merhametli olan Allah'tır. Şu halde bana uyunuz ve emrime itaat ediniz.

    91. Onlar: Biz, dediler, Musa aramıza dönünceye kadar buna tapmaktan asla vazgeçmeyeceğiz!

    92. (Musa, döndüğünde)Dedi: Ey Harun! bunların dalâlete düştüklerini gördüğün vakit seni engelleğen ne oldu.

    93. (Neden) benim yolumu takip etmedin? Emrime âsi mi oldun?

    94. (Harun:) Ey annemin oğlu! dedi, saçımı sakalımı, yolma! Ben, senin: "israiloğullarının arasına ayrılık düşürdün; sözümü tutmadın!" demenden korktum.

    95. Musa: Ya senin zorun nedir, ey Sâmirî? dedi.

    96. O da: Ben, onların görmediklerini gördüm. Zira, o elçinin izinden bir avuç (toprak) alıp onu (erimiş mücevheratın içine) attım. Bunu böyle nefsim bana hoş gösterdi, dedi.
    ···
  • +1
    ta ha süresi
    1 - Tâ, Hâ,

    2 - Ey muhafazid! Kur'ân'ı sana sıkıntıya düşesin diye indirmedik.

    3 - Ancak Allah'tan korkan kimse için bir öğüt olarak (indirdik.)

    4 - Yeri ve yüce gökleri yaratanın katından yavaş yavaş bir indirilişle (onu) indirdik.

    5 - O Rahmân (kudret ve hakimiyyetiyle) Arş'a hakim oldu.

    6 - Bütün göklerde olanlar, bütün yerdekiler, bu ikisinin arasında ve toprağın altıda bulunanlar O'nundur.

    7 - Sen (Allah'a ettiğin dua ve zikirle) sesini yükseltirsen (bilki Allah bundan mustağnîdir.). Çünkü O şüphesiz gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.

    8 - Allah O'dur ki, kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur. En güzel isimler O'nundur.

    9 - (Habîbim!) Musa'nın (başından geçen hayat) hikayesi sana geldi mi?

    10 - Hani o bir ateş görmüştü de, ailesine: "Yerinizde durun, benim gözüme bir ateş ilişti, belki size bir kor getiririm, yahut ateşin yanında bir yol gösterici bulurum" demişti.

    11 - Ateşe vardığı zaman şöyle çağrıldı: "Ey Musa!

    12 - "Ben şüphesiz senin Rabbinim. Hemen ayakkabılarını çıkar, çünkü sen kutsal bir vadi olan Tuvâ'dasın."

    13 - "Ben seni seçtim, şimdi (sana) vahyolunacak şeyleri dinle."

    14 - Şüphesiz ben Allah'ım, benden başka hiçbir ilâh yoktur. Onun için bana kulluk et ve beni anmak için namaz kıl.

    15 - Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Onun vaktini gizli tutuyorum ki, herkes yaptığının karşılığını görsün.

    16 - Sakın kıyamete inanmayıp, kendi heva ve hevesine uyan kimse seni, ona iman etmekten alıkoymasın; sonra helak olursun.

    17 - Ey Musa! Sağ elindeki nedir?

    18 - Musa dedi: "O benim asâm (değneğim) dır, ona dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkerim ve onda başka hacetlerim (faydalanacağım şeyler) de var"

    19 - Allah: "Ey Musa! onu (yere) bırak"dedi.

    20 - Musa da onu bıraktı, bir de ne görsün! o bir yılan olmuş koşuyor.

    21 - Allah buyurdu ki: "Tut onu, korkma; biz onu yine eski durumuna çevireceğiz"

    22 - "Bir de diğer bir mucize olmak üzere elini koynuna koy ki, kusursuz olarak bembeyaz çıksın."

    23 - "Bunları sana en büyük mucizelerimizden (bir kısmını) gösterelim diye yaptık."

    24 - "Firavun'a git, çünkü o hakikaten azdı."

    25 - Musa dedi ki: "Ey Rabbim! Benim göğsüme genişlik ver,

    26 - işimi kolaylaştır,

    27 - Dilimden düğümü çöz

    28 - Ki, sözümü iyi anlasınlar.

    29 - Bir de bana ailemden bir vezir ver.

    30 - Kardeşim Harun'u (ver).

    31 - Onunla arkamı kuvvetlendir.

    32 - (Elçilik) işimde onu bana ortak et.

    33 - Ki seni çok tesbih edelim.

    34 - Seni çok analım.

    35 - Şüphe yok ki sen bizi görüp duruyorsun."

    36 - Allah buyurdu: "Ey Musa! Dilediğin (şeyler) sana verildi."

    37 - "And olsun biz, sana diğer bir defa daha ihsan etmiştik"

    38 - Hani bir vakit ilham edilmesi gereken (ancak ilham ile bilinebilen) şu ilhamı annene verdik:

    39 - "Onu (Musa'yı) tabut içine koy da denize bırak. Deniz de onu sahile atsın. Onu hem bana düşman, hem ona düşman olan biri alsın." Bir de benim gözetimim altında yetiştirilmen için, üzerine katımdan bir sevgi bırakmıştım. (Ey Musa!)

    40 - Hani kız kardeşin (Firavun'un sarayına) giderek: "Ona bakacak birini size buluvereyim mi? diyordu. Böylece seni tekrar annene verdik ki, gözü aydın olsun da kederlenmesin. Hem sen, bir adam öldürdün de seni gamdan kurtardık. Seni çeşitli musibetlerle imtihan ettik. Bu sebeple yıllarca Medyen halkı içinde kaldın. Sonra ey Musa! Belli bir çağa (peygamberlik görevini yüklenecek bir yaşa) geldin.

    41 - Ben, seni kendime (peygamber) seçtim.

    42 - Sen kardeşinle birlikte mucizelerimle git. ikiniz de beni anmakta gevşeklik etmeyin.

    43 - Firavun'a gidin, çünkü o gerçekten azdı.

    44 - Varın da ona yumuşak söz söyleyin; olur ki, öğüt dinler, yahut korkar.

    45 - (Musa ile Harun) "Rabbimiz! Onun bize kötülük yapmasından veya azgınlığını artırmasından korkarız" dediler.

    46 - Allah buyurdu ki: "Korkmayın, zira ben sizinle beraberim, işitir ve görürüm."

    47 - Hemen gidin de Firavun'a deyin ki: "Biz Rabbinin (sana gönderilen) elçileriyiz. Artık israiloğulları'nı bizimle gönder, onlara azab etme; biz sana Rabbinden bir mucize ile geldik. Selam doğru yolda gidenleredir."

    48 - "Bize kesin olarak vahyolundu ki, azab şüphesiz (gerçeği) inkâr edip ona sırt çevirenleredir."

    49 - Firavun: "Ey Musa! Sizin Rabbiniz kimdir?" dedi.

    50 - Musa: "Bizim Rabbimiz her şeye şeklini veren, sonra da yolunu gösterendir." dedi.

    51 - Firavun : "Öyleyse geçmiş asırlar (daki insanlar)ın durumu nedir?" dedi.

    52 - Musa dedi ki: "Onların bilgisi Rabbimin katında bir kitapta (yazılı)dır. Rabbim yanlış yapmaz ve unutmaz."

    53 - "Yeryüzünü sizin için bir döşek yapan, oradan sizin için yollar açan ve gökten bir su indiren O'dur." işte biz o su ile türlü türlü bitkilerden çiftler çıkardık.

    54 - Hem siz yiyin, hem de hayvanlarınızı otlatın. Akıl sahibleri için bunda nice ibretler vardır!

    55 - Sizi yerden (topraktan) yarattık, yine (ölümünüzden sonra) ona döndüreceğiz. Hem de ondan sizi bir kere daha çıkaracağız.

    56 - And olsun ki, biz, Firavun'a mucizelerimizin hepsini gösterdik. Böyle iken o yine onları yalan sayıp kabulden çekindi.

    57 - (Firavun Musa'ya şöyle) dedi: "Ey Musa! Sen sihrinle bizi yerimizden çıkarmak için mi geldin bize?"

    58 - "O halde biz de senin sihrin gibi bir sihirle sana geleceğiz (karşına çıkacağız); şimdi bizimle senin aranda bir vakit ve bir buluşma yeri tayin et ki; ne senin, ne bizim caymayacağımız uygun bir yer olsun."

    59 - Musa: "Sizinle buluşma zamanı, süs (bayramı) günü ve insanların toplanacağı kuşluk vaktidir." dedi.

    60 - Bunun üzerine Firavun döndü gitti ve bütün hile vasıtalarını topladıktan sonra geldi.

    61 - Musa onlara dedi ki: "Yazıklar olsun size! Allah'a yalan uydur mayın. Sonra bir azab ile kökünüzü keser. Gerçekten (Allah'a) iftira eden hüsrana uğramıştır."

    62 - Sihirbazlar aralarında işlerini tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular

    63 - (Sihirbazlar daha sonra Musa ve Harun'u göstererek şöyle) dediler: "Bu ikisi muhakkak sihirbazdır; büyüleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve de örnek dininizi yok etmek istiyorlar."

    64 - "Onun için bütün tuzaklarınızı bir araya getirin, sonra hep bir sıra halinde gelin. Bugün üstün gelen muhakkak zafer kazanmıştır."

    65 - Sihirbazlar: "Ey Musa! Ya sen at, yahud ilk atan biz olalım" dediler.

    66 - Musa dedi ki: "Hayır, siz atın." Bir de ne görsün! Onların ipleri ve değnekleri, yaptıkları sihirden ötürü kendisine sanki yürüyorlarmış gibi geldi.

    67 - Bu yüzden Musa içinde bir korku hissetti.

    68 - Biz dedik ki: "Korkma, çünkü sen muhakkak üstünsün (galib geleceksin) "

    69 - "Sağ elindekini atıver, o, onların yaptıklarını yutar. Çünkü onların yaptıkları ancak bir büyücü tuzağıdır. Büyücü ise, her nerede olursa olsun başarıya ulaşamaz."

    70 - Sonunda bütün sihirbazlar secdeye kapandılar, "Musa ile Harun'un Rabbine iman ettik" dediler.

    71 - Firavun: "Ben size izin vermeden mi ona iman ettiniz? O, muhakkak size sihir öğreten büyüğünüzdür. And olsun ki, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve muhakkak sizi hurma dallarına asacağım. Böylece hangimizin azabının daha şiddetli ve devamlı olduğunu bileceksiniz" dedi.

    72 - (iman eden sihirbazlar şöyle) dediler: "Bize gelen bu açık mucizeler ve bizi yaratana karşı, asla seni tercih edemeyiz. Ne hüküm vereceksen ver. Sen, ancak bu dünya hayatına hükmedebilirsin."

    73 - "Doğrusu biz hem günahlarımıza, hem bizi zorladığın sihre karşı, bizi bağışlasın diye, Rabbimize iman ettik. Allah (sevabça senden) daha hayırlı ve (azab verme bakımından da) daha devamlıdır."

    74 - Her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, şüphesiz ki ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de dirilir.

    75 - Kim de ona bir mümin olarak salih ameller işlemiş olduğu halde varırsa, işte onlara en yüksek dereceler vardır.

    76 - Adn cennetleri vardır ki, altlarından ırmaklar akar, onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. Ve işte bu, (küfür ve isyandan) arınanların mükafatıdır. Meâl-i Şerifi

    77 - Gerçekten Musa'ya şöyle vahyettik: "Kullarımla geceleyin yürü (Mısır'dan çık) de (asânı vurarak) onlara denizde kuru bir yol aç; (artık firavun tarafından) yetişilmekten korkmazsın ve (boğulmaktan) endişe de etmezsin."

    78 - Firavun ordularıyla hemen onları takip etti, denizden kendilerini sarıveren (korkunç boğulma) sarıverdi

    79 - Böylece Firavun kavmini yanlış yola sürükledi ve doğru yola zütürmedi.

    80 - Ey israiloğulları! Sizleri düşmanınızdan kurtardık ve Tûr dağının sağ yanında size söz verdik, üzerinize de kudret helvası ve bıldırcın indirdik.

    81 - Size verdiğimiz rızıkların en temizlerinden yiyin ve bunda taşkınlık etmeyin, sonra üzerinize gazabım iner. Kimin üzerine de gazabım inerse, muhakkak o mahvolur.

    82 - Bununla beraber, şüphe yok ki ben, tevbe eden, iman edip salih amel işleyen, sonra da hak yolda sebat gösteren kimse için çok bağışlayıcıyım.
    ···
  • 0
    tanıdık bi nick görmek hoşuma kaçtı
    Turkce harf ?
    ···
  • +1
    daha demin birisi bana liseli dedi
    Hahahahhah
    ···
  • 0
    142 nesil
    sonunda rez alabileceğim bir nesil siz de rez alin belki tutar xd
    ···
  • +1
    artık burda eğlenemiyorum çünkü
    Anladim suku
    ···
  • +1
    sarj yüzde bir görüşürüz
    Görüşü..
    ···
  • 0
    almanyalılar almansa
    Aydınlılar aydın mı ?
    ···
  • +1
    ben sizi sevmiyorsam
    'de birlegib
    ···
  • 0
    mürtedin katli hakkında
    Kimi dinden zorlamayla çıkarıyorlar nerde yaşıyorsun sen unutarak nasıl dinden çıkar bi insan bunları bi anlatsana
    ···
  • 0
    mürtedin katli hakkında
    Zorlamayla günah işlenmesinden bahsediyor orda.
    ···
  • 0
    mürtedin katli hakkında
    Ne alaka şimdi bu?
    ···
  • 0
    o kadar cara resmi paylaşıldı
    Aynen yaa

    http://c12.incisozluk.com...11509/7/2316347_of988.jpg
    ···
  • 0
    boker tov
    Neden küfür?
    ···
  • 0
    boker tov
    Ibranice günaydın demek
    ···
  • 0
    bütün semavi dinler antik mısır
    Antik mısırdan önceki devletlerinde dinleri vardi
    ···
  • +1
    deistler helak olan kavimler hakkında
    helak olan kavimlerin hepsinin ortak noktasinin dinlerin karsi oldugu seyleri yapması hakkında düşünüyorsunuz?
    ···
  • 0
    eminem niye albüm yapmiyo la
    Çok zor değil aslında @10 açıklamış
    ···
  • 0
    eminem niye albüm yapmiyo la
    Up up up up up
    ···
  • 0
    eminem niye albüm yapmiyo la
    Up up up up
    ···
  • 0
    eminem niye albüm yapmiyo la
    Up up up
    ···
  • 0
    eminem niye albüm yapmiyo la
    Neyini anlamadın?
    ···
  • daha çok