Iraklı müşteriden gelince patron bi kıllandı..

yabancı bir firmada grafik tasarımcı olarak çalışıyorum.. reklam bölümünden ıraklı müşterimizden "k5" tasarım talebi gelmiş.. patronumuz da bu k5 hakkında bilgi istiyor.. lütfen anldıbını bilen varsa bir el atsın

kızın arkadaşlarından birine yazmayı düşündüm.. de sonrasında gidip ona böyle böyle bu sana mektup göndericekmiş haberin olsun deme ihtimali de var ortada.. sessizce halledebileceğim bir çözüm arıyorum

:/ eyw, teşekkür ederim..

Hayatı 2 yıl önce, uzak mesafeden görmüş birinden herkese merhaba.
biraz garip bi başlık evet ama yardımcı olabilecek varsa beni nekadar mutlu edeceğini anlatamam..
Konuyu biraz açayim en iyisi..
2 yıl önce bir ünlünün bir üniversitede verdiği her üniversite öğrencisine açık olan bir söyleşiye gitmiştim... Çok da saygı duyduğum biriydi ve heyecanlıydım o gün onu göreceğim için.. Neyse gittim işte, balkonda arkadaşlarla ayakta izliyoruz, salon full dolu.. adam çıktı anlatıyo.. Bir ara mikrofonu aldım işte bişeyler sordum falan.. Herşey iyi bir çizgide ilerliyor.. Bi ara birşey oldu.. En ön sıradan bir yerden bir kız kalktı ayağa... Kalkış o kalkış... Ben şok..
Kendini takdim ettikten sonrasını duymadım..
ismi ve o anki manzara vardı sadece aklımda o sırada..
Eve geldim ilk iş face\\\\\\\\\\\\\\\'e oturup kızı aramaktı...
Arıyorum arıyorum yok... Adını şöyle yazıyorum çıkmıyor böyle yazıyorum yok.. Deliricem... 3ncü gunun sonunda bulmayı başardım.. Meğer kızın adı duyulduğu gibi yazılmıyormuş..
Ekledim, gece saat 1-2 falan.. hemen kabul edilmedi.. kız uyuyodur düşüncesi var aklımda.. çünki eklememe olasılığını aklıma getirmek istemiyorum.. içim kıpır kıpır.. uyuyamıyordum..
Sabahın erken saatlerinde facebookun sol alt koşesinde bir bildiri belirdi... ... arkadaşlık isteğinizi kabul etti...
Sevinçten havalandım.. Yere falan basmıyordum.. bildiğin hafiflemiştim ya..
Yazsam mı yazmasam mı diye düşündüm.. Acele etmeyip en azından öğlene doğru yazmaya kendimi ikna edebildim...
Merhaba dedim... 3 gündür seni arıyorum.. bulduğuma çok sevindim... bir de tanışma şerefine nail olursam daha da mutlu olacağımı söyledim.. Gülümsedi ve tabi dedi..(Tutmayın beni..)
Yazıştık işte o gün kısacık.. şehir dışındaymış arkadaşlarıyla falan çok da rahatsız etmek istemedim..
Neyse birer gün arayla yazıyorum işte.. Kızın ağzından bal damlıyor... Okadar kültürlü, anlayışlı, deli dolu... Sevgilisi var mı yok mu onu bile sormak aklıma gelmemişti.. ya da cesaret edememiştim..
Bir gün biyerlere çıkalım mı dedim..
Bu aralar sınavlar falan var tarzı birşeyler söyledi.. Sevgilisi de varmış zaten o sıra..
Herneyse çıkamadık..
Kız üniversiteyi bitirdi almanyaya master yapmaya gitti.. Bir süre sonra sanırım sevgilisiyle aralarında problemler oldu ayrıldılar..
Ara sıra yazışıyoruz tabi, gelince biyerlere çıkalım dedim.
Olur ayarlarız birşeyler dedi.. Benim ağız kulaklarda..
Küçük bir kaza geçirdim hastanede yatıyorum.. tamda kızın geldiği haftaya denk getirmişim... O kadar üzüldüm ki...
Kıza yazmaya bile utandım..
Herneyse ayda bir yazışıyoruz.. Ruyalarımdan çıkmıyor insafsız..
Toparlıyorum
Sanırım bir şey yapmam gerekirken ben duruyorum ve öylece seyrediyorum...

29 ocakta 2 yıl olucak onu ilk görüşümden bu yana.. Kendisine bir mektup yazmak istiyorum.. Eski usul evet ama kız zaten bu gibi şeylerden zevk almasını bilen bir yapıya sahip...

Sadece şehir ve okuduğu üniversite dışında bir bilgim yok kız hakkında şu anda..
Varsa bir fikri yada bildiği bir yolu olan..
Paylaşırsa çok büyük yardım etmiş olur..

"Yılın bu zamanı" şarkıları listesi kuruyoruz
1. Teoman - Kupa kızı ve Sinek valesi

Tineri fazla kaçırdıysan demek ki..

Bahçeden toplanıp verilen çiçeğin bir sevgi göstergesi olduğu zamanlar vardı bi ara... Çiçek vermenin asıl anlamı onu toplarken harcadığın zamandadır.. Değer verdiğin için zaman ayırıp karşı cinsi mutlu edecek bir şey yapılırdı.. Sonra ne oldu.. Normalde sen bu çiçeği satın alıpta zütürdüğünde okkalı bir trip yememenin sebebi nedir.. Niye kimse "ama sen bunun için zaman harcamadın ki" demedi...
Bence durum şöyle.. birinin aklına dahiane o fikir geldi... Çiçekleri satışa sunmak.. Tabi zaman ilerledikçe çiçek toplanacak yer kalmayıp sadece satın alınabilir bir duruma gelecekti... Yinede bunu topluma yedirebilmek için kadınların gördüğünden isteme içgüdüsü kullanıldı.. Filmlerde dizilerde bu alttan alttan verildi.. Erkek çiçek satın alır.. Kadına verir ve böylece romantik bir görünüm çizerdi... Kadınlar da bu durumu öylesine kabullendi ki hiç o malum soruyu... aslında herşeyin altında yatan.. "bana değer veriyorsa bunun için zaman ayırmalıydı, bu yaptığının şimdi beni parası ile mutlu etmekten ne farkı kaldı" sorusunu sormadı...
Konu öyle bir yere geldi ki artık toplayacak yer bulup toplasan bile.. fakir gözüyle bakılır.. Farkında olmadan sistemin içine alınmışız..
Hadi biz safız... Kadınlar bunu nasıl yedi ya?

PM attım.. ister ordan ister burdan açıkla... Şahsen burdan tercih ederim.. Madem burda böyle bir soru var, cevabı da burda olmalı...

Aranızda hiç bunun üzerine kafa yoran var mı.. Matematikte neden negatif sayılar var... Matematik varolan birşeyin yazıya dökülüp formulleştirildiği bir bilim dalı ise neden eksi sayılar var.. Neden eksi sayılar almak zorundayız.. Neden sıcaklık ölçümü yaparken eksiye iniyoruz.. Tamam suyun donma derecesi falan.. Da neden eksi.. Koy bunun bir minimumunu.. farzedelim ki -50 dereceyi 0 olarak alıyoruz... suyu 50 derecede donduğunu söyleyelim... insan vücüdu en az -40 derece yerine, 10 derece dayanabilir olsa nasıl olurdu?
Matematiğin baştan yanlış olma ihtimali nedir?

Evet bir Agnostik olarak küçük bir tespit yapmak isterim..
Yiyeceğim çuğuların farkındayım ama onun derdinde değilim *

Başlıyalım..

Hemen hemen bütün dinlerde bulunan öbür dünya motivindeki kurallara uyarak sınavı tamamlamanın ödülü olarak vaad edilen cennetten bahsetmek istiyorum...

insan ne ister?

Kurulu bir düzen vardır.. Yaşamak için çalışmalısın, boş duramazsın.
Gençliğini çalışarak heba edersin ki emekliliğe ayrıldığında az çok çalışmadan az çok bir maaş alabilesin... Bizim asıl istediğimiz çalışmak değil dinlenmektir.. Ve dinlenirken de her istediğimizi yiyebilmek veya her istediğimize erişebilmektir...
Öldükten sonra ödülümüzün hiç çalışmamız gerekmeden yan gelip yatarken, ne istersek yiyebileceğimiz bir yer vaad edilmesi tesadüf mü sizce?

Bence değil... Bir düşünün derim...

Merhaba arkadaşlar..

Dinden çıktığımdan beri gözlemlediğim bazı şeyler var..
Küçükken gittiğim Kur'an kursu sayesinde benim görüşüme göre bir şeylerin farkına varmam gerektiğinden fazla zaman aldı. Neyse ki artık tam zincirlerimi kırmışken işin bir de diğer kısmı olduğunu farkettim...
Bütün çevrem eskiden benim olduğum kadar dinine bağlı olmayan arkadaşlarımdan bile ters ters laflar işitince ki bunlar öyle camiden çıkmayan tayfa falan değil ha.. Cuma nedir bilmezler Bayram namazı kılmışlıkları yoktur.. Bir Fatiha veya Sübhaneke okuyamazlar.. Ama söz konusu olduğunda dinden çıkış sebeplerimi onlara açıkladığımda, hepsi başıma hafız kesildi... Ne garip..

Dinden çıkmak, hayatı sorgulamış olmak suç mu?
Neden uzaklaşmamız gerekiyordu, neden bu zamana kadar yaptıklarımla değil de yakın zamanda yaptığım seçim ile onlara hiçbir zararım dokunmadığı halde kötü gözle bakılır oldum...

Bu demek oluyor ki karşındaki ile aynı fikirde değilsen yalnışsın...
Onun doğrusunu kabul etmiyorsan yanlışsın..
Ve sanırım bu yüzden bu durumu kabul etmeyen ve kendi bildiğinden şaşmayıp başkalarının düşüncelerine saygı göstermeyen kişilere çomar deniliyor.

insanlar anlamadıkları şeyden korkar cümlesini şimdi daha iyi anlıyorum.

Candır o can.. *

(bkz: mojosago)

Bulgar şarkıcı Slavi Trifonov'un yorumunu sevdiğim bulgar halk şarkısı.

Sözleri şu şekildedir:

San ako beshe ti mozheh da se sabudya, | Rüya olsaydın keşke, belki uyanabilirdim
no i na yave teb iskam. | ama sanırım istemiyorum.
Pesen da beshe ti mozheh da te zabravya, | Şarkı olsaydın keşke, belki unutabilirdim
no kato zvuk do men idvash. | ama bir ses gibi yanıma geliyorsun.

Nakarat:
Vzemi ogin, | Ateş al
zapali me, | yak beni
napravi me pepel, | kül et beni
che ne moga milo libe bez tebe. | çünkü ben sensiz yapamıyorum sevgili x2

Rana da beshe ti mozheh da ozdraveya, | Yara olsaydın keşke, belki iyileşebilirdim
nozh da me be probol iskam. | bana bıçak saplanmış omasını isterdim
Zhiv da ne byah sega, za da ne gledam tebe, | Yaşamasaydım keşke şu an, görmemek için seni
kak ti pri nyakoy drug idvash. | nasıl bir başkasına "geldiğini"

Nakarat:
Vzemi ogin, | Ateş al
zapali me, | yak beni
napravi me pepel, | kül et beni
che ne moga milo libe bez tebe. | çünkü ben sensiz yapamıyorum sevgili x4

Hala bulgaristan.. :D

Belki de yalnış ama kasıtlı.. Bu altinciye açma sebebimi bir düşün... Dahi olmaya gerek yok.
Türkçem için üzgünüm, benim dil bilgim yok kabul ediyorum.

Haklıysam üzgünüm.. Haksızsam da üzgünüm...
Ya her iki ihtimalde de üzgünüm ben olan bitenlere...

Sebebini anlamak pek te zor değil dimi arkadaşım

Kör koyunlar varken, adamlar en ufak bir düşünce kırıntısını vatan hainiği gibi gösterir...

Orda burda gördüğüm kadarıyla bilmeyen bir sürü insan var kardeşim...
Aydın olmanız beni sevindirdi, fakat elinizden birşey gelmemesi yüregimi burkuyor...

Eyvallah, görüşlerinizide almak isterim.. *
Biraz geyik olucak ta.. Nerelisin arkadaş *

Görüşlerine saygım var, ama benim olaylara bakış açım farklı.. kabul edersin ki biri çıkıp ta burda "ben işin iç yüzünü biliyorum" dedi diye kimse fikrini değiştirmez.. ama anlatmak istersen dinleriz...
Edit: yakından bakarak yanlış farkedilmez... biraz uzaklaşıpta bakman gerekir ki buyuk çerçevede herşeyi olduğu gibi gördüğünde doğruyu yanlışı ayırt edebilesin...

Sarcasm güzel şey değil mi :D

temizlik diyelim biz ona.. :D sen olsan ne yapardın yerini sağlamlaştırmak için önce senin fikirlerine uymayanları temizlemezmiydin?