• 2 / 8 / 13 entry
  • 2 başlık
  • 52.60 incipuan

mertsahn önüncü nesil normal

  • 0
    7 mart 2016 büyük istanbul depremi
    Demekki alttan alttan titretecekler bizi.
    ···
  • 0
    7 mart 2016 büyük istanbul depremi
    Başkan öyle hemen hemen dediğin herşeyi bi dostum sayesinde biliyorum. Ama bunların depremle olan ilişkisini anlamadım valla. Öyle bi anlattın ki sanki deprem doğal olay değil de düşmanın yapacağı saldırı gibi :D
    ···
  • 0
    halamın kızıyla sıcak dakikalar
    Go panpa
    ···
  • 0
    yaşasın vatanım yoldaş rusya
    YAŞASIN VATANIM TÜRKiYE
    ···
  • 0
    annencilik akımını başlatıyorum
    Annenin annesi
    ···
  • 0
    sitedeki amlıların geneli böyle
    Bazılarından fazla sakalı var la bunun
    ···
  • 0
    kaybetmek kötü değil
    Kaybetmek hep korkutur insanı, tahammül edemeyiz bu kelimeyi duymaya, kabullenemeyiz bir türlü kaybeden olmayı. Utanırız, kimseler bilsin istemeyiz kaybettiğimizi, güçsüz hissederiz kendimizi, sinirleniriz, dünyaya lanet okuruz. Mutlaka birileri sebep olmuştur biz kaybetmişsek… Kızarız, isyan ederiz makûs kadere…

    Oysa kaybetmek de kazanmak kadar basit bir kelimedir. Yalnız başınayken hiçbir tehlike arz etmez. Cümle içinde kullanıldığında, yani kendisine bir anlam yüklediğinde, bize bir şeyler öğretmek için çabalayan, tüm diğer kelimeler gibi değerini bilmemiz için çırpınan, masum basit bir kelime…
    Yazık ki o da talihsizdir işte. Hep kazanmak durur karşısında.… Kazanmanın tuzu kurudur. Cümle içinde kullanılmaya bile ihtiyacı yoktur sevilmek için. Öylece durduğunda bile arzulanan olmuştur hep. Doğuştan şanslı sayılanlardandır… Kazanmak hırslıdır, başarmanın haklı gururuyla dimdik durur. Bu yüzden de hep biraz alaycılık, hep biraz egoizm vardır bakışlarında, yukardan bakar dünyaya…
    Oysa kazanmak kadar, kaybetmek de güzeldir bazen. Çünkü kaybetmenin içinde kazanmak da vardır aslında… Önemli olan neyin ve kimin uğruna kaybedildiğidir.
    Her zaman üzmez bizi, kaybetmek, oyuncu bir çocuk gibidir.
    Mesela fazla kilolarımızı kaybettiğimizde seviniriz. Utanç duymayız hatta gururla ilan ederiz kaybettiğimizi. Ya da kumarda kaybedersek hemen avutur bizi kaybetmek, olsun der aşkta kazanırsın. Tersi olursa yani aşkta kaybedersek umut olur kaybetmek hemen bir piyango bileti aldırır bize, nasıl olsa kesin şansımız dönmüştür…
    Bile bile kaybederiz bazen de mesela, hoşlandığımız biriyle iddiaya tutuşuruz, kaybedersen beni yemeğe çıkaracaksın der. işte o zaman can atarız kaybetmeye, ilk randevuyu kazanmışızdır nasıl olsa. Bazen babamızı üzmemek için tavlada, o son kapıyı kapamayıp kaybederiz, sırf onun, tavlayı koltuğumuzun altına keyifle sıkıştırırken ki yüz ifadesini kazanabilmek uğruna… Çocuğumuz eve kadar koşarak yarışmayı teklif ettiğinde gönüllü kaybedenizdir zaten, karşılığında onun zafer kahkahalarını kazanırız çünkü…
    Her kaybedişimizde aslında gerçekten kaybetmeyiz demek ki… Dedim ya kaybetmek oyuncu bir çocuk gibidir. Önce en sevdiğimiz bileziğimizi kaybederiz, tam da ümidi kesmişken yıkanmış pantolonumuzun cebinden çıkar, havalara uçarız bir anda…
    Bazen de acı bir öğretmendir ya kaybetmek, ama kötü niyetli değildir. Sadece hayattan, yaşadıklarından ders almayı öğretmeye çalışır bize. Elindekinin kıymetini bilmeyi, sahip olduklarına şükretmeyi öğretir, bilip de bilmezden gelmeye çalıştıklarımızı hatırlatır…
    Sevdiklerimizi kaybederiz, hayatta aslında tek başımıza olduğumuzu hatırlarız. Her ömrün kısa olduğunu, hiçbir şeye gereğinden fazla üzülmemek gerektiğini, hayatı hakkını vererek yaşamak gerektiğini hatırlarız. Bugün buradasın yarık yok, zamanının kıymetini bil, sevdiklerine zaman ayır çünkü yarın çok geç olabilir der kaybetmek bize… işimizi kaybederiz, hayata küseriz, oysa kaybetmek hemen fısıldar kulağımıza, işte sana fırsat, hani hep daha iyi bir iş istemiştin ya, yeteneklerini kullanacağın, hayallerini gerçekleştirebileceğin, hadi şimdi tam zamanı, kalk yeniden başla, üzülme kazanan yine sen olacaksın…
    Yıllardır bir küs bir barışık giden ilişkimiz bir gün bitiverir, ayrılmak isteyip de alışkanlıktan belki de yalnız kalmak korkusundan idare ettiğimiz, seviyorum diye kendimizi kandırıp, aslında içten içe ayrılmayı düşündüğümüz sevgilimiz bizi terk etmiştir… Kaybetmek yine ordadır, saçımızı okşar, neden ağlıyorsun der, hadi gel önce iki kadeh içelim, sen değlmiydin mutlu değilim, aşık olmak istiyorum diyen, işte sana bir şans, aşık ol, aşık olamasan da bu sefer en azından mutlu ol…
    Kaybetmek iyi bir dosttur aslında, genellikle de dost acı söyler. Yinede biz kaybettiklerimize üzülmeden önce oturup bir düşünelim, yeter ki kaybettiğimiz gururumuz, kişiliğimiz, hayallerimiz olmasın…
    Şimdi bi kaç arkadaş çıkıp der. Burası bunun yerimi huur çocuğu diye falan. Bi yerde gördüm bu yazıyı hoşuma gitti kuyruk acım var amk. Saldım bende buraya
    ···
  • 0
    aşkım çok küçükk
    Sende hemen buraya yazdın dimi? Küçük müçük hallet olm
    ···
  • 0
    herşeyden çok sevdiğim kız
    La yorrraamm zaten napayım dedim. Neden bi atar. Anlamıyorum valla sizi
    ···
  • 0
    bari son kez
    Okuyunca duygularım depreşti amgg
    ···
  • -1
    herşeyden çok sevdiğim kız
    Meğer beni sadece sex için istiyormuş. Ve ben konu sevdiğim için dokunamazken, kıyamazken şimdi başkası ile konuşuyormuş. Ne yapayım ben şimdi amk. Çocuğu mu döveyim. Yoksa kızımı gibeyim?
    ···
  • 0
    sözlüğün en büyük mastürbasyon bırakma başlığı
    Ekle panpa :*
    ···
  • 0
    çavuşa verdiğimiz lakap ve isimleri yazıyoruz
    Komutan
    ···