• 1 / 8 / 31 entry
  • 3 başlık
  • 95.26 incipuan

mavi bereli commando önüncü nesil normal

  • -2
    ghjftffj hhgv uggj
    ghg hgbbv hb uv jvvhcbhg jhh hggjgncgjg hghbhc hghjjyeeuuv ufb
    ···
  • +4
    bi akıl verin beyler be
    Bizde akıl olsa incise ne işimiz var
    ···
  • 0
    rüya hakkında bir şey fark ettim
    Evet seni lise bin sende bir üniversiteli oluyorsun artık
    ···
  • 0
    devamli ayselle karsilasiyorum
    Aysel kim lan mal
    ···
  • 0
    no problem
    dhhtj gfthvghhf hghv hvbvh gfhh h hvb
    ···
  • -1
    gülsuyu 1996
    Gine bir korku hikayesi bi bitmediniz amk
    ···
  • 0
    deneme
    deneme deneme deneme
    ···
  • 0
    atom bombası ihbarı 1 saat önceden duyrulmuştu
    Rezervasyon
    ···
  • 0
    kadir mısıroğlu hakkında
    ÖNCELLiKLE SELAMALEYKÜM ARKADAŞLAR HAYIRLI BAYRAMLAR
    BiLiYORSUNUZKi SON ZAMANLARDA iNTERNETTE DOLŞAN BiR ViDEO KADiR MISIROĞLU SHEKSPEARiN ASLINDA SUFi OLDUĞUNU ADINDA ŞEH PiR
    OODUĞUNU SÖYLÜYOR ASLINDA BUNU SÖYLEYEN BAŞKA TARiHÇiLERDiR
    iŞTE BUDA KANITI
    Bir vakitler Coşkun Büktel sadece 24 saatte “Shakespeare’siz Herifler” adlı bir oyun yazmış, artık ne aceleleri varsa, ikinci 24 saat sonunda da oyun apar topar sahnelenmişti. Piyes, tiyatronun üstadı Shakespeare’in eserlerini kuşa çeviren veya işlerine gelmeyen bölümleri makaslayan yönetmenleri hırpalıyordu.
    Lakin mesajın hakkını vermek lazımdı. Anlayacağınız, tiyatro camiasında kimsenin Shakespeare’in kara kaşına, kara gözüne aşık olduğu yoktu. Adı büyüğe çıkmış bir kere, herkes “büyük” dedi mi vaziyeti kurtarıyor, sonra kendi “iş”ine bakıyordu.
    Shakespeare üzerine ülkemizde yazılanların büyük kısmından alabildiğine bir yavanlık damlıyor. Tiyatro tarihinin dâhisi, insan ruhunun röntgenini çeken adam, insanın dünyasındaki çeşitliliğin kâşifi vs. sözleri bol bol geçiyor kitaplarda. Peki Shakespeare’in islamiyet’le, Osmanlı ile ve tasavvufla ilgili boyutuna, kısacası “biz”e dair bir şeyler söyleyip söylemediğine işaret edenine rastladınız mı? Oysa Shakespeare’in yaşadığı çağ, Avrupa’nın bir ucunda, Endülüs’te kanatlarından birini kaparken, öbür ucunda Osmanlılar eliyle kendisine yeni kanatlar biçen islam medeniyetinin en hareketli ve yer yer en göz alıcı dönemlerine denk geliyordu. Birçok çağdaşı gibi, Shakespeare’in de islam ve Osmanlı dünyasıyla ilgili düşünce, izlenim ve etkileri eserine yansıtmasından daha tabii ne olabilirdi?
    Gelin, bir süreliğine bu dar dünyadan kaçıp Shakespeare’in ana vatanına uzanalım ve geçtiğimiz mayıs ayında 96 yaşında kaybettiğimiz değerli bir Shakespeare uzmanına kulak verelim. Martin Lings (Müslüman olup Ebubekir Siraceddin ismini aldıktan sonra da kitaplarında bu ismi kullanmaya devam etmişti), 2004’ü “Shakespeare ve islam” yılı ilan eden Londra’daki ünlü Shakespeare’s Globe’da konferans verdiğinde başta ingiltere olmak üzere ingilizce konuşulan dünyada günlerce tartışılmıştı.
    “Shakespeare’in Kutsal Sanatı” adıyla bir de kitap kaleme almış olan Dr. Lings, konferansında, Shakespeare’in tasavvufa duyduğu hayranlıktan söz etmekle yetinmiyor, onun aynı zamanda bir Müslüman tarikatın felsefesine sıkı sıkıya bağlı olan “ruhânî bir çevre”nin üyesi olduğu tezini de gündeme zarifçe düşürüyordu.
    “The Observer”in sanat ve medya muhabiri Vanessa Thorpe’un haberine göre, şimdiye kadar Shakespeare’in Roman Katolik kilisesi adına casusluk yaptığı dahi yazılmıştı ama onun tasavvuf felsefesinden etkilenmiş dinî veya ruhanî bir tarikatın üyesi olduğu iddiası dile getirilmemişti. Lings’e göre, tasavvuf düşüncesinin rehber ilkeleri Shakespeare’in yazılarında aşikârdır. Onun oyunları, modernist dünyanın şafağı ile direnen geleneksel ve mistik değer sistemi arasındaki mücadeleyi anlatmaktadır aslında. Tıpkı Sufiler gibi Shakespeare de gelenekten ve maneviyattan yana koymuştur tavrını. Yaşadığı devir, Orta Çağlar’ın sonu ile ateizmin başlangıcını soluyordu. Aydınlanma fikirleri yeşeriyor ve modern çağa adım atılıyordu. işte Shakespeare böyle bir çağda tavrını gelenekten yana koymuş ve bu tavrıyla Batı’da “geleneğin son kalesi” olmuştu.
    Lings’e bakılırsa, onun en meşhur eserlerinin bir kısmında gördüğümüz karakterler, Sufilerin arınma arayışını sembolize etmektedir. Hatta bazı karakterler bizzat Shakespeare’i temsil etmek üzere seçilmiştir. Mesela “Kral Lear”da Edgar’ın yolculuğu, dervişlerin hakikat yolculuğunu andırmaktadır. Bu yolculuğunda Edgar’a meleksi karakterler yardımcı olmakta, şeytansı karakterler de ona engel olmaya çalışmaktadırlar. Nihayet -tabii bu ‘nihayet’in Lings’e değil, bana ait olduğunu söylemeliyim- “Fırtına” piyesinde geçen “Biz rüyalardan yapılma cisimleriz” mealindeki mısra da Shakespeare’in bize bir başka dünyadan haber damıtmak istediğinin minik ipuçlarından biri.
    Peki bu zengin ve mistik kâinat, üstelik ilahi ve dünyevî cisimler arasında gezinen bu meleksi ve şeytansı karakterler de neyin nesidir? Yazar nereden esinlenmiştir onları kurgularken? Bütün bunlar bizi bu defa ünlü edebiyat eleştirmeni Harold Bloom’un Lings’i de sollayan iddialarına getiriyor. Bloom’a göre, etkilenmiş olsun veya olmasın, Shakespeare’in dünyası, kesinlikle mistik, hatta tasavvufî bir kâinatla çepeçevre sarılıdır. Yani Shakespeare, bizzat bir Sufi olmasa bile, “büyük” trajedilerinde gündelik hayat ile yüce (aşkın) âlem arasında, Hıristiyan mistisizminde bulunmayan bir “hayâl âlemi” (imaginal realm) unsuruna yer vermektedir ki, bu, tastamam ibn Arabi ve Sühreverdî’nin (tabii diğer sufilerin de) sözünü ettikleri “Ceberût âlemi”ne tekabül etmektedir. (Tasavvufta içinde yaşadığımız cismanî âlem ile latif meleklerin yaşadığı Melekût âlemi arasında “nurânî akıllar ve temiz meleksi nefisler” bulunmaktadır ki, bunların Ceberût aleminde yaşadıkları kabul edilir.)
    işte Shakespeare’in dünyasında karşımıza çıkan meleksi ve şeytansı varlıklar, ne bu cismanî dünyanın pıhtılığına boğulan, ne de Melekût âleminin mutlaklığına sahip olan bu “ara bölge”de buluşurlar insanoğlu ile. Unutulmamalı ki, “Fırtına”daki büyücü Prospero ile yarı insan-yarı hayvan Caliban’ın yanında seyreden, hava gibi latif ve yarı insan-yarı peri özelliklerine sahip figür Ariel, hep birlikte Ceberût âleminde gezdirirler bizi. Lings’in kuyuya attığı taşın daha büyüğünü bu defa Batı edebiyatının gövdesine fırlatma cür’etini gösteren Bloom, yalnız Shakespeare’i değil, Milton, Shelley ve Blake gibi büyük ingiliz şairlerini okurken de sufi kozmolojisinden gözlerini ayırmamaları uyarısında bulunur okuyucusuna.
    Son bir not: Biz uyuyaduralım, Özbekler bile Shakespeare’in sırrını çözmüşler, iyi mi! 1997’de Taşkent’te sahneye konulan “Kral Lear”ın alt başlığı nasıl ilan edilmiş, tahmin edin bakalım: “Shakespeare’in eserinin tasavvufî bir yorumu.”
    Doğu da, Batı da yoluna devam ediyor, buluşmak için. Biz nerelerdeyiz sahi?
    ···
  • +1
    düşünsenize atatürk yaşıyor
    1) bu kadar uzun süre yaşayamaz çünkü çok alkol içmekten mefta
    2)türkçe namaz veya ezan olamaz bildiğin olamaz çünki dinin orginali arapçadar ozaman diğerleri türkçe olsun
    3)şuanda ülke lozan gibi birçok antlaşma yüzünden tamamen ya parçalanmış ya satılmış ya kiralanmıştı
    4) büyük ihtimalle ananın kim olduğunu bilmeyecektin gerçi şuandada belli deil
    ···
  • 0
    düşünsenize atatürk yaşıyor
    A m ın a kodumun malı
    ···
  • 0
    son ses pompalamasyon açtım
    Ginemi sen mk
    ···
  • 0
    şırnakta baskın
    ARKADAŞLAR BEN ŞIRNAKTA ASKERiM BURDAN 29 30 KiLOMETRE iLERiDE BiZiM DiGER BÖLÜKLERiN OLDUĞU ÜS BÖLGESiNE SALDIRDILAR 1 SAAT ÖNCE ŞUANDA DURDU iNTERNETEDE DÜSTU BUDA LINKI http://m.sondakika.com/ha...emniyet-amirligi-8582523/ BU ORUSPU COCULLARINI gibECiKSiN VARYA ŞiMDi BiRiLERi ÇIKIPTA KÜRTLER ŞÖYLE BÖYLE DEMESiN BENDE KÜRDÜM AMA HAiN DEiLiM
    ···
  • 0
    amk virüsü benle tasak geçiyor
    Bana özelden yaz yardim edem 100de 100
    ···
  • 0
    sulak patatese özel küfür bulun
    Rez panpa
    ···
  • 0
    siz sapik panpalarima ozel
    Yola gardaş
    ···
  • 0
    fındıkçının hikayesi
    Bari suku vereydiniz binler
    ···
  • +1
    onlar konuşur ak parti yaparrrrrr
    Şuku hadi trende sokalim
    ···
  • 0
    osmangazi köprüsü şerefine hepinizeee nick6
    Şukunuda verdim yolla ak kefenli kardeşim
    ···
  • 0
    atatürkün neden hiç oruç tutarken fotoğrafı yok
    Rez rez rez aga
    ···
  • -1
    fındıkçının hikayesi
    Birgün ülkenin kralı sebze meyve yiyecek ne varsa pahalı satanların hepsinin toplanması için emir verir bütün esnaf toplandıktan sonra kim neyi pahalı satıyorsa ona onu sokun diye emir verir kral muzu pahalı satana muz elmayı pahalı satana elma falan filan sıra fındıkçıya gelir fındıkça her fındık sokuldukça fındıkcı güler neden güldüğü sorulduğunda sırada karpuzcu var der
    ···
  • 0
    akplinin bir günü
    Saol bin
    ···
  • 0
    neden bizim de ferre yıldızlarımız çıkmıyor
    Ananı cağırdıydım
    ···
  • 0
    miniminacık beyniyle ak partiyi eleştiren liseli
    Sonuna kadar arkandayım şuķu
    ···
  • +1 -1
    akplinin bir günü
    Okuyun arkadşlar bu binin 1 gününü yaziyorum .Sabah kalkar tuvalete girei çıktıktan sonra elini yıkamaz kahvaltı eder sonra 2 tane bira içer geneleve gider isini hal eder bu arada öğlen olmuştue ezan okunur ya bune insanın kafasını şişiriyorlar der sonra camiye gidenlere iğrenerek bakar ardından bir eylem yapıldığını görürür ama ne için yap8ldığını bilmez ama onun için farkez yeterki devlet kötülensin hemen büfeden biraları kapar ve ve eylem katılır biralrın üstüne yedigı biber gazı midesini bulandırır ve kendi gibi olan bi huur cocuğunun üstüne kusar sonra gözaltına alınirken direnir ve babası kefaletini ödeyip serbest bıraktır artık akşam olmuştur yemeğini yer ve tuvalete girip asıldıktan sonra tekrar ellerini yıkamadıktan sonra yatar
    ···
  • daha çok