0
interrail biletimi 1 ay önceden alıp temmuzun 3ünde barcelonaya uçtum. birisiyle beraber gitmektense tek başıma gitmeyi tercih ettim panpalar. çünkü tek başıma olursan daha fazla macera olur diye düşünmüştüm. neyse barcelonaya indim. direkt şehir merkezine geçtim ordan. küçük bi motel bulup eşyalarımı odama bırakıp, duş alıp şehir turuna çıktım, sabahın erken saatleriydi. odadan çıkarken nereye gideceğimi bilmiyodum. taksiye bindim, şoföre ingilizce bilip bilmediğini sordum. şansıma adamla anlaşabileceğim kadar bildiğini söyledi. nerelisin ne ayaksın muhabbeti filan ettik adamla. adam 50 yaşlarında bi amcaydı bildiğiniz, bizim paso kahvede takılan dayılara benziyodu. neyse sagrada familia kilisesine çek dayı dedim, aklıma orası gelmişti bii anda. bilenler bilir barcelonayı barcelona yapan yerdir bu kilise. neyse maceraya bu kiliseden başladım. kilisenin o büyük kapısından içeri girdim, pek fazla insan yoktu 3-5 tane yaşlı çift, 2-3 tane de tek başına etrafa bakınan insanlar vardı. içeri girdiğimde dikkat etmemiştim aslında insanlara, çünkü binanın içine girdiğimde büyülenmiştim resmen. böyle eşsiz bi mimari harika başka yerde göremezsiniz sanırım. resmen başım yukarıda tavan işçiliklerini inceleyerek 5-10dk yürümüşümdür. işte böyle eşsiz bi varlığı izlerken birisine çarptım.