Merhaba herkes, o gün ne olup bittiğini okudunuz mu hiç?
Ben baktım birazcık, 90' larda da okumuştum ama ilk okulda okuduğun bi ölüm nasıl hissettirirse öyle hissetmiştim, anlık bi etkilenme, tenefüs ile birlikte, "hiçlik" bu yüzden işte bu akşam bi kez daha bakmak istedim.
google a daha "Atatürk na" yazınca "Atatürk nasıl öldü?" diye şık sunup, tıklayıncada sonsuz sayfa ile anlattığını biliyomuydunuz? Unutanlar için özetliymmi biraz? Sonra yine devam ederiz,
---9 Kasım Çarşamba sabahı, Atatürk’te adale kasılmalarıyla istem dışı hareketler ve inlemeler görüldü. 9 Kasım’ı 10 Kasım’a bağlayan gece oldukça sıkıntılı geçti. Atatürk’ e kısa aralıklarla oksijen verildi. Sabaha doğru boğazında hırıltılar azaldı. Saat 8.00’de Dr. Mehmet Kamil Berk ve Dr. Nihat Reşat Belger Atatürk’ e glikozlu serum verdiler(Bu serumun boş şişesi ve şırınga iğnesi halen istanbulTı…p Fakü1te’sinde bulunmaktadır). Saat 9.00 olduğunda göğsü hızla inip çıkmaya başladı. Dünyadaki son 5 dakikasına gözleri kapalı giriyordu. Dışarıda bütün bir ulus endişe içinde radyo başında bekliyordu. Savarona son bir saygı duruşu için sarayın önüne demirlemişti. içerde saray tam bir sessizliğe gömülmüştü. Hasan Rıza Soyak sağ elini ellerinin içine alıp öpmüştü. Soyak’ın ardından Muhafız Komutan ismail Hakkı Tekçe de aynı eli öptü ve yorganın içine koydu. Bu arada Prof Dr. Mim Kemal Öke Atatürk’ün açık gözlerini kapattı. Son nöbet defterine şöyle yazıldı:
Saat 9’u 5 geçe Büyük Şefimiz Derin koma içinde terki hayat etmişlerdir.
Atatürk’ün yaveri Salih Bozok şuursuzca sarayın merdivenlerinden aşağı koştu. Alt katta boş bulduğu bir odaya dalıp kapıyı kapattı. ..Az sonra içerden tek el silah sesi duyuldu. Sesi duyup odaya koşanlar O’nu kanlar içinde buldular kalbine sıktığı tek kurşunla devrilmişti.
Nerde kaldık?
Çocukken calan sirenlerle kornalarla birlikte Atatürk'un geri gelecegine inaniyodum ben. O yuzdendi attigim tekmeler araclarin tekerine.. Çalsaniza.. Neden kornaya basmiyorsunuz? Cok mu zor? Calin sadece.. Herkes calsa O gelecek. Neden cabalamiyoruz hic? Hergun daha az cikiyo bu kornalarin sesi. Korkuyoruz. Goz yumuyoruz bir avuc haine. Kılımızı kipirdatmiyoruz elden giden ulkeye.. ciglik atmak icin kan kaybindan olmeyi bekliyoruz. Savasacak gucumuz kalmadiginda, yine korkudan attigimız cigligin hic bir degeri olmayacak. O yuzden basin o kornalara, calin sirenleri. Duyurun bi sekilde sesinizi. Biz daha olmedik deyin. Bizim icin olenlere sırt cevirmedik deyin. Bilgisayarla ya da telefonla degil. inin meydanlara. Gormeye katlanamadiklari al bayrakla suslensin caddeler. Gogsunu gere gere TÜRKÜM desin gencler. Duyulsun sesiniz. Ayni anda basın kornalara..
Birine özel Dipnot; “Senin arkandan milli yas ilan edilmeyecek, .Bir Anıtkabirin olmayacak.Öldüğünde yaşdıbının anlamsız kalacağı kadar değerli bir yaverin olmayacak. Kimse senin ölüm tarihini hatırlamayacak. Senin için milyonlar ayaklanmayacak. Askerler üzüntüden bayılmayacak. Yabancı dillerde ekoseli gibi olmak diye "şerefli olmayı” anlamlandıran deyimler olmayacak.Ölümünden onlarca yıl sonra ölümünü okuyan gençler senin için gözyaşı dökmeyecek.SEN SADECE ÖLECEKSiN..
Bu ağır oldu biraz, asla Türkiye 'de iş bulamıcam bence
* iyi uykular herkes, Su içmeyi ve o'na bi fatiha okumayı unutmayınız