Huzur isyanda!

bizim kazandığımız hep helaldi kardeşim. zaten gelenin 2 lira olması değil de sanki her şey normalmiş gibi davranmak nasıl zor biliyo musun? hayatımda ilk defa arabasız kaldım ben. bayramda gezerken yerdeki halıya dalıp gözlerimin dolduğunu gizlemek nasıl koyuyor insana; o gözyaşlarını tekrar içine akıtmak nasıl yakıyor insanın canını.

çocukken bi dayıma bi şey olursa naparım diye düşünürdüm bi de babama. dayımın keyfi yerinde de babamın hali perişan. milyon dolarlık şirketimiz vardı bizim bir zamanlar şimdi dönerciyiz be olum. 2 liralık adam olmamak için 2 liranın peşinde koşar olduk.
hepinizi beklerim bütün 2 lira.

hatırlatmakta fayda var. 1 sene olmuş nerdeyse. bknz: @1

@18 sorun yok panpa ben eğlenilecek erkeklerdenim.

http://imgim.com/img_1598.jpg
@11 sağ elimi de çektim. isim yakışmış mı?

@5 sus ezik. hustler club louisiana.

caps falan da atardık halbuki..

akşam canlı gösterisine gidiyorum da tanıyan bilen var mı? iyi ağırlar mı beni?

gece saat 1 gibi eve geldik. dışarıda yemekteydik. gökyüzü kırmızıydı, enteresan yıldızlar vardı. aşırı sıcaktan dolayı balkonda serinlemek için takıldık biraz, sonra hepimiz yattık. tekrar uyandığımda cenin pozisyonunda hareket edemez haldeydim. babam içerde oluşan basınçtan kıramadığı kapının cdıbını kafasıyla kırmaya çalışıyordu. annemin dur yapma boynun kesilecek diye bağırışından sonra yerden taş alıp kırdı. ayağımın üstünden babamın kaldırdığı duvar parçasını, 3 gün sonra dayım, babam, kuzenim, ben yerinden oynatamadık. karanlıktı, çok toz vardı. ağlayan çoktu, çürümüş yemek ve insan bedeni kokusunu nerde olsa tanırım.

aq slash yoksa gun diye bişey olamaz. onlar olsa olsa roses olur.

@21 tamamen haklı. ne yazacaksam aynısını yazmış verdim şukusunu.

not: @1 sen ne gibim bi dinleyicisin lan? gnr nere, megadeth nere, rhcp nere aq!?

ezgi türlü yalanlarla kandırıp öpüştüğüm kızlardan biriydi. aptal olması başıma bela olması için yeterli bi sebepti. aptal ezgi aramızda geçen her şeyi müzik hocasına anlatıyormuş. bugünkü vizyonumla gözümün önüne getirdiğimde total bi kaşar olan müzik hocamızla ilgili de şehir dışından öğretmenliğe gelip birlikte ev tutan 2 beden 1 türkçe hocasıyla geceleri içkili alem yaptıkları söylentileri vardı. kadın daracık etek takımlar giyer, kemik çerçeveli gözlükler takar olabildiğince otoriter ve sert görünürdü. kendi yarattığı karakteri düşünüp mastürbasyon yaptığını da eminim. bi gün başka bi hoca tam derse girecekken arkadan müzikçi gelip "hocam lamborghinisini alan cahil'i 1 dakika alabilir miyim?" demişti. hoca tabi hocam derken ben içimde "dar eteğin altındaki yanardağları tokatlamanın vakti geldi" diyerek heyecanlanıyordum. kapıdan çıkınca gel bakalım diyerek merdivenlere doğru çağırdı. heyecandan yürümekte zorlanıyordum. sadece fantazi olarak düşündüğüm, gerçekleşmesine imkan bile olmayan şey oluyordu sanki. merdivenin 2 basamak önünde yanardağlar arkada ben gözgöze çıkıyorduk yukarı birden durup döndüğünde elinde defterden yırtılmış bi kağıt vardı. bunu al benden aldığını da kimse bilmesin demişti. aman allahım!! rüya gibiydi. resmen lise öğrencisi bi paleyken taş gibi bi hocamdan mektup almıştım. kağıdı cebime sokup sınıfa döndüm. inimde yine yalnız olduğumdan kağıdı açarken ellerim titriyordu. acele ettiğimden açarken kağıdı ortasına kadar yanlışlıkla yırttım. yazılanları "ezgiye yaptıklarından çok daha ileri gitmeni, beni evimdeki yatağımda domaltıp inlete inlete becermeni istiyorum" diye hayal ederken ilk satırdan itibaren anladım ki mektup hocamdan değil yolu verdiğim aptal ezgi dendi. bütün enerjim çekilmişti. olduğum yerde kenara atılmış kukla gibi yığılmıştım. beni nasıl hayal kırıklığına uğrattığını bilmeyen ezgiden intikam almam gerekiyordu..

sudeyle yalandan takılırken okulun evdeki çokluktan pek sokak görmemiş zengin kızlarıyla oynaşıyordum. o tip kızları bilirsiniz. saçları her daim fönlüdür ve mis gibi kokarlar. ayakkabılarında asla kir toz olmaz. liselerde sosyal statü belirleyen, gömleğin üstüne giyilen sweat, kazak vs. bunlarda lacoste, diesel(o zaman ayağa düşmemişti daha)'den aşağı olmazdı. ama netekim bakımlı görünümlerinin arkasında kocaman bir aptallık olurdu. boş sınıflarda öpüştüğüm kızların hemen hemen tamdıbını bu kızlar oluşturuyordu.

geldiniz mi lan? kafam karışmaya başladı.

@3 ulan ananın amı. litvanyalı erkekler başlığının altına "litvanyada yaşamak istememin sebebi" diye entry girilen bi sözlükte derin mevzu tartışabilir misin gibik? adamlar ciddi bi de aq!
he bu arada. siz yenisiniz galiba?

saçaklı mantığı, saçaklı düşünce olarak türkçe ye çevirmişler. belki çağrışım yapar.
@2 sen ne diyosun amk? kaybol lan.

sevgili binler,
felsefe ve/veya bilimle ilgilenip (ya da ilgilenmeyip aq) bu kitabı okumuş, duymuş olanınız vardır. azıcık yanaş şöyle de bi konuşalım kardeşim.

not: kitabı bilmek şart değil. mantığı bilen hatta bi gibten haberi olmayan ama bu mevzularla ilgilenen de gelsin.

özet: profesörle aramdaki mini diyalog.

simülasyon yazmayı öğren.

hep masa oyunları bunlar.

bi kere de kahvede batak oynarken "kaç parti yapacaz abi?" diyen çocuğa kafa atmıştım. "burada siyaset yapma lavuk" diye.

"wh kapat ulan huur çocuğu!" yazdım diye banlandım. adaletini gibeyim gitti puanlar.

bulursan sen okuduktan sonra bana satabilirsin. ciddiyim. özelden yazarsın.

not: gösteri peygamberi, fayt kılap var. bi tane daha aldırdım ama elime hiç geçmedi. d&r pahalı moruk.

@18 adam haklı kardeşim ben kendi başıma öğrendim geliştirme sürecim çok uzadı. ayrıca nota öğren diyorum başka bişey demiyorum. tabi bunlar uzun vadede güzel işler. 3 ay sonra e hani deme.

@12 solo bass bulamadım ama aklımdasın dinlerken denk gelince mesaj atarım istersen başka örnek göstereyim.
@14 kardeş çok merak ettim sen ne çalıyosun? youtube a jeff beck - what mama said yaz. şarkıyı ver tanıdığın bi bassçıya 10 dakikada çıkarsın ben zütümü taksim meydanında açarım. ayrıca bassız (bass gitar, çello, kontrbass vs.) müziklerin ayağı yere basmaz. solo ve resitalleri ayrı tutuyorum onlar zaten enstrümana adanan işler.