0
25.Kare Nedir ?
25. Kare; Bilinç Altına Gizli Mesaj Yerleştirme
Gözümüzün saniyede 24 kare algılayabiliyor..
25. kare ise beynimize yazılıyor. işte bu sistemin adıda 25. Kare
Örneğin Siz tvde bir çizgi film izlerken adamlar 25. Kareye “Coca Cola iç” yazısı koyuyorlar ve canınız cola çekmeye başlıyor ..
Şaka gibi görünsede Rusyada yapılan araştırmalarda bu yöntem uygulandığında
Cola satışlarının arttığı gözlenmiş..
‘Başka Kanal izleme, Başka Kanal izleme, Başka Kanal izleme’…
Televizyon yayını kullanılarak insanın bilinçaltına belirli bir sloganı yerleştirmeyi amaçlayan “25′inci kare (25th shot)” tekniğinin Rus TV’leri tarafından yaygın olarak kullanıldığı ve hükümetin buna karşı mücadele başlattığı bildirildi.
Rusya Basın Bakanı Yardımcısı Valeri Sirojenko’nun açıklamasına göre, “25′inci kare”yi saptamak üzere özel bir detektör geliştirildi ve bu cihaz ile yıl sonuna kadar tüm TV kanallarının sürekli kontrolü sağlanmış olacak.
itar-Tass’ın haberine göre, resmi olmayan bilgiler, Rusya TV programlarının 5′te 1′inin, “25′inci kare”yi içerdiğini ortaya koyuyor. insan gözünün, TV izlerken saniyede 24 kareyi algılayabildiği, 25′inci karenin ise göz tarafından fark edilmese bile doğrudan beyne etki ettiği belirtiliyor. Uzmanlara göre bu etki, beyni “yüksek derecede ikna edici” olabileceği gibi,
tahrip edici de olabiliyor. Rusya Basın Bakanlığı, bu etkiyi yayınlarında kullandığı tespit edilen TV kanallarının lisanslarının iptaline dahi gidilebileceği uyarısı yaptı.
Bakanlık kaynaklarına göre, TV’lerde yayımlanan her üç filmden birinde, 25′inci kare şeklinde, promosyon amaçlı bir slogan veya reklam yer alabiliyor. Bu slogan veya reklamlar, “başka kanal izleme” şeklindeki anonslardan, siyasi amaçları hedefleyen sloganlara kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
Rusya’nın geliştirdiği detektörün, dünyadaki benzerlerinin dördüncüsü olduğu kaydedildi.
BUNLAR DA ÇOK iLGiNÇ
Subliminal diye bir yöntemden bahsediliyor günlerdir. Filmlerin şarkıların arasına gizli mesajlar koyuyorlarmış. Normal algılarımız o mesajı fark etmiyor ama bilinçaltlarımız lapin gibi atlıyormuş bu mesaja. Bu hadiseye subliminal deniyormuş. Beatles üyesi Paul Mc Cartney’in aslından bundan 35 sene evvel trafik kazasında öldüğünü de bu yöntemle öğrenmişler. Beatles’in bir şarkısını tersten çalmışlar, “Paul ise dead” diye bir mesaj çıkmış. (Bu tersten çalma işini de hangi manyak akıl ettiyse artık…) Mesela Led Zeppelin’in ayıla bayıla dinlediğimiz ’Stairway to Heaven’ının içinden “Yaşasın şeytanımız, biz onun için yaşıyoruz” gibi abukluklar çıkıyormuş. Buyur buradan yak! Britney Spears’ın bir şarkısının içinden bile “Ben o kadar da küçük değilim, bana her istediğini yapabilirsin” gibi gayet şehvetengiz mesajlar çıkmış. ”
“Hairway To Steven”
Az once ulusal capta yayin yapan bir televizyonun haber bulteninde Led Zeppelin’in Stairway To Heaven sarkisinin tersten calindiginda seytana ovguler duzen subliminal mesajlar icerdigini anlatan bir haber yayinlandi. Sakin ola cocuklariniza dinletmeyin boyle seyleri diye bangirdiyordu televizyon. Bu deli sacmasini yillar once ben de duymustum ama dogal olarak gulup gecmistim. O gunden bugune gulunclugunden hicbir sey kaybetmemis bu komplo teorisi neyse ki. Fakat zaman icinde bizim gozumuzden kacan seyler olmus. Megerse bu sadece buzdaginin gorunen kismiymis. Butun rock tarihi, aslinda seytanin gizli hukumranligi altinda faaliyet gosteren satilik ruhlar tarafindan yazilmis (Burada kucuk bir dipnot dusup sadece tek bir kisinin ruhunu satmayi beceremedigini, yine de hic olmazsa bizim nezdimizde rock tarihinde guzel bir yere sahip oldugunu belirtmek isterim). Web uzerinde bu konuda derli toplu bir kaynak yine her zamanki gibi Wikipedia’da bulunabiliyor. Judas Priest (ozellikle grup uyelerinin savunmasi) ve deliberate backmasking basligi altinda Pink Floyd orneklerine bir goz atin. Bu bana yetmedi derseniz bu adreste Yoko Ono’nun Lennon’i oldurdugunu nasil itiraf ettigini (Biliyordum! Hemen tutuklayin o kadini!) ya da Pokemon’un televizyonda gosteriminin yasaklanmasinin aslinda ne kadar dogru bir karar oldugunu goreceksiniz. Konuya bilimsel yaklasanlari da gormek mumkun ama hayir “Ben dunyamizi ele gecirmeye calisan bu iblislere karsi bir nefer olmak niyetindeyim” diyorsaniz, ne diyelim, o zaman size Exorcist olmak yakisir.”
SUBLiMiNAL REKLAMCILIK
Subliminal reklamcılık denen bilinçaltını hedef alan bu tür reklamlar ilk kez 1950’li yıllarda Amerika’da ortaya çıktı. James Vicary adlı reklamcılık uzmanı, sinema salonlarında yaptığı bir deney sonucu patlamış mısır ve kola satışlarının arttığını iddia etti. Bu deneyde film perdede oynarken, saliselik görüntüler halinde ‘patlamış mısır ye’ ve ‘Kola iç’ sloganları çıkıyordu. Seyirci bu sloganları bilinciyle algılayamadığı halde, bilinçaltına hitap eden bu sloganlar sayesinde Kola satışlarının yüzde 18.1, patlamış mısır satışlarının ise yüzde 57.7 arttığı iddia edildi. Bilinçaltı reklamları Amerika ve ingiltere gibi ülkelerde yasaklandı.
Bilinçaltı reklamları üzerine araştırmalar yapan Metin Çelik, bize bilinçaltı reklamlarında, izleyen kişinin, görmediği görüntüler, duymadığı sesler tarafında nasıl olup da yönlendirildiğini bilimsel verileriyle anlattı. Bilinçaltı reklamlarının gücünü, ürünün satışını nasıl etkilediğini örnekleriyle ortaya koydu. inanılması zor, hadi canım dedirtecek iddialarda bulundu.
Bilinçaltı dediğimiz şey, bilincin binde 999’unu oluşturuyor. Yani siz şu anda beni binde 1 seviyesinde görüyorsunuz.
Nasıl yani?
Şöyle: Gözün fovea hareketleri sizin şu anda görmediğiniz şeyleri de görüyor. Göz devamlı bir tarama içinde. Tarıyor ve aldığı bilgileri bilinçaltına atıyor. Bu söylediklerim bilimsel verilerdir. Biz, normal şartlarda gözümüzün fovea hareketleriyle beynimizde depolanan şeylerin çok azını hatırlıyoruz. Ama mesela markete gittiğimizde 10 tane deterjan arasından 1 tanesini çekip alıyoruz. Yani gördüğümüzün ve de duyduğumuzun farkında olmadığımız şeylerin, bilinç yüzeyine çıkarak bize o malı satın aldırması söz konusu.
Yani biz görmediğimizi zannettiğimiz şeyleri aslında görüyoruz.
Evet. Mesela hemen şimdi bir test yapalım. Eviniz de kaç pencere var?
Bir saniye…. 5 pencere var.
Bu cevabı vermek için sol üst köşeye bakarak düşündünüz.
Öyle mi? Olabilir; sağa da bakabilirdim yahut önüme de.
Belki. Ama bunu siz de deneyebilirsiniz. Kime sorarsanız sorun sol üst köşeye bakarak düşünecek ve cevap verecektir.
Neden?
insan beyni sağ ve sol beyin olmak üzere ikiye ayrılır. Sağ beyin resimleri, grafikleri depoluyor. Sol beyin ise sayıları, formülleri isimleri vs.
O halde sağ üst köşeye bakmam gerekmez miydi?
Çapraz bir görme sistemimiz var. Sağdaki klasörü kullanmak için sola, soldakini kullanmak için sağa bakarız. Bilinçli yapılan reklamlarda bu bilgi mutlaka kullanılır. Bakın Gerçek Hayat’ın kapağı da bu şekilde.