- 1 / 1 / 914 entry
- 251 başlık
- 5 trend
- 7,619.50 incipuan
kocamikhudaverdi önüncü nesil normal
-
0
bilelimki milli benliğini bilmeyen milletler
Amerikan politikasını korumakla mükellefiz Necip Fazıl KISAKÜREK
Necip Fazıl "Son Devrin Din Mazlumları" isimli kitabında Dersim isyânı'nı, Şeyh Said'i, Said'i Kürdî'yi vs. öve öve bitiremez. 1937'de Tunceli isyanında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin katliam yapıp bilmem kaç yüz bin Kürt'ün öldürdüğünü iddia eder. Bu bile onun ne kadar büyük bir Türk düşmanı olduğunu göstermektedir, bu bile tek başına yeterlidir.
Necip Fazıl, 1946'da istanbul'da verdiği bir konferansta Atatürk'ü sâhte kahraman ilan etmiştir.
Abdullah Öcalan denen insan ziyânı olan aşağılık köpek, Necip Fazıl ile ilgili bir soruya aynen şöyle cevap vermiştir:
"20 yaşlarında ya vardım, ya yoktum. Necip Fazıl Kısakürek'in konferanslarına gider, bayağı da etkilenirdim... "
Tayip Erdoğan'ın başdanışmalığını yapan, Amerikalılara bizi delikten aşağı süpürmeyin diyen Kürt Cüneyt Zapsu'nun dedesi Abdürrahim Zapsu, Necip Fazıl'ın yazdığı haftalık "Ehli Sünnet" dergisinin yayıncısıdır.
Necip Fazıl, Türk düşmanı olduğu kadar Türkçe düşmanıdır. "BÜYÜK EDEBiYATÇI" diyenen onu savunanlar, Necip Fazıl'ın Türkçemize hakaretler içeren şu yazısını okuyuversinler:
"- Kısa heceler... Aşağıdaki cümleyi, ona hususî bir mâna biçmeden, onda ayrı bir mâna murad edildiğini hesaba katmadan, sadece Türkçe olarak okuyunuz.
- Ciğerimi delici, yüreğimi yakıcı, kafamı kemirici soru şu ki, gericiliğe mi, ilericiliğe mi, ne tarafa döneceğini bilemeyene, ne diyeceğini, ne edeceğini bulamayana, baba izini görmeyene, anadilini yitirene, yolunu şaşırana, ya kuzu gibi boyuna budalaca acı acı meleyene, ya da kısa heceli ölü kelimeleri dizi dizi boşuna sıralayana, şu yeni kuşağa ne demeli; acımalı mı, acımamalı mı?
içinde 50 kelime ve 162 hece bulunan bu cümlede tek bir uzun hece yoktur ve böyle bir lisan yeryüzünde mevcut değildir.
- Bu hâl, tarihin ilk çağlarında, henüz hançeresi gelişmemiş bir millete işarettir.
- Tek heceler... Dilimiz umumiyetle tek, hiç değilse az heceli kelimelerden örülü:
al, kal, çal, dal, ol, sol, dol, yol, ser, ver, ger, yer, yar, ban, kan, san, at, kat, tat, çat, kap, sap, tap, yap, say, yay, kay, cay, sil, bil, ek, çek, şiş, piş, ye, de, filân, falan, sayısıza kadar giden bir dizi...
Askerî kumanda sesine benzeyen ve sonlarına birer "mak" veya "mek" edatı eklenince ancak iki heceli masdarlığa çıkabilen "emr-i hâzır"lardan ibaret bu tek veya az heceli kelimeler kalabalığı içinde yabancı dillerden devşirilmiş dolgun heceler de Türk hançeresine uymadığı için bölünmüştür:
Psomi (Rumca ekmek) ipsomi...
Fikr-Fikir... Spor-Sipor... Film-Film... Nefs-Nefis... Remz-Remiz...
Vesaire...
- Başka dillerde tek hecede 4-5 sese kadar çıkabilen (rast, drops) dolgun heceler Türkçede 2-3 sesi aşamaz ve ancak kültürlü insanların hançeresinde yer bulabilir.
- Bir dilde uzun, dolgun ve çok heceli kelimeler, tefekküriyet ve medeniyet işaretidir.
- Türk Milleti'nin, ruhunu dayayacağı üstün bir medeniyet mihrakı buluncaya kadar sürdüğü hayat içinde dili, kısa heceler bahsinde olduğu gibi, konuşmaya ve dolayısıyla düşünmeye vakti olmayan bir topluluğu ifade eder.
- Mücerret mefhum... Türkçe'de, kendi öz anlamı olarak tek bir mücerret mefhum yoktur. Aşağıdaki, hemen her lisanda mevcut mücerret mefhumların Türkçe karşılığını arayınız:
Zaman, mekân, mesafe, zevk, şevk, mevzuu, merkez, mihrak, gaye, mefkûre, din, Allah; ve nâmütenâhîye kadar sayabiliriz. Mücerret mefhumların hattâ basitlerinden olan bu kelimelerden bir tanesini bile Türkçe'de bulamazsınız. "Allah" adının hiçbir lisanda eşi bulunmaz hâs ve âlem ismi olması bir tarafa, ilâh mânasına her dilde mevcut kelime bile Türkçe'de yoktur. "Tanrı" kelimesi "tanyeri"nden gelir ve mücerretlikle alâkasız, putperestlikten kalma bir madde ismi olmaktan ileriye geçemez. "Mevzuu" kelimesine uydurulan "konu" ise "koymak" gibi kaba ve maddî bir fiile dayanır. "Vazetmek" fiili "koymak" değildir ve onun üstünde bir mânayı (nüans-gamiza) belirticidir.
- Neticede, sade ve mahdut madde isimlerine mahsus, beşerî tefekkür malzemesinden mahrum bir lisan karşısında kalıyoruz. Hattâ "dil" bile "lisan" kelimesine uymuyor ve ağızdaki et parçasından ibaret kalıyor.
Bu Bağlantıya Dokun oku Yazısını Amerikan politikasını korumakla mükellefiz Necip Fazıl KISAKÜREK
Amerikanizm politikasını kendimize tecezzi etmez (birbirinden ayrılmaz) bir siyaset vahidine (tekliğine) göre ayarlamakta büyük ve her işe hâkim bir mânâ gizlidir."Milliyetçi çizgiden sapıp Amerika'dan "nazlı bir sevgili muamelesi" görmemize razı olmasaydı; Nurcular, Nak-şibendiler ve tüm siyasal islamcılar, Necip Fazıl KISAKÜREK 'i bu kadar benimser ve öve öve göklere çıkarırlar mıydı acaba?'' uyanın uyanın
{[InciListeHaberYap]}
[[
{{resim: http://i.hizliresim.com/4P8ObG.jpg }}
]] -
+7 -1
bilelimki milli benliğini bilmeyen milletler
Başka milletlere yem olurlar.
Okumadan Yorum Yapma!
Biz her ikisini de sevmeyiz. Gerçekte Nazım Hikmet bir vatansever değildir, Nazım Hikmet'i sevip saymak ile Atatürkçü olmak birbirine tamamen zıt şeylerdir. Necip Fazıl da Atatürk düşmanı biridir.
Evet, bu ikisi "VATAN, MiLLET" konulu çok güzel şiirler yazmışlardır. Olabilir... işin içyüzü ise hiç de böyle değildir.
NAZIM HiKMET'E BiR BAKALIM...
Nazım Hikmet'in SSCB liderine yazdığı mektup:
7 Aralık 1961" Saygılarımla, Artık 10 yıldır Moskova'da yaşıyorum. ailem de yanımda. Bütün Sovyet halkı gibi, buradaki yaşama alıştım. Saygıdeğer Nikita Sergeyeviç, yardım edin, ben Sovyet vatandaşı olmak istiyorum.
Kaynak: Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi Arşivi
Bitti mi? Henüz bitmedi... Nazım Hikmet'in bir de Atatürk'e hakaret ettiği şiiri var. işte o şiiri okuyun bakalım:
Nazım Hikmet'in Atatürk'e hakaret ettiği şiir:
Trabzon'dan bir motor açılıyor Sa-hil-de-ka-la-ba-lık! Motoru taşlıyorlar Son perdeye başlıyorlar! Burjuva Kemal'in omuzuna binmiş Kemal kumandanın kordonuna Kumandan kahyanın cebine inmiş Kahya adamlarının donuna Uluyorlar Hav... hav... hak... tü
Nazım Hikmet kimdir?
Dedesi (annesinin babası) aslen Polonya Yahudisi olan Konstantin Borzeçki adlı bir Yahudinin torunudur. Anannesi de Alman kökenli Karl Detroit'in kızıdır. Nazım Hikmet'in Atatürkçülükle de Türklükle de hiçbir ilgisi yoktur. Kendisi SSCB aşığı bir komünisttir. Atatürkçü olmak ve Nazım Hikmet'in izinden gitmek birbirine tamamen zıt şeylerdir. Kendisini "Atatürkçü" olarak tanımlayan pek çok kişi maalesef Nazım Hikmet'in ne mal olduğunu bilmemektedir.
Stalin kimdir?
Sovyet tarihinin en acımasız lideri ve milyonlarca soydaşımızın katili Stalin'in bir emriyle 2. Dünya Savaşı'nda Kafkasya'nın müslüman halklarından Karaçay-Malkar Türkleri, geçenler, inguşlar, Kırım Türk-Tatarları, Sovyet Almanları, Gürcistan'ın Ahıska yöresindeki Türkler ve Kalmuklar anayurtlarından Orta Asya'ya ve Kazakistan'a sürgün edildi ve sürgün yerlerinde acı muamelelere maruz kaldılar. Stalin'in ölümünden sonra 1957 yılından itibaren uygulanan rehabilitasyon politikasına bağlı olarak bu insanların bazıları yurtlarına geri dönebildilerse de haklarını tam olarak alamadılar. Sürgün üzerinden geçen neredeyse yarım yüzyıla rağmen halen Kırım Tatarları ve Ahıska Türkleri'nin tarihi topraklarına dönüş izni resmen verilmemiştir. Son yıllarda uygulanan "açıklık" politikasının bir yansıması olarak, Sovyet basını Stalin'in sürgün olayını tartışmaya ve komünist rejimin bu suçu üzerine yeni ışıklar tutan arşiv materyallerini yayınlamaya başladı.
Gördüğünüz gibi Stalin tam bir Türk düşmanıdır ve soydaşlarımızı öldürmüştür.
Ya peki Nazım Hikmetof ne dedi Stalin ile ilgili?
Nazım Hikmetof Verzanski : Beni Stalin Yarattı
NECiP FAZIL'A BiR BAKALIM...
Necip Fazıl da Nazım Hikmet gibi bir Türk düşmanı ve Atatürk karşıtıdır. Kendisini "Türk milliyetçisi" olarak tanımlayan pek çok kişi aslında Necip Fazıl'ın ne mal olduğunu bilmemektedir. Necip Fazıl şeriatçı, ümmetçi, Osmanlıcı, sapık, Atatürk düşmanı biridir. Günümüzde şeriatçı terör örgütlerinin de ilham kaynağı olmuştur.
Necip Fazıl'ın Atatürk'e ve Atatürk ilke ve inkılapları'na hakaret ettiği şiiri:
Destan Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak! Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak: Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;Alevler içinde ev, üst katında ziyafet! Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey,
Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey;Utanırdı burnunu göstermekten sütninem, Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;Evde cinayet, tramvay arabasında zina!Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!
Ve ferman, kumardaki dört kıralın buyruğu;
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu! Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan! Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan! Allahın on pulunu bekleye dursun on kul;Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa! Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz. Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç;Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç.Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde! Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap.
Necip Fazıl ve iBDAC (islami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi) ABD GÜDÜMLÜ Terör Örgütü
"iBDA fikriyatı, islamcı edebiyatçı Necip Fazıl Kısakürek ve onun Şeyhi Seyyid Abdülhakim Arvasi yanlısı akıncı gençler tarafından 15 Kasım 1975 tarihinde, Salih Mirzabeyoğlu öncülüğünde çıkarılan Gölge Dergisi çerçevesinde oluştu."
"Necip Fazıl Kısakürek'in "BÜYÜK DOĞU" fikriyatından etkilenerek ortaya çıktığı iddia edilen, Osmanlı Devleti modelinde federatif yapılı bir islam Devleti kurulması amacını güden ve bu amaç doğrultusunda silahlı mücadele yöntemini benimseyen terör örgütüdür."
Not: Devam edeceğim -
0
akp li vekil 7000 tl paramı vermiyor alamıyorum
ulan para için susma söyle kim basına yansısın herkes bilsin bunları başkası zarar görmesin.. -
+5
bilmem farkındamısıniz
Çok ayrıştırıcı bir ülke olduk.. 1990 lı yıllarda 2005 lere kadar yaşadığım dönemlerde böyle bir ayrıştırıcılık görmedim. ya artık insanlara karışmaktan etki altına almaktan vazgeçin insanların inanışlarıyla görüşleriyle insanlara ken fikirlerinizi empoze edip baskı kurmayınn..
din gibi güzel bir şeyi siyaset gibi pis bir şeye alet etmeyin, işte bu din siyaset devlet işlerinin birbirine sokulmaması Laikliktir. Yani sizin bildiğiniz Laiklik dinsizlik demek değildir. sizinkisi cahilliktir, bırakın artık insanları bırakın insanlar inançlarını rahat yaşasın evet bizler müslümanız islam dinine mensubuz ama dier dinlerede saygılıyız çünki islam horgörü dinidir. bence sizin bildiğiniz islam dini değil sizin bildiğiniz din islam ritüel'lerini almış sizinde bağzı uydurmalarınızla olan yeni bir din yaratmanızdır açıkca söylüyum.
birisi çıkar santraç oynamak günahdır der. santraç oynayan dinden çıkar der. birisi çıkar annenin bile olsa diz kapağını görse tahrik olur der, birisi çıkar kadın kahkahası tahrik eder der, birisi çıkar hamile kadın sokaklara çıkmasın gören erkekleri azdırır der. Ulan bu sapıklıktır bu pislik birşeydir ya. hanginiz anasından tahrik oldu ? hanginiz hamile kadına nefsinizi uyandırdınız.?
Ama sizler vakıflarda, tarikatlarda, yurtlarda 13 yaşlarında çocuklara tecavüz eden şerefsizlere ses dahi çıkartmadınız, sustunuz 13 yaşında çocukla evlenilir diye fetfa çıkarttınız sapık, pislik emellerinize dini alet ettiniz 15 gün önce van'da 13 yaşındaki kız çocuğu evlendirildi çocukluk yaşındayken anne oldu onun bile 3 aylık bebeğine kundaktaki bebeğine tecavüz ettiniz.. sizlerden iğreniyorum tiksiniyorum nefret ediyorumm
Benim dinim islam böyle bir din değil.. benim gözümde bütün insanlar aynıdır aleviside, sünniside, hristiyanıda. hepsi insan benim dinim banadır onun dini onadır. hepimiz tek bir allahı bildikten sonra benim için sorun yoktur..
Saygılarımla.. -
+2 -1
marmara depremii souna kadar okuyunn
Önemli Detaylar Var..
17 ağustos 1999, gölcük saatler gecenin üçüydü ve insanlar can havliyle kendilerini evlerinden dışarıya atarken sanki bir kıyameti yaşıyor gibiydiler. ali kırca' nın yönettiği siyaset meydanı'nda enkazdan kurtarılan bir bayan şunları söylüyordu;
"o gece ne olduğunu bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki bu,depremden farklı bir şeydi. bir iddiaya göre depremden hemen önce gölcük'ten avcılar'a kadar geniş bir alanda görülen "ateş topu" ile ilgili bilimsel bir açıklama yapılamıyordu. birtakım teoriler ortaya atılmaya başlandı. kimine göre ruslar bomba patlatmıştı. kimine göre de yugoslavya'ya atılan bombaların yer kabuğunun dengesini bozması sebebiyle depremin gerçekleştiğini söylüyordu. hatta bazılarına göre işi pkk bile yapmış olabilirdi.
nitekim cnn televiyonu başbakan bülent ecevit ile yaptığı bir röportaj sırasında depremin arkasında pkk mı var?" sorusuna "sanmıyorum" cevabını vermişti. oysa bu sorunun doğal yanıtı "siz ne saçmalıyorsunuz, depremle pkk'nın ne alakası var." olmalıydı. bu soruya verilen cevap, akıllara, pkk'nın deprem oluşturabilme ihtimalinin olduğunu düşündürdüğü gibi, yapay depremlerin olabileceği sonucuna da zütürmektedir.
bu teoriler arasında akla en yatkın olanı, future times da yayınlanan araştırma dizisinde yer alan hikayeydi. bu senaryoya göre, san andreas fay hattı'nda meydana gelebilecek büyük bir depremin, amerikan ekonomisine çok büyük zarar vereceğini bilen abd, yer kabuğundaki değişimleri izleyerek, daha deprem oluşmadan tektonik katmanlar arasında artan basıncı değişik noktalardan patlatıp boşaltarak, büyük depremi küçük depremler haline dönüştürmenin yolunu bulmuştu. yıllar önce sırp asıllı amerikalı bilimadamı mucit nicola tesla tarafından geliştirilen bu düşük frekanslı elektromanyetik ışınımla yüksek enerji nakli tekniğini, hem ruslar, hem de amerikalılar uzun zamandır bir silah olarak kullanmanın yolunu arıyorlardı. bu yöntemle, çok uzaktan, hatta uzaydan geniş alanlarda tahribat yapabileceklerdi. ancak pentagon yıllardır çok güçlü bir silah geliştirmek amacıyla üzerinde çalıştığı bu projeyi, bir yandan da barışçı "deprem indirgeme" sistemine uygulamak suretiyle, tepkileri azaltmayı ve fonlama devamlılığını sağlamayı amaçlıyordu. bu nedenle proje önce avustralya'nın çıplak ve seyrek nüfuslu kırsal bölgelerinde denendi ve geliştirildi. daha sonra bunun deprem bölgelerinde denenmesine geldi sıra. değişik zamanlarda kafkaslar'da, okyanus tabanında ve güney amerika'daki ant dağlarında tektonik uyarılar verilmek suretiyle endüktif deprem yaratma konusunda büyük adımlar atıldı.
bu araştırmalar amerika'da haarp ve diğer askeri tesislerin kumanda merkezlerinde yürütülüyordu. bu arada, türkiye, japonya ve benzeri deprem bölgelerinde de sismik ağ şebekeleri kurularak bu bölgelerin tektonik verileri saniyesi saniyesine devasa bilgisayarların kayıtlarına gönderilmeye başlandı. ve gün geldi bu sistem türkiye'de denenmek istendi.
bölge zaten yılardır bu amaçla sismik espiyonaj altındaydı. nitekim gelişmeleri dikkatle takip edenler, depremden hemen sonra, türk telekom'un; türkiye'nin sismik bilgilerini pentagon'a ileten nato üssü'nün iletişimini nasıl kestiğini ufak puntalarla gazetelere düşen haberlerden hatırlayacaklardır. abd'nin asıl hedefi, kuzey anadolu fay hattındaki deneyden elde edeceği tecrübe ve bulguları, san andreas fay hattına uygulamaktı. bu iş yine çok yüksek askeri gizlilik taşıdığından yürütme işi israilli 2 uzmanlara verilmişti. gerekli makine ve donanım gizlice denizaltılarla gölcük üssüne getirilerek oradaki, yeraltı, denizaltı korunaklarına kuruldu. türk makamları durumdan detay bazda haberdar değildi. deney başarılı olacağından sonunde kimse normal dışı bir şeyin olduğunu fark etmeyecekti.
bu amaçla gece şahini tatbikatı" nın gece 03:00 da başlaması planlandı. gece saat tam 03:00 da düğmeye basılacak ve gece şahini devreye alınacaktı. 1-2 dakika içinde de oluşturdukları muazzam enerjiyle marmara'nın altındaki tektonik tabakayı zayıf yerlerinden kırıp, aylardır oluşan basıncı dışarı atacaklardı. böylece büyük bir deprem önlenmiş olacaktı. ama o gece bir şeyler yanliş gitti doga kendini yönetmek isteyenlerden bir kez daha intikam almişti. 45 saniye süren deprem, beklenenin 10.000 kat üstünde bir güçle gelmişti. zayiflayan ve titreyen elektrikler geri geldiginde, gece saat 03:05'i gösteriyordu.
daha bir kaç dakika öncesine kadar korunağın içinde şampanya patlatmayı bekleyenler, şimdi korkudan buz gibi donmuş, hareketsiz ayakta duruyorlardı. kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. on binlerce insan, çoluk cocuk, o enkazın altında can çekişiyor veya cansız yatıyordu. bu tarihin en büyük felaketiydi; hem de insan eliyle yaratılan...
işte o andan sonra çantalardan çıkan "q planı" çalışmaya başladı. ilk önce bölgedeki tüm haberleşme ve elektrik enerjisi felç edildi. kimsenin birbiriyle haberleşmesi istenmiyordu. başkan dahi sabahleyin "benim de telefonum kegibti" şeklinde garip bir açıklama yaptı. başkan ve başbakan şaşkındı. saatlerce "üzgünüz" bile diyemediler.
4 dakika içinde israil başbakanı barak ve birleşik devletler başkanı clinton ile irtibat kuruldu. o anda israil'de, ben gurion'un lod askeri havaalanından 4 adet savaş uçağı savaş uçağı eşliğinde 2 nakliye uçağı havalanıyordu. 2 dakika sonra da israil deniz kuvvetleri ve nato güney deniz saha komutanlığı'na bağlı tüm birlikler defcon-4 acil durumuna geçirildi. amerikan 6'ncı filosuna bağlı gemiler de rotalarını istanbul'a çevirmek için pentagon'dan emir aldılar. bu arada devreye avrupa ülkelerinin liderleri de giriyor ve belki de onlardan da türkiye için sözler alınıyordu. yunanistan bile harekete geçirilerek türkiye'ye karşı olan hasmane tutumuna son vermesi sağlanıyordu. tüm batı başkentleri hareket halindeydi, panik yoktu. her şey kontrol ve koordinasyon altındaydı; bir tek türkiye dışında. israilli askerler ve üst düzey subaylar o gece gölcük'te ne arıyorlardı? bu devir teslim töreni her yıl yapılan rutin bir ulusal törendi. uluslar arası bir kimliği yoktu...
bunun nedenini şimdi daha iyi anlıyoruz. hiç kimse bu güne kadar hiç katılmadıkları bu devir teslim törenine neden katıldıklarını sormadı. ya şaşkınlıktan, ya da telaştan, enkaz altında kaç israil askerinin öldüğü, kaçının yaralandığını da soran olmadı. o felakette kaç israil askerinin öldüğünü ne genelkurmay yayınladı, ne de israil böyle bir bilgiyi açıklamak nezaketinde bulundu. herkese verdikleri imaj ise oraya bize "yardım" için geldikleriydi.
hemen bir hastane kurdular. esas amaçları enkaz altındaki askerlerini ve önemli askeri malzemeyi çıkartarak zütürmekti. biz de "bak şu israil'e helal olsun, hemen yardımımıza koştu" diyerek sevindik. sabah saat 03:05 ile 06:30 arasında batı'da bu hareketlilik yaşanırken bölgede de çok hızlı ve çok gizli askeri hareketlilik hakimdi. ancak herkes kendi derdine düşmüş olduğundan bu olağanüstü gizli operasyondan kimsenin haberi olmuyordu. böylece bu işi planlayanlar gecenin karanlığından da yararlanıp denizaltından parçaları yüzeye vuran tesla makinesinin kalıntılarını toplayıp, yeraltı ve yerüstündeki tüm izleri yok etmeye çalışıyorlardı. ve bölgeye son hızla gelen rus araştırma gemisi dahi sabah saat 06:30' da bölgeye vardığında, havanın aydınlanmasıyla birlikte etrafta delil olabilecek tek bir cisim bile kalmamıştı. deniz altında oluşan radyasyon anlaşılmasın, dibe çöken kalıntılar araştırılmasın ve patlama sonucu meydana gelen denizaltı krateri ve çukur ortaya çıkarılmasın diye bu bölge derhal askeri karantinaya alınarak dalışa yasak bölge ilan ediliyordu. ancak bütün bu temizlikler yapıldıktan sonra ecevit ve daha sonra da demirel'in bölgeye gitmesine izin veriliyordu.
amerika tüm imkanlarını seferber etti. clinton amerikan halkından türkiye'ye yardım etmesini istedi. kasım'da türkiye'ye geleceğini ilan edip; ecevit'in de bu arada amerika'ya (belki de binlerce şehidin diyetini konuşmaya) kendisini ziyarete geleceğini haber verdi.
ilk anda çok yadırgadığımız sağlık bakanı osman durmuş'un; "yabancılara tek bir hasta bile vermem" demesini, abd deniz kuvvetlerine ait yüzer hastanede tek bir hastanın bile tedavi edilmediğini, 750 ton yardım malzemesiyle yüklü bir israil gemisinin üç gün süreyle gümrükte tutulmasını, şimdi yadırgayabiliyor musunuz? enkaz altında binlerce mehmet, hatice, ayşe ve ali'ye karşı bir vicdan borcumuz var. onlar geride gözleri yaşlı on binlerce sevenlerini, sıcaklıklarından mahrum bırakırken, sırf kaliforniya'da johnnyler, susanlar ve aliceler yaşasın diye yaşamdan çalındıklarını dünya bilsin.
(alıntı) -
0
çanakkaledeki olan depremin gizmleri chemtrail
Chemtrail Sprey, uçaklardan salınan, Ebola, H3N2 ve H3N3 virüsü, başağrısı, alerji, deri döküntüsü, Alzheimer, astım, pgibolojik rahatsızlıklar, göz, solunum, sindirim ve sinir sistemi hastalıkları, kanser ve hatta ölümlere bile yol açan, yağmur ve kar şeklinde ph değeri yüksek (asit haline gelmiş) yapay yağışlara, iklim değişikliklerine, depremlere ve mikrodalga (Microwave) etkisiyle küresel ısınmaya neden olan, çeşitli virüsler ve böcek ilaçlarından oluşan kimyasal spreydir. -
0
çanakkaledeki olan depremin gizmleri chemtrail
Chemtrail Sprey ve Haarp, şeytanilerin dünya hakimiyeti için oluşturdukları sistemin, ABD'nin Georgia Eyaleti'ndeki nükleer bombalara dayanıklı Rehber Taşları üzerine 8 dilde yazdıkları 10 emrinden ilki olan "insan nüfusunu doğayla orantılı olarak 500 milyonun altında tut" sözünün gerçeğe dönüşmesine çalışmakta kullanılan, insanlık ve dünya için çok büyük felaketleri beraberinde getiren bir teknolojidir. -
0
çanakkaledeki olan depremin gizmleri chemtrail
insanlığın sonunu getirebilecek H3N2 ve H3N3 virüslerini yayan Chemtrail Sprey'e karşı alınacak ilk tedbir, burundan nefes almaktır. Burun, hem klima gibi soğuk havayı ısıtır, sıcak havayı soğutur, hem de mikropların gelmesini engeller.
Grip < Domuz Gribi < H3N2 < H3N3
H3N2, domuz gribinden daha tehlikeli, bu salgının zararları normal gripten çok daha fazla. Salgın, normal gripteki belirtilere ek olarak kusma, bulantı ve karınağrısı belirtilerini gösterir.
H3N2 virüsünden sonra çok daha tehlikeli bir virüs geliyor: H3N3. Bu virüs, hayvandan insana geçme geni taşıyor ve H3N2'den çok daha fazla kişinin ölümüne sebep olacak. Domuz gribi aşısının H3N3'ü tetikleyecek olması da ayrı bir vahim durum. Bu virüs, 5 kişiden 1'inin ölümüne sebep olma potansiyeline sahip.
H3N2 virüsünü almamaya dikkat edin, çünkü bu virüsü alanlar H3N3 ve diğer hayvan virüslerine karşı etkisiz kalacak. Burnunuzdan nefes alın, gerekirse ağzınızı ve burnunuzu kapatın (Mutlaka), spreysiz bir zamanda dışarı çıkıp oksijen depolamaya ve nefesinizi uzun süre tutarak ciğerlerinizi açmaya çalışın, güneşte en az 10-15 dk kalarak d vitamini depolayın ve doğal et-sebze-meyve gibi bağışıklık sisteminizi güçlendirecek gıdalara yönelin, bol bol namaz kılın, abdest alarak en önemli akupuntur bölgeleri uyarılır, namaz kılarak da çakralar açılır, Kıble yönüne dönerek de Galaksi'deki yıldızlara uyumlu manyetik bir bölgede (Dünya'nın Altın Oran Noktası: 1,618) durulur, bu sayede birçok rahatsızlık ve hastalığa karşı vücut daha dirençli olur. -
+3
çanakkaledeki olan depremin gizmleri chemtrail
Chemtrail Ülkemiz üzerinde çalışıldığının ispatıdır ! Bu haberden sonra HAARP diye bişey yok, paranoyaksınız diyenler umarım biraz düşünmeye başlar... Gölcük depremi de yapaydır. Ecevit olayın üzerinde gitmek istemiş ancak bir şekilde üstü örtülmüştür.
1. Chemtrail Spreyleme, Alüminyum, Stronsiyum, Baryum ve Kükürt Dioksit karışımıdır, insanların kısırlaşması, daha kolay hastalıklara yakalanması ve daha çok ilaç tüketmesi için yapılır.
2. Tarımsal alanların normal tohumlar ile ekilmesini önlemek ve GDO'lu tohumların (Monsanto şirketinin tohumlarının) ekilmesini yaygınlaştırmak için yapılır, çünkü "Alüminyum, Kükürt Dioksit ile temas eden toprak, normal tohum ile ürün vermez ve Kuraklık oluşur."
3. Haarp Teknolojisi ile iyonosferi, Hava durumunu olumsuz etkilemek, Fay hatlarını harekete geçirmek ve Depremlerin daha çabuk gerçekleşmesini sağlamak için yapılır.
4. Yalan olarak, insanlara ve devletlere, Küresel ısınmayı önlemek için, sizin iyiliğiniz için yapıyoruz denir ve onlardan katkıda bulunmaları istenir.
Not: ilgi varsa devam edeceğim beyler.. -
+4
boeing 737 full orjinal değişen yok
Öncelikle selamin aleykum arkadaşlar gozum gibi baktigim 737 mi ailevi nedenlerden dolayi satisa cikariyorum 9400000 km dedir degisen yok boya yok sadece ön cam afrikaya goc ederken kuş sürüsüne dalmam nedeniyle serviste değiştirildi Jant lastik yeni sayilir Zaten hep uctugumdan yol görmemiş desem yalan sayilmaz Neyse mal ortada lafi uzatmaya gerek yok lutfen ciddi alicilar ulaşsin takas teklifi etmeyin sadece nakit. Ölücüler uzak dursun
Fiyat: 93.000.000 $
Teknik Özellikleri..
GÜÇ ÜNiTELERi
737-800 : iki adet 107.6kN (24,200lb) CFM56-7B24s, veya iki adet 121.4kN (27,300lb) CFM56-7B27s (Artırılmış yolcu kapasitesi olan tiplerde).
737-900 : iki adet 117kN (26,300lb) CFM56-7B26s, veya 121.4kN (27,300lb) veya 121.4kN (27,300lb) CFM56-7B27s (Artırılmış yolcu kapasitesi olan tiplerde).
PERFORMANS
Normal seyir sürati (Düz Uçuş) Mach 0.785.
Servis tavanı 41,000ft.
737-800 : 162 yolcuyla standart menzili : 3585km (1990nm)
Artırılmış kapasiteli tiplerde 5445km (2940nm)
737-900 : 177 yolcu ile standart menzili 3815km (2060nm),
Artırılmış kapasiteli tiplerde 5083km (2458nm).
AĞIRLIK
737-800 :
Boş ağırlık : 41,145kg (90,710lb),
Max kalkış ağırlığı:
70,535kg (155,500lb),
Artırılmış kapasiteli tiplerde 79,015kg (174,200lb).
737-900 :
Boş ağırlık: 42,493kg (93,680lb),
Max kalkış ağırlığı :
74,840kg (164,000lb),
Artırılmış kapasiteli tiplerde 79,015kg (174,200lb).
BOYUTLAR
737-800 :
Kanat uzunluğu: 34.31m (112ft 7in)
Gövde boyu :39.47m (129ft 6in),
Gövde yüksekliği : 12.55m (41ft 2in),
Kanat alanı : 125.0m2 (1344sq ft).
737-900 :
737-800 modeli ile aynı ölçülerde olup tek farkı gövde boyudur. (42.11m (138ft 2in) ).
KAPASiTE
737-800 :
12 Adeti business olmak üzere toplam 162 yolcu kapasitelidir. Business koltuklar 91 cm , ekonomi sınıfı ise 81 cm lik alana sahiptir. koltuk alanları 76 cm’e düşürülerek yolcu kapasitesi 189 kişiye çıkarılabilmektedir.
737-900 :
12 business olmak üzere toplam 177 yolcu kapasitesine sahiptir. Koltuk alanları 737-800 ile aynıdır. -
+3
gazi mustafa kemal atatürün kemiklerini
sızlatan parti chp'dir ülkeye hiçbir faydası olmayan amk hertaka mualefet olan.. hatta terör örgütü pkk'nın siyasi kolunu hdp yi destekleyen şu türkiyeye bir tane dikili ağacı bulunmayan bir partidir.. ulan amk atattürkün bayraklarıyla o huur çocuğu apo bininin bayraklarını yan yana açtınız ulan ben sizin yerinizde olsam istifa ederim gibtir olup giderim bu ülkeden ama yüz yokki sizde
bağzı arkadaşlar çomar vs dicek ama ben akp li değilim kardeşim ben atadan dededen mhp'li türk milliyetçisiyim...
Uzun lafın kıssası: Bundan sonra chp Gazi Mustafa Kemal Paşanın adını ağzına almasın kirletmesin -
-1
üstün ırk kürtlerdir ulan
hepsinin tek tek anasını bacısını gibeyim ulan eşşek giben üstün ırkmı olur dıbına kodumun içest binleri -
0
üstün ırk kürtlerdir ulan
Haykırdım amk helal olsun sniper pnp dıbına kodumun kürdünü gibip atmışsın :D -
0
mezarlığa güvenlik görevlisi olarak başladım
beyler okudum yazdıklarınızı baya küfür etmişsiniz ama yazamadım nedne derseniz bu hikayemden dolayı adminler çaylak yaptılar daha bugün açıldı ilgi varsa devam ederim kaldığımız yerden -
+1
temel pilates hareketleri
bu karıya hastayım yemin ederim böyle fizik 18 yaşındaki kızda yok hele o taytı hele o macaklarını ayırdığı zaman o fındık gibi belli olan amcığı offf boşaldım valla -
0
istanbul ve çevresinde olan kardeşlerim
Fotograftaki kardesimiz engelli bir kardesimiz ve bugun eve gelmedi . Engelli bir kardesimiz oldugu icin herseyi yapmis olabilir ama istanbul cevresinde ozellikle Bakırköy ilcesi cevresinde olmasi tahmin ediliyor. Beyler cidden engelli oldugunu anlayan bazi şahislar kotu seyler yapabilir taciz edebilir gibebilir lutfen goren varsa mesaj atsin.. Yağlı ve uzun saçlarından tanıyabilirsiniz. -
0
utancım dan dışarı çıkamıyorum
allah şifa vesin kardeşim üzülme kızların zütünden gibeyim.. senin gibini yesin onlar - daha çok