0
Çocukluk Yaşları - 1

Sokaktan gelen sesler iyice artıyor ve küçük bir erkek çocuğu bağırarak bir adamın yanına koşuyordu. Çocuk iyice yaklaştığı vakit ellerini dizlerinin üstüne koyarak, yüzünden hızlıca akan terleri eliyle silmeye çalıştı. Adam ise biraz telaşlı şekilde çocuğa su sözleri söyledi:
- "Ne oldu? Neden böyle hızlı ve endişeli şekilde koşuyorsun? Bir haber mi getirdin, ey Ömer?" dedi. Çocuk biraz dinlendikten sonra yandaki taş çıkıntısına oturup, söze girişti:
- "Karın Nabiğa doğurmaya başladı ve seni istiyor... " diye söyleyince adam hemen hızlıca koşarak karısının yanına varmak için çok telaşlı şekilde ilerledi. Adam yolda iyi dileklerde bulunarak, karısının erkek çocuk doğurmasını istiyordu. O dönemlerde erkek çocuk sahibi olmak asalet, yiğitlik ve erkeklik göstergesi olmak ile beraber kız çocuğu sahibi olmak ise dalga konusu, kötülük ve dışlanmayı beraberinde getiriyordu. Biraz zaman geçtikten sonra kapıda bekleyen kadına heyecanlı ve meraklı gözlerle hemen soru yönelterek:
- "Karım nasıl? Oğlum doğdu mu?" dedi ve çocugunun kız olma ihtimalini hiç aklından bile geçirmedi. Kadın:
- "Merak etme karında ve doğan yeni bebeğinizde çok iyi... Cinsiyeti ise Erkektir." diye söyleyince adam o an ki sevinç ile havalara fırladı ve şarkılar söylemeye başladı. içeriden bir kadın adama seslenerek içeriye çağırınca hemen karısının yanına gitti ve ellerinden öptü. Karısı Nabiğa:
- "Merak etme beyim. Sana yakışır aslan gibi bir oğlumuz oldu. Adını ne olarak düşünüyorsun?" dedi. Adam hemen söze girişti:
- "Adını çocukluğumdan beri hep düşündüğüm bir isimi koyacağım. Oğlumun ismi Amr olacaktır." dedi. Karısı Nabiğa:
- "Çok güzel bir isim, beyim. Senin adın ile birlikte 'Amr bin el-Âs' olacaktır." dedi ve oğlunun alnından öperek "Artık senin adın Amr'dir oğlum." dedi. Âs, karısı Nabiğa'yı fazla yormak istemediği için karısını tekrardan öperek odadan çıktı ve arkadaşlarının yanına yol aldı. Oğlan çocuğu sahibi olduğu haberi tüm mahalleye yayılmış idi. Onun verdiği gurur ile yolda yürürken daha gururlu ve güçlü şekilde adım atıyordu. Sokakta yoldan geçen herkes tebrik ediyor, yeni doğan çocuğunun geleceğinin iyi olması dileğini iletiyorlardı. Âs ve ailesi o zamanlar islam dini olmadığı için Müşrik idi. Ailenin soyu Kureyş kabilesinin Sehmoğulları'na dayanırdı. Aile geçimini ticaret ile geçirdiğinden Amr'in babası Âs'ın birçok arkadaşı ve dostları vardı. Ailenin ismi mahallede önemli bir yere sahipti. Bu yüzden bu aileye sadece erkek çocuk yakıştığını düşünen baba, hiçbir zaman kız çocuk istemez, aklından dahi geçirmezdi. O zamanlar yaşadıkları şehirde tam olarak siyasi otorite olmadığından dolayı herkesin askerlik ve savaşçılık eğitimini almak gibi zorunlulugu vardı. Baba Âs, fiziki olarak güçlü ve yapılı biriydi. Savaş sanatını gerçekten iyi bilen, zeka olarak ileri bir kişilikti. Anne Nabiğa ise yaşadıkları bölgenin en alımlı, en güzel ve en iyi kalpli kadınlarından biriydi. Bu iki kişinin çocukları ise nasıl olacak, onu kimse düşünemezdi.