+1
Senarist gecmisti klozete, bi yandan fetonun fetvalarini dinler bi yandan sigarasini icer bi yandan buyuk abdestini giderir bi yandan senaryo yaziyordu. Gibimsonik hayatini renklendiriyordu aklinca keko…
Cinci hoca çok saygın bir zattı. Mahalleli büyücü Ceride'ye büyüsünü yaptırır, pişman olur olmaz cinci hocaya giderdi. Bir gün cinci hoca Ceride'nin bütün işlerini alt üst edecek bir şey yaptı. Ceride öfkelendi, kin tuttu, her şeyini vererek, en güçlü büyüyü yaptı cinci hocaya. ifritler sardı cinci hocayı. Cinci hoca bir yandan nas felak ağzına ne gelirse okuyor, bir yandan kendi cinlerini ifritlere salıyor. ifritler güçlü tabii, ama cinci hocanın da cini çok. Gecenin bir vakti, cinci hocanın cin korumasından sıyrılan bir ifrit cinci hocayla konuşmaya başlar. Cinci hoca uykusundan uyanır. Bir yandan okur bir yandan saydırır. Korkusunu da belli etmemeye çalışır ama ifrit bir çırpıda alır kokusunu cinci hocanın. Cinci hocanın en önemli yanı konuşmasıdır, çok ikna edicidir. ifriti imana getirir cinci hoca, bu ifriti de safına katınca Ceride'nin cinlerini yener. Ceride bundan sonra daha büyük bir büyü yapmak üzere kapanır kendi kendine. iş almaz, müşteriye kapanır. En sonunda gerekli hammadde ve gücü bulunca tüm mahalleyi felakete sürükleyecek bir büyü yapabilecektir. Mahalleli felaketlerle boğuşurken cinci hoca hiçbir şey yapamaz ve cerideye yenik düşer. Olay buradan sonra bambaşka bir boyut alır, çünkü mahalleye çok muhterem bir zat gelir, şıh Mustafa. Şıh Mustafa nefesiyle cerideyi yerle bir eder, Ceride bunun üzerine şıh Mustafa'nın oğlunu sakat bırakır. Şıh Mustafa gece gündüz dua etmektedir oğlu için. Bu arada Ceride çok uzaklara kaçmamıştır tabiki. Herkes öyle sanır ama o evinin gizli bölmesinde yaşamaktadır. Mahalleli daha çok beladan kurtulmak için Ceride'nin evini ateşe verirken Ceride kaçar ve başka bir yere saklanır. Orada gücünü toplamak ister ama bir türlü toplayamaz. Sebebi şıh Mustafa'nın mahallede bulunmasıdır. Ceride yerle yeksan olmuştur, cinleri onu bırakmıştır. Böyle güçlü bir nefese nasıl bulaştın diye yakınırlar cerideye. Ceride yalnız, güçsüz kalmıştır. Git gide kötüleşmiştir hali, bulunduğu yerden çıkmıştır ancak çıktığı anda bir araba çarpmıştır ona, Ceride sakat kalmıştır. Bu sırada şıh Mustafa'nın oğlu Hasan o kaza olur olmaz aniden yerinden kalktı ve yürümeye başladı. Adımları gittikçe hzlanıyordu. Bu nasıl olabilirdi?