artık buralarda takilmayacam kendime yeni bir hesap açıp korku hikayeleri yazacam elveda beyler gitmeden size bir ya di disk birakim hayrına silik atın modlar silik atın bana

https://yadi.sk/i/B4Ddasq83KfWR2

hoşçakalın

Fakat kabile reisi burda kalacaklarını gerekirse onlarla savasacaklarını söylemiş günler sonra köylerinin üzerine bir sis bulutu gelmiş günlerce fırtınalar çıkmış fakat hala gitmek istememisletlr bu iş cinleri iyice kızdırmış bir gün köyde yeni doğan 2 bebek kaybolmuş tüm köylü aramaya çıkmışlar fakat bulamamışlar birden sisin içinden bir insan çıkmış yüzü sanki 100 yaşında gibi kırışık saçları bembeyazmış

Biraz sonra bunun yeni doğan bebeklerin babası olduğunu anlamışlar fakat adamın dili tutulmuş hicbirsey söyleyememiş sadece cebinden 2 tane küçük kalp çıkarmış bunlar bebeklerin kalbiymiş birden adam konuşmaya başlamış kalın ve yüksek bir sesle size burdan gidin dedim demiş ve sonrasında ölmüş yaşlı kadın çadırdan çıkıp size söyledim burda kalmamaliyiz bu daha başlangıç bize çok kötü şeyler yapacaklar demiş

Devamı için rez alın

Devam edecem rez alın

okuyacağınız bu hikaye kamış oba köyünün kurulmadan önce yaşanan olaylar ve sonrasında isminin nasıl kamış oba köyü olacağını anlatır

Çok eski zamanlarda yeni yerleşim yerleri arıyan küçük bir kabile varmış bu kabile uzun yollar sonra şu an ki kamış oba köyünün arka taraflarında ormanlık bir alanı kendilerine mekan olarak seçmiş çadırlarını buraya kurmuşlar ve orda yaşamaya başlamışlar fakat bu kabile çok pis bir kabileymiş tuvaletlerini çadırlarının yanına belki biraz uzağına yapar üstünü bazen toprakla örtmeye tenezzül bile etmezmiş gel zaman git zaman bu pislik iyice artmış ve bazı cinleri üzerine çekmiştir bu cinler bu kabileyi kesinlikle yanlarında istemiyormuş.

Bu yüzden bazı işaretler bırakmaya başlamışlar köyün ortasında kocaman bir yazıyla gidin burdan yazmışlar ve üzerini sönmeyen bir ateşle kaplamışlar fakat kabile reisi burdan gitmek istememiş köyün bilge yaşlısına danışmak istemişler yaşlı kadın onlara burdan gitmek gerektiğini yoksa başlarına çok kötü şeyler geleceğini söylemiş

belirtin beyler yazayım dün 1 tane yazdım bayağı eğlenceli oluyor

huur çocuğusun

Kardeşim ORUÇ tutmayan teravihe gidemiyor mu

Hikaye burda bitti panpalar dinlediğiniz için teşekkürler

Hemen birşeyler düşünemeye başlamalıydım yoksa ikimizde bu kuyunun dibini boylayacaktık aklıma hakanın dedesinin anlattığı hikaye geldi kuyunun hemen üzerindeki ipi çekmeye başladım çektikçe çekiyor ip uzadıkça uzuyordu sanki en sonunda kovayi gördüm bu arada hakan ne yapıyorsun diyerek üzerime yürüdü ama ömer önüme atladı ne yapacaktı ki bir gölgeyle mi savaşacaktı hakanın bedenindeki cin hakana yaptığının aynısını ömere yaptı eline kalbine soktu ve ömer birden yere düştü bayıldı mı öldü mü bilmiyordum en sonunda kovaya ulaştım kovanın içi gerçekten kan dolu ve üzerinde bir kalp vardı bu insan kalbine hiç benzemiyordu üst tarafı taş gibi sert ve soğuk alt tarafıysa ateş gibi yanıyordu tam ortasında bulunan yere ömerin çakısını soktum birden hakan çığlıklar atmaya bağırmaya hatta kükremeye başladı

Çok büyük bir ışık ortaya çıktı sanki bi patlama oldu bayılmışım uyandığımda sabah olmuştu ve ömer yüzüme vuruyordu uyan diye ne olup bittiğini anlamaya çalıştım kuyunun olduğu yerdeydik ama ne hakan ne de kuyudan eser yoktu ömere sadece dedesine ne diyecez diyebildim bilmiyorum dedi evlerine gitmek için yola koyulduk kapılarını çaldık fakat kimse açmadı hakanın dedesinin nerde olduğunu öğrenmek için yan komşularına sorduk ve o dehşete kapılmamızı sağlayan o sözcükleri söyledi dediğine göre bu evin sahibi yıllar önce ölmüş ve 5 yıldır bu eve kimse uğramamış.

Biraz işim var beyler az sonra yazmaya devam edecem o zamana kadar başlığı biraz üste taşıyın

Tekrar ormanın derinlikelrine daldık ömer çok sinrili bir şekilde koşar adım ilerliyordu elinde çakısı akşam 8 e geliyordu saat ortalık karanlık olmaya başladığı için telefonumun ışığını yaktım garip bir korku vardı içimde bu korku ölüm korkusu değil bu korku ya ölmekten beter hale gelirsem korkusuydu kuyunun yanına geldik sesler kaybolmuştu ikimizde böyle birşey beklemiyorduk derken hakan birden ömerin arkasında belirdi ömer arkanda dememle elindeki çakıyı hakanın boynuna geçirdi hakan olduğunu görünce hemen çekti fakat bir terslik vardı hakanın ayakları ters ve ömerin çakı soktuğu yerden kan akmiyordu hakan bize bağırarak çıkın gidin burdan dedi ses o kadar kalın ve siddetliydi ki sanki yer sarsiliyordu ama biz hakanı almdan gitmeyecektik

Dinleyenler rez alsın başlığa da bir şuku bırakırsa mutlu olurum

Sabah ezanı okunmaya başladı sesler bir bir azaldı bunu fark ediyor ama genede harket edemiyordum sanki vücudum kas katı kesilmişti uyuya kalmışım uyandığımda akşam saat 7 gibiydi ormanın giriş kismindaydim buraya nasıl geldiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu ve bu kadar saat nasıl uyuduğum ömer de benden 5 metre kadar uzakta yatıyordu hemen gittim ömeri uyandırdım ömer bana ne olduğunu sordu hiçbir şey hatırlamıyorum dedi ve ağlamaya başladı ömeri böyle görmek beni gerçekten üzdü fakat ben herşeyi görmüştüm ömere hakanı bir gölgenin kuyuya ittiğini ve hakanın kuyuya düştüğünü söyledim ömerin ağlaması durdu gözlerini silip bana peki dedesine ne diyeceğiz dedi

Hiç bilmiyorum dedim onu kurtarmamiz gerektiğini söyledim tekrardan oraya gidecektik ömer muska neden bizi korumadı dedi bilmiyorum diyebildim ama çıkarıp muskaya bakınca dehşete kapıldık muska param parça olmuş ve ortasındaki halka şekli delinmiş muskayi çıkardım artık bu bizi korumaz dedim omere muskasiz bir şekilde o kuyuya dönüp hakanı kurtarmamiz gerektiğini söyledim yüzünden korktuğu ne kadar belli osla bile tamam diyebildi belinde çakısını çıkardı ne yani cinleri bu cakiylamı öldüreceksin dedim ömer de gerekirse evet dedi ama bilmiyordu ki bir Gögleye cakıyla vuramayacağını

Devam ediyorum o zaman

Duvara yazmıyorum demi beyler bi tepki verin

Bu hikayeden sonra hepimiz tir tir titriyorduk ama hakan sanki hiç rahatsız olmamış hatta o kuyuyu görme hevesi daha da artmış gibiydi bize hemen gidelim şu kuyuda ne varmış çok merak ediyorum gibi şeyler söyledi hakan beni ne kadar korkutsa da pek birşey söylemedim meraya geldik ve o orman önümüzdeydi ne kadar korksamda emin adımlarla yürüdüm ormanın içine girdik telefonumun ışığını açtım aslında hakanin dedesinin yazdığı muska benim içimi biraz olsun rahatiyordu.

işte kuyuya geldik dedi ömer gene o sesleri duyuyorduk fakat muskadanmi bilinmez sanki yanımızda değilde kuyunun içinden geliyormuş gibiydi biraz daha yaklaştık biraz daha ve biraz daha artık gelmiştik hakan ah o aptal çocuk birden heycanla bağırdı şurada bir ip var diye hiçbir şeye dokunmamız için uyarılarımıza rağmen hakan o ipi çekti ve eli sanki yanmış gibi birden çekti ve elimi birşey cizdi dedi ip yerinden oynamış çoktan kuyunun derinliklerini boylamıştı birden o gelen sesler sustu ardından bir çan sesi duyuldu ardından bir çığlık çığlık o akdar güçlüydü ki hepimiz yere düştük sanki kulaklarım basınç dan patlayacak gibiydi ömere bağırmaya çalışıyorum fakat sesim çıkmıyordu birden çığlıklar sustus ama daha kötü birşey olmuştu her tarafımız da uçuşan gölgeler bize yaklaşıp birşey fısıldıyor geri uzaklaşıyordu gözümle şahit olmasam inanmayacağım birşeye şahit oldum bir gölge hakana yaklaştı tek parmağı diken gibi olan elini göğsüne soktu ve sanki kalbine kadar geçirmişti elini ve hakanı tek bir darbe ile kuyunun içine attı bunları gözlerimle gördüm fakat ömer hiç bakmıyordu o sacede kulaklarıni kapatmış yerde yatıyordu

Tüm gün ömerle takıldım hakan ise çoktan eve gitmiş muska hazırlaması için dedesini ikna ediyordu teravih namazını kılmak için geldiğimizde hakanı da gördük bize dedesinin muskaları hazırladığını söyledi ve çıkartıp verdi normalde hep muskaları üçgen şeklinde oluyor biliyodum ama bu çok farklıydı dikdörtgen şeklinde ve ortasında çok garip bir şekil vardı(halka ve içinden geçen çizgiler)

Muskalarımızı taktık ne namazımızı kıldık meraya doğru yola çıktık ama ondan önce hakan bize dedesinin evine uğramamızı ve ondan kuyu hakkında bilgi almamız gerektiğini söyledi dediği gibi yaptık dedesinin evine gittik biz daha çalmadan kapıyı açtı gelin çocuklar bende sizi bekliyordum dedi içeri geçtik bize i kuyunun neden lanetli olduğunu anlattı.

O kuyu yıllar önce daha bu köy kurulmadan varmış ve etrafında da aynı şekil orman duruyormuş köy kurulmaya başlanmış ve köylü halkı temiz su kaynağı ararken o kuyuya rastlamış söylenene göre o kuyu sahipliymiş ve cinler tarafından korunuyormuş kuyudan su çıkarmaya gelen köylüler değişik çığlıklar bebek ağlama sesleri ve kuyunun derinliklerinden keskin kan kokusu alıyorlarmış fakat bir gün köylünün biri kuyudan su çekmeye çalışmış gelen sesler ne kadar yükselmeye başlasa bile aldırış etmemiş ve kovayi yukarı çekmiş ve çektiği şeyin su değil 1 kova dolusu kan ve üstünde yüzen atmakta olan bir kalp olduğunu görmüş kovayı kuyuya atıp ordan kaçmış ve söylenene göre o köylü aklını kaybetmiş geceleri uyumuyor ve sadece böcek ve bulduğu diğer pislikleri yiyormuş.

Okuyan varsa bi entry girerek belli etsin lütfen boşa yazmak istemem

Devam ediyorum

Dediğim gibi bu yaz o kuyuda ne var öğrenecektim teravih namazını ömerle kıldıktan sonra evlerimize dağıldık aslında tüm gün aklımdaydı ömere o kuyudan bahsetmek gitmek istediğimi söylemek ama o kadar korkuyordum ki buna cesaret edemedim tüm gece bunu düşündüm o düşünceyle uyuya kalmışım sabah uyandığımda saatin çoktan 1e geldiğini gördüm ağzıma birkaç dilim domates ve biraz ekmek tıktım ömerin evine doğru yürümeye başladım geldiğimde ömer tavuklara yem veriyordu selamlaştık hayırdır bu saatte hangi rüzgar attı seni buraya dedi bende geçen yaz gittiğimiz kuyuya gitmek istediğimi ve orda ne var öğrenmek istediğimi söyledim ömer durdu yüzüme donuk donuk baktı yapamam dedi hayal kırıklığına uğramıştım ama neden dedim ömer kendimize bir kişi daha bulmamız lazım dedi 2 kişi gitmekten korktuğunu söyledi aslında çok mantıklıydı 3 kişi olursak daha rahat olurduk.

Birlikte kahveye doğru yürümeye başladık oturduk hüseyin abiden 2 çay istedim çaylarımızı yudumlarken birden yanımıza bir çocuk geldi bu bir işaretmiydi yoksa şans mı kim bilebilir ki biraz konuştuk ismi hakanmış o da halası gile ziyaret amaçlı gelmiş ve burda 1 hafta kadar kalacağını söyledi hemen kaynaştık ve ona gitmek istediğimiz yerden bahsettik hakan hemen kabul etti böyle şeylerle ilgilendiğini ve dedesinin hoca olduğunu hatta bize 3 tane muska yapabileceğini bile söyledi artık kadro tamamdı şimdi tek yapmamız gereken o kuyuya gitmek gece teravih çıkışı yola çıkacaktık

-hikaye bitti okuyan herkese teşekkürler-

göremediklerin asıl sana dehşeti yaştandır,

günlerden bir cuma akşamı köye geleli daha 2 gün olmuştu, hava normalden basık ve bunaltıcıydı geldiğimden beri içimde bir his vardı sanki birşey beni burda istiyor kendine çekiyor ama bedenim bundan çok huzursuzdu ramazanın uzun günlerinden biri daha, en yakın arkadaşım ömer ile teravih namazına gidiyoruz ömerle geçen yaz tanışmıştım birlikte çok fazla zaman geçirdik o da benim gibi esrarengiz olaylara çok meraklı biriydi.

isterseniz gelin size biraz anlatayım, geçen yaz ömerle köy kıraathanesinde tanıştık arkadaş olduk 1 ay köyde kalacaktım ve ömer bana bu süre zarfında çok büyük bir macera yaşattı günlerdir boş boş kahvede takılıyor bazen hayvanlarla uğraşıyorduk gitmeme de zaten 3 gün kalmıştı o da sıkılmış olacak ki bana bir gün köyün dış taraflarında hayvanların otlandığı yerin (mera) hemen arkasında ormanın içinde bir kuyu olduğunu ve oraya yıllardır kimsenin gitmediğini anlattı aslında bu tam istediğim birşeydi akşam merada buluşmak üzere sözleştik.

Akşam 9 gibi evlerimizden çıktık buluşma yerine benden çok önce gelmiş boş bir traktör lastiğinde oturmuş bekliyordu yanına geldim gideceğimiz yeri gösterdi ormanın içine girerken tereddüt ettim fakat yanımda ömer varken korktuğumu belli etmemeliyim diye düşündüm beni korkak bilsin istemem ezilmiş otlardan bir yol oluşmuştu heryer çok karanlık telefonumun ışığını ne kadar açsam da pek faydası olmuyordu birden ömer beni yere itti ve ışığı kapatmamı söyledi kuyuya gelmiştik ama bi terslik vardı kuyudan 20 metre kadar uzaktık ve anlamadığımız bir dilde konuşma sesleri geliyordu korkudan ikimizinde dili tutldu sanki 20 metre değilde yanımızda birileri konuşuyordu ömerin işaretiyle hemen uzaklaştık ve 3 gün boyunca konusunu bile açmadık ama bu yaz o kuyuya gidecek ve orda ne olduğunu öğrenecektim.

devam edecem arkadaşlar dinlemek isteyenler rez alıp bekleyebilir

bu adamdır amk nick6 girenlerin nerdeyse hepsi silik yemiş Anani gibeyim bu lanetli bi herif sakın nick6 falan girmeyin valla silik yersiniz ne 3. nesiller ne 7. nesiller harcamış nick6nda aman dikkat

(bkz: hakkımdademişleröldüşimdi yazıngibtimöldü)

Her yerde belli huur çocukları olur dostum mesela inci sözlükte ki huur çocuklarindan biri sensin

Rust tabi ki sonu olan bi oyunu neden oynayasin ki rust al baba sinirsiz keydini yaşa

Lan yok yok ne trendi belki bi cevap veren olur başkasının başına gelmiş olur diye yazdım trendin amk çıkarsam postu silcem sana söz