• 5 / 14 / 329 entry
  • 45 başlık
  • 4 trend
  • 2,302.57 incipuan

kamburpic önüncü nesil silik

  • +1
    beyler büyük şehirlere lanet ediyorum
    Haklı şuku
    ···
  • 0
    adolf hitler hakkinda bilinmeyens
    Tek testisi olduğunu ispatla sol tasagimi kargolatiyorum
    ···
  • 0
    dünyanın en talihsiz adamlarından biriyim lan
    Yazdığım gibi editledim panpa
    ···
  • 0
    kızımın pornstar olmasını anlayışla karşılarım
    gibiğe bak hele amk
    ···
  • 0
    adana dili ve edebiyatı
    Amunim nerde gavat
    ···
  • +3
    boyle ulke mi olur amk
    Lan amk lüksemburg para verseniz alınmaz lan şuraya bak resmen almanya fransa dilenciye ülke vermişler ülkeye bak lan amk.Ülkenin adını yazicak yer yok lan. Kirmiziyla göstermesem bulamazsınız ülkeyi amk.
    ···
  • 0
    ülke kurruyorum beyler isim önerin
    Yav mal orası rusyanin
    ···
  • 0
    atatürkü neden sevmiyorum yazıyorum
    1-Şapka kanunu hikaye kardeşim muhalefet olanlar da din adamları veya imam değil halkı galeyana getirenlerdi ya da araplastirmak isteyenlerdi

    2-Ezan ilk defa ısmet ınönünun isteği üzerine türkçe okutuldu.

    3-Ayasofya harap haldeydi

    Malum olduğu üzere, Ayasofya Camii'mizin yerinde ilk mabed, ahşap kilise olarak, miladi 360'da yapılmış, 404'de bir ayaklanmada yakılmıştır. 416'da tekrar inşa edilmiş, 532 de yine yakılmıştır. 537'de ufak kubbeli bir halde inşa edilmiş, 561'de ise bugünkü kubbesi büyütülmüş, içerisi de son derece kıymetli altın ve gümüş gibi eserlerle tezyin edilmiştir. 4. Haçlı seferi, istanbul'u zapt edince, Ayasofya, şehrin bütün zenginlikleri gibi, tamamen yağma edilmiştir, harabeye çevrilmiştir. 1261'de Bizanslılar, şehri Frenklerden geri alınca, kiliseyi tamir etmişlerdir. 1346'da büyük kubbe çökmüştür. 1356'da yeniden yapılmıştır. 1402'de kilise tamamen harapdı ve kubbe kısmen çökmüştü (1). Istanbul'u fethettiğimiz zaman Ayasofya, bu harap halde idi(Milliyet)

    4-Osmanlıca dediğin dil Turkcedir kardeşim osmanlicayi sen suan türkçe olarak konusuyosun zaten arapcanin yasaklanması ya da kürtçe arapcanin bunların hiç biri atatürk döneminde yapılmadı atatürk sonrası sol döneminde yapılan hatalar topluluğu

    5-Laiklik gayet iyi uygulanıyor zaten şeriat la yonetilen devletlerin hali ortada basortusunu de atatürk sadece eşine çıkarmasını önerdi ki annesi de kapalıydı böyle yetişmiş bi insanın basortu düşmanı olması saçma değilmi
    ···
  • 0
    allah yar ve yardımcımız
    huur çocuğu seni
    ···
  • +1
    nasrettin hoca tersten ayar
    Yav gibtir git yat uyu amk
    ···
  • 0
    diyorsunuz ya trip atanla olmaz
    Olmuyo amk gibip atanla da olmuyo sevip atanlada olmuyo
    ···
  • 0
    beyler taşaklarıma tekme yedim çok kötüyüm
    Okurum sonra rezervo
    ···
  • +2
    metal müzik dinleyen kesin
    Helal amk şuku
    ···
  • 0
    adana rakı festivali
    2006 yılında Cengiz Taltekin önderliğinde küçük bir arkadaş grubuyla başlayan buluşmanın katılımcı sayısı her yıl artınca son 5 yılda adı festival olarak değişti. Hiçbir kurum, derneğe bağlı olmadan bağımsız bir şekilde Adana halkı tarafından benimsenip organizasyonu gerçekleşen etkinliğin 2014 yılı katılımcı sayısı 20 bine ulaşmışken bu sene yasakla beraber neler olacağı merakla bekleniyor.

    Yapılan bir ankete göre halkın %81.9 u kararı desteklemiyor

    Siz ne düşünüyosunuz beyler??
    ···
  • +1
    annesini balicilere öptürenlerin başlığı
    Ve tekrar koşmaya başladık. Ta ki binamızın gölgesine gelene kadar.

    Recep çatıdaydı. Elindeki dürbünle yolumuzu gözlüyordu. “iyi ki bugün bizimle gelmemiş.” diye geçirdim aklımdan. Emin olduğum tek bir şey vardı artık. Ne kadar kalabalık, o kadar risk.

    Bizi fark ettiği gibi heyecanla elini salladı. Fakat Oğuz’un bizimle birlikte olmadığını görünce dondu. Telsizi ağzına zütürdü ve bir şeyler söyledi. Büyük ihtimal dönüşümüzü ev ahalisine haberdar ediyordu.

    Herkes kendine geldiğinde büyük bir sessizlik oldu. Elime bir sigara alıp kendimi tuvalete kapattım.

    Yarın için bazı planlarım var. Ve bu sefer tek başıma olacağım…
    ···
  • 0
    annesini balicilere öptürenlerin başlığı
    Doğrulduğum gibi yardıma koştum. Bu esnada okulun bahçesinden gelen sesler artmış ve yakınlaşmıştı. Güvenlik kulübesindekinin gözleri ise üzerime kilitlenmişti.

    Erdal, Oğuz’un intikdıbını alır gibi saldırdı ölüye. Kendi yaşlarında, dişine göre bir rakipti.

    Cesedin kanlar içersindeki kolundan tutup kendime doğru çektim. Fakat gözü hala Erdal’ın üzerindeydi. Boynundan ve sırtından ittirerek duvarın diğer yanına, okulun bahçesine fırlattım.

    “Durma, koş!” diye bağırdım Erdal’a. O da peşimden otomobillerin arasına daldı. “Bu yöne!” deyip yolumu değiştirdim önümüzdeki beyaz arabanın içindeki bir çift gözü fark edince.  Sırtımı tekrar yan dönmüş bir arabaya verdim. Okulun dış kapısı tam karşımdaydı.

    Eşiğindeki ölüleri görmezden gelip demir kapıya yaklaştık. Kilit hala üzerindeydi. “Basalım kilidi de açlıktan yesin birbirini yamyamlar.” dedi Erdal sinirli bir sesle. Öyle yaptık. Üzerimize yönelen tüm ölüler demir kapıya inci gibi dizildi. içimdeki nefreti yüzlerine tükürerek kustum. Hemen ardımdan Erdal’da aynı şeyi yaptı. “Bunu daha uygun bir zamanda tekrar edelim Erdal ama şimdi gitmeliyiz.” dedim otomobillerin arasından üzerimize gelenleri göstererek.

    ...
    ···
  • 0
    annesini balicilere öptürenlerin başlığı
    Üst geçide tırmandığımızda doğruca merdivenlere yöneldim. Fakat birşey ekgibti. Arkama dönüp baktığımda Erdal’ın kahrolmuş bir şekilde yere kapandığını gördüm. Onu kolundan tutup kaldırırken “Hadi Erdal kendine gel.” dedim. Doğruldu fakat hıçkırıkları uzun bir süre kesilmedi.

    Köprünün merdivenlerine geldiğimizde evimize uzanan yol karşımızda belirdi. Etrafından dolaşmamız gereken bir okul ve birkaç apartman vardı. Sonrasında ise herşey bitecekti.

    Okulun duvarından içeriye baktığımda tehlike arz edecek bir şey göremedim. Birçok ölü vardı fakat fark edilmemiştik. Eski binanın insanı huzursuz eden bir hali vardı. Okul kapısının önünde yan dönmüş bir otomobil, çevresinde ise düzensizce park edilmiş araçlar vardı.

    Yaklaştığımızda güvenlik kulübesinin içinde bir ölü olduğunu fark ettim. Sırtı bize dönüktü. Erdal ile birlikte sırtımızı duvara verip soluklandık. Çocuk hala kendine gelememişti. Elimi ağzına zütürdüm “Sessiz ol. Nefeslendikten sonra hızlıca koşacağız. Ben demeden sakın dönüp arkana bile bakma.” dedim sessizce. Kafasını onaylar gibi salladı.

    Duvarı takip ederek okula yaklaştım. Görüş alanımda onlarca ölü vardı fakat henüz fark edilmemiştik. Tekrar arkamı döndüğümde onlardan bir tanesinin duvarın üzerinden, aşağıyı gözetlediğini gördüm. Daha ne olduğunu anlamadan bağırarak Erdal’ın üzerine atladı.

    ...
    ···
  • 0
    annesini balicilere öptürenlerin başlığı
    Bölgeden geçen tren yoluna doğru ilerliyorduk. Belki yüzlerce yamyam ise bizi takip ediyordu. Oğuz’un kolundan akan kanlar ise onlara rehber oluyordu. Raylara geldiğimizde önümüz yüksek tel duvar ile kesildi. Tren yolunun üzerinden üst geçide çıkan yarıklı bir kolon fark ettik. Tek şansımız oydu.

    “ilk sen Erdal.” dedi Oğuz soğukkanlı bir şekilde. Erdal ise cevaplamadan tırmanmaya başladı. Yıllar içinde kolonda açılan delikler işini fazlasıyla kolaylaştırıyordu.

    Raylara takılıp yere yığılanlar dışında onlarca ölü bize yaklaşmaktaydı. Oğuz’a dönüp “Zamanımız az. Tırmanmaya başla.” dedim. Gülümseyerek cevapladı : “Bu kol ile başaramayacağımı biliyorsun. Şu elindeki su tabancasını ver yeter. Acele et, canını kurtar.”

    Kısa bir süre duraksadım. Fakat Oğuz “Hadi be adam!” diye bağırdığında irkildim. Silahı ona verdim ve tırmanmaya başladım. Kolonun ortasına gelmeden iki el silah sesi duyulmuştu bile. Kafamı çevirip baktığımda yaklaşan bir ölünün kanlar içersinde yere yığıldığını gördüm.

    Erdal “Ne yapıyor bu?” diye bağırdığında bir el daha ateş edildi. Sıkıca tutunup tekrar aşağıya baktığımda birçok ölü Oğuz’u çevrelemişti. Kafasını yukarı doğru kaldırdı ve bize veda eder gibi baktı. Sonrasında silahı ağzına zütürdü ve tetiği çekti. Daha fazlasını izleyemedim. Fakat peşimizdekiler bizi unutmuştu bile.

    ...
    ···
  • 0
    annesini balicilere öptürenlerin başlığı
    Elif Zeynep’in silahını bana doğru fırlattı ve dediğimi yaptı. Arabayı çalıştırdıktan sonra Oğuz’un peşindeki ölülerin üzerine sürdü. Birkaç tanesini çiğnedikten sonra hızlıca dönüp çarşının çıkışına yol aldı.

    Doğruca Erdal’ın yanına koştum. Onu yanıma aldıktan sonra Oğuz’a yöneldim. Adamcağız var gücüyle park halindeki bir arabanın cdıbını yumrukluyordu. Çok geçmeden camı kırdı. Arabanın içine atlayıp kapıları kapadı. Kesilen kolundan kanlar fışkırıyordu.

    Oğuz kendine zaman kazandırırken yanımıza kadar sokulan ölülerden birinin alnına nişan aldım. Fakat silahın mermi kalibresi çok düşük olduğu için anca iki mermide ölüyü durdurabildim.

    Hızlı adımlarla ölülerin arasından geçerek Oğuz’a yaklaştık. Bizi gördüğünde kendini dışarı attı. Arabanın kapısının önünde dikilen yaşlı bir adam ise darbeyle birlikte yere yığıldı.

    Kolu fena kesilmişti. Yinede “Hadi ama küçük bir sıyrık beni öldürmez.” dedi Oğuz cesurca. Daha önceden de olduğu gibi tekrar koşmaya başladık. Meşhur eczanenin önünden geçiyorduk. içeriye baktığımda daha önce yerde uzanan önlüklü iki cesedin ayaklandığını gördüm. Öldüklerinde yüzlerini saran çaresizlik hala yerinde duruyordu.

    ...
    ···
  • 0
    annesini balicilere öptürenlerin başlığı
    Kafamı kaldırıp Elif’e baktım. Kendine gelmiş, silahıyla yaklaşan ölülere ateş ediyordu. “Arabaya binin. Tamamız. Elif sen sürüyorsun. Dönüyoruz!” diye bağırdım gerimde kalan grubumuza. O esnada arkamı döndüm ve iriyarı bir kadınla göz göze geldim. Daha ne olduğunu anlamadan üzerime atladı ve yere yığıldık. Zeynep’in sözleri hala aklımda : “Ona yardım edin. Ne izliyorsunuz?”

    Boynunu tutarak onu üzerimden attım. Vücudumda açacağı en ufak yaranın nelere mal olabileceğini biliyordum. Bana yaklaşmaması için tekmeler savurmaya başladım. Gruba dönüp baktığımda Elif’in Zeynep’i sürükleyerek arabaya taşıdığını fark ettim. Ayaklarımı kemirmeye çalışan kadına son bir tekme atarak sürünmeye başladım. Var gücümle “Zeynep!” diye bağırdım. Fakat karım bayılmıştı. Sanırım korkusuna yenik düşmüştü. Elif onu arka koltuğa bindirdikten sonra şoför koltuğuna geçti.

    Oğuz kalabalık bir grubun arasında kalmıştı. Erdal ise yerden sopayı alırken  “Kurşunum bitti.” diye bağırdı.  “Çabuk arabaya atla ve eve git.” diye cevapladım. Kafasını iki yana salladı. Daha yüksek bir tonla Elif’e seslendim : “Arabayı çalıştır ve eve gidin.”

    Elif Zeynep’in silahını bana doğru fırlattı ve dediğimi yaptı. Arabayı çalıştırdıktan sonra Oğuz’un peşindeki ölülerin üzerine sürdü. Birkaç tanesini çiğnedikten sonra hızlıca dönüp çarşının çıkışına yol aldı.

    ...
    ···
  • 0
    annesini balicilere öptürenlerin başlığı
    Cesedin kafasının kopmasıyla Elif dayanamadı ve neredeyse boş olan midesinde kalanları çıkardı. Futbol topu gibi önüme yuvarlanan kellenin içindeki kurtçukları görmek için fazla yaklaşmaya gerek bile yoktu.

    Ben damacanaları var gücümle arabaya taşırken karım Elif’i kontrol ediyordu. Erdal arabadan silahları indiriyor, Oğuz ise sopasıyla bir diğer ölüyü yere yığıyordu. Çok geçmeden tekrar silah sesi duyuldu, tekrar ve tekrar. Her saniye daha fazla ölü çığlıklar içersinde üzerimize yöneliyordu.

    Son damacanayı taşırken Elif’in çığlığını duydum. Hemen arkasından Zeynep endişeli bir sesle “Arkanıza dikkat edin!” diye bağırdı. Silah sesleri bir anlık kesildiğinde bir başka hırıltı kulağıma geldi. Arabanın yanına yöneldiğimde sol bacağı dizinden kopmuş bir ölüyü fark ettim. Yerden sessizce süzülüyordu. Gözünü Elif ve Zeynep’e dikmiş gibi bir hali vardı. Hızlıca yanına yaklaşıp ayağımla sırtına bastım. Beni henüz fark etmişti. Kollarıyla ayağımı yakalamaya çalışırken damacanayı var gücümle kaldırıp kafasına vurdum. Biran duraksadı ama irkilip tekrar saldırmaya çalıştı. ikinci kez vurduğumda ise kafatası kemiği kırıldı.

    ...
    ···
  • 0
    annesini balicilere öptürenlerin başlığı
    Aslında ilk başlarda planımız gayet düzgün ilerliyordu. Önceden uğradığım eczanenin sırasındaki sucuya uğrayacaktık. Gidip-gelen elektrikler soğutuculardaki suları kullanılabilir kılmıştır diye düşündük. Öyle de olmuştu.

    Biz erkekler arabaya damacanaları taşırken Zeynep şoför koltuğunda bizi bekliyordu. Elif ise çevreyi kolaçan ediyordu. Henüz bagajın yarısı bile dolmamışken ateşlenen silah sesiyle irkildim. Elif, varlığımızı fark etmiş bir ölüyü hedef almıştı. Fakat iyi bir atış değildi.

    Oğuz arabadaki sopayı eline aldığı gibi Elif’in yanına koştu. Sinirli bir ses tonuyla “Ne kadar akıllıca! istiyorsan karavana birkaç atış daha yap Elif. Bütün akbabalar toplansın başımıza…” dedi. Haksız sayılmazdı.

    Karşısında dikilen orta yaşlardaki ölü boynuna aldığı darbelerle yere yığıldı. Oğuz vurdukça etrafa kanlar sıçrıyor, Elif ise kusmamak için kendini zor tutuyordu.

    Gürültüyü duyan diğer bir grup karşıdaki aracın arkasından süzülerek geliyordu. Ölü kudurmuşçasına hırıldanırken Erdal kafasına tekmeler atıyordu.

    ...
    ···
  • 0
    annesini balicilere öptürenlerin başlığı
    “Seni tekrar göremeyeceğim diye çok korktum. Güneş bir daha hiç doğmayacak sandım. Ben sensiz bir zavallı olmak istemiyorum.” dedi zar zor. Bir süre sıkı sıkı sarıldık. Sakinleştiğinde ise gözü Erdal’a ve Elif’e döndü. Doğrularak sözlerine devam etti : “Oğuz? O nerede?”

    Oğuz başaramamıştı. Fakat bunu söyleyemedim. Erdal ağlamaklı bir sesle “Oğuz ağabeyi kaybettik.” dedi. Daha fazla dayanamadı ve gözyaşlarını bıraktı. Zeynep ve Elif şok olmuştu. Recep ise odanın diğer ucunda zorlukla ayakta duruyordu, sırtını dayadığı duvardan destek alır gibi bir hali vardı.

    ikisi de yanımıza geldi ve hıçkırıklar içersinde bize sarıldı. Bugün çevremdeki bu insanlar hiç yaşamamaları gereken şeyler yaşadı.

    ...
    ···
  • 0
    annesini balicilere öptürenlerin başlığı
    Gün 44 – Riskli Av

    Eve döndüklerinde Zeynep hala baygınmış. Elif onu doğruca yatağa yatırmış. Bir ara küçük bir nöbet geçirmiş, anlattığına göre vücudu kasılmış. Kızcağız ayıltmak için her şeyi yapmış. Fakat şükür kısa sürmüş. Sonrasında ise uyuyor gibi yatmaya devam etmiş.  Nefesi normale dönmüş.

    Biz ise bir kişi ekgib eve dönmüştük. Elif endişeyle bizi süzdükten sonra “Oğuz ağabey?” dedi. Şaşkınlıkla büyümüş gözbebeklerinden saniyeler içersinde yaşlar akmaya başladı. Buna daha sonra değineceğim.

    Hızlı adımlarla yatak odasına yürüdüm. Zeynep hala baygın bir şekilde yatıyordu. Yapabileceğim hiçbir şey olmaması beni kahrediyordu. Fakat uzun bir bekleyişten sonra beyaza bürünmüş vücudu hareket etmeye başladı.

    Gözlerini tekrar araladığında beni görmek için küçük bir arayışa girişti. Yatağı çevreleyen dostlarının onu rahatlatma çabaları yetersiz kaldı. Yüzündeki merak yerini korkuya bırakıyorken “Buradayım meleğim.” diye seslendim. Hızlıca elimi tuttu ve sarıldıktan sonra ağlamaya başladı

    ...
    ···
  • 0
    annesini balicilere öptürenlerin başlığı
    Onunla birlikte geleceğimi söyledim. Zeynep ise “Bensiz bir yere gidemezsiniz.” dedi net bir tonla. Zeynep’in bu tehlikeli yolculukta bize eşlik etmesi iyi bir fikir değildi. O sırada Erdal’ın yaşadığı sevinç gözlerinden okunuyordu.

    Yaşlı kadının “Senin için hayatını riske attı. Gün gelecek aynı şeyi sen de yapacaksın.” sözü aklıma geldi. Sanırım onu biraz daha ciddiye almam gerekiyordu. Erdal planının detaylarını anlattıkça Zeynep gerilmeye başladı. Küçük bir araçla beş kişi yola çıkacaktık. Erdal, Elif, Oğuz ve biz. Bu tarz yolculuklarda kalabalık olmanın dezavantaj olduğunu düşünsemde yeterli sayıdaki cephane içimi rahatlatıyordu.

    Bölgenin küçük bir haritasını çizdik. Kontrol edilecek odalar ve girişleri birer birer işaretledik. Fakat daha ortada kesin olan hiçbir şey yok. Birkaç gün daha planın üzerine konuşacağız.

    Şimdilik bu kadar…
    ···
  • daha çok