çözümü inci sözlükte aradığında göre ya sende gibmek için adam arıyosun ya da harbi iyi gibmişler beynin sulanmış a.q.

http://inciswf.com/1544549.swf

mantıklı

@2 ellerin dert görmesin

alayı yanlış dünyanın en doğru bay yanlışıydı.

up up up up

Gökten üç hıyar düşer. Biri okuyanın, biri yazanın eline düşer. En sonuncusu ise yerden sekip Liseli’in zütüne girer, bu masal da burada biter.

AK ise eşeğin gibine iyice alıştıktan sonra mesleğini değiştirir ve Eşek Çobanı Liseli olarak anılmaya başlanır. Mutlu-mesut yaşar gider.

Kırmızı Başlıklı Kız ve Koca Yaraklı Yiğit evlenirler ve koca koca yaraklı-zütlü bir sürü çocukları olur. Babanne ise AK’in Eşek’i kapatmasından dolayı kıskançlık krizine girer ve ev değiştirir. Eşek ise AK’i 24 saat gibmekten çok memnundur.

zütü hoşaf olmuş AK için artık herşey çok geçtir. zütü devamlı yarak istemektedir.

Aklına Eşek gelir. Birbirlerine mutlulukla sarılan Kırmızı Başlıklı Kız, Koca Yaraklı Yiğit ve Babanne’yi evde bırakarak Eşek’in yanına gider. Zaten ona hırslanmış olan Eşek AK’i bir çiftede yere serer ve başlar AK’i gibmeye. AK’in ise canına minnettir.

Kırmızı Başlıklı Kız ve Koca Yaraklı Yiğit ise işlerini bitirmişken ulumaların kesildiğini duyarlar. Pencereden çaktırmadan baktıklarında ise Kurt’un kcoaman şiş bir karınla uyuduğunu görürler. Yavaşça içeri giren Koca Yaraklı Yiğit, bir anda Kurt’un gibini kesip ağzına sokarken, acıdan bayılan Kurt’un karnını kesip içeriden Babanneyle AK’i dışarıya çıkartır ve daha sonra Kurt’u gibe gibe öldürür.

Kurt’un vücut sıcaklığı sayesinde kemikleri kaynayan Babanne eskisinden bile daha kuvvetli olmuştur fakat AK için aynı şeyin söylenmesi mümkün değildir.

Gevşemeyi hisseden Kurt “bak sende alıştın. Artık dikiş tutmazsın” diyerek son bir gaktırmayla AK’in ayaklarını yerden kesip ağzına yüzüne gelir. Sonra da AK’i de bütün olarak yutar.

Burada da üstüne attırdığı şeyi yiyerek (hele de bu şey AK olursa) mına koduğumun Kurt’unun ne kadar pislik bir canlı olduğu da ortaya çıkmış olur.

içerde Kurt, AK’e kaktırırken, dışarıda bu ikili de çakışmaya başlarlar.

AK uludukça uluyup, yerleri gökleri inletirken bir türlü de kendini kurtaramaz. Aklından “tecavüz kaçınılmazsa zevk al” mottosu geçen AK kendini Kurt’un koca yarağına teslim eder.

Bugüne kadar gördükleri en büyük yaraklı Kurt AK’i kanırta kanırta gibmekte, AK’de gibildikçe ulumaktaydı.

Koca Yaraklı Yiğit: “ Demek efsane doğruymuş.”
Kırmızı Başlıklı Kız:” Hangi efsane?”
Koca Yaraklı Yiğit: “Derler ki, koca yaraklı Kurt uluta uluta giber, gibtiği züt de dikiş tutmaz.”
Kırmızı Başlıklı Kız (heyecanlanarak): “Yaaaa!”
Koca Yaraklı Yiğit: “Salak karı, zütün hangar gibi olur.”
Kırmızı Başlıklı Kız (daha da heyecanlanarak): “Yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!”
Koca Yaraklı Yiğit: “AK’e benzersin benden söylemesi.”
Kırmızı Başlıklı Kız: “Amannn!!! Ekgib olsun. istememmmmmm.”
Koca Yaraklı Yiğit: “Kurtun gibmesinin bitmesini bekliycez. Çare yok.”
Kırmızı Başlıklı Kız (kırıtarak): “Gördükçe azdım, bari biz de boş durmayalım.”

yarın dedik geç oldu biraz ama idare edin. masala devam ediyorum binler yaklaşın.

@2 verdim şukunu bin

panpalar arkası yarın. isteyen olursa devam ederim.

Bu sırada eve doğru, dura dinlene, gibişe gibişe gelen KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ evden gelen uluma seslerini duyar.

Kırmızı Başlıklı Kız: “Bu sesi tanıyor gibiyim. Bu ses, bizim gerizekalı AK’in sesi.”
Koca Yaraklı Yiğit: “Niye uluyor o zaman?”
Kırmızı Başlıklı Kız: “Bilmem salaktır o biraz. Gel gizlice bakalım.”

Pencereye doğru zütüm zütüm yanaşan ikilimiz, gördükleri karşısında şok olurlar.

Kurt’un yanına iyice yaklaşan AK battaniye altında bir kabartı görür.

AK:”Babanne bu ne?”
Kurt:”Eşeğin gibi yavrum.”
AK:”Ama sen de niye gib var?”

Kurt en sonunda bu gerizekalıya dayanamaz:

Kurt: “Seni daha iyi gibebilmek için mına koduğumun gerizekalısı” diyerek AK’in üzerine atlar.

AK: “Babanne iyi misin mına goyim?”
Kurt: “iyiyim evladım sağol.”
AK: “Babanne senin kulaklar bu kadar büyük müydü?”
Kurt:”zütümü eşeğe gibtirmekten kulaklarım uzadı yavrum.”

AK acaba kendisinin de kulakları böyle olacak mı diye korkar ama belli etmez.

AK:”Babanne senin ellerin bu kadar büyük müydü?”
Kurt: “Eşeğin gibini kavramaktan dolayı büyüdü yavrum.”

AK gene korkar çünkü o da çok kavramıştır.

AK: “Babanne senin ağzın bu kadar büyük müydü?”
Kurt: “Eşeğin gibini ağzıma aldığım için bu kadar büyüdü evladım.”

AK hafiften ağzını eliyle yoklar. Normal olduğunu hissedince sevinir.

Hayvan gibi yarağın altında zevkten inleyen Kırmızı Başlıklı Kız için zütünün son durumu hiç önemli değilmiş. Bugüne kadar kimsenin böyle gibmediği Kırmızı Başlıklı Kız, coştukça coşmuş. 10 defa ardarda gelerek dünya rekoru kıran Kırmızı Başlıklı Kız, Koca Yaraklı Yiğit’i büyük bir şükranla süzmüş. Kırmızı Başlıklı Kız’ın taş gibi zütünü dağıtmakla uğraşan Koca Yaraklı Yiğit ise karının suratına hunharca boşalırken zevk inlemelerini bizim Eşek gibici, dallama AK bile duymuş.

AK “Kimi gibiyorlar acaba?” diye düşünürken bir anda Babanne aklına gelmiş. Koşarak Babanneyi aramaya başlamış fakat nafile... Hemen eve girmiş. Yatakta yatmakta olan Babanne kostümlü Kurt’u görmüş. Kurt hemen uyanmış. Bakmış ki AK, hemen bizim gibiği tanımış. Bu numarayı yiyecek tek salağın karşısında olduğunu bildiğinden dolayı baya da rahatlamış.

Koca Yaraklı Yiğit, bizim kırmızı başlıklıyı öyle bir gibmiş, öyle bir gibmiş ki karının zütü iki yana ayrılmış. Bu ayrılmanın sonucu olarak da züt derisinde çizgi şeklinde çatlaklar oluşmuş. “Kestaneyi çizdirmek” deyimi ise bu olaydan sonra yayılmış.

Bu soruyu bekleyen kırmızı huurcuk;

Kırmızı Başlıklı Kız: “Var tabiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii!!!” diye cevap vermiş.
Koca Yaraklı Yiğit: “Göster bakayım kestaneyi ona göre karar verelim.”

Bunu duyan Kırmızı Başlıklı Kız zaten dünden razı olduğu için hemencecik pelerinini kaldırmış. Diyarın en güzel zütünü karşısında göre Koca Yaraklı Yiğidimiz hipnotize olmuş bir şekilde Kırmızı Başlıklı Kızın üzerine atlamış.

Adamı gören bizim kırmızı huurnun aklından Babannesi falan çıkmış tabii. Adama civelek civelek el sallamış.

Kırmızı Başlıklı Kız: “selam sana yiğidim. Nereden gelir nereye gidersin?”
Koca Yaraklı Yiğit: “Müjdat’a çaktım oradan geliyorum.”
Kırmızı Başlıklı Kız: “Müjdat’da kim?”
Koca Yaraklı Yiğit: “Boşver onu şimdi. Senin gibi güzel bir kızın bu saatte yollarda işi ne?”
Kırmızı Başlıklı Kız: “Ay sorma şekerim. Babanneme gidiyordum, kendisi hastalanmış ama yol çok uzak. Eğer beni zütürürsen sana kurabiyelerimden veririm.”
Koca Yaraklı Yiğit: “Kurabiye sevmem kestane var mı?”

Kırmızı Başlıklı Kız (Liseli salağına Avcı dedikten sonra bu huurya kız demekte bir sorun olmaz herhalde) ise koşa koşa eve gidiyormuş ama yol oldukça uzun olduğu için iyice yorulmuş. Kan ter içinde kalmış. Yoldan geçen birileri var mı diye bakınırken, huur şansı dedikleri durum ortaya çıkmış ve beyaz bir atın üzerinde hayvan gibi yaraklı, yakışıklı, zengin bir adam belirmiş.