gel birlikte olsun deseyin bir iki taktik öğrenseydin karının eski sevgilisinden. yeni nesilde hiç görgü kalmamış.

erkek olarak doğan her birey erkek olmak üzere yaratılmıştır. kendini en çok geliştiren elbette lider olur ama bu diğer erkeklerin beta ya da meriç ya da muallak olmasını gerektirmez.

eğer yaşam gücünüzü taşağınızdan alırsanız, olaylara zihninizle, kalbinizle değil taşağınızdan gibinizden gelen izlenimlerle tepki verirseniz hem kendinize güvenli bir birey olursunuz hem de içsel acılarıızdan kısmen %70 kurtulursunuz.

karılar gibi sürekli melankoli, içsel acı, kaygı, üzüntü, reddedilmişlik, terkeldilmişlik vs yaşamazsınız. zihninizi ne kadar geliştirirseniz, (kitaplarla, bilimsel yazılarla, hayat tecrübesiyle) gibinizin size vereceği tavsiyeler de o kadar gelişmiş olur çünkü gibinizde bir yerde zihniniden beslenir.

şunu anlamanız gerekiyor ki siz nasıl zihninizden ibarat hissediyorsanız kendinzi, cinsel organınızdan da ibaret hissetmeniz gerekiyor. o da sizin gerçekliğiniz. çocukluğunuz boyunca kendi cinsel organınızdan iğrenme dolayısıyla iktidardan iğrenme, güçten iğrenme, erkten iğrenme, üstünlülükten iğrenme, kendine güvenen insanlardan iğrenme, tahakküm altıa alan insanlardan iğrenme olarak olarak size yansıdı. bunu görün. ve iğrenmekten vazgeçin.

bu iğrenme duygusu ya da yabancılaşma duygusu malesef toplumdan ve aileden gelen bir his. belkide evrimsel olarak son 2-3 atanızdan geldi. bunu görün ve aşın. cinsel organınız sizin düşmanınız değil, kötü bir varlık değil, bir suç aleti değil. o tanrının yarattığı bir şey, parmağınız gibi, gözünüz gibi, kulağınız ya da böbreğiniz gibi doğal ve temiz bir uzvunuz.. onunla barışın. onu kabullenin. o size ait. ve siz de ona aitsiniz.

çocukluğunuzdan, özellikle 3-6 yaş arasında her erkek çocuk kısır edilme, katastrayon yani iğdiş edilme korkusu yaşar. bu doğal ve sıradan bir korkudur. çünkü erkke çocuk gibinin değerini ve önemini kavrar ve onsun var olamayacağını, ya da onsun var olmanın çok daha acı ve utanç vereceğini keşfeder ve ona karşı bir obsesif bağlılık-korku oluşturur.

bir çoğumuz bir süreci sağlıklı atlatamadık.. ama neyseki şu an zihinsel kararlılıkla gibimizle aramızdaki sorunu çözebiliriz.

bir erkeğin kendine güvenmesinin tek yolu gibine güvenmesidir.(halk arasında zütüne güveniyor denir buna, zütüne güvenen insanlar aslında başka birsine güveniyordur, babasına, dayısına ya da parasına.. siz kendinize güveneceksiniz yani kendi varoluşsal erkinize, iktidar sembolünüz olan şeyinize. o size layık olduğunuz inanç, güven ve sağlamlığı verecek.

biriyle konuşurken yavaş yavaş içten içe "seninle konuşurken gibime güveniyorum" deyin. göreceksiniz hareketleriniz duruşunuz ve sesiniz değişecek. eğer ailenizde ezik biriyseniz aile bireyleriyle konuşurken de bunu içte içe sürkli tekrarlayın. bir süre sonra bilinçaltı otomatik hale getireceği için tekrarlamınz gerekmez.

sonraki aşamada, yine de bir şeye sığınma ihtiyacınız olacak çünkü gibinizin size söylediklerinin ve isteyebileceklerinin sınırı yoktur. tanrı inancı burada devreye girer ve siz kendinize saygı duymaya ve kendinize sevgi duymaya başladıktan sonra gibinizin size söylediklerini yani yaratılışınızın size dayattıklarını dini inancınıza göre sınıflandıracak ve o sınıf içinde doğru-yalnış-hata-suç olarak göreceksiniz.

eğer kendinize güveninizi sağlamadan ve kendinizi sevmeden tanrıya yönelirseniz şeytanların huursu olursunuz çünkü size sürekli "tanrı bunu da emrediyor yapsana" "tanrı şunu da emrediyor" "tanrı bunu da istiyor" "tanrıya bunu mu layık görüyon daha iyisin yapma lazım" şeklinde sizi maymun eder ve kendinize güveniniz-saygınız olmadığı için teoride "doğru" gibi görünen ve şeytani saldırılara karşı kendinizi savunamazsınız ve şizofren olursunuz.

bir kızla ya da bir iş verenle konuştuğunuzu düşünün. size bir yol gösterici gerekiyor değil mi, ya zihninizle \"ne desem doğru olur bu işi almam için/bu kızı düşürmem için?\" sorusunun cevabını arayacaksınız ya da işi gibinize-taşağınıza bırakacaksınız ve onun sizde uyandırdığı telkinleri izleyeceksniz.

eğer zihninizi izerseniz koltuğun ucuna oturur ve kambur bir halde durursunuz ki karşı tarafa kötü bir izlenim vermeyin.
eğer gibinize kulak verirseniz koltuğa yayılır ve çok rahat bir görünüm verirsiniz ki karşı taraf da rahat olsun ve sizin rahatlığınızda kendinize güveninizden etkilensin.

eğer zihninizin size söylediklerini izlerseniz çok kibar, dikkatli, kontrollü zorlama bir güleryüzlü ama stresli gergin doğrucu bir anlatım izlersiniz.
eğer gibinizin size söylediklerine kulak verireniz rahat gibine takmayan, hafif esprili, vurdumduymaz, dikkatsiz, kontrolsüz, samimi, içten, kendine fazla güvenli, umursmaz bir tutum izlersiniz.

eğer zihninize kulak verirseniz zihniniz sizi işi almanız için rol yapmaya, aşırı özen göstermeye, kalp kırmanta çekinmeye, zorlamalı bir iyicilliğe, zorlamalı bir anlayışçıllığa, alttan almaya, hoşgörmeye, üstelememeye, geniş yürekliliğe ve gereksiz bir sabıra teşvik eder.
eğer gibinize kulak verirseniz size herkese hak ettiğini vermeye, hafif alaylı konuşmaya, rol yapmadan kendiniz olmaya, ciddi olmaya, bir saldrı gelirse hemen tepki vermeye, kendini asla ezdirmemeye, yeri gelirse laf sokmaya, başabaş mücadeleye yönlendirir.

şimdi siz karı olsanız, ya da işveren olsanız kimi seçersiniz. zihniyse sizi salak yerine koyan rol kesen betayı mı, yoksa samimi olan delikanlı yeri geldimi size karşı da durabilecek alfayı mı.

gibiniz size \"sen en önemli kişisin\" der ve her durumda ve her şartta sizi merkez alır. ve siz sizin dünyanızda en önemli kişisinizdir.

zihniniz ise toplumn ve ailenizin dayattığı saçmalıkların doğruluğunu baz alır ve onları her ne pahasına olursa olsun savunur. sizin yok olmanız pahasına olsa bile

dostum önemki lan boyu değil, gibini kesebilirsin de, önemli olan erkeklik organından güç alman. erkeklik organın ile barışman ve ortak çalışman.

bilimsel olarak kanıtlanmıştır ki insanı yataktan kaldıran, yemek yediren, bu dünyada savaşmaya teşvik eden en önemli güç gibinin sana söyledikleridir. libdodur. onun gücünü gör ve kabullen. o sana erkekliğini ve güveninini verecek.

bizler sosyal ortamda zihnimize göre yaşamaya odaklanmış bir jenerayonuz. ideallerimizi zihnimize göre koyduk, hayallerimizi zihnimizle belirledik, insan ilişkilerimiz, doğru yalnış aldımız, sevgi hakkındaki yargılarmız, cinsellik, kadınlar, iş yaşamı, gelecek planları... ama dikkatli bakarsanız bunlar hep hata veriyor. zihnin ortaya koyduğu mantıksal teoriler hep bozuktur çünkü çok küçük bir havuzdan beslenir. matematiseldir ama evren bizim küçük zihinlerimizin çözemeyeceği kadar karmaşık ve komplikedir.

örneğin zihnimiz \\\"kadınlara iyi ve sevgi dolu davranırsan seni severler\\\" der. ama hiçbir kadın iyi ve sevgi dolu bir erkeği sevmez. ya bin erkekleri severler ya da maço erkeeri ya da mağra adamlarını, ayıları, çapkınları, öküzleri, serserileri..

iyi bir öğrenci olursan hayatta başarılı olursun der zihnimiz, ama iyi öğrenciler iş yaşamında başarısız olurlar. aksine kötü öğrenci kötü kiiler iş yaşamında daha başarılıdırlar güven vermeyen iki yüzlü tipler işleri kapar, iş verenle yakın ilişki kurarlar. iyi öğrenciler saf ve yetersiz bir imaj çizer. iş verenler güven vermemesine rağmen şefesiz aşağılık ve düzenbazlarla iş yapmayı daha çok severer.

çünkü zihin olayları çok fazla basite indirger. evren göründüğünden çok daha karmaşıktır. dolayısıyla malesef bir ççok şeyin temel sebebini asla anlayamayız. zihinlsel olarak çözemeyiz. hadi çözdük diyelim bir tanesini, sonra başka bir sorun çıkacak karşımıza.. hangi sorunla uğraşacağız? hatta karşımıza milyonlarca sorun çıkar. zihinsel matematik ise bu sorulara cevap vermekle birlikte çoğu zaman yanılır. ya da yetersiz kalır. daha kötüü FiKiR DEĞiŞTiRiP DURUR. özellikle ilişkilerde eğer zihninizle iletişim kurmaya kalkarsnız kafayı yersiniz. meriçe dönersiniz. karının attığı mesajı çözmek için 4 saat okuyup ne diyo bu diye günlerce kafa patlatırsınız. çünkü zihin karar vermeden, hamle yapmadan veri akışını elde etme ihtiyacı duyar. karıyla konuşurken zihin size yol göstermeden önce onun tepkisini bekler, tartar karşı bir tepki tavsiye eder, sonra vazgeçer, zaman ister.. ilişkier zihin ile yürümez.

ilişkiler bilinçltı ile yürür. her şey birkaç saniyede olur ve biter. sorun ise bilinçaltında neyi temel alacağınızdır. gibinizi-taşağınızı temel almalısınız. gibinizie güvenmelisiniz. size söylediklerini dinlemeli ve öyle davranmalısınız.
yalnış olabilir
çirkin olabilir
uygunsuz olabilir.
özellikle mantıklı değerlendirildiğinde öyle görünecetir ama psiik olarak gibinizin sahip olduğu aura 100.000 yıllık bir geçmişe sahiptir ve çoğunlukla sizi yanıltmaz.

ve ona güvenirseniz her ne tavsiye ederse çok saçma ya da suç olmadığı takdirde ona riayet ederseniz size sonsuz bir güven verecektir. öyle bir güvendir ki bu, ilişkilerde zaman zaman kaybetsenizde kazanmış gibi sizi mutlu kılan bir güven ve inanç verir.

o zaman devam.

burada gibiniz ya da taşağın sadece psişiik bir aura olarak düşünün. gerçekte gibinize bir şey yapmıyoorsunuz. onun evrimsl olara sahip olduğu enerjiye odaklanıyorsunuz.

siz bir erkeksiniz. nasıl yürümek için başınızı değil ayaklarınızı kullanıyorsanız, düşünmek için gibinizi değil beyininizi yani zihninizi kullanıyorsanız, sizin enerji kaynağınız, yani sığınağınız da gibiniz-taşağınız. onu sadece bir uzuv olarak görmeyin. o size eğer onu dinlerseniz bir çok şey söyler. tüm kadınları her ne pahasına olursa olsun dölle. iktidarı her ne pahasına olursa olsun elegeçir, kontrolü ele al, hükmet, tahakküm altına al. gücünü ortaya koy. sen sahip olmalısın. sen kazanmalısın. sen yaparsın. giberiz. beceriririz. başarırırz. yeneriz. mahvederiz. koyarız. ezeriz. gücümüze inan.

eğer pişigib olarak gibinizle barışabilir ve ondan iğrenmekten vazgeçebilirseniz o zaman sırtınız alsa yere gelmez. kendine %100 güvenen biri olursunuz ve dahası var.. geliyor

diğer anti-tez ise erkeklerin kalplerine güvenmeleri, güçlerni kalplerinden almalarıdır.

çocukluklarında bu şekilde dayatılan erkekler malesef eşcinsel olurlar. çünkü kalp, sevgi pasif bir enerjidir. dünya ise savaş yeridir. dostluklar da bile doslar birbirlerini denerler test ederler. sevgi ise teste gelemez. dağılır gider. kalp hemen kırılır.

kalplerine sığınan erkekler, kırılgan olurlar, hayat onlar çok yorar ve bir süre sonra çözümü bir erkeğe sığınmakta bulurlar. çünkü tek başlarına hayatta kalamayacaklarını anlamışlardır. sevginize sığınarak hiçbir aktif harekette bulunamazsınız. ancak kadınlar gibi olan biteni mal gibi izlersiniz. size meydan okunduğunda ya da sizden bir hamle beklendiğinde yetrsiz ve pasif kalır, gülünç duruma düşersiniz.

sevgi sığınacak bir mecra değildir.

dostum anlamadığın şu gücünü gibinden alacaksın psişik olarak bireysel sığınağın gibin olacak olması gereken bu evrimsel olarak.

tepki vermeni anlıyorum çünkü beynin bunun yalnış ve çirkin olduğu düşüncesiyle yıkandı ve evet çirkin ama bizim yaratılışımız bu. bizler iktddar hırslarını, ele geçirme tutkularını, hükmetme arzularını, sahip olma içgüdüsünü gibimizden alırız. gibimiz ve taşağımız psişik olarak bize bunu emrederi.

eğer gibimizden bu destekleri almazsak gücsüz ve çağresiz olarak kalırız. çünkü başka hiçbir merkez bize bu gücüveremez.

kadınlar da güçlerini rahimlerinden alırlar. rahimleri onlara besleyicilik, şefkat, koruma, destekleme içgücüsü verir.

gelelim anti-tezlere

insan yaşam gücünü zihninden mi almalı? toplumun ve kadınların dayattığı budur. düşünceli erkek. düşünmek. mantık. tutarlılık. teoriler. uyum. ortak payda.

ancak hiçbir insan hayat gücünü zhininden alamaz. çünkü zihnin ürettikleri değerler her zaman şüphelidir ve yalnışlanabilir. zihnin ürettikler sanaldır, gerçek ve somut değildir. ayrıca ziin varoluş gereği sürekli kendini yalnışlar. siz ortaya bir teori atarsınız, zihninizin diğer bir tarafı bunu çürütmeye çalışıyor. zihin tezler, hipotezler, argümanlar ve karşı-argümanların sürekli havada uçuşuğu, asla huzur olmayan sabit olmayan ve ASLA SIĞINALAMAYACAK bir yerdir.

kendinize güvensizliğinizn TEMEL sebebi buudur. çoğunuz zihninize sığınıyorsunuz ortamlarda ama zihniniz sürekli sizi yalanlıyor, yalnışlıyor sürekli fikirleriniz değişiyor sonuçta da kendinze GÜVENEMiYORSUNUZ. örneğin bir kadınla konuşacaksınız. zihniniz bir diyor ki git konuş sonra ortamdanki enerjiden etkilenip tehlikeler var diyor, maymun oluyorsunuz.

zihninize güvenemezsiniz. zihninize, zekanıza, bilgeliğinize düşünce kapasitenize güvenemezsiniz çünkü bunlar koftur.

HAYAT BiR SAVAŞTIR. insanların savaşları. ikili ilikiler de böyle. bu savaşta sürekli değişen zihniniz sizi güçsüz ve güvensiz bırakır ve süre sonra mücadele etmekten vazgeçesiniz çünkü tek dayanağıız zihniniz sizi hep yarı yolda bırakmaktadır ya da kaygı üreip sizin aleyhiize çalışmaktadır.

TOPLUM VE KADINLAR sizi zihniize güvenmeye teşvik ederler. özellikle okul ortamnıda öğretmenler çocukluktan itibaren bunu empoze eder. bu tuzaktır. evet MÜKEMMEL insan olsaydık yani TANRI olsaydık zihnimize sığınabilirdik çünkü zhnimiz mükemmel olurdu. ama değil. kabul edin bizler hayvanız ve atalarmız 50.000 yıl önceki hayvanlardan hiçbir farkımız yok. bizler sonunda TANRI olmuş değiliz. toplum bizden gibimize değil de zihnimize dayanıp güvenmemizi istiyor olabilir ama bunu yapamayız. zihnimiz yetersiz ve bizim aleyhimize çallışır varoluş gereği.

tanrı gibinden ziyade zihnine ya da bilgeliğine güvenir sanırım çünkü o mükemmel bilgeliğe sahipdir. bir ise sahip değilğiz o yüzden zihnimize sığınamayız.

psişik olarak erkek tüm canlılar giblerine ve taşaklaına sığınmak zorundadırlar ancak 21. yüzyılda kadın egemen toplum bizlere bunu yasakladı. bunu çirkin ve kötü gösterdi. bunu yapan erkekler gelişmemiş, cahil, mağra adamı ve yetersiz olarak fişledi. bir alay konusu edindi. küçümsedi ve aşağıladı. ve bunu yasakladı.

kadınlar rahimlerine sığınırlar ve erkekler de gib-taşak larına sığınırlar hayat güçlerini ve yaşama enerjilerini buradan alırlar.

pigibololojik olarak bilim adamları buna libido der. insanı yataktan kaldıran, ona güç kuvvet veren libidodur. "cinsel arzu" denir ama yetersiz bir anlatımdır. sadece cinsel arzu değildir. komplike bir etkidir. tüm hayatınızı idame etmenize yarayacak enerji orada sınırsız ve limitizdir.

tek yapmnız gereken zihimsel olarak gib-taşağınızdan güç aldığınızı, varoluşsal önderinizin, liderinizin, enerji kaynağınızın gib-taşağınız olduğunu yeniden hatırlamak.

evet gençler ve daima genç hisseden erkek hayvanlar. konuya direk damardan gireceğiz. tümden gelim yapacağız bu iş bu gece bitecek.

kendinize güven duyamamanın sebebi dünyada sığınacağı doğru bir yer bulamayışınızın. insanlar zihinlerine gelen milyonlarca uyarandan ötürü bir şeye sığınma gereksinimi yaşarlar. tümümüz yaşarız. sizler erotik filmlere sığınıyorsunuz çünkü erotik film izlerken acı ve kaygılar kayboluyor. ya da alkola sığınıyorsunuz. aynı hesap. ya da bilgisayar oyunlarına ya da arkadaşlarınızda takıldığınız ortamlara sığınıyorsunuz..

bazılarınız daha cin olmadan, erkek olmadan, tanrıyı tanımadan direkt olarak tanrıya sığınmaya çalışıyor ama başarılı olamıyor (tanrıya sığınacağız ama sonraki aşama)

çocukken annenize sığınıyordunuz. sabah kalkıp onun yüzüne bakyordunuz,, ne zaman moraliniz bozulsa annenize koşuyordunuz. tüm acılarınızdan annenizi düşünerek, onu ne kadar sevdiğini düşünerek kurtulmaya çalışıyordunuz.

bazılarınız da aşka sığınıyor ya da cikse ya da fantazilere ya da hayallere ya da acılara yada kokulara... ya da başarılara. bazı salaklar şarkılra sığınıyor bazı mallar dizilere..

arkadaşlar bunların hepsi hata. sığınmanız gereken tek bir şey var. gibiNiZ VE TAŞAĞINIZ.

oke bu kadar geyik ve reklam yeter 5 dakika sonra başlıyoruz feyz alan alır. yarın alfa olarak uyanır bu işler kısmet işi. zaten tehlikeli de. belki beta olarak yaşayıp ölmeniz sizin için daha iyidir, zira "alfa"lar günaha daha çok meyilli olurlar. ama sonuçta hata yapıp yapmamak da sizin elinizde.

önemli olan iyi ve tam hissetme. erkek gibi hissetmek. başlıyoruz. koltuklarınızı yaslayın

bugüne kadar birçok kişi taktikler verdi, yollar gösterdi, tmca, my7, diğerlerini hepimiz biliyoruz ama onların verdikleri yollar doğruyu zihin yoluyla bulmanızı sağlamanız içindi. ancak sorun şu ki, sorun zaten zininizde. zihniniz kanser olmuşken, kendine güvensizlik probleminizi pozitif önermelerle ve mantıksal telkinlerle çözemezsiniz.

çocukluğunuz boyunca alilenizde aldığınız hiponik telkinler ve ergenliğe girene kadar ki süreçte toplum tarafından beyninize işlenen kodlar o kadar güçlüdür ki kırmak için yüzlerce regresyon terapisi almanız gerekir. kısaca bahsettiğim önderler sizlere ulaşmanız gereken yeri ve engelleri ve zihninizdeki kemikleşimiş yalnış inançları gösterdi. ama çözümü getiremediler çünkü çözüm zihinde değil dostlar. evet çözüm çok daha kolay.

eğer okumaya devam ederseniz bu yazı dizisinin sonunda kendinize güveninizi sağlayacaksınız. hem de saatler içinde. sizlere telkin falan vermeceğim. zaten ya biliyorsunuzdur, ya tahmin ediyorsunuz ya da, hepimiz erkek değil miyiz? zaten temel kodlar içinizdedir.

sadece o kodları işleve sokacağız. izlemede kalın. biraz insan lazım. bana güvenin. sorunun çözümü çok kolay. ama bulmam 12 yılımı aldı. bügün ilk defa açıklamaya karar verdim. kısmet olursa anlatacağım isteyenlere. tek isteğim birazcık alaka doslar. ilgi huursu değilim kimse giblemezse kısaca değinip geçeceğim. okuyanlar yarın \\\\\\\"kendilerine %100 güvendikleri\\\\\\\" bir sabaha uyanacaklar ben de tcma ve my7nin mirasını bir sonraki dostuma devremiş olacağım. bu iş bu gece bitecek. isteyen olursa geyiğe sonra da devam ederiz.

özet: psişik olarka birkaç saatte kendinize güven sorununuz çözeceğim. bana inanın ve güvenin ve izlemede kalın. bu iş bu gece bitecek.

hiç mi fizik okumadınız. direnç olmadan elektrik geçmez devrenden

Allen carr in bir kitabi var. Onu okudum 18 yildir iciyordum 2 gunde biraktim. Canim bir daha da istemedi. Ama bir daha asla icmemen dokubmaman lazim sigaraya. Insan bazen cani istemese de arkadas ortami vs yakiyor bir tane o vakit donus daha zor.

Kitabin adi sigarayi birakmanin kolay yolu. Pdf var nette. Bulursun. Irade yontemi degil. Sigara diye bir seyi hic gormemis duymamis gibi oluyorsun kitabi okuduktan sonra.

Tanrı senin kölen mi puşt.

hocam öm'ye cevap yazamıyorum sözlükte aktif olmadığım için(sistem izin vermiyor). odtü mezunuyum, kpss bekliyorum *

rica ederim. formülde küçük bir hata yapmışım değiştirdim. yine kontrol edersin yazmadan.

evet 2b değil, b² olacak denklemlerde., yanındaki eksi de kalkacak. teorik olarak iki tane pozitif kökü de olabilir ama pratikte olabilir mi pek emin değilim.
t= [Vo+√​( Vo²​​−4*(g/2)*h)]​​​​​ / 2*(g/2) köklerden biri bu
diğeri için de Vo'dan sonra gelen artıyı eksi yapıp denemek lazım

çözüm discriminant. ax² + bx +c = 0 denklemini disriminantla nasıl çözüyorsan öyle çözeceksin. denklemin iki çözüm kümesi olacak doğal olarak (x'in üssü 2 olduğu için)
x=​ [−b-√​(b²​​​−4ac)]​​​​​ / 2a
x =​ [−b+√​(b²​​−4ac)]​​​​​ / 2a

t²(g/2) - t(Vo) + h= 0 senin formülü uyarla işte.
t= [Vo-√​(Vo²​​−4*(g/2)*h)]​​​​​ / 2*(g/2)
t= [Vo+√​(Vo²​​​​−4*(g/2)*h)]​​​​​ / 2*(g/2)
buradan t için iki tane çözüm kümesi çıkar. kümesten tavuk da çıkabilir dikkat et.

bir kadınla konurken aşırı terliyorsunuz değil mi?

beyniniz donuyor ki bunun sebebi aşırı kaygıdır. aşırı kaygı halinde beyin kendini kitler.

kadının nelere kızabileceğini düşünüyorsunuz. sizden neler isteyebileceğini düşünorsunuz TIPKI ÇOCUKLUĞUNUZDA sürekli annenizin sizden ne istediğini düşündüğünüz gibi.

SiZ ANNENiZiN KÖLESiYDiNiZ. eğer ona itaat etmeseniz size duygusal şiddet uygulardı. artık tüm kadınların kölesi haline geldisiniz.

bir kadın görünce ilk düşündüğünüz köle gibi "ACABA BU KADIN NE iSTiYOR" "ACABA BU KADIN NE ARZULUYOR" "ACABA BU KADIN NELERDEN HOŞANIR"

işte köle pgibolojisi. siz annenizin köleliğinden tüm kadınların köleliğine geçiş yaptınız.

bir kadınla konurken kaygıdan geberiyorsunuz. zütünüz üçüklüyor. YA BANA KIZARSA, YA BENi TERSLERSE YA BANA GÜCENiRSE

kadınlarla konuşurken sürekli mimiklerinizze, düşüncelerinize, sözlerinize, tutumunuza, duruşunuza her şeyinize aşırı özen gösteriyorsunuz. asla kendiniz olmuyorsunuz.

ÇÜNKÜ SiZ KADINLARIN KÖLESiSi OLMUŞSUNUZ. onlara boyun eğen, onlardan ölümüne korkan bir sünepe olmuşsunuz.

TIPKI ANNENiZDEN KORKTUĞUNUZ GiBi.

TIPKI ANNENiZiN SiZi TERK ETMESiNDEN KORKTUĞUNUZ GiBi

TIPKI ANNENiZiN SiZE DUYGUSAL ŞiDDET UYGULAMASINDAN KORKTUĞUNUZ GiBi

TIPKI ANNENiZiN SiZi BABANIZA ŞiKAYET ETMESiNDEN KORKTUĞUNUZ GiBi

köpek gibi korkuyorsunuz kadınlardan. deli gibi korkuyorsunuz.

sürekli kendinizi değiltirmeye daha da törpülemeye köpekleştirmeye çalışıyorsunuz.

istiyorsunuz ki kadınlar size yüzlerini dönmesinler, size duygusal şiddet uygulamasınlar, sizi şikayet etmesinler... o yüzden kdınlara köpek oluyorsunuz. bir dediklerini iki etmeyecek bir ezikliğe kabuşuyorsunuz.

tüm bunların sebebi çocukluktaki ÖLÜM KORKUSUdur beyler.

siz farkıda olmadasızda sürekli çocukluğunuzdaki ÖLÜM KORKUSU"nu sürekli yaşıyorsunuz.

günlük hayatta kendiniz gibi davranmıyorsunuz çünkü insanların sizi dışlayacağından korkuyorsunuz TIPKI ÇOCUKKEN KENDiNiZ GiBi DAVRANINCA annenizin sizi dışmalamnızdan korkması gibi.

sürekli kendinizi değişttirmeye çalışıyorsunuz.

yolda istediğiniz gibi yürümüyorsunuz. KENDi KENDiNiZi TÖRPÜLÜYORSUNUZ. ezik gibi yürüyorsunuz çünkü eğer efe gibi yürürseniz insanlar KiBiRLi DER, KENDiNi BEĞENMiŞDER VE SiZi DIŞLARLAR..

iNSANLAR KENDiNiZ GiBi KONUŞMUYORSUNUZ çünkü sizi dışlarlar

düşündüklerinizi söylemiyorsunuz çünkü insalar sizi dışlarla ve ÖLÜRSÜNÜZ. TIPKI ANNENiZiN SiZi DIŞLAMASI VE ÖLMENiZ GiBi.

gün içinde sürekli beyninize kendinizi törpülemeniz gelen düşünceler geliyor.

BUNU YAPSAN DAHA DOĞRU OLUR

ŞUNU YAPSAN DAHA iYi OLUR

BÖYLE YAPARSAN iNSANLAR SENi DAHA ÇOK SEVER

ŞÖYLE YAPARSAN DAHA ÇOK KABUL GÖRÜRSÜN

beyniniz sizi halen törpülüyor. kadınları gibtir edin. her tüm yaşamanızızda törpüleniyorsunuz.

okulda törpüleniyorsunuz. BELiRSiZ BiR GÜÇ SiZi ÖĞRETMENLERiN huurSU gibi davranmaya zorluyor. iş hayatında tüm sorunlulukları siz yükleniyorsunuz. eşşek gibi bir semer vurmakdıkları kalıyor çünkü ÇOOOOK ÇALIŞKANSIZ YA O YÜZDEN. herkes tüm işi gücü sizin üstünüze yıkıyor.

hayatta her şeyi insanalr sizden bekliyorlar. duygusal olarak sizi sömürüyorlar.

en önemlisi KENDiNiZ olamıyorsunuz çünkü çocukluktan gelen korku var KENDiM OLURSAM ANNEM BENi TERK EDER VE AÇLIKTAN VE YALNIZLIKTAN ÖLÜDÜRM.

şimdi ise kendim olursam TOPLUM BENi TERK EDER DIŞLAR VE AÇLIKTAN VE YALNIZLIKTAN ÖLÜRÜM e evrimleşiyor.

iş görüşmesine gittiğinizde bir GÖTÜNÜ YALAMADIĞINIZ kalıyor işerirnin.

dost ednmek istediğinizde insanlar kene gibi yapışıyorsunuz. KENDiNiZ OLAMIYORSUNUZ

aynen kanka

büyüksün kanka

bence de kanka

evet kanka

doğru kanka

HANi SiZiN KiŞiLiĞiNiZ NEREDE AMK?

kendiniz dost edinmek istediğiz kişiler sizi sevsin diye törpüüyorsunuz. onların köpeği haline geliyorsunuz.

yatakta yatarken bile beyniniz sizi törpülüyor. ŞÖYLE YAPMAM DOĞRU OLMADI, BÖYLE YAPMAM DOĞRU OLMADI, ŞUNU YAPARSAM BENi DIŞLARLAR..

hayır beyler siz var olduğunuz kişisiniz. ucunda ölüm de olsa bu dünya kimsenin köleliğini yapmaya değmez. ya ERKEK GiBi yaşayacağız ya da karılar gibi hatta karıların da altında karıların köpeği olarak ezik, mal sünepe olacakğız.

artık 5 yaşında değilsiniz. ve inanın Tanrı dilemedikçe ölmezsiniz. hiç olmadı gider bir fabrikada yaşar hayatınız geçindirirsiniz. ölmeziniz yanı.

ne annenize ne herhangi bir karıya ne de zütünü yaladınğınız bir dostunuza ihtiyacınız var. ne de zütünü yaladığınız bir patrona.

gider erkek gibi hayatınızı kazanırsınız. ARTIK SiZi DEĞiŞTiRMELERiNE VE TÖRPÜLEMELERiNE iZiN VERMEYiN.

siz olduğunuz kişisiniz. sizi beğenmeyenler için kapı orada. isteyen gidebilir. sorun yok.

kadınlardan korkmayın ve sizi değiştirmelerine izin vermeyin. sizi beğenmiyorlarsa gibtirip gidebilirler. o karıya muhtaç değiliz. HiÇBiR KADININ KÖPEĞi OLMAK ZORUNDA DEĞiLiZ.

YAŞAMAK iÇiN KÖPEK OLMAK ZORUNDA DEĞiŞiZ, EĞiLiP BÜKÜLMEK, EZiK OLMAK, MAL OLMAK, SÜNEME OLMAK, sürekli "ay o ne der", "ay bu ne ister" ay o ne düşünür" diye düşünmek zorunda değiliz.

BiZ OLDUĞUMUZ KiŞYiZ. BEĞENMEYEN GiDEBiLiR. SORUN YOK.

emin olan şu an olduğunuzdan bin kat daha mutlu olacaksınız. ve en güzeli zihnininizi giben törpülemelere ortadan kalkacak. zihnininz BERRAK hale gelecek. bu dünyadaki en güzel şey BERRAK TERTEMiZ BiR ZiHiN. o zihinle yapamayacağız şey yok beyler inanın.

her çocuk alfa olarak doğar.

ama annesi tarafından beyni gibile gibile betalaşır.

çocukken babaniz işteyken bize annelerimiz bakıyordu. 1,2,3... 7,8 yaşımıza kadar annemize bağımlıydık. özellikle yemek ve kişisel bakım konusunda ona muhtaçtık.

ANNEMiZ OLMASAYDI ÖLÜRDÜK inancı beynimize kazındı bu zaman diliminde. annemiz olmasa aç kalır acı çeker ölürdük. altımızı kimse temizlemezsi pislikte ölürdük.

ayrıca çocuklar pgibolojik olarak annelerine aşırı saplantı derecesinde bağımlıdırlar. çocuğun zihninde binler korku kaygı kuşku kuruntu vardır. peki bunlarla nasıl mücadele eder bir veled? evet annesi ile. "annem yanımda nasıl olsa" "annem bana yardım eder nasıl olsa" annem beni korur nasıl olsa" annem de annnem... pgibolojik olarak çocuk annesine muhtaçtır. annesini alın deli gibi bağıra bağıra ağlar. delirir. annesini gören çocuk tüm korkularından, kuruntuların, sıkıntılarından kurtulur. huzur bulur. ANNE DEĞiL UYUŞTURUCU AMK.

neyse konuya geliyorum.

beta annemiz bizi törpülemeyi... ezik, mal, kadınların kölesi haline getirmeyi kafasına koymuştu. bizim ezici bir alfa olmamış elbette onun işine gelmiyordu. istediği gibi kullanabiceği ve yöneyebilceği bir beytaya ihtiyacı vardı. hem köpek gibi çalışsın, kadınların da köpeği olsun, kadınların nazını çeksin, tüm yükü yüklensin, ezik olsun, sürekli boyun eğen taraf olsun, sünepe olsun, kadınlar istedikleri gibi kullansınlar.

ve olan oldu beyler. çocukken anneniz sizi sürekli törpüledi. bunu da duygusal olarak sizi tehtid ederek yaptı.

ona karşı çıktığınızda sizi terk etti.

ona karşı çıktığınızda yüzünüze bakmadı.

ona karşı çıktığınızda size suratını çevirdi

ona karşı çıktığınızda sizinle aranıza mesafe koydu.

onun isteklerini yapmadığınız her seferinde size duygusal şiddet uyguladı.

sizi sürekli kendi istediği ezik, mal, sünepe, korkark bir halde gelitmeye çalıştı. bunu sürekli tehtidlerle yaptı.

sürekli ezik gibi sırıtmanız için size baskı yaptı.

özel hayatınızdaki her şeyi ona anlatmanız için sizi tehtid etti.

isteklerini ve arzularını zorla yaptırdı. yapmadığınız zaman da sizinle ilişkisini keserek size duygusal şiddet uyguladı.

çocukluğunuzun tamamı törpülenerek geçti. anneniz sizi kız gibi büyüttü. bir karı gibi duygusal olmanızın kadınların köpeği haline gelmenizin nedeni bu. siz kadınlardan daha kadın gibisiniz.

anneniz kızını güçlü ve kubbetli olacak şekilde büyütmüştür. ona yalan söyelemiy, redddetmeyi, meydan okumayı, güçlü olmayı, erkekleri kontrol etmeyi ... hepsini öğretmiştir. ona güven vermiştir, sevgi vermiştir, onu pgiboloik açıdan güçlü kılmıştır. onu erkekleri gibmesi için sürekli desteklemiştir. kadınlar bile sizden daha erkek.

peki tam olarak nasıl bu halde geldik?

anneniz bize her duygusal şiddet uyguladığında kaygıya ve korkuya kapıldık.

aç kalacağımızı düşündük.

yalnız kaldığımız, bakıcımız bizi tehtid ettiği için korkuya kapıldık.

pislik içinde oleceğimizden korktuk.

en önemlisi annemizin biz terk etmesinden korktuk.

tüm korkularımız, kaygılarımız açığa çıktı. korkudan altımıza sıçacak boyuta geldik.

kısaca ÖLÜMDEN KORKTUK daha da kötüsü sürünerek ölümden açlıktan soğuktan yalnızlıktan CAN ÇEKiŞEREK ÖLÜMDEM korktuk.

bu korku işte bu gün kadınlarla yaşadığınız korku beyler.