- 5 / 5 / 845 entry
- 30 başlık
- 146.92 incipuan
ilk 31 analtıncı nesil normal
-
0
beyin geliştirin kas değil
kadim halkların efsanelerinde adı geçen destansı kavim.
en bilinen hikaye şöyle; tanrı yeryüzünü ve gökyüzünü yarattığında gökteki ayı ve yıldızları bir denge unsuru olarak oraya koydu. ne zaman ki bir kezbanın zütü kalkmaya başladı ve tanrının koyduğu dengeden saptı tanrı bir azap olarak kulları ders alsın diye, merih'in gölgesinde doğan bu seçilmiş kavimden bir eri o kezbanın başına musallat etti ki ibret alsın.
bu kavmin kaderi de ibret almayanların çenesine maruz kalmak işte. bizim çilemiz de bu işte napalım lol
neyse şaka bi yana, kişinin başına ne gelirse kendi ettikleri yüzündendir. sen ister karma de buna ister kuran-ı kerimden bir ayet. ilk önce kendi yaptıklarınıza bakın bi tartın bakalım. -
0
beyin geliştirin kas değil
askerliği asteğmen olarak yaptım acemilikteyiz. hava değişikliği falan ben rahat bi 10 gün sıçmadım. 10 günden sonra giberler dedim en son gidip alafranga tuvaletlerden birine çocuğu bıraktım ama harbi çocuk bıraktım. aynı akşam karşı koğuşta oturuyoruz elemanlarla. babası binbaşı olan bi çocuk vardı girdi içeri olum tuvalete girdiniz mi dedi. yok dedik amk noldu. abi tuvalete giricektim alaturkaya sıçamıyorum alafrangalardan birine girdim kapağı bi açtım içerde bişey var. ben bunu dediğinde içimdekini bi ufak kaçırdım ama tuttum kendimi gülmedimde. lavuk devam etti abi ben hayatımda böle bişey görmedim, önce kapağı kapatıp çıktım sonra gerdi döndüm taka tekmil verdim bundan sonra bi sabah bi akşam gidip tekmil vericem diyince tutamadım kendimi amk. ama çaktırmadım muallakler hala kimse ben olduğumu bilmiyo. -
+1
beyin geliştirin kas değil
nahoş birşey ama bazen de yapmak gerekebiliyor.
efenim ankarada öğrenci ikene o muhitte ev olacağını bile düşünmediğim bir mevkide bir arkadaşımız kiralayacak bir ev bulmuştu. bir tarafta ankara kalesini gören hayvani bir teras ve şengül hamamı filan, diğer taraf gençlik parkını filan görüyor, hemen yeğenbey vergi dairesinin arkası, hemen yanımızda da boğaziçi lokantası (ohhhş). böyle yığma tuğla eski bir angara apartmanı.
neyse iki kişiyiz, üç kişi çıkmayı düşünüyoruz eve ama uzatmaların uzatmasını oynayan tipler olarak pek dönemdaşımız yok, evi bulan eleman bana diyor yok mu tanıdığın kimse, benim de hasbel kader tanışıp dost olduğum apo adlı bir arkadaşım var, gayet renkli ve bohem bir tip, dil tarihte tarih okuyor ama maksat muhabbet olsun diye sahaf dükkanı filan devralmış orda takılıyor filan, bunla bit pazarı ve hurdacıları dolaşıyoruz arada, kitap, plak tak püsür kayda değer malzemeyi toparlıyoruz.
neyse ama adam epey ehlikeyf, tembel ötesi bohem dediysek. buna dedim yavrum apo böyle böyle bir ev var bak bit pazarına da yakın ne dersin (o sırada demetevlerde mahzen gibi biryerde kalıyordu kendisi)
soruma ilk yanıtı alafranga tuvaleti var mı oldu, çömelerek yapamazmış, ayakları dizleri ağrırmış, alışık değilmiş.
-dedim e yok
-e neyse, dedi yapacak birşey yok, olsa iyi olurdu ama
çıktık eve daha binbir türlü badire hadise yaşandı o evde ama şimdilik konumuz lavaboya işemek, buradan devam edelim. efenim evde alafranga tuvalet yok ve var olan alaturkanın da terazisi biraz bozuk, ereksiyon halinde malinde taş dışına işersen sidiğin geri dönüşü pek mümkün olmuyor, su filan döküp hela taşına girmeye ikna etmek lazım sidiği. lan bir süre sonra tuvaleti kesif bir işenmiş duvar kokusu sardı, birgün herkes evdeyken bizim aponun gözünün içine bakaraktan, arkadaşlar tuvalet sidik kokuyor, işeyen biraz su döksün, terazisi bozuk tuvaletin malum dedim, aponun gözüne bakıyorum çünkü ondan şüpheleniyorum ve adam harbi tembel, tamam ben de çok hijyen manyağı değilim ama açık ara farkımız var yani. bizim apo;
- bana bakma ben yapmıyorum , dedi
-e dedim senden şüpheleniyorum ben
-boolum ben sana alafranga tuvalet sormadım mı, ben eğilmem, ben lavaboya işiyorum , demesin mi.
her ne kadar bir insan hep işemez arada sıçma da sıçar ve sıçarken ille işersin diye içimden geçirsem de uyarımı öyle veya böyle yapmış olmam nedeniyle daha fazla kurcalamadım konuyu ama inceden bir sövdüm lan lavaboya işenir mi diye.
bir de şöyle birşey var; bunu da itiraflar kısmına da yazabilirdik lakin gerek yok bence ayrıca çoğu kişinin de böyle yaptığını düşünüyorum, çok sevdiğim yataklı ankara ile yaptığım ankara istanbul yolculuklarında da paso kompartımandaki lavaboya işerdim, kim gidecek lan vagonun sonundaki tuvalete dal taşak, ayıp diye bişey var. -
+1
beyin geliştirin kas değil
profilinden anladığım kadarıyla inşaatla uğraşan bir yapın var. sevindim, çünkü ben de jeoloji mühendisiyim. (ne alaka deme, sonuçta alakası çok)
böyle pattadanak atladım tabii mesaj yazarak, "kim acaba bu yakışıklı" diye merak ettiğine eminim. mustafa ben. giriş kısmında değindiğim gibi, jeoloji mühendisliği bölümünü üçüncülükle bitirmiş, en sevdiği yemek karpuz beyaz peynir olan bir çağdaş halk ozanı...
hiç farkettin mi? peynir-karpuz yerken, karpuzun suyu tabağa akar da ekmek ıslanır ya, gıcık olurum... (şu sıralar bir stand up gösterisi üzerine çalışıyorum... güldürme yeteneğine sahibim, özellikle de kadınları... teyzem mesela çok sever, "hem yakışıklı, hem komedi unsurusun mustafam" der bana... )
kadınlar demişken, kadınsız yapamam ben. hem erkeklerle anlaşamıyorum. o ne be, maço bozuntusu tipler, ter kokuyorlar. (her gün yıkanırım. ev ve arabam var, sıkıntı yok bu arada belirteyim. evinden alır, gideceğin yere kadar bırakırım. üçün beşin hesabını yapmam, yok benzine zam gelmiş, yok bilmemne... minibüslerde sürünmeme izin vereceğimi sanıyorsan gafilsin.. belki de delalet içindesin... belki de hıyanet.. belki de internet... ahahahah espriydi..)
neyse tanışmak istersen beni lütfen arayabilirsin. 0539 673 xxxx... (532'li numaramı kaybettim:((()
selamlar -
+1 -1
beyin geliştirin kas değil
ipek merhaba,
ya bişey sorcam. sen manyak mısın? bu ne güzellik? güzel olduğun kadar küstahsın da. nerden mi bildim? çünkü tipten anlarım.
insan sarrafıyım ben ipek. resimlerine bakınca ilk gördüğüm, göğüs olarak sıkıntın olmadığın yönünde. bunu cüreti aşan bir davranış ya da ifade olarak görmemen çok önemli benim için, çünkü ben insanda - kadın erkek farketmez - önce memeye bakarım. meme insanı ele verir. (bazen de meme ele gelir ama bunu başka bir platformda, birebir tartışmayı tercih ederim... karşılıklı görüşmeye inanan bir insanım ben).
plajda çektirdiğin o foto, tatili seven bir kız olduğuna dair bir ipucu benim için... ipin ucunu çektiğimde yanıma sen geleceksen, bu ipuçlarını takip etmek çok zevkli olacak ipek:)
ipek ipek ipek
koyma bana ipotek
şair yanım güçlüdür...
mesajını bekleye
aslında hiç böyle şeyler yapmam, yani biriyle tanışmak için mesaj yollamam. mesaj yollamak bence aşağılık bir davranıştır. diyeceğini diyemeyip, erkekçe, cesurca, mertçe, bir kadının karşısına çıkamayıp, kendine manevra alanı bırakarak, mesaj yolluyorlar. bu şerefsizliktir. eğer mesajına istediği gibi bir cevap alamaz ise ne diyecek? efendim ben size yollamadım da, yanlışlık olmuş da yahut siz beni yanlış anladınız bilmem ne... bu tip davranışlar bir mühendise yakışmaz. ben mühendishane-i bahr-i hümayun mezunu orta yaşlı bir mühendisim. ilk mühendislerdenim. mühendisim çünkü bence mühendislik insanın kendine yakışanı giymesidir. örneğin ben şapka devrimini hemen kabullendim, çünkü mühendislik bunu gerektirir. şapka bana yakışıyor çünkü.
sizinle yeni ufuklara yelken açmak, bir de yeğenim ufuklara yatak açmak isterim. çünkü sık sık bize gelirler. küçük odadaki kanepeyi açarız onlara. umarım bu sorun olmaz. sizin facebook'ta yani halk arasındaki adıyla feyste - kusura bakmayın halk arası dedim, birden apış arası koktu burası, aslında elit biriyimdir, halkın arasına girmem, deodorant kullanırım, özür dilerim - resminizi görünce, adeta beynimden değil de çenemden vurulmuşa, irlandalı turistten yumruk yiyen aksaray esnafına döndüm. bu kadın dedim, işte bu kadın, hangi kadın la dediler, işte dedim lan şu kadın, haa o mu, nolmuş o kadına dediler, o kadın dedim, benim çocuklarımın anası olacak kadın dedim. iyi demiş miyim efendim? eğer iyi demişsiniz diyorsanız bu mesajıma cevap veriniz.
iyi günler, ahiretime duamsın...
merhaba şeyma,
aslında tanımadığım insanlara mesaj çekip "merhaba, naber?" yazmak huyum değildir. ama medeni cesaretimi toplayıp sana yazmaya karar verdim çünkü aşırı güzelsin. (ben çok tatlısın çok, senin profilini gösteren facebook'a şükürler olsun, çok güzelsin çok, ben güzelden anlarım)
acaba bu güzel kız, yakışık sahibi ve analiz yeteneği yüksek bir jeoloji mühendisine yüz verip de tanışmak ister mi? mesela - ciksli düşünüyorum- bir akşam yemeği yer mi?
cevabını beklerken, sol bacağının gözüktüğü resmi çok beğendiğimi belirtmeden geçemeyeceğim:)
gülin selam,
senden tek ricam olacak. kendimi tanıtmama izin ver, ondan sonra ne yapacağımıza beraber, tartışarak, gerekirse oylayarak karar veririz. demokrasi zaten bu değil midir? her şey demokratik teammüller içinde yürüyecek, seni temin ederim...
mustafa benim adım. mühendisim. amatör olarak mankenlik yapıyordum eskiden, kısa bir rahatsızlık geçirdim ve doktor yanlış bir iğne yaptı, bunun sonucunda biraz kilo aldım ancak seni temin ederim ki performansta bir sıkıntı yok. "aaa, bu genç ve yakışıklı serseri bana asılıyor ya da beni düşünerek asılıyor" şekilnde saçmasapan ve iğrenç düşünceler aklına gelmesin, bozuşuruz bak... küserim sana... hatta küstüm bile!
şaka şaka:) bakalım peşimden gelecek misin diye yaptım. ben arasıra böyle testler yaparım ki aşk tazelensin, cinsellik rüzgarları bizi uçursun.
çok selamlar... bekliyorum... hazırım... -
+6
size bir efsane anlatayım
anadoluda akçahöyük civarlarında yaşarmış ilk insanlar. burada çılgın, ihtiraslı berdan adında bir genç varmış. berdan'ın sevimli munzır arkadaşının adı da xerhildan imiş. bir gün berdan balık tutmaya gitmiş. yerden bir dal almış ve dalın ucuna konuşarak ikna ettiği solucanı yerleştirmiş. dalı göle daldırmış ve bir tane balık tutmuş. mürekkep balığı tutmuş ama tabi o zamanlar mürekkep balığı olduğunu anlayamamış. tuttuğu balığı arkadaşı xerhildan'a zütürmüş. xerhildan bu balığı bir gibime yaramaz deyip kayaların üstüne fırlatmış. xerhildan bir de bakmış ki balıktan koyu renkli sıvı akıyor. noluyoğğ amk deyip kayalığın oraya gitmeye yola koyulmuş. berdan "gitme kal emmioğlu" demiş. xerhildan tabi dinlememiş ve gitmiş. akan sıvının ne merem bişi olduğunu bilmediğinden yandaki ağaçtan kopardığı dal ile sıvıyı kontrol etmiş. "uuiiyy bu baluğun takidur" demiş ve dalın ucuna bulaşan sıvıyı taşa sürmüş ve taşın boyandığını fark etmiş. taşa sürerken yazıyı buldukları günü anımsamış ve "bunu çivi yerine kullansak ya, kil tabletlere çivi çekiç çaka çaka anamız gibildi" demiş. tüm köyü meydanda toplamış. "artık çivi yerine bunu kullanacağız tamam mı dalağını gibtiklerimin" demiş. köy halkı kabul etmiş ve buna bi isim koyalım o halde demiş. xerhildan: "berdan'ın gitme kal emmoğlu lafı kırılma noktası oldu. muallakliğine gittim ve bunu keşfetmiş oldum. bunun anısına bu meretin adı kal-emmoğlu olsun" demiş. köy halkı "o çok uzun oldu onu söyleyene kadar iflahımız gibilir." demiş. xerhildan "tamam o halde kal-em olsun." demiş. halk kabul etmiş ve yıllar yılı günümüze kadar gelmiş.
evet günlük hayatımızda önemli yeri olan kalemin isminin hikayesi buna dayanmaktadır arkadaşlar. -
0
koltuk deliğine istemsizce parmağımı sokuyorum
beyler laptop kucağımda yerde yatarken istemsizce elim koltuk deliğine gidiyor. Ama şunu belirtmeden edemem ki bazen hoş popolu bir avratın poposuna parmağımı sokuyormuşum gibi oluyor.
sizce bu durum sapıkça mı bir gariplik var mı ? -
0
beyler bisiklet sürerken 31 çektim capsli
şerefsizin teki çekmiş beni. neyseki yakaladım aldım elinden görüntüleri. bakın bu da görüntülerim.
http://porn.gifland.us/699302 -
+2 -1
ben cem toker soruları alayım
neden kimse küfür müfür etmemiş anlamadım resmen gözlerim yaşardı -
+9 -1
utancımızdan kimseye bahsetmediğimiz olaylar
5.sınıfta filan bu dandik dersanelerin burslu sınavlar falan olurdu. bi tanesinde işte girdik sınava bunlar 1 hafta ücretsiz ders vericez gelin dediler. bizim okuldan bi 10-15 kişi gittik dersanenin de 5 tane filan kendi öğrencisi vardı. türkçe dersine girdik. hoca herkese alfabeyi saydırıyor. başladım saymaya ğ harfi gelince yumuşak g demedim. gittim gırtlaktan garip sesler çıkararak ghhh gibi şey dedim. sınıfta derin bi sessizlik oluşmuştu. allahtan dalga geçmediler. - daha çok