Tuttu. Adam müneccim taşşağı yemiş beyler.

Birgün sende deliği tutturursun inş

Yok lan ben her önüne gelen çingene fenerbahçeyi tutuyo diye sevmiyom pek düşmanlık yok yani bi de trabzon sporlu olmam var hani kupamızı indiregandi filan yaptınız.

(Fenerliler çügdü)

Sıçarken okudum takum kaçtı amk

Yolla terleyenbalik bey

Beyler fark ettim ki domatesli makarnekse suyunu fazla koyarsanız ve pişince süzüp bi kaseye doldurrursanız lezzetli bir domates çorbası ve güzel bir makarna oluyor elimizde.

makarneks 1.25 tl

2 çeşit yemek 5 tl

her türlü karda oluyoruz bu taktikle...

Yer çekimi yoktur. Uzayda veya ay gibi gezegenlerde yer çekimi az olduğu için yer çekimi yok diyebildiğimize göre dünyadan daha fazla yer çekimi olan bir gezegene gidersek dünya da yer çekimi yok dememiz de mümkün ve mantıklı bir şeydir.

Bilimin dıbına da bu cevapla koymuş oluyorum.

Okuyan herkesin gibi sağolsun...

selâmün aleyküm beyler.

3 yıl önce bir geziyle hataya gittik. 31 diye plakamı olur avhahahaha diye hunharca gülüp künefemizi de güzelce yuvarladıktan sonra bu gevurların popi mi hacı mı ne olduğu bi klise varmış. gib kafalı rehberimiz tuttu bizi zütürdü oraya. taştan bi masa ve taştan bi sandalye vardı. mağaranın içiydi zaten eski bir mekan. arka duvarda tepede yosun tutmuş bi isa heykeli vardı. bütün grubumuz ülkücüydü nerdeyse. Tabi boş dururmuyuz, kan kaynıyo bedende troll yetmezliği var. toplandık karar aldık papazı bekliyoz. papaz bi geldi dedik Hz. Isa. adam asasından cübbesine kadar ak gandalf gibi girdi içeri. böyle elit bi gruba anlatacağını sanıyo gibtiğimin bahtsızı. bu girer girmez rabia yaptık 30-35 kişi tekbir çekiyoz.
rumca küfürler ediyo cobro mobro bi ton saydı sonra tuttu asayı yakaladığına indiriyo. isanın orayı gösteriyoz buga giriyo spastik spastik hareketler yapıyo. ardaka tüneller vardı baktık zütü kurtaramıycaz daldık tünellere o huur çocuğu rehber de her gibi anlattı bi o tünelleri anlatmadı. neyse tünellerdeyiz ama dapdar amk. tek sıra halinde yavaş yavaş kaptırıyoz. papaz yüzüne geri de dönemiyoz. devam ettik bi bir saat sonra ışık gördük. baktık pamukta yok. nasıl şükrediyoz. çıktık tünelden bi dağın ortasındayız. otobüsü bulucaz diye avel avel dolanırken bi araba yaklaştı. askerler geldi ama bizim askerler değil. bi tanesi türkçe biliyodu. dediki suriyede ne işiniz var bütün gurup titriyoz aq. eminim o gün herkes zutunu kullanmadan sıçmayı öğrenmiştir. durumu açıkladık. papazdan bahsetmedik tabi. allah razı olsun adamlar aldılar bizi rehbere teslim etti. geçen yıl gittiğimde de içeri almadılar aq. papazın içindeki sado bizi kiliseden banladı kısacası.

neyse beyler bu da böyle bi anımdır. okuyanların gibleri sağolsun. saygılarımla...

gibin sağolsun panpa. gibin sağolması lazım zaten. gibin sağı makbuldür. solu kötüdür.
gibine sahip çık.
gib önemli

amaannn sanki önemli bişey gibi anlatıyom dıbını mınçırtayım..

Eyvallah

beyler sağlak insanlar yürürken pet şişe içindeki suyu sol elle içer.

bunun sebebi sağ elle kapağı açılan şişe sol elimizde kalır ve sağ elimizde olan kapak yüzünden sol elimizle içme gereği duyarız..

Elleri serbest degildir genellikle gogus kismina yada karnina yakin konumdadir.

Suratlarina bakin cenesinde garip bi sey farkederseniz uzaklasin. Genellikle stres yuzunden cenesi kasilir.

Cok yavas yururler ve ara ara duraksarlar.

Beyler yılın tespitini yapıyorum aq.
şu huur çocuğu teröristler nevruz için toplandıklarında atsalar bombayı.
haberlerede ölmeden önce son kez nevruz kutlamasını görmek isteyen canlı bomba infilak etti deseler. Yasaları buga sokar kökünü kazırız aq teröristlerinin!!!

selâmün aleyküm beyler.

Geçen yıl çok sevdiğim bir arkadaşımla karşılaştık. sonra bizde normal her vatandaş gi ülkeyi kurtardık terörü çözdük derken arkadaşım tüm kürtler huur çocuğu dedi. savundum. tüm kürtler huur çocuğu değil kardeşim onların kimisi senden benden daha iyi insanlar dedim. cahil, okumayan bir insan olmamasına rağmen anlamadı. sonra benim trabzonlu ve aslen rum olduğumu söyledim, kökenim rum inkar edemem. elimde olan bi şey değil bunu ben seçmedim. ben doğduğumdan beri türküm dediysem, türk milliyetçisi bi insan olduysam beni sen diğer rumlarla aynı yere koyamazsın dedim. ben yörüğum dedi. istediğin kadar yörük ol benim yarım kadar türk olamazsın dedim. sonra bekledi sen aslen rum musun? dedi. evet dedim. o zaman sende huur çocuğusun dedi. ben sinirlendim gözüm döndü bu ebesini zutundan gibtiğime bir daldım. insan gibi vurmuyorum ama arada o da vuruyo sinirleniyorum. neyse buna kafa attım burnu kırıldı hastaneye filan gittiler filan.

o gün bi şey anladım beyler bazı Türkler huur çocuğu.
bazı kürtler de huur çocuğu
bazı rumlar da huur çocuğu
bazı lazlar da huur çocuğu.

yani huur çocuğu olmak karakter meselesiymiş beyler bunun ırkla alakası yokmuş.

benden bu kadar beyler okuyanların gibleri sağolsun...

s.a panpalarım.

demin gazeteyi açtım bi göz gezdireyim dedim.
yine çeşitli olarak masum insanların haketmediği ölümler vardı gazetede.

terör saldırıları, tecavüzcülüler, kadına yönellik şiddet yüzünden ölen abla, kardeş ve teyzelerimiz.

bu gün ilaçlarını devlet karşılamıyo diye çalışmak zorunda olan 80 yaşındaki bir adamın haberi vardı semtimin gazetesinde. teneke kutu, meyva suyu ve bira şişelerini toplayarak kendine ilaç almaya çalışan mehmet akif dedenin haberi.

gibtiğimin vekilleri orada zutunu yayıp otururken ki hangi siyasi partiden yada partiden istifasını edip bağımsız takılan vekillerden hangisi olursa olsun bu durum böyle.

milleti açken, o milletin seçtiği orda oturup hiç bir şey yapmıyorsa o adam görüşü ne olursa olsun huur çocuğudur...

mehmet dede geçen yıllarda şehit olan ve şahsen tanıdığım bir abimin babası. 43 yaşında nöbetteki erlere teftişe giderken öldürülen bir onbaşı abimizin babası.

mehmet dede bu hafta öldü. ironik bir şekilde bir sarhoş ona çarpıp kaçtı. çok şükür dedik ki katili bulundu. cezası neydi. 6 yıl pişmanım dedi diye 6 yıl. mehmet dedemin vadesi dolmuştu belki, yaşlıydı eyvallah. peki onun yerinde bir çocuk olamazmıydı. amayasa karşısında herkes adil olmalı eşit değil. zengin olanla falir olan aynı vergi veriyorsa burda adalet yoktur.

millet neden uyuyor amlayamıyorum.
ulan ne yiğitler geçti 300 den fazla kişinin öldüğü yerden sağ çıkabilen abimizi hatırladınız mı? çizmemi çıkarayım sedye kirlenmesin diyen abimizi.

hatırladın mı 5-6 sene önce 1-2 şehit için milletçe yas tutuşumuzu?
o anaların ağlaşını hatırlayabilirmisin?

şimdi şehit verince ne oluyor.
"Vatan sağolsun" göz yaşı bile yok. alıştık çünkü şehit vermeye, evlatlarımızın, mehmetçiklerimizin ölmesine...

ne güzel demişti annem "benim yavrumun olmadığı vatan sağ olmasın"
bu sözü çoğu kişi yanlış anlar..
o anaların evlatları yem ediliyor, o ölümlerin pusuların sebebi devlet.

uyanmamakta neden ısrarcı bu millet?
neden, ne ara oldu bu kadar kör?

barış süreci dediler, nerde hani barış var mı?.
ateşkes dediler, bitti dediler, durdu mu şehit?

af yok dediler tecavüzler azaldı mı?

alkolü kısıtladılar durdu mu karısını döverek öldüren o huur çocukları?

bu patlamayı unutmayın beyler, geçen ankarada olan patlamayı, bunu da unutursak ülke çöker.

orada yatıp on binlerce lira para alan o vekiller patlattı o bombayı.

Atatürkü unutturmaya çalışan, onu din düşmanı olarak gösteren, kitaplardan kaldıran ve bu yolla atasını tanımayan, tarihini bilmeyen cahil ve korkak nesiller yetiştiren o vekiller.

ayakkabı kutularındaki paraları unutmayın beyler, bakın ülkede o bağışlar sayesinde bi tane aç kalmadı...

hem önceden askeri ücret 1096 lirayken sadece 1096 ekmek alabiliyorduk.
şimdi 1300 lira oldu nerden baksanız 1040 ekmek alabiliyoruz...

ohh benzinimiz de 5 lira dünyanın en pahalı benzinlerinden nede olsa. alırız asgari ücretimizi dünyanın en pahalı 8. ellektiğini kullandığımız ülkemizde elektirik faturamızı, en pahalı 4. doğalgaz olan ülkemizde doğalgaz faturamızı öderiz. suyumuz dünyadaki en pahalı 19. ülke olduğu için bol allaha şükür soğuk böyle bol bol içeriz.

he iyi de bi haberim var en çok ferre izleyen ülke olduğumuz için devlet 2023te hepimize bordan dildo hediye edecek...

neyse panpalar uzatmayak. okuyan herkesin gibi sağolsun.
milletime de tatlı rüyalar. eee ne demişler tatlı tatlı yemenin acıacı osurması varmış *

öncelikle s.a beyler.

5-6 yıl önceydi, daha liseye gidiyorum o zamanlar. bir pazar günü peder geldi uyandırdı beni. "üstünü giy oturma odasına gel" dedi. ne olduğunu anlamaya çalışıyom bende çünkü peder bizi öyle gibi gibine kaldırmaz normalde. içimden diyorum "kesin bi halt yedi bu dıbına koduğum". neyse döndüm pedere "tamam, geliyorum hemen" dedim. giydim üstümü başımı, geçtim oturma odasına. beş dakika sonra abim de geldi, o bana bakıyo, ben ona. biraz böyle mal mal bekledikten sonra peder ıkına ıkına lafa girdi "çocuklar biz annenizle önemli bi karar aldık bunu size açıklamak istiyoruz" dedi. içimden de türlü türlü şey geçiyo o anda. acaba evi yaktığım için beni evlatlık mı verecekler yada komşunun kızıyla gibişirken babasına yakalandığım için mahhalleye rezil olmuştuk o yüzden taşınıyomuyuz acaba diye. bir cesaret sordum "ne kararı bana" diye ama dizlerim titriyo korkudan. neyse döndü peder bana böyle sırtının arkasına babannemden yaşlı olan bir yastık koydu ve "çocuklar ikiniz de benim oğlumsunuz"dedi. bir rahatlama geldi. evlatlık olmadığımı teyit etti sonuçta. o sırada babam devam etti. "annenizle biz de zamanında severek evlendik birbirimizi zamanında. sonra siz doğdunuz güzel bi düzenimiz oldu ama zaman geçtikçe bu düzen zedelenmeye başladı. annenize karşı sevgim tükendi" diye devam etti. ya şu anda anne dediğimiz kadın üvey bunu itiraf edecekti. yada boşanacaklardı. birinci daha cazip gelmişti nedense...

peder lafına devam etti ve "zamanla aileler kurulur ve kimi zaman aileler bozulur. biz annenizle karar aldık ve boşanmak istiyoruz" dedi. ben tutamadım kendimi ağlamaya. biraz ağladıktan sonra "olmayacak öyle birşey, boşanırsanız kendimi öldürürüm" dedim. peder "saçma sapan konuşma ben senin babam kalıcam hep sadece annene kocalık yapamıycam artık. olmuyo, yapamıyoruz" dedi. ağlamaya devam edip alt kata gittim. kilerdeki ilaç kutuşundan kapsül şeklindeki ilaçları alıp 3. kattaki odama kaçtım. odamın kapısını kitledikten sonra ilaç kapsüllerini açıp içlerini evcil çiçeğim hüsamettinin toprağına boşalttım. boş kapsülleri alıp pederin yanına gittim. "boşanmayacağız de" dedim ağlayarak. döndü bana "oğlum saçmasapan işler yapma yürümüyo annenle boşanacağız biz" dedi. attım kapsülleri azıma "ben ölünce boşanın o zaman" diyip yuttum bütün kapsülleri. pederle abim bi anda telaşlandı peder "ya gerizekalının yaptığına bak" diye yakındı. bi telaş sardı evi sonra kendimi arabada buldum. braz zaman geçti bi baktık hastahanedeyiz. beni bir odaya zütürdüler sonra, doktoru bekliyorum. ne yapacakları hakkında hiç bir fikrim yok ama, daha çocuğum sonuçta liseye gidiyom nerden bileyim. doktor geldi midesini yıkıycaz diyince içim rahatladı. ben içimden düşünüyom çünkü miğdemi yıkıyacaklarsa su falan içirecekler heralde diye. boruları gördum doktor azıma soktu bir güzel. tabi iteceğinden haberim yoktu. o boruyu miğdeme kadar bir soktular acıyı tarif edemem yani. ebemin dıbını gibtiler orda bildiğin. huur çocuğu nasıl zevk alıyo ben acı çektikçe. neyse o huur çocuğu doktor yıkadı midemi. döndük eve ben odama gittim somurta somurta. boşanma mevzusu da orda kaynadı gitti.

gib kafalılar iyi boşanmadılar boşandıklarını da unuturdu bunlar.

bu da böyle bi anımdır işte.
beyler gibiniz sağolsun okuduğunuz için. hepinize bol dıblı günler.

Beyler 13 yaşındaydım. yaz tatilindeydik. abim uyandırdı beni, yanındada babam var. önemli bişey olsa gibsen gelmez gibtiğimin ipnezi. neyse uyandım geçti böyle karşıma "nerde?" dedi. "ne nerde?" dedim. sen biliyosun dedi. "neyi biliyorum" dedim. "lan lafı geveleme babamın cebinden çaldığın elli milyonu ne yaptın?" dedi. "ben mi çalmışım elli milyonuuu" dedim ve ekledim "abi yürügit başımdan sabah sabah dalga geçme benimle dedim". "söyle lan bişey yapmıycam desi" söyle bi babama baktım sonra abime dönüp "söylesene lan dedim" afalladı bi an "neyi?" dedi. babamın cebinden çaldığın parayı, alırken gördüm seni dedim" ne saçmalıyon sen dedi?" babam o sırada kapının yanından çekildi abimin arkasında duruyo böyle. fırsat bu fırsat döndüm abime. "babam gitti olum söyle sen aldıysan ben idare ederim, ben aldım derim bana vurmaz o zaten sen lazım olmasa almazsın biliyom dedim" dedim. hafif şöyle göz ucuyla bi kapının oraya baktı babamın arkasında olduğunu farketmedi gibkafalı. sonra döndü bana "tamam lan tamam ben aldım idare et beni para lazım oldu" derken, yani daha diyemeden babam buna bir tokat koydu sanırsın babam yeniçeri gavur askerine vuruyor. Bu benim gibik beyinli abimde halıya takılıp kolunun üstüne bir düştü. kol 2 yerden kırık. neyse bu bağırıyo, çağırıyo, yerinde duramıyo (kırık çünkü. çıkık olsa yerinde dururdu) babam aldı bunu zütürdü hastaneye don atlet. neyse fırsat bu fırsat daldım abimin odasına pantolon yerde bi umut daldırdım eli pantolona. salak elli milyonu pantolonda bırakmış. neyse beyler uzatmıyım etme bulma dünyası işte reel bir hikayedir çok çok az ekgib olabilir. o olaydan sonra abim acıdan, babamda telaştan parayı unutmuştu bütün arkadaşlarım max yerken ben bir ay boyunca her gün magnum yemiştim. :D okuyanların gibi sağolsun hata yada eksiğim varsa affola ilk entrym.