Yıllar sonra ilk defa girdim sözlüğe ama bende aynı kararı aldım burasi beter olmuş

Yıkık + loser + asosyal kendine çeki düzen ver az amk

inci sözlüğe girdim ve ortamı cidden tak zütürüyor Sözlüğün eski ortamı populerligi kalmamış. En azından ekşi sözlükte böyle olaylar yaşanmıyor

Girdiğim cinsel ilişkilerde neyin yapılıp yapılmayacağını öğrendim sadece yeni ergenler cinsel ilişkiyi ferre ile karıştırıyor maksat buna engel olmak sonra hayal kırıklığı yaşanıyor

Kendini yeterince kontrol edemiyorsan geciktirici sprey ve kremler var onlardan kullan bi süre sonra alışıyor vücut ha o olmaz dersen selfcontrol amaçlı bir çok antreman tekniği var internetten öğrenebilirsin

Cevapladım işte

Senin annen kadar alamaz

Her şeye açığız

elini gibmeye mahrum olması.

Siz elinizi giberken yan odada anneniz ile romantik ve ateşli anlar yaşayacağım

Yokluğumda sözlük velet dolmuş

Sevgilimle girdim 2018 e onla ilgilenmekten inciyi unuttum .d

istanbul'un ingiliz işgâli yıllarından bir hatıra:

Bir hanımefendi anlatıyor...

1919 yılı idi. istanbul baştan aşağı ingilizlerin işgali altındaydı. Liseyi yeni bitirmiştim.
Güzel bir kızdım.
Görücüler gelmeye başladı.
Biri avukatmış.
Gösterdiler uzaktan, boylu poslu yakışıklı bir delikanlıydı, beğendim.
Nişanlandık.
Nişanlımı çok seviyordum.
Mutlu bir yuva kurmak hevesi ile lamba ışığının altında sabahlara kadar oyalar örüyor, çeyizler hazırlıyordum.
Ama çok geçmedi ki mahallede bir dedikodu yayıldı.
(Ayşe’nin nişanlısı avukat değilmiş, ipsizin biriymiş, üstelik cami önlerinden tabut taşıyarak karnını doyuruyormuş) dediler.
Alt üst oldum.
Babam zütürdü, uzaktan izledik, gerçekten de tabut taşıyordu…
Yıkıldım.
Nişanı atıp, ayrıldık.
Aradan 5 yıl geçti.
Evlenmiştim,
Bir de çocuğum olmuştu.
1924 yılıydı.
işgâlden kurtulmuştuk.
Bir gün Beyoğlu’nda rastladım ona.
Oğlum yanımdaydı.
Beni görünce ceketini düğmeledi.
Saygı göstererek durdu önümde.
Vaktiniz varsa size bir çay ikram etmek isterim, dedi.
Olur, dedim.
Bir büroya girdik.
Burası bir avukatlık bürosuydu ve kapıda adı yazıyordu.
içeride yardımcıları çalışıyordu.
Siz gerçekten avukat mısınız, dedim.
Evet, dedi.
Peki, avukatsınız da neden cami önlerinden tabut taşıyordunuz, diye sordum.
Durdu, başı öne eğildi.
Beni affedin, dedi.
istanbul işgal altındaydı,
Her taraf ingiliz askeri kaynıyordu.
Her şeyi didik didik arıyorlardı.
Biz de Anadolu'ya, Milli kuvvetlere ancak cenaze süsü vererek tabutlarla silah kaçırabiliyorduk.
Bu, ülke için hayatî bir işti.
Bunu size bile söyleyemezdim...

Recep Tayyip Erdoğan tam bir Goebbels tipi propagandacı imiş bunu farkettim. Gerçekten başarılı.

-Sadece bir rakibe odaklanın ve kötü giden her şeyi onun üzerine atın. bkz: Fetö, Dış Mihraklar

-Yargı devlet hayatının efendisi olamaz, devlet politikasının hizmetkarı olmalıdır. bkz: Yeni anayasa

-Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız insanlar ona o kadar fazla inanırlar. bkz: bunlaaaarrrr diye başlayan ithamlar

-insanlar gerçek olaylar ve durumlar hakkında açık seçik bir malumata sahip olsalardı, bu haberleri okuyarak gitgide gevşeyip çökebilirlerdi. Alman halkının bütün bunları öğrenmemesi ne iyi! Sahip olacağı kanaat hazır halde önüne konuyor.

-Basını, hükümetin kullanabildiği dev bir klavye olarak düşünün.
bkz: Günümüz medyası.

-Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız insanlar ona o kadar fazla inanırlar. bkz: Biraz daha hayırcılar terörist derse beni bile terörist olduğuma inandıracak.

-Yalan atın, mutlaka inanan çıkacaktır. hehehe yüzde 50 falan.

-Entelektüelizm propagandanın en feci düşmanıdır. bkz: imam hatiplere fen liselerinden daha fazla yatırım yapıp bilinçsiz bireyler yetiştirmek.

Sürer gider bu liste.

ViKiNGS KARAKTERLERi AYNI SINIFTA OLSAYDI:
-Ragnar Lothbrok:Sınıfın Torbacısı.
-Lagertha:Herkesin hoşlandığı fakat korkudan açılamadığı tip.
-Rollo:Çok dışlanmış ve sonunda bireysel giden arkadaşlarını çıkarları için kullanan tip.
-Torstein:Sınıfın çapkını ve alçakgönüllü sevilen tip.
-Ecbert:Zekasını çıkarları için kullanan en yakın arkadaşının sevgilisine göz diken malum insan.
-Floki:Dinle Bilimi aynı paralel şekilde yapan Din ve Fen dersleri 100 olan tip.
-Athelstan:Sonradan gelmiş olan sınıfın uslusu ve sadık olan tip.
-Bjorn Ironside:Güçlü vücutlu arkası olan tip.
-Porunn:Hocalara ağız yüz eğen sürek trip atan ergen.
-Helga:Sınıfın iyi yürekli yanında sürekli peçete bulunduran kızı.
-Ivar:Sınıfın asisi olan fakat tınlanmayan tip.
-Ubbe: sevgilisinin berkecanlara gitmesine izin veren tip
Ben bu kadar yazdım sizinde varsa yazabilirsiniz...

"O kale (yani Alamut) çok sağlam bir şekilde inşa edilmişti. Demir bile bu duvarlara işlemez, oradaki küçük bir taş parçasını yerinden oynatamazdı. Taşların ve kayaların içinde çeşitli uzunlukta ve genişlikte taş ve kireç kullanılarak büyük hacimli su depoları yapmışlardı. 'Kayadan evler yonttuğumuz' ayetinin dediğini yerine getirmişlerdi. Bunun dışında şarap, sirke,bal ve çeşitli sıvı ve katı yiyecekler için ambarlar ve mahzenler inşa etmişler, 'sanki bina kuran dalgıçlık yapan şeytanları onun buyruğuna verdi' tarifine uymuşlardı. Bu binaları etraflı olarak Kısas-ı Mübin'de anlatmış olan insan eliyle yapılmış olan görkemli binalara benzetebiliriz. O kale yağma edilip yiyecekler çıkartılırken yağmacının biri bal deposunu su havuzu sanmış ve yunus balığı gibi oraya dalıvermişti. Bahru ırmağından kalenin dibine kadar bir su yolu açmışlar ve kalenin yarısını dolaşan o su kanalının önünü taşla kesmişlerdi. Kalenin biraz aşağısında dizini andıran taştan havuzlar vardı. Kaleden inen su depolanmak için orada birkir, fazlası dışarı atılırdı. Ta ki Hasan Sabbah'ın zamanında, yani 170 yıl önce konmuş olan bazı sıvı ve katı yiyecekler oradaki depolarda bozulmadan kalabilmişti. ismaililer onların bozulmadan kalmasını Hasan Sabbah'ın kerametine bağlamışlardır. Buunlardan başka orada bulunan savaş araç ve gereçlerini, burada anlatacak olsak bir kaç cilt kitap daha yazmamız gerekir.."

Cuveyni, Tarih-i Cihan-güşa

ön yargı yapmadan önce düzgünce oku lütfen kardeşim.
Başlıyoruz:

DÜNYAN'IN DÖNMEDiĞiNiN iSPATI

ilk önce şu soruyu düşünün
1 güneş yılı 365 gün yani dünya güneş'in etrafında dönüşünü 365 gün'de tamamlıyor
1 ay yılı ise 354 gün bu'da ay'ın dünya ile beraber güneş etrafında dönüşünü 354 gün'de tamamlaması yani ay'ın evrelerinin başlayıp bitmesi ile başlayıp biter (burası çok önemli herkes gözden kaçırıyor kameri takvim sadece ay'ın dünya etrafında dönüşü değil ayın evrelerinin başlayıp bitmesi ile başlayıp biter bunun içinde ay'ında güneş etrafındaki dönüşünü tamamlaması gerekir en basit örneği ay hilal şeklini aldığında ramazan ay'ı başlar)
peki nasıl oluyorda ay dünyadan hiç uzaklaşmadan güneşin etrafında 365 gün'de dönen dünya'ya 11 gün fark atıyor eğer ay'da güneş etrafında 365 günde dönüyor ise ay yılı neden 354 gün ve yine ay evreleri neden 365 gün'de değil'de 354 gün'de

GÜNEŞ VE AY TUTULMASI
VE BULUTLAR NEDEN DÖNER

güneş dünyanın neresini ısıtıyorsa oradaki hava (yani gazlar) ısıdan dolayı genleşir (genişler) ve güneşin gidiş yönüne doğru sürüklenir (rüzgarın ve bulutların yönüde genelde kuzeybatı veya güneybatı olur) ve bu hava yani rüzgar kendiyle beraber gücünün yettiği ne varsa onlarıda sürükler uçurtma, balon, bulutlar, yelkenli gemiler... vs
rüzgar yerçekiminin etkisiyle alçak kesimlerde daha yoğun olduğu için bulutlar rüzgardan daha yavaş hareket eder yine rüzgar dağlar gibi coğrafi bölgelerden geçerken bölgenin şekline göre yer değiştirir coğrafyanın düz olduğu denizlerde ise hızını kesecek veya yönünü değiştirecek birşey olmadığı için genelde doğudan batıya doğru fırtına oluşturur okyanuslardaki fırtınaların sebebide budur
OKADAR BÜYÜK GÜNEŞ DÜNYANIN ETRAFINDA NASIL DÖNER DiYE SORANLARA ŞÖYLE BiR SORU SORAYIM GÜNEŞiN SAMANYOLU GALAKSiSiNDE DÖNDÜĞÜNE HATTA SAMANYOLU GALAKSiSiNiN UZYDA DÖNDÜĞÜNE iNANIYORSUNUZDA GÜNEŞiN DÜNYA ETRAFINDA DÖNMESiNEMi iNANAMIYORSUNUZ ? HAYIR SiZ BÖYLE BiRŞEYi NASA DEĞiLDE BENiM BULMAMA iNANAMIYORSUNUZ
birde tug-tubitak yani türkiye ulusal gözlemevi yetkilierine şöyle bir soru yönelttim cevabını veremediler diyelim bir tarlada arkadaşınıza araba kullanmayı öğretiyorsunuz arkadaşınız sağa sola döndükçe hep tarlanın farklı farklı yerlerini görürsünüz değilmi peki evrenin tarla dünyamızında araba olduğunu kabul edelim neden bu araba yani dünyamız döndükçe biz tarlanın yani evrenin farklı yerlerini görmüyoruz evreni okadar sabit görüyoruzki en parlak yıldız olan çobanyıldızı yön bulmada kullanılıyor evrenin hep aynı kısmını yani çobanyıldızının bulunduğu kısmını görüyoruz neden hiç değişmiyor dedim soruma cevap veremediler
DÜNYA DÖNMÜŞ OLSA YILDIZLARI NE ŞEKiLDE GÖRMEMiZ GEREKiR
AÇIK BiR HAVADA YILDIZLARI MUTLAKA GÖZLEMLEYiN EĞER EN UFAK BiR YER DEĞiŞTiRME OLURSA BÜTÜN YAZDIKLARIM YANLIŞTIR AMA HAREKETSiZLiĞi GÖRÜNCE SÖYLEDiKLERiMiN DOĞRU OLDUĞUNA EMiN OLACAKSINIZ
---
90 KM HIZLA GiDEN BiR ARAÇTA ZIPLADIĞIMIZ ZAMAN NEDEN AYNI YERE DÜŞERiZ

BAŞKA BiR SORU VE YANITI
DÜNYANIN DEĞiL GÜNEŞiN DÖNMESiNi GÖZ YANILGISI OLARAK KABUL EDENLER SORAR
giden bir otobüs veya trende çok uzaktaki ağaçlara baktığımızda biz değilde ağaçlar hareket ediyormuş gibi hissetmezmiyiz
evet bazen bu olur başka konumlardada olur ancak bu anlık bir yanılmadır ve sadece birkaç saniye sürer
şimdi bu soruyu soranlara şöyle bir soru sorsak herzaman aynı yanılgıya düşermisiniz diye hayır ben delimiyim derler
demekki asıl yanılgı güneşin dönüşünü sürekli yanılgı olarak görmek
ve ayetler
Yasin Suresi 40. ayet: "Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir."
Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler. Her işi evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız. (RA'D SURESi / 2.ayet)
Allah), Geceyi gündüze, gündüzü de geceye uzatıp-örter. Güneş'e ve Ay'a boyun eğdirdi. Her biri (yörüngesinde), belirli bir süreye kadar hareket eder. işte bu şekilde Allah, sizin Rabbinizdir ve mülk o'nundur o'ndan başka (yardıma) çağırdıklarınız, 'bir çekirdek zarına' bile malik olamazlar.
[FATIR(35)/13]

VE NASA'NIN YALANLARI
NASA YALANLARININ ISPATI ÖNCE iNTERNETTEN DÜNYANIN UZAYDAN ÇEKiLDiĞi iDDiA EDiLEN FOTOĞRAFLARINA BAKIN
1: FOTOĞRAFLARDA DÜNYA TAM YUVARLAKTIR
2: DÜNYA HER FOTOĞRAFTA FARKLI RENKLERDEDiR OYSA UZAYDAN ÇEKiLEN BiR FOTOĞRAFTA DÜNYA GECE AY'IN GÖRÜNDÜĞÜNDEN DAHA PARLAK GÖRÜLMELiDiR ÇÜNKÜ DÜNYA IŞIĞI YANSITICI BEYAZ BULUTLARLA KAPLIDIR OYSA AY KAHVERENGi TOPRAKTAN iBARETTiR IŞIĞI DAHA AZ YANSITIR
3: GÜNEŞ DÜNYANIN HERYERiNi EŞiT AYDINLATMAZ OYSA FOTOĞRAFLARDA DÜNYANIN HER YERi AYNI TONDA UZAYDAN DÜNYANINDA AY GiBi BiR TARAFI PARLAKKEN BiR TARAFI KARANLIK GÖRÜNMESi GEREKiR (hilal dolunay yeniay gibi )
4:FOTOĞRAFLARIN ÇOĞUNDA HiÇ YILDIZ YOKTUR OYSA UZAYDA OKADAR YILDIZ VARKi UZAYDA YILDIZ GÖRMEYECEK BiR FOTOĞRAF ÇEKMENiZ MÜMKÜN DEĞiL
AYRICA UZAY MEKiKLERi ATMOSFERiN DIŞINA ÇIKTI ANCAK DÜNYADAN SADECE BiRKAÇ KiLOMETRE UZAKLAŞIP GERi DÖNDÜ AYA HiÇ GiDiLMEDi HATTA YUKARIDAKi KANITLARDAN ANLAŞILDIĞI GiBi iNSANOĞLU DÜNYADAN FOTOĞRAFINI ÇEKECEK KADAR BiLE UZAKLAŞAMADI BUNUN BiR BAŞKA iSPATIDA iNSANOĞLUNUN ŞiMDiYE KADAR YAPABiLDiĞi EN UZUN MENZiLLi ARAÇ YAKIT iKMALi YAPMADAN 15-20 BiN KiLOMETRE MESAFEYE GiDEBiLiYOR AY iSE 394.000 KiLOMETRE UZAKTA YAKITLA GiTMEK MÜMKÜN DEĞiL AYRICA YÖRÜNGE iSE MADDENiN iZLEDiĞi SABiT BiR YOLDUR OTOBÜS SEFERi GiBi BiR AYA BiR MARSA BiR JÜPiTERE GiTMEZ AYA VE MARSA MEKiK GÖNDERDiĞiNi iDDiA EDEN ÜLKELER BÜTÜN DÜNYAYI KANDIRIYOR MADEM AYA KADAR GiDiYORLAR NEDEN YOLCULUKLARINI ViDEOYA ÇEKiP YAYINLAMIYORLAR

ön yargı yapmadan önce lütfen oku kardeşim.
Başlıyoruz:

DÜNYAN'IN DÖNMEDiĞiNiN iSPATI

ilk önce şu soruyu düşünün
1 güneş yılı 365 gün yani dünya güneş'in etrafında dönüşünü 365 gün'de tamamlıyor
1 ay yılı ise 354 gün bu'da ay'ın dünya ile beraber güneş etrafında dönüşünü 354 gün'de tamamlaması yani ay'ın evrelerinin başlayıp bitmesi ile başlayıp biter (burası çok önemli herkes gözden kaçırıyor kameri takvim sadece ay'ın dünya etrafında dönüşü değil ayın evrelerinin başlayıp bitmesi ile başlayıp biter bunun içinde ay'ında güneş etrafındaki dönüşünü tamamlaması gerekir en basit örneği ay hilal şeklini aldığında ramazan ay'ı başlar)
peki nasıl oluyorda ay dünyadan hiç uzaklaşmadan güneşin etrafında 365 gün'de dönen dünya'ya 11 gün fark atıyor eğer ay'da güneş etrafında 365 günde dönüyor ise ay yılı neden 354 gün ve yine ay evreleri neden 365 gün'de değil'de 354 gün'de

GÜNEŞ VE AY TUTULMASI
VE BULUTLAR NEDEN DÖNER

güneş dünyanın neresini ısıtıyorsa oradaki hava (yani gazlar) ısıdan dolayı genleşir (genişler) ve güneşin gidiş yönüne doğru sürüklenir (rüzgarın ve bulutların yönüde genelde kuzeybatı veya güneybatı olur) ve bu hava yani rüzgar kendiyle beraber gücünün yettiği ne varsa onlarıda sürükler uçurtma, balon, bulutlar, yelkenli gemiler... vs
rüzgar yerçekiminin etkisiyle alçak kesimlerde daha yoğun olduğu için bulutlar rüzgardan daha yavaş hareket eder yine rüzgar dağlar gibi coğrafi bölgelerden geçerken bölgenin şekline göre yer değiştirir coğrafyanın düz olduğu denizlerde ise hızını kesecek veya yönünü değiştirecek birşey olmadığı için genelde doğudan batıya doğru fırtına oluşturur okyanuslardaki fırtınaların sebebide budur
OKADAR BÜYÜK GÜNEŞ DÜNYANIN ETRAFINDA NASIL DÖNER DiYE SORANLARA ŞÖYLE BiR SORU SORAYIM GÜNEŞiN SAMANYOLU GALAKSiSiNDE DÖNDÜĞÜNE HATTA SAMANYOLU GALAKSiSiNiN UZYDA DÖNDÜĞÜNE iNANIYORSUNUZDA GÜNEŞiN DÜNYA ETRAFINDA DÖNMESiNEMi iNANAMIYORSUNUZ ? HAYIR SiZ BÖYLE BiRŞEYi NASA DEĞiLDE BENiM BULMAMA iNANAMIYORSUNUZ
birde tug-tubitak yani türkiye ulusal gözlemevi yetkilierine şöyle bir soru yönelttim cevabını veremediler diyelim bir tarlada arkadaşınıza araba kullanmayı öğretiyorsunuz arkadaşınız sağa sola döndükçe hep tarlanın farklı farklı yerlerini görürsünüz değilmi peki evrenin tarla dünyamızında araba olduğunu kabul edelim neden bu araba yani dünyamız döndükçe biz tarlanın yani evrenin farklı yerlerini görmüyoruz evreni okadar sabit görüyoruzki en parlak yıldız olan çobanyıldızı yön bulmada kullanılıyor evrenin hep aynı kısmını yani çobanyıldızının bulunduğu kısmını görüyoruz neden hiç değişmiyor dedim soruma cevap veremediler
DÜNYA DÖNMÜŞ OLSA YILDIZLARI NE ŞEKiLDE GÖRMEMiZ GEREKiR
AÇIK BiR HAVADA YILDIZLARI MUTLAKA GÖZLEMLEYiN EĞER EN UFAK BiR YER DEĞiŞTiRME OLURSA BÜTÜN YAZDIKLARIM YANLIŞTIR AMA HAREKETSiZLiĞi GÖRÜNCE SÖYLEDiKLERiMiN DOĞRU OLDUĞUNA EMiN OLACAKSINIZ
---
90 KM HIZLA GiDEN BiR ARAÇTA ZIPLADIĞIMIZ ZAMAN NEDEN AYNI YERE DÜŞERiZ

BAŞKA BiR SORU VE YANITI
DÜNYANIN DEĞiL GÜNEŞiN DÖNMESiNi GÖZ YANILGISI OLARAK KABUL EDENLER SORAR
giden bir otobüs veya trende çok uzaktaki ağaçlara baktığımızda biz değilde ağaçlar hareket ediyormuş gibi hissetmezmiyiz
evet bazen bu olur başka konumlardada olur ancak bu anlık bir yanılmadır ve sadece birkaç saniye sürer
şimdi bu soruyu soranlara şöyle bir soru sorsak herzaman aynı yanılgıya düşermisiniz diye hayır ben delimiyim derler
demekki asıl yanılgı güneşin dönüşünü sürekli yanılgı olarak görmek
ve ayetler
Yasin Suresi 40. ayet: "Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir."
Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler. Her işi evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız. (RA'D SURESi / 2.ayet)
Allah), Geceyi gündüze, gündüzü de geceye uzatıp-örter. Güneş'e ve Ay'a boyun eğdirdi. Her biri (yörüngesinde), belirli bir süreye kadar hareket eder. işte bu şekilde Allah, sizin Rabbinizdir ve mülk o'nundur o'ndan başka (yardıma) çağırdıklarınız, 'bir çekirdek zarına' bile malik olamazlar.
[FATIR(35)/13]

VE NASA'NIN YALANLARI
NASA YALANLARININ ISPATI ÖNCE iNTERNETTEN DÜNYANIN UZAYDAN ÇEKiLDiĞi iDDiA EDiLEN FOTOĞRAFLARINA BAKIN
1: FOTOĞRAFLARDA DÜNYA TAM YUVARLAKTIR
2: DÜNYA HER FOTOĞRAFTA FARKLI RENKLERDEDiR OYSA UZAYDAN ÇEKiLEN BiR FOTOĞRAFTA DÜNYA GECE AY'IN GÖRÜNDÜĞÜNDEN DAHA PARLAK GÖRÜLMELiDiR ÇÜNKÜ DÜNYA IŞIĞI YANSITICI BEYAZ BULUTLARLA KAPLIDIR OYSA AY KAHVERENGi TOPRAKTAN iBARETTiR IŞIĞI DAHA AZ YANSITIR
3: GÜNEŞ DÜNYANIN HERYERiNi EŞiT AYDINLATMAZ OYSA FOTOĞRAFLARDA DÜNYANIN HER YERi AYNI TONDA UZAYDAN DÜNYANINDA AY GiBi BiR TARAFI PARLAKKEN BiR TARAFI KARANLIK GÖRÜNMESi GEREKiR (hilal dolunay yeniay gibi )
4:FOTOĞRAFLARIN ÇOĞUNDA HiÇ YILDIZ YOKTUR OYSA UZAYDA OKADAR YILDIZ VARKi UZAYDA YILDIZ GÖRMEYECEK BiR FOTOĞRAF ÇEKMENiZ MÜMKÜN DEĞiL
AYRICA UZAY MEKiKLERi ATMOSFERiN DIŞINA ÇIKTI ANCAK DÜNYADAN SADECE BiRKAÇ KiLOMETRE UZAKLAŞIP GERi DÖNDÜ AYA HiÇ GiDiLMEDi HATTA YUKARIDAKi KANITLARDAN ANLAŞILDIĞI GiBi iNSANOĞLU DÜNYADAN FOTOĞRAFINI ÇEKECEK KADAR BiLE UZAKLAŞAMADI BUNUN BiR BAŞKA iSPATIDA iNSANOĞLUNUN ŞiMDiYE KADAR YAPABiLDiĞi EN UZUN MENZiLLi ARAÇ YAKIT iKMALi YAPMADAN 15-20 BiN KiLOMETRE MESAFEYE GiDEBiLiYOR AY iSE 394.000 KiLOMETRE UZAKTA YAKITLA GiTMEK MÜMKÜN DEĞiL AYRICA YÖRÜNGE iSE MADDENiN iZLEDiĞi SABiT BiR YOLDUR OTOBÜS SEFERi GiBi BiR AYA BiR MARSA BiR JÜPiTERE GiTMEZ AYA VE MARSA MEKiK GÖNDERDiĞiNi iDDiA EDEN ÜLKELER BÜTÜN DÜNYAYI KANDIRIYOR MADEM AYA KADAR GiDiYORLAR NEDEN YOLCULUKLARINI ViDEOYA ÇEKiP YAYINLAMIYORLAR

Kullandığı üslubunda ırkçı olmadığını söylüyor ama Allah (c.c.) ye (haşa) arabın tanrısı diyor burdan anlıyoruz ki bu şahıs bir ergen.

. 😇

😇😇😇
😇
😇
😇
😇😇😇

😇 😇
😇😇 😇😇
😇 😇 😇 😇
😇 😇 😇
😇 😇
😇 😇
😇 😇

😇😇😇
😇 😇
😇 😇
😇😇😇😇😇
😇 😇
😇 😇
😇 😇

😇 😇
😇😇 😇😇
😇 😇 😇 😇
😇 😇 😇
😇 😇
😇 😇
😇 😇

😇 😇
😇 😇
😇 😇
😇😇😇😇😇
😇 😇
😇 😇
😇 😇

😇😇😇
😇 😇
😇 😇
😇😇😇😇😇
😇 😇
😇 😇
😇 😇

😇😇😇😇😇
😇
😇
😇
😇
😇

😇

😇😇😇
😇
😇
😇
😇😇😇

😇😇😇😇
😇 😇
😇 😇
😇😇😇
😇
😇
😇

😇
😇
😇
😇
😇
😇
😇😇😇😇😇

😇😇😇😇😇
😇
😇
😇😇😇
😇
😇
😇😇😇😇😇

😇😇😇😇
😇 😇
😇 😇
😇😇😇
😇😇
😇 😇
😇 😇

😇 😇
😇 😇
😇 😇
😇😇
😇 😇
😇 😇
😇 😇

😇😇😇
😇 😇
😇 😇
😇😇😇😇😇
😇 😇
😇 😇
😇 😇

😇😇😇😇
😇 😇
😇 😇
😇😇😇
😇
😇
😇

😇😇😇
😇 😇
😇 😇
😇😇😇😇😇
😇 😇
😇 😇
😇 😇

😇😇😇😇😇
😇
😇
😇
😇
😇

😇😇😇
😇
😇
😇
😇
😇
😇😇😇

😇
😇
😇
😇
😇
😇
😇😇😇😇😇

😇😇😇😇
😇
😇
😇😇😇
😇
😇
😇😇😇😇

😇😇😇
😇
😇
😇
😇
😇
😇😇😇

😇 😇
😇😇 😇
😇 😇 😇
😇 😇 😇
😇 😇 😇
😇 😇😇
😇 😇.

http://idhaber.com/turk-m...in-isidli-komutan-yalani/

Munafıklığın birinci alemeti yalan söylemektir
2. elamameti kendisine verilen emanate sahip çıkmamak 3. elameti ise verdiği sözde durmamasıdır
Bunlar hasta yahu yalana o kadar alıştılar ki uydurdukları yalana kendileri de inanıyor
erdoğan medyasının “IŞiD’li komutan” yalanı
Vatan gazetesi, Feylakuş Şam lideri Mazen Kassum’un katilinin fotoğrafını kullanarak “bordo bereliler DAEŞ komutanını yakaladı” şeklinde bir haber yaptı

Vatan’ın haberini Milliyet haber ve muhafazakar siteler de dahil olmak üzere yüzlerce site kendi takipçilerine aktardı. Twitter’den yayın yapan birçok milliyetçi Türk hesapları da Fırat Kalkanı konulu paylaşımlarla söz konusu haberi sosyal medyada yaydı.

Ancak çok geçmeden Vatan gazetesindeki haberin yalan olduğu ayyuka çıktı.

Gazetenin haberde kullandığı şahsın isminin Ebu Faruk olduğu söz konusu şahsın, Cundul Aksa savaşçısı olduğu ve Feylakuş Şam lideri Mazen Kassum’u öldürdüğü için muhaliflerce gözaltına alındığını ortaya çıktı

BAYRAK - VATAN - DEVLET

Bayrak, Vatan, ulusal mars, ulus devlet, demokrasi gibi sekuler kutsallar ; pozitivizmle manevi duygulari tamamen yok eden sekulerizmin manevi bir bosluga dusurdugu Bati insaninin , egemen batil sistemlere itaatkar kilinmasi, ulus devletleri ve onlara egemen oligarsilerin cikarlarini sahiplenmeleri, koruyup savunmalari ve bu ugurda fedakarlik yapabilmeleri icin bir motivasyon araci olarak uretilmislerdir. Bu sebeple "demokrasi"yi "ilahı halk olan toplum dini" olarak tanimlayan J.J.Rouseau, daha once bahsettigim "Toplum Sozlesmesi" eserinde, nihai otorite olarak demokratik parlamentolarin yaptigi yasalari o toplumun dini kurallari, vatandaslarini o dinin muminleri, "vatan, bayrak ve ulusal mars" gibi unsurlari bu dinin siarlari, ulusal bayrak ve marsla gerceklestirilen resmi torenlerin de bu dinin ibadet ve rituelleri oldugunu ozellikle vurgulamistir. Son yillarda neredeyse her gun , meydanlarda, medyada , milyonlara yonelik, ozelliklede Musluman'ca duyarliliklari olan halki hedef alan bir beyin yikamasi gerceklestirilmektedir. Butun bir toplum , devletin en ust kademesinde yer alan siyasi lideri vasitasiyla demokrasi, bayrak, vatan ve devlet fetisizmine dogru yonlendirilmektedir. Allah'a ragmen yeni sekuler kutsallar haline getirilen uclu olarak , bayrak, vatan, devlet fetiszmi/putculugu konusunda toplum sartlandirilmaktadir. Ondan sonrada bunlar ugruna kan akitmanin kutsalligi ve bu yolda olenlerin "sehidlik" mertebesine ulasacagi, bu soylemi iceren siirler okunup duygular kabartilarak vurgulanmaktadir. Bir haber sitesinde video goruntunun ortaya koydugu ibretlik bir zulum dikkatimi cekti. Olay goruntude "demokrasi nobeti" tutanlar icinden birkac fasist genc, sakalli bir gence zorla TC bayragini tutturmaya calismakta ve tereddut gecirdigi iddiasiyla onu alcakca darp edip kutsal fetis ugruna kanini akitmakta ve o genci, zorbalikla Türk oldugunu soylemeye icbar etmekteydiler. Suphesizki, surekli ve neredeyse hergun bu "teslis"i teskil eden vatan, bayrak ve devleti ; ugrunda kan akitalacak kutsallar olarak topluma pompalayan siyasilerde bu sonuctan ve zulumden mesuldurler. Halbuki "devlet" , laik ve Kemalisttir. "Vatan" , emperyalist sekuler kulturun urunu sirk sistemiyle hukmedilen bir topraktir. " Bayrak " da, bu sirk sistemini temsil eden bir bezdir. Bayraklar, butun dunyada bir bez parcasi uzerinde yer alanrenklerden ve bazi isaretler, siar yada kelimelerden olusurlar. Onlara anlam ve deger kazandiran yada kaybettiren ise, temsil ettikleri degerlerdir. Temsil ettikleri otoritenin Hak olup olmamasidir. Bir bez parcasi olan bayrak , ancak islam'ı , Hakkı temsil ettiginde , bu bayrak uzerinden savunulan deger artik islam olur ve bu sebeple bayrakda ugrunda can feda edilecek bir anlam ve deger kazanir. O halde , sirkle hukmedilen ve batil sistemlerle yonetilen hicbir vatan ve devlet, laik demokrat yada despot sirk sistemlerini temsil eden hicbir bayrak bir Muslumanin ugrunda can feda edecegi bir deger degildir ve bunlar ugrunda olenlerde asla "sehid" olmazlar.Bu turk bayrak vatan ve devlet gibi siar yada kurumlara sirk sistem ve otoritesini temsil ettikleri halde sahip cikan Muslumanlar bakimindan akidevi yonden sakincalari yaninda diher bir sakincasi daha vardir. O da, bu kesimlerde giderek tevhidi netligi, istikameti ve inkilabi ruhu yok eden bir donusumun yasanmasi ve bu batil siarlarin temsil ettigi mevcut sistemle uzlasma ve uyum arayisinin ortaya cikmasidir. Sonucta bu kesimler , sistem ici gorece iyilesme getiren "ehven-i ser"in pesine takilarak tevhidi istikametten sapan yonelislere dogru savrulmaktadirlar. Yani yillarca ilkelerimize sadakatla tevhidi istikamette donusturemedigimiz kitleler davete icabet etmeyince , madem onlar bizim cizgimize gelmiyor o halde biz onlarin yanina gidelim dercesine hizla kitlelere dogru bir donusum yasanmakta. Bu tersine donusum, darbe surecindeki katliamlarin yol actigi duygusallikla cok daha yaygin ve kalici bir gorunum arz etmeye basladi. Halbuki, her turlu sarta ragmen istikameti korumakta zaafa dusmemek ve tevhidi daveti gundemde tutmakta israr etmek gerekirdi. Toplumu donusturebilecek etkide , ancak samimi ahlakli ve ilkeli davetcilerin istikameti korumaktaki kararliliklari ve hem hâl, hemde kâl ile tevhidi davetteki, vahye sahidlikteki israrlari, sonucunda olusabilecektir. Ama bu dirayeti gosteremeyip , sorumluluklarini hakkiyla yerine getiremeyip acele edenlerin, ilkeli davranmak yerine duygusal egilimlere kapilanlarin bir sure sonra yorulup yilarak, donusturemedikleri topluma/kitlelere dogru kendilerinin donusmeye basladiklari gorulur.

Tarihi öğrenerek büyümüş bir erkek nasıl olur da rahat bir hayat sürmek ister? Doğ, okula git veya gitme, evlen, çocuk yap ve öl. Kredi borcu için çalış, istediklerine sahip olama ve öldükten sonra seni kimse hatırlamasın. Belki mutlu yada huzurlu bir hayat. Ama çok acınası değil mi? Seni hatırlayan belki toplasan 10 kişi ve tarih kitaplarında yoksun. Kimse seni tanımıyor. Ölüyorsun, sana soruyorlar ne yaptın dünyada? Verecek bir cevabın yok. Dünyaya bir defa geliyorsun ama insanlar seni tanımıyor. Ama Achilles öyle mi, Scipio, Napolyon, iskender... Hatta o kadar büyütmeye bile gerek yok. Avusturya-Macaristan suikastini yapan Gavrilo Princip, yada geçenlerde Reinayı makineli tüfekle tarayan şahıs veya izmirdeki bombalı saldırıda şehit olan kahraman polis. Belki milyonlar tanımayacak ama tarihin bir köşesine yerleştiler bile. Tarihte her zaman var olacak. Bir kere girdi o tarihe.

Tarihe merak salmış bir erkek, tarihe katılmak ister, istemeli. ister ülkeler fethet, ister yüzlerce hayat kurtar, ister makineli tüfekle yüzlerce insanı öldür, istersen de suikast yap. Önemli olan iyi veya kötü olman değil. Önemli olan ne yaptığın, önemli olan tarih kitaplarına girebilmen, yüzlerce yıl insanların senin ismini hatırlamaları, seni araştırmaları.

Hz hüseyini şehit edenlerin Acaba rafizilerin dedeleri olduğunu .
Ve yahudi abdullah ibni sebenin adamları olduğunu .
Sırf ümmeti bölmek icin bu zulmu yapıp hz Muaviyenin ve oğlunun üzerine atdıklarını biliyormusunuz.
Bu vahşetden sonra kafirlerinde yardımıyla ümmetin ikiye ayrıldığını ŞiA VE SÜNNi DiĞE...
BiLiYORMUSUNUZ..
ASRI SAADETDE ŞiA LIK DiĞE BiR SAPIKLIKMI VARDI..
Hz Hüseyini şehit edenlerin sonları ne oldu biliyormusunuz..
Komutanlarının kellesini bizzat hz muaviye kesmiş ve diğer 280 askerinde kelleleri kesilmiş kazığa geçirilerek yollara dizilmişler bir hafta bekletilmişlerdir

Ana hatlarıyla şehitlik; Allah'ın(c.c.) tekliğine ve muhafazid'in(s.a.v.) elçiliğine iman eden kimsenin cihad ederken ölmesi neticesinde Allah tarafından verilen bir ahiret rütbesidir. Sırf "vatan, millet, bayrak" için öldü deyip önüne gelene şehit denilemez, haddinizi bilin.

Ayetleri inceleyecek olursak:

"Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu bilin ki Allah’ın mağfireti ve rahmeti onların topladıkları bütün şeylerden daha hayırlıdır."
Ali imran/157

Görüldüğü üzere islâm'da şehit olmanın temel şartı kişinin "Allah yolunda" ölmüş olmasıdır.

"Allah yolunda öldürülenlere "ölüler"" demeyin. Bilakis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız."
Bakara/154

Bu iki ayeti atmakla yetiniyorum. Şayet "Şehit" kelimesi akabinde Allah'ın yolu ve rızasından bahsedilmeyen bir ayet var ise gösterip beni de aydınlatabilirsiniz.

Biliyoruz ki burası bir Şeriat devleti değil. Haliyle kafir ve mürtedlere karşı genel bir tevhid müdafaası da yok. Asker ve polislerin ölüm yerlerine de baktığımızda cihad sahası yerine karakol, nöbet yeri, çarşı izni, terhisler ve operasyonlar esnasında öldüklerini görürüz. (Ruhî açıdan ölüp ölmemelerini Allah'a havale etmekle beraber "öldüler" demekte sakınca görmüyorum. Zira biyolojik yönden ölmüştürler.)

Peki bu durumlar -inşaAllah- şehit olmalarına engel midir? Elbette hayır. Zira bu bir zihniyet meselesidir. PKK'ya karşı; "Onlar ateist bir grup, masumları öldürüyor ve zulmediyorlar." diyerek savaşmak ile; "Amk kürtlerine göstereceğim." demek arasında dağlar kadar fark vardır. Dilde islâmi olanı söyleyip kalben bozuk bir akideye de sahip olabilir. Bu ayrımı yapıp rütbe verme yetkisi ancak Allah'a aittir. Zira o bilmediklerimizi bilir.

Bana "icat çıkarıyor" diyen hanımefendi; senin icat dediğin dinin özüdür. Şimdi ben sana sorayım, hangi aptalın icadısın?

IŞiD in dergisi