• 1 / 5 / 97 entry
  • 0 başlık
  • 450.32 incipuan

iambold oybirinci nesil normal

  • 0
    unbelievable my7
    Beta neden aşağılanmalı, gibertilmeli, çürütülmeli, dayandığı dallar kesilmeli, küfürlere maruz bırakılmalı vs. konusunda anlayış ekgiblerim vardı. Bunları uyguluyordum çünkü yaptıkları çarpıtmaları, eğip bükmeleri, haksızlıkları görünce otomatikmen bir kinim oluşuyordu ve tepkisiz kalamıyordum. Cevaplayamadığım şu soru ise zihnimi bulandırıyordu, "Bir insanın beta olmasının baş sorumlusu daima kendisi midir?". Beta da olsa, genetik yatkınlıklar ve çevre faktörlerden dolayı mazur görülebilecek durumlar oluşacaktır. Bu insanın da imhtihanı budur, binbir türlü hastalığı aşabilmek. Bu yönden baktığımda empati kurup bir kin duyamıyordum. Hacı bu noktada "imtihan için verilen ve kişinin elinde olmayan bir kusur farklıdır ama betalık mallığın ve açlığın tezahürü olarak iğrenç bir çukurun içinde ömür tüketmektir. aynı şey olabilir mi beyler? birincisiyle betalığı nasıl karıştırabilir ki insan" şöyle demiş. Burada kin duyulması gereken beta tanımı, aklını kendi iradesiyle terkedenler ve geri dönülemez bir bataklığa girmiş olanlar. Sanalda bu ayrımı ne belirler? Bilemeyiz ki. Yine de bu noktada ne kadar kötü şartlarda olursa olsun insan bu bataklığa düşmek zorunda değil olarak algılıyorum. "Kendi karakterini, kendin belirlersin evlat... dışarıdan gelen hiçbir sapık huur çocuğu, seni, sen istemediğin sürece etkileyemez. fakat işine geldi... hepinizin işine geldi... köleleştirilmek ve törpülenmek ? bu muydu lan işinize gelen?" Tcma da burada toplumun onca dayatmalarına rağmen özgür iradelerini ve akıllarını hayvansı güdülerine satanları eleştiriyor. Tamam size bu gösterildi ve anlatıldı ama yapmak zorunda değildiniz olarak anlıyorum. Nesilden nesile öğreti aktarımı zayıfladı, alfalar azaldı ve betalar çoğaldı. Vakıa 13-14'te naim cennetlerde olanların bir çoğunun öncekilerden olmasının nedenini toplumun gitgide yozlaşıyor olmasıyla alakalı olabilir. Başlıkta bir pasajda da beta annenin çocuğunu törpüleyişinin bilinçaltından gelen baskıdan dolayı olmasından dolayı kendisinin suçlu olmadığı belirtiliyor. "annen de bir dişi... fakat o suçlu değil. çünkü senin yeteneklerini körelten onun bilinçaltının ona yaptığı baskıydı." Düşününce nasıl suçlu olmaz ki? Bilinçaltını harabeye çeviren de kendisi değil mi? Kuran'da da kalplerin mühürlenmesi sık geçiyor ancak bunun nedeni tamamen insanın yanlış seçimleri sonucu kendini ihanete sürüklemesi. Böyle düşünüce tcma'nın beta annenin bu törpüleyişinin bilinç düzeyinde olmadığını vurgulamak ve okuyucunun da annesine karşı oluşacak suçlayıcı davranış halini engellemek adına bunu yazma ihtimali ağır basıyor. Şimdi betayı gondiklemek için evveliyatını bilmeye hiç gerek olmadığı ise sonradan dank etti. Betalık bir hastalık hali ve savaşımız kişisel değil, o zaman ettiğimiz küfürler de kişisel olamaz. Hakaretler ve aşağılamalar hastalığın yaptığı etkiye karşı bizim sergilemek zorunda kaldığımız tavır. Futbol maçındaki hakem gibi düşünebiliriz. Adam kötü niyetle sakatlamaya yönelik bir hareket yaparsa adaletin tecellisi için kırmızıyı çıkarırsın. Burada adamın geçmişini yahut pgibolojisini incelemen hiç gerekmez. Annesi hiç sevgi vermemiş olabilir, yeteneklerini gibip atmış olabilir, olmuş oğlu olmuş olabilir yani neticede gelip insanları yanlış yönlendirip hastalık saçmaya meyil ediyor mu? iblisin bir piyonu olmuş mu? gibörtıl gib öldür karşim. istediğin gibi gib at, sert ol, çünkü adaleti tesis etmek böyle olur. Aksi halde hastalığın artmasına göz yummuş olursun. Omegabeta da azmışsa ve kötü niyeti ifşa olmuşsa böyle davran ki o da yanlışının net farkına varsın, düzelir ya da egosunu daha da şişirip beta bataklığına sürüklenir bu kendi tercihi. Ha bu betalarla her yerde laf dalaşına girmek, onlardan tatmin sağlamak adına besleme işlerine falan giriyorsan da kendine zarar verirsin. Aydınlığı yayacağın yeri iyi bil ki emeklerin ve zamanın boşa gitmesin. Bir anlayış ekgibliği görürseniz lütfen uyarın beyler. Barış ve esenlik sizinle olsun.
    ···
  • 0
    unbelievable my7
    Barış ve esenlikle beyler, tüm teşekkürler tanrıya.
    ···
  • 0
    unbelievable my7
    Dostum orada "sen" yazdım ama olay senin üzerinden ilerlemiyor. Buna takılıyor olman asıl mesajı almanı engeller. Başlıkta mecaza, üsluba, ota taka takılıp tcma'yı anlayamayan beta sürüsüyle dolu. Senin öyle olduğunu düşünsem oturup açıklamaya çalışma işlemine hiç yeltenmem. Burada anlayamadığın kısımları anlamadığını fark edip saldırmamak ve anlamaya çalışmak da bir akıl belirtisidir. Bahsettiğim mevzularda gevşemez ve süreklilik gösterirsen, doğruluğunu bildiğin olaylara yüz çevirmezsen, sana sunulan öğretiyi hayatının her alanına entegre ederek disiplin ile adanırsan gelişimin kaçınılmaz olacaktır.
    ···
  • +1 -1
    unbelievable my7
    @therfore i am: Bak senin olayın başlığı özümseyememiş olman. insanı değerli kılan aklı ve bunun getirisi olarak kazandığı ayırt etme yeteneğidir. Kardeşlik de sana sadece bunun için değer verir. Tcma'nın anlattıklarının sende yüzeysel bir farkındalık oluşturması ayrıdır, senin öğretiyi bir parçan haline getirip her yönden hayatına ışık tutmasını sağlaman apayrıdır. ilkine takılı kalırsan başlığın pozitif telkinleri ile bir süreliğine yükselirsin ancak asli olan değişim sağlanmaz. Detaylıca sorgulayacaksın, sahada anlatılanları kendin gözlemleyeceksin, sosyal çevrende deneyler yapacaksın, aklını sonuna kadar zorlayacaksın, satır aralarını okuyacaksın, başkalarına anlamadığı yerleri kendi anlayışınla açıklayacaksın, kaleminle keseceksin, izlediğin filmlerde kesitler yakalayacaksın vs. bu iş bütünsel olarak ilerliyor. Başlık senden alpha analizi istiyor, saha görevleri istiyor, özümse diye bas bas bağırıyor. işin şahsi mücadele kısmını atladığında başlığın hiçbir esprisi kalmaz çünkü kalıcılık sağlanmaz. Akıl olarak yerinde saydığında çıkarım yapamazsın, sözsüz eğitimden faydalanamazsın, menfaatlerin seni engellediğinden testleri göremezsin ve alayından çakarsın. Neticede labirentte tıkalı kalırsın. Bu iş öyle okudum ilham aldım yardıracağım kadar basite indirgenecek bir olay değil, asla olmadı. Çok ciddi çaba ve mücadele gerektirdiği defalarca vurgulandı. Neticede sadece buna takılan ve taklitten öteye gidemeyen yığınla insan gördük. ilham sağlayan, seni ayağa kaldıran başlığın pozitif katkısını kendi mücadelende kullandığında ise farkındalığın artar ve haritan aydınlanır. Bu iş de süreklilik gerektirir ve cidden züt ister ancak tek yol budur, aksi takdirde aynı yerde debelenip durmak kaçınılmazdır.
    ···
  • +3
    unbelievable my7
    Stratejik hedefler amacını gerçekleştirirken doğru yolda olup olmadığını anlaman için koyulan kontrol noktalarıdır. Genel bir amacı belirtemez çünkü amaç zaten sürecin kendisi kapsar. Kurtuluş yolunda karanlığı aydınlatmak, cehaleti kalemle kesip hakkı yaymak senin amacındır. Burada sonsuz kurtuluş ise nihai hedeftir, altın vuruş ise stratejik hedeftir. Sen amacın doğrultusunda çarpışırken durakların mükemmel sürüye katılmak, alfa olmak ve altın vuruş olacaktır. Amaçsız olarak koyduğun hedeflerin ise içi boştur, akılsal dayanağı olmadığından dolayı menfaat çıkışlıdırlar. Menfaatler büyük resmi görmeyi engeller, odağın merkezini küçük bir eksende tutmaya sebep olmasından dolayı kişiyi limitler. Bu sebeple alfa olan kişi temelde alfa olmayı asla giblemiyordur çünkü amacına çok keskin bir şekilde adanması zaten onun alfa olmasını sağlamıştır.
    ···
  • -1
    unbelievable my7
    Bu ancak sorgulayarak ve araştırarak kendin aşabileceğin bir mevzu. Doğru yolda olduğunda cevapları vesileler aracılığıyla buluyorsun. Çoğumuz tcma'dan ve kardeşlikten öğrendiklerini en ince ayrıntısına kadar detaylandıran hacıtyler'ın desteğiyle bu yolda serpildik. ilgin varsa caner taslaman'ın ücretsiz eserlerine bakabilirsin, "Allah'ın varlığının 12 delili" bayağı sağlam delilleri içeriyor . Öte yandan kuran araştırmaları grubunun keşfettikleri de inanılmaz. Süreçleri ve hacı'nın yazılarını okumazsan buradaki çoğu olayı kaçıracağını da belirteyim.
    ···
  • +5 -1
    unbelievable my7
    Tcma bir saha görevinde "etkilendiğini düşündüysen numarasını iste" diyordu hani. Burada tutup numarasını almayı hedef olarak seçen birinin bütün programlanışı yanlış olacaktır. Neden? Çünkü olay her zaman yaptığın büyük seçimlerde. Bu kafa yapısıyla olaya girişildiğinde kızı ödül olarak görürsün. E zaten toplumun dayattığı dişilerin fazlaca abartıldığı bir zihinsel altyapı var, bir de kişinin kendi dayatması da buna eklenince ister istemez bütün davranışlara o iğretilik yansıyacaktır. işin içine menfaat girince konuşmalarının doğallığı bozulur, etkilemeye çalışırsın vs. ve alfanı serbest bırakamazsın. Halbuki genel mesaja baktığında olay zaten giblememek üzerine dönüyor. Kendi eğlencene bakıp aynı zamanda deneyler yaparak korkularını aşman öğütleniyor. Ödülün sen olduğunu içtenlikle hissettiğinde ekstra bir çabaya gerek kalmadan tüm davranışların da statüsü daha yüksek olan birininkine dönüşecektir. Akılsızlar liginde, hele ki saha gibi hızlı tepkilerin döndüğü bir ortamda bu konu her şeydir. insan çevresindeki elementleri belli bir değer yargısına göre sıralar. Sokaktaki rastgele insana da onun daha değerli olduğunu aşıladığın yahut ondan bir isteğinin olduğunu yansıttığın bir altyapı ile yanaştığında, bilinçaltı anında devreye girip senin değersiz biri olduğunu ona söyleyecek ve ne söylediğine bakmaksızın seni eleyecektir. Bir şey satmaya gelen insanları düşün mesela, onlardaki o izin bekleyen tavrın iticiliği buna basit bir örnek. Sen kendinin ödül olduğunu benimsediğinde ise programlanış tam tersine olduğundan istediğin numarayı bile sanki kıza bir kıyak yapıyormuşcasına söylersin. Bu arada numara almak ancak bir stratejik hedef olabilir keza gereksizdir çünkü sokaktan rastgele flört ettiğin bir dişinin ciddi sorunları vardır. Kullanacağından değil, sadece böyle bir şeyden çekinmenin gereksiz olduğunu kendine aşılamak için bu eylemi yaparsan yaparsın. Bu olay hayatta genel olarak böyledir. Alfa olmayı takıntı haline getirirsen alfa olamazsın hatta olmanı engellersin. Altın vuruşu bir stratejik hedef olarak görmezsen başlık zamanında hiçbir şeyden çakmayıp aldın furush nerede hamuq diye ortada dolaşan betalara dönersin. Kendi zihniyetinin darlığında kendini boğarsın, çıkış da akılla meseleleri kavramadığın sürece gelmez. Bu yüzden tcma dişilere fazla değer yüklersen seni giberler dedi ve neden yüklememen gerektiğini iyice anlatmak adına mevzuyu dişilerden başlayarak açıkladı. Ayak bağı olan, seni özgürlüğünden alıkoyan menfaatlerinden arınınca aslında neyin önemli olduğunu daha rahat görmeye başlıyorsun. Bundan sonra da yapacağın hamleler de daha sağlam akılsal temeller üzerine oluyor. Para mevzusunda da tcma "para için bir şey yapmam, bir şey yaparım para eder" mantığından söz ediyor. Bu sözü de bu bağlamda değerlendirebiliriz. Para kazanmak için odağının illa para olmasına gerek yok, olursa yine kazanabilirsin -puaların kız kaldırabildiği gibi- ancak kendini bir çok konuda da fark etmeden limitlersin. Onun yerine odağın faydalı bir üretim yapmak ve problem çözmek olursa, para bu bağlamda senin stratejik hedefin olur. işte dünyada vakit kısıtlı dostlar, tanrıyı aklınla bildikten sonra tüm seçimlerini bu doğrultuda değiştirmen kaçınılmaz olacaktır. Aklınla en önemli şeyi kavradın çünkü öldükten sonra hesaba çekileceğini biliyorsun. Dünya hayatının kısa bir eğlenceden ibaret olduğunu biliyorsun. Öldükten sonra bir rüya gibi gelecek olan yaşamı da tanrının rızasını kazanabilmek amacıyla en iyi şekilde planlamak tek çıkar yol. Kardeşlik de bu amaca sadık kalmanda güçlü bir destek olacak bir vesile. insansın ve azıyorsun, hamurunda bulunduğun sürüye ayak uydurmak var. En iyi hizmeti hiyerarşik düzende verebiliyorsun. Tek başına roket yapamıyorsun, hatta roketin nasıl uçtuğunu bile bilmiyorsun. Sadece kendi departmanında anladığın işi yerine getiriyorsun ve bunu yüzlerce kişi doğru bir şekilde yaptığında uzaya çıkma şansı elde ediyorsun.
    Not: dishiden Mishiden qhirdi dine baqladı qodumun fedöcüsü
    ···
  • 0
    unbelievable my7
    Bazen yaptığım işler, çabam, mücadelem o kadar küçük gözüküyor ki gözüme. Bunu yazmak da öyle. Oturup bir konuda yardırmak, çalışmak yahut çabalamak çok anlamsız geliyor. Genel bir isteksizlik çöküyor üstüme. Kendime eğlenmek için izin bile veremiyorum. Ne yaparsam yapayım sanki yapmış olmak için yaptığımı düşünüp anlamsız bir boşluğa düşüyorum. Sorgulamaya başlıyorum her şeyi. Gariptir bu bilinmez acıyı çekmek de yapay zevklerden tatlı geliyor. Sonra bir anda tanrıya hiç yönelmediğimi hatırlıyorum ve hemen O'na yöneliyorum. Bu olay şu gerçeği yüzüme çarpıyor. Ben zaten bir şey yapamam ki olm, anca kendi aciz kapasitemle bir şeyler düşünür ve çabalarım. Sadece tanrı isterse bir şey olur. Çok bariz değil mi? Unutuyorum amk. Planlarımı yaparken tanrıyı hesaba katmayacak kadar moronlaşıyorum. Halbuki yol gösterici olarak en güzeli O değil mi? O'ndan doğacak boşluğu kapatmanın imkansız olduğunu bilmiyor muyum? Beni doğru yola sevk etmesi için yalvar yakardığım günleri de mi unuttum? Ne kadar da nankörlüğe meylim var. Mecburum lan. Elimde var olanla yapabileceğimin en iyisini yapmaya çalışmaktan, bilmediklerimi de bana öğretmesi için tanrıdan ilim istemekten başka çarem yok. Geriye dönüp baktığımda buna değer dediğim tek olay sadece ama sadece mücadele ettiğim olgulardan bana kalanlar olacak. Bu geçici tükenmişlik hissim de kaybolacak biliyorum, hazır gelmişken tadını çıkarıyorum. işte kötü hissettiğimde beni ayağa kaldıran yegane olay bunu hatırlamak oluyor. Neyse, pek bayram günü yazılacak türden bir mesaj olmadı ancak öyle ya da böyle salatta çevrimiçi -babanızgeldi'nin paylaştığı salata yürüyüş pdf'inde böyle diyor hoşuma gitti, bizim elimizden geldiğince yaptığımız mevzuyu da hoş tasvir eden bir kelime- olmuş olduk. Tanrının rahmeti ve bereketi üzerimizden ekgib olmasın, barış ve esenlikle gençler.
    ···
  • +1
    unbelievable my7
    Kanka güzel noktalara temas etmişsin. Gerçekten de insan çok sık ve çabuk yanılabilen bir varlık. Günlük tutan birisi önceki yazdıklarını okuduğunda ne kadar çok yanlış düşünceyle yaşadığını fark eder misalen, bu seni ister istemez daha mütevazı yapar. Bahsettiğin konudaki ana etken de yine iblis. Sana gereksiz bir aşırı özgüven aşılıyor ve ne kadar aptal olabileceğin gerçeğini bir anlığına unutup duygularının hükmüne giriyorsun. Kim aptal olduğunu kabul edip çeliştiğini itiraf etmeye meyilli ki? Bunun yerine kendi içinde çatışma yaratmamak adına zorbalık ve şiddetle karşı tarafın görüşünü bastırmaya yönelmek daha rahat bir yol. Gerçeğin ne olduğuna kafa yormak yerine en hızlı biçimde hüküm verip çokça zanna uy ve yalan bir mutluluğu yaşa. Bütün kaosun sebebi aslında bu ama buna yol açan çok derin hastalıklar var elbet. Hayatta mutlak doğrular da var elbet ancak bunlar akıl hükmünde belirlenmiştir. Bu çeşitli ideolojilerin fanatik savunucuları doğrularını akıl hükmünde mi belirliyor? Hayır tabi ki, aklı olan bunu görüyor. Bu sebeple kalemi kılıç olarak kullanabilmek çok kritik bir skill ya, ölümcül bir silaha sahip oluyorsun. Milyonların uyuduğu yerde sen gerçeğin ışığını yakabiliyorsun. Şurada yaptığımız işi küçümsemeye ıkınıyorlar ya öyle bir zütümle gülüyorum ki. Düşüncelerini mantıksal çerçevede, kritik ve refleksif düşünce ile kaleme ele alabilen insan çok çok tehlikelidir. Bize burada bu imkan sunuldu, keskinleşme fırsatı verildi. Keskinleşelim ki daha büyük savaşlarımızı vermeye hazır hale gelelim. Tüm teşekkürler tanrıya.
    ···
  • 0
    unbelievable my7
    "Bir arkadaşım sorunlu bir ilişkide yıllardır kendine eziyet ediyordu. Kadın onu yine aldatmıştı. Arkadaşım kadının sadakatsizliğini her yakaladığında, kadın pişmanlık içinde geri geliyor ve af diliyordu. Bu kadınla bir ilişki sürdürmek uzun süredir anlamsız hale gelse de arkadaşım her seferinde yumuşuyordu. Konuyu açtığımda bana sebebini şöyle açıkladı: “Bu ilişkiye o kadar duygusal enerji yatırdım ki, onu şimdi terk etmek yanlış olur.” Tipik bir batık maliyet yanlışı. Bu mantıksız davranışın sebebi nedir? insanlar dayanıklı görünmeye çabalar. Dayanıklılıkla güvenilir olduğumuzun işaretini veririz. Çelişkilerden korkarız. Bir projeyi yarıda bırakırsak bir çelişki yaratırız: Geçmişte bugün düşündüğümüzden farklı düşündüğümüzü itiraf etmiş oluruz. Anlamsız bir projeyi sürdürmek bu acı verici idrak sürecini geciktirir. Bu sayede daha uzun süre dayanıklı görünürüz. “O kadar da yol geldik…” “Kitabın o kadarını da okudum…” “Bu eğitime iki yılımı verdim, şimdi…” Bu tür cümlelerden batık maliyet yanlışının beyninizin bir köşesinde çoktan dişlerini gösterdiğini anlarsınız. Bir şeyi sonlandırmak için yatırım yapmaya devam etmenin birçok iyi sebebi olabilir. Ama bu âna dek yapılan yatırımı göz önünde bulundurmak kötü bir sebeptir. Mantıklı davranmak biriken giderleri gözardı etmektir. Bu âna dek ne kadar yatırım yapmış olursanız olun, önemli olan tek şey şimdi, şu an ne olduğu ve gelecek için değerlendirmelerinizdir." -Hatasız Düşünme Sanatı

    Şimdi tcma neden alayını gözünü kırpmadan postaladı anlıyor muyuz gençler asdasdsadasd.
    ···
  • +1
    unbelievable my7
    Tcma olmasaydı kendi başına hangi seviyede ve farkındalıkta olacaktın? Tüm cevaplar tek başına bulunabilse tcma yeteneklerindeki bir adam neden kardeşlik'i kurdu? Bunlar sadece basit birer sorgulama. Dostum herkesin yolu kendine, neye layık olduğunu düşünüyorsan öyle yaşarsın. Bazı şeyleri göremeden de o sadakat ve güven oluşmuyor.
    ···
  • +3 -1
    unbelievable my7
    @drobin: Heh tam da ne zaman için içini yiyişini bastırmak adına buraya geri döneceğini merak ediyordum kodumun lümpeni. Yine aşmış ayakları, yine kendi sıçmıklığını kapatmak adına yapılan işleri ayağa düşürme çabası, yine yaptığı aciz seçimlerin ceremesinde çektiği acının dayanılmazlığına yenilip buradaki insanlara inançsızlık aşılama girişimleri. gibtirip gidip işine bakamıyorsun değil mi? Burayı kontrol ettikçe gördüğün manzaradaki insanların ilerleyişi içinde derin yaralar açıyor. Kim sana gibik 2mg'lık sıvıyı amaç edinip öğretiyi bu bağlamda kullanacak kadar aciz olmayı öğretti? insanlar burada kurtuluş adına çabalıyor, ittifak bilinciyle yardırıyorlar, bu aciz moron da iyi hissedemediği ilk fırsatta kaçıp gidişini meşrulaştırıyor. Analiz yeteneğini keskinleştirmenin, kritik ve refleksif düşünmenin önemini de kendi yaptığı overthinking mallığıyla karıştırmış. Buradaki insanların yaşamı hakkında da yaptığı saçma zan komboları magnifico. Özel olduğunu düşünen insan burada gelişmek ve faydalı olmak adına çabalar mı? Düşünemiyor ki işte sığır, ilk gelen vesveseyle gibik beyni allak bullak oluyor. Duygularının kölesi olduğunda acizce davranışları da meşrulaştırıp temenni sıçarsın işte böyle. Bir de bu adam uzun süredir bu mecrada takılmış bir adam ha, ibretlik bir senaryo var karşımızda. Sıç kanka sıç ve rahatla. Bu yaptığın kendin dışında kimseye bir tehlike arz etmiyor. Yaptığınız seçimlere dikkat edin beyler gördüğünüz gibi betalık kimseye uzak değil. Betalar yalancıdır çünkü kendilerini söylediği yalanlarla kandırmışlardır. Sizce bu kodumun malının amacı bahsettiği gibi sizi gerçeklerle yüzleştirmek mi? Hayır dıbına koyayım iblis takmış kancayı bu da rahatlamak için emre itaat ediyor. Sizin onun yapamadığını yapabilmenizi istemiyor, cesaret edemediği şeylere cesaret etmeniz altına sıçırtıyor. Bir tak yiyemiyor ancak gelip burada meze olmaktan da kendini alıkoyamıyor. ibretinizi alın ve zütü de daima kollayın derim. Gerileme çok sinsi gerçekleşir. Yanlış yanlışı besler ve yıllar sonra acizliğinizi meşrulaştıran bir şekilde burada entry giriyor olursunuz.
    ···
  • 0
    unbelievable my7
    Beyler gereksiz eleştiri gizli hayranlıktır. Adamın genel ürünlerini bilmiyorum genel olarak iyi niyetli biri olabilir ancak bu videoda sergiledikleri hoş değil. Acun'u başarılı bulmayabilirsin tabi ki herkesin başarı dediğinde algıladığı ayrıdır. Genel olarak medya sektöründe adam başarılı yani bunu kılı kırk yarıp adamın açıklarını aradığın bir video çektiğinde böyle semptom saçıyorsun. O yarışmalar insanlara niye seviye atlatmak zorunda olsun ki? Bunun vaad edildiğini bir ortam yok. Yarışmaların yarışmacıya sağladığı katkı en başta maddiyat ve medyatik görünürlük oluyor. Bir çok yarışmacıya da sonrasında reklam, film, dizi teklifleri yağıyor akıllı olanlar da buradan yürüyüp iyi bir ekonomi yapmaya başlıyor. Popülerliğinin artması zaten iki ucu taklu değnek bunun riskine girmek istemiyorsan başvurmayacaksın hiç. Bir anda yükseldiğinde ne yapacağını şaşıran insanların bir anda yok olması beni şaşırtmıyor. Kişilerin başarısızlığını da yapım şirketine atfetmeyi doğru bulmuyorum. Fırsatı değerlendiren var değerlendiremeyen var. Adamların bu programları yapması da bilim, sanat, felsefe, kültür tarzı programların yapılmasına engel değil. Yapın abi en güzelini bakalım kaç kişi izleyecek. Günün sonunda izlendiğin kadar tv'de var olabiliyorsun, e çark nasıl dönecek? Magazine, saçma sapan dedikodulara daha meraklı olan hasta bir kitle varken en kalitelisini yapsan bile çözüm olmayacak. Kaliteyi anlayıp değerlendirebilecek insan sayısı her zaman az olacaktır. Bu sebeple demokrasi patlıyor, tcma kitleyi sevmiyor vs. Bir çoğuna göre otorite belki bu abimiz ama net biçimde eleştiri yapıyorum adı altında duygusal olarak rahatlıyor, gerçekleri rahatça çarpıtıyor. Bu videonun yapılması da kendi kitlesinin gazını almak değil mi bir nevi? işte lanet olsun survivor izleyenler, sizi akılsızlar, bu ülke bu yüzden bu halde hamuq diyen salak salak büyüklük kuruntusundaki insanların biraraya gelmesine vesile olmuş. Bir de ölümüne bu programları destekleyen sabah akşam bununla yatıp kalkan fanatikler var. iki spektrumdakiler de bomboş, ikisine de uzağım.
    ···
  • +1
    unbelievable my7
    Kanka bu forumda paylaşılmıştı ve anında kaldırılmıştı. Sebebini bilmiyorum ama tahmin etmek gerekirse kardeşlik'in insanların özeline saygı duymasından ötürü bunları paylaşmamayı tercih etmesi olabilir. Hacı da diyordu atılanların bilgileri hiçbir zaman sızmadı diye. Bu iş etik olarak uygun görülmeyebilir. Bu o kadar gerekli bir mevzu olsa paylaşırlardı neticede süreçleri gözlemlemek isteyen için yeterince kaynak mevcut.
    ···
  • +2
    unbelievable my7
    https://www.youtube.com/watch?v=6Bkm0UZvS5Y Şuna denk geldim de bir şeyler karalayayım. Abimiz dolmuş biraz. Toplumu uyuttuğu argümanı kısmen doğru olsa da bu bağlamda sığ çünkü bu mantıkla bütün eğlence sektörünü toptan kapatmak gerekiyor. Toplum zaten uyumaya meyilli kanka, kimse de kimseyi zorla izlettirmiyor. isteyen açmaz tv'yi ya da açsa da başka bir şey izler. Burada beğenirsin beğenmezsin ortada reality show tarzında eğlence sektörüne hizmet eden bir üretim var. Bir talebin karşılığı var yani. Kitle talep etmese ve sevmese bu popülerlik zaten oluşmaz. Videonun yapılma amacının temelinde bir kuyruk acısı yatıyor. Twitter'da oluşturulan bir trendin survivor hashtagi tarafından ikinci plana atılması sonucu abimizde bir tepki oluşmuş. Şimdi tüm olayın casting olduğu ithamı var. Niye böyle bir şey olsun? Bildiğim kadarıyla adamlar bu işin doğallığından besleniyor zaten. Bir metin yazıp insanlara rol yaptırmak için dominik'e uçurmanın mantığı ne? Oradaki bazı yarışmacıların çeşitli menfaatleri nedeniyle role kaçan aşırı hareketleri olduğunu kabul ederim neticede reality show ve halkın oylaması sonucu kazanan belli oluyor. Bu tip oynamalar yapsalar seneler içerisinde illa ki patlarlardı. Biri çıkıp anlatırdı en basitinden böyle böyle oldu diye. Anlaşmaları var anlatmazlar falan diyecekler. O sebeple mi kariyer yapmış ünlü sporcular falan katılıyor buraya. Bu tür bir düzende niye yer almak istesin ki bu insanlar? Yani ucundan izleyen zaten oyunlardaki çekişmeyi itirazları ve kazanma hırslarını görürler. Orada bildiğin yaşam mücadelesi veriyor insanlar, ne kadar kilo verdikleri de belli. Türkçe altyazı konulmasını kitlenin vahim olmasına bağlamış ama canım ciğerim bunun işitme engellisi var, tartışmada kargaşada duyulmayan kelimeleri var zaten her durumda kullanılmıyor altyazı fakat gerektirdiği yerde ise çok işlevsel. Sonra adamın başarısına sallamaya başlıyor. Konseptlerin kendisine ait olmadığını, bu fırsatlar kime verilse bunu yapabileceğini söylüyor. Adamı tanımam etmem de abi bu kıskançlık nedir ya. Al kumki topla 500 kişilik ekibini uç panamaya çek sen de o zaman. Yok formatları hazır alıyormuş da falan da filan. Adam niye kendisi bir format yaratmak mecburiyetinde olsun ki? Tutmuş olanlardan seçip bunu halkın nabzını yoklayarak uygun şekilde modifiye edip sunuyor tüketiciye. Bunu da böyle basite indirgemek cehalet göstergesi. Söylenildiği kadar basit olsa diğerleri neden yapmıyor bu olayı? Survivor mesela ilk uygulandığında tutmadığı için kapatılmıştı. Bu işler bu kadar basit mi? Medya sektörüyle alakan olmasa bile asıl resmin böyle olmadığını rahatlıkla görebilmen gerek be gülüm. Zaman konusunda kendi kendini çürütmüş. Yani bu program olmasa insanların vaktini çok daha iyi değerlendireceği konusundaki delilimiz nedir? Yok işte asdasd. Mal olan daima mallığını yapacaktır, bu tarihin her döneminde böyleydi. Programın geniş bir kitleye de hitap edebilmesini ayağa düşürmüş en sonunda. Futbol da izlenmesin abi o zaman, iki kale direği adamlar koşuyor hebele hübele sizin de konuşacak kültürünüz olmadığı için onu izliyorsunuz vs. Öyle mi kanka? Her kesimin kendinden bir parça bulabilmesi nedeniyle olmasın bu olay? Yarışmanın yelpazesi çok geniş, yarış heyecanından entrikalara pgibolojik çözümlemelere bir çok alanda gözlem yapabileceğin bir yer. Bahsettiği yarışmacının sakatlık mevzusunu bilmiyorum ama asıl nedenin gizlenilip sakatlık kılıfıyla elenmesi ihtimali bana uzak gelmiyor. Futbolda da bu olur mesela teknik heyetle sorunu olan futbolcu olur fakat medyaya yem etmemek için sakat falan denir, belki de böyle bir şeydir. En sonunda verdiği uzun uzun saatlerini harcamama mevzusu da doğru ancak bu bütün eğlence mevzusu için geçerli. Aklı olan optimum eğlencesini buluyor abi zaten. Bu disiplin kişinin kendisiyle ilgili bir olay yine programa getirdiği eleştiriyle bir alakası yok. Kişiyi tanımıyorum belki de siz tanıyorsunuzdur ve seviyorsunuzdur da ancak bu mevzuda getirdiği eleştirilerin duygusal kaynaklı olduğunu görebiliyorum. Burada insanları bilinçlendirmek vs. değil olay, bildiğin kıskançlık ve çekememezlik görüyorum. insanları yahut yapımları başarısız bulabilirsin eleştiri de getirebilirsin ancak yöntem bu değil. Yav öğretmen 5k maaş alırken maykıl cordın 50m$ alıyor adaletini gibim dünya moruq kafası gibi bir şey. Ya bu iş arz talep dostum. insanlar basketbola ilgi duyuyorsa ve sen 2m boyunda atletik ve bir çok yönden yetenekli bir adamsan 50m$ alırsın çünkü çok nadirsindir ve insanlar seni izlemek ister, bu iş böyledir. Ben böyle yorumladım beyler eğer hatalı düşündüğüm bir yer gördüyseniz lütfen uyarın. Barış ve esenlik sizinle olsun.
    ···
  • 0
    unbelievable my7
    Beyler sonundaki ödüle değecek bir yol için daima sıçıp sıvamaya değer. Yanlış bir şey yazarım vs. diye korkuyorsanız daha kendinizi yola çıkmamışsınız sayın derim çünkü siz sustuğunuzda aldığınız riskin henüz farkında değilsinizdir. Olm sustuğunda bir hiç olarak ölme riskin var len. Tamam hatalarını maksimize et demiyorum ancak hata yapmaktan da korkma neticede insan olmanın gereği hatalar mutlaka olacak. Senin değerini belirleyen bunlardan ne kadar hızlı ders alıp stratejik hedefin doğrultusunda bu hataları meze edebildiğin. Tcma hani diyordu sahaya çıkmaya korkanlar için "şimdi sıçıp sıvasan dahi ileride bunları hatırlayıp kendine güleceksin". Mevzu bundan ibaret. Çok büyük bir sıçış bile yapsan elinde var olan enkaz yalan bir hoşnutluktan yeğedir. En azından onun üstüne çalışabilir ve kendini düzeltebilirsin. Aksi takdirde neyle yüzleşip gelişeceksin? Hani bu iş karşılıklı diyordu tcma, yani sen içindekileri dökmeden harbiden gelişebileceğini mi sanıyorsun? Yaz gitsin kanka, ileride de okuyup ibret al. Emin ol tcma da bunu yaptı. Kancıkta bile eski entrylerine bakıp vay aq o günden bugüne üslubum ne kadar keskinleşmiş diyordu. Sende tcma kadar ileri seviyede olmasa da herkes sınırını aşmak için çabalamakla mükellef. Belli bir seviyeye kadar okumak elbette kritik ama bu tüketim seni aksiyon almaktan alıkoyuyorsa uyarı çanları çalmaya başlamış demektir. Hacı da sıkça vurguladığı mevzu şuydu; bu iş her şeyi bilmek, hiç hata yapmamak, herkesi dövmek gibi bir olay değil. Belki de yaşamın sana bazı olayları diğerlerinden daha iyi özümsetti ve bunları bize sen açıklayacaksın. Belki benim göremediğim bir ekgibliği bana sen göstereceksin, eleştireceksin ve yüzleştireceksin beni. inan bunları yapmak da seni asıl geliştiren şey olacak, farkında bile olmadan gelişeceksin. insanın eskiye bakıp ne kadar ilerlediğini görmesi kadar keyifli bir olay var mı? Bu yazıyı seneler sonra okuyup "zaaa mala baq ne mal mal qonushmus" diyebilirim, yanlış düşünce tarzımı eleştirebilirim ancak bunu yapabilecek seviyeye ulaşma nedenim en baştan mal olmayı göze almamdır. Umarım açıklayıcı olmuştur, barış ve esenlik sizinle olsun.
    ···
  • 0
    unbelievable my7
    Aynen öyle gayet temiz bir şekilde açıklamış düzeni. Yani özelsin sen yalanlarıyla başlıyor her şey. Daha sonra bu yalanı güzel bir şekilde yedirebilen sektör elemanları tarafından manipule edilip tüketim çemberine katkıda bulunduğun bir kısır döngüye girip en sonunda geberip gidiyorsun. Beta bir yaşamın kısaca özeti bu. Yetişen yeni nesilde bu özelsin yalanını ve sahte pohpohlanmayı da çok net görürsün. Başarısızlıklarının üstü çok kolay örtülürken, ufak başarıları bile çok abartılıyor çocukların. Aklı olan aileler ise gerçek dışı bu algının dışında tutmak adına çabalıyor. Başlıkta da altın dişi için "anneniz sizi törpülerken o çocuğuna gerçeği empoze ediyordu" diyordu. Burada da eşiğin akıl ile alakalı olduğuna açık bir gönderme var. Güzel paylaşım teşekkür ederim kanka.
    ···
  • +1
    unbelievable my7
    Çöpleri kararlılıkla karıştırıyordu. Eline aldıklarını hızlı bir şekilde ayrıştırıp işe yarayanı kasasına dolduruyordu. Kafamdaki soru bunu neden yaptığından daha çok nasıl başardığıyla ilgiliydi. Keza neden yaptığıyla ilgili fikirlerim vardı. Bizim yan komşumuz ismail Amca'ydı bu adam. Yıllar önce emekli olmuştu. Bahçeli şirin bir evi, güzel bir ailesi ve çoğunlukla al sat için kullandığı bir arabası vardı. Geçim derdi yoktu yani. Onu bu sıcakta çöp kokusunun iğretiliğini ihmal etmesini sağlayan güç başka bir şeydi. "Ne yapayım oğlum beni de bu arındırıyor" diyordu. Onun sarıldığı şey buydu çünkü sonuçta bir işe yarıyordu. Aksi halde evde eşiyle tartıştığını ve enerjisini buna harcamak istemediğini söylüyordu. Nasıl kısmına geçecek olursam aklıma gelen ilk argüman şuydu; ismail amca ne aradığını biliyordu. Neyin değerli olduğu ve işe yarayacağıyla ilgili bilgiye sahipti. Bunu görebildiğinde milletin umursamayıp attığı çöpte bile bir değer bulup onu faydaya çevirebiliyorsun. Mesele işte buydu, bir arayışta olmak. Biri eğer arayıştaysa sürüklendiği yolu pek umursamıyor olsa gerek. Tcma bir arayışta mıydı? Kuşkusuz öyleydi, hem de pek aşina olduğumuz türden bir arayış değildi. Zaten kendisi de adını koyamıyordu bu arayışın. Ancak bu arayışın gücünü ve nadirliğini verdiği ürünlerden net olarak görebiliyoruz. Ne istemediğini biliyordu en azından. Ona verilen yeteneklerle dünyanın iğretiliğine erişmesinin ziyan olacağının farkındaydı. Daha büyük bir amaca hizmet etmesi gerektiğini de biliyordu. Soru işaretleriyle başladı macerasına incide ve bunları giderme yolundayken bize çarpıcı bir miras bıraktı. Bir çoğunun yolunu daha onlar farkında olmadan aydınlattı, isteyenlere ışık oldu. Bir insanın da yapabileceği maksimum olay bu değil mi? Kendi arayışına dört kolla sarılarak çevrene yayacağın ışığı güçlü tutmak. Başkasına zorla gördüremiyorsun işte olayları çünkü insanın yegane rehberi tanrıdır. Kuran'ı okuyup sadece yalanlayanların izin gününe hazırladıkları ziyan mirası gibi, yahut öğütle ferahlayan bir çok kalbin olduğu gibi spektrum çok geniş. Başlık da neticede hayata dair hakikatleri detaylandırıyordu ve bunlara gelecek tepkiler insanların kendi zihin yapılarıyla ilgiliydi. Tcma bunu hayattan deneyimlemişti elbet çünkü kutunun herkese aynı etkiyi yaratmadığını biliyordu. O sebeple başlıktan herkesin hak ettiğini alacağı konusunda oldukça emindi. Arayışın seni değerli kılıyor, ona sahip değilsen de kayboluyorsun. Youtube'a bile arayışın olmadan girersen algoritma seni saçma sapan yerlere yönlendiriyor. Ufak bir zevk için izlediğin videodan saatlerini harcamaya uzanan bir yola kadar uzanıyor bu. Hacı gocunmadan 500 sayfa yazıyor çünkü bir arayışı var, bir taraftan dakardeşlikten atılmış bir şekilde yaşam sürmenin ihtimalinin acısı var. Bu sebeple sorduğun sorular da senin değerini belirleyen unsur çünkü arayışını yansıtıyorlar. Sana ayak bağı olan mevzuların genelinden kurtulamadıysan devamlı menfaat arayışında oluyorsun. Bunlardan arınabilmişsen sana asıl acı veren olayı fark edip onu aramaya başlıyorsun. Bastırmak yerine çözüme yöneliyorsun. Bu sayede milyarların hastalıklarını bastırmak için kullandığı interneti saf ve tanrıya adanan bir oluşum kurmak adına kullanabiliyorsun işte. Tüm teşekkürler sonsuz cömertliğiyle bize bunları nasip eden tanrıyadır. Son olarak "Onlar, Naim cennetlerindedirler. Çoğu önceki ümmetlerden. Birazı da sonrakilerden." (Vakıa Suresi 12-14). Umarım o "biraz"ın içindekilerden olabilmeyi hakederiz beyler. Barış ve esenlik sizinle olsun.
    ···
  • +1
    unbelievable my7
    https://www.youtube.com/watch?v=_ljCFJIQEwQ
    ···
  • +1
    unbelievable my7
    Mükemmel sürünün gelişimdeki elzemliği betanın sittin sene "bhen thek pashıma da yabarım moruq n0lcak" diye büyüklük kuruntusuyla ıkınsa da asla değişmeyecek olan hayata dair yadsınamaz bir hakikat. Mesela amaç futbol yeteneklerini geliştirmek olsun -tmm kumki sen bunu amaç yapacak kadar zıçık biri değilsin ama dur bir soluklan bir şey açıklayacağız-. Çevrende her gün düzenli futbol oynayan hamuru sağlam kankların varsa ister istemez sen de onlarla takıla takıla futbolda daha iyi olmaya programlanacaksın. Ha futbola hiç yeteneğin yoktur, üstüne bir de malsındır -bunlar paralel olmak zorunda değil lan öyle de düz mantık kurduysan durumun vahim- bu adamlar zaten seni grup içinde barındırmak istemeyeceklerdir. Ancak sen onlarla takılabilecekken tutup tek başına topu alıp ben yardıracağım kafasına büründüysen malsındır. Bunu ekstra bireysel idman olarak keskinleşme adına yaparsın -nüans işte- ve maç içinde gözlemlediğin ekgib yanlarına ekstra çalışabilirsin ama oyunun kendisi takım oyunu yani sen nereye tek başıma dağları deviririm kafasına bürünüyorsun bre gavat. Futbol da ne kadar toplumların uyuşturucusu rolünde olsa da hayatın ta kendisini gözlemleyebileceğin bir sahayı barındırıyor. Takım oyunu pratiği, aklın ve zekanın sonuca etkisi, zihnindeki işleri sahaya yansıtabilmenin yolunun hazırlık bazında defaatla yaptığın pratikler olması, travmaları olanın, betanın-omeganın-alfanın eninde sonunda kendini belli etmesi gibi açılardan hayata oldukça benzer. Örnek verdik de öyle boş beleşe vermedik hany. Şimdi belli bir eşiği geçtiysen hayat denen oyunda kazanan olmanın tek yolunun tanrıya layıkıyla hizmet edebilmek olduğunu görmüşsündür. Kardeşlik de tanrıya adanmış bir ittifak işte. insan bireysel kaldığında azma ihtimali çok yüksek beyler alak suresiyle sabittir, kimse nefsini temize çıkarmasın. Kendisine onca bahşedilenlere rağmen tcma bile yapmadı bunu ki kendini kuran ile denetleyen bir mekanizmayı inşa etti. Neticede kendini kurtarmaya gönüllü olan insanlar bu sistem altında hizmetin çok daha kaliteli olabileceğini gördü -zaten kuran da böyle emrediyor ancak tcma bunu kuran'ı keşfetmeden önce de fark etmişti- ve lider olan sorumluluk alıp bu ekipi oluşturmak adına işe girişti, diğerlerinin görevi ise anlamak ve anlayıştan gelen sadakat sonrası bu yola adanmaktı. Burada da asla gütme olmaması, aklıyla anlamayıp anlamış taklidi yapanların gözünün yaşına bakılmadan fırlatıp atılması baktığında güvenini oluşturacak ürünlerin başında geliyor. Yani kimse gelip seni ittifak yolunda ikna etmek için kılını kıpırdatmıyor. Hakikat zaten ortaya serili, sen bunu gördüğün takdirde kendini ikna ediyor ve bu yola talip oluyorsun. Bu yolda da adanıp adanmadığını ölçen en önemli husus desteği ayakta tutmak. Tanrı da bunu öğütlüyor ve kardeşlik'in alım kriterinin tanrının defalarca vurguladığı öğütle aynı olması inanılmaz bir ispat. Neyin ispatı? Bu da sana kalmış bir mevzu. Tcma'nın cömertliğine bak, keza hacı'nın bıraktıklarına bak -bunlara bakıp özenip bu yola girişeyim deme, onları anlamak anlamında söylüyorum-; bu adamlar betaya göre gerizekalı çünkü bütün bilgi birikimlerini hiçbir karşılık beklemeden insanları yukarıya çekmek adına saçtılar. Betaya göre sen ben de köleyiz zaten aq, tcma pışt dese köpeği olacağı gerçeğini unutup anında seni beni köle ilan eder, bu insanların asil adanmışlığını da aşağıya düşürmeye ıkınırlar. Tcma'yı mı engellemek istiyorlar, ya da hacının kurtuluş biletini mi kesmeye çalıştılar, ya da hasımları sen misin? Hayır abi, bunların tek derdi ittifağın yeşermesini engelleyebilmek. Yalnızlık çukurunda çektikleri acıyı senin de paylaşmanı istiyorlar, sevgiyle yeşeren ittifağı hissettiklerinde korkudan altına sıçıyorlar ve travmaları güçlü bir şekilde bastırıyor. Tcma'nın kutu o kadar barizdi ki en gerizekalı beta bile adamın üstün yeteneklerle bezendiğinin içten içe farkındaydı -farkındaydı diyorum yani itiraf edemeyecek kadar karı kılıklı olan ve tak atarak rahatlamaya çalışan da koca bir kitle vardı- ve bu farkındalığın sonucunda olayların ittifakla daha büyük bir boyuta taşınacağını biliyordu. Yani çölde susuzluktan ölüyordun ve tcma sana sıradan bir su bile vermedi resmen can suyu verdi, zaten azıcık aklın varsa bu adama can borcun olduğunu bilirsin. Sorun şu ki adam giblemiyor sadasdasd. Can borcun olduğunu bilmen / minnettarlık neticede iyi bir şey, bu yoksa zaten şu mecrada bile giblenmezsin ama bu başlı başına ittifak kurmak adına yeterli değil yani bunun için kardeşliğe alınmazsın. ittifaka alınman için derinliğini ifşa etmen ve onca testi aşabilmiş olman lazım. Yine tcma'ya bak, hacı'ya bak, bu yolda serpilen diğer kardeşlerine bak; nasıl hak etti bu insanlar? Kalemle keserek değil mi kanka? Tcma bile ispat etmek zorundaydı ya, yani sen ben neyiz ki allasen. insan mısın kanka? Senin optimum hizmetin hiyerarşik düzende olacaktır, nokta. Bunun için de akılla oluşan bir ittifak şart. Tanrının bize neler verdiğine bir bak. insanların içinden çıkamadığı tırı vırı popülist değerlerin senin umrunda olmayışına bak, şu öğretinin derinliğine ve kapsayıcılığına bak, zaman içindeki kendi gelişimini ve betaların hayatının daha da batışına bak ve düşün ne içindi bütün bu olanlar? Sen neyin peşinden gitmelisin? Birisi kendisine bahşedilenleri alın teriyle ve cömertliğiyle başkalarına anlatır, şartlar onu peşinde olmasa bile liderliğe zorlar. Menfaatten kopuk bir kültür, sevgi bağı ve eğitim yeşerir. Ve yalnızca özgürlüğünü kazanabilmiş, mirası en iyi şekilde değerlendirmiş, kendisine faydası dokunabilecek, aklı güçlenmiş olanlar bunun parçası olmaya hak kazanırlar.
    ···
  • 0
    unbelievable my7
    https://www.youtube.com/watch?v=Mwf3EPnusVQ Beyler oyunu oynamadım ancak şu sahneye denk geldim. Kratos'un çocuğa doğruyu öğretirken kendisini öncül örnek teşkil ederek nasıl düzelttiği dikkatimi çekti. Orada dikkat edin sesi daha da yükselmek üzereyken bir anda kendini frenleyip derin bir nefes alıyor, sonra da oğluna aktaracağı öğretiyi daha sakin ve kararlı bir tonla aktarıyor. Üzgün olmak da bir haltı çözmüyor sadece karşı tarafın merhametine oynamak adına sosyal tatmin meselesinde kullanılıyor.-tabi ki üzülürsün ancak asıl gerekli olan duygusal boyutu bir an önce atlatıp alacağın aksiyonla düzeldiğini ispatlamandır- Evrimsel algoritmaya takılı kalanlar meseleyi çözmektense karşı tarafı üzüldüğüne ikna etmeye yönelik çabalıyor. Çünkü kendisini düzeltme yahut hatasıyla yüzleşme gibi daha fazla enerji ve acı gerektiren meselelerdense yaptığı pratik fayda gütmek adına daha karlı. Karşı taraf da bunu yerse, ah üzülmüş tamam affettim affettim kıvdıbına geldiğinde hatadan ders alma olayı tamamen gümlüyor ve meselenin üstü kapatılıp sosyal ittifak sürdürülmeye devam ediliyor. Şimdi burada kratos öğreti aktarımını söylediği sözle mi yaptı yoksa takındığı tavır ve davranışlarla mı? Elbette ikisinin de etkisi var ancak ikincisi bayağı bir ağır basar. ikincisini doğru uygulamıyor olsa zaten birincisinin hiçbir değeri kalmayacaktı. Orada sinirlenip bağırmaya devam etse çocuk zaten duygusal kaostan dediklerini tam umursamayacaktı, daha kötüsü babasından öğrendiği davranış şekli kafasında böyle kodlanacaktı. Tcma'nın da süreçlerde sözle aktarabileceği kısıtlıydı, yani zihni zaten allaç bullaç olmuş akılsız sürüsüne bilinç düzeyinde yapacağı açıklamaların etkisinin zayıf olacağını elbet biliyordu. Ne yaptı? Kutunu sergiledi ve senin süreçleri gözlemleyip doğruyu yanlıştan ayırabilmen adına ortaya ürünleri bıraktı, gerisi de senin şahsi mücadelene kalmış oldu. Belki de bu sebeple gelişimimizin büyük çoğunluğu alpha analizi üzerinden yürüyor. Hatta bu sebeple gelişimin büyük kısmı sözsüz eğitimle alakalı çünkü sözsüz eğitimi çözebildiğin akıl evresine eriştiğinde sözler anlamlı olmaya başlıyor.
    ···
  • 0
    unbelievable my7
    Kesinlikle doğrusun, bunu nasıl göremem çok da bariz halbuki. Oruç tutmaya gücü yetenlerin fidye vermesi söyleniyor ama bağlama bakınca gücü yetip de tutmayanlara söylenildiği çok açık. iyi ki uyardın, sağ olasın. Tanrının selamı ve bereketi üzerimize olsun.
    ···
  • +1 -1
    unbelievable my7
    Beyler bildiğiniz üzere barış dinindeki tahribatın yoğunluğundan dolayı tanrının tertemiz sistemini anlamaktan yoksun bir şekilde senelerce yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Geçenlerde yazdığım üzere siyam ile tanrının bize farz kıldığı ibadetin bugün tutulan oruçla aynı olmadığı konusunda ciddi şüphelerim vardı. Tanrının izniyle bunları giderebilmiş durumdayım ve geldiğim son noktayı sizle de paylaşarak naçizane sizin de yolunuzda bir ışık tutmak istiyorum. Son durum ise şöyle.

    Ramazan bildiğimiz gibi bakara 185'te de net olarak bildirildiği üzere kuran'ın indirilmiş olduğu ay. Oruç /siyam ibadetinin ana amacı ise tanrının bizi doğru yolu ileten bu değerli hazineyi bize hediye etmesi şerefine ona şükranlarımızı sunmak. Bu nedenle asıl amacımız bu ayda olabildiğince kuran'a sımsıkı sarılmaktır. Okumalarımızın ve tefekkürlerimizin sıklığının tavan yapması demek oluyor bu da. Aksi bir durumda kuran'ın kapağını açmayıp sadece yemeden içmeden ve cinsel ilişkiden kesilmek cehaletin ve samimiyetsizliğin açık bir göstergesidir. Bu şuna benzer; çok değerli bir hediye sana gönderiliyor ancak sen hediyeye hiç bakma gereği bile duymadan gönderen kişiye teşekkürlerini sunuyorsun. En önemli öğüdü/zikri hayatta birinci öncelik yaptığın vakit anlayıştan doğan bir sevgiden söz edilebilir. Sevdiğini söylediğin bir insanın lafını dinlemediğinde bile abestle iştigal bir durum oluşurken, en üstün olan, mutlak güç ve sonsuz ilim sahibi tanrının sözünü bir kenarı itmenin rezilliğini varın siz hesaplayın. Kendini tutmanın ve bedeni ihtiyaçlarını kısıtlamanın iradi bazda getirileri elbet vardır ancak ve ancak ateşi çakacak olan daima kurandır, zaten siyamın asıl amacı da takva sahibi olmak. Nitekim bakara 183 ortadadır. Takva sahibi olmak da tanrının buyruklarına içtenlikle uymak, kötü ve zararlı şeylerden sakınmak, o hassasiyete ulaşabilmekle ilgilidir.

    En önemli konuyu vurguladıktan sonra şimdi önceki mesajımda size danıştığım ve emin olamadığım siyamın içeriği/aslında ne olduğu konusuna geleyim. (s-v-m) savumn ve siyamun bir şeyden kesin olarak sakınmak demektir. Bu yeme, içme, cinsel ilişki, konuşmak, yürümek vs. gibi herhangi bir şey olabilir. Şimdi kuran'da savm/siyam 3 çeşit olarak geçiyor; ramazanda tuttuğumuz oruç, kefaret orucu ve hz. meryem'in adadığı susma orucu. Kefaret orucu yapılan günahların - Nisa 92'de adam öldürme, mücadele 4'te eşine zihar yapan/eşiyle ilişkiye girmeyi sonlandırıp boşta bırakan yani ondan ayrılmaksızın onu boşayan erkekler- bedelinden ötürü temizlenmek için tutuluyor, mücadele 4 ve nisa 92'de de bunlar net olarak açıklanıyor. Susma orucunda ise -meryem 26- hz. meryem yaşadığı özel durum -ilişkiye girmediği halde bir çocuk dünyaye getirmesi- nedeniyle tanrıya bu orucu adıyor. Savm kelimesi geçmese de benzer bir durumu ali imran 46'da zekeriyya'nın oğlunun olacağına dair delil olarak 3 gün konuşmaması örneğinde de görüyoruz. Son olarak da ramazan ayındaki siyam -savm ve siyam arasındaki fark da işteşlik bazında, zaten aynı kökten gelen kelimeler. Savm tek olarak yapılıyor, siyam kelimesinden ise toplu olarak yapıldığını anlıyoruz.- bakara 183-187 ayetleri arasında açıklanıyor. Bu ayetlerden de çıkardıklarımız:

    - Siyam ramazan ayında bize farz kılınmıştır (bakara 183). Arapların o dönem hicri takvimi yok ancak kullandıkları takvimde -muhafazidi- ramazan ayı hali hazırda mevcut. Yani ramazan ayı kaç çekiyorsa o gün sayısınca siyam yapılacak.

    - Bakara 184'e göre hastalık ve sefer gibi istisnai durumlarda kişinin orucunu başka bir gün tutabileceği söyleniyor. Burada da şahsi bir konu var, yani bulunduğun şartları ve sağlıksal durumu en iyi sen değerlendirirsin. Neticede tanrıya hesabı verecek olan sensin, O'nunla ve senin aranda bir durum. Tutamayacağına kanaat getirirsen tanrı bunun esnekliğini de gösteriyor bu ayette ancak tutabilirsen de bunun senin için daha hayırlı olacağını da ekliyor.

    - Yine Bakara 184'te oruç tutmaya gücü yetirenlerin ayrıca fidye vererek bir miskin/yoksulu doyurması gerektiği söyleniyor. Burada geleneksel bazda yapılan hata oruç tutmayanların bu fidyeyi vermekle yükümlü gösterilmesi, halbuki ayette olumsuzluk belirtisi yok. Yani oruç tutmuyorsan fidye vermekle / bir miskinin günlük yemek ihtiyacını karşılamakla yükümlü değilsin.

    - Bakara 187'de siyam gecesinde kadınlara yaklaşmamız helal kılınıyor -buradan ayetin kadınları kapsamadığı çıkarımını yapanlar var ancak bir sonraki cümle ile bu çok açıkça çürüyor. "Onlar, sizin için örtüdür; siz de onlar için örtüsünüz" cümlesiyle bu işin karşılıklı olduğu net anlaşılıyor- demek ki gün içinde cinsellikten kesinlikle sakınacağız.

    - Siyamın saati ise "şafak vaktinin siyah ipliği, beyaz ipliğinden ayırt edilme anına kadar, yiyin için. sonra da geceye kadar oruç tutun." ile sabitlenmiş durumda. Şu anki diyanetin uyguladığı saat patlıyor beyler. Bu yarım akıllılar insanlar gevşeklik gösterir diye sabah ezanı saatini 1 saat önceye çekiyorlar ve zifiri karanlık olan bir vakitte orucu başlatıyorlar. Halbuki güneş tam doğmadan ışığının vurduğu iki zıt rengin ayırt edilebildiği ana kadar serbestsiniz. Zaten sahur sözcüğü de seher kelimesinden gelir ve sabahın olduğu ilk saatler anldıbına gelir. Yani gece sünnilerin kafasıyla gece sahurdan sevap kapıcam mantığıyla midenizi şişirip uykunuzu mahvetmek zorunda değilsiniz. Fecrde ak çizgi kara çizgiden sizce tam olarak seçilinceye kadar yiyip içebilirsiniz. imsak olarak süleymaniye vakfınınkine bakabilirsiniz imsak 5.30 civarlarına denk geliyor. Geceye/leyle kadar da kendinizi tutacaksınız. Buradaki gece de bizim günlük hayatta kullandığımız gece olarak değil daha çok akşam sözcüğüne tekabül ediyor. Leyl: “Gündüzün hemen ardı, başlangıcı, güneşin batmasıdır.” (ibn Manzûr, Lisânu’l-Arab, l-y-l mad., c: 11, s: 607).

    - Son olarak da benim de aklımı karıştıran terk-i kelamın olup olmadığı mevzusuna geleyim. Svm herhangi bir şeyden kendini tutmak demiştik. Burada başta Hakkı Yılmaz'dan duyduğum ve konuşmamayı da siyamın kapsdıbına girdiğini iddia eden en caydırıcı argüman şuydu; tanrı konuşmamayı bakara 187'de yasaklamıyor, e o zaman bununla da mükellefiz. Ek olarak da yiyiniz içiniz/ve kulu veşrabu ifadesinin sadece yemek ve içmek olmadığı, aslında tanrının bunu bir çok yerde daha kullandığı -mesela adem'e de cennette istediğin gibi ye iç deniliyor lakin cennetin nimetleri elbette sadece yiyip içmekle sınırlı değil- ve farklı bir mecaz katması durumu. Bu tip ikilemelerde aslında farklı bir mecaz olabileceği de doğrudur, mesela sabah akşam ders çalıştım denildiğinde aslında tüm gün ders çalıştığını vurgularsın. Ya da yalan yanlış konuşma dediğinde boş yapma demek istersin. Burada tanrının da yiyin için derken aslında istediğiniz gibi takılın keyfinize bakın diyerek bir taraftan da konuşma mevzusundaki kilidi kaldırdığı söyleniyor. Bu bana mantıklı gelmiyor çünkü muhkem bir ayette tanrının mecaz yapacağını düşünmüyorum. Muhkem ve müteşabbih hususunu göz ardı ederek düşündüğümden dolayı aslında bu şüpheye düştüm. Meryem ve zekeriyya'nın olayları zaten ayrı pasajlarda geçiyor, orada da olağanüstü/istisnai bir durumdan ötürü tanrıya bir oruç adama mevcut. Bununla ramazan ayına özel gelen muhkem ayetleri karıştırmamak gerekir. Sakınmak/kendini tutmak gibi geniş çerçevede anlaşılabilecek bir kelimede eğer terk-i kelam olsaydı bakara suresindeki pasajlarda bu tanrı tarafından net olarak belirtilirdi diye düşünüyorum. Velhasılı vardığım sonuç konuşmamanın ramazan siydıbına dahil olmadığı yönünde.

    Beyler durum böyle. Din çok hassas bir konu ve lütfen benim sözlerimi hakikat olarak baz almayın, kendi araştırmanızı yapıp kendinizi ikna edin. Bu kadar hassas mevzularda insanları yanlış yönlendirip sapkınlığa sebep olmaktan tanrıya sığınırm. Eğer hatalı bir şey yazmışsam ve insanları yanlış yönlendirmişsem siz akıl sahipleri olarak derhal beni çürütün ki hakikatin ışığı parıldasın. Sadece bulduklarımı sizle paylaşmak ve geldiğim son noktayı göstermek istedim. Ramazan ayınız bol ve bereketli geçsin, tanrının rahmeti daimi olarak üzerinizde olsun. Tanrı tuttuğunuz orucu kabul etsin. Barış ve esenlik sizinle olsun.
    ···
  • +3
    unbelievable my7
    Ben hala ıkındığını görüyorum. Olm basbayağı dolmuşsun adama işte, dolmasan bir anda o denli bir pislik saçamazsın. O yazdıklarını iyi oku çünkü ağır semptomlar saçtın. Karşıya yaftaladığın her şeye aslında sen sahipsin ve karşı tarafa yükleyerek rahatlıyorsun, bu en bilindik beta semptomlarından birisi. Kardeşlik hata yapmana değil, hatandan ne kadar hızlı dönmene bakar bunu biliyoruz. Fakat buradaki de öyle basit tarzda bir hata değil, uzun süredir içinde beslediğin o negatif duyguları hep bastırdığını ve çözüme hiç gitmediğini gösterir. Çözmek yerine yüzleşmekten kaçıp hep iki yüzlü olmayı ve taklit etmeyi seçmişsin. Bak sonda bile "lol" falan çakman hala samimiyetsizliğini gösteriyor bana. Bu kadar büyük nankörlükten sonra insanın "tmm knk ehehe" tavrına bürünmesi hatasıyla yüzleşmediğini gösterir. Bak senin için iyi bile oldu diyebilirim, bu hollywood pozlarını sürdürdüğün süre boyunca acın git gide artacaktı. Sana da güzel güzel açıkladı insanlar, ben bu denli mallığı yapan birine oturup bilale anlatır gibi anlatmazdım. Yapacağın yüzleşmenin tak gibi hissettirecek olduğunu biliyorum ancak bir yalanı taklit halinde yaşamaya tercih eder misin artık senin kararın. Şu saatten sonra bizlik bir mesele yok yani.
    ···
  • 0
    unbelievable my7
    Lennnnnn dal daşak meydana çıkmış bu kadar mı kinliydin adama puhahaha
    ···
  • daha çok