• 0 / 0 / 49 entry
  • 12 başlık
  • 365.53 incipuan

huurbocegi önüncü nesil normal

  • 0
    şanlı marşımızı
    Senin ananı eşek kere gibeyim dıbına kodumun ruhsuz huur evlatları gibtirin gidin lan sözlükten nasıl silik yemiyor bunlar hala anlamıyorum senin ben kürdistanını gibeyim huur torunları sizi
    ···
  • 0
    ilk yerli antivirüs programı chomar hizmete girdi
    Türkiye'nin ilk antivirüs yazılımı olan Chomar (Çomar) resmen hizmete girdi. Chomar'ın özellikle milli güvenliğin korunmasına ve ekonomiye katkı sağlayamasına kesin gözüyle bakılıyor. Ülkemiz, dünyada antivirüs teknolojisine sahip 17 ülkeden biri oldu. Milli imkanlarla geliştirilen yerli antivirüs yazılımının adı Chomar (Çomar).

    MiLLi GÜVENLi AÇISINDAN ÖNEMLi BiR ADIM

    Yerli yazılım, ekonomiye katkı ve milli güvenlik açısından da önemli bir imkan sağlayacak. Chomar antivirüs yazılımı Mersin'de Teknopark'ta geliştirildi. 10 kişilik mühendis ekibinin 3 yıllık çalışmasın ürünü olan milli antivirüs programı, üstün bir kalitede.

    Chomar, en yüksek seviye olan Gold sertifikasına sahip. Dünyada bu sertifikayı alan 33 adet ürün bulunuyor. Programın 2 versiyonu var.

    CHOMAR ANTiViRÜS ÖZELLiKLERi

    On-Access Tarama

    Tehditleri gerçek zamanlı olarak algılayarak bilgisayarınızı etkilenmeden engeller.

    Antivirus ve Antispyware

    Virüsler, casus yazılımlar ve diğer zararlı yazılımlara karşı bilgisayarınızı korur.

    Self-Defense

    Zararlı yazılımlara karşı savunma mekanizması.

    Sezgisel Koruma

    Yeni ve tanımlanmamış zararlı yazılımlara karşı koruma.

    Düşük Kaynak Tüketimi

    Bilgisayarınızı kullanılmaz hale gelmesine karşı korur.

    Otomatik Güncelleme

    Lisans süreniz boyunca, en güncel tehditlere karşı otomatik olarak güncelleme.

    Sunum Modu

    Herhangi bir program tam ekran çalışırken açılır pencereleri engeller.

    Türkçe Destek

    Aboneliğiniz süresince müşteri hizmetlerinden 7/24 faydalanabilirsiniz.

    Uzaktan Yönetim

    Uzaktan yapılandırma sağlayarak etkin bir yönetim.

    internet Koruması

    Zararlı web sitelerine erişimi engeller. internetten indirilen dosyaları otomatik olarak tarar.

    E-Posta Koruması

    istenmeyen veya kötü amaçlı e-postaları gelen kutunuzdan uzak tutar, ekleri otomatik tarar.

    Güvenli Dosya Silme Aracı

    Önemli verilerinize zarar vermeden geri getirilemeyecek şekilde kalıcı olarak silmenizi sağlar.

    Veri Kasası

    Önemli verilerinizi şifreleyerek yetkisiz erişimlere karşı korur.

    Veri Kaçağı Önleme

    Tanımlı olmayan çıkarılabilir aygıtların kullanılmasını engeller.

    Kaynak : http://www.haberler.com/i...ete-girdi-9264516-haberi/

    Antivirüs Web Sitesi : https://chomar.com.tr/
    ···
  • 0
    her gün 10 dakika kitap okuyun
    Türk Klagibleri
    Dünya Klagibleri
    ilber Ortaylı Kitapları
    Platon - Devlet
    George Orwell - 1984
    Sinan Meydan Kitapları
    ···
  • 0
    entrynizin son rakamına göre hakettiğiniz araba
    deneme metini
    ···
  • +8
    siyasetcilerin unutulmaz sözleri
    MALUM ŞAHIS : "Ben Evlatlarıma Helal Lokma Yedirmediğim Halde"...
    ···
  • +1
    göz hizası
    Kardeşim benim derdim şuku değil amk beyinsizleri okumadan çügülüyor ona sinir oluyorum ama eyvallah teşekkür ederim
    ···
  • +1
    göz hizası
    Şu okumayıp da çügüleyen beyin özürlüler bir okuyup öyle karar versinler çok hoşuma gitti paylaşmak istedim hadi eyvallah
    ···
  • 0
    göz hizası
    Kendi çocuklarıma içim yandı. Evlenmeden önceki bilincimi, kafamın karmaşıklığını, evlendiğim kıza ettiğim eziyetleri ve ondan da acısı, kendi yavrularıma çektirdiğim acıları düşündüm. Biraz daha düşününce kendimin de acı çektiğini anladım ve bu sefer kendi çocukluğuma içim yandı. Daha sonra babamın, anamın çocukluğuna içim yandı. Ve son durak olarak ülkemin tüm çocuklarına içim yandı.
    Yine kimseye kızamayacağımı anlayınca, ‘bundan sonra ne yapabilirimle ilgili düşünmeye karar verdim. işte değerli okurum; yazdığım kitaplar, verdiğim seminerler, hazırladığım televizyon programları, ‘Ne yapabilirim? ‘ sorusuna verdiğim yanıtların öğeleridir. Sally’nin içinde yetiştiği ortamı görmüş ve anlamış biri olarak onun davranışlarına şimdi daha iyi anlam verebiliyorum. Sally, içinde yetiştiği ailede, varoluşun beş boyutunu da doya doya yaşayabilmişti. Çocuğun hizasına inerek onunla göz göze konuştuğunuz zaman çocuk, ‘Sen varsın, sen doğalsın, sen değerlisin, sen güçlüsün ve sen sevilmeye layıksın’, mesajı alır ve çocuğun CAN’ı beslenir.
    Çocuğuyla randevusuna sadık kalan baba, ‘Seninle zaman geçirmek istiyorum, seni özledim’, mesajını güçlü olarak verir. Çocuk bu mesajı zihinsel olarak değil, sezgisel olarak alır ve aldığı bu sezgisel mesajlar sayesinde çocuğun hamuru, ‘Ben sevilmeye layık biriyim!’ diye yoğrulur.
    Bir ana babanın çocuklarına verebileceği en büyük miras, varoluşun beş boyutunda beslenmiş ve buna inanmış güçlü bir CAN’dır.
    ···
  • 0
    göz hizası
    Brian’ın yaşam vizyonunu sormadım, ama davranışından nelere öncelik verdiği belli oluyordu. Brian için çocukları şüphesiz en az işi kadar önemliydi. Brian’ın yaşamında bununla ilgili bir pişmanlık duygusu, bir ‘keşke’ olmayacak.
    Sally’e sordum: “Baban seninle randevulaşır mıydı?”
    “Evet”, dedi, “yalnız benimle değil, her çocuğuyla sırasıyla başbaşa zaman geçirirdi. Ve ilave etti, “Biz böyle gördük, böyle biliyoruz. Benim çocuğumun da babası böyle yapacak!”. Gülümseyerek, “Nereden biliyorsun?” diye sordum.
    “Biz Frank’le konuştuk” diye cevap verdi. Yine içim cız etti. Daha doğmadan çocuğun gelişme ortamıyla ilgili bir bilinç oluşmuştu.
    ···
  • 0
    göz hizası
    O bakışa karşı bütün yaptığım, mahcup bir gülümseme oldu.
    Bu güleryüzlü sıcak ailede dikkatimi çeken ikinci olay, Sally’nin ağabeyi Brian’ın davranışı oldu. Brian, Pasifik ülkeleriyle ticaret yapan, oldukça varlıklı biriydi. Evlerinin büyüklüğünden, yüzme havuzundan, çiftliklerinden, arabalarının türünden ailenin zenginliği belli oluyordu. Kahvaltıdan sonra saat on bir dolaylarında telefon çaldı ve Brian bir süre telefonla konuştu. Ofisten arıyorlarmış, Koreli bir işadamı Los Anegeles’ta imiş, kendisiyle görüşmek için helikopterle saat 14’te gelmek istiyormuş. Başka bir randevusu olduğunu söyleyerek bu teklifi reddetmiş olan Brian, bize durumu şöyle açıkladı: ‘Dört çocuğum var ve her hafta biriyle dört saat başbaşa geçiririm. Bugün dört yaşındaki kızım Mary’le randevum var. Çocuklar çok çabuk büyüyorlar, eğer dikkat etmezsen, bir bakıyorsun, büyümüşler ve onlarla beraber zaman geçirme olanağı kaybolmuş.
    ···
  • 0
    göz hizası
    Tüylerim diken diken oldu. Ben üniversite öğretim üyesiydim ve insan pgibolojisi benim uzmanlık alanımdı ama üç çocuğumdan hiçbiriyle göz hizasına inerek konuştuğumu hatırlamıyordum. Kendime kızdım; sonra kendime kızmaktan da vazgeçtim, beni yetiştirenlere kızdım. Sonra onlara kızmaktan da vazgeçtim ve bütün nesilleri yetiştiren kültür ortdıbına kızdım. Daha sonra kimseye kızmayacağımı anlayarak, oradaki öğrenme fırsatından yararlanmaya karar verdim. Torunlarının önünde diz çökerek konuşan dede George’a “Beyefendi, çocukların göz hizasına inerek konuşuyorsunuz!” dedim. Bana biraz şaşkınlıkla gülümseyerek, “Tabii, onlar küçük insanlar!” yanıtını verdi. Öyle bir bakışı vardı ki, bu bakış sanki ‘Bu kadar doğal bir şey ki, herhalde bunu herkes yapıyordur; sen yapmıyor musun?’ diyordu.
    ···
  • 0
    göz hizası
    Bu planımı Sally’e söylediğimde Sally, “O gün ben de aileme gidecektim; isterseniz beraber gidebiliriz,” dedi. Ailesine haber verdi. Onlar da sabah kahvaltısına gelmemizi söylemişler. Long Beach’ten sabahın altısında yola çıktık ve dokuz buçuk civarında Sally’nin ağabeyi Brian’ın evine vardık. Sally’nin babası George orada buluşmamızı uygun görmüş. Çok güleryüzlü bir aileydi. Brian’ın, en ufağı dört yaş civarında dört çocuğu vardı.
    Ziyaret ettiğim bu güleryüzlü sıcak ailede, iki olay gerçekten dikkatimi çekti. Bunlardan ilki, Sally’nin babası George’un torunlarıyla konuşurken onların göz hizalarına inmesiydi. Bunu o kadar doğal yapıyordu ki, artık farkına varılmadan yapılan bir davranış olduğu belliydi. Sally’ye, babasının torunlarıyla hep böyle mi konuştuğunu sordum. “Evet” yanıtını alınca, kendisi çocukken de babasının, onunla göz hizasına inerek mi konuştuğunu sordum. “Evet, biz böyle biliyoruz. Ağabeyim Brian da çocuklarıyla böyle konuşur; ben de kendi çocuklarımla böyle konuşacağım. Biz böyle biliyoruz”, dedi.
    ···
  • +1
    göz hizası
    Yüzüme tokat yemiş gibi oldum. Utandım. Kendime kızdım. Ben güya en yüksek eğitim düzeyine gelmiş biriydim ve karşımdakini hala dış görünüşe göre yargılıyor ve onu “ayı” olarak görüyordum. içimdeki pislikten utandım. Bir süre sonra Sally’nin içinde yetiştiği aile ortdıbını merak etmeye başladım. Şöyle bir mantık yürüttüm: o adama baktığım zaman ben neden, ‘Armudun iyisini ayılar yer’ diye düşündüm? Çünkü ben, içinde yetiştiğim ortamda sık sık bu benzetmeyi duyarak büyümüştüm. içinde yetiştiğim ortam beni nasıl etkilemişse, Sally’nin içinde yetiştiği ortam da onu öyle etkilemiş olmalıydı.
    Birkaç hafta sonra Sally’e, ailesinin nerede oturduğunu sordum. Los Angeles’in üç yüz elli km kuzeyindeki bir kasabada oturuyorlarmış . Onun ailesiyle tanışmak istediğimi, bunu mümkün olup olamayacağını sordum. “Kendilerine bir sorayım, eminim sizinle tanışmak isteyeceklerdir,” dedi ve iki gün sonra, “Ailemle konuştum; sizinle tanışmaktan mutlu olacaklarını söylediler,” dedi. Dört-beş hafta sonra San Francisco’ya gidecektim, Sally’nin ailesinin yaşadığı kasaba yolumun üstündeydi, onlara uğrayabilir, onlarla tanıştıktan sonra yoluma devam edebilirdim.
    ···
  • 0
    göz hizası
    Şaşkınlığı geçince çok içten, gözlerinin içi gülerek, “O şahane bir insan; o benim kahramanım! Ben ondan çok şeyler öğrendim” dedi.
    O anda ilk hissettiğim şey kıskançlık duygusu oldu. Güzel bir kadının erkeğine, “Sen benim kahramanımsın” duygusu içinde bakmasının erkeğe verilmiş en büyük hediye olduğunu hissettim ve anladım. Bu hediyeyi, hayatım boyunca hiç almadığımı biliyordum ve o kişiyi kıskandım.
    “Nasıl yani?” dedim.
    “Frank bir yetimhanede büyümüş. Yetim olmanın ne demek olduğunu bildiği için, üniversite öğrencisi olunca, yetimhaneden iki çocuğa ağabeylik yapma kararı almış. Haftada on saatini onlara ayırıyor; onlarla buluşup oynuyor, kitap okuyor, onları müzeye zütürüyor. Onların iyi gelişmesi için elinden geleni yapıyor. Biri ameliyat oldu, hastanede yatıyor ve Frank şimdi akşamları hastanede kalıyor, geceleri ona bakıyor.”
    ···
  • 0
    göz hizası
    Bu kişiye parası için yüz vermiş olabileceğini düşündüm. Daha sonra öğrendim ki, bu genç adamın parasal gücü yok; başka bir üniversitenin pgibolojik danışmanlık bölümünde doktora öğrencisi olarak okula devam ediyor ve ileride akademisyen olarak kariyer yapıp profesör olmak istiyor.
    Acaba benim güzel öğrencim bu adamda ne bulmuştu? Bir hafta sonra ders çıkışı koridorda öğrencimin yanına yaklaştım ve Sally adıyla anacağım öğrencimle aramızda şöyle bir konuşma geçti:
    “Sally, nişanlınla nasıl tanıştığınızı merak ediyorum?
    “Bir kilise faaliyetinde aynı komitede çalıştık; o zaman tanıdım kendisini “
    “Nesi seni etkiledi; hangi özelliklerini sevdin?
    Sally, bir Amerikalı olarak bu soruyu hiç beklemiyordu. Amerikan kültüründe, bu tür sorular kişinin mahremiyetine tecavüz olarak kabul edildiğinden pek sorulmaz. Amerikan kültürüne göre ben o anda Sally’nin mahremiyetine ‘burnumu sokuyordum.’
    ···
  • -2
    göz hizası
    NOT : Hikaye ALINTIDIR.

    Kaliforniya’ da Long Beach şehrindeki Eyalet Üniversitesi’ nde öğretim üyesi olarak ders verirken, aynı sömestrde benim iki dersimi alan bir kız öğrencim dikkatimi çekmeye başlamıştı. Bu genç bayanın şu özelliklerinin farkına varmıştım: Her şeyden önce çok güzel bir kızdı; gözüm gayri ihtiyari ona gidiyordu.
    ikinci olarak çok iyi bir öğrenciydi; bütün sınav ve ödevlerde en yüksek notu o alıyordu. Ayrıca, çok hanımefendi, çok nezih bir kişiliği vardı. Bölümün bir pikniğinde kız öğrencimin nişanlısıyla tanıştım ve itiraf edeyim, ilk aklımdan geçen, “Armudun iyisini ayılar yer” düşüncesi oldu. Yukarıda özelliklerini saydığım o güzel kızın bana tanıştırdığı erkek, yirmi yedi-yirmi sekiz yaşlarında, saçı biraz dökülmüş, şişman denecek kadar toplu, çirkin, kısa boylu biriydi.
    ···
  • +1
    annem ölmeyecek sanırım beyler gelin dostlarım
    Kardeşim bu arada Allah yardımcınız olsun çok sevindim
    ···
  • 0
    annem ölmeyecek sanırım beyler gelin dostlarım
    Senin gibilerin ben sülalesini gibeyim dıbına kodumun evlatları nerde ne konuşacağını bilmez huur çocukları adam olun lan biraz adam
    ···
  • 0
    pkk lı babam evden kovdu
    Kardeşim helal olsun sen doğru olanı yapmışsın ülkenin sizin gibilere ihtiyacı var
    ···
  • 0
    beyler yardım pc çöktü
    Dostum usb boot yapman lazım dosyaları kurtarmak istiyorsan ubuntu kur usb boot yaparak ordan dosyalarını al sonra usbye win 10u kur bootable disk yapip pcye tak win 10 u kur pcye
    ···
  • 0
    telefonunuzdan memnun musunuz baylar
    gibtirin gidin şu sözlükten dıbına çomak soktuğumun muallakleri yeter artık amk
    ···
  • 0
    ıphone için internetsiz kullanabileceğim
    Musify var panpa
    ···
  • 0
    pornclub virüsü up up up yardım
    Kardeşim playden kurma uygulamayı sende play linkini alıp http://apps.evozi.com/apk-downloader adresine yapıştır indir kur öyle kurtarırsın.

    Böyle yapmana izin vermiyorsa telefona factory reset yaparsın daha da güzel olur.
    ···
  • 0
    atatput u sevmemek için nedenler
    Atatürkü sevmemek için nedenler :
    1 - züt kılı olmak
    2 - züt kılı olmak
    3 - züt kılı olmak

    çomar beyinsizler sizi
    ···
  • 0
    bilgisayardan anlayan panpalarım yardıma muhtacım
    Panpa ya anakart ya da güçten oluyor bunlar
    ···
  • daha çok